Catalog

SAYFA CUMHURİYET 29 ŞUBAT 2012 ÇARŞAMBA 6 TÜSİAD’DAN JET YANIT: HABERLER Alt komisyona çağrılmayıp kesintili eğitim önerisi yazılı olarak alındı Görüş bildirdik İstanbul Haber Servisi TÜSİAD Yönetim Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısındaki eleştirilerine yanıt verdi. TÜSİAD, eğitim gibi can alıcı bir konuda TBMM’ye sevk edilmiş bir kanun teklifine, sivil toplum örgütü olarak görüş bildirmenin demokratik anlayışın gereği olduğunu vurgulayarak “Bu görüş bildirimi, katılımcı demokrasi bağlamında, bir ‘saldırı’ olarak değerlendirilmemelidir. Bir iş dünyası temsil örgütü ve sivil toplum örgütü olarak bu konularda çalışmaya ve görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz” yorumunu yaptı. TÜSİAD tarafından yapılan açıklamada, TBMM’ye sunulan kademeli eğitim sistemiyle ilgili eleştirilerini bir kez daha sıraladı: “Kanun teklifi ile ilgili açıklamamızda din eğitimi konusuna değinmemiş, mesleki eğitime bütünsel bakışla konuyu değerlendirmiştik. Sayın Başbakan gündeme getirdiği için belirtmek isteriz ki eğitim sisteminde hangi modelin uygulanacağı sadece din eğitimi bağlamında tartışıldığı takdirde sağlıklı bir sonuca ulaşamayız. Okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmasını, zorunlu eğitimin süresinin hangi tarih itibarıyla uzatılacağının belirsiz bırakılmayıp, bir takvim çerçevesinde belirlenmesini talep ediyoruz. İlköğretimde okullaşma oranları artmasına rağmen, kızların eğitimi ülkemiz için hâlâ önemini koruyan bir meseledir. Kanun teklifinde muğlak bir düzenleme olan açıköğretimin, ikinci kademeden üçüncü kademeye kaydırılacağı yönündeki açıklamalar, aslında TÜSİAD’ın ve diğer eğitim STK’lerinin eleştirilerinin, konunun daha detaylı düşünülmesine katkı sağladığını teyit etmiştir. ” TÜSİAD’a veto ÇANKAYA KÖŞKÜ: MGK’DE GÖRÜŞÜLMEDİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in dün yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına davet edilmesinin önceki toplantıda kararlaştırıldığını, toplantıda kesintili eğitim yasa önerisinin kesinlikle gündeme gelmediğini bildirdi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Milli Eğitim Bakanı Dinçer’in dünkü MGK toplantısına katılmasıyla ilgili bazı basınyayın organlarında yapılan yanlış anlamayı gidermek amacıyla açıklama yapılmasını istediği belirtildi. MAHMUT LICALI ‘Şebi Yelda’ Türkiye’nin yüzleşmek, hesaplaşmak zorunda olduğu gerçeklerin sayısı birden fazladır. Üstelik hepsi birbirinin üstüne yürüyor, birbiriyle savaşıyor; gerçek, ekonomi sahtekârlıklarının, politika girdaplarının içinde kayboluyor. Geleceği kurmak isteyenin, ütopyası olanın mücadelesi, çoğu zaman abartılmış manşetlerin altında kalıyor. Kavramlar dünyasında yalan ve demagoji egemenliğini sürdürürken gerçeği kurgudan, komplodan ayırmak zorlaşıyor. İktidara ilişik yandaşın kötü niyeti, gerçeği arayan gazetecinin iyi niyetini kovuyor. Baskı kıskacındaki gazeteci de bu sisli havanın içinde “geç kaldım, demagojinin egemenliğinde söylediklerim gölgede kaldı” diye düşünüyor. Manşetler olup bitenin yalnızca bir boyutunu iri puntolarla anlatırken gerçek eğilip bükülüyor, hakikat uzaklaşıyor, sis koyulaşıyor. Ne yapmalı o zaman? ??? Bu soru pek eski, Çernişevski’den, Lenin’den bile eskidir. Yanıtı sürekli değişen bu soruya, eğer zamanın ruhuna teslim olmayan, onu zorlayan bir yanıt bulabilmişseniz devrimci olabilme ihtimaliniz yüksektir. Teslim olmuşsanız, siz ne kadar şatafatlı, tahrik gücü yüksek nutuklar atarsanız atın, statükocu olacaksınız, zamanın ruhu bile size onay vermeyecektir. ??? Aslında ekonominin, politikanın pek karmaşık görünen dağdağası içinde, ihmal edilebilir olanları ayıklar, diyalektik bir soyutlamayı başarabilirseniz, gerçek kendini hiç nazlanmadan gösterecektir. Bu yolun ilk durağı, sorunları görmezden gelmekten vazgeçmekse, ikincisi o sorunlarla yüzleşebilmektir. Ama burada durup, yüzleşmenin, kendini kandırmadan yapılması gerektiğinin altını kalın kalın çizmeli. Geleceğe dair bir ütopyan yoksa, insan haklarına yüz çevirmiş, soyutlama yapayım derken, insanı, ezileni, sömürüleni ihmal etmişsen, yüzleşmeyi de zinhar başaramayacaksın. Haber böyle dikleşiyor, manşet böyle irileşiyor. Bunun ne kadar zor bir iş olduğunu bilen bilir. Hata payı pek büyüktür. Ama yine de gerçeği aramaktan vazgeçecek değilsin herhalde. İşin bu çünkü senin. ??? Üçüncüsüne geldi sıra. Sorunlarla yüzleşmeyi başarabildinse, bir yanıtın var demektir. O yanıtı soranlara söylemekten niye sakınacak, neden sayfanın dibine saklayacaksın? Haberi yaz, spotunu çıkar, başlığını at, manşetini kur. Verdiğin cevabı beğenmeyenlerin kum kadar çok olduğunu görecek, itirazların içeriğe mi, biçime mi yöneldiğini anlamakta zorlanacaksın. Her ikisi de sana büyük ödüldür. Ne güzel, içeriğe itirazı tartışmaktan büyük devlet olur mu? Değişeni belki de iyi anlayamamışlardır, belki sen de yüzleşmeyi kendi kendinle, yalnızca kendi kurgularınla yapmış, kendini avutmuşsundur. ??? Uzun bir gecenin sonunda, sabahın kör karanlığında, bütün bunları yazarken yavaş yavaş aydınlandı ortalık. Yeniden kente dönen kar bu defa tutmadı. Yalnızca ince bir beyazlık sokakta, çatılarda... Gerçekle hakikatin muhteşem dansını düşünürken yaşadığın gecenin değil, uzak mavi bir karanlıkta ışıltısını gördüğün ütopyanın, en uzun gece, “şebi yelda” olabileceğini anladın. Mırıldandın sonra: “Şebi yeldâyı muvakkitle müneccim ne bilir / Mübtelâyı gama sor kim geceler kaç sâat.” 4+4+4 düzenlemesinde açık öğretim ayarı AKP Grubu’nu kızdırdı ‘Asli değil tali değişiklik’ ERDEM GÜL AİHM KARARI GÖRMEZDEN GELİNDİ İlbeği Keskin (sağda) Din dersi dayatması Yurt Haberleri Servisi Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde Atatürk İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencisi Şevin Keskin’in babası İlbeği Keskin, çocuğunun zorunlu din derslerinden muaf tutulması için Hacıbektaş Kaymakamlığı’na bir dilekçeyle müracaatta bulundu. Ancak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına karşın talebi reddetti. Amasya’da bir öğrenci mahkeme kararıyla din dersinden muaf tutulmuş, derslere girmemişti. Kendisine ilçe milli eğitim müdürlüğünden gönderilen yanıt yazısında azınlık okulları dışında kalan ilk ve ortaöğretim okullarında Hıristiyan ve Musevilik dinlerine mensup öğrencilerin bu dinlerden birine mensup olduklarını belgelemeleri halinde, bu derse girmelerinin zorunlu olmadığını, onun dışında kalan öğrencilerin derse girmesi gerektiği bildirildi. Baba Keskin, Danıştay ve AİHM kararlarının uygulanmasını istedi. ANKARA Kız çocuklarını okuldan uzaklaştıracağına ilişkin tepkiler üzerine AKP’nin açıköğretim uygulamasını 4. sınıftan 8. sınıfa çeken değişiklik kararı, AKP milletvekillerinin tepkisiyle karşılaştı. AKP’liler bu değişikliğe “geri adım” diye karşı çıkarken Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bir geri adım olmadığını, alternatiflerden birini Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla gerçekleştirdiklerini söyledi. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli de temel amaçlarda geri adım atmadıklarını, değişiklikleri “tali konularda yaptıklarını” söyledi. AKP yönetiminin açık öğretim yaşı konusunda önergeyle değişikliğe gitme kararının ardından dünkü AKP grup toplantısının basına kapalı bölümünde Milli Eğitim Bakanı Dinçer milletvekillerini bilgilendirdi. Dinçer, kesintili eğitim düzenlemesini anlatırken dünyadan örnekler verdi. Bir haksızlığı giderdiklerini anlatan Dinçer, yapılan eleştirilerin de idelojik olduğunu ileri sürdü. Edinilen bilgilere göre toplantıda milletvekilleri, kız çocuklarını okuldan uzaklaştıracağı eleştirileri üzerine açık öğretim yaşının yükseltilmesi konusundaki karara tepki gösterdi. Milletvekilleri, bunun “geri adım” olacağını belirterek, bu değişikliği kabul etmediklerini, bunun neden yapıldığının açıklanmasını istedi. Bakan Dinçer de asla bir geri adım içinde olmadıklarını, düzenlemeyle 15 yıllık büyük bir haksızlığı giderdiklerini, ya pacakları değişikliğin düzenleme içinde düşündükleri alternatiflerden biri olduğunu ve Başbakan Erdoğan’ın talimatı üzerine yaptıklarını söyledi. Dinçer’e AKP’lilerden, önceki gün gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına katılmasının kesintili eğitim düzenlemesiyle bağlantılı olarak algılandığı, bunun böyle olup olmadığı da soruldu. Bakan Dinçer, yeni alınan öğretmenlerin daha çok Güneydoğu’da görevlendirileceğini, bununla ilgili MGK’ye katılıp bilgi verilmesinin önceden planlandığını, MGK’ye katılımının kesintili eğitim düzenlemesiyle bir ilgisi bulunmadığını söyledi. Dinçer, Zonguldak’ta Bülent Ecevit, Konya’da Necmettin Erbakan üniversiteleri kurulacağını açıkladı. Okula başlama yaşı 5’e çekiliyor KP Grubu’nun basına kapalı bölümünde okula başlama yaşının bir yıl öne çekileceği bilgisi verildi. AKP’li Canikli, planladıkları bu değişikliği, “Okulöncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi söz konusu değil. Çünkü okulöncesi okullaşma oranı yüksek seyrediyor ve 2014’te yüzde 100’e ulaşacak görünüyor. Asıl olarak liselerde okullaşma oranını yükseltmek. Onun için biz okula başlama yaşının bir yıl öne çekilmesini mümkün görüyoruz. Komisyonda böyle bir öneri gelirse başlama yaşının bir yıl öne çekilmesine yani 6’dan 5’e çekilmesine sıcak bakarız” diye doğruladı. A ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sert bir dille eleştirdiği ve alt komisyona çağrılmayan TÜSİAD, kesintili eğitim önerisinin görüşüldüğü alt komisyona gönderdiği yazılı öneride, AKP’nin kesintili eğitim teklifinde katılımcı ve kapsamlı bir müzakere sürecinin işletilmediği, önerinin Türkiye’nin ihtiyacı olduğu eğitim reformunu karşılamadığı görüşünü vurguladı. TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda oluşturulan alt komisyon dün kesintili eğitim önerisiyle ilgili ilk toplantısını yaptı. Toplantının sabahki oturumunda eğitim sendikaları, öğleden sonra da eğitim fakültelerinin dekanları ile bazı sivil toplum örgütlerinin önerileri dinlendi. CHP ve MHP’li alt komisyon üyelerinin çağrılmasını talep ettiği TÜSİAD komisyon çalışmalarına davet edilmezken İmam Hatip Liseleri Mezunları Derneği (ÖNDER) ve Ensar Vakfı gibi bazı örgütler komisyona gelerek görüşlerini bildirdi. TÜSİAD’ın komisyona yazılı olarak sunduğu öneride, demokratikleşme sürecinde iyi eğitimli, çoğulcu, özgürlükçü niteliklere sahip bir topluma ulaşmanın ana hedef olması gerektiği vurgulandı. 12 yıllık eğitime ne zaman geçileceğinin Bakanlar Kurulu’na bırakılmaması talep edilen öneride, bunun yasal olarak takvime bağlanması gerektiği kaydedildi. Okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması gerektiği belirtilerek “Mesleki eğitime yöneltme ve yönlendirmenin erken yaşlara çekilmesinin, temel eğitimin yeterli şekilde verilememesi, bilinçsiz meslek tercihleri ve çıraklık yaşının düşmesi yönünde sakıncaları vardır” denildi. AKP’nin önerisinin gelişmiş ülke örnekleri ile uyumlu olmadığı belirtilen öneride, şu tespitler yapıldı: “ABD, Fransa ve İngiltere’de öğrenciler, 16 yaşına kadar mesleki programlara yönlendirilmemektedir. Öğrencilerin farklı yetenekleri, seçmeli dersler ve ders dışı etkinliklerle geliştirilmektedir. Çıraklık yaşının 11’e düşürülmesi, çocuklar açısından sakıncalıdır. İlköğretimin iki kademeye ayrılması, kız çocuklarının eğitime katılım ve okula devamı açısından sakıncalar yaratabilecektir. İkinci kademeye geçişin yeni bir merkezi sınav modelini beraberinde getirip getirmeyeceği de belirsizdir.” Öneriler dinlendi Alt komisyona davet edilen ÖNDER Başkanı Hüseyin Korkut, Doğu ve Güneydoğu’da inanç ve vicdani yönelim dolayısıyla kız çocuklarının; yatılı okullarda, karma ortamda ve zorunlu eğitimin kılık kıyafet dayatması nedeniyle örgün eğitime katılamadığını savundu. Kıyafet yasağının kaldırılmasını talep eden Korkut, karma eğitim sisteminin yanında isteğe bağlı olarak kızerkek okullarının kurulmasını istedi. Korkut, okulöncesinden lise son sınıfa kadar isteğe bağlı din ve Kuran eğitimine ilişkin dersler konulmasını da istedi. Eğitimİş Genel Başkanı Veli Demir kesintili eğitimin siyasi bir karar olduğunu belirterek “Yıldönümünde 28 Şubat’ın rövanşı mı alınıyor?” dedi. Demir, 1 yıl okulöncesi 9 yıl temel, 3 yıl ortaöğretim olmak üzere zorunlu 13 yıla çıkarılmasını talep etti. EğitimSen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, meslek eğitiminde yönlendirmenin ileri yaşlarda yapılması gerektiğini söyledi. Yıldız, okulöncesi 2, ilköğretim 9, ortaöğretim 4 olmak üzere zorunlu eğitimin 15 yıl olmasını istedi. Türk EğitimSen Genel Başkanı İsmail Koncuk, öneride yer alan açıköğretim sistemini “hata” olarak değerlendirdi. Koncuk, din istismarının bitmesi için ikinci ve üçüncü kademede seçmeli din dersi ve Kuran derslerinin konulmasını önerdi. Eğitim BirSen Genel Sekreteri Ahmet Özer, 8 yıllık kesintisiz eğitimi 28 Şubat’ın eğitime yansıması olarak tanımlarken zorunlu eğitimin 4+4 olmasını önerdi. ODTÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Özden, eğitimin bölük pörçük olmaması gerektiğini ifade etti. ‘Tali konuları değiştiriyoruz’ Düzenlemede imzası bulunan AKP Grup Başkanvekil Canikli ise değişikliklerin asla bir geri adım olmadığını belirterek, “Bizim düzenlemede asıl olarak üç temel amacımız var. Bunlar 4+4+4 yani kesinti, katsayı ve 12 yıldır. Bunlar duruyor bir değişiklik yok. Değişiklik sadece tali konularla ilgili. Bize daha çok kız öğrencilerle ilgili, asıl olarak açık öğretim yaşında kız çocuklarla ilgili gedik bularak saldırdılar. Biz de durumu değerlendirdik ve bunun kademesini değiştirdik. Ama bu geri adım değil, asli bir değişiklik değil. Düzenlemenin asli temel unsuru asla değişmiyor” dedi. YENİ AN AYAS A SÜRECİ Alevilere çağrı İstanbul Haber Servisi Kartal Cem Vakfı Başkanı İsmail Saçlı, AKP hükümeti tarafından yürütülen “Alevi Çalıştayları”ndan sonuç alınamadığını belirterek yeni anayasa sürecinde tüm Alevi örgütlerini ortak çatı hareketi oluşturmaya çağırdı. Birçok Alevi örgütü ile ortak çatı oluşturmak için görüştüğünü anlatan Saçlı, ilk tepkilerin olumlu olduğunu söyledi. Saçlı “Alevilerin neler istediğini, bunun için yapılması gereken çalışmaları bu zamana kadar mücadele yürüten tüm dernekler, vakıflar, federasyonlar ortak metin haline getirerek kamuoyuna deklare etmelidir” dedi. ESKİ YÖK BAŞKANI PROF. ÖZC AN, KOPYA ÜCRETLERİNİ AÇIKL ADI ‘Üniversite için 20 bin dolar, TUS için 70 bin lira’ UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA YÖK Başkanlığı’ndan görev süresinin uzatılmaması üzerine ayrılmak zorunda kalan Prof. Yusuf Ziya Özcan, son Dışişleri kararnamesi ile Türkiye’nin Polonya Büyükelçiliği görevine atanacak. Özcan, YÖK Başkanı olduğu dönem gündemde olan kopya soruşturmaları konusunda, “35 kişinin yapacağı şeyler değil bunlar. Arkasında mutlaka örgüt var” dedi. Özcan, çalınan üniversite sınavı soruları için 20 bin dolar, TUS sınav soruları için de 70 bin TL ödendiği iddialarını dile getirdi. İnternetten baktım ‘Chopin’in memle keti’: Henüz Dışişleri’nden brifing almadım. Ama internetten baktım. Kültürel hayat, edebiyat ve müzik açısından son derece zengin bir ülke. Chopin’in memleketi. Polonezköy’de yaşayanları ziyaret etmem lazım. Ayrıca Türkiye’de yaşamış olan Polonyalı bir yazar varmış. Onun evi müze yapılmış. Orayı da ziyaret edeceğim. KPSS kopyasının arkasında örgüt var: KPSS sınav sorularının çalınması olayının suçluları kimdir ortaya çıkmasını çok arzu ediyorum. Hâlâ peşindeyiz. Ben işin arkasında 35 kişinin değil daha büyük bir örgütün olduğu kanaatindeyim. O dönem üniversite giriş sınavı 20 bin dolara, TUS sınavı da 80 bin liraya satılıyor diye duyuyorduk. Tekerlerine çomak soktu ÖSYM Başkanı. İstenirse kaldırılabilir: YÖK kaldırılabilir de ancak ben üniversitelerarası ilişkiyi düzenleyecek küçük bir kurul olarak varlığını sürdürmesinden yanayım. Çevik Bir mektubu YÖK’te: YÖK’ten alınan dosyalarda ne var bilemiyorum ama orada Çevik Bir’in yazdığı mektup var. Ergenekon bağlantısı: Bunlar şimdi nasıl çıkıyor? Doğrusu çok acayip. Biz 4 yıl durduk aklımıza bile gelmedi eski dosyaları açmak. Kim akıl ediyor? Merak ediyorum. Büyük ihtimalle Ergenekon’dan yargılananların sözlerinden çıkıyor bunlar. ‘KAZANIML AR YOK EDİLİYOR’ Sanatçılar kaygılı İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin şair, ressam, heykeltıraş, çizer, sinema, tiyatro ve fotoğraf sanatçıları, Türkiye’nin geleceğinden kaygı duyduklarını, Cumhuriyetin kazanımlarının birbir yok edildiğini belirtti. Sanatçılar, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmak için güç birliği çağrısı yaptı. Sanatçılar “kaygılarını” bugün saat 12.00’de İstiklal Caddesi’ndeki Halep Pasajı’nda düzenleyecekleri basın toplantısıyla kamuoyuna duyuracak. C MY B C MY B