23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 ŞUBAT 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 yılda, on yılda çözmek kolay değil. İki taraf da bunu biliyor zaten... Bilinmeyen, Türk ve Rum kesiminin düşleri. O düşler, algıları öne çıkarmadı, olguların yaşama geçmesini istedi ve bugünlere gelindi. Sekiz yıl önceye dönüp Annan Planı’nın eşzamanlı oylamasına bakıldığında bu açık seçik görülüyor zaten... ??? KKTC’de olduğum için CHP’nin pazar ve pazartesi günü yaptığı “tüzük kurultayı”nı televizyonlardan izledim. Delegeleri “kurşun asker”, Mustafa Kemal’in kurduğu CHP’yi “babasının malı”, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibini de “misafir” sananlar, iki gün süren kurultayın sonucundan bakalım ders çıkarabilecekler mi? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, haziran kurultayını da kazanacak. CHP Türkiye için önemlidir ve bunun için kabuk değiştirmesi, sermayeemek çelişkisini sürekli olarak ortaya koyması gerekir. CHP’de önüne gelen milletvekili, grup başkanvekilleri Kılıçdaroğlu’na danışmadan her konuda ahkâm kesmemelidir. Bu gibi konuşmalar halkın büyük kesiminde tepkiye neden oluyor. Bir başka önemli konu, CHP sosyal demokrat bir çizgiye gelmeli, yurtseverliği kaba milliyetçilik sananlara hoşgörüyle bakılmamalıdır. Kemal Kılıçdaroğlu demokrasi ve özgürlükleri savunurken, laik demokratik Cumhuriyetin temel değerlerine de, Aydınlanma Devrimi’ne de sahip çıkıyor. ??? 1930’lu ve 40’lı yıllarda yaşamıyoruz... Elbet sömürgeci ve emperyalist güçlere karşı tavır alacaktır CHP ve almalıdır. Bunları yaparken yakın tarihimizle hiç utanmadan sıkılmadan yüzleşmelidir CHP... Seçmene ulaşmanın yolları vardır... CHP eğer halkla tümleşir, Kürt sorununu iyi algılarsa, emeksermaye çelişkisini sürekli vurgularsa sıkı muhalefet yapar, böylece de oylarını yükseltir... CHP’nin KKTC’yle bağları kopuk... Orada neler olup bittiğini de görmesi gerekir... ??? Fransa Anayasa Konseyi, soykırımların inkârını suç sayan yasanın anayasaya uygun olmadığına karar verdi. Demokrasi budur işte!.. İfade ve düşünce özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biridir. Geçmiş olsun Sarkozy, bundan sonra yeniden yasa çıkarsan ne olur çıkarmasan... ‘Tepkisiz kaldınız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, “kara bir leke” dediği 28 Şubat’ın 15. yıldönümünde, CHP’yi ve kesintili eğitim düzenlemesine muhalefet eden TÜSİAD’ı dün sert bir şekilde eleştirdi. Erdoğan, geçirdiği operasyon sonrası 2 haftalık aradan sonra katıldığı partisinin grup toplantısındaki konuşmasında özetle şunları söyledi: TBMM de mağdur: 28 Şubat olayı kara bir leke olarak yazılmış postmodern bir müdahale olarak zihinlere kazınmıştır. Biz, 28 Şubat’ın mağduru olarak bugün gururla ayaktayız, buradayız. TBMM, 28 Şubat’ın bir mağduru olarak bugün burada ve millet iradesini gururla, onurla temsil ediyor. Kindar gençlik: Necip Fazıl’ın, “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, emeğinin, kininin, kalbinin davacı 28 Şubat’ın yıldönümünde Başbakan Erdoğan’dan CHP ve TÜSİAD’a ağır suçlamalar Kıbrıs Sorunu ve CHP... LEFKOŞA / İSTANBUL Akdeniz’in ılıman havası yerini yağmurlu bir güne bırakmıştı... Lefkoşa’da yağmur altında dolaşıp, bir kahvede oturduk bir süre. Belediye temizlik işçilerinin grevi vardı. Sağlık Bakanlığı’nın önünden geçerken birikmiş çöpleri gördük önceki gün. KKTC’de çalışma saatleri sabah sekiz ile akşamüzeri üç arası. Ara yollardan otele dönerken, bir yanda Mercedes öte yandan çamur toprak yollar. Bir arkadaşım şöyle dedi: “Otomobiller Mercedesler, yollar Bangladeş...” KKTC’yle Güney Kıbrıs arasındaki görüşmeler 1 Temmuz 2012’ye odaklı. Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti AB üyesi olduğundan,1 Temmuz’da AB dönem başkanı olacak. Süre altı ay... İşte kıyamet o zaman kopacak... Daha önce değindiğim gibi nisan ayı önemli bir eşik. Çünkü BM Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer mart ayı sonunda raporu Derviş Eroğlu ve Hristofyas’a gönderecek. Kıbrıs sorunu bir çözüme açık değil. Çünkü Rum kesimi devlet statüsünde ve AB üyesi... KKTC’yi ise Türkiye’nin dışında tek bir devlet tanımamış. Kardeş Azerbaycan bile... ??? KKTC’de “sol siyaset” yaptığını söyleyen kesimle, onların sözcüsü olan medyaya baktığımda, şu başlıklar dikkatimi çekti: “Hristofyas’a istediği ödünler verilmeli...” Verilmesi gereken ödünler ne? “Türk askeri Ada’dan çekilmeli, sınırlar kalkmalı, Yeşilyurt, Karpaz bölgesi, hatta Girne Rumlara geri verilmeli. Göçmen Türkler geri dönmeli...” Lefkoşa’dan Rum kesimine girdiğinizde orada bir binada şu yazıyor: “Girne Belediyesi...” Simgesel olarak Yeşilyurt, Girne ve Maraş belediyeleri olduğu gibi, milletvekilleri de var... KKTC’de yayımlanan bu sözde sol gazeteler sanki Rum Kesimi’nin de sözcülüğünü yapıyorlar. Onların bu tür yayınlarına karşı çıkanlara ise yapıştırdıkları yafta ilginç: “Faşistler!” Rumlara teslim olmaya karşı çıkmak nasıl oluyor da faşistlikle örtüşüyor, anlamak gerçekten çok zor. Kıbrıs sorununu bir yılda, beş ? İki hafta aradan sonra toplanan AKP grubunda konuşan Başbakan Erdoğan, CHP’yi 28 Şubat’ın taşıyıcısı olmakla suçladı. TÜSİAD’ın kesintili eğitime karşı çıkmasını sert sözlerle eleştiren Başbakan Erdoğan, ‘kindar gençlik’ sözlerinin de arkasında durdu. sı bir gençlik” ifadelerini kullandık. Bazı CHP’liler nasıl olduysa Yunus Emre’yi hatırlamış, bize Yunus ile cevap veriyor. Mazlumun, mağdurun, masumun, yolda kalmışın, ihtiyaç sahibinin, insanın karşısında bizim dilimiz Yunus’un dilidir, Mevlana’nın dilidir, ama zalime karşı, diktatörlere karşı, dikta heveslilerine, millet iradesinin düşmanlarına, onların taşeronlarına karşı da dilimiz Köroğlu’nun dilidir, Dadaloğlu’nun, Necip Fazıl üstadın dilidir. CHP taşıyıcı: 28 Şubat’ta sessiz, tepkisiz kalan, kenarda ellerini ovuşturan yine CHP olmuştur. 28 Şubat’ta, 27 Nisan’da, Ergenekon’la mücadelede hatırlamadıkları demokrasiyi bunlar sadece kurultay kürsülerinde hatırlar. ki oylamaya katılmayınca, ‘Bu kadar sık meyhaneye gitmeyin, gidecekseniz de bari hepiniz aynı meyhaneye gitmeyin’ dedi. Yazar merhum Oğuz Atay’ın güzel bir sözü var, çok enteresan. Medya bunu herhalde yazar. ‘Türk solu geç kalkar çünkü bir gece önce sabaha kadar içmiştir’. TÜSİAD’ın 28 Şubat’taki rolü: Bu TÜSİAD daha önce Solcular meyhaneye gider: 40 milletvekili Meclis’te konusu değil. İkinci dörtte tercih meselesi var. Kız çocuklarının okuldan koparılacağı yalandır. Irkçı pankart münferit: yine imam hatiplerle ilgili ola rak yine 1982 veya 92’ydi sanırım, o zaman da bir zata bir imam hatip raporu hazırlattı ve o raporla imam hatiplerin orta kısmı kapatıldı. Kusura bakma TÜSİAD. Senin arzun olmayacak, milletin arzusu olacak. 28 Şubat’taki rolünü sorgulasın. TÜSİAD, 8 yıllık eğitimle ekonomiye vurduğu darbeyi sorgulasın. Kesintili eğitim: 4+4+4, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu sağlıklı ve en modern sistem. Bu sistemle 8 yıllık eğitim sisteminin Türkiye’ye verdiği ağır hasarı düzelteceğiz. Kesintili diyoruz, 4 okuyacak, 4 daha okuyacak, burada hiçbir ayrım söz Bundan 20 yıl önce, 26 Şubat 1992’de Hocalı’da 613 insan hunharca katledildi. Taksim’deki anma törenini, marjinal, münferit pankartlardan yola çıkarak bir kışkırtmaya dönüştürmek isteyenlere karşı da uyanık olmaya devam edeceğiz. Erdoğan’ın Oğuz Atay’ın söylediğini belirttiği “Türk solu geç kalkar, çünkü bir gece önce sabaha kadar içmiştir” sözünün Atay’a ait olmadığı ortaya çıktı. Atay’ın, 1975 yılındaki yazısı şöyle: “Bir sosyalist eleştirmenimizin dediği gibi: Türk solu geç kalkar, çünkü bir gece önce sabaha kadar içmiştir.” O söz Atay’ın değil Kılıçdaroğlu, ‘28 Şubat’ta bedeli Erbakan ödedi, sen onu hançerledin’ diyerek Erdoğan’a yüklendi: Yürüyen yalan makinesi ? Erdoğan’ın ‘28 Şubat mağduruyuz’ sözlerine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, ‘’28 Şubat seni başbakan yapmak için yapılan bir manevraydı. Hakkını verelim rahmetli Erbakan milliciydi, kendi ülkesinin çıkarlarını savunurdu. Sen ise kendi ülkesinin çıkarlarını pazarlayan adamsın’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat’ın yıldönümü nedeniyle çeşitli değerlendirmeler yapan Başbakan Tayyip Erdoğan’a “28 Şubat’ta sen mi ödedin bedeli? Onun mağduru rahmetli Erbakan. Sen Erbakan’ı gittin arkadan hançerledin” diye çattı. Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında verdiği mesajlar özetle şöyle: Örgüte uyarı: Gelmiş geçmiş en demokratik tüzüğe CHP sahiptir. Bu tarihi dönüşümle imza atan bütün CHP örgütlerine yürekten teşekkür ve şükralarımı sunuyorum. Örgüt demek disiplinli ses çıkarmak demektir. Örgüt demek kendi içinde kavgalı bir görüntü vermemek demektir. Böyle bir görüntüye artık izin verilmeyecektir. 28 Şubat yanıtı: İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ği yapan da Milli Eğitim Bakanı. Bilgi hırsızlığından, intihalden mahküm olan kişi. Naylon faturacıdan Maliye bakanı yaptınız, eliniz uzun, cebimize elinizi uzattınız onu anladık, çocuklarımızdan ne istiyorsunuz? Üniversitelere, sivil toplum örgütlerine sesleniyorum. Üniversite konuşmuyorsa onlara üniversite demeyelim artık. Başbakan yine kükremiş, TÜSİAD niye karşı çıkmış? Bu ülkede görüş bildirmenin suç olduğunu ben biliyorum da, TÜSİAD’cılar hâlâ öğrenemedi galiba. Ama kutluyorum, düşüncelerini özgürce açıkladılar. DENİZ BAYKAL VE ÖNDER SAV’A ‘KESKİN’ TAVSİYE: namikzafer@yahoo.com ‘28 Şubat AKP’ye yaradı’ Bahçeli, ‘Askeri vesayet şartları altında filizlenen bu zihniyet, bugün otoriter ve baskıcı bir yönetimin tüm çirkin ve katlanılmaz yöntemlerine başvuruyor’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, şu görüşleri dile getirdi: tanlar sözde mazlum görüntüleriyle demokrasi dışı temas ve dayatmalardan ziyadesiyle kazançlı çıkmıştır. Olan maalesef merhum Necmettin Erbakan Bey ve arkadaşlarına olmuştur. netimin tüm çirkin ve katlanılmaz yöntemlerine başvuruyor. AKP, Cumhuriyetin ara dönemi, sivil vesayetin uygulayıcısı, sömürgecilerin figüranı, bizdenmiş gibi görünen siyaset misyoneri olarak bugün Türkiye’yi musibetlerle dolu korku tüneline sürüklemektedir. Bahçeli, partisinin iktidar ortağı olduğu dönemde terör örgütü lideri Öcalan’ın el yazısı notlarının MHP’li bazı bakanlarla paylaşıldığı iddiasına yanıt verdi. Başbakana seslenen Bahçeli, “Kimdir bu MHP’li bakanlar? Biraz utanmanız ve siyasi ahlakınız varsa bunları isim isim açıklarsınız” dedi. 28 Şubat’tan AKP kazançlı çıktı: 28 Şubat süre Partiyi bırakmayın ama siyaseti bırakın HAKAN DİRİK BAYKAL: leniyorum; sizin çocuklarınızın geleceği ellerinizden alınıyor, sesinizi çıkarın. Bu teklifin hazırlanmasına ev sahipli C MY B C MY B 4+4+4 tartışmaları: Bütün annelere ses 28 Şubat dolayısıyla, biz mağdur olduk diye konuşmuş. Tam bir yalan makinesi. Ya 28 Şubat’ta sen mi ödedin bedeli? Eğer bir mağdur arayacaksan, yüzüne karşı postmodern bir darbe yapıldıysa biri, onun mağduru rahmetli Erbakan. Sen ne yaptın, Erbakan’ı gittin arkadan hançerledin. Erbakan’dan helallik istedin mi, o sana hakkını helal etti mi onu söyle. 28 Şubat seni Başbakan yapmak için yapılan bir manevraydı. Hakkını verelim rahmetli Erbakan milliciydi, kendi ülkesinin çıkarlarını savunurdu. Sen ise kendi ülkesinin çıkarlarını pazarlayan adamsın. Bana yalancı, demiş, ne diyeyim, cahil adam. Yürüyen yalan makinesi, yalan makinesine bağlasınlar 24 saat öter. cinde AKP’ye gün doğmuş, başta başbakan olmak üzere, Milli Görüş gömleğini çıkar AKP, sivil vesayet uygulayıcısı: Askeri vesayet şartla rı altında filizlenen bu zihniyet bugün otoriter ve baskıcı bir yö İZMİR CHP’nin çifte kurultaylarını “divan başkanı” olarak yöneten Denizli Milletvekili Adnan Keskin, eski Genel Başkan Deniz Baykal ile eski Genel Sekreter Önder Sav’a “siyaseti bırakın” çağrısı yaptı. Keskin, muhalif kanat konumundaki Baykal ve Sav’a şu mesajları gönderdi: “Partiye küsüp bırakmak değil, siyaseti bırakma hakları vardır. Onlara tavsiyem de bu. Bizim gibi partinin en üst noktasına yükselmiş insanların, böyle bir durumda seçmenlere teşekkür edip çekilmesi gerekir. Beraber çalışmaktan gurur duyduğum insanların da aynı anlayışta olduğuna inanıyorum. Sayın Baykal ve Sav’ın başka bir anlayışta olacağına inanmıyorum. Her ikisi de CHP’nin başarılı olması için emek harcamıştır.” Kongredeki sonucu fazla mıncıklamayın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin çifte kurultayına katılmayan eski Genel Başkan, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, dünkü grup toplantısına katıldı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, “Her iki kurultay da hayırlı olsun” dedi. Baykal, şu değerlendirmeleri yaptı: “Herkesin kurultayı artık kafasından çıkarması gerektiğine inanıyorum. Kurultayda yaşanan gerginlikleri, buna üzülen arkadaşlarımız unutsunlar. Kurultaydan yapay sevinç çıkarmaya çalışanlar, bunu fazla mıncıklamasınlar. Önümüzde ciddi görevler var, bu görevlere hazırlanmalıyız.” ‘AKP, 28 Şubat’ın bebeği’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, nedenlerine ve sonuçlarına bakıldığında 28 Şubat’ı yapanların başarılı olduğunu belirterek AKP’nin “28 Şubat’ın bebeği, çocuğu” olarak iktidara geldiğini söyledi. Demirtaş, partisinin grup toplantısında, 28 Şubat “postmodern” darbesinin yıldönümü olduğunu anımsatarak Türkiye toplumunun darbelerin perde arkasıyla yüzleşmesi gerektiğini ifade etti. Tüm darbeler gibi 28 Şubat’ın da bir “dizayn projesi”nin ürünü olduğunu belirten Demirtaş, “28 Şubat da sadece Milli görüş’e ve rahmetli Erbakan’a yapılmış darbe değildir. Toplumun tümünü dizayn etme, muhalefeti sindirme darbesidir” diye konuştu. 28 Şubat’ın “ürünü ve destekçisi” olarak nitelendirdiği AKP’nin, 28 Şubat sürecinde kullanılan yöntemleri kullandığını belirten Demirtaş, “Hâkimlere nasıl karar verileceklerini söylemiyorlar mı? Belediye başkanlarının tutuklanmasına siyasi destek sunmuyorlar mı? Kendi gazeteleriyle ‘Katiller bunlar’ manşeti attırmıyor mu? Sokaklarda tank değil de panzer yürütmüyor mu?” dedi. Taksim’de yaşanan Hocalı katliamını protesto mitingindeki “ırkçı ve nefret söylemi” içeren sloganlara da tepki gösteren Demirtaş, bu konuda İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i sorumlu tuttu. Taksim’deki etkinliğin ırkçı gösteriye dönüştüğüne dikkat çeken Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun organizasyonunu bizzat bakanlık yapıyor. Taksim meydanında ırkçılık yapan kim? Sıfatı bakan ama ırkçılığın manifestosunu yapıyor. Aynı bakan Hrant Dink’i katleden örgütü ortaya çıkarmakla sorumlu olan bakandır. Niye ortaya çıkmadığı görünüyor. Mahkemeye buyurun Taksim’e gelin Hrant’ı katleden örgüt ordadır. Böyle bir bakanın sorumlu olması vahimdir.” CHP’de muhalifler yargıya gitmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li muhalifler, kurultayla ilgili itirazlarını yargıya götürmeme kararı aldı. “İmzacılar”ın önderi eski Ankara İl Başkanı Ali Yıldızlı, “Yargıya gitmeyiz. Artık parti içi tartışmalar bitmiştir” dedi. 27 Şubat kurultayı “imzacı”larının önderi, Önder Sav ekibinden Yıldızlı, “Yargıya gitme düşüncemiz yok. Artık her şey duruldu. Kurultaylarımızı yaptık. Arkadaşlarımızın taleplerinin büyük bölümü gerçekleşti. Bundan sonra parti içi tartışmalar bitmiştir. İktidara odaklanmak durumundayız. Partimizi iktidara taşımanın mücadelesini vermeliyiz. Parti içine yönelik bir tartışma doğru değil” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear