01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ 8 İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y K Ankara 11 14 13 13 16 15 16 9 9 11 10 10 7 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K B K PB PB PB PB B B B S S S 7 9 2 19 17 16 10 14 6 10 1 1 8 Oslo A Helsinki B Stockholm B Londra B AmsterdamB Brüksel B Paris Y Bonn PB Münih Y Berlin PB Budapeşte B Madrid B Viyana B HABERLER 4 2 4 11 8 8 12 8 8 7 10 16 11 Belgrad A 11 Sofya A 10 Roma A 18 Atina A 19 Zürih B 11 Moskova K 1 Aşkabat PB 7 Taşkent PB 10 Baku Y 8 Bişkek PB 2 Tiflis B 9 Kahire B 21 Şam A 15 Ülkenin kuzey kesimleri çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Batı ve Orta Karadeniz ile akşam ve gece saatlerinde olmak üzere Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Ankara, Çankırı ve Kırıkkale çevrelerinin yağışlı, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’da eğimin fazla olduğu alanlarda çığ tehlikesi bulunmaktadır. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Şubat GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada suçlayan yorumlarla yaratılan havadan sonra… …28 Şubat’tan aldığı derslerle kurduğu AKP’yi iktidara getiren RTE’nin, milli eğitimi millilikten çıkarma girişimi beklenen bir gelişmeydi. Bu nedenle 4+4+4’ün bu denli şaşkınlık yarattığını anlamakta zorlanıyor insan. Sanki AKP çağdaş laik eğitime gönül vermiş de birden bu temel ilkeden vazgeçiyormuş gibi; kimi sivil toplum örgütleri, az sayıda yazar, çizer, eğitimci hep bir ağızdan iktidarı öneriyi geri almaya çağırıyorlar. Kimileri de kadındır, derdimizi anlar diye Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e başvuruyor. Zorunlu eğitimi 5 yıldan 4 yıla indiren AKP önerisine “karşı çıkmaya” davet ediyor. ??? AKP önerisi RTE’nin ilan eylediği dindar nesiller yetiştirmeyi öngören projesinin bir dalı. Şimdi sormak lazım: TÜSİAD gibi sivil toplum örgütleri, kimi eğitimciler, kadın yazar ve milletvekilleri karşı çıkıyor diye, imam hatiplerin orta kısımlarını açan öneriden; RTE gibi imam hatibe kafadan bağlı bir insan vazgeçebilir mi? 4 yıl zorunlu eğitimden sonra, örneğin kız çocuklarının açıköğretim adı altında evde oturacaklarını; ya koca bekleyeceklerini ya da evde, tarlada çalıştırılacaklarını öne sürüyorlar. RTE, “İslam anlayışına göre kadının yeri evdir. Kocasına hizmettir” diyemedi ama kadınlara, evde otursunlar diye en az üç çocuk doğurmalarını salık verdi. Kuşkusuz bu anlayışta olan bir siyaset adamı; elbette kızların üç çocuk doğurarak vatana millete, tabii dinine bağlı nesiller yetiştirmesini temel kural olarak benimseyecek! ??? 1930’lardan beri 5 yıl olan zorunlu eğitimin 4 yıla indirilmesi cumhuriyet kazanımlarına vurulmak istenen darbe diye eleştiriliyor. Bu eleştirileri öne sürenler; galiba hangi iktidarın yönetiminde yaşadıklarını unutuyorlar. RTE ve AKP kadroları, on yıldır her aşamada zaman ve zemin yaratarak cumhuriyetin temel kurallarını, geleneklerini ve de yasalarını bir bir eskiye dönüştürüyor. 4+4+4’ü, “geriye dönüş” eleştirilerini, bir de bakarsınız gün gelir, RTE ve kadrosu, “Ne münasebet ileriye yürüyüş” diye savunabilirler ve kuşkunuz olmasın, çenesi bol ilim bilim esnafı, kimi yazarlar ve hatta ünlü TV sunucuları da öneri yasalaşırsa... …“RTE haklı. Çocuklarımız dinlerini öğrenmeden mi büyüyecekler? İkinci 4 yılın imam hatiplere açılması doğru” diye yorumlayabilirler... 12 Eylül anayasasına MB Komitesi son biçimini verirken; okullarda zorunlu din derslerinin anayasaya girmesine karşı çıkanlara Devlet Başkanı Org. Kenan Evren, “Bana gelen mektuplarda analarla babalar, ölürken çocuklarımız başucumuzda dua okumadan yetişiyorlar diye şikâyetçi oldular” dedi, bastırdı ve zorunlu din dersleri anayasaya girdi. 12 Eylül kafasıyla RTE kafası arasında fark var mı? ??? Kurultaylara bir gün kala karşılıklı açıklamalar gırla. Bu arada hangi TV’yi açsan CHP’yi masaya yatıran, eleştiren, az da olsa öven veya CHP’ye olumlu irdelemelere de rastlanıyor. Son olarak Kanal Türk’te izlediğimiz bir programda altı konuşmacı uzun tartışmalar arasında CHP’nin sosyal demokrat bir partiye dönüşmesinde birleştiler. Bu saptama CHP’nin iddia ettiği gibi sosyal bir demokrat parti olmadığının altını çiziyor. TV’lerdeki ve gazetelerdeki yorumlarla, AKP yanlısı diye nitelenen AndyAr’ın; “yeni bir sosyal demokrat partiye (yüzde 71.4) ihtiyaç” olduğunu saptayan anket sonuçları örtüşüyor. Parti de farkında bu gerçeğin. Sosyal demokrat olmanın öncelikli koşulu yeni bir program hazırlığında. Tabii sosyal demokrat olacağız derken AKP’leşmek kaygısıyla birlikte. Sosyal demokrat olmak kolay değil… Nasıl ki kimilerinin beklediği gibi Kemal adının önüne Mustafa’yı koyarak Mustafa Kemal olunamayacağı gibi… Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 4’ünü üretecek olan Deriner Barajı’na 14 yılda 1.4 milyar dolar harcandı. Deriner su tutmaya başladı FIRAT KOZOK GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ARTVİN 249 metre gövde yüksekliğiyle Türkiye’nin birinci, dünyanın ise altıncı yüksek barajı olan Artvin Deriner Barajı dün su tutmaya başladı. 14 yılda tamamlanan ve 1.4 milyar dolara mal olan baraj, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in katılacağı törenle 12 Aralık 2012 saat 12.00’de elektrik üretmeye başlayacak. Baraj, Türkiye’nin elektrik enerjisinin yüzde 4’ünü üretecek. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 1998’de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in temelini attığı Deriner Barajı’nın su tutma törenine katıldı. Barajda son incelemelerde bulunan Eroğlu, gazetecilere barajla ilgili bilgiler verdi. Deriner’in Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise altıncı yüksek barajı olacağını ifade eden Eroğlu, baraja bugüne kadar 3.5 milyon metreküp beton döküldüğünü söyledi. Barajın 2 milyar metreküp su biriktireceğini ve 2.1 milyar kilovatsaat elektrik üreteceğini anlatan Eroğlu, “Bu baraj yıllık 414 milyon TL’lik elektrik üretecek. Bölgede yapılacak Muratlı ve Borçka barajlarına katkısıyla birlikte bu rakam 1 milyar TL’ye ulaşacak. Yani elektrik enerjisinin yüzde 73’ünü ithal eden Türkiye yıllık bu kadar ithalattan kurtulacak. Bu, cari açığın düşürülmesinde ve arz güvenliğinin sağlanmasında önemli rol oynayacak” dedi. Gökdere Köprü Barajı’nın kapağı patladı, sulara kapılan 10 işçi kayboldu Baraj inşaatında facia SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Adana’nın Kozan ilçesine bağlı Ergenuşağı köyü yakınlarında Göksu Irmağı üzerindeki Gökdere Köprü Barajı kapağının patlaması nedeniyle ilk belirlemelere göre baraj havzasında çalışan 10 işçi kayboldu, iki işçi de yaralandı. Baraj gölündeki 80 milyon metreküp su, kontrolsüz olarak aktığı için nehir yatağı ve daha aşağılardaki barajlarda da taşkın tehlikesi doğurdu. Adana’nın Kozan ilçesine bağlı Ergenuşağı köyüne 7 kilometre uzaklıktaki Göksu Irmağı üzerindeki Gökdere Köprü Barajı’nın tünel kapağı öğlen saatlerinde patladı. Görgü tanıklarının ifadesine göre, barajda tutulan su ırmağa sel gibi akınca baraj havzasında çalışan işçiler suya kapıldı. Olay yerine giden Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ise 10 işçiden haber alınamadığını söyledi. “Bu işçiler suya mı kapıldılar, yoksa bir yerlere mi sığındılar henüz bir şey söylemek mümkün değil” diye konuştu. Kozan Kaymakamı İzzettin Sevgili de başlatılan arama kurtarma çalışmalarının su debisinin çok yüksek olması nedeniyle gece yapılamayacağını, bu sabahtan itibaren yeniden çalışmalara başlayacaklarını söyledi. Sevgili, patlama sonucu yaralanan iki kişinin tedavilerinin devam ettiğini ve hayati tehlikelerinin bulunmadığını söyledi. öylülere haber verilmedi Çevrede toplanan köylüler, kapakların açılacağı konusunda kimsenin kendilerine bilgi vermediğini vurgulayarak “Baraj kapakları patlayınca, bölgede çalışan işçiler sel sularına kapıldı. Su o kadar hızlı akıyor ki, baraj havzasında bulunan iş makinelerini da sürükledi” dedi. Yaşanan olayın ardından hastaneler alarma geçirildi. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ile İl ve İlçe Özel İdaresi’ne ait ekipler de bölgeye sevk edildi. Çok sayıda ambulans da bölgeye gönderildi. Jandarma, baraj çevresinde güvenlik önlemi alarak köylülerin buraya yaklaşmasını engelledi. ‘769 kişi için özür bekliyoruz’ İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’dan Filistin’e kaçabilmek umuduyla yolcularının çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 770 Romanyalı Musevinin Struma gemisiyle 24 Şubat 1942’de Sarayburnu’nda Rus denizaltısı tarafından batırılması Sarayburnu’nda düzenlenen törenlerle anıldı. Anmaya işadamı İshak Alaton, Zülfü Livaneli, avukat Cem Murat Sofuoğlu, Türk Musevi Cemiyeti Başkanı Sami Herman, Prof. Dr. İştar Gözaydın’ın yanı sıra yaklaşık 40 civarında kişi katıldı. Facianın canlı tanığı İshak Alaton, “769 kişi o günün devleti tarafından bilerek ölüme terk edildi. Özür diliyoruz sözünü duymak istiyorum” dedi. K ‘Cemaatle kavga Erdoğan’ın siyasi kaderini etkileyebilir’ LONDRA (ANKA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Gülen cemaati arasında yaşandığı iddia edilen “güç mücadelesine” ilişkin tartışmalara İngiliz Economist dergisi de yorumladı. Dergide “Türkiye’deki İç Mücadele” başlığı ile yayımlanan analizde “Türk Başbakanı, hem yurtiçinde hem yurtdışında yeni düşmanlarla karşı karşıya” ifadesini kullanıldı. “Erdoğan ile Türkiye’nin en etkin İslami hareketi arasındaki çirkin güç mücadelesi dikkate alındığında tablo o kadar pembe değil” ifadesini kullanan dergi, “Erdoğan’ın ilk raundu kazanmış gibi görünse de çatlak siyasi kaderini büyük ölçüde etkileyebilir çünkü Gülenciler desteklerini geri çekebilir. Sorunu, Sayın Erdoğan’ın sağlığı daha da karmaşık hale getiriyor” yorumunu yaptı. Economist, Erdoğan’ın “AKP içerisindeki olası haleflerinin Gülencilere geçmekte olduğu” iddiasını aktardı. Erdoğan’ın, Gülen taraflarının fazla şey istediğini düşündüğünü de iddia eden dergi, “MİT konusundan önce bile Başbakan’ın, gazeteci tutuklamaları konusunda kaygılı olduğu söyleniyordu” ifadesini kullanan dergi, Erdoğan’ın demokrasi sicilinin de parlak olmadığını yazdı. ‘Çok şey istiyorlar’ ? Baştarafı 1. Sayfada MİT krizinin başlangıcından 12 gün sonra yaptığınız bu konuşmayı tutuklu bir seçilmiş olarak demir parmaklıkların arkasından dinledim. Benimki belki algıda seçicilikti ama, kamuoyunda da çok tartışılan şu sözlerinizin altını çizmiştim: “Demokrasilerde, yasama, yürütme ve yargının yetki ve sınırları bellidir. Sınırları aşan her türlü girişim yetki gaspıdır. Millet iradesinin çiğnenmesidir. Biz bu ülkede gayrimeşruluğa izin vermeyiz. Hiçbir zaman seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz.” Yeryüzünde kimse kimseye kul olmasın, bunu biz de istemeyiz. “Seçilmiş” tarifiniz nedir? Sizin tarafınızdan seçilmiş olan mı yoksa millet tarafından seçilmiş olan mı? Üzerinde başka bir güç olmadığını vurgu yapa yapa söylediğiniz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 8 üyesi tutuklu. Onlara verilen yüz binlerce oy millet iradesinin bir parçası değil mi? ??? Sayın Başbakan, Konuşmayı partinizin İstanbul Gençlik Kolları Kongresi’ne hitaben yaptınız ve onlara Necip Fazıl’ın şu sözleriyle seslendiniz: “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik...” İç barışa belki de en çok gereksinim duyduğumuz böyle bir dönemde “dava gençliği” yetiştirmek! Kime karşı? Özellikle “kininin” davacısı bir gençlik! Sizin her sözünüzü doğru kabul ettikten sonra onun üzerine yorum yapanlar bile bunu anlatmakta zorlandılar. Necip Fazıl’ın o metni kaleme aldığı dönemin gerçekleri ışığında kullanılmış bir sözcük olduğunu, daha ileri bir yorum yapmamak gerektiğini söylediler. Oysa sözcük zaten fazla yorum gerektirmeyecek kadar açıktı. Bir ülke için en tehlikeli durumlardan biri, gençliğinin geleceğini ülkenin dışında aramaya başlamasıdır. Oluşturduğunuz iklim, yaz boz tahtasına dönen eğitim gençleri ne ölçüde umutlu kılıyor, hiç düşündünüz mü? Kamuoyu anketlerindeki “halkımız çok mutlu” sonuçlarıyla üzeri örtülecek bir durum değil bu. ??? Sayın Başbakan, Bu ülkenin bütün kurumlarının, tarihinde görülmemiş bir uyum içinde olduğunu, bunu kimsenin bozamayacağını vurguladıktan sonra eklediniz: “Kimse kaos, çatışma hayalleri kurmasın, kimse kriz duasına çıkmasın...” Böyle bir duaya gerek yok ki! Mevcut durum zaten yeterince kaos, çatışma, kriz, ne varsa üretiyor. Üstelik memlekette kaos ortamı yaratma ihtimali olanların hemen tümü tutuklandığı ya da etkisiz hale getirildiği halde! ??? Sayın Başbakan, Şu çağrınız ne kadar güzel: “Bu ülkenin aydınlarını, yazarlarını, medyasını, özellikle de siyasetçilerini daha sağduyulu ve daha sorumlu davranmaya davet ediyorum.” Sormak isterim; acaba bu davete siz de icabet eder misiniz? Konuşmalarınızda yeri geldikçe, “nereden nereye” diye biten karşılaştırmalar yapıyorsunuz. Dünyadaki “medeniyetler çatışmasını”, “medeniyetler buluşmasına” çevirmeye girişecek kadar hoşgörü yanlısı görünen bir tutumdan, gençlere “kininizi unutmayın” diyecek noktaya geldiniz. Çok uzağa gitmeyelim; dün, “yargının işine karışmayız” derken bugün, “seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” demektesiniz. Neredeeeeen nereye! Kaygılarımla... Hıfzı Veldet Velidedeoğlu anıldı İstanbul Haber Servisi Atatürk devrimlerinin tanığı ve belgeleyicisi, Ordinaryüs Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, ölümünün 20. yıldönümünde dün Karacaahmet’teki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Törene Velidedeoğlu’nun eşi Meriç Velidedeoğlu, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyeleri katıldı. Törende üniversite gençleri adına yapılan açıklamada, Velidedeoğlu’nun izinde olduklarını belirtildi. Açıklamada, “Özellikle AKP’nin iktidara gelmesinin ardından devrim yasalarını, Atatürk ilkelerini gençlere anlatacak kuşaklar giderek yok olmaya başladı” denildi. Kısa mesajla iş duyurusu NURPERİ DEĞİRMENCİ Afet yasasına Atatürk Kültür Merkezi’nin de eklenmesine CHP’liler tepki gösterdi BODRUM AKP Bodrum İlçe Başkanlığı’nın, üyelerine, “Carrefour’a personel alınacaktır”, “Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde çalışacak güvenlik personeli alınacaktır. Başvurular belde başkanlarımıza ve ilçemize yapılacaktır” yazılı SMS göndermesi tepkilere neden oldu. CHP İlçe Başkanı Durmuş Ali Öztürk, iş başvurusu yapanların zorla AKP’ye üye yaptırıldığını öne sürdü. Olayı AKP’lilerden duyduğunu söyleyen Öztürk, şunları söyledi: “Siyasi rezilliğin belgesi budur. Belde ve ilçe başkanlığına çağırılmanın nedeni AKP’ye üye yapmak değilse bu işe girmenin bir ekonomik bedeli var da o mu tahsil ediliyor belde binalarında?” AKP Bodrum İlçe Başkan Yardımcısı Cumhur Kısa ise mesajları kendi üyelerine bilgilendirmek için çektiklerini belirterek “Bizim başvuru kabul etme yetkimiz yok. Sadece yönlendiriyoruz” dedi. Ankara AKM imara açılıyor BAKAN GÜNAY ‘O ÇİRKİN YAPIYI KALDIRACAĞIZ’ DEMİŞTİ Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay 2009 yılında, Atatürk Kültür Merkezi için “O çirkin yapıyı kaldırıp, yerine onun 5 misli büyüklüğünde yapacağımız yeni müzeyi gelecek yıl açacağız” demişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü de dün AA’ya yaptığı açıklamada AKM alanında kurulması planlanan “Türkiye Uygarlıklar Müzesi”nin ihtiyaç programı ve müzenin projesine yönelik girişimlerin başladığını açıkladı. ÖZLEM GÜVEMLİ TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’ndan tartışmalı bir şekilde geçen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nda Ankara Atatürk Kültür Merkezi’ne ait 81 bin 420 metrekarelik alan da imara açıldı. Yasa tasarısının başlığı, amacı ve uygulamalarıyla hiçbir ilgisi bulunmayan bu maddenin tasarıda yer almasını etik bulmayan CHP Ba yındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, “Bu maddenin tasarıda ne işi var? Çok itiraz ettik ama komisyondan geçirildi. İyi niyetli olsalar bu maddeyi afet yasasına koymazlardı” dedi. Eyidoğan, tü müyle kanundan çıkarılmasını istedikleri maddenin AKP’li üyelerin oyçokluğu ile komisyondan geçirildiğini belirtti. Türkiye’de “afet risklerini azaltmak” adına görüşülen bu yasada Atatürk Kültür Merkezi alanının mantıksız gerekçelerle imara açıldığını vurgulayan Eyidoğan, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve afet risklerinin azaltılması uygulamaları ile bir ilgisi olmayan konunun bakanlık görev alanına terk edilmesinde kamu yararının bulunmadığı açık” dedi. 3 soruşturma daha MALATYA (Cumhuriyet) Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı vekilliği, otopsi raporlarında işkence edilerek öldürüldüğü belirtilen Ayten Öztürk’le ilgili soruşturmayı yeniden başlattı. Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk Öztürk, 1992’de Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı tarafından üç kızı ile birlikte alay komutanlığına çağırıldığını, komutanın kızlarını “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’a gösterdiğini, kısa süre sonra da kızı Ayten’in kaçırıldığını söylemişti. Savcılık ayrıca 21 Şubat 1993’te kaybolan İHD Elazığ Şube Başkanı avukat Metin Can ve doktor Hasan Kaya ile ilgili soruşturmaları da yeniden başlattı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear