14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ kultur@cumhuriyet.com.tr 16 KÜLTÜR Dostlar Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu ‘Ben Bertolt Brecht’te Genco Erkal’a Tülay Günal eşlik ediyor ‘APTAL, SIRADAN, SUÇLU’ OYUNU Saatler Brecht’i gösteriyor SİBEL ÇORBACIOĞLU Yeni oyunun heyecanı havada asılı… Prömiyerde yaşanan aksaklıklar, ikinci gecede oyunda değiştirilenler konuşuluyor. Bir yanda “iki güçlü adam”ın kanatları altında olmanın sevincini yaşayan Tülay Günal, diğer tarafta çok önemsediği ama 15 yıldır uzak kaldığı Bertolt Brecht’e kavuşmanın sevincini yaşayan, tiyatro duayeni Genco Erkal... Saatleri Brecht’e ayarlayan bu ikili, Dostlar Tiyatrosu’nun yeni oyunu “Ben Bertolt Brecht” ile izleyicinin karşısında. Erkal’ın, Brecht’in şiir, şarkı ve öykülerinden uyarladığı bu kabare, piyanist Yiğit Özatalay’ın canlı performansı eşliğinde sahneleniyor. Ama piyano bir anda bara, bir anda striptiz sahnesine dönebiliyor... Sahne tasarımını Ali Yenel, giysilerini Özlem Kaya, ışık tasarımını Yüksel Aymaz’ın üstlendiği oyunun koreografisi Tan Temel ve Sernaz Demirel’e ait. Oyunun müzik yönetmeni ise Emin Fındıkoğlu. Hiç tanımayanlar, tiyatroya mesafeli duranlar için “Brecht tiyatrosuna giriş dersi” diye nitelendirebileceğimiz oyunu Erkal ve Günal ile konuştuk. 15 yıl sonra Brecht’i yeniden gündeminize alma sebebiniz nedir? Genco Erkal: Son dönemde yaşanan ekonomik krizler, kapitalizmin getirdikleri, Brecht’in yazdıklarının ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi. Brecht’in her zaman gündemde olması lazım. Çağdaşımız olan, bize hep ışık tutacak bir yazar. Brecht’le tanışmanız ve sonrasında kurduğunuz bağ üzerine neler söylersiniz? Şair dostum Teoman Aktürel, 1960’ta be ni Brecht ve tiyatrosuyla tanıştıran isimdir. İlk Brecht oyunum 1966’ta Ankara Sanat Tiyatrosu’nda Asaf Çiyiltepe’nin yönettiği “Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi”ydi. Ardından “Kafkas Tebeşir Dairesi”ni iki kez farklı prodüksiyonla sahneledim. Sonra “Galileo Galilei”, ardından “Bay Puntilla ile Uşağı Matti”... Bunların yanında bir de zaman zaman yarı kabaremsi, şiirşarkı derlemesi oyunlar yaptım. Bunların sonuncusu 15 yıl önce yaptığım “Yosma” adlı oyundu. Zeliha Berksoy için yapmıştum... Bugünkü oyunun temelleri 1986 yılında sahnelediğiniz “Ben Bertolt Brecht”le atıldı diyebilir miyiz? Aslında temel 1978 yılında yaptığımız “BrechtKabare”dir. Sonrasında “Ben Bertolt Brecht” ve ardından “Yosma” geldi. Hepsinde kurgu biraz değişiktir. Şimdiki oyun Kadınlar ve kapitalizm Tülay Günal: Genco Erkal’la 1998 yılında Mehmet Ulusoy’un yönettiği “Simyacı” adlı oyunda birlikte oynamıştım. Genco Erkal bu projede yer almak isteyip istemediğimi sorduğunda hiç düşünmeden kabul ettim. Brecht çağında ne kadar önemliyse, günümüzde de bir o kadar önemli ve güncel. Brecht’in eserlerinde kapitalist sisteme büyük bir eleştiri var ve bu sistemde en çok ezilen kesimlerden biri de kadınlar. Brecht’in yazarlığının muzip bir tarafı da vardır, bu oyunda seyirciler kadın karakterleri izlerken bir yandan tebessüm edip diğer taraftan da sorgulayıp düşünüyor. Bu kadınları oynarken seyircinin yaşadığı çelişkileri ben de yaşadım. Sesimin güzel olduğunu ise çocukluğumdan beri söylerlerdi, okulda da çok sıkı bir şan eğitimimiz vardı. Ayrıca caz kulüplerinde de şarkı söyledim. Tüm bunların hepsi sanki bu proje için yaşanmış gibi geliyor. Şimdiden hissediyorum ki bu proje benim meslek enco Erkal: Brecht’in her zaman gündemde olması lazım. Çağdaşımız olan, bize hep ışık tutacak bir yazar. hayatımda çok önemli bir yer ülay Günal: Brecht bugün de güncel. Bugüne kadar yaptıklarımın hepsi sanki bu projeye yatırım. oluşturacak. G sahneleme ve tiyatro anlayışı, şiirlerin ve şarkıların yorumları açısından bambaşka bir oyun. Bugüne daha yakın, kendimize özgü bir yorum getirdik. Oyun, Brecht ve tiyatrosuna giriş dersi gibi. Hangi eserlerden bölümler bir araya geldi? “Üç Kuruşluk Opera” ağırlıklı olmak üzere “Mahagonny Şehrinin Yükselişi ve Çöküşü”, “Şvayk İkinci Dünya Savaşında” ve “Cesaret Ana”dan şarkılar, bölümler var. Onun dışında tek tek şiirler ve bir de “Bay Keuner’in Öyküleri” dizisinden bölümler yer alıyor. Diğer tek kişilik oyunlarınızda da bu tarz kolajlar yapıyorsunuz. Bu seçkileri hangi kriterlere göre nasıl bir araya getiriyorsunuz? Uzun yıllar hep bu işle uğraştığım için bu artık benim bildiğim bir alan. Bütün külliyatı okuyup notlar çıkararak büyük bir emekle birleştiriyorum parçaları. Yazıların fotokopilerini çekip keserim, onları peşi sıra dizip bir terzi gibi parçaları ekler çıkarırım. Önemli olan bir bütün oluşturabilmek. Bu oyunda üç ana bölüm oluşturdum, birinci bölüm genel olarak insanlık, dünyanın düzeni, haksızlıklar, ezenler ezilenler gibi genel bir bakış, sonra bu toplum ve kapitalist düzen içinde kadının konumunu anlatan bir bölüm ve son bölüm de savaş ve barış üzerine. Savaşı anlatırken sahnede birden oyuncaklar beliriyor. Bu da yine Brecht tiyatrosunun bir unsuru öyle değil mi? Brecht’in tiyatrosu yabancılaştırma üzerinedir, insanları şaşırtır ve beklemedikleri bir imge karşısında soru sormaya yönlendirir. Savaş gibi korkunç bir olayın oyuncak gibi çok masum küçük bir şeyle anlatılması müthiş bir yabancılaştırma efekti. Nâzım Hikmet, Can Yücel, Karl Marx ve Bertolt Brecht... Sizin için önem taşıyan ve sahneye taşımak istediğiniz başka isimler de var mı? İçimde hep bir ukte olarak kalan çok sevdiğim iki yazar var; Shakespeare ve Çehov. Onlarla da “hesaplaşmayı” çok isterim, ama maalesef çok kadrolu, büyük oyunlar ve bir özel tiyatronun üstesinden gelebileceği şeyler değil. Ama bir gün belki... Bilgi için: 0 212 252 59 35) Mutfakta ‘boş’ kadın sohbetleri! Kültür Servisi Beş kadın tarafından kurulan Oyun Deposu, “Aptal, Sıradan, Suçlu” adlı oyunu bugün saat 20.00’de Çukurcuma’daki Çıplak Ayaklar Stüdyosu’nda sahneleyecek. Yönetmenliğini Maral Ceranoğlu’nun üstlendiği oyun, kadın cinselliğini tartışmaya açıyor. Yurtdışında pek çok kez sahnelenen oyunda, Yelda Baskın, Gülce Uğurlu ve Elif Ürse rol alıyor. Oyunda, üç kadın mutfakta kadın cinselliği üzerine hasıraltı edilenlerden konuşuyor. Tarihin, sanatın ve oyun metinlerinin kaydetmediği gündelik, “boş” bir sohbetin içinde kendilerini sınıyorlar. Müjdat Gezen ‘Ustalara Saygı’da Kültür Servisi Beşiktaş Belediyesi tarafından yedi sezondur düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantıları, 27 Şubat’ta Müjdat Gezen için gerçekleştirilecek. Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde saat 20.00’de başlayacak etkinlik, Müjdat Gezen’le yaptığı nehir söyleşiyi “Ağlama Palyaço Makyajın Bozulur” adıyla kitaplaştıran Halit Kıvanç’ ın sunumuyla başlayacak. Ardından Ahmet Gülhan, Ahu Türkpençe, Ateşböceği Ercan, Dolunay Soysert, Göksel Kortay, İlker Ayrık, Kandemir Konduk, Perran Kutman, Sevinç Erbulak, Şevket Altuğ, Tınaz Titiz, Uğur Dündar, Umur Bugay, Yılmaz Özdil ve Zuhal Topal, Müjdat Gezen’i anlatacak. Bilgi için: 0 212 351 93 84 T İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ’NDE Manzoni’nin ‘Nişanlılar’ı sahnede EGEMEN BERKÖZ Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali 10 yaşında Boğaziçi’nin 150 yıllık öyküsü ? Kültür Servisi Pera Müzesi’nde 21 Ocak 2012 tarihinde açılan “Konstantiniyye’den İstanbul’a XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Anadolu Yakası” başlıklı fotoğraf sergisinin paneli düzenleniyor. Serginin küratörü Dr. M. Sinan Genim, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Baha Tanman ve Engin Özendes’in bugün saat 14.30’da Pera Müzesi Oditoryumu’na konuşmacı olarak katılacağı panelde, İstanbul’un Tanzimat’la Cumhuriyetin erken dönemleri arasındaki yüzü; tarih, mimari, şehircilik, fotoğrafçılık tarihi gibi çeşitli açılardan mercek altına alınacak. Hayatı film yapan kadınlara Kültür Servisi Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali bu yıl 10. yaşını “Hayatı film yapan kadınlara saygıyla, feminist sinemanın 100, Filmmor’un 10 yılı” sloganıyla kutluyor. 919 Mart’ta İstanbul’da, AFM Fitaş Beyoğlu, Fransız Kültür Merkezi, İstanbul Modern ve Pera Müzesi salonlarında yapılacak gösterimlerin ardından festival, Van Kadın Derneği ortaklığıyla Van, Yüksekova Kadın Derneği ortaklığıyla Hakkâri ve Çanakkale Kadın El Emeğini Değerlendirme Derneği ortaklığıyla Çanakkale’de sürecek. Bu yıl, 20’yi aşkın ülkeden 70 filmle dünyanın miyle Türkiye’de ilk kez izleyici karşısına çıkacak. Festivalin öne çıkan filmleri arasında Alice GuyBlaché’dan “Feminizmin Sonuçları”, Sally Potter’dan “Orlando”, Rahşan BaniEtemad’dan “Bizim Zamanlar”, Jane Campion’dan “Piyano”, Furuğ Ferruhzad’dan “Ev Karadır” gibi yapımlar bulunuyor. Kapanışı 19 Mart’ta “4. Altın Bamya Ödül Töreni”yle yapacak festivalin konukları arasında yer alan Marie Mandy, Marleen Gorris, Müfide Tlatli ve Rahşan BaniEtemad ile atölye ve söyleşiler de festival etkinlikleri arasında. Bilgi için: www.filmmor.org İstanbul İtalyan Kültür Merkezi’nin tiyatro salonunda ilginç bir gösteri izledim 20 Şubat Salı akşamı. İtalyan Büyükelçiliği ile İtalyan Kültür Merkezi’nin birlikte düzenledikleri gösteri, çağrılıkta, Alessandro Manzoni’nin (1785 1873) “I Promessi Sposi” (Nişanlılar) adlı romanının tiyatro biçeminde sunuluşu olarak tanımlanıyordu. Bu gösteriyi kaçırmak istemedim. Çünkü, Alessandro Manzoni İtalyan edebiyatının en büyük yazarlarından biriydi. Bu edebiyatın anlatı geleneğinin kurucusu olan, “Dekameron”un yaratıcısı Boccaccio’dan 20. yüzyılın büyük İtalyan romanına ulaşan çizgi üzerinde en önemli ve yönlendirici duraktı. Manzoni’nin yapıtı, dans ve müziğin de katıldığı çağdaş bir yorumla sahnelendi. Aslında, bizde Nâzım Hikmet, Can Yücel, Orhan Veli gibi şairlerimizin şiirleriyle oluşturulup sahnelenen gösterilerin değişik bir biçimiydi izlediğim gösteri. Ancak bu gösterinin iki önemli farkı vardı: Birincisi canlı müzik ve dans kullanılması; ikincisi ve belki daha önemlisi ise sergilenen yapıtın şiir değil, roman olmasıydı. Gösterinin yönetmeni olan tiyatro yönetmeni ve oyuncusu, oyun yazarıMassimiliano Finazzer Flory aynı zamanda anlatıcıydı. Finazzer romanın önemli bölümlerini yorumlarken; Verona Arenası Bale Topluluğu’ndan balerin Ghislaine Valeriani danslarıyla, Milano Giuseppe Verdi Orkestrası kemancılarından Elsa Martignoni de Verdi, Mascagni, Bellini, Paganini, Luciano Berio ve Nino Rota’nın müzikleriyle gösteriye katkıda bulundular. Sanatçıların giyimleri Milano Scala Tiyatrosu Terzievi’nin ürünüydü. Finazzer ve arkadaşlarının “Nişanlılar”ı İstanbul’dan önce ABD, Kanada, Arjantin, Yunanistan ve üç gün önce de İngiltere’de sahnelediklerini eklemek isterim. Rowling yetişkinler için yazıyor ? Kültür Servisi “Harry Potter” serisinin yazarı JK Rowling, bu kez yetişkinler için bir kitap yazıyor. Rowling, adı, konusu ya da yayın tarihi henüz açıklanmayan kitabın “Harry Potter serisinden çok farklı” olacağını belirtti. Bilindiği gibi Harry Potter serisi, tüm dünyada 450 milyondan fazla satmıştı. farklı ülkelerinden konuklar, tema bölümleri, toplu gösterimler, panel, konferans ve atölyelerle sürecek festivalde feminist sinema tarihinden filmler bir araya geliyor. “Kadınların Sineması” bölümünde dünyanın farklı ülkelerinden son yıllarda yapılan 18 film gala gösteri Ciwan Haco’dan ‘Veger’ ? Kültür Servisi Kürtçe müziğin önemli isimlerinden Ciwan Haco’nun uzun bir aradan sonra “Veger” (Dönüş) isimli son albümü çıktı. Haco, gençlik yıllarında TRT Radyosu’nda dinlediği eserlere Kürtçe sözler yazarak yeniden yorumladı. Albümde, Âşık Daimi’nin “Ne Ağlarsın” şarkısı “Esmer”, Neşet Ertaş’ın “Tatlı Dile” şarkısı da “Rêya Min Dure” adıyla ilk kez Kürtçe sözler yazılarak okundu. Albümde ayrıca Haco’ya “Esmer” isimli parçada Hülya Avşar eşlik etti. Guernica’ya ‘sağlık taraması’ Kültür Servisi Pablo Picasso’nun en bilinen yapıtlarından “Guernica”, 75. yaşında tam bir “sağlık taraması” ndan geçiriliyor. Resmin uzmanlar tarafından incelenebilmesi için devasa bir robot, savaş karşıtı siyahbeyaz şaheserin on binlerce mikroskobik fotoğrafını çekiyor. Guernica’nın sergilendiği Madrid’deki Reina Sofia Müzesi, gelişmiş kızılötesi ve morötesi fotoğraf teknolojisi için İspanyol telekomünikasyon şirketi Telefonica ile işbirliğine gitti. Müzenin koruma kurulu başkanı Garcia GomezTejedor, çok fazla taşınma geçiren ve müdahaleye uğrayan Guernica’nın, hassas bir durumda olduğunu, bu nedenle yerinden kaldırılmadığını, yapılacak işlemin çok geniş kapsamlı bir sağlık taramasına benzetilebileceğini söyledi. Teknik uzman Humberto Duran ise bilinmeyenlerin ortaya çıkacağını belirterek, Guernica’ya şu anda restorasyon gerekmediğini belirtti. Guernica’ya “sağlık taraması”nın maliyetinin, 400 bin dolar civarında (yaklaşık 800 bin TL) olduğu tahmin ediliyor. Akademi Ödülleri’nde bir ‘Baron’ ? Kültür Servisi İngiliz komedi oyuncusu Sacha Baron Cohen’in, pazar günü yapılacak Akademi Ödülleri’ne son filmi “The Dictator”e uygun olarak diktatör kıyafetleriyle geleceğini açıklaması üzerine Akademi tarafından törenden men edildiği yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. The Hollywood Reporter gazetesinde yer alan haber üzerine görüşlerine başvurulan Cohen’in basın sözcüsü ise sessiz kalmayı tercih etti. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear