26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Devlet, ömür boyu ilaç kullanması gereken beyin hasarlı gence ‘çalış, al’ dedi 3 yeni seçmen üretmenin en etkili yolu! Milli Eğitim bürokrasisi yeniden düzenlendi… Yeni müfredat programları yapıldı… Yeni yönetmelikler, tüzükler hazırlandı… Yeni kitaplar yazıldı ve bunlar bedava dağıtıldı… Okullarda milli bayramların kutlanması bile zapturapt altına alındı… Elbette bu arada müdürler, müfettişler, öğretmenler de ihmal edilmedi. Derken Türkiye birdenbire, Milli Eğitimle ilgili önemli olaylara, konuşmalara, açılımlara, projelere tanık olmaya başladı. Hemen hemen hepsi eşzamanlı olarak ortaya çıkan olayları şöyle özetlemek olanaklı: Başbakan Erdoğan “Dindar gençlik yetiştireceğiz” dedi. Gelen tepkiler üzerine, “Tinerci gençlik mi yetiştirelim” diye sözlerinin arkasında durdu. Bununla yetinmedi, Necip Fazıl’ın “Gençliğe Hitabe” adlı eserinden alıntı yaparak “Altını çiziyorum; modern, dindar bir gençlikten bahsediyorum. Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum” dedi. Bu konuşmadaki “kininin” sözcüğü çok tepki çekti… Anadolu Ajansı, bazı büyük gazeteler ve yandaş medya bu sözcüğü görmezden geldi… Ama bu nefret söylemine ilişkin tartışma durulmadı, büyüyerek devam ediyor. Tam bu arada Milli Eğitim Bakanlığı iki projeyle birden ortaya çıktı: Eğitimde teknolojik gelişmeleri kullanmaya yönelik “elektronik tablet” projesi… Ve daha önemlisi, zorunlu eğitimi, görünüşte 12 yıla çıkaran ama çocukların dört yıllık ilk eğitimden sonra evlerine kapatılmasına, çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasına, kızların gelin edilmesine olanak veren 4+4+4 projesi. Bu projelerin amaçlarını Başbakan’ın son konuşmalarında görebilirsiniz! Sosyal güvensizlik kurumu İZMİR Yüzde 70 oranında fenil ketonüri (metabolik hastalık) ve mental retardasyon (beyin hasarı) bulunan 18 yaşındaki Emrehan Artun, ömür boyu kullanması gereken ilaçları artık alamıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nca hastadan yeniden istenen ve Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi’nin verdiği raporda, Artun’un hayatını kazanamayacak derecede malul sayılamayacağı belirtildi. Hastanın ilaçları kullanmaması durumunda zekâ geriliğinin artacağı vurgulanırken aile, iki aylık bedeli 300 lira olan ilaca, benzer tedavi süreci görenlerin yardımlarıyla ulaşıyor. Oğlunun hastalığına 20 aylıkken tanı konulduğunu ve tedavisine bugüne dek Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde devam edildiğini belirten Anne Emine Artun, “Şimdi hiçbir şekilde tedavisini yaptıramıyoruz. Hastaneye gittiğimizde ücret isteniyor” dedi. Ocak ayında ilaçlarını yazdırmak için üniversite hastanesine gittiklerinde, Emrehan’ın 18 yaşını doldurduğu gerekçesiyle kendilerine, Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurmaları gerektiğinin söylendiğini bildiren Artun, şöyle konuştu: “Malullük raporu almamız için Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi’ne yönlendirildik. Rapor için iki üç gün uğraştık. Ancak çocuğumu asıl muayene etmesi gereken endokrin ve beslenme, metabolizma hekimi yoktu. 7 Şubat’ta evime, Emrehan’ın hayatını kazanamayacak derecede malul sayılamayacağına karar verildiğine yönelik mektup geldi. İtirazlarıma karşın sonuç alamadım.” (HALİL DEMİRAA) HİCRAN ÖZDAMAR ‘Hükümetin gözünü prim hırsı bürümüş’ ? Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi Denetleme Üyesi Dr. Ergün Demir, “Hükümetin gözünü keseceği prim hırsı bürümüş. Bu olayla SGK, maliyeti yüksek sağlık hizmetlerinin faturasını ödemeyeceğini ifade etmektedir” dedi. İzmir Fenilketonüri (PKU) Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Songül Kormaz da “Genel Sağlık Sigortası’yla birlikte özellikle 18 yaşındaki erkek çocukları mağdur oldu. Bu hastalık, ömür boyu tedavi gerektiriyor. Tedavi edilmemeleri durumunda bu, zekâlarını olumsuz etkiliyor. Devlet, topuktan kan alarak hastalığı önlemiş olmuyor” dedi. ? Emrehan Artun ilaçlarını almak istediğini belirterek “Örnekköy İş Okulu’na gidiyorum. Çok arkadaşım var. Ben bahçıvan olacağım. Çiçek, gül, menekşe yetiştireceğim” diye konuşuyor. 4+4+4: Dindar ve Kindar Bir Gençlik AKP’nin on yıllık iktidarı, Türkiye’yi çok sistematik, gayet metodik bir dönüştürme yaklaşımı sergiliyor: Bir eyleme geçileceği zaman önce kamuoyu, medya aracılığıyla hazırlanıyor… Sadece toplantılar, seminerler, nutuklar, demeçler, söyleşiler, haberler değil, köşe yazıları, televizyon programları ve yorumları da bu hazırlık için kullanılıyor. Daha sonra yasal ve bürokratik düzenlemeler yapılıyor… Meclis’teki çoğunluk kullanılarak hemen ilgili konuda bir yasa önerisi hazırlanıyor, gerektiğinde “kanun hükmünde kararname” çıkarılıyor veya “torba yasalara” belli maddeler ekleniyor… Bürokrasi, bu işe uygun atamalarla, çıkarılan yeni tüzük ve yönetmeliklerle hazırlanıyor… En sonunda da düğmeye basılıp uygulamaya geçiliyor. Böylece gerçekten müthiş bir planlama ve uygulama orkestrasyonu ortaya çıkıyor. ??? On yıl boyunca, siyaset, bürokrasi, medya, eğitim, ekonomi ve diğer alanlar bu orkestrasyonla yeniden yapılandırıldı… Her yeniden yapılandırma adımı, kendinden sonraki adımlara hazırlık olarak kullanıldı… Ve her adımdan sonra yeni adımlar atıldı. ??? Öyle anlaşılıyor ki üçüncü seçim zaferini kazanıp yüzde elli oy aldıktan sonra, şimdi sıra Milli Eğitim’de yeni atılımlara, yeni adımlara geldi. Ne de olsa eğitim, yeni vatandaş, Gasp kokan cinayet İstanbul Haber Servisi Mecidiyeköy Gülbahar Mahallesi’nde önceki gün bir apartman girişinde ayakları plastik kelepçeyle bağlı cesedi bulunan Kemal Ramazan Güler’in gasp amaçlı öldürüldüğü bildirildi. Polis, apartmanda bir dairenin günlük olarak İrfan Ç. tarafından kiralandığını belirledi. Nişanlısı M.N. (17) ile gözaltına alınan İrfan Ç, sorgusunda “Nişanlım yanında kaldığı halası ile kavga edip evden ayrılmış. Bir günlüğüne bir ev kiraladık. Olay gecesi bir şey almak için dışarı çıkmıştı. Peşine bir adam takılmış, evin kapısına geldiğinde taciz etmiş. Tam bu sırada kapıyı açınca nişanlım ve peşindeki adamla karşılaştım. Bana bıçak çekip saldırdı. Ben de elinden bıçağı çekip kendimi korumak amacıyla rastgele salladım. Öldüğünü anlayınca kaçtık” dedi. Ancak Güler’in kardeşi de polise giderek ağabeyi ile alışveriş merkezine gittiklerini ve orada bir kızla tanıştıklarını, ağabeyinin kızla birlikte gittikten sonra bir daha kendisinden haber alamadığını söylemesi üzerine M.N ile Güler’in görüntüleri ortaya çıktı. Polis, cinayetin gasp amaçlı işlenmiş olabileceğini belirterek Güler’in çantasının arandığını açıkladı. Beyza Yılmaz’ı da kocası öldürdü Şiddet yasası TBMM Başkanlığı’na sunuldu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamuoyunda uzun süredir tartışılan kadına şiddet koruması için hazırlanan “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa Tasarısı”, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. 21 maddeden oluşan tasarının gerekçesinde, eski yasanın ihtiyaçları karşılamadığına yer verildi. Bakanlar Kurulu’na sunulan tasarıdaki “şiddet veya şiddet uygulama tehlikesinin varlığı halinde resmi makam veya merciye ihbar edebilir” ifadesinin yer aldığı “İhbar” başlıklı 7. madde tasarıdan çıkarıldı. İstanbul Haber Servisi Pendik’te Yenişehir Mahallesi Millet Caddesi’nde yaşayan Sezer Yılmaz (26), 4 yıl önce Çanakkale’den kaçırıp evlendiği Beyza Yılmaz’ın (19) sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta hesap açtığını öğrendi. Eşiyle bu yüzden tartışmaya başlayan Yılmaz, ruhsatsız silahla eşine ateş etti. Silah seslerini duyan komşuların haber vermesi üzerine olay yerine gelen polis, evden çıkmaya çalışan Sezer Yılmaz’ı yakaladı. Polis ekipleri eve girdiğinde ölen Beyza Yılmaz’ın 1 ve 3 yaşlarındaki iki çocuğunun yanı başında olduğunu gördü. KHK sağlık sisteminin bütünlüğünü parçaladı ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası ile Pratisyen Hekimlik Derneği üyeleri, 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) sağlık sistemini özelleştirdiği, sağlık hizmetlerinde bütünlüğü parçaladığı ve sağlık personelinin geleceğini kararttığını vurguladı. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Selma Okkaoğlu ise KHK’nin bir özelleştirme programı olan ‘sağlıkta dönüşüm’ün hükümet tarafından yazılı hale getirildiğini söyledi. Zeynep Yılmaz davası Sanık tahrik indirimi istiyor HİLAL KÖSE C MY B C MY B Bir çocuk annesi Zeynep Yılmaz, imam nikâhlı eşi Necmettin Alkan tarafından 27 Nisan 2011’de 17 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Kasten öldürme suçundan yargılanan Alkan dün ikinci kez yargıç karşısına çıktı. Çocuğunu göstermediği için Yılmaz’ı öldürdüğünü söyleyen sanığın tahrik indirimi için çabaladığına dikkat çeken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun davaya katılma talebi reddedildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü oturumunda, tanık olarak dinlenen Zeynep Yılmaz’ın kardeşleri, “Sanık Zeynep’i kandırıp eve kapattı. Tecavüz etti. Zeynep hamile kalınca birlikte yaşamaya başladılar. Zeynep ölünceye dek şiddet gördü, tehdit edildi. Hatta 2010 yılında sokak ortasında yediği dayak sırasında dizi çıktı” dediler. Sanık ise “oğlumu göstermeyeceğini söyledi, anneme küfür etti” iddiasında bulundu. Fatmagül’ün ikizi varmış ? Haber Merkezi Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde öğrenci servisine yapılan silahlı saldırıda yaşamını yitiren Fatmagül Yalçın’ın (16) doğumunun ardından amcasına evlatlık verildiği ve öz anne babasının yanında kalan ikiz kız kardeşinin bulunduğu ortaya çıktı. Fatmagül, aslında ikiz kardeşi olan Hayriye’yi amcasının kızı olarak tanıyordu. Papa tweet’leyecek ? Haber Merkezi Katoliklerin ruhani lideri Papa 16’ncı Benediktus, mesajlarının sosyal paylaşım ortamında da yer alması için bir Twitter hesabı açılmasına onay verdi. Fikrin mimarı Başpiskopos Celli, “Bu çok önemli bir adım” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear