02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2012 PAZAR 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun B Trabzon K Giresun K S Ankara 6 8 4 8 10 8 7 3 4 5 6 3 2 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S S S B PB PB PB PB PB PB K K B 2 3 4 14 12 12 4 6 3 4 1 0 3 HABERLER Oslo K 0 Belgrad Helsinki K 1 Sofya Stockholm K 2 Roma Londra PB 6 Atina AmsterdamK 5 Zürih Brüksel K 4 Moskova Paris Y 7 Aşkabat Bonn Y 5 Taşkent Münih Y 6 Baku Berlin Y 7 Bişkek Budapeşte K 5 Tiflis Madrid PB 15 Kahire Viyana K 6 Şam B PB Y PB K PB Y Y PB K PB B PB 10 6 14 14 5 9 12 15 5 2 5 17 10 Ülkenin doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz ile Tokat, Van, Bitlis ve Siirt çevrelerinin yağışlı, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Yağışlar Ordu ve Giresun çevrelerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. İç ve doğu kesimlerde kuvvetli buzlanma ve don olayı ile birlikte sis görülecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Şubat GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Yanıt vermeyi istiyor, veremiyor. Partilerle, öncelikle CHP ile uyum içinde yeni anayasayı yapma görevinin elini kolunu bağladığını söylemekle yetindi. Oysa, kısa süren bu atışma Meclis’te kalıbının adamı kaç vekil olduğunu içerecek ilginç bir tartışmaya ve sonuçta kimi ilginç saptamalar yapılmasına yol açabilirdi. Örneğin, tartışmalara ilk olarak, baş yerine ayaklarıyla üne kavuştuğu için vekil olmaya hak kazanan Hakan Şükür ele alınarak başlanabilirdi. Mademki söz Hakan Şükür’den açıldı. Yaşadığımız bu devrin, dönemin tam anlamıyla prototipi Şükür’den kısaca söz etmeli. ??? Şükür’ü bugünlere taşıyan başlıca özellik sadece gol atmaktaki ustalığı değil. Önce cuma namazlarını kaçırmadığı gazetelere yansıdı. Dinine bağlılığı yadsımadı. Sonra, Gülen cemaatine ve cemaatin lideri Fethullah Efendi’ye bağlılığı medya haberlerinde yer aldı. Fethullah Gülen’e hayranlığını doğrulayan açıklamalar yaptı. Ramazan günlerinde sahaya kimi arkadaşlarıyla birlikte oruçlu çıkarak GS’nin yenilmesine neden olduğu yazıldı. Ulusal takımın dünya üçüncüsü olduğu karşılaşmaların birine çıkacağı kentte, takım arkadaşlarının namaz kılıp dua edemediklerini öne sürerek yönetime adeta isyan bayrağı açan Şükür’ün bu ve benzeri marifetlerini medya kamuoyuna manşet haberlerle yansıttı. GS’den ilgisi kesilince; saygı, sevgi, övgü içeren söylemleriyle, zaten cemaate bağlılığıyla dikkatini çeken Hakan Şükür’ü RTE, İstanbul’dan AKP milletvekili olarak TBMM’ye taşıdı. ??? Yaşadığımız dönemde yükselmek, yücelmek, refaha kavuşmak için nelere dikkat edilmesi gerektiğinin tipik örneğidir Şükür. Maddi alanda ya da mesleğinde yükselmek istiyorsan, kalıbının adamı olsan da olmasan da, yükselmenin, refaha kavuşmanın, vekil olmanın temel koşullarına bir örnektir Şükür! Gülen’e veya cemaatine bağlılığını söz ve davranışlarınla kanıtlar, AKP liderini her fırsatta översen… …bürokraside, hatta medyada tepe noktaya da çıkabilirsin. İşadamı isen maddi zenginliğini birkaç misli katlayabilirsin. Örneğin Şükür gibi kafası stadyumlarda, ayakları bir türlü girmek istemediği parlamento kapısında bir vekil de olabilirsin. ??? CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, AKP döneminin özelliklerini taşıyan Şükür’ün seçildiğinden beri Meclis’e uğramadığını, üyesi olduğu komisyonun dört toplantısından ancak birine katıldığını açıkladı. 11 bin vekil maaşıyla gözü doymayıp 200 bin için futbol yorumculuğuna soyunan Şükür’ü kalıbının adamı olmayanlara örnek gösterdi. Yasal yollardan izin almadan “mesleğini” sürdüremeyeceği söylemlerine karşı Hakan Şükür yaptığı açıklamada; vekillik dışında görev yapıp yapamayacağını “Meclis Başkanlığı’ndaki idari birimlerinden ‘birileri’ ile konuştuğunu, bu görevi yapabileceğini öğrendiğini” ve... …bununla yetinmeyip “Başbakan’ından” RTE’den izin aldığını söyledi. Muharrem İnce’nin AKP döneminde yasa yerine RTE’nin izninin yeterli ve geçerli olduğunu içeren konuşması üzerine Başkan Çiçek; “Şükür’ün futbol yorumculuğu yapmak için resmi izin talebinde bulunmadığını” açıklamak zorunda kaldı. Şu hale bakın. Yasalar gereği izin almak zorunda olduğu Meclis Başkanlığı’na başvurmaya gerek görmeyen eski futbolcu, yeni vekil… vekillik dışı kazanç yolları bulan futbolcuya, vekillik dışı göreve kafadan izin veren bir Başbakan! Şükür örneği, RTE iktidarının yarattığı dönemi yansıtan dikkat çekici bir örnek. Bu iktidarın, “kalıbının adamı olmayanları” nasıl “adama” devşirdiğini gösteren bir örnek! Dün Türkiye’nin NATO’ya üye oluşunun 60. yıldönümüydü. NATO üyeliği yıllarca Türkiye’de çok tartışılan bir konu oldu. “İttifakın Türkiye’yi Sovyet bloku ve diğer hasımlarına karşı koruyan bir güvenlik şemsiyesi olduğu” tezleri ile “ABD’nin başını çektiği güçlerin Türkiye’yi ‘hazır asker’ olarak kullandığı” yorumları arasında sert bir ideolojik mücadele yaşandı yıllar boyunca. Bugün itibarıyla NATO üyeliğinin Türkiye açısından en büyük önemi, hedefini Atatürk’ün koyduğu Türkiye’nin medeniyet ile entegrasyon sürecinde Batı’ya atılan en sağlam çıpa olmasıdır. Türkiye, AB üyesi olana kadar da bu gerçek değişmeyecektir. NATO üyeliğinin ülkemize teknik olarak da büyük katkısı oldu. TSK’nin Batı normlarına göre kurumsallaşması ve Türkiye’nin dört bir yanındaki modern askeri tesislerin kurulmasında NATO itici güç konumundaydı. ??? NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen yıldönümü nedeniyle Ankara’ya yaptığı seremonyel ziyarette, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile 20 Mayıs’ta ABD’nin Chicago kentinde yapılacak NATO liderler zirvesinin hazırlıkları hakkında bilgi sundu. Edindiğimiz bilgilere göre Rasmussen, Chicago Zirvesi’nin öncelikli gündem maddelerinden birinin “Füze Savunma Projesi” olacağı mesajını da Türk tarafına iletmiş. NATO’da 60. Yıl Hediyemiz: Füze Kalkanı Tamam Balistik füzelere karşı korunma amacıyla ortaya konan “füze kalkanı” projesi 2020 yılına kadar aşama aşama tamamlanacak 4 bölümden oluşuyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın ev sahipliği yapacağı Chicago’daki zirvede NATO, füze savunmasında ara yeteneğe ulaşıldığı ve füze kalkanının işlemekte olduğunu dünyaya duyuracak. ??? Bunun anlamı şudur: ABD, NATO ittifakı üyelerinin herhangi birine yönelebilecek bir düşman füzesini radarlarca tespit ederek, Akdeniz’deki Amerikan savaş gemilerine konuşlu füzeler ile havada yok edebilecek kapasiteye artık ulaşmış durumda. Gemilerdeki füzelerin üstlendiği misyon, sistemin 2015 olarak belirlenen ikinci aşamasında Romanya’ya, 2018’deki üçüncü aşamada da Polonya’ya konuşlandırılan füzeler ile pekiştirilecek. 2020 olarak belirlenen dördüncü ve son aşamayla da bölgenin uzaydan takibi hedefleniyor. Füze kalkanı projesinin ilk fazının başarıya ulaşmasında hiç kuşkusuz en kilit unsur, düşman füzelerini fırlatıldığı an tespit edecek radarın Türk hükümetinin verdiği onay ile MalatyaKürecik’e konuşlandırılması oldu. ??? Füze kalkanına aktif katılım kararıyla, Türkiye’nin ittifak içindeki pozisyonu yeniden soğuk savaş yıllarındaki “kanat ülke” konumuna yükselmektedir. Türkiye’nin NATO üyeliğinin 60. yıldönümü ile eşzamanlı yaşanan bu dönüşümün ülkemiz için bir “hediye” mi, yoksa “tehlike” mi olacağını ise zaman gösterecek. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Tablete geçerken bunlara dikkat Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve kurmayları akıllı tahta ve tablet bilgisayarlardan oluşan “Fatih projesi”ni basına tanıttı. Bilgi toplumuna ulaşmak için çocuklarımızın bilgisayar teknolojisiyle yetişmesi son derece önemlidir. Bununla birlikte Fatih projesinde şu noktalara daha çok özen gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim: Tabletli eğitimin öğrencilerin sosyal yeteneklerine etkisinin ölçülmesi, “Zenginleştirilmiş kitap” ismi verilen yazılı, sesli ve görüntülü eğitim materyalinin denetlenmesi, Eğitim materyalinde tekel oluşmasını engelleyecek, daha kaliteli ve yaratıcı eğitim materyali hazırlayabilecek yeni yazarları teşvik edecek rekabet ortamının sağlanması, (Enerji Piyasası Denetleme Kurulu benzeri bir piyasa düzenleyici kurul kurulabilir.) Öğrencilerin (ve velilerin) beğenilerine uygun eğitim malzemesini ucuza seçebilmesinin (iPhone ve Android telefonlardaki “application” uygulamasına benzer bir sistem olabilir) sağlanması, Kablosuz ağlar nedeniyle çocukların maruz kalacağı elektromanyetik etkinin büyüklüğünün ailelere anlatılması, Özel okullardaki öğrencilerin sistemden geri kalmaması için pratik modeller geliştirilmesi. AKP’li Kuzu ve Tayyar, ‘Ergenekon soruşturması eksik yapıldı’ dedi ‘Siyasi ayak yok’ Haber Merkezi TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Ergenekon soruşturmasına ilişkin, Ergenekon terör örgütüyle bağlantılı siyasi ayağın ortaya çıkarılmadığını iddia ederek “Ergenekon’dan yatanlar içinde aman aman bir siyasetçi yok. Sonradan milletvekili seçilenler var ama o başka. Ama işin başından beri parlamento içinde veya dışında kimler, onu bilemiyorum. Bildiğim isim falan da yok” dedi. Kuzu, katıldığı televizyon programında, dünyadaki Gladyo ? AKP’li vekiller Ergenekon soruşturmasının dünyadaki gladyo soruşturmalarından farklı olarak siyasi ve finansman ayağının eksik bırakılarak yapıldığını öne sürdü. Kuzu, ‘Ergenekon’dan yatanlar içinde aman aman bir siyasetçi yok’ derken Tayyar da operasyonların yeterli olmadığını iddia etti. yapılanmaları üzerine çalıştığını, belirtti. “Türkiye’de hâlâ siyasi ayağı soru işareti bana sorarsanız” ifadesini kullanan Kuzu, “ İtalya’da mesela adam 30 yıl bakanlık yapmış ‘kurnaz tilki’ diye geçiyor ve tam işin ortasından çıkıyor” diye konuştu. Kuzu “Siyasi ayakta kimlerin olduğu ortaya çıkarılabilir mi?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Bilemem. Siyasi ayağı bütün dünya ülkelerinde var da bizde niye yok? Bizde de vardır. Ayağı eksik. Bir ayak gözükmüyor. Siyasi ayağı bu işin çok önemli bir tarafı bence. Türkiye’de bu ayak henüz ortaya çıkmadı.” Muhalefetin Ergenekon’la mü cadele sürecini sulandırdığını sözlerine ekleyen Kuzu, özel yetkili mahkemelerin kapatılmasını doğru bulmadığını söyledi. ‘Operasyonlar yetersiz’ AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar ise “Ergenekon yapılanmasının şu anda özellikle yargı, siyaset ve finansman ayağı olmak üzere birçok ayağı eksik. Çünkü bu alanlara yönelik ciddi operasyonlar yürütülemedi. Soruşturmanın yerine bakıldığında böyle bir sonuç konusunda pek umut vermiyor” diye konuştu. YENİ ŞAFAK GAZETESİ YAZARI adım küçülmesiyle birlikte doğan boşluğu Erbakan doldurmaya başladı. Erbakan’la birlikte “Siyasal İslam” tanımı daha çok öne çıktı. Bu yelpazede iki ana eğilim vardı: 1 Seçim yoluyla iktidara gelelim. 2 Devlet kurumlarının tümünde var olarak sürekli iktidar kalalım. Birinci eğilimin başını Erbakan, ikincisini ise Gülen çekiyordu. O dönemde Gülen’den bir hareketin ya da cemaatin başı olarak açıkça söz edilmiyordu. Cumhuriyet’in salt buna benzer ifadeler kullandığı için pek çok kez tekzip yediğini anımsıyorum. Her iki eğilimin de iktidar gücünün içinde yer aldığı günümüzde artık her şey açıkça tartışılıyor. 13 Şubat Pazartesi günkü Zaman gazetesi “milat” olmasa da bu konudaki “açıklığın” en net ifadesiydi. İktidar koalisyonunun, taraflarının ne pahasına olursa olsun birbirinden ayrılmaması gerektiği açıkça dile getiriliyordu. 7 Şubat Salı günü patlayan MİT geriliminden sonra iktidar yanlısı olanlar dahil tüm gazetelerin konuyu ele alış biçimine bakarak şunu söyleyebiliriz: Artık cemaat her taşın altında değil, üstünde! ??? Siyasetin gerçek sahasına, yani Meclis’e gelirsek... Ortak paydaların giderek azaldığı Meclis’te kişiye ve soruşturmaya özel yapılan tek maddelik yasa değişikliğinin yarattığı iklim “Sibirya soğuklarından” daha kötü. Hükümetin bugüne dek yargı için vitrine söylediği bütün “özlü sözlere” ters düşen bu değişikliğe muhalefetin gösterdiği haklı tepki akla ister istemez şu soruyu getiriyordu. Bu Meclis’ten nasıl bir ortak anayasa çıkar? Kılıçdaroğlu’nun, ana muhalefet lideri olarak “devlet çatırdıyor” tanımlaması, tablonun Ankara’daki görünümünün daha vahim olduğunu gösteriyor. Muhalefetin ağır eleştirilerine karşılık hükümetin izlediği yol ise aklımıza şu atasözünü getirdi. Bir kişinin en güçsüz anı, kendisini en güçlü hissettiği andır. Başbakan en az 2023’e dek Türkiye’nin her kurumunun avuçlarının içinde olduğunu düşündüğü bir anda karşılaştığı MİT krizine karşı, “kriz sertliğinde” bir adım attı. Bu adım Başbakan’ın kendisine bağlı bütün adamları “dokunulmaz” kılacak bir özel güç. Bunun anlamını uzun uzun Türkçeye çevirmenin gereği yok. Türkiye’ye yönelik dış algı zaten değişiyor. Şimdi iç algının da değişmeye başladığını görüyoruz. ??? Moda deyimle “büyük resme” bakarsak... Başta vurguladığımız siyasal tablo, daha doğru anlatımla “iktidar koalisyonu” şöyle sunuluyor: “Bunun seçeneği yok.” Ne demek seçeneği yok? Demokrasinin özü seçenek demek. Her alanda olduğu gibi iktidarda da seçenek. Bu seçeneği yaratabilecek, yaratması gereken, yaratmak zorunda olan başlıca parti CHP. Bugün Türkiye’de iktidarı destekleme yöntemlerinden biri de iktidar seçeneği olabilecek partileri kösteklemek. Bunun her türlü yöntemle ve “çok ustaca” yapıldığını görüyoruz. Buna rağmen CHP’nin hiçbir bahanesi olmamalı, olamaz. MİT krizinin büyük resminde de Türkiye’nin seçeneksiz yönetilmesi ve paylaşımı var. Hükümet Meclis’in anayasası demek olan içtüzükte ne yapmak istiyorsa Türkiye’nin anayasasını da öyle yapmak istiyor. Bunu gören CHP, gereğini de sonuna kadar yapmalı, yapmak durumunda. Bu anlamda CHP’nin muhtaç olduğu kudret toplumun içinde var. Ben iyimserim... Bunun için elinde ne var diye sorarsanız... İçimde pozitif bir enerji var. TMMOB’DE SEÇİM HEYECANI Yeni yönetimler belli oluyor İstanbul Haber Servisi Elektrik Mühendisleri ve Mimarlar Odası’nın İstanbul şubelerinin yeni yönetimleri bugün belli oluyor. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi`nin 38. Olağan Genel Kurulu dün PERPA’da başladı. Elektrik mühendisleri bugün oy kullanacak. Seçimlerde şu anki yönetimin desteklediği Demokrat Mühendisler Grubu ile Meslekte Birlik grubu yarışacak. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 42. Dönem Olağan Genel Kurulu da dün İTÜ Taşkışla Kampusu’nda gerçekleştirildi. Mimarlar, yeni yönetim için sandık başında olacak. Seçimde başka aday çıkmazsa mevcut Başkan Prof. Dr. Deniz İncedayı’nın Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar grubununu listesi ile Ali Reyhan Eser’in başkan adayı olduğu Tüm Mimarlar Platformu’nun listesi yarışacak. Kaplan’dan kendi cephesine isyan Haber Merkezi Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasının ardından gündeme gelen AKPGülen cemaati çatışmasına ilişkin, “Neyin kavgasını verdiğimizin farkında mıyız acaba?” başlıklı yazı yazarak her iki tarafı birden eleştirdi. Kaplan yazısında, “Madem külfetler paylaşıldı, nimetler de paylaşılsın” kavgası yapıldığını belirtti. Kaplan, önceki gün yayımlanan yazısında, Zaman gazetesi ile TRT’deki İran yayınlarını “Siyonistlerin, zorba küresel şebekelerin yayınlarından farksız” sözleriyle eleştirdi. Gülen cemaatinin Ergenekon soruşturmasındaki yayıncılığını da eleştiren Kaplan, “Samanyolu TV başta olmak üzere iktidar yanlısı bütün televizyon ve gazetelerin kurdukları dilin, laikçi primitiflerin ürpertici, Pravdavari dilinden farksız olduğunu, bu mecralarda yapılan haberciliğin İslamın adalet fikri ve ahlak anlayışına taban tabana ters olduğunu” savundu. Yusuf Kaplan son olarak “Tarafların, bizimle alay edercesine pozisyonlarını terk etmemekte ısrar etmeleri, kimseyi dinlemeye niyetli olmamaları, ürkütücüdür” ifadesini kullandı. ARINÇ ŞÜKÜR İLE İLGİLİ KONUŞTU ‘Ben olsaydım yapmazdım’ Denktaş Şişli’de yaşayacak İstanbul Haber Servisi Şişli Belediyesi’nce, 13 Ocak’ta hayatını kaybeden KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş adına yaptırılan kültür merkezinin temeli dün KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Denktaş’ın oğlu KKTC’deki Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş tarafından atıldı. 12 bin metrekarelik kullanım alanı ve 1412 koltuk kapasitesine sahip olacak Ayazağa’daki “Rauf Denktaş Kültür Merkezi”nin temel atma töreninde konuşan Eroğlu, Denktaş’ın en büyük eserinin KKTC olduğunu belirtti. Şişli Belediye Başkanı Sarıgül ise “Rauf Denktaş ismi bu merkezde ömür boyu yaşayacak ve Türk dünyası bu büyük kahramanı asla unutmayacak” dedi. Merkezin açılışının 15 Kasım’da yapılması planlanıyor. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) İstanbul Haber Servisi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP İstanbul Milletvekili Hakan Şükür’ün bir televizyon programında spor yorumculuğu yapmasına ilişkin tartışmaları “Ben aynı durumda olsaydım, böyle bir şeyi yapmak istemezdim. Ama yasada kısıtlayıcı bir hüküm yok” sözleri ile değerlendirdi. Arınç, Sanat Akmerkez’deki Hüsnü Hat sergisinin açılışı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, Şükür’ün durumuyla ilgili soru üzerine şunları söyledi: “Milletvekillerinin özel sektörde veya özel amaçlarla yaptıkları işlerde kanunda bir yasaklama olmadığını Meclis başkanı bildiriyor. O kararda Şükür’ün yaptığı işleri yasaklayan bir madde bulunmadığı görülüyor. ‘Yasak olmamasına rağmen, etik açıdan veya siyasi açıdan bu yapılmalı mı? derseniz, bu kişiye bağlı bir davranış olur. Mesela ben aynı durumda olsaydım böyle bir şeyi yapmak istemezdim.” C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear