26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe
İzmir Ekonomi Üniversitesi

Catalog

Months
Days
Pages
19 ŞUBAT 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 ‘Suriye’yi mafya yönetiyor’ ÖZGÜR ULUSOY uriye parlamentosundan ayrılarak Mısır’a giden İmad Galyun, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın istese de görevden ayrılamayacağını, çünkü Esad’ın çevresini saran mafyavari yapının buna izin vermeyeceğini söyledi. Humus milletvekili Galyun’un yaklaşık 2 ay önce ülkeyi terk etmesinin ardından, Şam yönetimi parlamenterlere yurtdışına çıkış yasağı getirmiş. Galyun’la, muhalefetle temaslarda bulunmak için geldiği İstanbul’da konuştuk. “Zaten rejime her zaman karşıydım, son olaylarda uygulanan şiddete destek vermemek için ayrılmayı uygun buldum, çünkü halkı koruyacağıma yemin ederek göreve başlamıştım, bu yemini tutamadım” diyen Galyun, işkencelere, cinayetlere tanık olduklarını, halkı bombalayan bir rejimin parlamentosunu tasvip edemeyeceği için ayrıldığını söylüyor. Galyun, bu koşullarda harekete yurtdışından destek verilmesi gerektiğini düşünmüş. Galyun, “Esad rejimi müzakere sonucu görevi bırakamaz mıydı” sorumuza “Kendisi bıraksa bile etrafı bir çeşit mafyayla çevrili. Özel anlaşma değil, ne olursa olsun bırakamaz. Zaten kendisi de bırakmak isteseydi çok farklı bir yöntem seçerdi” yanıtını veriyor. “Bu mafyada kimler yok ki? Kardeşi var, dayısının oğulları, halasının oğul S ? Suriye parlamentosundan ayrılarak Kahire’ye giden Humus milletvekili Galyun’a göre Şam’da “mafyavari” bir rejim ülkeyi yönetiyor. Galyun, “Mafyada kimler var” sorumuza “Esad’ın kardeşi var, dayısının, halasının, teyzesinin oğulları, ordu ve Muhaberat, çıkarcı işadamları var” yanıtını veriyor. bir tahmini olup olmadığı sorumuza İmad Galyun, “Bir ay önce, 3 aylık süre vermiştim, şimdi 2 ay kaldı” yanıtını veriyor. Kıyakçı Cumhurbaşkanı Nasıl Gitti? Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff sonunda istifa etti. İstifaya gerekçe teşkil eden nedenler, Türk standartlarına göre aslında incir kabuğunu doldurmayacak şeyler; eşten dosttan düşük faizle kredi almak, varlıklı dostlar tarafından lüks oteller/mekânlarda “ağırlanmak”, ekonomi bileti ile uçakta “beleşten” birinci sınıfa atlamak gibi leblebi çekirdek işler…. Bunların gerçek anlamda “yolsuzluk”, “rüşvet” ilişkileri sayılıp sayılmadığını, Cumhurbaşkanı’nın dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyen Hannover savcılığı araştıracak. Ortada henüz güçlü kanıtlara dayanan bir “yolsuzluk dosyası” yok. Kuşkular var sadece. Alman Cumhurbaşkanı’nın “nüfuz ticareti” yaptığına ilişkin kuşkular ve belki karineler var…. Wulff’un işadamı dostlarının kendisine temin ettiği “kıyaklara” al gülüm ver gülüm kontenjanından bulunduğu konum itibarıyla “ayrıcalıklarla” karşılık verip vermediğini yargı kanıtlayacak. Sabık Cumhurbaşkanı’nın basına bu süreçte gözdağı vermesi ve “Bild” genel yayın yönetmenine “Daha fazla üstelerseniz sizi yakarım!” anlamına gelen sözlü tehditler savurması ortadaki en ele dişe gelir skandal. Ama bu da doğrusu içinde bulunduğumuz aşamada! “Watergate” boyutlarına ulaşan bir skandal değil. Ancak böyle de olsa savcılık, Alman Cumhurbaşkanı’nın dokunulmazlığının kaldırılmasını istediği an her şey bitti. Wulff’un cumhurbaşkanlığı koltuğunu bırakmasına bu kadarı yetti! Savcılık talebi önünde Wulff, dokunulmazlık zırhının er geç parlamento tarafından kaldırılacağını biliyordu. Koltuğa yapışıp kaldığı sürece yargılanması mümkün olamayacağından, İsrail Devlet Başkanı Katsav’ın geçmişte yaptığı gibi, istifasını vermek zorunda kaldı. Çünkü, Başbakan Erdoğan’ın küçümsediği İsrail demokrasisinde olduğu gibi Almanya’da da hukuk devleti tıkır tıkır işliyor... Wulff’un istifası ardından Merkel’in üzerinde durduğu ilk nokta nitekim bu oldu. Alman şansölyesi “hangi pozisyonda olursa olsun tüm yurttaşların Almanya’da yasa karşısında eşit olduğuna” vurgu yaptı. Hukuk devletinin temelindeki “güçler ayrılığı” Almanya’da mükemmel çalıştı. Yargı ve medya “dengefren mekanizmaları” içinde görevlerini tam yaptılar. Cumhurbaşkanı karşısında basın hiç geri adım atmadı; en ağır ve ciddi gazetelerden, sansasyon medyasına dek bu olayı sistemli, düzenli bir “fikri takip” içinde sonuna dek kovaladılar. “Wulffgate”in gözler önüne serdiği ilk dersler bunlar… Hukukun üstünlüğü ilkesini içeren bu derslerin yanı sıra, bu öyküde Alman halkına özgü çok çarpıcı başka özellikler, başka dersler de var. Alman basınının önde gelen yorumcuları, Cumhurbaşkanlarının istifasını, dev bir “rüşvet ve yolsuzluk skandalından” çok, bir “yetersizlik”, “onursuzluk”, “zavallılık” öyküsü olarak değerlendirmek eğiliminde… “Der Spiegel”den Dirk Kurbjuweit örneğin, “Skandal burada… önemsiz gibi görünen ufak tefek çok şeyin bir araya gelerek bardağı taşırmasında” diyor ve özetle şöyle devam ediyor: “Ortaya çıkan Wulff portresi, kıyak ve ayrıcalıklar peşinde koşarken bulunduğu konuma saygı göstermeyen bir adamın portresi… ‘Ucuzluk kralı Wulff’ için... beleşçilik sabit fikir sanki… Sürekli ondan bundan indirim bekleyen biri; konumu kadar kendi kişisel vakarını da ayak altına alıyor demektir!” “Onur”, “vakar”, “haysiyet”, “şeref”, “itibar”… Bunların Almanya’da çok ciddiye alınan anahtar değerler olduğu anlaşılıyor. Almanlar; cumhurbaşkanlığı konumunda bulunan birinden, “soylu” duruş talep ediyorlar. Tüm Alman toplumunun imajıyla özdeşleşen bir kişide, “özenti davranışlar”, “ucuzculuk”, “beleşçilik”, “kıyakçılık” gibi tarz ve irtifa kayıpları anlamına gelen davranışlara tahammül edemiyorlar… “Yolsuzluktan” ziyade Alman yorumcular ısrarla Wulff’un “mini minnacık bir adam” olmasından şikâyetçiler. “Spiegel”den bir başka yazar Roland Nelles; “Geride kalan…. ‘büyük olmak isteyip’ de bulunduğu konum için ziyadesiyle küçük kalan bir adamın imajı” diyor: “Almanya’nın cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişinin sonuçta bir devlet adamı değil, siyasi bir irtifaperver/sonradan görme olduğunu anladık. Wulff’u kendi vasatlığı öldürdü!” Tüm bunlardan Almanya’da “Bal tutan parmağını yalar!” duruşunun; özür götürmeyen büyük bir şerefsizlik olarak algılandığını çıkarıyoruz. Wulff fiilen savcılığın harekete geçmesi yüzünden istifa etmiş olsa da kamuoyundaki “itibar” ve “inandırıcılık” kaybını bu yüzden yaşadı. CHP ve Saadet’e sitem İmad Galyun ları, teyzesinin oğulları, artı ordu ve muhaberat, çıkarcı işadamları, ortak iş yaptığı insanlar... Alınacak kararlara göre bu grup zaman zaman daralıyor, zaman zaman genişliyor...” Galyun’a kendisi gibi ayrılmak isteyen başka parlamenterlerin olup olmadığını soruyoruz. “Tabii içlerinde karşı olanlar çok ama açıklamaktan korkarlar, çünkü kurşuna dizilirler” diyor, “ya da hem hapse atılırlar, hem mal varlıklarına el konur.” Muhalefetten bir grup ya da ismin alternatif olarak öne çıkmadığını kabul eden Galyun, kendileri için öncelikli konunun Esad rejiminin gitmesi olduğunu ifade ediyor. Çünkü Esad rejimi devrildiğinde önce kısa süreli bir hükümet görev yapacak, ardından siyasi süreç işleyecek. Esad rejiminin ne zaman devrileceği konusunda Türkiye’nin bütün gruplara eşit mesafede durduğunu, bir tek Müslüman Kardeşler’i desteklemesi durumunda Suriye halkının desteğini kaybedeceğini vurgulayan Galyun, CHP ve Saadet Partisi’ne de Suriye meselesini “iç politikaya alet ettikleri” için sitem ediyor. Bu iki partinin Esad rejimine iç çekişmelerden kaynaklanan bir destek verdiğini savunan Galyun, “Erdoğan’ın AKP’si Suriye halkını destekliyor diye, AKP’yi sevmedikleri için onlara muhalefet olsun diye Esad rejimiyle görüşmelerine gerek yok” diyor. İmad Galyun, Ankara’yı elçisini çekerek, yaptırımları arttırarak daha açık bir şekilde muhalefete destek vermeye çağırıyor ve ekliyor: “Bölgede bize destek verebilecek en büyük güç Türkiye. Komşular Ürdün, Lübnan, İsrail, hiçbirinin bir faydası olmaz bize.” ‘Washington henüz Esad’ın alternatifini bulamadı’ uriye Türkmenleri Birliği Başkanı Bekir Atacan, ABD’nin Suriye konusunda Çin ve Rusya’nın vetosundan aslında rahatsız olmadığını, çünkü öncelikle Esad’ın yerine İsrail’le ilişkileri iyi tutacak bir alternatif bulmak istediğini öne sürüyor. Yeni Değişim Konseyi adında, Suriye Ulusal Konseyi’ne alternatif bir yapı için çalışmalarını sürdüren Atacan’a göre ülkede bir iç savaş tehlikesi mevcut. Hem Kürtlerin, hem NusayriAtacan lerin Akdeniz’e açılan birer devlet peşinde olduğunu savunan Atacan, aslında Suriye’nin pek çok şehrinde dağınık halde Türkmenlerin bulunduğunu, ancak kendilerini Suriye’nin bir parçası olarak gördükleri için gelişmelerden kaygılı olduklarını söylüyor. Atacan’a göre Türkiye, S Irak’ta yaşananlardan sonra Türkmen kartını oynamak istemediğinden, Suriye’deki Türkmenler kendilerini daha da yalnız hissediyor. BD vetoyu gizlice destekliyor’ Türkiye’de solu Suriye’deki diktatörlüğü teşvik etmekle suçlayan ve solun çökmesinin en büyük nedeninin bu olduğunu düşünen Atacan, “Sadece ABD düşmanlığıyla olmaz ki. Biz de istemiyoruz ABD egemenliğini ama Suriye’de 42 yıldır İsrail’le savaşmayan bir rejim var. ABD alternatifini bulsa Esad’ı bugün gönderir. Rusya veto ediyor, ABD bunu teşvik ediyor, sürecin uzatılmasını istiyor. Orada İsrail’e zarar vermeyecek Esad ailesi gibi birisini bulacak ki, devrim o zaman bitecek” diyor. ‘A ‘Yasa önünde herkes eşit!’ ‘ŞİDDET GÖRÜNTÜLERİNİN PEŞİNDE’ İDDİASI: ABD insansız uçaklarla Şam’ı gözetliyor Dış Haberler Servisi ABD’nin, Suriye’de rejimin muhalefeti hedef alan operasyonlarını izlemek için bu ülkenin hava sahası üzerinde önemli miktarda insansız hava aracını kullandığı savunuldu. Amerikan NBC televizyonunun savunma yetkililerine dayanarak verdiği haberinde, Washington’un insansız uçaklarla Suriye hükümeti ile askerlerinin haberleşmesini izleyerek, bu ülkeye karşı bir uluslararası yanıtın verilmesi için elindeki kanıtları güçlendirmeye çalıştığı kaydedildi. Bu uçuşların bir Amerikan Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Zhai Jun, Esad ile bir araya geldi. (REUTERS) Senegal’de seçim öncesi protesto Senegal’in başkenti Dakar, 26 Şubat’ta yapılacak devlet başkanlığı seçimleri öncesi yoğun protesto gösterilerine sahne oluyor. Üçüncü kez seçilmek üzere adaylığını koyan Başbakan Abdoulaye Wade’in (85) çekilmesi için önceki gün yapılan gösterilere polis sert müdahalede bulundu. Seçime katılacak muhalefetin adaylarından Şeyh Bamba Dieye’nin önceki gün göstericilere katılmaya giderken kısa süreliğine gözaltına alındığı belirtildi. (Fotoğraf: AP) askeri müdahalesine hazırlık anlamı taşımadığı suvunuldu. yetkililerini Mossad eğitti’ İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesinin haberinde ise insansız hava araçlarının elde edeceği görüntülerle uluslararası topluma sunulmak üzere Şam yönetiminin sivillere yönelik şiddet uygulamalarına ilişkin kanıtların oluşturulmasının amaçlandığı belirtildi. Bu arada Haaretz’in haberin ‘Türk istihbarat de daha önce de basına yansıyan ancak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından reddedilen 40’ı aşkın Türk istihbarat yetkilisinin Suriye’de yakalandıklarına ilişkin iddialar yinelendi. Haberde, Şam yönetiminin geçen aylarda yakalanan Türk istihbarat yetkililerinin İsrail gizli servisi Mossad tarafından eğitildiklerini söylediği de savunuldu. Haberde Suriye’de yakalanan Türk istihbarat yetkililerinden birinin verdiği ifadede Mossad’ın Özgür Suriye Ordusu üyelerinin yanı sıra Ürdün’de, Suriye’ye gönderilmek üzere El Kaide militanlarını eğittiğini söylediği de öne sürüldü. Bu arada Şam’a giden Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Zhai Jun, Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüşmesinin ardından ülkedeki tüm taraflara şiddeti derhal durdurmaları çağrısı yaptı. Çinli yetkili, Suriye’de yakında yapılacak yeni anayasa referandumunun sorunsuz geçmesi dileğini iletti. BM Güvenlik Konseyi’nde Esad yönetimini hedef alan tasarılara karşı veto kartını gösteren Pekin yönetimi ziyaretin “bu zor dönemde iki ülke arasındaki işbirliğini arttırmak amacıyla” yapıldığını duyurmuştu. Muhalif kaynaklara göre, dün ülkenin çeşitli kentlerinde güvenlik güçlerinin operasyonlarında 7 kişi yaşamını yitirdi. Suriye Genel Devrim Konseyi, Şam’da önceki gün protestolarda ölen 5 kişinin cenaze törenine katılan kalabalığa güvenlik güçlerinin ateş açtığını savundu. Tahammül götürmez itibar kaybı İran savaş gemileri Tartus’ta EKBER KARABAĞ TAHRAN İran Deniz Kuvvetleri’ne ait iki savaş gemisi, Süveyş Kanalı’ndan geçerek Suriye’nin Akdeniz’deki Tartus Limanı’na demirledi. İçinde donanma öğrencilerinin de bulunduğu gemi müretteDış Haberler Servisi İngiltere Dışişbatı, Akdeniz’e yol alleri Bakanı William Hague, İran’ın nükmadan Suudi Arabistan’ın leer faaliyetlerinin Ortadoğu’yu “yeni bir Cidde Limanı’nda demir soğuk savaş”ın içine sürükleyebileceğini atarak umreye gitti. söyledi. İran’ın nükleer silah sahibi olmaGeçen yılın şubat ayınsı halinde Ortadoğu’daki diğer ülkelerin de da İslam devriminden bu nükleer silah yarışına gireceklerini belirten yana ilk kez savaş gemiHague, “Bu uluslararası ilişkiler adına leri ile Akdeniz’e gelen bir felaket olur” dedi. Hague, İngiliz Daİran, bu girişimi ile ikinci kez ily Telegraph gazetesine verdiği demeçte, bunun Ortadoğu’da istikraAkdeniz sularında varlık gösra zarar vereceğini ve gerekli güvenlik mekanizmaları oluşmadan yetermiş oldu. İran Deniz Kuvni bir soğuk savaş tehdidini beraberinde getireceğini kaydetti. vetleri Komutanı Tuğamiral Habibullah Seyyari, dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in “özgüven” vurgusundan yola çıkarak söz konusu gemilerin İran İslam Cumhuriyeti’nin gücünü sergilemeyi amaçladığını söyledi. İran’ın İngilizce yayın yapan devlet televizyonu Press TV, iki ülkenin deniz kuvvetleri arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde İran’ın, Suriye donanmasına eğitim vereceğini duyurdu. ‘Ortadoğu’da soğuk savaş tehdidi’ Bal tutan parmak yalamak şerefsizlik T.C. ANKARA 22. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2010/736 Es. Satılmasına karar verilen gayrimenkulun cinsi, kıymeti, evsafı, Satış Şartları: Ankara ili, Çankaya ilçesi, Çiğdemtepe Mahallesi, 1556. Sokakta 13 Kapı nolu Başak Apartmanının bulunduğu yere rastlayan imarın, 27028 ada, 3 parseli teşkil eden, 915 m2 arsa üzerine inşa edilmiş, 102/915 arsa paylı, 3. Kat 9 nolu, alt kat, 3 oda, salon, antre, mutfak, banyo+soyunma odası, üst kat, 2 oda, antre, banyo, çatı arası oda ve bir kısmı kapalı terastan müteşekkil 3 balkonlu toplam 273 m2 kullanım alanlı çatı aralı mesken vasıflı taşınmaz bir borç nedeni ile açık arttırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulun geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. NOT: Taşınmaz tapu kaydında yabancı gerçek ve tüzel kişilerin taşınmaz ve sınırlı aynı hak edinimleri yasaklanmıştır şerhi mevcuttur. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 350.000,00.TL % 18 KDV Alıcıya aittir. 1 Satış 16.04.2012 günü, saat 15.35’ten 15.45’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 26.042012 günü, saat 15.35’ten, 15.45’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Açık arttırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanın kesin ve süresiz (Dosya numarası belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları, tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen arttırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yerinilir. Bu arttırmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok arttırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğünce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/736 Es. sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. 06.02.2012 (İc. İf.K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 10072) T.C. KIZILCAHAMAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2012/23 Kızılcahamam İlçesi Doğanözü köyü 254, 257 ve 260 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıt maliği Emine İncik adına kayıtlı taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Kamulaştırma yapıldığı ve kamulaştırması yapılan taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile idare adına tescili için mahkememizin 2012/23 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı 2942 sayılı kamulaştırma yasasının 10/4 maddesi uyarınca tebliğ olunur. (Basın: 10025) Wulff için soruşturma açıldı ? Dış Haberler Servisi Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’ın görevinden istifa etmesinden sonra boşalan koltuğu için Başbakan Angela Merkel’in, partilerüstü bir aday üzerinde uzlaşılmasını istediği savunuldu. Olası adayların isimleri de Alman kanallarında yer almaya başladı. Bu isimler arasında Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert’ın yanı sıra Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller’in adayı Joachim Gauck yer alıyor. Bu arada Hannover Savcılığı, Wulff hakkında, Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olarak görev yaptığı dönemde görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle dün soruşturma başlattığını açıkladı. C MY B C MY B
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear