16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 ŞUBAT 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kuruma başvuranların kişisel bilgilerinin depolandığının ortaya çıkması yeni bir tartışma başlattı 5 Aydınlandı mı? ??? Önce SünniAlevi, sonra TürkKürt ayrımı... Emperyalizmin kolları ahtapotun kolları gibidir. Acımasızdır! Sömürgeci bir ruh taşıdığından, silah tüccarları için ya iç savaş çıkarır ya da savaş. Örneği yanı BTK neden fişliyor? MAHMUT LICALI ANKARA Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) resmi internet sitesine Anonymous tarafından yapılan saldırıda, kuruma şikâyet başvurusu yapan kullanıcıların kişisel bilgilerine ilişkin veritabanının açığa çıkması, BTK’nin kişisel bilgileri hangi gerekçeyle depoladığı tartışmasına neden oldu. İnternet Teknolojileri Derneği (İNETD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akgül, BTK’nin üzerine vazife olmayan sansürle uğraştığı için güvenliği ihmal ettiğini belirtirken; Alternatif Bilişim Derneği ise BTK’nin kişisel bilgileri depolamaya hak ? Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun şikâyet başvurusunrda bulunanların kişisel bilgilerinin veritabanında saklamasının yasal ve meşru bir dayanağının olmadığını belirten Alternatif Bilişim Derneği, “Daha kullanıcıların size emanet ettiği verileri bile koruyamazken nasıl bir ‘güvenli internet’ sağlamayı düşünüyorsunuz’’ sorusunu yöneltirken, İNETD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akgül de Türkiye’de mahremiyet kavramının olmadığını belirtti. kının olmadığına işaret etti. Siber saldırı grubu Anonymous’un 12 Şubat’ta BTK’nin sunucularına yaptığı saldırıda kurumun veritabanlarının büyük bölümünü ele geçirildi. Anonymous sosyal medya siteleri üzerinden BTK’ye ait veritabanlarındaki kişisel bilgileri şifreleyerek yayımlamaya başlarken, BTK çalışanlarına ilişkin veritabanı ise açık bir şekilde internette paylaşıldı. İnternette yayımlanan veritabanlarına göre kuruma şikâyet başvurusu yapan kişilerin isimleri, eposta adresleri, cep telefonları, eğitim düzeyi gibi gibi kişisel bilgileri bulunuyor. BTK’nin veritabanındaki kişisel bilgilerin internette yayımlanması ise yeni bir tartışmayı başlattı. Alternatif Bilişim Derneği, BTK’nin sistemlerinin bu kadar zayıf olması ve çok temel güvenlik ilkelerini bile hiçe saymasının bazı soru işaretlerini yarattığını belirtti. Açıklamada, şöyle denildi: “Güvenli internet, BTK’nin önerdiği ve uyguladığı filtre/sansür uygulamaları ile sağlanamaz. BTK güvenlikten kapalı devre sistemleri, yasakçı ve tekçi yaklaşımları, merkezi otoriter sistemleri anlamaktadır. Halbuki bu yaklaşımların çağdaşlıkla ilgisi yoktur. Günümüzde güvenlik politikasının merkezinde kullanıcılar ve kullanıcıların dijital bilgi ve becerileri durmaktadır.” Alternatif Bilişim Derneği, BTK’ye şikâyette bulunan yurttaşların kişisel bilgilerinin yer aldığı bir veritabanı tutmasının yasal ve meşru bir dayanağının olmadığını belirterek “Daha kullanıcıların size emanet ettiği verileri bile koruyamazken nasıl bir ‘güvenli internet’ sağlamayı düşünüyorsunuz? Sunduğunuz çok basit servisler için yurttaşların kritik bilgilerini toplamaktan vazgeçecek misiniz” sorularını yöneltti. Geçmiş Zaman Masalı... Gözlerinizi yumun ve düşünün biraz... Yaşanan acıları, faili meçhul cinayetleri, toprak altından çıkan insan iskeletlerini, kör terörü, bayrağımıza sarılı şehitlerimizin tabutlarını... Yoksulluğu düşünün, açlığı, işsizliği. Emekçilerin haklı direnişini, çevre eylemlerini, HES’leri, Hopa’da biber gazı sonucu kalp krizi geçirerek ölen emekli öğretmen Metin Lokumcu’yu. Düşünün biraz, gözlerinizi açıp şöyle çevrenize baktığınızda... Otobüs durağında dururken boynuna poşu taktığı için gözaltına alınan ve aylardır “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla tutuklu bulunan Galatasaray Üniversitesi öğrencisi genci... Düşünün... ??? Uğur Mumcu’yu, Hiram Abas’ı, Gaffar Okkan’ı, Hablemitoğlu’nu, Vedat Aydın’ı, Çetin Emeç’i, Doğan Öz’ü, Gün Sazak’ı, Kışlalı’yı, Hrant Dink’i, Musa Anter’i kimler öldürttü? Hepsi ama hepsi “geçmiş zaman masalı” gibi... Türkiye gerçekten demokratik bir hukuk devleti midir? Öyleyse bu devlet geçmişiyle neden yüzleşmez, neden? Kontrgerilla, CIA, MOSSAD, MİT, JİTEM... Devlet içinde örgütlü çeteler... Susurluk’taki o ilginç kaza... Haydi çekin o duvardan bir tuğla! ??? Açmayın sakın gözlerinizi ve düşünün biraz daha... Muhsin Yazıcıoğlu’nun bindiği helikopter neden düştü? Yoksa düşürüldü mü? Peki Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı?.. Buzlanmadan mı? Bizi bize kırdırdılar ve hâlâ kırdırıyorlar... Anımsayın Hizbullah vahşetini... Domuz bağlarını ve mezar evlerini... 90’lı yılların başlarına dönüp şöyle bir bakın... Hizbullah ve devlet içinde örgütlü silahlı güçler... Vedat Aydın cinayeti... ansür yerine güvenlikle uğraşsınlar’ İNETD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akgül de, BTK’nin güvenli internet adı altında yaptığı sansür çalışmalarına ayırdığı zamanı kendi sistemlerinin güvenliğine ayırması gerektiğini ifade etti. Kişisel bilgilerin toplanması ve korunmasına ilişkin yıllardır yasa eksikliği bulunduğunu ifade eden Akgül, BTK’nin filtre ve erişim engellemeleri ile uğraşmak yerine, internet kullanıcılarının kişisel bilgilerinin gizliliğini koruyacak çalışmalar yapması gerektiğini belirtti. Akgül, “Türkiye’de mahremiyet kavramının olmadığını belirterek, Türkiye mahremiyet ve kişisel bilgilerin güvenliği konusunda sınıfta kalmış durumdadır. Devlet ve BTK gibi kurumlar bu kavramların farkında değiller” diye konuştu. BTK’nin güvenliği sağlamak yerine üzerine vazife olmamasına karşın devletin bir sansür dairesi gibi çalıştığını kaydeden Akgül, “Güvenli internet söylemiyle kendi sistemlerinin güvenliğini bile ihmal ettiklerini gösterdiler” dedi. BTK’nin bugünkü yapısıyla internet güvenliğinin sağlanamayacağını belirten Akgül, “İnternet güvenliği konusunda ne yasal görevleri var, ne yapıları uygun, ne de kafaları...” diye konuştu. ‘S KILIÇDAROĞLU ‘Milletin yetkisi gasp ediliyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tweet’ler atarak dikkatleri “Otokrasi ve Kleptokrasi” kavramlarına çekti. Kılıçdaroğlu’nun Tweet’leri şöyle: “Bugün iki kavram üzerinde düşünmenizi istiyorum. İlki otokrasi. ‘Bir yöneticinin bütün iktidar yetkilerini elinde bulundurması ve kontrol etmesi’. İkincisi kleptokrasi, ‘Bir ülkede iktidarı ele geçirenlerin o ülkenin kaynaklarını sistemli olarak soyması, yani hırsızlar rejimi’. Bir ülkede milletin yetkileri gasp ediliyor ve ülkenin kaynakları yandaşlara peşkeş çekiliyorsa orada otokratik kleptokrasi var demektir. Böyle düzenler ayakta kalmamış ve kalmayacaktır. Millet tarihin her döneminde kendi iradesini hâkim kılmayı başarmıştır. Öyle de olacaktır.” Şehit astsubay toprağa verildi Şırnak’ta teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Astsubay Murat Bayram için (32) Erzincan’da tören düzenlendi. Üzümlü ilçesine bağlı Altınbaşak beldesindeki baba evine getirilen cenaze helallik alınmasının ardından Altınbaşak Kültür ve Cemevi bahçesine götürüldü. Bu sırada fenalaşan şehidin kız kardeşi Mehtap Bayram’a sağlık ekipleri ambulansta müdahale etti. Erzincan Valisi Selman Yenigün ve 3. Ordu Komutanı Orgeneral Ahmet Turmuş, şehit yakınlarının yanlarına giderek acılarını paylaştı. Baba İsmail Bayram ile anne Emine Bayram güçlükle ayakta dururken, şehidin eşi Esra Bayram ise 6 yaşındaki oğlu Berke’ye sarılarak cenaze namazının kılınmasını bekledi. Törende Esra Bayram, eşinin fotoğrafını öperek gözyaşı döktü. Kılınan namazın ardından şehidin cenazesi, top arabası üzerinde eski belediye binasına kadar taşındı. Bu sırada yurttaşlar “Kahrolsun PKK” ve “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları atarak terörü lanetledi. Şehit Murat Bayram’ın cenazesi, Altınbaşak belde mezarlığında toprağa verildi. (Fotoğraf: YAKUP BAKARAA) başımızda. Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da, Libya’da! Hrant’ı öldüren, tetiği çektiren güç daha önce başta Uğur Mumcu olmak üzere pek çok insanımız için “vur” buyruğu verdi... Kiminde sözde örgüt çıktı, kiminde çıkmadı. Faili meçhul cinayetleri çözemeyen bir devlet 18 yaşındaki üniversiteli gençleri silahlı terör örgütüne sokuyor, Balbay’ı, Tuncay’ı, Soner’i, Ahmet’i, Nedim’i soktuğu gibi. ??? İnsan olmanın onurunun ayaklar altına alındığı güzelim ülkemde bu olup bitenleri yazmak elbet benim de içimi sıkıyor. Umutlarımı çoğaltmak, yaşama sevincimi bir kış sabahında içime çekmek istiyorum hava gibi. Sonra uğultulu bir çiçek görüyorum bahçede. Yaşama dair bir şeyler fısıldıyorum. ??? Mühürlenmiş hayatlar bahçesindeyiz toplum olarak... Katı bir kış göğü dışarıda. Acı, yılgınlık, hüzün, sevgi, aşk, tutku ve umut! Neler yaşadık son otuz yılda... Bir hukuk devletinde “suç örgütleri” teker teker ortaya çıkarılır istenirse. Dünün işkencecileri, katilleri... Vur emri verenler... 12 Eylül 1980 öncesi Kenan Evren’e içini döküp, “darbe yapın” diyenler... Siyasetçiler, gazeteciler, işadamları, bilim insanları, sanayiciler. ??? 90’lı yıllara gitmek o denli zor mu? Zor mu Albay Rıdvan Özden’in, Kazım Çillioğlu’nun katillerini bulmak? Tarihi bir süreçten geçerken bırakın 70’li, 80’li yılları, 90’lı yıllardan, 28 Şubat’tan, emuhtıra verenden hesap soramıyoruz... Ve açın şimdi gözlerinizi, bakın çevrenize... Unutmayın, birey olmanın sorumluluğu vardır, korkmayın! 19 MAYIS KUTLAMASI Genelgeye dava açıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Namık Havutça, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın kutlanmasını kısıtlayan genelgesinin iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı. Havutça, “Keyfi bir düzenlemeyle 19 Mayıs törenlerinin iptal kararı Türkiye’nin birliğini temsil eden sembollere karşı bilinçli bir saldırı kampanyasının sadece bir parçasıdır” dedi. TBMM’YE YANLIŞ VEKİL İÇİN DOSYA GÖNDERDİLER ‘Bu dönem siyaset çok keskin’ Anayasa Komisyonu toplantısında içtüzük görüşmelerindeki tavrı nedeniyle eleştirilen Cemil Çiçek, “İhtilafı görünce anayasa için kaygılandım” dedi AYŞE SAYIN Adalet Bakanlığı kime dokunacağını karıştırdı TBMM (AA) Meclis’e gelen do “Hayatımda hiç hâkim karşısına kunulmazlık dosyasında isimler ka çıkmamış bir insanım. Nüfus bilrışınca, ortaya ilginç bir durum çıktı. gilerime bakılsa, küçük bir araşTBMM’ye gelen 642 dokunul tırma yapılsa, söz konusu kişinin mazlık dosyasından birinde yanlışlık ben olmadığım görülürdü, böyle bir olduğu ortaya çıktı. Orman ve Su iş yanlışı yapmayacaklardı” dedi. leri Bakanı Veysel Eroğlu, Milli Yapılanın “ciddi bir yanlış” olduEğitim Bakanı Ömer Dinçer ve AKP ğunu ifade eden Öztürk, mağdur olBursa Milletvekili Mustafa Öz duğunu vurguladı. Adalet Bakanı Satürk’ün adının yer aldığı ortak dos dullah Ergin ile de görüşeceğini ve ya, Meclis kayıtlarına geçince, yan üzüntülerini aktaracağını belirten Özlışlık da ortaya çıktı. Dosyada adını türk, şöyle konuştu: “Meclis’ten, dönemin başında gören Öztürk, yaptığı araştırmalar sonucunda adı geçenin kendisi değil, milletvekilliği devam edenler ile et23. Dönem Hatay Milletvekili Mus meyenlerin listesi gönderilmiş. Mahkeme belgetafa Öztürk oldusinde ‘Mustafa ğunu gördü. Öztürk’ diye yaTBMM Anayaeclis’e gelen dokunulmazlık sa Adalet Karma zıyor, milletvekiKomisyonu’na gili sıfatı yer almıdosyasında, AKP Bursa derek dosyanın içyor. Mustafa ÖzMilletvekili Mustafa Öztürk’ün eriği hakkında biltürk çok yaygın adı, 23. dönemde aynı adı gi alan Öztürk, bir isim... Her dökendisine isnat nemde mutlaka taşıyan Hatay Milletvekili edilen suçları göbir Mustafa Özile karıştırıldı. ‘’Toplumda bir rünce şaşırdı, antürk oluyor. 23. itibarım var. Bunu kim geri cak nüfus bilgileDönemde de Hagetirecek?” diyen Öztürk rine bakınca, söz tay Milletvekili konusu kişiyle ilMustafa Öztürk, yanlışlığın giderilmesi için gisi olmadığını Meclis’te bulunuAdalet Bakanlığı‘na başvurdu. anladı. yordu. Adalet BaÖztürk, adına kanlığı yetkilileri veya diğer ilgilidokunulmazlık dosyası düzenlenmesine şaşırdığını ler, çok daha dikkatli olmalı. Kibelirterek yapığı araştırmalardan şinin özlük haklarını ilgilendiren sonra yanlışlığın Adalet Bakanlı konularda titiz olmalılar. Bugün ğı’ndan kaynaklandığını gördüğünü bana, yarın başka birine de gelir. söyledi. Yanlışlığın giderilmesi için Fezleke denilince suç unsuru ihtigerekli girişimlerde bulunduğunu va eder. 22 yıl bürokraside çalışanlatan Öztürk, yetkililerin gerekli tım, toplumda bir itibarım var. Budüzeltmeyi yapacaklarını kendisine nu nasıl geri getirecekler?” Yanlışlığın giderilmesini bekleyeilettiğini ifade etti. Adına dokunulmazlık dosyası gel ceğini ifade eden Öztürk, “Hukuki diğini öğrendiğinde şaşırdığını ve yollara başvuru hakkım saklı kal“bilmediğim bir suç mu işledim” di mak kaydıyla şimdilik bekliyoye düşündüğünü belirten Öztürk, rum” dedi. ANKARA TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında önceki gün toplanan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda içtüzük tartışması yaşandı. CHP’li Atilla Kart, Çiçek’in içtüzük görüşmelerindeki tutumuyla, kendisine olan güveni ve komisyon çalışmalarının uzlaşma içinde yürütülmesi açısından zafiyet yarattığını söyledi. Çiçek ise yaşanan gerginlikten kendisinin de son derece rahatsız olduğunu ifade ederek, “Bu dönem siyaset çok keskin yürütülüyor, buna rağmen tarafsızlığımı korumaya çalışıyorum. Açıkçası, içtüzükte bir madde üzerinde böylesi bir ihtilaf yaşanınca anayasa görüşmeleri konusunda beni kaygılandırdı” görüşünü dile getirdi. Toplantıda, “yeni anayasa çalışmaları”nın tanıtımı amacıyla film hazırlanması kararı doğrultusunda hazırlanan projeler de gündeme geldi. Komisyonun daha önce TRT’nin yaptığı tanıtım filmini beğenmemesi üzerine, dünkü toplantıda, sinema yönetmeni de olan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in hazırladığı tanıtım filmi izlendi. Açılan anayasa kitapçığına, tanıtıma dönük mesajların yazılmasından oluşan Önder’in tanıtım filmi formatı komisyon üyelerince beğenildi. Bu sayfalarda yer alacak mesajları da komisyon üyeleri ortak belirleyecek. Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Gül ve Çiçek’i mektupla ‘göreve’ çağırdı ‘İktidar savaşı başladı‘ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e bir mektup gönderdi ve yargı ekseninde yaşananlar konusunda uyarılarda bulundu. Feyzioğlu, iki sayfalık mektubunda son günlerde artan gözaltı ve tutuklamalar ile MİT’çilerin ifadeye çağrılması üzerine yargı ile hükümet arasında yaşananlar krize atıf yaptı. “Sayın Cumhurbaşkanım” ve “Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı” başlıklarını taşıyan mektubunda Feyzioğlu, şu mesajları verdi: Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu M İktidar savaşı başladı: Sürecin geldiğimiz aşamasında yaşamak zorunda bırakıldığı mız tablo şudur: Yürütme ve yargı organları arasında görülmemiş bir iktidar savaşı başlamıştır. Bazı yargı mensupları günlük siyasetin içine girmiş, siyasi iktidarın bazı temsilcileri de davaların tarafı olduklarını adeta ilan etmişlerdir. Kişiye özel yasa: Kişilerin geleceğe güven duyma, eleştirme, söz söyleme, örgütlenme, siyasi iktidara rağmen iş yapma, kısacası özgür yaşam hakları giderek ellerinden alınmaktadır. Binlerce fedakâr, namuslu, ahlaklı hâkim ve savcı, sistemin siyasi iktidara bağımlı hale getirilmesi sonucunda töhmet altında bırakılmıştır. Yürütme organı, kişiye özel kanun tasarılarıyla, yargısal güce karşı pozisyon almaya çalışır hale gelmiştir. Özel görevli savcı ve mahkemeler, yasama, yürütme ve yargının üzerinde yeni ve denetimsiz bir güç olmuştur. Toplum baskı altında: Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olağan dönemlerde hiç görülmemiş sayıda avukat, gazeteci, akademisyen, milletvekili, öğrenci, sendikacı, asker ve polis gerekçesiz olarak uzun yıllardır tutukludur. Bütün bir toplum ağır bir baskı altında yaşadığını hissetmektedir. Futboldan bazı derneklere ve vakıflara kadar geniş bir yelpazede yer alan ve siyasi iktidarı herhangi bir sebeple ilgilendiren davalarda dahi yargının tarafsızlığına güven kalmamıştır. Tarihi görev: Günü siyasi iktidar açısından kurtarmayı amaçlayan kişiye özel düzenle meler çözüm değildir. Kuvvetler ayrılığı sağlanmalı, olağanüstü yargılama mercileri derhal kaldırılmalıdır. Toplumda yargının bir öç aracı olarak kullanıldığı algısı, adil yargılanma hakkına, insan haklarına, düşünce özgürlüğüne koşulsuz saygı duyan uygulamalarla bir an önce giderilmelidir. Çözüm, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel felsefesini ve dayanaklarını yeniden kucaklamak, kuvvetler ayrılığını yeniden tesis etmektir. Çözüm, hukuk devleti ve demokrasiye dönmektir. Bu konuda zatı âlilerinize tarihi bir görev düşmektedir. Atatürk’ün gösterdiği yolda özgürlük ve bağımsızlığa gönülden bağlı milyonlarca kişi bu görevin yerine getirilmesinde üzerine düşen desteği vermeye hazırdır. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear