14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 ŞUBAT 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Devlet memurunun ‘Hıristiyansın, sana kimlik yok’ dediği gazeteci Sinet, bu sözleri AİHM’ye taşıdı İNTERNET ANDICI DAVASI 9 ‘Ermeniyim diye aşağıladı’ CİVAN DEĞER Kurşun: Kader kurbanıyım HATİCE TUNCER ASELSAN ÖLÜMLERİ BATMAN Batman’da yaşayan Ermeni gazeteci Cevat Sinet, engelli kimliğini almak için gittiği Batman Valiliği Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde inancı, ırkı ve engeli olmasından dolayı aşağılandı. Sinet’in şikâyetlerine karşın memur hakkında dava açılmadı. Yaşadıklarını unatamadığını belirten Sinet, “Oradaki memur, ‘Kimliğinde Hıristiyan yazıyor. Sen Batman Ermenisi misin? Seninle mi uğraşacağız? Bu özürlülerle kim uğraşacak’ diye ağır hakaretlerde bulundu. Yaptıkları çok ağırıma gitti. Yapabileceğim tek şey adalete sığınmaktı. Şikâyette bulundum ama mahkemeden lehime bir karar çıkmadı. Ben de AİHM’ye başvurdum” dedi. Batman’da yaşayan Ermeni gazeteciyazar Cevat Sinet, 15 Eylül 2010’da engelli kimliğini almak için Batman Valiliği Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne gitti. Ancak görevli memur, Sinet’e etnik ve dinsel kimliği ile engelli olması nedeniyle ağır hakaretlerde bulundu. Bunun üzerine Sinet, memur hakkında Batman Savcılığı’na başvurup şikâyetçi oldu. Ancak savcılık olayla ilgili takipsizlik kararı verdi. Bunun üzerine başvudukları Midyat Ağır Ceza Mahkemesi de itirazı reddetti. Bunun üzerine Sinet, Türkiye’de yaşayan gayrimüslimlere karşı dini ayrımcılık yapıldığı, ırkçılıkla yaklaşıldığı ve engelli yurttaşa hakaret edildiği gerekçesiyle AİHM’ye başvurdu. Aradan 2 yıl geçmesine rağmen olayın şokunu halen üzerinden atamadığını ifade eden Cevat Sinet, “Engelli kimliğimi almak için Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne gittim. Durumumu oradaki görevli memura anlattım. Nüfus cüzdanımı istedi, ben de verdim. Oradaki memurun bana dediklerini halen unutmadım. Bana, ‘Kimliğinde Hıristiyan yazıyor. Sen Batman Ermenisi misin, seninle mi uğraşacağız? Hem de Hıristiyanmış. Bu özürlülerle kim uğraşacak’ diye ağır hakaretlerde bulundu. Görevli memurun yaptıkları çok ağırıma gitti. Yapabileceğim tek şey kalmıştı. O da adalete sığınmaktı. Şikâyette bulundum ama mahkemeden lehime bir karar çıkmadı. Ben de AİHM’ye başvurdum. Bana hakaret eden kişi ve sistem ırkçılık yaptığı, dinimle alay ettiği ve özürlü olduğum için küçümsendiğimi göz önünde bulundurarak dava açtım. Sonucunu bekliyoruz” diye konuştu. Flaş disk bilmecesi ALİCAN ULUDAĞ (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Balanlı’nın kayınpederi toprağa verildi “Balyoz Planı davası” ile Orgeneral rütbesinde tutuklanan ilk muvazzaf asker olan Bilgin Balanlı’nın kayınpederi Nur Kemal Balkın (84) İstanbul’da toprağa verildi. Cenazeye İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan özel izinle katılan Orgeneral Bilgin Balanlı, gazetecilerin sorularını yanıtlamadı. Haydarpaşa GATA Eğitim Hastanesi’nde önceki gün yaşamını yitiren Orgeneral Balanlı’nın kayınpederi Nur Kemal Balkın için dün öğlen Ataköy 5. Kısım Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Bilgin Balanlı, eşi İffet Balanlı, oğlu İmre Balanlı ve kayınvalidesi Melahat Balkın ile Hava Kuvvetleri Komutanı Mehmet Erten, Kuzey Deniz Saha Komutanı Bülent Bostanoğlu, Avukat Celal Ülgen ve yakınları katıldı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce alınan özel izinle sivil giyimli jandarmalarca sivil araçla camiye getirilen Bilgin Balanlı burada eşi, oğlu ve kayınvalidesi ile birlikte taziyeleri kabul etti. Balkın’ın cenazesi öğlen kılınan cenaze namazının ardından Büyükçekmece Mezarlığı’nda toprağa verildi. Seminerde plan yok ‘Kara Kuvvetleri Komutanı da katılacaktı’ İstanbul Haber Servisi Eski Hava Kuvvetleri Komutanı, Emekli Org. İbrahim Fırtına, eski Deniz K u v v e tl er i K o mu t an ı em ek l i Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Org. Çetin Doğan ve MHP İstanbul Milletvek i l i em ek l i K or ge n er a l Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu 365 sanıklı Balyoz davasına devam edildi. Davanın dünkü 74. duruşm a s ı n d a t u t u k s u z s an ı k A l b ay Mehmet Aygün Portekiz’de NATO Müşterek Kuvvetler Komutan lığı’nda görev yaptığını belirterek suçlamaları reddetti. Tutuksuz sanıklar Albay Devrim Rehber, Yavuz Uras ve Hakan Ilıca da suçlamaları kabul etmedi. Tutuksuz sanık Korgeneral Tevfik Özkılıç, darbe planı yapıldığı iddia edilen 1. Ordu’daki Plan Semineri 2003’te böyle bir konuşma geçmediğini belirterek “Seminere dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı’nın katılması planlanıyordu. O sıra 1 Mart tezkeresi gündemdeydi. Bu nedenle katılamadı.” dedi. ANKARA Aselsan Mühendisi Hüseyin Başbilen’in sır ölümüne ilişkin soruşturmada emekli bir astsubay şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Başbilen’in içinde intihar mektubu olduğu öne sürülen flaş diskin kaybolmasına ilişkin soruları yanıtlayan astsubayın “Ben söz konusu belleği komutanımız olan yüzbaşıya verdim” dediği öğrenildi. Astsubayın işaret ettiği yüzbaşı ise belleği savcılığa gönderilmesi için astlara verdiğini söylemişti. Aselsan Mühendisi Hüseyin Başbilen, 7 Ağustos 2006 tarihinde Ankara’daki PursaklarAyrancı yolunda aracının içinde bilekleri ve boğazı kesilmiş bir halde bulunmuştu. Savcılığın yürüttüğü ilk soruşturmada, Adli Tıp Kurumu “Ölüm olayı intihar sonucu gerçekleşmiştir” şeklinde rapor düzenleyince takipsizlik kararı verilmişti. Başbilen ailesi, karara itiraz edince Sincan Ağır Ceza Mahkemesi takipsizlik kararını kaldırmıştı. Çelişkiler üzerine soruşturmayı yürüten savcı Murat Demir, iki askerin şüpheli olarak ifadesinin alınmasına karar verdi. İfadeye çağrılan ancak gelmeyince hakkında yakalama kararı çıkartılan emekli astsubay, dün Ankara Adliyesi’nde Savcı Demir tarafından yapılan sorgusunda “Flaş diski komutanımız yüzbaşıya verdim” sözünü tekrar etti. Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi’nde kurulan internet sitelerinde kara propaganda yapılarak kamuoyunun yönlendirildiği, darbeye zemin hazırlandığı iddialarına ilişkin “İnternet Andıcı” davasına 1.5 aylık aradan sonra devam edildi. Tutuksuz sanık sivil memur Meryem Kurşun, öğretmen olarak atanmayınca Genelkurmay’a girdiğini belirterek “Kura sonucu irtica.org sitesini yönetmekle görevlendirildim. Bu tamamen şanssızlığım” dedi. Halen Ankara’da felsefe öğretmenliği yaptığını belirten Kurşun “İki çocuk annesiyim. Yaşama mücadelesi veriyorum” diyerek gözyaşlarını tutamadı. Kurşun, “Ocak 2006’da Bilgi Destek Dairesi’ne bilgi destek uzmanı olarak alındım. 2011 Ocak ayına kadar 5 yıl çalıştım. Daha sonra Genelkurmay’dan ayrılarak MEB kadrosuna geçtim” dedi. Bir kişilik sosyolog kadrosuna başvuran 5 kişinin de işe başladığını anlatan Kurşun “Biz Ece adlı bir arkadaşımla Cari İşlem Şubesi’ne verildik. Ocak 2008’de 2. Şube’de verilen ‘Greek murder’ (Yunan mezalimi) ve ‘irtica.org’ sitelerinin yöneticiliği için kura çektik. Bana irtica.org çıktı. Şu anda burada bulunmamın nedeni o kura. Kaderimden dolayı buradayım” diye konuştu. 2006’da göreve başladığında Şube Müdürü’nün tutuklu sanık Albay Dursun Çiçek olduğunu, 2008 ve 2009’da ise tutuklu sanıklar Fuat Selvi ve Ziya İlker Göktaş ile çalıştığını anlatan Kurşun, “Ben Andıç toplantılarına katılmadım, siteler kapatıldığında burnumdan ameliyat olduğum için izinliydim. İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nı hiç görmedim” dedi. Kurşun, savcılık ifadesindeki “Dursun Çiçek ara ara ‘Cumhuriyet’te çok malzeme var’ dedi” sözlerini düzelterek “Bir defa duydum” diye açıklama yaptı. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel sitelerde yayımlanan bazı haberlerin AKP’nin kapatma davasında delil olarak kullanıldığını anımsatarak bunların siteye kim tarafından konulduğunu sordu. Kurşun “İletişim Daire Başkanlığı’ndan gelen basın özetlerinin hangi siteye konulacağı yazılıydı” diye yanıtladı. Mahkeme Başkanı; Dursun Çiçek’in annesinin hasta olduğu için izin talebinin “yasal mevzuata uygun olmadığı” gerekçesiyle reddetti. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear