16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 ŞUBAT 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA 13 Devlet Krizi mi İktidar Bunalımı mı? Bağ... nayasaya göre, Genelkurmay A Başkanı ile MİT Müsteşarı, Başbakan’a bağlı... Ama mesele bu değil. Mesele, Başbakan’ın bu ikisine, ne kadar bağlı olduğudur! Astsubay iken kendisini yetiştirip bir dönemin 34 yıldızlı generallerinin makamına yükselen yeni MİT Müsteşarı’na eleştiriler yoğunlaşınca... Başbakan anında öne fırladı: “Ben müsteşarımı yedirmem!” Çünkü Müsteşar’ı kendisi atamıştı. Kasımpaşa’da kendi adamını yiyene “Eniğini yiyen kedi!” denildiğini iyi biliyordu. Bir süre sonra sofraya Genelkurmay Başkanı konusu geldi. Bu kez yerimyemem tartışması olmadan... Yüzde 49’un inayeti... Ve 9 yılın deneyimiyle tereyağından kıl çeker gibi... Sıradaki Genelkurmay Başkanı... Ardından da öncesindeki yenilip bir kenara konuldu. Başbakan’da çıt yok! MİT ve Genelkurmay kendisine bağlıydı... Ama o, hangisine daha bağlıydı... ??? MİT Müsteşarı’nın savcının huzuruna çağrılması konusu milletimize bu bağı yeniden izleme fırsatıdır. Moral bozmadan keyfini çıkartalım... birden dediği türden bir oyun aşbakan Yardımcısı ile döne döne oynanıyor... Cumhurbaşkanı atıştı Hâlâ soranlar var: ve... “Bu oyunda acaba ABD Anayasa kitapçığı havada de var mı, varsa bu oyunu uçuştu diye... neresinde?” Bülent Ecevit, “Bu devlet Arap Baharları senaryosunu krizidir!” diye dehşete yazan... kapılmıştı. Yöneten ve oynatan ABD Kendisi, Allah’ın sevgili kulu oyunun neresindeyse orada... imiş ki bugünleri görmedi. ??? Yüzde 49’umuz başta Uludere’de kaçakçı olmak üzere, bugüne tanık köylülerin; kimin istihbaratıyla olanların herhalde günahı neden öldürüldüğünü bulmak büyük ki... MİT resmi sitesinde Ata’nın resminin “MİT’in için... Ankara’dan görülen Önce, Oslo tutanaklarını ve manzara bakılacak gibi değil... Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığının” kanıtı olarak yer aldığını belirtiyor. Belli ki yenikonuşma kayıtlarını kimin MİT, KCK ile çalışmış... den yapılandırmada bu gözden kaçmış! sızdırdığını ortaya çıkartmak KCK, MİT’i kullanmış... şart... Emniyet ise her ikisinden söyleniyordu. Elbette bunun için de... yararlanmış... Oysa kendi elleriyle atadıkları CHP lideri Deniz Baykal’a ve PKK, MİT’in adamını avukat kadrolar bile elle tutulacak gibi MHP’nin tam kadro üst tutmuş... değil. yönetimine kurulan komplonun Polisler ABD’ye servis yapmış... Özel yetkili savcıların işin ucu gerçek failini bulmak gerek. Binlerce şehit veren Türk Silahlı Başbakan’a kadar uzayacak olan Elbette... Kuvvetleri’nin komutanları ‘silahlı sürpriz işlemleri... Bunun için de elinizde terör örgütü’ kurmak ve Özetle... güvenilecek bir “Milli” yönetmekten içeri atılmış... Her şey arapsaçı... İstihbarat’ınız, “emniyet” İktidar ise hepsini mi işletmiş?.. Sahnede, eskilerin 32 kısım edeceğiniz bir Emniyet’iniz ve Yoksa hepsi bir olup iktidarı mı tekmili adaletinden emin olduğunuz işletmiş? bir Yargı’nız olması şart. Dağdan adam getirtip, Görevden uzaklaştırılan KCK çadır mahkemesi kurduran... Twitter kuşkulusu, İstanbul Yetmemiş gibi... Emniyet’inin tüm kadrosunu Tarafsız sahada da Tweetçi... Başbakanımız izleyicilerine atayan bu iktidardı... teröristlerle milli , 7 Şubat günü nan Suriye Devlet Ortalığı tozu dumana katan istihbaratçıları müzakere lla ku Halkına şiddet (yoksa Farsça mı) şu özel yetkili savcıları da... masasına oturtan... ça p ra Başkanı’na A ajı göndermiş: İktidar uzunca süredir, Sonra baskınlar, telefon mes dakka dukka!” yurtdışından hekim getirme dinlemeleri, tutuklama, “Beşşar, men erör örgütü “T a on hazırlığında... bombalama derken... da d Esa erirse Tweet’i gönd ı” Bu listeye yabancı Önceki günkü Emniyet’teki as m ur şt ru so rek: istihbaratçı, emniyetçi, savcı şok atamaları yapan... şaşırmamak ge u biçersin!” ersen on ve yargıç da eklemeleri en Bu iktidarın toplumsal “Tayyip, ne ek çıkar yol. dokuyu lime lime ettiği B GÖRÜŞ ERCAN YEŞİLYURT Dindar Gençlik Artık Olmaz Ülkemizde bugün yaşananlar birer sonuçtur. Tespiti doğru yaparak sebepleri görmezsek, bütün çabalar boşa gider. Yani sonuçlarla uğraşarak hiçbir şey yapılamaz. Ülkeyi yöneten AKP bir sonuçtur. 1980’den beri bilerek yaratılan Türkiye ikliminin ortak eseridir. Yeniden yapılanan dünyanın ve özelikle Ortadoğu Projesi’nin bir parçasıdır. Duruma uygun öyle bir insan malzemesi yaratıldı ki, duyduğumuz hiçbir şeye yok canım olmaz öyle şey diyemiyoruz, her şeyi normal karşılar duruma geldik. Eskiden paranın satın alamayacağı değerler vardı: sevgi vardı, inanç vardı, güven vardı, söz vardı ama hepsini yok ettiler. Bu değerlerin yaşayacağı ortamı yok ettiler. Şu anda ülkemizde fiilen tek adam iktidarı var Cumhurbaşkanı dahil herkesi “seçimle” tayin eden bir “başkan” var. Demokrasilerin olmazsa olmazı olan denetim fiilen yok sayılıyor ve işletilmiyor. Demokrasilerde idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabidir. Bu kesin bir kuraldır. Ama bizde muhalif millet vekillerinin üniversiteye girişteki “katsayı” işleminin iptali için Danıştay’a başvurmasına iktidar isyan etti. Sanki Danıştay’a değil de “racon kesmek” için mafyaya gidilmiş gibi. Daha önce de üniversitedeki başörtüsü yasağında, Anayasa Mahkemesi’nin kararına aynı muamele yapılmıştı. Sanki Anayasa Mahkemesi ve Danıştay, yüksek yargı kurumları, anayasal kurumlar değilmiş gibi. İktidarın bu hukuk dışı işlemlerine ve bakışına kendilerine sağda mekân bulmuş hiçbir hukuk diplomalı tepki vermedi. Şimdi yine Başbakan’ın başlama vuruşuyla açık ifade edilerek “dindar nesiller yetiştirme projesi” çabasına girdiler. Bu iletişim ve bilgi çağında böyle bir şeyin olması mümkün değil. Bu kadar çeşitli değişik inancın olduğu Türkiye’de acaba hangisini dayatacaklar? Akıl edip tedbili kıyafet yapsalar da konuşsalar gençlerle, göreceklerdir beyhude bir çaba içinde olduklarını. Daha önce Kenan Evren’de “Atatürkçü” yetiştirmek için böyle nafile bir çabaya girmişti de insanları Atatürk’ten soğutmuştu. Böyle zorlama çabalar bütün toplumlarda ve zamanlarda hep ters tepmiştir. İktidar sözcülerinin, Başbakan dahil hepsinin Atatürk döneminde yapılanları kötülemesi bunu doğrulayan bir tespittir. Bunu doğrudan şimdilik Atatürk’e değilde İnönü’ye vurarak yapıyorlar, Celal Bayar’ı Fevzi Çakmak’ı da yok sayarak. Herhalde AKP’ye oy veren seçmenin çoğu Kenan Evren inancı tedrisatından geçmiştir. Bunu, hesap bilen herkes seçmen yaşı hesabıyla yapabilir. Böyle nafile çabaların boşa gittiğini yaşadığım bir olayla açıklayayım. Şu anda İstanbul Adliyesi’nin olduğu yerde Çağlayan Ortaokulu vardı, 1970 yılında ortaokul son sınıfta okurken okulun Türkçe öğretmenlerinden Sevinç Sönmez, bizi “kültürlü” olalım diye yeni açılan AKM de operaya götürdü. Hayatında hiç sinemaya, tiyatroya gitmemiş, hiç televizyon görmemiş, hepimiz köy doğumlu çocuklardık ve itiraf ediyorum ondan sonra bir daha operaya gitmedim. Çünkü bu kültür altyapısı ve birikimi gerektiren bir durumdur. Tamam öğretmenin yaptığı iyi niyetli bir girişimdi ama bizim ve toplumun seviyesini hesap edemediği için nafile bir çaba içine girmişti. Şimdi iddia ediyorum geçenlerde Prof. titri olan Diyanet İşleri Başkanı’nın da katkılarıyla ve savunmasıyla umreye gönderilen çocuklar benim gibi olacaklar, yani ben nasıl bir daha operaya gitmediysem, o çocuklar da oralara bir daha gitmeyecekler. Peki, ülkemiz böyle lüzumsuz konuşmalardan tartışmalardan nasıl kurtulacak? Elbetteki bu durumdan rahatsız olan, sorumluluk duyanlar yapacak bunu. ‘Dindar Gençlik’ Nasıl Olacak? MERİÇ VELİDEDEOĞLU KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Bilmem ki bu soruya gerek var mı, önümüzde “cihan şumul” bir “ÖRNEK” durup dururken... Bu örneğin kim olduğu anlaşıldı sanırım. Afganlı “Gulbeddin Hikmetyar”ın ayaklarının dibine çökmüş oturan “dindar genç”ten başka “ÖRNEK” olabilir mi? Bütün varlığıyla Gulbeddin’e “biat” etmiş ve bunun ne boyutta bir “kul”luk olduğunu bakışlarıyla anlatan bu “dindar genç” dışında bir “ÖRNEK” düşünülebilir mi? Gulbeddin’in dizinin dibinde; çağımız “çömez”liğinin en “nadide” örneğini sunan bu “genç” ama sapına dek “dindar” delikanlıdan daha üstün bir “ÖRNEK” olabilir mi, “Laik Türkiye Cumhuriyeti” nin yetiştirilecek “Dindar Gençliği” için. Ayrıca bu “çömezlik”; “dindar genç”e “katlanma” alışkanlığı kazandıracak; örneğin, kendisi için: “Deliğe süpürmeyin, kullanın kullanın!” diye yalvarılmasına hiç alınmayacak, bunu kesinlikle “onur” konusu yapmayacaktır. Peki bu iş nasıl olacak? Kuşkusuz sözü edilen bu “ÖRNEK” nasıl yetişip oluşmuşsa, günümüzün “Dindar Gençliği” de öyle yetiştirilecek, öyle “oluşturulacak”. Bilindiği gibi bu “ÖRNEK”; temel eğitimini “İmam Hatip Lisesi”nde (İHL) yaptı; mezun olduğunda “dindar bir genç”ti artık. Demek ki yapılması gereken ortadaydı, görünüp duruyordu. Ama önce bu günlere varabilmek, “Bundan böyle ‘Dindar Gençlik’ yetiştireceğiz!” diyebilmek için, bir “ön hazırlık” dönemi olmalıydı. Bilmem anımsar mısınız? “AKP” iktidarı için ortamın hazırlandığı “90”lı yılların sonuna doğru; gerek binlerce gizli Kuran kursunda gerekse tarikat yurt ve evlerinde çocuklara, genç öğrencilere ettirilen bir “yemin”den çokça söz edilirdi. Şöyleydi: “Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma; Türkiye’yi bir ‘din’ ve ‘şeriat devleti’ haline getirmek için mücadele edeceğime; Mustafa Kemal zamanında çıkarılan ‘dinsiz yasalar’ın tatbikini önleyeceğime, Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine ‘yemin’ ederim!” Bu “yemin”, daha sonraları apartmanların posta kutularına da bırakılmaya başlandı ve ‘AKP’ iktidarıyla, çok daha rahat bir dağıtım sağlanacaktı. Ne ki bununla yetinilemezdi. “İnternet” ortamında da iletişim, dolaşım sağlanmalıydı. Ve artık Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), “AKP” iktidarının elinde olduğundan, “MEB”e bağlı internet yayınlarında örneğin, “Ürgüp Çok Programlı Lisesi”nin internet yayınında olduğu gibi, “laikliğin’ insanımıza dünyayı ‘dar’ ettiği”nden; “‘laik’ sistemin ‘hortumcu’, ‘hırsız’ yetiştirdiği”nden ve “‘fuhuş’un bu nedenle ‘ortaokul’ çağlarına indiği”nden söz ediliyordu... Dolayısıyla uzun süredir ortalarda dolaşan, dolaştırılan; “İmam Hatip Liseleri” dışındaki bütün okullarda “fuhuş” olduğu söylemi [email protected] C MY B C MY B de bir bakıma onaylanmış oluyordu. Böylece “Çamur at izi kalsın!” yöntemiyle oluşturulan ortam, kıvamına gelince; “ortaöğretim”in de, tıpkı “İHL” gibi “tertemiz” olması için adım atıldı. “KHK” ile (14.9.2011) de “MEB”in Teşkilat Yasası’ndan “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı yurttaş yetiştirme amacı” kaldırılıverdi. Bu “hareketlibereketli” ortam içinde “Arapça dersleri” de yeniden konuluverdi. Ama yine de “Dindar Gençlik” yetiştirmeyi kısıtlayabilecek bir kurum kalmıştı: “Özel Okullar!” Bunları “temizlemek” de “2012” yılına “nasip” olacaktı. Bu yılın daha ilk ayında adım atıldı. “MEB”in bu okullarla ilgili bölümü; bu eğitim kurumlarına özgü “yönetmelik”teki: “Atatürk inkılap ve ilkelerine bağlı öğrenciler yetiştirme amacı”nın üstünü çiziyordu. Bununla da yetinilmiyor; yine yönetmelikte yer alan ve bu okullarda yıllardır düzenlenen “Atatürk Köşesi”nin temel anlamını oluşturan “Gençliğe Hitabe”ye yasak getiriliyor; bu köşelerden kaldırılıyordu yeni yönetmeliğe göre. Bu durum, “2005” yılında “AP”deki İngiliz parlamenter Andrew Duff’ın: “Atatürk’ün resimlerini indirin, indirin!” çağrısına da pek uygun düşüyordu. Bir bakıma “AB” ile birlikte yürütülen eğitimdeki bu “temizlik” işlemi böylece tamamlanırken, son noktanın konması için küçük bir düzenleme daha yapılması gerekmekteydi. Okullarda okunan “ant”ın “yemin”e dönüştürülmesi. Eğer yazının başında açıklanan “yemin” belki biraz dokunduktan sonra günümüz “ant”ının yerini alırsa, tıpkı “ÖRNEK” gibi sapına dek bir “Dindar Gençlik” yetişmiş olacak ve onun yaptığı gibi: “Elhamdülillah şeriatçıyım!”, “Hem Müslüman hem laik olunamaz!” diye rahatça haykırabilecekti. Ayrıca “AB” Komiseri T. Hammerberg’in “ant”ın sonundaki: “‘Ne mutlu Türk’üm diyene!’ seslenişini kaldırın!” buyruğu da “toptan” yerine getirilmiş olacaktı. Ne var ki yine de “eksik” kalan bir durum var; “oluşturulacak” bu “Dindar Gençlik”in “diz kırıp” ayağının dibinde “çöküp” oturabileceği bir “Gulbeddin” bulmak konusu. Aslında bu “ciddi” bir “konu”; “Dindar Gençlik” yetişmesinde bu tutumun büyük “pay”ı var; “biat etmek” ve “kul” olarak yetişmek için en geçerli bir “yöntem” bu. Tanrı’ya şükür ki, “Yerli Gulbeddin” hazır; “ÖRNEK”ten başkası olamaz; onun hakkı... Kuşkusuz, bu “olup biten” karşısında hiçbir tedirginliğimiz olmayacaktır. Çünkü bu bir “süreç”ti; bu “süreç”te ne yaptıksa şimdi de onu yapacağız. Yazacağız; çizeceğiz; “AB”ye koşacağız; ama en çok da konuşacağız, konuşacağız... Öyle değil mi? ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ [email protected] 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Başıboş hay 1 vanların salındığı çayırlık. 2/ Bir 2 etkinliğin geçici 3 olarak durdurul 4 duğu süre... Yakup Kadri Ka 5 raosmanoğ 6 lu’nun bir roma7 nı. 3/ Isparta’nın bir ilçesi... Ana 8 dolu halklarının 9 en eski ana tan1 2 3 4 5 6 7 8 9 rıçası. 4/ Velileri olmayan küçüklerle kısıtlıları 1 F L A M E N K O korumaya ilişkin hu 2 A Y S A R İ T A kuki rejim. 5/ Dolunay, 3 R O T K A F E S mehtap... Bir işte bir 4 A N A Ç K A L E kimse ya da şeyin üs 5 N N I S I F T tüne düşen görev. 6/ 6D U A Y E N M İ Çaresiz... Argoda karnı A R Ç A L aç ya da parasız kimse. 7 O R 8 L A R N A K A E 7/ Evrensel alıcı olan L A P İ T ON kan grubu... İyi nite 9 liklerini yitirmiş olan... “Gelini ata bindirmişler, nasip demiş.” (Atasözü). 8/ Operatörün hastanın bir yerini kesme ve dikme yoluyla yaptığı sağaltım. 9/ Dürüst, iyi ahlaklı... Dar ve kalınca tahta. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tembel, işsiz, serseri. 2/ Renk renk parlak tüyleri olan, iri gövdeli bir papağan... İnsan yaşamayan ıssız yer. 3/ Kitap getirmiş peygamber; resul... Fas’ın plaka imi. 4/ Tavsiye, tembih. 5/ Adana’nın Yumurtalık ilçesinin eski adı... Yapmacıklı davranış. 6/ Zavallı... Daire biçiminde bir metal plaktan oluşan vurmalı çalgı. 7/ Eski dilde su... “Çok yuva bekledim cücük çıkmadı/Boş yuva beklemiş kuşa döndüm” (Pir Sultan Abdal)... Şaşma belirten bir ünlem. 8/ Bir işin uygulanma biçimleri. 9/ Doğru, uygun, mükemme1... Osmanlılar döneminde ulema sınıfından olanların giydiği uzun üstlük.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear