08 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 20 EYLÜL 2011 SALI [email protected] 14 KÜLTÜR Manga ustasının büyülü dünyası Londra’daki Sadler’s Wells tiyatrosu “Tezuka” ile çizgi roman ve animasyon ustası Osamu Tezuka’nın mücadeleci kahramanlarını sahneye taşıyor Londra’nın, hatta rahatlıkla dünyanın da denebilir, önde gelen dansa özel tiyatrolarından biri olan Sadler’s Wells, yeni sezonda estireceği Asya rüzgârlarını Sidi Larbi Cherkaoui’nin koreografisini yaptığı “Tezuka” ile başlattı eylülün ilk haftasında... 2010’da, Tiyatro Festivali’nde, yine bir Sadler’s Wells yapımı olan “Sutra” ile gönülleri fetheden Sidi Larbi’nin “Tezuka” ile de aynı çizgiyi yakalayacağı kuşkusuzdu. Bu yapıt, Sadler’s Wells’in yanı sıra bir Bunkamura (Tokyo), Eastman (Anvers) yapımıydı. Parc de la VilletteParis’ten Singapur’a dünyanın farklı kentlerinden tiyatro ve festivaller de ortak yapımcılar olarak yer alıyordu projede. Bu bağlamda, Tiyatro Festivali olarak bize de gelen öneriyi, çeşitli nedenlerden dolayı kabul edememiştik. deleci bir kahraman. Çizgi romanların alışılmış kahramanlarından farklı bir yerde duran, inandığı doğrulardan ödün vermeyen bir tip. Larbi, bu çok zengin dünyanın derinliklerine dalarak salt Manga kahramanlarını değil, Tezuka’nın duygu yüklü evreni, düşünceleri, ilişkileri ile de bir hesaplaşmaya girmiş yorumunda, koreografisinde. Sanki, bir anlamda kendi ruh hallerini de paylaşıyor bizlerle. İki dünyayı iç içe geçiriyor. Tezuka’nın çizimleri ile Japon kaligrafi sanatı arasında kurduğu köprüleri güçlü dansların ötesinde video enstalasyonları, projeksiyon, müzik ve sözle buluşturuyor. Sahnede yukardan sarkan beyaz ipek çağrışımı yapan panolar ve hem onların üstüne hem de dansçıların bedenlerine müzik eşliğinde siyah mürekkeple yapılan çizimler etkileyici. Öte yandan; İngilizce, Flamanca, Japonca olarak sıklıkla devreye giren yorumlar, söylemler sahne üstündeki bedensel akışı kırıyor ve bir ara ile 140 dakika süren gösterinin temposunu ister istemez düşürüyor. Bu çalışmasında, kanımca, bugüne kadar izlediğim çalışmalarındaki yalın sahne tasarımının dışına çıkmış Larbi. Sahne üstündeki kalabalık göz yoruyor. Bu, belki de sanatçının Tezuka’nın yapıtlarıyla, felsefesiyle kurduğu çok yakın bağları sahneye olduğu gibi taşımak, seyirciyle paylaşmak arzusuyla bağlantılı bir durum. Zaten, sıklıkla da onun işlerinin kendisini adeta büyülediğinden söz ediyor. Kimi zaman sanatçılar yaratılarından fedakârlık yapamazlar ya, galiba burada da böyle bir şey yaşandı… Kuşkusuz, üstünden bir süre geçtikten sonra, yaratıcılığın sınırlarının nasıl zorlanabildiğinin iddialı örneklerinden biri olan “Tezuka” Sidi Larbi’nin elinden bir kez daha geçmiş olarak çok daha dinamik bir çizgide buluşacaktır seyirciyle. Eşik 12 Eylül sürecinde solcu, devrimci ana babaların çocukları büyüklerinin yaşadığı acının tanığı ve ortağı oldular. Korkulara, kapanmalara, anne baba yüzünü tel örgülerin ardında görmeye, dedeler ninelerle yaşamaya alışmak zorunda kaldılar. Küçük yalanlar söylemeyi, susmayı, gizlemeyi öğrendiler; çocukluklarını unuttular. Derken yeni bir dünyanın akıl çelen oyuncaklarıyla tanıştılar. Sığ bir kültür ortamında büyüdüler ve apolitik, sinik, bireyci bir kuşak olarak tanımlandılar. Bugün otuzlu yaşlarını süren o çocukların kendi kalplerine dair hikâyeleri yıllarca eksik ve gizli kaldı. Bunalım ve yalnızlıklarını anlatanlar oldu ama birkaç iyi örnek dışında genç romanımız 12 Eylül’e uzak durdu. Şimdilerde, solun boynuna takılan ilmekle, sağın egemenliğine teslim edilen diktacı zihniyet sivilleşerek sürerken bir kuşağın çalınan çocukluğunu ve sonraki kıstırılmışlığını, belleğinin ve dilinin bağını çözerek göz önüne sermeye başladığı görülüyor. Irmak Zileli, “Eşik” adlı romanında adsız bir askeri darbe ve zulüm dönemini küçük bir kız çocuğunun belleğinden aktarıyor. Eylül’ün annesi devrimci bir parti liderinin kız kardeşi, babası ise partinin ikinci adamıdır. Dayı ve anne babanın darbe öncesi konumları dönemin siyasi ortamını canlı bir biçimde yansıtıyor. Eylül, darbe gölgesinde altüst oluşlara sürüklenen bir ailede büyürken zekâsı, merakı ve duyarlılığı ile hissettiklerinin adını koymaya çabalıyor; daha çok kabule zorlanıyor. Adı değişen, konuk gelince saklanan, konu komşuya mazbut görünmeye çalışan, işe gitmeyen ve parti dergisinde uzun saatler köle gibi çalışan yorgun annenin yerine yemek yapıp bulaşık yıkamaya başlayan sevecen, oyun arkadaşı bir baba. Sürekli tedirginlik, belirsizlik, yalnızlık, taşınmalar, okul değiştirmeler. Ürküten kapı zilleri, kuşkular. Kocaman çocuk gözlerinin sürekli ayrıntılardan iz sürmeye çalışması, iflah olmaz bir eksikli olma hali ve içe kapanma. Darbeyle birlikte tutuklanan dayı ile kaçak konumundaki baba arasında bir süre sonra görüş ayrılıkları ortaya çıkıyor. Baba sola inancını kaybetmeye başlıyor. Dayı sert, fazla tartışmıyor, eski yoldaşını gözden çıkarıyor. Bu arada zorlu koşullar aile içindeki çatlağı da büyütmektedir. Anne bir süre kocası ile ağabeyi arasında ezilip bocalıyor ama sonuçta ağabeyinden yana tavır almak zorunda kalıyor. Böylece boşanma da kaçınılmaz hale geliyor. Eylül’ün bu ayrılığa bakışındaki çaresizlik ve gelgitli suçlu arama çabası sarsıcı. Yine de yaşadığı acı deneyim çocukluktan çıkarken ona, anne baba arasında bir seçim yapmak yerine kendi yolunu çizme ve önündeki büyüme eşiğini geçerek özgürleşme bilinci kazandırıyor. Babanın, birlikte yaşadığı kadınla İngiltere’ye iltica edişinden sonra roman, Eylül’ün ve babanın farklı beklentilerinden doğan gerilimli, hayal kırıklıklarıyla dolu bir babakız ilişkisine evriliyor. Romanın duygu yoğunluğu, dil kıvraklığı, derinlik ve içtenliğiyle en etkileyici bölümü bu. Eylül, bağlılık, özgürlük, kendisi olma sorularını aşmaya ve babasının tutarsız tavır ve düşüncelerini kafasında durultmaya çalışırken yeni bir öğrenme, keşfetme ve olgunluk aşamasına geçiyor. Roman otobiyografik öğelere yaslanmış olsa da Zileli, kendi hikâyesine dikkatle, düşünerek ve dışarıdan bakabilmiş, malzemesini roman süzgecinden geçirirken çoğullaştırmış. Eşik, nitelikli bir ilk roman. Yazar, darbe mağduru bir çocuğun devrimci bir genç kadın olma mücadelesini anlatırken Eylül’le yeni bir insan, yeni bir dünya yaratmayı başarmış. Eşik / Irmak Zileli. Remzi Kitabevi 2011 Koreograf Sidi Larbi (önde) ve gösterinin oyuncularından, Kazumoti Kozuki. Ortak yapımlar ve… Larbi gibi sanatçı, topluluk ve festivaller ortak yapımlarla dünyaya açılımlarını besliyor, güçlendiriyorlar. Yıllardır, gidiş bu yönde. Ortak yapım, tabii ki bir tür risk alma meselesi ama, kaçınılmaz bir risk bu. Ortaya çıkan yapıtın başarılı ya da başarısız olmasının ötesinde, yapımcıların bütçesel kapasiteleri, mekânsal koşulları da aynı şekilde önemli. Unutmamak gerekir ki, ekonomik krizin orta yerinde olan Avrupa’da bu tür birliktelikler için gözü kapalı ayırabilecekleri bütçeleri var. Yunanistan inip kalkarken Atina&Epi daurus Festivali bütçesine fazla dokunulmamış! Ülkelerde sanatın desteklenmesi sanata bakıştaki sınırsız zenginliklerle bağlantılı. Bu zenginliklerden biri de mekânlar: Tiyatro, opera, bale salonları, konser salonları… Bu sularda mevcut salonlar yok ediliyor. Garip bir hoyratlık yaşanıyor. AKM’nin kapısına 2008’de vurulan kilit orada asılı duruyor ama, çözüm üretmek yerine, “nedenniçin” kavgası durup durup alevleniyor. Sonuç? Evet, bu bir bitmez yılan hikâyesi… Sidi Larbi, Osamu Tezuka’nın zengin dünyasının derinliklerine dalarak salt Manga kahramanlarını değil, Tezuka’nın duygu yüklü evreni, düşünceleri, ilişkileri ile de bir hesaplaşmaya girmiş yorumunda. tası. Yarattığı kahramanların en ünlüleri de “Astro Çocuk”, “Beyaz Aslan”, “Kimba” ve “Prenses Şövalye”. Tezuka, 2. Dünya Savaşı sırasında yetiştiği için, çizgi roman çalışmaları (Manga) insan hakları, savaş karşıtlığı, önyargılar, ayırımcılık ve de çevre gibi temalar üstüne odaklı.“Tezuka”da sıklıkla sahnede görülen “Astro Çocuk”, örneğin, insanlığın geleceği için mücadele eden ama insanlar tarafından sadece bir robot olarak algılansa, bir anlamda ötekileştirilse de bu durumdan yılmayan müca Tezuka ve Larbi buluşması Yine “Tezuka”ya dönecek olursak: Bilindiği gibi, Osamu Tezuka (19281989) Japonların Walt Disney’i olarak anılıyor olsa da bu benzeştirmenin çok ötesinde zenginlikler taşıyan bir çizgi roman ve animasyon us 63. EMMY ÖDÜLLER ’NDE ‘MAD MEN’ DÖRDÜNCÜ KEZ ‘EN Y D Z ’ SEÇ LD ‘Dört dörtlük’ bir dizi Kültür Servisi Televizyonun Oscarları kabul edilen Emmy Ödülleri’nin 63.’sü önceki akşam düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Drama dalında “Mad Men” 4. kez “En İyi Dizi” seçilirken, komedi dalında ise “Modern Family” dizisi ödülü kucakladı. Sunuculuğunu komedyen Jane Lynch’in üstlendiği törende, “En İyi Yönetmen” ödülüne “Boardwalk Empire” ile Martin Scorsese; “En İyi Senaryo” ödülüne ise “Friday Night Lights” ile Jason Katims değer görüldü. “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü “The Good Wife”taki performansıyla Julianna Margulies, “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü ise “Friday Night Lights” ile Kyle Chandler kazandı. Komedi dalındaki ödüllere ise “Modern Family” damgasını vurdu. “Modern Family”, “En İyi Dizi” ödülünün yanı sıra “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu”, “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu”, “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Senaryo” ödüllerini de kazandı. Mini Dizi dalında ise “En İyi Dizi” “Downton Abbey” seçilirken, “En İyi Kadın Oyuncu” “Mildred Pearce” ile Kate Winslet, “En İyi Erkek Oyuncu” da “The Kennedys” ile Barry Pepper oldu. En ‘komik’ kadın Melissa McCarthy En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Peter Dinklage “Game of Thrones” En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Margo Martindale “Justified” Komedi: En İyi Kadın Oyuncu: Melissa McCarthy “Mike & Molly” En İyi Erkek Oyuncu: Jim Parsons “The Big Bang Theory” TV filmi veya mini dizi: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Guy Pearce “Mildred Pearce” En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Maggie Smith “Downton Abbey” En İyi Yönetmen: Brian Percival “Downton Abbey” En İyi Senaryo: Julian Fellowes “Downton Abbey” Mini Dizi dalında En yi Kadın Oyuncu Ödülü’nü “Mildred Pearce” ile Kate Winslet aldı. “En yi Kadın Oyuncu” ödülünü “The Good Wife”taki performansıyla Julianna Margulies aldı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear