23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 20 EYLÜL 2011 SALI 12 siyasal sığınmacı olarak kabul edelim. Size ev verelim. Yaşamınızı güvence altına alalım. Dönerseniz, güç günler yaşayabilirsiniz!” Ancak Dubçek, Demirel’e teşekkür etti ve Prag’a döndü. Bratislava’da bir orman işletmesinde ilgisiz bir görevle aşağılandı. Güç günler yaşadı. SSCB Bir “Arap Baharı” tanımlaması dağılınca Dubçek de ülkesinde sürüp gidiyor! Akdeniz’e kıyı Arap meclis başkanı oldu. Bu göreviyle ülkelerinde “dikta” yönetimlerine Türkiye’ye yeniden geldi. karşı halkın ayaklanması bahar Yıllar sonra Çekoslovakya, Çek aylarında başladı. Ama bundan Cumhuriyeti ve Slovakya olarak dolayı “Arap Baharı” denilmedi! ikiye bölündü. Slovakya Büyükelçisi Gerçekte bu bir benzetme, bir Vladimir Jakobçin “Dubçek alıntıdır! 1968 Şubatı’nda Ankara’da” başlığı ile İngilizce bir Çekoslovakya’da Komünist Partisi kitap yayımladı. Genel Yazmanı Aleksander Bu kitaba Demirel, Türkiye’ye Dubçek’in ülkesinde daha özgür, meclis başkanı olarak gelen daha demokratik bir yapılanmayı Dubçek ile görüşmesini şöyle yazdı: başlatmasına “Prag Baharı” adı “O ayrılmadan kısa verilmişti. Dubçek’in bir süre önce, beni, bu hareketinden Başbakan’ı ziyaret sonra gençlerin etti. Ona bir teklifte Paris’te başlattıkları bulundum: ‘Eğer geri olaylar zinciri de dönmek dünyada “68 istemiyorsanız, benim Kuşağı” olgusunu konuğum olarak yaratmıştı! Türkiye’de Moskova’nın kalabilirsiniz.’ O güdümündeki sessizce yanıtladı: Varşova Paktı ‘Geri döneceğim’. 22 ülkeleri Dubçek’in yıl sonra 26 Şubat başlattığı bu hareketi 1992 tarihinde, benimsemeyince 20 Çekoslovakya Millet Ağustos’ta Meclisi Başkanı olarak Çekoslovakya’yı Sayın Dubçek beni işgal ettiler. Müdahaleyi, Rus Dubçek kitabının vaftizinde ziyaret için Ankara’ya geri döndü. Ve ben o tanklarının işgali zaman tekrar altındaki Prag Başbakan’dım. ‘22 yıl sokaklarında önce, ayrılırken, ben izlemiştim. Dubçek ve Türkiye’de kalmanızı arkadaşları görevden önermiştim. Siz alınmış, “Prag Baharı” gitmiştiniz. Türkiye’deki da Sibirya’nın kışına olaylardan sonra, ben dönmüştü! hâlâ buradayım, belki de Dubçek, 1970’te sizi kabul etmek için Ankara’ya “büyükelçi” buradayım. O zaman olarak sürüldü. O benim önerimi zamanki SSCB’nin reddettiniz, bu yüzden Ankara Büyükelçiliği meclis başkanısınız. görevlilerince sürekli Böyle kader oyunları olarak gözaltında vardır…’ Ben tutuldu. Dubçek, hiçbir Dubçek Ankara’da Aleksander Dubçek’in gazeteciye demeç hatırasını nezaketle vermedi. İlk ve son anıyorum.” demecini; bana, Cumhuriyet için Dubçek o yıl kasım ayında verdi. Demecinde yasak sözcüklere geçirdiği bir trafik kazasında dönüşen “Prag Baharı” öldü. tanımlamasını kullandı. Geçen çarşamba günü Hemen ertesinde Sovyet gizli büyükelçi ve eşi Olga örgütü KGB’nin AnkaraMoskovaJakabçinova, “Slovakya Ulusal Prag “kriptoları” devreye girdi. Günü” ve görev süresi bittiği için Dubçek bu tanımlamayı kullandığı için anında geri çekildi. Türkiye’de Türkiye’den ayrılışları nedeniyle bir ancak 150 gün kalabilen Dubçek’in resmikabul verdiler. Törende, veda ziyaretini yaptığı dönemin kitabın yeni basılan Türkçesini Başbakanı Süleyman Demirel’in konuklara tanıttılar. Tanıtımda bana kendisine söylediği şu sözler bir sürpriz yapan ev sahipleri, ilginçti: katkıda bulunduğum kitabın üzerine “Sayın Büyükelçi Dubçek! gazete kâğıt parçaları döktürerek İsterseniz Prag’a dönmeyiniz. Sizi konukların önünde “vaftiz” ettirdiler! DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Arap Baharı, Prag Baharı… Sondaj restleşmesi Türkiye’nin uyarılarına aldırmayan Rum Yönetimi, doğalgaz sondaj çalışmalarını dün resmen başlattı, Erdoğan Türkiye’nin de bu hafta sondaja başlayabileceğini bildirdi REŞAT AKAR LEFKOŞA Türkiye’nin sert uyarılarına aldırmayan Rum Yönetimi, Güney Kıbrıs açıklarında “Afrodit” ismiyle anılan 12. parselde sondaj çalışmalarını dün resmen başlattı. Rum radyosuna açıklamalarda bulunan Rum Ticaret Bakanı Andonis Pashalidis, Amerikan Noble Energy şirketinin önceden planlandığı şekilde sondaja başladığını ve sonuç alınıncaya kadar çalışmaların devam edeceğini bildirdi. Rum Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Enerji Dairesi Müdürü Solon Kasinis de 12. parselde doğalgaz çıkarılması amacıyla sondaj çalışmalarına pazar akşamından itibaren başlandığını doğruladı. Çalışmaların iyi gittiğini vurgulayan Kasinis, sondaj derinliğinin yaklaşık 1650 metre olduğunu, yatakların saptanmasının ardından bu derinliğin 5 bin metreye kadar ulaşabileceğini açıkladı. Rum radyosu, sondaj çalışmalarıyla ilgili haberinde, İsrail insansız casus uçaklarının Noble platformunun üzerinde uçuş yaptıklarını ve İsrail donanmasına ait gemilerin de platformun doğusunda görüldüklerini duyurdu. Politis gazetesi, Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait küçük savaş gemilerinin sondaj platformunu uzaktan gözlemesinin haricinde herhangi ciddi tehdit hareketi gözlemlenmediğini yazdı. Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalışmaları için New York’a giderken uğradığı Londra’da, “Türkiye’nin, hidrokarbon yatakları saptama araştırmaları dolayısıyla protesto veya tehdit etme ve gerginlik yaratma hakkı yoktur” diyerek uluslar Houston merkezli Noble Energy şirketine ait platformda çalışacak personel adadan helikopterlerle taşındı. Hristofyas Türkiye’nin askeri bir müdahalede bulunmayacağı konusunda ABD’den güvence aldıklarını söylerken, Türkiye de sondaja başlamaya hazırlanıyor. (Fotoğraf: AP) MURAT LEM arası alanda her türlü girişimi yaptıklarını söyledi. Adadan ayrılmadan önce de Rum siyasi parti liderlerini toplayan Hristofyas, “Türkiye’nin askeri bir müdahalede bulunmayacağı konusunda Amerika’dan taahhüt aldık” dedi. Türkiye’nin “tehditlerini” göğüslemek için “soğukkanlılıkla ve sessiz bir şekilde” uluslararası alanda gerekli bütün girişimlerde bulunduğunu ve karşılık gördüğünü söyleyen Hristofyas, “Kararımız, egemenlik hakkımızı kullanmak ve doğalgaz arama çalışmalarına devam etmektir” dedi. Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği’nin (AB) üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, Türkiye tarafından tutsak alınamayacağını söyleyen Rum lideri, “Doğal kaynaklarını kullanmak devletlerin egemenlik hakkıdır. Kıbrıs Cumhuriyeti, bu hakkını kullanarak son zamanlarda Mısır, İsrail ve Lübnan ile sınırlarını belirlemiş ve münhasır ekonomik bölgesinde araştırmaları ileri götürmüştür” şeklinde konuştu. Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru da Türkiye’nin yasadışı tehditlerde bulunduğunu savunarak bu tehditlerden yılmayacaklarını söyledi. Omiru, Türkiye’nin, AB üyelik sürecinin sonlandırılmasını istedi. rdoğan: Çok yakında başlayacağız Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin de Akdeniz’de KKTC ile birlikte petrol ve doğalgaz arama çalışmasına “çok yakında” başlayacağını söyledi. BM toplantısına katılmak üzere ABD’ye hareketinden önce dün Ankara Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, arama çalışmalarına bu hafta başlanabileceğini belirtti. Erdoğan şunları söyledi: “Münhasır ekonomik bölge olarak ilan ettikleri yerde farklı çalışmalarımız da var. Gerek askeri, gerek fırkateynlerimiz, gerek hava kuvvetlerimiz ile sürekli kontrol altında. Böyle bir adımı atmalarının doğru olmadığını daha önce kendilerine de iletmiştik. Öyle zannediyorum ki çalışmalar orada bizim de başlayabilir.” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da, sondajın başladığı açıklaması öncesinde Rum Yönetimi’nin Akdeniz’de petrol aramaya ilişkin takvimini yürütmesi durumunda Türkiye’nin de KKTC ile imzalayacağı kıta sahanlığı anlaşmasının hazır olduğunu, TPAO’nun aramalara gelecek hafta başlayabileceğini bildirdi. Yıldız, sismik arama gemisine donanmanın da refakat edebileceğini söyledi. Dış Haberler Servisi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD’nin Ortadoğu’daki etkisinin azalır gibi göründüğü bir zamanda Türkiye ile Mısır’ın yeni bir güç ekseni oluşturabileceğini söyledi. Birleşmiş Milletler’in 66. Genel Kurul Toplantısı’na katılmak için New York’a giden Davutoğlu gezisi öncesinde New York Times gazetesine verdiği demeçte, bölgedeki değişimlere işaret ederek Türkiye’nin her şeyin tam göbeğinde olduğunu belirtti. TürkiyeMısır güç ekseni oluşturmak istediklerini vurgulayan Davutoğlu, bunun İran ya da başka bir ülkeye karşı olmayacağını söyledi ve “Bu, kuzeyden güneye, Karadeniz’den Sudan’daki Nil vadisine kadar bir demokrasi ekseni olacak” ifadelerini kullandı. Bölgedeki güç dengesinin sağlanması için güçlü bir Mısır görmek istediklerini kaydeden Davutoğlu, “Bazı ülkeler Mısır ve Türkiye’nin rekabet halinde olduğunu düşünebilir. Hayır. Bu bizim stratejik kararımız. Şimdi güçlü bir Mısır istiyoruz” dedi. Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Esad’la yaptığı yüz yüze görüşmenin kendileri için “son şans” olduğunu belirtirken, kendisini ihanete uğramış gibi hissedip hissetmediği sorusuna “Evet, elbette” yanıtını verdi. Davutoğlu, Esad’ı “sözlerini tutmamakla ve doğruyu söylememekle” suçladı. E Birleşmiş Milletler Yolunda! dönem açılışında Genel Kurul’da bir konuşma yapacak. Kuşkusuz bu konuşma pek çok ülkenin devlet ve hükümet başkanlarınca dikkatle izlenecek. Erdoğan, ayrıca ABD Başkanı Barack Hussein Obama, İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad ve Yunanistan Başbakanı Yeorgios Papandreu’nun yanı sıra çeşitli ülkelerin yöneticileri ile de görüşecek. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da çeşitli ülkelerin bakanları ile ikili görüşmeler yapacak. Bu arada Amerikan basın mensuplarının, çeşitli ülkelerin dışişleri bakanlarının dertlerini anlatmak amacıyla art arda ziyaret ettikleri için “dişçi koltuğu” dedikleri ABD Dışişleri Bakanı ile görüşmelerinde Hillary Clinton’un aynı koltuğuna oturacak. BM’nin 66. dönem gündeminin en önemli olayını Filistin’in örgüte 194. üye olarak katılıp katılamayacağına ilişkin Güvenlik Kurulu’ndaki (BMGK) oylama oluşturacak. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas da “Dünya artık bizi tanısın” diyerek üyelik başvurusu için Nev York’a gitti. Türkiye’nin de “geçici üye” olduğu BM Güvenlik Kurulu’nda Erdoğan’ın başını çektiği tanıma yanlılarına karşılık ABD’nin İsrail’i destekleme amacıyla “hayır” oyu kullanarak “veto” edeceği bildiriliyor. Ayrıca, ABD Kongresi’nin bazı üyeleri de “hayır” oyu kullanmaları için BMGK’ye üye AB ülkelerine mektuplar gönderdiler. Nev York’ta 1. Cadde ile 46. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan perşembe günü Birleşmiş Milletler’in (BM) yeni Sokak’ın bir köşesinde Türk temsilciliklerinin bulunduğu “Türk Evi”, öteki köşesinde ise ABD’deki Yahudi lobisinin dev merkezi ve ikisinin de karşısında BM binası yer alır. Daha önce bu lobiden “Yahudilere hizmetten üstün liyakat nişanı” alan Erdoğan bu kez elbette komşu binaya uğramayacak! Davos’ta “bir dakka” ile başlattığı, Marmara gemisiyle doruğa çıkarttığı Yahudi karşıtlığı BM koridorlarındaki ikili görüşmelerinde gündem oluşturacak. Erdoğan’ın İsrail’e uygulattığı 5 yaptırım arasında “askeri ilişkileri askıya almak” da yer alıyordu. Düşünmeden alınan bu kararın ardından jeton düştü ve “İsrail insansız uçak Heronlarımızı vermiyor!” diye tutturuldu. Libya’nın 40 yıllık “tek adamı” Albay Muammer Kaddafi’den ödül alan, ardından “Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (KAAÖ) Libya’da ne işi var” diye soran Erdoğan, sonrasında TSK’nin savaş gemileri ile uçaklarını KAAÖ emrine verdi. Kaddafi’nin düşmanı oldu çıktı! Suriye’nin oğul yöneticisi Beşar Esad ile öpüşe koklaşa “ortak bakanlar kurulu” toplantısı düzenleyen Erdoğan şimdi de onu devirmeye çalışıyor! Ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranan Erdoğan’a Mısır, Filistin için Gazze’ye geçmesine izin vermedi. İyi ki Kahire bu ziyareti önledi. Yoksa orada da Erdoğan’a ödül verilebilir, sonrasında Filistinlilere de düşman kesilebilirdi. Hiç olmazsa şimdi Türkiye BMGK’de Filistin’in üyeliğine “evet” diyebilecek. BM’nin 66. dönem genel kurulu alışılmışın dışında ilginç geçeceğe benziyor. ATİNA Yunan medyasında yer alan haberlere göre arama çalışmaları öncesinde Türkiye’den yapılan tüm açıklamalar ve askeri hareketlilik Yunanistan istihbarat örgütü EİP ve İsrail haberalma örgütü MOSSAD tarafından mercek altına alındı. Bu amaçla oluşturulan istihbarat merkezlerinde Ankara’dan yapılan tüm açıklamalar uzmanlar tarafından değerlendirilip analizleri yapılıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Türkiye içi ve dışındaki tüm hareketleri de yine iki ülke istihbarat örgütleri EİP ve MOSSAD’ın askeri kanadı tarafından sürekli izlenip AtinaTel Aviv hattında ortak analizler yapılıyor. ABD, Rusya ve AB’nin önemli ülkelerinin sondaj çalışmalarının yapılacağı Lebiathan ve Afrodite deniz bölgelerindeki hareketliliği sürekli izledikleri basına yansıyan haberler arasında. İki ülke istihbarat örgütleri, Kontrollü ‘savaş’ hazırlığı muhtemel bir savaş durumunda Türkiye’ye müttefik olarak kabul ettikleri İran, Mısır ve Suriye’deki askeri hareketliliği de izliyorlar. Ortak bakanlar kurulu Muhtemel krizle ilgili en önemli bilgi ise Ethnos gazetesinde yer aldı. Buna göre Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen çarşamba gecesi çok önemli bir telefon görüşmesi yaptılar. Bu görüşmede iki ülke başbakanları olası muhtemel bir “kontrollü sıcak savaşı” değerlendirdiler. Böyle bir durumda koordinasyonun sağlanması için Papandreu ve Netanyahu dörder kişilik bakanlardan oluşacak sekiz kişilik ortak bir kabine kurulmasına karar verdiler. Bu çerçevede herhangi bir kontrollü savaşta tüm koordinasyonu iki ülkenin ortak bakanlar kurulu sağlayacak. Söz konusu bakanların hangi ülkenin başkentinde görev yapacağı ise belirtilmiyor. Gazete, AB uzmanlarını kaynak gösterdiği haberinde, muhtemel bir kontrollü savaşın Avrupa’nın özellikle Avro’nun rahatlamasını sağlayacağını öne sürdü. Dünya kamuoyundaki tüm gözler ekonomiden jeostratejik alana kayacak, böyle bir durum ise piyasalara ve Avro’ya nefes aldıracak Gazete haberinde Yunanistan’a askeri anlamda desteğin giderek arttığına da dikkat çekiliyor. Bu amaçla ABD’nin Yunanistan’ın Girit adasında bulunan Suda deniz üssünden Yunan savaş gemilerine yakıt desteği vereceği, İsrail’in ise Yunan Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklara cephane desteği sağlayacağı belirtiliyor. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT Berlin’de pazar günü yapılan eyalet meclisi seçimlerinde “herkesin beklediği sürpriz” gerçekleşti ve Korsan Partisi ilk kez bir Alman meclisinde temsil hakkı kazandı. “Korsanların” mecliste 15 sandalye elde ettikleri belirtildi. Korsan Partisi Başkanı Sebastian Nerz, “internet partisi” olma suçlamalarını yanıtlarken, “Biz ciddi politika yapacağız” sözü verdi. Yüzde 8.9 oranında oy toplamayı başaran Korsan Partisi’nin Berlin seçimlerindeki ilk sıra adayı Andreas Baum, yurttaşların yönetime katılımını önemsediklerini belirterek ancak politikada yeni olduklarını, zaten geleneksel politikaya da sıcak bakmadıklarını, dolayısıyla bazı açıkları bulunduğunu söyledi. Baum, “Fakat sorunların çözümü için yeterince üye ve uzmana sahibiz” diye konuştu. Bu seçimlerle üst üste üçüncü kez sandıktan en büyük parti olarak çıkmayı başaran SPD Eyalet Başbakanı Klaus Wowereit, “Korsanlar”ın başarısını, “Sol kampta dördüncü bir güç yerleşiyor” sözleriyle değerlendirdi. Eyalet seçimlerinde sağ partilerin oyların sadece yüzde 25 ka Hücredeki milletvekilleri! Ankara Temsilcimiz929 Mustafa Balbay gündür tutuklu. 205 gündür hücrede… İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle “tükürdüğünü yalayan” CHP’yi 100 gündür şaşkınlık ve kaygıyla izliyorlar! Bakalım daha ne kadar sabredecekler? darını alması, oyların dörtte üçüne yakın bölümünün ise sol partilere dağılması, halkın kriz ve siyasete bakış açısına yönelik bir gösterge olarak yorumlandı. Kesin olmayan sonuçlara göre, Sosyal Demokrat Parti (SPD) biraz oy kaybetmesine rağmen yüzde 28.3 ile sandıktan birinci parti çıktı. Başbakan Angela Merkel’in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) geçen seçimlere göre küçük bir artış gerçekleştirdi ve yüzde 23.4 ile ikinci sırayı aldı. Yeşiller Partisi kendi bölgesel rekorunu kırarak yüzde 17.6, Sol Parti ise biraz gerileyerek yüzde 11.7 oranında oy topladı. Merkel’in federal hükümetteki küçük ortağı liberal FDP yüzde 1.8’lik oy oranıyla Berlin siyasetinden adeta silindi. Adı federal seçimlerde başbakan adayları arasında geçen Wowereit’ın Berlin eyalet hükümetini bu kez “Ortak noktamız çok” dediği Yeşiller Partisi ile birlikte kuracağına kesin gözüyle bakılıyor. Seçimlerde Türkiye kökenli 10 aday Berlin Eyalet Meclisi’ne girmeyi başardı. SPD’den Ülker Radziwill, Dilek Kolat, İlkin Özışık ve Erol Özkaraca, Yeşiller Partisi’nden Özcan Mutlu, Turgut Altuğ ve Canan Bayram, Sol Parti’den Hakan Taş ile Evrim Baba, CDU’dan da Emine DemirbükenWegner yeni dönemde milletvekili olarak görev alacaklar. AnkaraKahire güç ekseni ‘Korsanlar’ mecliste C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear