22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 EYLÜL 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 Avrupalı bakanlar yeni kararlar alamadı, topu yine Yunanistan’a attı. Borsalar düştü, dolar fırladı Kâbus geri döndü Ekonomi Servisi Avrupa’da sular bir türlü durulmuyor. Hafta sonu yapılan AB maliye bakanları toplantısından da bir sonuç çıkmayınca Yunanistan odağındaki kriz korkuları alevlendi. Piyasalarda geçen hafta süren dört günlük yükseliş yerini keskin düşüşlere bıraktı. AB maliye bakanları ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner’in kurtarma fonunun büyüklüğünü arttıran önerisini kabul etmedi. Krize karşı etkili çözümler bulamayan AB ve IMF, çareyi yine Yunanistan’ın önlemleri hızlandırmasında buldu. AB ve IMF, yardım fonunun yeni dilimini serbest bırakmak için Atina’ya hızlandırması gereken 15 tedbirden oluşan bir liste sundu. Buna göre, Atina’nın kamu çalışanlarını işten çıkarmaya başlaması, kamu çalışanları ve emek Kelime Oyunları Çok zararsız, bazen eğlenceli olabilecek kelime oyunları, siyasette, toplumsal yaşamdaki gerçeklerin tersyüz edimesinde kullanılmışsa, toplumun gerçekleri öğrenememesi sonuçların en masum olan boyutudur. İşlenen çok büyük insanlık suçları, siyasi suçların saklanmasında kullanılmışsa, silahtan daha etkin medya gücü eliyle kitlelerin yaşamsal insan haklarının gasp edilmesi aracı olmuştur... Yemen’de Arap baharları olarak adlandırılan, diktatör iktidarın devrilmesini isteyen toplumsal direniş eyemlerinin en uzun soluklularından biri yaşanıyor. Türkiye ve dünya medyasında ancak ölümlü çatışmalar, sözde uygarlık çağımızda olamayacağını sandığımız insanlık dışı vahşetin, işkencelerin geçerli olduğu eylemler, devlet gücünün kullanılması olayları bağlantılı haber olabiliyor. Son 26 kişinin öldüğü gösterilerde olduğu üzere de, silahlı taramanın sorumluları karanlıkta kalıyor. Yemen’de diktatörlüğe başkaldıranlar çoğunluklu Şii, İran’dan yana güçlü cephenin oluşmasından emperyal güç odaklarının ödleri kopuyor. Diktatör iktidar ise emperyal sistemin yandaşı olduğundan dünya medya gündeminde insan hakları, demokrasi savaşımı olarak medyatik kampanya söz konusu olamıyor, dillendirilmiyor... İktidarımızdan Mısır, Tunus, Libya, Suriye örneklerinde olduğu üzere, İslam dünyasına rol model ülke olarak devreye girmesi istenmiyor. Olup bitenleri insan hakları, iç meselemiz, din kardeşlerimiz.. kavramları ile ağızdan düşürmeyen Başbakanımız, iktidar sözcülerimiz çıkmıyor... Tabii Yemen’de başkaldıranlara destek adına devreye giren ABD, AB, NATO.. barış askeri güçleri, Türkiye’nin zikzaklı, daha çok “insani yardım” söylemli siyasetle de olsa işin içinde olacağı doğrudan parasal yardım, askeri güçler desteği gündeme girmiyor... Libya’da önce Kaddafi yanında, sonra muhalefete kucak açmış iktidar politikalarımızın her ikisini de onaylayan kamuoyunu, nerede ise yüzde doksanların çok üstüne çıkmış yandaş medyayı önceleri pek anlayamamıştım. Aynı konumda görünen Suriye’de Başbakan’ın “içişlerimiz” kavramı ile iç savaşa taraf oldu olacak politikalarına daha bir duyarlı, en azından askeri bulaşmamadan yana bir çizgi ağırlıklı yorumlarda bölünmeleri dikkatimi çekmişti. Son günlerdeki uzman görüşleri ile, aynı konuma tam yandaşlardan farklı yorumların nedenlerine ilişkin açıklamalara aklım tam yattı... Libya’nın kaliteli petrol gücü, gelirine karşın aşiretler ölçeğindeki küçük nüfusu, askeri gücü ile aşiret, kabile devleti kimliği iyice su yüzüne çıktı. Bu iç savaşın kazanan tarafından olmak, gelecek ekonomik pazar paylarında getirisi yüksek olan bir işti. Yanlış tarafta olmanın dünya siyaset dengeleri üzerinde bir etkisinin olması söz konusu değil. Kaygılar tamamen duygusal(!)... Fransa ile İngiltere’nin önceliği kapmasına bizim yandaşların tepkisi de tam bundan. Hoş, öncelik kapsak da sadece kamu gücü olarak var olmuş büyük yatırım şirketlerimizi dağıttıktan, ucuza özelleştirip sattıktan sonra, öncelik kapabileceğimiz ticari alanlar, inşaat başta zaten sınırlı... Yine de iktidarımızın elden götürdüğü yardım paraları ile askeri desteğin anlamlı bir karşılığı olacağına kesin gözü ile bakılmakta... Suriye’de emperyal güç odakları, dış askeri müdahalenin tarafı olmaya istekli değiller. Öncelik kapma adına Suriye’yi bombalamaya kalkan çıkmadığı gibi, NATO da çekinceli; siyaset, BM baskıları ile Suriye yönetimini devirebilmenin yollarını arıyorlar. Bir de bizi öne itekleyip duruyorlar. İktidarımıza tam destek siyasal İslami akımlar, cemaatler olabilecekleri çok çıplak görebildiklerinden, Başbakan Erdoğan’ın ilk hızlı çıkışlarından kaygılandılar, fren yapmanın yollarını aradılar. Türkiye’nin İslam dünyasının içindeki iç savaşlara, ırkmezhep, aşiret, cemaat çatışmalarına bulaştırılmasının kaygılarını dillendirdiğimizde, “Korkmayın, Osmanlı deneyimimiz, tarihten gelen bilgi birikimimizle bir şey olmaz..” diyorlar. Suriye’de iç savaşa itelendiğimizi reddetmeden, “yanlış adım atılmadı” savunmasını yapıyorlar... Suriye dengeleri, İran faktörü de dahil çok farklı, karmaşık olduğundan, Ortadoğu dengelerini tümden tetikleme özelliğinden kaygılanıldığından.. Esad yönetiminin dolambaçlı sivil dış desteklerle sınırlı düşürülmesi öngörülüyor... Güncel çok önemli kelime oyunları da kasetleri ortalığa saçılan PKKMİT pazarlıkları, pardon görüşmeleri üzerinden... Elbette kasetler ortaya çıktıktan sonra hükümet, yandaşlar adına yapılan açıklamalarda çizilen çerçeve, yani terörün can yakıcılığı ile bağlantılı, akan vatandaş kanının durdurulması için masaya oturulan örnekler dünyada pek çok, bir o kadar da doğal, gerekli... Sorun, ülkemiz için bu kadar can yakıcı bir sorun üzerinden yapılan ucuz siyasette. Devletin tüm kurumlarına, demokratik düzene uymasa da, diktatoryal bir üslupta egemen Erdoğan hükümetlerinin bu görüşmelerdeki taraf olma sorumluluğunu üstlenmemesinden kaynaklanıyor. Seçim zamanı bilgilendirilmek isteyen muhalefeti şerefsizlikle suçlayacak, ortaya çıkınca; “Hükümet değil, Devlet görüştü”... Olmuyor... talya’nın notu Almanya’da Başbakan Angela Merkel’in eyalet seçimlerinde aldığı mağlubiyet, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun ABD ziyaretini iptal etmesi ve Yunanistan’ın iflas edeceği söylentileriyle piyasalar karıştı. Avrupa borsaları yüzde 3 çakıldı, dolar 1.81 TL’ye fırladı. AB ve IMF Yunanistan’ı mercek altına aldı. lilere ödenen maaşlarda kesinti veya dondurma yoluna gidilmesi, ısınma yakıtında vergi arttırılması, zarar eden kamu kuruluşlarının kapatılması, sağlık harcamalarının azaltılması ve özelleştirmenin hızlandırılması gerekiyor. IMF Yunanistan temsilcisi Bob Traa, özelleştirmelerin gecikmesinin Yunanistan’ı temerrüte sürükleyebileceğini bildirdi. Traa, “Top Yunan sahasında. Şimdi esas olan bunların uygulamaya geçirilmesi” dedi. Yunanistan Maliye Bakanı Evangelos Venizelos harcamalarda kısıntının 2012 bütçesinin önceliklerinden biri olacağını belirtti. Venizelos ile AB/IMF heyeti yetkilileri ek mali önlemler üzerine telekonferansla görüştü. Piyasalar tepetaklak Endişelerle birlikte, Avrupa piyasalarında yüzde 3 civarında kayıplar ya şarken, Fransa borsası yüzde 3, değerlendiriliyor Almanya 2.83, İngiltere 2.03’ten kapandı. Asya’da Moody’s, İtalya’nın ekonomik ve Hong Kong Borsası yüzde mali açıdan koşulların zorlu oldu2.28, Şanghay Borsası yüzğu bir döneme girdiğini ve kredi node 1.44 düşüşle kapandı. tu hakkındaki değerlendirmeyi geAvro/dolar paritesi lecek ay tamamlayacağını açıkladı. 1.36’nın altını görürken, Değerlendirme süresinin sona erdiiç piyasada dolar 1.81 ği cuma gününden bu yana Fransız TL’ye fırladı. İMKB güve İtalyan bankalarının hisseleri denü yüzde 0.06’lık yükseğer kaybediyor. Yatırımcılar olası lişle kapattı. bir not indiriminin büyük miktarda Yüksek risk taşıyan banİtalyan devlet tahvili portföyüne kacılık sektörü en fazla sahip bankaları olumsuz etkileyedarbe alanların başında yer ceğini düşünüyor. İtalyan banaldı. Avrupa bankacılık enkacılık grubu Intesa Sanpaodeksi yüzde 3.8, Societe Gelo’nun başkanı, ülkede temernerale yüzde 6.7, BNP Paribas rüt riskinin de göz ardı ediyüzde 5.48 değer yitirdi. lemeyeceğini söyledi. Roubini: Yunanlar iflas bayrağını çeksin, kurtulsun Kriz kâhini ünlü ekonomist Nouriel Roubini, Yunanistan’ın krizi aşmak için temerrüde düşmesi ve Avro’yu terk etmesi gerektiğini belirtti. Ülkenin ekim başına kadar nakdi kalırken, yeni kredi dilimi için AB ve IMF ile temaslar devam ediyor. Roubini, Yunanistan’ın para birliğinde kalmasının yıllar sürecek bir buhrana neden olacağını kaydetti. Borcun yeniden yapılandırılmasının da Yunanistan’ı kurtarmayacağını savunan Roubini, Avro’nun rekabet gücünü yok ederek büyümeyi engellediğine dikkat çekti. Roubini, Yunanistan’ın drahmiye geri dönerek devalüasyona gitmesi gerektiğini aktardı. Zoellick: Gelişmekte olanlara bel bağlamayın Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, ağır borç sorunuyla mücadele eden Avro Bölgesi’nin problemlerin çözümü konusunda gelişmekte olan ülkelere fazla güvenmemesi gerektiğini vurguladı. Zoellick Wall Street Journal’e yaptığı açıklamada, Avro Bölgesi’ne üye ülkeleri, borç sorununa yardım konusunda gelişmekte olan ülkelere fazla bel bağlamamaları gerektiği yönünde uyararak, “Mucize ya da her derde deva bir çözüm yok. Hiç kimse sorunları çözmek üzere elinde para dolu çantayla gelmeyecek” dedi. Zoellick, gelişmekte olan ülkelere büyümelerini sürdürmeleri tavsiyesinde de bulunarak, söz konusu ülkelerde büyüme ve aşırı ısınma arasında bulunması gereken ince bir denge olduğuna işaret etti. Cari açık çok yüksek NEW YORK (AA) Eski Devlet Bakanı Kemal Derviş, dış sermayenin bir ölçüde Türkiye’ye gelmesinin sevindirici olduğunu fakat yüzde 8, yüzde 9, yüzde 10 civarında olan cari açık fazla yüksek olduğunu söyledi. Derviş, “Onun için ne yapıp yapıp cari açığı indirmek gerekiyor” dedi. Dünya’da şu anda çok ciddi sorunların olduğunu Amerika’daki bütçe görüşmelerinin kilitlenmesi, eski zengin ülkelerdeki borçharç, Avrupa’da, Japonya’da, siyasi karar mekanizmalarının büyük ölçüde işlememesinin ciddi sorunlar yarattığını açıkladı. Derviş, “Avrupa’nın ne olacağın kestirmek zor. Eğer Avrupa bu sorunlarını bir ölçüde çözebilirse Türkiye de rahatlar ama Avrupa’daki sorunlar daha ciddi boyutlara ulaşırsa o zaman tabii bizi etkilememesi mümkün değil” diye konuştu. Kriz, çocuğa şiddeti arttırdı ANKARA (AA) ABD’de yaşanan ekonomik kriz, çocuğa karşı şiddet vakalarında artışa neden oldu. Pediatrics dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, ülke ekonomisi bozuldukça hastanelere gelen çocuk sayısında artış yaşandığını ortaya koydu. Araştırma, 422 çocuğun ‘şiddete bağlı kafa travması’ sonrasında hastaneye getirildiğini, bu çocukların çoğunun yoğun bakım ünitesine alındığını ve yüzde 16’sının yaşamını yitirdiğini gösterdi. ABD’de kafa travması şikâyetiyle gelen çocuk sayısının yılda 100 binde 8.9 olduğu belirtilirken söz konusu rakamın ekonomik krizin ardından yılda 100 binde 14.7’ye yükseldiği kaydetti. ‘Sermaye piyasaları kanunu 2012’ye hazır’ Ekonomi Servisi Türkiye Türev Araçlar Konferansı’nda konuşan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, “Umuyoruz ki Türkiye’de bu yılın sonlarında ya da önümüzdeki yılın başlarında yeni menkul kıymetler kanunu ve sermaye piyasaları kanunu çıkacak. Hepimizi farklı bir yasal çerçeve bekliyor” dedi. Akgiray, Türkiye’de finans piyasalarının büyümesi gerektiğine işaret etti. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear