23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul S Edirne S Kocaeli S Çanakkale S İzmir Y Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon PB Giresun PB Ankara S 12 12 16 15 13 12 13 13 14 16 14 14 8 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S S S B B PB S S S S S S S 8 5 6 17 16 18 10 11 7 8 0 1 1 Oslo K Helsinki K Stockholm K Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid B Viyana B 8 4 2 21 9 11 9 10 8 5 6 14 8 Belgrad B 13 Sofya Y 7 Roma PB 13 Atina Y 16 Zürih Y 8 Moskova K 1 Aşkabat B 1 Taşkent PB 2 Baku Y 7 Bişkek B 2 Tiflis B 7 Kahire PB 20 Şam B 14 Ülkemizin iç ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Güney Ege kıyıları ile Antalya’nın batı ilçeleri hafif sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Marmara ile iç ve doğu bölgelerde sabah ve gece saatlerinde sis iç ve doğu bölgelerde buzlanma ve don olayı bekleniyor. CUMHURİYET 13 OCAK 2011 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Ocak GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK Papandreu Erzurum’da, basının önünde RTE’nin yüzüne söyledi. Kıbrıs Rumları ile Yunanistan’ın aynı ağzı kullanması elbette şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan, AB’nin iki güçlü devletinden biri olan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in aynı görüşü Berlin’de veya AB toplantılarında değil de, 6 saat ziyaret ettiği Lefkoşa’da yinelemesi. Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Hristofyas bile Merkel’in sorunla ilgili Rum tezini yineleyen irdelemelerine “şaşırdığını” söyledi. Konuşmasında Başbakan Merkel, Rumlara, “Kıbrıs sorununun çözümü için ‘çok adım atıyorsunuz’ ama, Türk tarafının cevap vermediğini görüyoruz” demekle yetinmedi… …Lefkoşa’daki görüşmelerde Güney Kıbrıs’ın sürekli sorun çıkararak sorunun çözümünü baltaladığına inanan RTE’ye asıl zorluk çıkaran taraf olduğunu söyleyeceğini de açıkladı. Rum lider Hristofyas’tan, Yunan Başbakanı Papandreu’dan sonra Almanya Başbakanı Merkel; Türkiye’yi adeta azarlayan bir üslup kullanıyor. Üstelik Lefkoşa’da! 2002’lerden bu yana “Çözümsüzlük çözüm değildir” diyen RTE’ye çözümü engelleyen, adeta ayak bağı olduğunu söyleyeceğini açıklıyor. Bir “Ya Kıbrıs’ta çözüm ya da AB üyeliğini unut!” demediği kaldı. RTE, Merkel’e “Güney Kıbrıs’ı AB’ye üye yapmak hataydı” sözlerini anımsatıyor. Başbakanlığından önceki gelişmeleri incelemesini salık vererek yanıtlıyor. RTE şayet AB’ye Türkiye’nin üye olmasını istemiyorsanız açıklayın diyor. AB, Türkiye’yi üyelikten uzaklaştırmayı neden istesin? İşine gelmez, elbette istemez. Zaten farklı üyelik önerileri de bu kanıyı doğrulamıyor mu? AB’nin kimi sorunları sürekli söz konusu ederek Türkiye’nin üyeliği ile ilgili görüşmeleri savsaklanmasındaki bir neden de “one minute” ile başlayan Arap açılımı. Dolaylı biçimde sözü edilen, ne ki akıllara takılan senaryonun başlığı: RTE Arap ülkelerine bu denli açılarak ne yapmayı tasarlıyor? Batı bu soruya yanıt arıyor. Bu nedenle RTE’nin Arap ülkeleriyle geliştirmeye özen gösterdiği çok sıcak ilişkileri dikkatle izliyor. RTE, artık masum ve mazlum (örneğin Filistin) Arapları Mısırlı Nâsır’dan sonra savunan, Arap uluslarının hayranlığını kazanacak ölçüde Batı’ya ve İsrail’e saldıran bir lider konumunda. Bu tutumu Suudi Arabistan’dan sonra Kuveyt’ten de “Üstün Müslüman Şahsiyet Ödülü’ne” layık görülmesine neden olmadı mı? Arap topraklarında TürkArap “kardeşliğini” bozmak, araya nifak sokmak için ne tür sinsi oyunlar oynandığını, ajanların “o dönem o bölgede” sinsi faaliyetler yürüttüğünü söylüyor ve... …“Bütün hayatım boyunca bunu okudum, bunu inceledim” diyor. RTE; herhalde yaşamı boyunca Araplarla tarihsel ilişkilerimizi incelemekten, Atatürk devrimlerini, bugün nemalandığı Cumhuriyeti nasıl yarattığını araştırıp incelemeye vakit bulamamıştır ama… …yaşamı boyunca Araplarla ilişkilerimizi incelerken “o dönemde o bölgede” faaliyet gösteren Lawrence adlı İngiliz ajanının Suudlarla el ele vererek Türk askerini arkadan vurduğunu da görmüş, öğrenmiş olmalı! TürkArap İlişkileri Konferansı’ndaki sözleri, RTE’nin AB’ye karşı bir TürkArap birliğine hazırlık izlenimi veriyor. RTE’nin “Ürettiğimiz ve üreteceklerimizle İslam dünyası kendisine yeter” diyen açıklamaları; “Kendimize yeteriz” demesi... …yıllar önce hocası Necmettin Erbakan’ın İslam (Arap) ülkeleriyle AB öncesi Ortak Pazar karşıtı Arap Ortak Pazarı’nı içeren açıklamalarını akla getiriyor. Bu önerileri yapan konuşmasındaki “İslam dünyası lideri olmak gibi bir derdim yok” cümlesi de, örneğin Ortadoğu’da lider olmakla övünen Mısır’ı ürkütmemek için söylenmiş bir söz gibi duruyor. Ne dersiniz? Arap Ortak Pazarı’nın başında da bir Yeni Osmanlı! Gerçekleşir mi? Türkiye’yi geziyorlar Hizbullah yöneticilerinin adli kontrol için imzaya gitmemelerinin altında yatan nedenin öldürülen örgüt üyelerinin ailelerine taziye ziyareti olduğu ortaya çıktı İLHAN TAŞCI Mahkemeden farklı yorum Tutukluluğa ‘kamu düzeni’ gerekçesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, tutukluluk sürelerini sınırlayan Ceza Muhakemesi Yasası’nın 102. maddesini yorumlarken, çarpıcı bir karara imza attı. Adi suçlardan yargılanan ve cezaya çarptırılan 5 kişinin tahliye başvurusunu reddeden mahkeme, AİHS ve AİHM kararlarına atıf yaparak, “tutukluluk süresinin soruşturmadan ilk derece mahkemesinin kararına kadar geçen süreyle sınırlı olduğunu” kaydetti. “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” ve “yağma” gibi suçlardan yargılanan Lütfü Gümüşler, Ömer Fatih Kocabeyoğlu, Gökhan Büyükkayıkçı, Adem Atasever ve Murat Yıldırım’la ilgili karar veren mahkeme gerekçesinde, sanıkların “kaçma ihtimallerine”, “tekrar suç işleyebileceklerine” ve “kamu düzeninin bozulabileceğine” vurgu yaptı. ANKARA Tartışmalı tahliyelerinin ardından adli kontrol için imzaya gitmeyen Hizbullah’ın askeri kanat sorumlusu Edip Gümüş ile Cemal Tutar’ın “Türkiye turu” yaptıkları ortaya çıktı. Gümüş ve Tutar’ın örgütün çatışmalarda öldürülen üyelerinin ailelerini “teskin etme ve gönül hoşlukları” için bu geziye çıktıklarını söyleyen MustazafDer Başkanı Hüseyin Yılmaz, derin devletin Hizbullah ile PKK’yi bölgede çatıştırmak istediğini öne sürdü. Mevzuat uyarınca adli kontrol sistemine alınan kişilerin bildirdikleri adresi terk etmemeleri gerekiyor. Hizbullah davasından cezaevine girip çıkan lar ile bu camiadan kişilerin bir araya geldiği MustazafDer Başkanı ve sanıkların avukatı Hüseyin Yılmaz, örgütün “yol haritasını” ve bölgede istenenleri anlattı. Örgüt yöneticilerinden Edip Gümüş ve Cemal Tutar’ın tahliyelerin ardından karakola giderek, adli kontrol kapsamında imza vermemeleri firar kuşkusunu gündeme getirmişti. Ancak, Gümüş ve Tutar’ın imza atmaya gitmelerinin altında yatan nedenin firar olmayıp, “Türkiye genelinde çıktıkları taziye ziyaretleri” olduğu anlaşıldı. Hüseyin Yılmaz, ziyaretlerin kapsamının tahliye olanların cezaevinde kaldıkları süre içerisinde “PKK, devlet ve polislerin öldürdüğü” örgüt üyelerinin ailelerine yönelik olduğuna dikkat çek ti. Yılmaz, “1999’da gözaltında öldürülen Cemal Uçar gibi ve diğer öldürülenlerin ailelerini teskin etme, gönül hoşluğu, ‘biz geldik’ ziyaretleri olarak biliyoruz. Hastalık nedenleriyle ölenlerin aileleri de var. Cezaevinde olduklarından gidemedikleri için. Yoksa bu da farklı algılanmamalı” dedi. ent dışına çıkmamaları gerekiyor Edip Gümüş, Cemal Tutar’ın da aralarında bulunduğu örgüt yöneticileri adli kontrol koşuluyla tahliye edilirlerken adres olarak Diyarbakır’ı bildirmişlerdi. Mevzuat uyarınca, adli kontrol kapsamına alınan kişilerin belirlenen kent dışına çıkmaları da mümkün değil. K Hizbullah avukatı ‘Katledilenler münafıklık yapmıştır’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hizbullah davalarında örgüt üyelerinin savunmalarını üstlenen avukat Sıdkı Zilan katıldığı bir televizyon programında dinci örgüt tarafından katledilenler için “Münafıklık yapmışlardır” açıklaması yaptı. Avukat Zilan katıldığı televizyon programında yapımcının Hizbullah’ın Müslüman aydınları neden öldürdüğü yolundaki sorusuna “Sizin gibi, benim gibi münafıklık yapmışlardır” yanıtını verdi. 4 Ocak tarihinde tahliye olan Hizbullah yöneticilerinin bir güvenlik birimine gidip imza vermeleri zorunluluğu da kaosa dönüştü. Tahliye edilen örgüt yöneticilerinin karokolda imza vermemeleri üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tahliye olanlara ihtarname gönderdi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, konuya ilişkin bir soru üzerine, “Bu kişilerle ilgili gümrük kapıları uyarılmış durumda. Yurtdışı çıkış olması mümkün değil” dedi. ‘Çıkarlarsa yine suç işlerler’ Kararda, yargılamalarda kararların kesinleştirilememesi nedeniyle sanıkların tahliye edilmesi halinde de suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş ve serbest bırakıldığı takdirde tekrar suç işleyeceği neredeyse tartışmasız olan kişilerin tekrar toplum içerisine salıverilerek kamu düzeninin ve toplum güvenliğinin bozulmasına sebebiyet verileceği, böyle bir uygulamanın hukuk devleti anlayışı ile de açıklanamayacağı vurgulandı. Örgüt yöneticileri adli kontrol koşuluyla tahliye edilirken adres olarak Diyarbakır’ı bildirmişlerdi. Poyrazköy davası İhtarname gönderildi Yılmaz: Hizbullah tırsmaz MustazafDer Başkanı Yılmaz, “eski kanlıların yeniden çatışıp çatışmayacağı” sorusunu şöyle yanıtladı: “2006’dan bu yana gerek PKK camiası tarafından gerekse devletin güvenlik birimleri tarafından sürekli taciz ediliyoruz. PKK lehine gösteri yapanlar, bu kuruluşlara molotof atıyor, taş atıyor. Dernekler taşlanıyor. Örneğin Adana’da dernek taşlandı, güvenlik güçleri çağrıldığı halde müdahale etmedi. Çünkü derin yapıların hesaplarında PKK ile Hizbullah’ı çatıştırma var. PKK’yi Hizbullah’ın üzerine ya da Hizbullah’ı sivil toplum kuruluşlarına saldırtarak yapıyorlar. Hizbullah’ı PKK’ye saldırtmayı beceremeyince bunu PKK üzerinden yapıyorlar.” “Hizbullah ve o yapıya yakın insanlar öyle her höykürenin sesinden tırsacak değiller” diyerek, Öcalan’ın son açıklamalarını anımsatan Yılmaz, PKK ile Hizbullah’ın kulvarlarının, “çalışma alanlarının” farklı olduğunu söyledi. Mezar evleri ve domuz bağıyla anılan örgüt yöneticilerinin tahliyesinin kamu vicdanında yarattığı etkinin ve mağdur ailelerinin korkusunun anımsatılması üzerine Yılmaz, “Mağdur ailelerinin kaygısı boşunadır. Şeriatın kestiği parmak acımaz denir. Yasadan onlar da istifade etti. Tahliye edileceklerin sayısının 1000 olduğu söyleniyor. Başka öldürme, cinayet işleyen örgütlerin üyeleri de tahliye oldu” dedi. Yargıçtan tanık polise koruma HİLAL KÖSE Islak imza davasında konuşan sanık Albay Çiçek, ‘Bu belge irticayı kollama planı’ dedi Dalan için kırmızı bülten HATİCE TUNCER İHBAR HOLLANDA’DAN YAPILMIŞ Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, mahkemenin müzekkerelerine gelen cevap yazılarını açıkladı. Dursun Çiçek’in 30 Haziran 2009’da tutuklanmasından bir gün önce İstanbul Emniyeti’ne gönderilen ihbar içerikli elektronik postanın Hollanda’nın Amsterdam kentinden gönderildiği ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan istenen bilgisayar ve disketler gönderilirken, kimler tarafından kulanıldığı da çizelge halinde yazıya eklendi. Erzincan 3. Ordu Komutanlığı’ndan helikopter uçuşlarına ilişkin bilgileri de dosyaya gönderildi. Cezaevinde PKK’liler şişeyle haberleşiyor AYŞE SAYIN ANKARA Hizbullah üyelerinin cezaevindeyken “internetle” dışarıyla ve birbirleriyle bağlantı kurduğunun belirlenmesinin ardından, İzmir Buca’daki Kırıklar 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kalan PKK’lilerin “pet şişeler” aracılığıyla mesajlaştıkları belirlendi. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde cezaevleri ile ilgili oluşturulan alt komisyon, Buca’daki cezaevinde incelemelerde bulundu. Cezaevi yönetimi, ayrı ayrı bölümlerde havalandırma olduğu için birbirleriyle görüşemeyen terör örgütü üyelerinin, havalandırmalar sırasında kendilerine ayrılan bölümlerden diğerine içine mesaj koydukları “pet şişe”leri fırlatarak haberleştikleri şikâyetinde bulundu. PKK’lilerin mesajlarında “firavun” lakabıyla andıkları cezaevi müdürü Necmi Üçler, tutuklu ve hükümlü örgüt üyelerinin eylem planları yaptığını, yönetim ve cezaevi personeline karşı “komplo” kurduklarını, durumu savcılığa ilettiklerini belirtti. “İrtica İle Mücadele Eylem Planı” davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Yeditepe Ünivesitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan hakkında “kırmızı bültenle arama kararı çıkarılmasına” karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen 7 sanıklı davanın dünkü oturumuna tutuklu sanıklar Albay Dursun Çiçek, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve avukat Serdar Öztürk katıldı. 25 Kasım 2010’daki duruşmadan sonra yaklaşık bir buçuk ay ara verilen davanın 15. oturumunu açan mahkeme heyeti başkanı Köksal Şengün, dosyanın aslının Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ndan henüz dönmediğini belirtti. Duruşmada söz alarak bir saati aşkın süreyle konuşan Dursun Çiçek, 7 ay önce yaptığı savunması sırasında üye hâkim Hasan Hüseyin Özese’nin bu izinin kime ait olduğu taleplerinin mahkeme tarafından kabul edilmemesini eleştirdi. Çiçek, “Bu irtica ile mücadele değil, devlet ile mücadele planıdır. Bu tertipte hedef silahlı kuvvetler, hâkimler, savcılardır. Bu plan irticayı koruma ve kollama planıdır” diyerek suçlanmasına ve tutuklu bulunmasına tepki gösterdi. lunmadığını belirterek iddiaları yeniden yanıtladı. Başkan Şengün’ün, tahliyesi yönünde oy kullanmasına karşın oy çokluğuyla tahliye talepleri reddedilen Dursun Çiçek, sık sık üye hâkimler Hasan Hüseyin Özese ve Hüsnü Çalmuk’a hitap etti, ellerini vicdanlarına koymalarını istedi. Çapraz sorgusu sırasında Hüsnü Çalmuk’un kendisine 250, üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu’nun 152, savcılar Mehmet Ali Pekgüzel’in 26, Nihat Taşkın’ın ise kendisine 6 so ru sorduğunu anımsatan Çiçek, “Hakkımdaki iftiralara karşı bütün gerçekleri ortaya koydum” dedi. İmzasız ihbarların yasal olarak delil niteliğinde olmadığını vurgulayan Çiçek, “Niye bunlar gerekçe gösterilerek 9 aydır tahliye edilmiyorum” diye sordu. Kendisinde hiçbir parmak izi, hiçbir dijital iz bulunmadığını söyleyen Çiçek, savcının planın aslı olduğu iddia edilen belgeyi kendisine uzattığında eldivenle tuttuğunu belirtti. Çiçek, bu belgede bulunan 14 parmak Şubat’a ertelendi Mahkeme heyeti dünkü duruşmanın sonunda saat 18.30 sıralarında ara kararlarını açıkladı. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dışilişkiler Genel Müdürlüğü’nün 27 Aralık 2010 tarihli yazısını dikkat alan mahkeme heyeti, Dalan’ın üzerine atılan suçun mahiyeti, hakkındaki deliller ve yurtdışında kaçak durumunda olmasını göz önüne alarak “yokluğunda tutuklama müzekkeresi” çıkartılmasına karar verdi. Mahkeme, yakalama kararı bulunan Dalan hakkında kırmızı bülten ile arama kararı çıkartılmasını kararlaştırdı. Dava 28 Şubat tarihine ertelendi. 28 Poyrazköy davasında, mühimmatın bulunduğu kazıları yapan ekibin amiri Mustafa Tezcan Alaç, sanık ve avukatlar tarafından soru yağmuruna tutuldu. Bir çok soruya ‘hatırlamıyorum’ yanıtı veren Alaç’ın yardımına mahkeme üyesi yargıç Mehmet Karababa koştu. Karababa, sorulara müdahale etti. Avukatlar, yargıcın, savcılık yapamayacağını söylerken Karababa da “Burada emniyet yargılanmıyor” uyarısı yaptı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada kazıları yapan polislerin amiri TEM’de görevli Alaç, tanık olarak dinlendi. Olay yeri fotoğraflarını sinevizyonda gösteren tutuklu sanık Levent Bektaş’ın, “Aramayı yapan ekipten iki kişinin ayrılıp, nokta atışı gibi mühimmatı bulmasında bir doğaüstülük var. Ellerinde ihbar mektubundan başka bilgi mi var” şeklindeki sorusu üzerine Alaç söz konusu iki kişinin kim olduğunu hatırlamadığını söyleyince mahkeme başkanı da tanığı, “hatırlamayabilirsiniz, rahat olun” diye uyardı. Emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü ile Alaç’ın mahkemedeki diyalogları ise şöyle gelişti: Öğütçü: Arama sırasında sık sık telefonla konuştunuz mu? Birinden talimat aldınız mı? Tanık: Talimat almadım. Konuşmuş olabilirim. Müdürüme, Zekeriya savcıma bilgi vermiş olabilirim. Sanıklar: Bu soruşturmayı Zekeriya savcı yönetmedi. Tanık: Savcımız diyorum, bilmiyorum hangisi olduğunu. Öğütçü’nün soruları devam ederken araya giren yargıç Karababa, “Böyle şey olmaz. Tanık mı dinliyoruz emniyeti mi yargılıyoruz? Varsa bir şey suç duyurusunda bulunsunlar. Farklı şeyler algılıyorum” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear