22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 15 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Alınması Gerekli Dersler Çoğumuz, gönlündeki siyasal partinin böylesine büyük bir yarışı en önde tamamlaması için, güçlü iktidarlar karşısında tek başına koşmasının daha avantajlı olacağını sanırız. Pazar günkü halkoylamasında “hayır” cephesini oluşturan ve MHP dışında olan partileri de sanal olarak yanına alan ana muhalefet partimiz, öyle bir ayrıcalığa sahipti. DSP, İP, TKP, ÖDP, CP, YP gibi referandumda seçmenlerine “hayır” oyu vermelerini öğütlemiş olan soldaki partiler, CHP’nin etrafında yazılı olmayan bir güç birliği oluşturmuşlardı. Yüzde 42 ile sınırlı kalmış olan hayır oylarının ana gövdesini ana muhalefet partisinin almış olduğu kabul edilmiş olsa bile; hiç kimse başta MHP gelmek üzere, öteki hayırcıların payları hakkında gerçekçi bir tahminde bulunamaz. Dolayısıyla CHP’nin geçen seçimlere göre 12 Eylül oylamasında kaç seçmeni etkilediği, MHP’deki oy kaybının, Osmaniye gibi kalelerden alınan sonuçlara bakılarak, ne kadar olduğunu söylemek de mümkün görülmemelidir. Kulakları çınlasın, Deniz Baykal, o gizli ellerin tertibine kurban olarak yerini Kemal Kılıçdaroğlu’na devretmiş olmasaydı; bugün birçok yorumcu, alınan sonuçtan ötürü Baykal’ı suçlarken, “Hiçbir zaman seçim kazanmadı ki” türünden gerekçeler sıralayacaktı. Oysa yeni genel başkan, kırılması güç bir rekora da imza atarak, ülkeyi baştan aşağıya dolaştı. Sadece kent merkezlerine değil, ilçe ve beldelere de gitti. Baykal’ı diskalifiye ediyor diyenlere, Antalya mitingindeki birliktelikle yanıt verdi. Başlangıçtaki kusur CHP’nin daha işin başındaki büyük kusuru, ana muhalefet partisi olarak, anayasa değişikliği için öncelikle kapısını çalan ve işbirliği isteyen iktidar partisine, herhangi bir tartışmayı bile fazla görerek, görüşme olanağı vermemesi oldu. Baykal’ın genel başkanlığı sırasında işlenen bu kusur, Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde, seçmenlere oylanacak anayasa için alternatif göstermeden, sadece o iki maddeye yönelik eleştirilerle yetinilerek sürdürüldü. Yeni genel başkan, alanlarda tek hedef olarak Başbakan’ı alarak, kâşanelerde oturmak, servet sahibi olmak gibi bizim seçmenlerimizin fazla umurunda olmayan suçlamalar yaptıkça, horoz dövüşünden hoşlananların bol alkışlarını aldı. Aldıkça da coşarak sürdürdüğü kampanyanın içinin boş bırakılması, kendisini ilk kez dinlemek, yarın iktidar olunursa nelerin yapılacağını öğrenmek için toplananları yeterince tatmin etmedi. Dahası, CHP örgütünün, bu kampanyada da varoşlardaki seçmenlerle ilişki kuramadığı, sandık sonuçlarına yansıdı. CHP’li milletvekillerinin, kampanya sırasında çoğunlukla izleyici olmayı yeğlediği, halk deyimi ile “arazi olduğu” da söylenebilir. Parti örgütünün, seçmen listelerini askı sırasında taramadıkları ve yörede kendilerince bilinen seçmenlerin yoklamasını yapmadıklarının en güçlü kanıtı, Kılıçdaroğlu’nun bu oylamada oy kullanamayışı ile sergilendi. Büyükerşen’in çevrilen önerileri! Hayır oylarının yüzde 55’i bulduğu Eskişehir’de bu sonucun alınmasına büyük pay taşıdığı anlaşılan Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in CHP il ve ilçe başkanlarına yönelttiği eleştiriler, anamuhalefet partisinin sekter ve tekelci tutumunu sergilemek açısından vahim, ama önemlidir. Politikadaki deneyim ve birikimini, CHP Gençlik Kolları’nda aldığı görevlerle kanıtlamış olan Büyükerşen, “Ana muhalefet partisi il ve ilçe başkanlarına özellikle seçim kayıplarını önlemek için koordineli çalışma teklifimiz maalesef kabul edilmedi” diyor. Diğer seçim çevrelerinde de benzer öneriler yapılmış mıdır? Yapıldıysa nasıl değerlendirilmiştir? Bunları bilmiyorum. Ama hayır cephesini oluşturanların, aralarında eşgüdüm çalışması olmamasının en büyük sorumlusunun ana muhalefet partisi olduğu su götürmez bir olgu olarak ortadadır. Öteki muhalefet partileri Halkoylamasında, hayırcıları bölmek için, Başbakan ve kurmayları, MHP ve Bahçeli’yi ülkücülük ilkelerine ters düşmekle suçladı. Belirli bir ölçüde de bu suçlamalarda başarılı oldular. O arada sık sık, “Rahmetli Türkeş sağ olsaydı” denilerek, ülkücü hareketin kurucusu ve ‘Başbuğ’unun adına konuşulması, ölüleri bile rahatsız edecek düzeylere ulaştı. “Evet” kampanyasında, sözde bugünkü iktidarın bir an önce görevden ayrılması beklentisi içinde olan, ama özde onun savunduğu bir anayasa tasarısına, “yetmez ama evet” diyerek omuz veren kimi sol partilerin, Erdoğan’ı tek adamlaştırmak için seferber oluşları gözlerden elbette kaçmadı. Hayır cephesinde toplanmış olan partilerden CHP dışında kalanların örgütsel çalışmalarında yer yer İP ve TKP’nin varlığı hissedildi. Akçalı nedenlerle ülke çapında toplu kampanya sürdürmek istemeyen ve barutlarını genel seçimler için saklayan DSP ve DP de örgütsel ağırlık koyamadı. İktidar partisi, umduğundan fazla bir evet oyu alarak, kolay bir başarıya ulaşmış oldu. O kolaylığın lidere sağladığı dinginliği görmek için, sonuçların açıklanması için yasakların kalkmasını beklemeye gerek kalmadan Erdoğan’ların oy sandığı başındaki görüntülerini izlemek bile yeterliydi. Sandık başına gitmeyi boykot etmiş olması, ülke genelinde oy vermeye katılmayan seçmenlerin ne kadarına söz geçirmiş olduğunu göstermese de, BDP’nin Güneydoğu’daki varlığını bu halk oylamasına da yansıtmış, kanıtlamıştır. O söz geçirme gücünü sayısal oya çevirirseniz, iller bazında yüzde 10’luk baraj aşılmış olsa da; BDP’nin toplam oylarının sonuç almaya yetmeyeceğini görürsünüz. Bu demokratik olmayan, temsilde adaleti hoyratça çiğneyen tablo, hem BDP’yi, hem de ona inanmış seçmenleri giderek daha da hırçınlaştırmaktan başka bir işe yaramaz. İyi de Çankaya’ya oturmayı hedefleyen Başbakan’a ne getirir? Bunu anlamak da kendisine anlatmak da kolay olmasa gerek... Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Mahkeme, Dink’in olasõ saldõrõlara karşõ korunmamasõnõ ifade özgürlüğü ihlali olarak niteledi AİHM Türkiye’yi suçlu buldu Avukatlardan davaya tepki ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Düşünceye Özgürlük İçin Hukukçular İnisiyatifi üyeleri, Devrimci Marksizm Dergisi Yazõ İşleri Müdürü Avukat Şiar Rişvanoğlu’na açõlan davaya tepki gösterdi. Adana Adliyesi önünde toplanan avukatlar adõna açõklama yapan Mustafa Çinkõlõç, Rişvanoğlu hakkõnda yalnõzca düşüncelerini açõkladõğõ yazõlar ve yaptõğõ konuşmalar nedeniyle Adana 6. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde dava açõldõğõnõ söyledi. Çinkõlõç, “Bu dava onun sosyalist kişiliğine açõlmõş bir davadõr” dedi. Koşaner’le görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Işõk Koşaner’i kabul etti. Başbakanlõk Resmi Konutu’nda gerçekleştirilen haftalõk olağan görüşme 15 dakika sürdü. Akaryakıta zam geldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Akaryakõt ürünlerinden kõrsal motorin, motorin ve gazyağõnõn perakende satõş fiyatlarõna bugünden geçerli olmak üzere 5-6 kuruş zam yapõldõ. Litresi 2.99-3.01 lira arasõnda satõlan motorin 3.04-3.07 liraya çõkarken, 2.39-2.47 liradan satõlan gazyağõnõn litre fiyatõ da 2.44-2.52 liradan satõlmaya başladõ. 2 polis memuru yaralandı HASANBEYLİ (AA) - Osmaniye’nin Hasanbeyli ilçesinde, polis aracõnõn geçişi sõrasõnda meydana gelen patlamada, 2 polis memuru hafif şekilde yaralandõ. Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, patlamanõn ardõndan yaralanan ve Osmaniye Devlet Hastanesi’ne sevk edilen polis Kenan Aksoy’u ziyaret ederek doktorlardan durumu hakkõnda bilgi aldõ. KESK: Baraj kaldırılmalı ANKARA (AA) - KESK’ten yapõlan açõklamada, “Yeni anayasa öncelikle güçlü ve en geniş toplumsal kesimlerin temsil edildiği bir parlamento tarafõndan yapõlabilir, bu nedenle seçimlerden önce mutlaka seçim barajõ kaldõrõlmalõ ve güçlü bir yasama yolunda adõm atõlmalõdõr” çağrõsõ yapõldõ. Açõklamada, 12 Eylül’de yapõlan referandumda, yeni bir anayasa ihtiyacõnõn kitlesel olarak temel bir taleple ortaya konduğu ifade edildi. STRAZBURG (ANKA) - Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi (AİHM), 2007 yõlõnda bir suikast sonucu öldü- rülen Hrant Dink ile ilgili davada Türkiye’yi suçlu buldu. İhlal olduğu ge- rekçesiyle Türkiye’nin, manevi tazmi- nat ve mahkeme masraflarõ olarak 133 bin 595 Avro ödemesine hükmeden mahkeme, Dink’in olasõ saldõrõlara karşõ korunmamasõnõ ifade özgürlüğü ihlali olarak da niteledi. Dõşişleri Ba- kanlõğõ, kararõn hükümlerinin uygu- lanmasõ için gerekli çalõşmalarõn ya- põlacağõnõ açõkladõ. Dõşişleri ayrõca, kararõn aleyhine Büyük Daire’ye baş- vurulmayacağõnõ bildirdi. AİHM, 2007-2009 döneminde ilki Dink, diğerleri ise öldürülmesinden sonra eşi Rakel, çocuklarõ ve kardeşi ta- rafõndan yapõlan beş ayrõ başvuruya iliş- kin olarak açõlan davayõ sonuçlandõrdõ. Kararda, Dink’in 2003-2004 döne- minde Agos gazetesince yayõmladõğõ ve Ermeni kökenli Türk vatandaşlarõnõn kimliğine ilişkin görüşlerini dile getir- diği sekiz makalenin sonucunda “Türk kimliğine haraket”ten dolayõ mahkûm olmasõnõn ardõndan 2007 yõlõnda öldü- rüldüğüne dikkat çekildi. Türkiye’de Dink hakkõndaki yargõ sü- recine ilişkin ayrõntõlõ bilginin de ve- rildiği kararda suikast olayõ ve buna iliş- kin tartõşmalõ soruşturmalara da vurgu yapõldõ. Olaylarõn TCK’nin 301. mad- desinin henüz değiştirilmediği bir dö- nemde meydana geldiğine dikkat çe- kilirken mahkemenin 30 sayfayõ aşan kararõnda yaptõğõ ilginç saptamalarõn ba- zõlarõ özetle şöyle: “- Dink, TCK 301. maddeden suç- lu bulunmasıyla aşırı milliyetçi çev- relerin gözünde Türk kökenli tüm in- sanlara hakaret eden bir kişi olarak gösterildi. Yargıtay’ın, Dink’i suçlu bulan alt mahkemenin kararını onay- lamasından sonra aşırı milliyetçi militanların saldırılarına karşı dev- let tarafından koruma önlemlerinin alınmaması, Dink’in ifade özgürlü- ğü hakkının ihlali anlamına geliyor. - İfade özgürlüğünün etkin bir bi- çimde kullanılması, koruma önlem- lerini gerektirebilir. Esasen bazı va- kalarda devletin, ifade özgürlüğünü, özel kişilerden gelen girişimlere kar- şı da koruma mecburiyeti var. - Tehdit altındaki Dink’in ko- runmaması, meşru hiçbir amaçla bağlanamaz. - İfade özgürlüğünün demokratik bir toplumun en başlıca temelle- rinden biridir. - Yargıtay tarafından yapılan ‘Türklük’ tanımı, uluslararası an- laşmalar ile tanınan veya tanınma- yan, tüm dini, dil veya etnik azın- lıkları dışlıyor.” Türk yargõcõ Işıl Karakaş’õn da yer aldõğõ mahkeme, oybirliğiyle aldõğõ ka- rara göre, Avrupa İnsan Haklarõ Söz- leşmesi’nin “yaşam hakkı”na ilişkin 2’nci, “ifade özgürlüğü”ne ilişkin 10’uncu, “etkin çare”ye ilişkin 13’ün- cü maddesinin ihlal edildiğine hük- metti. Buna karşõn AİHM, “adil yar- gılanma hakkı”na ilişkin 6’ncõ ile 7’nci ve 14’üncü maddelere ilişkin şi- kâyetlerin incelenmesine gerek olma- dõğõna da karar verdi. Dava kararõnda ihlallerin olduğunu vurgulayan mah- keme, yüklü bir tazminat da belirledi. Buna göre, Türkiye’yi, Dink’in eşi ve çocuklarõna toplam 100 bin, kardeşi Hosrof Dink’e beş bin olmak üzere 105 bin Avro manevi tazminatõ öde- meye mahkûm etti. Türkiye buna ek olarak mahkeme masraflarõ olarak da ise toplam 28 bin 595 Avro ödeyecek. İstanbul Haber Servisi - Avrupa İn- san Haklarõ Mahkemesi’nin (AİHM) Agos Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin ver- diği mahkûmiyet kararõ gözleri İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde devam eden cinayet davasõna çevirdi. Hukukçu- lar, cinayeti bildikleri halde engel olma- yan kamu görevlileri davaya dahil edil- mezlerse, yeni ihlallerin gündeme gelebi- leceğine dikkat çektiler. Dink ailesinin avukatõ Arzu Becerik, AİHM kararõnõn İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde süren yargõlamayõ etki- lemesi gerektiğine işaret ederek AİHM kararõnõn gerekçesinde, kamu görevlile- rinin yargõlanmalarõnõn yollarõnõn kapa- tõlmõş olmasõnõn ciddi bir ihlal tespiti olarak yer aldõğõna dikkat çekti. Mahke- menin eldeki verilere göre kamu görevli- lerinin yargõlanabileceğini kaydettiğini söyleyen Becerik, bugüne dek yaptõklarõ onlarca başvuruya karşõn yalnõzca Trab- zon Jandarma’da görevli bir kamu gö- revlisinin evrakta sahtecilik suçundan yargõlandõğõnõ ifade etti. ‘Yeni ihlaller söz konusu olacak’ Dink ailesi avukatlarõndan Ergin Cin- men de AİHM’nin beklenen kararõ verdi- ğini söyledi. Yaşam hakkõ ihlali, düşünce özgürlüğü gibi Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’nin temel maddelerinden, AİHM’nin bu konulardaki içtihatlarõndan iç hukuk sürecinde hep bahsettiklerini di- le getirerek, savunma yaparken ileri sür- dükleri bu konularõn kabul edilmediğini, sonunda da AİHM’nin bu kararõ verdiğini belirtti. Bu kararla her şeyin bitmediğini, cinayet davasõnõn sürdüğünü ifade eden Cinmen, “Cinayette ihmali olan birçok kamu görevlisi yargı önüne çıkarılama- dı. Bu uygulama devam ederse yeni ih- laller söz konusu olacak” dedi. Cinayet sürecinde, kasta varan ağõr ihmallere dik- kat çeken Cinmen, dönemin İstanbul Em- niyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstan- bul İstihbarat Şube Müdürü İlhan Güler, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve Trabzon İl Jandarma Alay Komutanõ dahil pek çok emniyetçinin cinayetin işle- neceğini önceden bildiklerini dile getirdi. Ailenin avukatlarõndan Fethiye Çetin de Dink’in öldürülmeden önce, Türklüğe hakaret suçlamasõyla hakkõnda verilen mahkûmiyet kararõ nedeniyle, AİHM’ye başvurduğunu anõmsattõ. Dink’in öldürül- mesinin ardõndan, kamu görevlileri hak- kõnda soruşturma izni verilmediğini kay- deden Çetin, iç hukuk yollarõnõn tüken- mesi nedeniyle AİHM’ye ayrõ bir başvuru daha yaptõklarõnõ ifade etti. Bu iki başvu- ruyu değerlendiren mahkemenin, Dink’in yaşam hakkõ korunmadõğõ için yaşam hakkõnõn ihlal edildiğine ve devle- tin bu cinayeti aydõnlatmak konusunda et- kili bir soruşturma yürütmediğine oybirli- ğiyle karar verdiğini söyledi. ÇELİK: KARARA İTİRAZ ETMEYECEĞİZ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik, AİHM’in Hrant Dink cinayeti nedeniyle Türkiye’yi mahkûm eden kararõna karşõ itiraz edilmeyeceğini açõkladõ. Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlõğõnda yapõlan AKP MYK toplantõsõnõn ardõn- dan sorularõ yanõtlayan Çelik, AİHM’nin Hrant Dink kararõnõ özetle şöyle değerlendirdi: “Anlamsız savunmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Türkiye artık yaşama hakkı konusunda daha önceki hatalara düşme- yecek, savunulamayacak konularda savunma yapmayacaktır. Karar- dan dolayı üzgünüz ama Türkiye bu meselede itiraz etmeyecektir.” DİNK AİLESİNİN AVUKATLARI ‘Davayakamu görevlileri de dahil edilmeli’ Avukat Becerik, AİHM kararõnõn İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde süren yargõlamayõ etkilemesi gerektiğine işaret etti. Şişli’deki Agos gazetesi önünde basın açıklaması yapan Rakel Dink, AİHM kararını “Hrant Dink’e do- ğum günü hediyesi” olarak değerlendirdi. Rakel Dink zaman zaman gözyaşlarına hâkim olamadı. Tazminat bağışlanacak İstanbul Haber Servisi - Öldü- rülen gazeteci Hrant Dink’in eşi, Uluslararasõ Hrant Dink Vakfõ Baş- kanõ Rakel Dink, “Yarın ‘Çu- tag’ımın doğum günü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hâ- kimlerinin oybirliğiyle verdiği bu karar bir doğum günü hedi- yesi” dedi. Rakel Dink, kõzõ Delal Dink ve Hrant Dink’in ağabeyi Hosrof Dink ile avukatlarõ, Şişli’deki Agos ga- zetesi önünde basõn açõklamasõ ya- parak, AİHM kararõnõ değerlendir- di. Açõklama öncesi, gazetenin bu- lunduğu binanõn biraz ilerisinde, Dink’in vurulup düştüğü yere kõr- mõzõ güller serildi, mumlar bõrakõl- dõ. Ailesi adõna açõklama yapan Rakel Dink, Şubat 2004’ten beri, en son AİHM’ye gönderilen savun- mada da görüldüğü gibi, Türkiye toplumu planlõ ve örgütlü bir şekil- de, Hrant Dink’in ‘Türklüğe ha- karet ettiğine, Türk düşmanı ol- duğuna’ inandõrõlmak istendiğini söyledi. “Hayattayken en çok ca- nını acıtan da, bu ırkçı yaftanın üzerine yapıştırılmaya çalışılma- sıydı, çünkü o bütün yaşamı bo- yunca ırkçılık ve ayrımcılıkla mü- cadele etti” diyen Dink, Hrant Dink’in öldürülmeden önce yayõm- lanan son yazõsõna dikkat çekti. ‘Haklılığının tescili oldu’ Dink’in “....Hiç işlemediğim “Türklüğü aşağılamak” suçun- dan 6 aya mahkûm oldum. Şim- di artık son çare olarak AİHM’ye gidiyorum... Bu süreçlerden her- hangi birinden aklanamazsam ülkemi terk edeceğim” dediğini anõmsatan Rakel Dink, “İşte bugün o karar çıktı ve o aklandı! 23 Ocak 2007’de cenazesinde yüz binlerce insanın onunla ilgili vicdanının ka- rarını ilan etmesinden sonra, AİHM’nin bugünkü kararı onun haklılığının tescili oldu” dedi. Aile olarak, manevi tazminatõn ta- mamõnõ bağõşlayacaklarõnõ, üç ku- rum arasõnda paylaştõracaklarõnõ söyleyen Dink, tazminatõn, eğitim- de kullanõlmasõ için Toplum Gö- nüllüleri Vakfõ Hrant Dink Burs Fo- nu’na, Ermeni kültürünün, Ermeni- ce eğitiminin Türkiye’deki devam- lõlõğõna destek olmasõ için Getrona- gan Ermeni Lisesi’ne ve Türki- ye’deki Ermenistanlõ göçmen ço- cuklarõn eğitimlerine destek olma- sõ için Gedikpaşa Protestan Kilise- si’ne bağõşlanacağõnõ belirtti. ‘Hem sevinir, hem üzülürdü’ Dink, “Çutag’ın bugünü gör- mesine engel oldular ama öldü- rülmemiş olsaydı şu anda kesin- likle çok mutlu olurdu, çünkü ülkesinden ayrılmak istemiyordu. Ama bir o kadar da üzüntülü ol- duğunu söylerdi Türkiye için, çünkü her zaman ülkesiyle övün- mek isterdi...” diye konuştu. Danõştay’danönemlikarar:İBBmüziğinsesinikõsmayayetkilideğil Eğlenceye ‘sõnõr’ yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõş- tay 6. Dairesi, büyükşehir belediye encüme- ninin 5216 sayõlõ Büyükşehir Belediyesi Ka- nunu, 5393 sayõlõ Belediye Kanunu ve 2872 sayõlõ Çevre Kanunu ile bu yasa uyarõnca çõ- karõlan Çevresel Gürültünün Değerlendiril- mesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamõnda, “çevresel gürültünün kontrol edilmesi ama- cıyla açık mekânlarda müzik yayını yapan işyerlerinin kapanış saatlerinin belirlen- mesi” şeklinde tanõnmõş bir yetkisinin bulun- madõğõna karar verdi. Konuya ilişkin açõklamalarda bulunan Çev- re Yönetimi Genel Müdürü Lütfi Akça, Da- nõştay’õn kararõnõn sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni’nin aldõğõ karara yönelik olduğunu savunarak, “4 Haziran 2010 tari- hinden itibaren ilgili yönetmelik gereğince eğlence yerlerine yönelik saat sınırlaması Mahalli Çevre Kurulları tarafından geti- rilmekte ve uygulanmaktadır. Son düzen- lemeyle saat belirleme yetkisi Mahalli Çev- re Kurullarına verildiğinden, karar mevcut uygulamayı etkilemiyor” diye konuştu. Akça, açõk havada müzik yayõnõ yapan iş- yerlerinde elektronik olarak yükseltilmiş mü- ziğin bitiş saatinin 23.59 olarak uygulanmaya devam edeceğini de söyledi. Danıştay’ın kararında, İstan- bul Büyükşehir Belediyesi (İBB) encümeninin, müzikli eğlence yerlerinin kapa- nış saatlerini be- lirleme yetkisi- nin olmadığı vurgulandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear