Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sevgili okurlarım, Türkiye ilginç
bir ülke...
Kimi zaman birbirinden bağım-
sız gibi gelişen olaylar birleşiyor,
beklenmedik sonuçlar üretiyor:
Örneğin CHP’nin yükselişi...
Ve AKP’nin düşüşü...
Hem birbirinden bağımsız...
Hem birbiriyle ilişkili.
Birbirinden bağımsız, çünkü
AKP, CHP yükselmese de dü-
şüyor:
Halk artık AKP’nin yarattığı kar-
gaşadan, kavgadan, belirsizlikler-
den...
Bir türlü sonuç vermeyen sözde
açılımlardan...
Kurumların yıpratılmasından...
Yargının kuşatma altına alın-
masından...
Medya özgürlüğünün sınırlan-
masından ve kısıtlanmasından...
Terörden...
Terörle mücadele eden ordunun
yıpratılmasından...
Herkesin her an her yerde iz-
lenmesinden ve kayda alınmasın-
dan...
Özel yaşamların teşhir edilme-
sinden...
Darbe karşıtlığı gerekçesiyle
eğitimcilerin, gazetecilerin, yazar-
ların, politikacıların içeri atılma-
sından...
Yargısız infazlardan...
Başbakan’ın her gün televiz-
yonlarda boy göstererek, sert ve
kavgacı üslubuyla insanları hu-
zursuz etmesinden...
Dinin hem dış politikada hem iç
politikada kullanılmasından...
Gerilimden, kamplaşmadan...
Yandaşlara yapılan kıyaklar-
dan...
Kaynağı belli olmayan servet-
lerden...
Yolsuzluklardan...
Yoksulluktan...
İşsizlikten...
Bıktı usandı.
AKP’ye olan destek bu ne-
denlerle, muhalefetten bağımsız
olarak düşüyor.
CHP’nin yükselişi de bir an-
lamda AKP’nin düşüşünden ba-
ğımsız:
Kılıçdaroğlu’nun liderliği,
AKP’nin düşüşünden bağımsız
olarak CHP’yi sıçrattı...
CHP, iktidarın uygulamalarından
bağımsız olarak Kılıçdaroğlu’nun
liderliği altında yeni umutlar yarattı.
Tabii, AKP’nin düşüşü...
Ve CHP’nin yükselişi...
Birbirinden bağımsız da olsa,
birbiriyle etkileşim içine girince
her iki süreç de hızlandı:
CHP’nin yükselişi, AKP düştü-
ğü için hızlanıyor...
AKP’nin düşüşü de, CHP yük-
seldiği için ivme kazanıyor.
Böylece biri iktidardaki kötü
uygulamalar dolayısıyla düşen,
öteki lider değişikliği ile yükselen
iki parti, birbirini daha yoğun
etkileyerek, Türkiye’nin kaderini
belirliyor...
İki taraflı bu oluşum, önü-
müzdeki seçimlerde siyasal
iktidarı değiştirebilir mi?
Her iki partideki eğilimler
bugünkü yönde ve bugünkü
hızla devam ederse, iktidar
değişikliği ciddi bir olasılık
olarak ufukta belirmiş görü-
nüyor...
İktidarın ve yandaş medya-
nın telaşı, gittikçe saldırgan-
laşması ve sertleşmesi de bu
gerçeği hissetmelerinden kay-
naklanıyor!
ekongar@cumhuriyet.com.tr
www.kongar.org
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Fakat asıl görevinin ikinci adam olarak
genel başkan birinci yardımcısı sıfatıyla
“partiye hizmet vermek” olduğuna inanıyordu.
Elbette partiyi iktidara taşıma yolunda genel
başkanın vereceği “her göreve” hazırdı ama...
...Tabii ama’sı vardı bu türden klasik partili
ağzının.
Kılıçdaroğlu’nun yanında olmasının
engellenmesine ve engelleyenlere duyduğu
öfkeyi gizliyor.
Genel başkanın son açıklamalarına göre
merkez yönetiminin Gürsel’in tekrar İstanbul’a
il örgütünün başına mı geçeceğine veya Parti
Meclisi üyesi olarak Kılıçdaroğlu’nun yanı
başında partiye hizmet mi vereceğine dün
karar vermesi bekleniyordu.
Kılıçdaroğlu önceki gün Gürsel Tekin’le
birlikte yurt gezilerine çıkacağını açıkladığına
göre -dün sabah- Gürsel Tekin’in İstanbul il
başkanlığına dönmesi olasılığı zayıf
görünüyordu.
13.30’da MYK kararı açıklandı. Olasılık
gerçekleşti: İstanbul il başkanlığına Berhan
Şimşek atandı!
İstanbul il başkanlığını yeğleyeceği bilinen
Gürsel Tekin’e de genel başkan armağanı:
Berhan Şimşek’ten boşalan MYK üyeliği!
Şu veya bu biçimde CHP; Tekin sorununu
çözümledi diyelim.
Bu sonuç parti içinde giderek bir başka
sorunu, Genel Sekreter Önder Sav sorununu
ortadan kaldıracak mı?
Tekin ile Sav arasındaki gerginliğin zaman
içinde giderek başka alanlara
sıçramayacağına kim güvence verebilir?
Geçende yazdık: Sav, tutumuyla,
söylemleriyle parti içinde bir sorun olarak
göze çarpıyor.
Sav, sergilediği tutumu değiştirmezse
doğru veya yanlış, amaçlı veya değil, ama
yandaş gazetelerdeki kışkırtıcı haberlerin ve
manşetlerin arkası kesilmeyecek.
Dün Yeni Şafak, birinci sayfanın dörtte birini
Sav’a ayırmıştı. Manşet haberinde Tekin’i
yeniden il başkanlığında görmek isteyen örgüt
temsilcilerine Sav’ın:
“Kılıçdaroğlu istese de olmaz” mesajı
verdiğini ve “Kemal Bey’in MYK’de etrafını
öyle bir çaktım ki, kıpırdayamaz bile. Bu
yüzden Gürsel’i bırakın. İçinizden başka birini
başkan seçin” dediğini yazıyordu.
Bu sözlerin Sav’a ait olamayacağını, bu
türden haberleri ancak AKP’ye yandaş
gazetelerin büyütebileceğini söylemek kimi
gerçekleri örtmeye yeterli olabilir mi?
Sav’ın “Benimle uğraşmaya kimse
kalkışmasın” demesi.. bu türden haberlerin
giderek yaygınlaşması...
Parti içinde güç dengesinin genel sekreter
lehine işlediği ve genel başkanın parti
yönetiminde artık ikinci plana itildiği gibi
CHP’ye yararı olmayacak bir kanının önce
rivayet olarak yayılmasına...
Sonra rivayetlerin yeni olaylarla giderek
ciddiyet kazanmasına neden olacak ve...
Bu olası sonuçlar CHP’ye sempati ile
bakanların bile kaygılanmasına yol açacaktır.
Genel başkan ileriye dönük kimi olumsuz ve
olası yargıların önünü bir an önce kesmek
zorundadır.
Genel başkanın partide genel sekreter
egemenliğinin değil, yönetime genel başkan
öncülüğünde Merkez Yönetim Kurulu ile Parti
Meclisi’nin her açıdan egemen olduğunu
kanıtlayacak bir duruş sergilemesi... partiyi
hiziplerin partisi suçlamasından kurtarması
gerektir, zorunludur.
İç bünyedeki zafiyet dışarıda güç yitmesine
neden olur!
Sorun adam 2: Son günlerde manşetlerden
inmeyen Osman Can!
Anayasa Mahkemesi’nin AKP değişiklik
paketini iptal etmesi durumunda Meclis’in
direnmesini öneren fetvasının hukuksal
dayanağını açıklarken:
“Esastan inceleme, yetki gaspı değil
anayasal sınırların ihlal edilmesidir.. Hukuki
bağlayıcılığı olmadığı için hükümet iptal
kararını Resmi Gazete’de yayımlamaz ve
paketin ilk şekli referanduma sunulur. Kabul
edilirse yürürlüğe girer” diyor.
Bu öneri herhalde demokrasilere özgü bir
öneri değil. Hukuk devleti olmaktan uzak veya
parti diktasının egemen olduğu kakokrasi
rejiminin yürüdüğü ülkelerde geçerlidir veya
olabilir.
Osman Can’a hukuk çevreleri karşı çıktı.
Lakin sanki bu görüşten yararlanabilir miyim
gibi izlenim veren AKP susuyor.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç
da susuyor.
Sorun adam, hem Anayasa Mahkemesi’nin
hukuksal kimliğine saygısızlık yapıyor. Hem
de raportörü olarak Anayasa Mahkemesi’nin
maddi manevi olanaklarından yararlanıyor.
Yüzsüzlüğün bu kadarına da pes demek
bile az geliyor!
SAYFA 15 HAZİRAN 2010 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Haziran
Oslo PB 18
Helsinki Y 14
StockholmPB 18
Londra PB 18
AmsterdamPB 18
Brüksel PB 18
Paris PB 21
Bonn PB 19
Münih PB 23
Berlin PB 28
Budapeşte Y 27
Madrid Y 21
Viyana Y 24
Belgrad PB 30
Sofya PB 32
Roma Y 27
Atina PB 31
Zürih Y 25
Moskova Y 21
Aşkabat A 34
Taşkent B 37
Bakû A 32
Bişkek B 30
Tiflis A 34
Kahire B 34
Şam A 33
İstanbul B 29
Edirne B 36
Kocaeli B 32
Çanakkale B 33
İzmir B 38
Manisa B 38
Denizli B 37
Zonguldak PB 29
Sinop PB 27
Samsun PB 28
Trabzon Y 27
Giresun Y 27
Ankara PB 31
Eskişehir PB 31
Konya PB 30
Sıvas Y 29
Antalya B 34
Adana PB 31
Mersin PB 30
Diyarbakır PB 40
Şanlıurfa PB 38
Mardin PB 34
Siirt PB 38
Hakkâri Y 33
Van Y 29
Kars Y 28
Ülkemizin İç ve
Doğu kesimleri par-
çalı ve çok bulutlu,
İç Anadolu, Doğu
Karadeniz, Doğu
Anadolu’nun Kuzey
ve Doğusu ile Kah-
ramanmaraş, Tokat,
Ordu, Kastamonu,
Karabük ve Çankırı
çevreleri aralıklı sa-
ğanak ve gökgürül-
tülü sağanak yağış-
lı diğer yerler parça-
lı ve az bulutlu ge-
çecek. Hava sıcak-
lığı İç ve Doğu böl-
gelerinde 4 ila 6 de-
rece azalacak
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
CHP’nin Yükselişi...
AKP’nin Düşüşü...
‘Neron gibi
ülkeyi yaktõn’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP
Grup Başkanvekili Oktay Vural, isim verme-
den MHP’yi kan üzerinden siyaset yapmakla
suçlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õ
Roma’yõ yakan imparator “Neron”a benzetti.
Başbakan Erdoğan’õn Karadeniz gezisinde
yaptõğõ konuşmalara yanõt veren Vural, Erdo-
ğan’õn “hezeyan dolu” konuşmalarõ ve yalan
beyanlarla milleti aldatmaya devam ettiğini
söyledi. “Artık mızrak çuvala sığmıyor” di-
yen Vural, Erdoğan’õn “dünyadan haberi ol-
madığını” savundu. 2002’de terör sõfõrlan-
mõşken, 2007’de 146, 2008’de 171 şehit veril-
diğini anlatan Oktay Vural, “MHP, İmralı,
terör örgütü. ‘Karşõmõza dikilenler bunlar’
diyecek kadar gaflet içerisindedir. Senin
haddine mi MHP’yi terör örgütüyle yan
yana göstermek? Sen kendine bak. Açılım
safsatası oluşturan sensin, teröristler için
gözyaşı döken sensin. Bunları yapan kendi-
si değilmiş gibi utanmadan, sıkılmadan
MHP’yi terör örgütüyle aynı safta göstere-
cek kadar gözünü kan bürümüş bir başba-
kanın millete hayrı yoktur. Sen değil misin
PKK’yi aklayıp, Kürtçe konuşan vatandaş-
larımızı sorun haline dönüştüren? Şimdi
kalkmış Neron gibi ülkeyi yaktıktan sonra
MHP’yi terör örgütüyle yan yana gösteri-
yorsun” diye konuştu.
‘AKP, PKK, BDP troykası’
Erdoğan’õn “Terörü azdıran bir başba-
kan olarak tarihe geçeceğini” belirten Vu-
ral, “AKP, PKK, BDP troykasının Türki-
ye’yi düşürdüğü bu nokta, kan üzerinden
açılım pazarlaması yapmaktır. Silah ata-
rak, amaçlarına ulaşmak isteyen bir zihni-
yetle, ‘bu kan akmasõn’ diyerek terörün si-
yasal amaçlarına ulaşmasını temin etmek
isteyen açılım, ruh ikizidir” dedi.
Erdoğan’a Mavi
Marmara eleştirisi
Haber Merkezi - Türkiye Partisi Genel
Başkanõ Abdüllatif Şener, Gazze’ye yardõm
götüren Mavi Marmara gemisine yönelik İs-
rail’in gerçekleştirdiği kanlõ baskõn konusun-
da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn tutu-
munu eleştirerek, “Bu olay Uzakdoğu’da ol-
sa, o ülkenin başbakanı harakiri yapardı.
Bu olay Batı’da olsa, o ülkenin başbakanı
istifa ederdi” dedi.
İnternet haber sitesi “Gazeteport”a açõkla-
malarda bulunan Şener, Gazze’ye yardõm gö-
türen gemilerin Başbakan’dan habersiz git-
mediklerini belirterek şunlarõ söyledi:“Gemi-
nin organizasyonunda lojistik ve planla-
masında hükümetin Başbakanı doğrudan
işin içindedir. İlk günden itibaren hükü-
metin bilgisinde olduğu halde, gemi ile ilgi-
li hiçbir garantinin oluşturulmamış olması,
doğrudan doğruya Başbakan’ın sorumlu-
luğunu ifade eder. Başbakan ve hükümet
bunun hesabını vermek zorundadır.”
Hükümet için “döküldü” ifadesini kulla-
nan Şener ancak bu durumun İsrail’in sorum-
luluğunu ortadan kaldõrmadõğõnõ vurguladõ.
Mülakatlarda kayõt sisteminin kaldõrõlmasõ ile yargõya yapõlacak itirazlarõn önü kesiliyor
Yandaş olmayan elenecek
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Devlet Memur-
larõ Yasa Tasarõsõ’nda uzman
alõmlarõnda kayõt sisteminin kal-
dõrõlmasõ ile yargõya yapõlacak
itirazlarõn da önü kesilecek. Avu-
kat Oya Aydın düzenleme ile
idarenin takdirinin yargõ deneti-
mi dõşõna çõkarõldõğõna dikkat çe-
kerken KESK Genel Sekreteri
Emirali Şimşek, AKP’nin uz-
man alõmlarõnda “itirazları en-
gellemek ve elini rahatlatmak”
istediğini söyledi.
TBMM gündeminde bulunan
tasarõnõn 19. maddesinde uzman
ve uzman yardõmcõlõğõ istihda-
mõna ilişkin ayrõntõlara yer veri-
liyor. Uzman yardõmcõlõğõ giriş sõ-
navõnõn eleme sõnavõ sonuçlarõna
göre, yazõlõ ve sözlü sõnav ya da
yalnõzca sözlü sõnavdan oluşaca-
ğõ belirtiliyor. Tasarõda mülakata
ilişkin puanlamalarõn nasõl yapõ-
lacağõ da anlatõlõyor. Ayrõntõlar ak-
tarõlõrken “Sözlü sınav ile ilgili
herhangi bir kayıt sistemi kul-
lanılmaz” cümlesine yer veril-
mesi dikkat çekiyor.
Avukat Aydõn, düzenleme ile
mülakatlardaki kayõt sisteminin
kaldõrõldõğõna dikkat çekti. Da-
nõştay’õn daha önce hâkimlik sõ-
navõ ile Sağlõk Bakanlõğõ’ndaki
şef atamalarõyla ilgili sözlü sõ-
navlarõn kayõt yapõlmadõğõ ge-
rekçesiyle yürütmelerini dur-
durduğuna dikkat çeken Aydõn,
“Danıştay ‘Ben bu sõnavlarõ ip-
tal ediyorum, kayõt altõna alõn-
malõydõ’ dedi. Tasarı ile getiri-
len düzenleme Danıştay ka-
rarlarına açıkça aykırı. Dü-
zenleme ile siyasi kayırma gü-
vence altına alınıyor. İdare-
nin takdiri yargı denetimi dı-
şına çıkarılıyor. Çünkü yargı
bu kayıtlarla sözlü sınavı de-
netleyebiliyordu. O kayıtlara
bakarak karar veriyordu. Ka-
yıt olmazsa yargıç, o sınavı
denetleyemez. Sınav yargı de-
netiminden kaçırılıyor. Ata-
maların siyasi olarak yapıl-
masının önü açılıyor” dedi.
Aydõn, tasarõnõn yasalaşmasõ du-
rumunda kamunun geneline, kay-
da alõnmayan mülakatlarla per-
sonel alõnacağõnõ vurguladõ.
KESK Genel Sekreteri Emirali
Şimşek de, uzmanlõk sistemi ile
ilgili getirilen sözlü sõnava iliş-
kin koşullarõn objektif ölçülerden
uzak olduğunu söyledi. Şimşek,
“Danıştay’ın kayıt altına alma
yönündeki hükmünü ortadan
kaldıracak şekilde, kayıt tu-
tulmayacağının özellikle be-
lirtilmesi, sözlü sınav adı al-
tında kayırmacılığın yolunun
açılması demektir” dedi. Şim-
şek, düzenleme ile kadrolaşma-
nõn önünün açõldõğõna da dikkat
çekti. Mülakat sisteminin ken-
disine de karşõ olduklarõnõ dile
getiren Şimşek, bu konuda yar-
gõ kararlarõ bulunduğunu, müla-
katõn objektif olmadõğõnõn be-
lirtildiğine dikkat çekti.
Ahmet, şimdi kendini çok güçlü
hissediyor. Hep bir ağızdan söylenen
türküler, şarkılar birbiri ardından
geldikçe, yeni bir iş bulacağı umudu
artıyor. Bulur, vallahi billahi de bulur.
Ama pişmanlık duyuyor, neden bir
otobüse atlayıp TEKEL işçilerinin
oraya gitmedi ki, neden korktu, en
iyilerinden biri olduğu halde işten
atılmıştı işte! Gitseydi ya...
Can’ın kız arkadaşının ağzında tüy
bitti, Can’a başkalarının da işsiz
olduğunu, içinde bulunduğu
durumun onun becerisiyle değil,
düzenle ilgili olduğunu söylemekten.
Can sürekli kendini suçluyor,
annesinin babasının yüzüne
bakamaz hale geldi. Sonunda gidip
tezgâhtarlık yapacak ama Can’ı
oraya bile almıyorlar, sahte bir
özgeçmiş yazması gerek. Okuduğu
okulları, edindiği bilgileri gizleyen
sade bir özgeçmiş.
Masraf olmasın diye sokağa bile
çıkmıyor, ama Can’ın kız arkadaşı
kararlı, onu bu konsere götürecek, o
çalışıyor, iki bilet alacak parası var,
yeter ki Can ikna olsun.
Sonunda Can ikna oluyor, iki aya
yakındır dışarı çıkmadı, ürkek,
herkesin parmakla “Bu genç adam
işsiz! Bu genç adam hâlâ ana baba
parası yiyor” diye gösterdiklerini
sanıyor.
Can şaşkın, kalabalık şaşırtmış
onu, kız arkadaşı, Can’ın kulağına
eğilip “Çoğu senin gibi işsiz” diyor,
“yani yalnız değilsin, ama o evde
saklandıkça yalnız olacaksın ve ne
kendine ne de kimseye faydan
dokunacak.” Can içinden “Bu kız ne
çok şey biliyor” diye geçiriyor ve
daha ilk melodide birden kendini
başka yerlerde anımsıyor.
Proje yaparken yaşadığı
heyecanını yeniden hissediyor,
arkadaşlarıyla yaptıkları tartışmaları
anımsıyor. Çok yaşlı bir adamın
geriye dönüşünü yaşıyor sanki ve
içinden şöyle geçiriyor: “Ben, o, biz
sokağa çıkmalıyız. Sokaklara...”
Çiğdem illaki bu konsere gidecek,
iki ay öncesinden planladı ama en
sevdiği insan ninesi ilk kez İstanbul’a
torununu ziyarete geldi. Nine evde
yalnız kalmaz, kimsenin yanında da
kalmaz, Çiğdem “Hadi nine” diyor,
“birlikte konsere gidiyoruz.” Nine
hayretle, “Nereye gidiyoruz” diye
soruyor, Çiğdem kestirmeden
yanıtlıyor, “Türkü dinlemeye”.
Nine torun el ele İnönü Stadı’na
geliyorlar, nine eskiden beri cevval
biri, kalabalık onu heyecanlandırıyor,
kocasının onu beyaz bir atın terkisine
atıp kaçırdığı gün aklına düşüyor.
Güç bela stada giriyorlar, ninenin
ayakta duracak başka şansı yok,
Çiğdem bir şey olur diye endişeli.
Çiğdem’in endişesi boşuna,
bütün bir konser boyunca nine
beyaz bir atın terkisinde uçup
duruyor.
Bu konser yeniden tekrarlansa
da, biz de beyaz bir atın terkisinde
bütün bir gece uçup dursak,
okurlarım bilir, görmediğim,
gitmediğim hiçbir şeyi yazmam
ama bugün Ayten’in ışıldayan
yüzüne bakarak bir istisna yaptım.
İyi de yaptım...
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Bir Konser İçin Güzelleme
Baştarafı Arka Sayfada
15-16 HAZİRAN
İşçi direnişinin
40. yıldönümü
İstanbul Haber Servisi - 3 iş-
çinin yaşamõnõ yitirdiği “15-16
Haziran Büyük İşçi
Direnişi”nin üzerinden 40 yõl
geçti. Direnişin 40. yõldönümün-
de, DİSK, işten atõlan, esnek ça-
lõşan, sendikal haklardan yoksun
bõrakõlan işçilerle ‘işçi kürsüsü’
kuracak, miting yapacak. KESK
üyeleri de saat 12.30’da Bakõr-
köy Özgürlük Meydanõ’nda top-
lanarak, AKP ilçe binasõnõn önü-
ne yürüyecek. DİSK Genel Baş-
kanõ Süleyman Çelebi, “Kartal
Meydanı’nda 16 Haziran’da
(yarın) saat 20.00’de miting
yapacağız. İşten atılan işçilerle,
esnek çalışan, sendikal haklar-
dan yoksun işçilerle, ‘kürsü’
kuracağız. Mitinge Onur Akõn
ve Bandista da katılacak” dedi.
Arkeolojik alana iş makinesi
Sulukule’de arkeolojik kazı alanına iş makineleri ile girilmesi üzerine İstanbul Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, dün incelemede bulundu. Kuru-
lun durumdan haberdar olmadığı belirtilirken, giriş iznini Kültür Bakanı Ertuğrul Gü-
nay’ın verdiği öne sürülüyor. Sulukule Platformu’ndan yapılan açıklamada alana iş ma-
kinelerinin girmesinden iki gün önce Günay’ın Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Mu-
rat Süslü ile alana geldiği ve bölgeye makine girebileceği talimatını verdiği öne sürüldü.
MHP’Lİ OKTAY VURAL
TP GENEL BAŞKANI ŞENER