23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Nohut taneleri gibi çevreye dağılan sosyalistlere, devrimcilere, sosyal demokratlara bir önerim var: Önce Celal Üster ve Nur Deriş’in Türkçeleştirdikleri Marx-Engels’in “Komünist Manifestosu”yla (Can Yayınları) Ergin Yıldızoğlu’nun son iki yazısını mutlaka okumalılar... “Komünist Manifesto”yu okuyanlar elbet vardır ama Ergin’in yazısını gözden kaçırmış olabilirler. Tarihe yolculuk yapalım: İşçi sınıfı sendikal örgütlenmesini sürdürürken kendi aralarındaki kısır çekişmeler, öne geçme yarışı siyasal parti olarak örgütlenmelerini hep engellemiştir. Ancak bu engelleme, onların daha güçlü, sağlam, daha görkemli olarak ayağa kalkmasını sağlamıştır. İngiltere’de 10 saatlik işgününün kabul edildiği yasa böyle sağlandı. Tüm bunları anlatmamın nedeni kimi sözde sol Kemalistler, CHP’liler, kendilerini sosyalist olarak tanımlayan çevreler durmadan “kurusıkı” atıp, sözüm ona solculuk yapıyorlar. Eğer sınıfsal tahlil yaparsanız da karşınıza dikiliyorlar: “Biz tam bağımsız Türkiye’den yanayız!” Bankalar, ovalar, dağlar, göller İngilizlere, Yunanlılara, Amerikalılara, Kanadalılara, Hollandalılara satılmış, limanlar özelleştirilmiş... Askerler OYAK’ı kimlere sattı? Hollanda kökenli ING Bank’a... Kaz Dağları’ndan Tunceli’ye; İliç’ten Balya’ya dek çokuluslu şirketler altın çıkarıyor. “Tam bağımsızlık” söylemi kulağa hoş geliyor ama iş işten çoktan geçmiş... Ergin Yıldızoğlu, “CHP ve Yenilenme” başlıklı iki yazı yazdı... Bu yazılarında sosyal demokrat İngiliz İşçi Partisi’nin dününü, bugününü irdeledi, projenin mimarı Anthony Giddens’in yorumlarına dayalı bilgi verip, dersler çıkarmamıza çalıştı. Giddens’in adını CHP’de kaç milletvekili, PM üyesi, kaç sosyalist, ulusalcı bilir sizce? Belki on belki on beş! Geçen döneme kadar 18 yıl hep muhalefette kalan İngiliz İşçi Partisi, Tony Blair liderliğinde, büyük ölçüde Giddens’in dünya ve siyaset analizlerinden esinlenerek 1997 seçimlerinde Muhafazakâr Parti’nin sırtını mindere yapıştırdı. Dayanışma, yoksullukla savaşım, toplumdaki en kırılgan kesimleri korumak, müdahaleci hükümet politikalarına başvurularak yapılabilir. Bu yapılırken de dönemin koşulları göz ardı edilmez, uygulamalar yeniden biçimlenir. Toplumda en büyük yıkım işsizlik ve yoksulluktur. Kırılgan kesimler bu nedenle takım tutar gibi partiye bağlı kalmaz. Avrupa sosyal demokrat partilerinde sol kanat, kendi ülkesinin ekonomik koşullarına göre saf tutar. Blair, Muhafazakâr Parti’yi, kırılgan kesimlerin, emekçilerin, yoksulların oylarını aldığı için sandığa gömdü. İşçi Partisi 13 yıllık iktidarı süresince, sermayeyle, bankacılarla, holdinglerle, medyayla iç dışlı olurken geleneksel işçi sınıfıyla ve sendikalarla ilişkilerini kopardı. ABD’yle birlikte Irak’ı işgal etti, halkın canına okudu, sonunda seçmenin tokadını yedi. Ben bu nedenle sık sık sermaye-emek çelişkisini vurguluyor, CHP’nin geleneksel işçi ve emekçi sınıfıyla, başta DİSK, KESK olmak üzere sendiklarla, demokratik kitle örgütleriyle bağ kurmasını istiyorum. Eğer CHP’nin “sol yanı” güçlü olsaydı bu bağ çoktan kurulur, yoksulların ve emekçilerin çekim merkezi AKP değil, Atatürk’ün partisi olurdu. Ulusalcı ve Kemalist solda olduklarını söyleyen kimi CHP’lilerin dünyayla ilişkileri kopuk, sol siyasetin “S”sinden haberleri yok. Ergin Yıldızoğlu’nun değindiği gibi, CHP kendini yenilirken, İngiliz İşçi Partisi sürecini iyi tahlil etmeli, deneyiminden yararlanmalı; sol yanı eksik kalınca nasıl tepetaklak gittiklerini görmeli. Bu Alman sosyal demokratları için de geçerli... Sosyal demokrasi tarih boyunca değişik içeriklere sahip olan bir kavram. İlk önce liberal demokrasiye alternatif olarak, komünist anlamını da içermek üzere biçimlendirildi. Daha sonraları sosyal demokrasi, sosyalist söyleme geçti. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından sosyalizm hedefini terk etti, yumuşayıp kapitalist program geliştirdi. İngiliz İşçi Partisi 70’lerde sosyalizmden vazgeçti, 80’lerde neoliberal oldu, yeni sağı seçti. “3. Yol” adı altında serbest piyasacı, küreselleşmeci modaya uyunca işçi sınıfından giderek uzaklaşan bir akıma dönüştü. CHP son kurultayda “sol yanı”nı boş bıraktı... Güçlü bir sosyalist parti olsaydı bunu göze alabilir miydi? CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Kılıçdaroğlu’nu sorgulamaya başladılar. Kurultay’da işsizliğe çareyi CHP iktidarının bulaca- ğını söyledi ya; sorgulama başladı bile: Söyle bakalım bulduğun çareyi! Velakin RTE’nin işsizlikle ilgili müjdesinin ne za- man, nasıl uygulanacağını, alınacağını söylediği ön- lemlerin kalıcı olup olmadığını sormak akıllara gelmi- yor. Anımsatalım: Başbakan CHP Kurultayı’na denk düşen bir gün “İşsizlik oranı 1-2 ay içinde yüzde 10’u yakalar, yüzde 10’un altına düşerse şaşmayın” dedi. Yüzde 14’ler 15’lerde olan işsizliği hükümetin bir dizi önlemle dört beş puan aşağıya çekeceğini vaat ediyor RTE. Bir gün manşetlerde yer aldı bu açıklama; gerisi gelmedi. Ekonomistler -örneğin Güngör Uras- “Demek ki Başbakan iki ay içinde 800 bin veya 1 milyon kişiye iş bulabileceğine inanıyor” diyor. Oysa RTE “yazın tarım ve turizm gibi alanlarda faa- liyetlerin hızlanmasının her yıl işsizliği düşürdüğü” ger- çeğini sürekli çözüm gibi algılıyor. Oysa Uras; “Rakamlar yazın RTE’nin beklentilerine yanıt verebilir ama kalıcı çözüm için talebe bağlı sana- yi ürünlerinin artmasının zorunlu olduğunu” söylü- yor... Başbakan işsizlik önlemlerine karşı çıkanlara olası yanıtını Brezilya’dan başka bir konuya değinirken açıkladı. İran’la nükleer takas anlaşmasına başta ABD, Batı’dan yükselen olumsuz sesleri yanıtlarken; “Süreci kıskanıyorlar, olay bu” dedi. Takası dış dünyaya meydan okur gibi nasıl savun- du ise, işsizlik önlemlerine eleştirileri “hükümetini kıs- kananların uydurmaları” diye yorumlayabilir. Sonraları söylediklerini söylememiş gibi davranabilir. Örneğin takas anlaşmasının doğruluğunu savunur- ken “Kimseden icazet almayız” demedi mi? Dedi ama, icazet almayan RTE, Brezilya’ya bera- berinde götürdüğü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğ- lu’nu; apar topar Washington’a, ABD Dışişleri Bakanı Bayan Clinton’a gönderiyor. İran’ın avukatlığını yapmıyorum, vekâletini alma- dım, diyor. Diyor ama, ABD’nin BM Güvenlik Konseyi üyeleriyle anlaşarak İran’a uygulayacağı yeni yaptı- rımların gereksizliğini savunuyor. Dünya siyasetine nizam vereceğine, yürekleri ya- kan kimi sorunlara çare araması gerekmiyor mu? Zonguldak’ta maden işçilerinin ölümünü kadere bağlayan RTE’ye ve ilgili bakana geçenlerde ülkemi- ze gelen Güney Afrikalı bayan bakan unutulmaz bir ders verdi. Ülkesinde elmas arayan kırk bine yakın madende sık görülen ölümleri asgariye indirmek için Güney Af- rika hükümetinin aldığı önlemleri sıraladı. Öncelikle madenlerde gerekli önlemleri almayan iş- letmelerin faaliyetini durduruyorlar. Ancak gerekli ön- lemleri aldığında madeni işletmeye açıyorlar. Alınan önlemler sayesinde yılda binlerce işçi ölümü çok düşük düzeye iniyor. TV haberlerinde canlı yayımlanan bu haber, maden kazalarının önlemler alınarak önemli ölçüde önlendi- ğini kanıtlıyor. Oysa AKP hükümeti, Başbakan; olur böyle vakalar dercesine madenlerdeki ölümü kadere bağlıyor. Hatta Başbakan; geçmiş hükümetler döneminde de grizu patlamasıyla ölümler olduğunu gösteren ra- kamlar vererek son faciayı savundu. Enerji Bakanı Taner Yıldız, Güney Afrika’daki ön- lemlerden yararlanabileceğimizi söyledi. Bu söylem ve Güney Afrikalı bakanın açıklamaları hükümetin maden kazalarını önlemek için başka ülkelerdeki uy- gulamaları araştırmak, uygun düşenleri maden ocak- larında uygulamak gibi bir zahmette bulunmadığını ortaya çıkarıyor. Sao Paulo’da boynunda altın kaplamalı nişan… konuşuyor RTE; takas anlaşmasını eleştirenleri kıs- kançlıkla suçluyor. Acaba maden kazalarını asgari düzeye indiren Gü- ney Afrika’yı kıskanıyor mu? SAYFA 29 MAYIS 2010 CUMARTESİCUMHURİYET 10 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Mayıs Oslo Y 14 Helsinki Y 11 Stockholm Y 16 Londra PB 16 AmsterdamY 18 Brüksel Y 18 Paris Y 20 Bonn Y 22 Münih PB 21 Berlin Y 17 Budapeşte Y 26 Madrid PB 28 Viyana PB 20 Belgrad Y 22 Sofya Y 24 Roma Y 22 Atina B 28 Zürih Y 21 Moskova Y 20 Aşkabat PB 34 Taşkent B 33 Bakû Y 22 Bişkek B 28 Tiflis PB 30 Kahire B 31 Şam B 34 İstanbul Y 26 Edirne Y 29 Kocaeli B 29 Çanakkale B 28 İzmir B 32 Manisa B 34 Denizli B 34 Zonguldak B 24 Sinop B 26 Samsun B 26 Trabzon B 23 Giresun B 23 Ankara B 29 Eskişehir B 29 Konya B 29 Sıvas B 23 Antalya B 28 Adana PB 29 Mersin B 27 Diyarbakır B 31 Şanlıurfa B 34 Mardin Y 30 Siirt B 28 Hakkâri Y 24 Van Y 20 Kars Y 16 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimleri parça- lı çok bulutlu, Batı Ka- radeniz’in iç kesimleri, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Ana- dolu’nun kuzey ve do- ğusu ile Çankırı, Bat- man, Siirt, Edirne, Te- kirdağ, Kırklareli ve İs- tanbul çevreleri aralık- lı sağanak ve gök gü- rültülü sağanak yağış- lı, diğer yerler parçalı az bulutlu ve açık ge- çecek. Hava sıcaklığı batı kesimlerde 2 ila 4 derece artacak. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA CHP’nin Sol Yanı... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Clinton, Türkiye ile birlikte hareket eden Brezilya için ‘Çok ciddi anlaşmazlõğõmõz var’ dedi ABD ile İran çatlağõ büyüyor Dış Haberler Servisi - ABD ile Türkiye ve Brezilya arasõnda, İran’õn nükleer programõ konusunda baş gösteren anlaşmazlõk büyüyor. Brezilya’yõ ziyaret eden ve Rio de Janeiro’da Medeniyetler İttifakõ üçüncü zirvesine katõ- lan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tah- ran’la varõlan uranyum takasõ anlaşmasõnõ eleştirenleri “diplomatik başarıyı kıskan- makla” suçlarken ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton, Türkiye ile birlikte hareket eden Brezilya ile “çok ciddi anlaşmazlık- ları” olduğunu söyledi. Clinton diğer alanlarda Brezilya ile işbirli- ği içinde olmalarõna rağmen İran’õn nükleer programõ konusunda anlaşamadõklarõnõ söy- leyerek “İran’a zaman kazandırmanın, İran’ın nükleer programı konusunda ulus- lararası topluluktan kaçmasına olanak ta- nımanın, dünyayı daha az değil daha faz- la tehlikeli hale getireceğini düşünüyo- ruz” dedi. Clinton, İran’õn Brezilya’yõ “kul- landığı” düşüncesinde olduklarõnõ belirtti. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ise uranyum ta- kasõ mutabakatõnõn, “İran’a yönelik ulus- lararası kaygıları azaltabilecek olumlu bir adım olabileceğini” söyledi. ‘Obama mektup gönderdi’ ABD’de yayõmlanan New York Times ve Washington Times gazeteleri, ABD Başkanõ Barack Obama’nõn geçen nisan ayõnda Bre- zilya Devlet Başkanõ’na mektup yazdõğõnõ du- yurdu. New York Times, Brezilyalõ yetkililere göre mektubun, 17 Mayõs’ta Tahran’da im- zalanan uranyum takasõ anlaşmasõnõn “ze- minini hazırladığını” da yazdõ. Haberde, ABD’nin anlaşmaya karşõ çõkmasõna kõzan Brezilyalõ yetkililerin, New York Times’a, Obama’nõn gönderdiği 3 sayfalõk mektubun kopyasõnõ verdiği bildirilirken, bir Brezilya- lõ yetkilinin, “Amerikalı yetkililerin takas an- laşmasını şimdi neden reddettikleri konu- sunda şaşkınız” dediği aktarõldõ. Obama’nõn mektubunda, “İran’ın 1200 ki- loluk düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyumu başka ülkeye göndermesinin gü- ven yaratacağı ve İran’ın uranyum sto- kunu azaltarak bölgedeki gerilimi düşü- receğini”, ancak aynõ zamanda, “yaptırım yolunu izlemeye devam edeceğini açıkça belirttiği” bildirildi. DAVUTOĞLU ABD’YE GİDİYOR Washington’la ‘nükleer’ trafik BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - İran ile yapõlan takas anlaşmasõ sonrasõnda Türkiye ile ABD iplerin giderek ge- rilmesi Ankara’yõ harekete geçirdi. Türkiye’nin konuya ilişkin görüşlerini doğrudan ABD’li mu- hataplarõna iletmesi için Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu, 1 Haziran’da mevkidaşõ Hillary Clinton ile görüşmek üzere Washington’da ola- cak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanõ Barack Obama da haziran ayõ sonunda G-20 zirvesi çerçevesinde Kanada’nõn Toronto kentinde bir araya gelecek. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn üst düzey bir yetkili- sinin verdiği bilgiye göre Türkiye, Davutoğ- lu’nun ABD’li mevkidaşõ Hillary Clinton ile bir araya gelmesi yönündeki talebi önceki gün Washington yönetimine iletti. Aynõ yetkili, son dönemde gelişen sürece ilişkin olarak, “kimse birbirini anlamaz oldu. ‘Acaba gidip bizzat anlatmamõzõn faydasõ olur mu?’ diye düşün- dük. Kendi aramızda, iki bakan görüşse iyi olur diye karara vardık” dedi. Erdoğan ve Obama da görüşecek Erdoğan ile Obama’nõn 26-27 Haziran’da Ka- nada’nõn Toronto’da kentinde düzenlenecek G- 20 zirvesinde bir araya gelerek İran konusunu ele alacağõ öğrenildi. İran konusunu yüz yüze ele al- ma talebinin Obama’nõn, İran’a yaptõrõmlar ko- nusunda Erdoğan’a yazdõğõ mektupta yer aldõğõ belirtildi. Edinilen bilgilere göre, Türkiye Oba- ma’nõn bu konudaki önerisine olumlu yanõt verdi. İki liderin, “Toparlanma ve Yeni Başlangıçlar (Recovery and New Beginnings)” temasõyla G- 20 zirvesi marjõnda bir araya gelerek, İran konu- sundaki son gelişmeleri ele almasõ bekleniyor. TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ ÖCALAN ‘Çözüm için muhatap yok’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, Kürt meselesinin barõşçõl çözümü için muha- tap bulamadõğõnõ, süreci daha fazla devam et- tiremeyeceğini belirterek 31 Mayõs’tan sonra çekileceğini açõkladõ. Öcalan’õn avukatlarõyla çarşamba günü yaptõğõ görüşmenin ayrõntõla- rõ, örgüte yakõnlõğõyla bilinen Fõrat Haber Ajansõ’nda (ANF) yayõmlandõ. Öcalan, Kürt meselesinin barõşçõl çözümü için muhatap bulamadõğõnõ belirterek, “31 Mayıs’tan son- ra çekiliyorum. Bu yanlış anlaşılmasın. Ben bir savaş çağrısı değil, bir savaş falan başlatmıyorum. Benim sağlığım ve şartla- rım da ortada. Bu şekilde sürecin ne Kürt- lere ne KCK’ye ne de devlete bir faydası vardır” dedi. Bundan sonra sorumluluğun, terör örgütü PKK’nin kent yapõlanmasõ KCK, BDP ve devlette olacağõnõ ifade eden Öcalan, “Sonuçta ben buradan yönete- mem. Bayık, Karayılan, Abbas, Haydar onlar samimidirler, halkın önderliği rolü- nü üstlenmişlerdir. Artık bu ağır sorumlu- luk onlardadır. Bulunduğum şartlardan dolayı haklarında olumlu-olumsuz bir şey demek istemiyorum” diye konuştu. ŞİFRELİ MESAJLAR ÇÖZÜLDÜ PKK saldırı hazırlığında Haber Merkezi - Terör örgütü PKK’nin şifreli mesajlarõnõ çözen istihbarat birimleri örgütün 31 Mayõs gününden itibaren kanlõ saldõrõlara hazõrlandõğõnõ belirledi. İçişleri Ba- kanlõğõ ile Genelkurmay Başkanlõğõ güvenlik birimlerini uyararak, gerekli önlemlerin alõn- masõ talimatõnõ verdi. Uyarõ üzerine kõrsal ke- simde bulunan jandarma karakollarõna, özel eğitimli komandolar, zõrhlõ araçlar, topçu bir- likleri yerleştirildi. Terör örgütünün ‘fedai’ türü eylem yapabileceği belirtildi. Terör örgü- tünün büyük kentlerde de ses getirici saldõrõlar planladõğõ belirtilirken Karadeniz grubuna da eylem için talimat verildiği kaydedildi. Me- sajlarõn bir kõsmõ deşifre edilirken diğerlerini çözemlenmesi için çalõşmalar sürdürülüyor. Brezilya’da düzenlenen Medeniyetler İttifakı Üçüncü Forumu’nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İran’la imzalanan nükleer takas anlaş- masını yeterli bulmayan ABD ve Batılı ülkeleri hedef aldı. “İnsanlık tarihi sa- dece bir kesimin yürüyüşü, sadece bir topluluğun hikâyesi değildir” diyen Erdoğan, “İran’da bir nükleer silahın olmasına yönelik konuşanlara baktığı- mızda veya olmamasını isteyenlere baktığımızda hepsinde nükleer silahlar var. Hadi bu konuda konuşanlar kendi ülkelerinden nükleer silahları kaldır- sınlar ve insanlığın barışı için müjdeyi versinler. Mesele bu” dedi. (AA) Lagendijk: İran’la mutabakat yanlış bir fikirdi Dış Haberler Servisi - Avrupa Parlamentosu Dõş İlişkiler Komitesi’nin eski üyesi ve Türkiye- AB Karma Parlamento Komisyonu’nun eski Eş- başkanõ Joost Lagendijk, Türkiye ve Brezil- ya’nõn İran ile nükleer programõ konusunda mu- tabakat metni imzalarken ABD ve Avrupa ülke- leriyle koordinasyon içinde olmamasõnõ “yanlış bir fikir” olarak değerlendirdi. Dõş Politika Merkezi’nin dün İstanbul’da düzenlediği “Tür- kiye 2020: Zorluklar ve Fırsatlar” konferan- sõnda konuşan Lagendijk, İran’la mutabakat im- zalanmasõnõn “farklı platformlarda çalışmalar sürerken hatalı olduğunu” belirtti. ‘İnsanlõk sadece bir kesimin yürüyüşü değil’ AİHM’denRumlar aleyhinde karar KIBRIS’TA MÜLKİYET DAVASI LEFKOŞA (AA) - Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi Kõbrõslõ Rumlarõn eski evlerine ilişkin konut hakkõnõn Türkiye tarafõndan ihlal edildiği iddiasõyla açtõğõ davayõ sonuca bağladõ ve Rum göçmen çocuk- larõndan, KKTC’de 1974 öncesi bulunan, “ebe- veynlerinin mülklerini talep etme hakkını” or- tadan kaldõrdõ. Rum basõnõn haberler- lerine göre, AİHM’nin, Tasos Asproftas ve Ma- rianna Petrakidu isim- li Kõbrõslõ Rumlarõn 1990 yõlõnda açtõğõ davayõ dün sonuca bağladõ ve Rum göçmenlerin büyük ço- ğunluğunun, ebeveynle- rinin evlerine dair Avru- pa İnsan Haklarõ Beyan- namesi’nin 8. Madde- si’nde öngörüldüğü sa- vunulan “konut hakkı” ellerinden alõndõ. Politis gazetesine göre, AİHM, ikametgâhta hiç oturulmamõşsa ya da otu- rulma süresi kayda değer değilse, söz konusu ika- metgâhla bağlarõn 8. madde gündeme getiri- lemeyecek şekilde za- yõflamõş olduğunu belir- terek, Rum göçmenlerin ikametgâh üzerinde hak- lar talep edemeyecekle- rine karar verdi. File- leftheros gazetesi de, ka- rarõn, Rum göçmenlere atõlan “yeni bir şamar” niteliği taşõdõğõnõ yazdõ. Rum yönetimi sözcü ve- kili Titos Hristofidis, “adaletsiz” olarak nite- lediği kararõn derinle- mesine gözden geçirile- ceğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear