Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Nohut taneleri gibi çevreye dağılan
sosyalistlere, devrimcilere, sosyal
demokratlara bir önerim var:
Önce Celal Üster ve Nur Deriş’in
Türkçeleştirdikleri Marx-Engels’in
“Komünist Manifestosu”yla (Can Yayınları)
Ergin Yıldızoğlu’nun son iki yazısını
mutlaka okumalılar...
“Komünist Manifesto”yu okuyanlar elbet
vardır ama Ergin’in yazısını gözden kaçırmış
olabilirler.
Tarihe yolculuk yapalım:
İşçi sınıfı sendikal örgütlenmesini
sürdürürken kendi aralarındaki kısır
çekişmeler, öne geçme yarışı siyasal parti
olarak örgütlenmelerini hep engellemiştir.
Ancak bu engelleme, onların daha güçlü,
sağlam, daha görkemli olarak ayağa
kalkmasını sağlamıştır.
İngiltere’de 10 saatlik işgününün kabul
edildiği yasa böyle sağlandı.
Tüm bunları anlatmamın nedeni kimi
sözde sol Kemalistler, CHP’liler,
kendilerini sosyalist olarak tanımlayan
çevreler durmadan “kurusıkı” atıp, sözüm
ona solculuk yapıyorlar.
Eğer sınıfsal tahlil yaparsanız da karşınıza
dikiliyorlar:
“Biz tam bağımsız Türkiye’den yanayız!”
Bankalar, ovalar, dağlar, göller
İngilizlere, Yunanlılara, Amerikalılara,
Kanadalılara, Hollandalılara satılmış,
limanlar özelleştirilmiş...
Askerler OYAK’ı kimlere sattı?
Hollanda kökenli ING Bank’a...
Kaz Dağları’ndan Tunceli’ye; İliç’ten
Balya’ya dek çokuluslu şirketler altın
çıkarıyor.
“Tam bağımsızlık” söylemi kulağa hoş
geliyor ama iş işten çoktan geçmiş...
Ergin Yıldızoğlu, “CHP ve Yenilenme”
başlıklı iki yazı yazdı...
Bu yazılarında sosyal demokrat İngiliz
İşçi Partisi’nin dününü, bugününü irdeledi,
projenin mimarı Anthony Giddens’in
yorumlarına dayalı bilgi verip, dersler
çıkarmamıza çalıştı.
Giddens’in adını CHP’de kaç milletvekili,
PM üyesi, kaç sosyalist, ulusalcı bilir sizce?
Belki on belki on beş!
Geçen döneme kadar 18 yıl hep
muhalefette kalan İngiliz İşçi Partisi, Tony
Blair liderliğinde, büyük ölçüde Giddens’in
dünya ve siyaset analizlerinden esinlenerek
1997 seçimlerinde Muhafazakâr Parti’nin
sırtını mindere yapıştırdı.
Dayanışma, yoksullukla savaşım,
toplumdaki en kırılgan kesimleri korumak,
müdahaleci hükümet politikalarına
başvurularak yapılabilir. Bu yapılırken de
dönemin koşulları göz ardı edilmez,
uygulamalar yeniden biçimlenir.
Toplumda en büyük yıkım işsizlik ve
yoksulluktur. Kırılgan kesimler bu nedenle
takım tutar gibi partiye bağlı kalmaz.
Avrupa sosyal demokrat partilerinde sol
kanat, kendi ülkesinin ekonomik
koşullarına göre saf tutar.
Blair, Muhafazakâr Parti’yi, kırılgan
kesimlerin, emekçilerin, yoksulların oylarını
aldığı için sandığa gömdü.
İşçi Partisi 13 yıllık iktidarı süresince,
sermayeyle, bankacılarla, holdinglerle,
medyayla iç dışlı olurken geleneksel işçi
sınıfıyla ve sendikalarla ilişkilerini kopardı.
ABD’yle birlikte Irak’ı işgal etti, halkın
canına okudu, sonunda seçmenin tokadını
yedi.
Ben bu nedenle sık sık sermaye-emek
çelişkisini vurguluyor, CHP’nin geleneksel
işçi ve emekçi sınıfıyla, başta DİSK, KESK
olmak üzere sendiklarla, demokratik kitle
örgütleriyle bağ kurmasını istiyorum.
Eğer CHP’nin “sol yanı” güçlü olsaydı bu
bağ çoktan kurulur, yoksulların ve
emekçilerin çekim merkezi AKP değil,
Atatürk’ün partisi olurdu.
Ulusalcı ve Kemalist solda olduklarını
söyleyen kimi CHP’lilerin dünyayla ilişkileri
kopuk, sol siyasetin “S”sinden haberleri
yok.
Ergin Yıldızoğlu’nun değindiği gibi, CHP
kendini yenilirken, İngiliz İşçi Partisi sürecini
iyi tahlil etmeli, deneyiminden yararlanmalı;
sol yanı eksik kalınca nasıl tepetaklak
gittiklerini görmeli.
Bu Alman sosyal demokratları için de
geçerli...
Sosyal demokrasi tarih boyunca değişik
içeriklere sahip olan bir kavram. İlk önce
liberal demokrasiye alternatif olarak,
komünist anlamını da içermek üzere
biçimlendirildi.
Daha sonraları sosyal demokrasi,
sosyalist söyleme geçti. İkinci Dünya
Savaşı’nın ardından sosyalizm hedefini
terk etti, yumuşayıp kapitalist program
geliştirdi.
İngiliz İşçi Partisi 70’lerde sosyalizmden
vazgeçti, 80’lerde neoliberal oldu, yeni
sağı seçti. “3. Yol” adı altında serbest
piyasacı, küreselleşmeci modaya uyunca
işçi sınıfından giderek uzaklaşan bir akıma
dönüştü.
CHP son kurultayda “sol yanı”nı boş
bıraktı...
Güçlü bir sosyalist parti olsaydı bunu
göze alabilir miydi?
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Kılıçdaroğlu’nu sorgulamaya başladılar.
Kurultay’da işsizliğe çareyi CHP iktidarının bulaca-
ğını söyledi ya; sorgulama başladı bile: Söyle bakalım
bulduğun çareyi!
Velakin RTE’nin işsizlikle ilgili müjdesinin ne za-
man, nasıl uygulanacağını, alınacağını söylediği ön-
lemlerin kalıcı olup olmadığını sormak akıllara gelmi-
yor.
Anımsatalım: Başbakan CHP Kurultayı’na denk
düşen bir gün “İşsizlik oranı 1-2 ay içinde yüzde 10’u
yakalar, yüzde 10’un altına düşerse şaşmayın” dedi.
Yüzde 14’ler 15’lerde olan işsizliği hükümetin bir
dizi önlemle dört beş puan aşağıya çekeceğini vaat
ediyor RTE.
Bir gün manşetlerde yer aldı bu açıklama; gerisi
gelmedi.
Ekonomistler -örneğin Güngör Uras- “Demek ki
Başbakan iki ay içinde 800 bin veya 1 milyon kişiye iş
bulabileceğine inanıyor” diyor.
Oysa RTE “yazın tarım ve turizm gibi alanlarda faa-
liyetlerin hızlanmasının her yıl işsizliği düşürdüğü” ger-
çeğini sürekli çözüm gibi algılıyor.
Oysa Uras; “Rakamlar yazın RTE’nin beklentilerine
yanıt verebilir ama kalıcı çözüm için talebe bağlı sana-
yi ürünlerinin artmasının zorunlu olduğunu” söylü-
yor...
Başbakan işsizlik önlemlerine karşı çıkanlara olası
yanıtını Brezilya’dan başka bir konuya değinirken
açıkladı. İran’la nükleer takas anlaşmasına başta
ABD, Batı’dan yükselen olumsuz sesleri yanıtlarken;
“Süreci kıskanıyorlar, olay bu” dedi.
Takası dış dünyaya meydan okur gibi nasıl savun-
du ise, işsizlik önlemlerine eleştirileri “hükümetini kıs-
kananların uydurmaları” diye yorumlayabilir. Sonraları
söylediklerini söylememiş gibi davranabilir.
Örneğin takas anlaşmasının doğruluğunu savunur-
ken “Kimseden icazet almayız” demedi mi?
Dedi ama, icazet almayan RTE, Brezilya’ya bera-
berinde götürdüğü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğ-
lu’nu; apar topar Washington’a, ABD Dışişleri Bakanı
Bayan Clinton’a gönderiyor.
İran’ın avukatlığını yapmıyorum, vekâletini alma-
dım, diyor. Diyor ama, ABD’nin BM Güvenlik Konseyi
üyeleriyle anlaşarak İran’a uygulayacağı yeni yaptı-
rımların gereksizliğini savunuyor.
Dünya siyasetine nizam vereceğine, yürekleri ya-
kan kimi sorunlara çare araması gerekmiyor mu?
Zonguldak’ta maden işçilerinin ölümünü kadere
bağlayan RTE’ye ve ilgili bakana geçenlerde ülkemi-
ze gelen Güney Afrikalı bayan bakan unutulmaz bir
ders verdi.
Ülkesinde elmas arayan kırk bine yakın madende
sık görülen ölümleri asgariye indirmek için Güney Af-
rika hükümetinin aldığı önlemleri sıraladı.
Öncelikle madenlerde gerekli önlemleri almayan iş-
letmelerin faaliyetini durduruyorlar. Ancak gerekli ön-
lemleri aldığında madeni işletmeye açıyorlar.
Alınan önlemler sayesinde yılda binlerce işçi ölümü
çok düşük düzeye iniyor.
TV haberlerinde canlı yayımlanan bu haber, maden
kazalarının önlemler alınarak önemli ölçüde önlendi-
ğini kanıtlıyor.
Oysa AKP hükümeti, Başbakan; olur böyle vakalar
dercesine madenlerdeki ölümü kadere bağlıyor.
Hatta Başbakan; geçmiş hükümetler döneminde
de grizu patlamasıyla ölümler olduğunu gösteren ra-
kamlar vererek son faciayı savundu.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, Güney Afrika’daki ön-
lemlerden yararlanabileceğimizi söyledi. Bu söylem
ve Güney Afrikalı bakanın açıklamaları hükümetin
maden kazalarını önlemek için başka ülkelerdeki uy-
gulamaları araştırmak, uygun düşenleri maden ocak-
larında uygulamak gibi bir zahmette bulunmadığını
ortaya çıkarıyor.
Sao Paulo’da boynunda altın kaplamalı nişan…
konuşuyor RTE; takas anlaşmasını eleştirenleri kıs-
kançlıkla suçluyor.
Acaba maden kazalarını asgari düzeye indiren Gü-
ney Afrika’yı kıskanıyor mu?
SAYFA 29 MAYIS 2010 CUMARTESİCUMHURİYET
10 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Mayıs
Oslo Y 14
Helsinki Y 11
Stockholm Y 16
Londra PB 16
AmsterdamY 18
Brüksel Y 18
Paris Y 20
Bonn Y 22
Münih PB 21
Berlin Y 17
Budapeşte Y 26
Madrid PB 28
Viyana PB 20
Belgrad Y 22
Sofya Y 24
Roma Y 22
Atina B 28
Zürih Y 21
Moskova Y 20
Aşkabat PB 34
Taşkent B 33
Bakû Y 22
Bişkek B 28
Tiflis PB 30
Kahire B 31
Şam B 34
İstanbul Y 26
Edirne Y 29
Kocaeli B 29
Çanakkale B 28
İzmir B 32
Manisa B 34
Denizli B 34
Zonguldak B 24
Sinop B 26
Samsun B 26
Trabzon B 23
Giresun B 23
Ankara B 29
Eskişehir B 29
Konya B 29
Sıvas B 23
Antalya B 28
Adana PB 29
Mersin B 27
Diyarbakır B 31
Şanlıurfa B 34
Mardin Y 30
Siirt B 28
Hakkâri Y 24
Van Y 20
Kars Y 16
Ülkemizin kuzey ve
doğu kesimleri parça-
lı çok bulutlu, Batı Ka-
radeniz’in iç kesimleri,
Doğu Karadeniz’in iç
kesimleri, Doğu Ana-
dolu’nun kuzey ve do-
ğusu ile Çankırı, Bat-
man, Siirt, Edirne, Te-
kirdağ, Kırklareli ve İs-
tanbul çevreleri aralık-
lı sağanak ve gök gü-
rültülü sağanak yağış-
lı, diğer yerler parçalı
az bulutlu ve açık ge-
çecek. Hava sıcaklığı
batı kesimlerde 2 ila 4
derece artacak.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
CHP’nin Sol Yanı...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Clinton, Türkiye ile birlikte hareket eden Brezilya için ‘Çok ciddi anlaşmazlõğõmõz var’ dedi
ABD ile İran çatlağõ büyüyor
Dış Haberler Servisi - ABD ile Türkiye
ve Brezilya arasõnda, İran’õn nükleer programõ
konusunda baş gösteren anlaşmazlõk büyüyor.
Brezilya’yõ ziyaret eden ve Rio de Janeiro’da
Medeniyetler İttifakõ üçüncü zirvesine katõ-
lan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tah-
ran’la varõlan uranyum takasõ anlaşmasõnõ
eleştirenleri “diplomatik başarıyı kıskan-
makla” suçlarken ABD Dõşişleri Bakanõ
Hillary Clinton, Türkiye ile birlikte hareket
eden Brezilya ile “çok ciddi anlaşmazlık-
ları” olduğunu söyledi.
Clinton diğer alanlarda Brezilya ile işbirli-
ği içinde olmalarõna rağmen İran’õn nükleer
programõ konusunda anlaşamadõklarõnõ söy-
leyerek “İran’a zaman kazandırmanın,
İran’ın nükleer programı konusunda ulus-
lararası topluluktan kaçmasına olanak ta-
nımanın, dünyayı daha az değil daha faz-
la tehlikeli hale getireceğini düşünüyo-
ruz” dedi. Clinton, İran’õn Brezilya’yõ “kul-
landığı” düşüncesinde olduklarõnõ belirtti. BM
Genel Sekreteri Ban Ki-mun ise uranyum ta-
kasõ mutabakatõnõn, “İran’a yönelik ulus-
lararası kaygıları azaltabilecek olumlu bir
adım olabileceğini” söyledi.
‘Obama mektup gönderdi’
ABD’de yayõmlanan New York Times ve
Washington Times gazeteleri, ABD Başkanõ
Barack Obama’nõn geçen nisan ayõnda Bre-
zilya Devlet Başkanõ’na mektup yazdõğõnõ du-
yurdu. New York Times, Brezilyalõ yetkililere
göre mektubun, 17 Mayõs’ta Tahran’da im-
zalanan uranyum takasõ anlaşmasõnõn “ze-
minini hazırladığını” da yazdõ. Haberde,
ABD’nin anlaşmaya karşõ çõkmasõna kõzan
Brezilyalõ yetkililerin, New York Times’a,
Obama’nõn gönderdiği 3 sayfalõk mektubun
kopyasõnõ verdiği bildirilirken, bir Brezilya-
lõ yetkilinin, “Amerikalı yetkililerin takas an-
laşmasını şimdi neden reddettikleri konu-
sunda şaşkınız” dediği aktarõldõ.
Obama’nõn mektubunda, “İran’ın 1200 ki-
loluk düşük düzeyde zenginleştirilmiş
uranyumu başka ülkeye göndermesinin gü-
ven yaratacağı ve İran’ın uranyum sto-
kunu azaltarak bölgedeki gerilimi düşü-
receğini”, ancak aynõ zamanda, “yaptırım
yolunu izlemeye devam edeceğini açıkça
belirttiği” bildirildi.
DAVUTOĞLU ABD’YE GİDİYOR
Washington’la
‘nükleer’ trafik
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - İran ile yapõlan takas anlaşmasõ
sonrasõnda Türkiye ile ABD iplerin giderek ge-
rilmesi Ankara’yõ harekete geçirdi. Türkiye’nin
konuya ilişkin görüşlerini doğrudan ABD’li mu-
hataplarõna iletmesi için Dõşişleri Bakanõ Ahmet
Davutoğlu, 1 Haziran’da mevkidaşõ Hillary
Clinton ile görüşmek üzere Washington’da ola-
cak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD
Başkanõ Barack Obama da haziran ayõ sonunda
G-20 zirvesi çerçevesinde Kanada’nõn Toronto
kentinde bir araya gelecek.
Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn üst düzey bir yetkili-
sinin verdiği bilgiye göre Türkiye, Davutoğ-
lu’nun ABD’li mevkidaşõ Hillary Clinton ile
bir araya gelmesi yönündeki talebi önceki gün
Washington yönetimine iletti. Aynõ yetkili, son
dönemde gelişen sürece ilişkin olarak, “kimse
birbirini anlamaz oldu. ‘Acaba gidip bizzat
anlatmamõzõn faydasõ olur mu?’ diye düşün-
dük. Kendi aramızda, iki bakan görüşse iyi
olur diye karara vardık” dedi.
Erdoğan ve Obama da görüşecek
Erdoğan ile Obama’nõn 26-27 Haziran’da Ka-
nada’nõn Toronto’da kentinde düzenlenecek G-
20 zirvesinde bir araya gelerek İran konusunu ele
alacağõ öğrenildi. İran konusunu yüz yüze ele al-
ma talebinin Obama’nõn, İran’a yaptõrõmlar ko-
nusunda Erdoğan’a yazdõğõ mektupta yer aldõğõ
belirtildi. Edinilen bilgilere göre, Türkiye Oba-
ma’nõn bu konudaki önerisine olumlu yanõt verdi.
İki liderin, “Toparlanma ve Yeni Başlangıçlar
(Recovery and New Beginnings)” temasõyla G-
20 zirvesi marjõnda bir araya gelerek, İran konu-
sundaki son gelişmeleri ele almasõ bekleniyor.
TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ ÖCALAN
‘Çözüm için
muhatap yok’
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan,
Kürt meselesinin barõşçõl çözümü için muha-
tap bulamadõğõnõ, süreci daha fazla devam et-
tiremeyeceğini belirterek 31 Mayõs’tan sonra
çekileceğini açõkladõ. Öcalan’õn avukatlarõyla
çarşamba günü yaptõğõ görüşmenin ayrõntõla-
rõ, örgüte yakõnlõğõyla bilinen Fõrat Haber
Ajansõ’nda (ANF) yayõmlandõ. Öcalan, Kürt
meselesinin barõşçõl çözümü için muhatap
bulamadõğõnõ belirterek, “31 Mayıs’tan son-
ra çekiliyorum. Bu yanlış anlaşılmasın.
Ben bir savaş çağrısı değil, bir savaş falan
başlatmıyorum. Benim sağlığım ve şartla-
rım da ortada. Bu şekilde sürecin ne Kürt-
lere ne KCK’ye ne de devlete bir faydası
vardır” dedi. Bundan sonra sorumluluğun,
terör örgütü PKK’nin kent yapõlanmasõ
KCK, BDP ve devlette olacağõnõ ifade eden
Öcalan, “Sonuçta ben buradan yönete-
mem. Bayık, Karayılan, Abbas, Haydar
onlar samimidirler, halkın önderliği rolü-
nü üstlenmişlerdir. Artık bu ağır sorumlu-
luk onlardadır. Bulunduğum şartlardan
dolayı haklarında olumlu-olumsuz bir şey
demek istemiyorum” diye konuştu.
ŞİFRELİ MESAJLAR ÇÖZÜLDÜ
PKK saldırı
hazırlığında
Haber Merkezi - Terör örgütü PKK’nin
şifreli mesajlarõnõ çözen istihbarat birimleri
örgütün 31 Mayõs gününden itibaren kanlõ
saldõrõlara hazõrlandõğõnõ belirledi. İçişleri Ba-
kanlõğõ ile Genelkurmay Başkanlõğõ güvenlik
birimlerini uyararak, gerekli önlemlerin alõn-
masõ talimatõnõ verdi. Uyarõ üzerine kõrsal ke-
simde bulunan jandarma karakollarõna, özel
eğitimli komandolar, zõrhlõ araçlar, topçu bir-
likleri yerleştirildi. Terör örgütünün ‘fedai’
türü eylem yapabileceği belirtildi. Terör örgü-
tünün büyük kentlerde de ses getirici saldõrõlar
planladõğõ belirtilirken Karadeniz grubuna da
eylem için talimat verildiği kaydedildi. Me-
sajlarõn bir kõsmõ deşifre edilirken diğerlerini
çözemlenmesi için çalõşmalar sürdürülüyor.
Brezilya’da düzenlenen Medeniyetler
İttifakı Üçüncü Forumu’nda konuşan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
İran’la imzalanan nükleer takas anlaş-
masını yeterli bulmayan ABD ve Batılı
ülkeleri hedef aldı. “İnsanlık tarihi sa-
dece bir kesimin yürüyüşü, sadece bir
topluluğun hikâyesi değildir” diyen
Erdoğan, “İran’da bir nükleer silahın
olmasına yönelik konuşanlara baktığı-
mızda veya olmamasını isteyenlere
baktığımızda hepsinde nükleer silahlar
var. Hadi bu konuda konuşanlar kendi
ülkelerinden nükleer silahları kaldır-
sınlar ve insanlığın barışı için müjdeyi
versinler. Mesele bu” dedi. (AA)
Lagendijk:
İran’la
mutabakat
yanlış bir
fikirdi
Dış Haberler Servisi - Avrupa Parlamentosu
Dõş İlişkiler Komitesi’nin eski üyesi ve Türkiye-
AB Karma Parlamento Komisyonu’nun eski Eş-
başkanõ Joost Lagendijk, Türkiye ve Brezil-
ya’nõn İran ile nükleer programõ konusunda mu-
tabakat metni imzalarken ABD ve Avrupa ülke-
leriyle koordinasyon içinde olmamasõnõ “yanlış
bir fikir” olarak değerlendirdi. Dõş Politika
Merkezi’nin dün İstanbul’da düzenlediği “Tür-
kiye 2020: Zorluklar ve Fırsatlar” konferan-
sõnda konuşan Lagendijk, İran’la mutabakat im-
zalanmasõnõn “farklı platformlarda çalışmalar
sürerken hatalı olduğunu” belirtti.
‘İnsanlõk sadece bir kesimin yürüyüşü değil’
AİHM’denRumlar
aleyhinde karar
KIBRIS’TA MÜLKİYET DAVASI
LEFKOŞA (AA) -
Avrupa İnsan Haklarõ
Mahkemesi Kõbrõslõ
Rumlarõn eski evlerine
ilişkin konut hakkõnõn
Türkiye tarafõndan ihlal
edildiği iddiasõyla açtõğõ
davayõ sonuca bağladõ
ve Rum göçmen çocuk-
larõndan, KKTC’de 1974
öncesi bulunan, “ebe-
veynlerinin mülklerini
talep etme hakkını” or-
tadan kaldõrdõ.
Rum basõnõn haberler-
lerine göre, AİHM’nin,
Tasos Asproftas ve Ma-
rianna Petrakidu isim-
li Kõbrõslõ Rumlarõn 1990
yõlõnda açtõğõ davayõ dün
sonuca bağladõ ve Rum
göçmenlerin büyük ço-
ğunluğunun, ebeveynle-
rinin evlerine dair Avru-
pa İnsan Haklarõ Beyan-
namesi’nin 8. Madde-
si’nde öngörüldüğü sa-
vunulan “konut hakkı”
ellerinden alõndõ.
Politis gazetesine göre,
AİHM, ikametgâhta hiç
oturulmamõşsa ya da otu-
rulma süresi kayda değer
değilse, söz konusu ika-
metgâhla bağlarõn 8.
madde gündeme getiri-
lemeyecek şekilde za-
yõflamõş olduğunu belir-
terek, Rum göçmenlerin
ikametgâh üzerinde hak-
lar talep edemeyecekle-
rine karar verdi. File-
leftheros gazetesi de, ka-
rarõn, Rum göçmenlere
atõlan “yeni bir şamar”
niteliği taşõdõğõnõ yazdõ.
Rum yönetimi sözcü ve-
kili Titos Hristofidis,
“adaletsiz” olarak nite-
lediği kararõn derinle-
mesine gözden geçirile-
ceğini söyledi.