23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA 24 MAYIS 2010 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Mayıs Oslo Y 18 Helsinki ?Y 17 Stockholm B 16 Londra B 25 AmsterdamB 19 Brüksel PB 23 Paris PB 26 Bonn Y 22 Münih Y 20 Berlin Y 19 Budapeşte B 24 Madrid B 28 Viyana B 24 Belgrad Y 24 Sofya Y 20 Roma Y 21 Atina B 23 Zürih PB 25 Moskova Y 20 Aşkabat PB 21 Taşkent PB 32 Bakû Y 20 Bişkek B 26 Tiflis Y 25 Kahire B 27 Şam PB 29 İstanbul PB 22 Edirne Y 23 Kocaeli PB 24 Çanakkale PB 22 İzmir PB 26 Manisa PB 27 Denizli PB 26 Zonguldak PB 21 Sinop PB 19 Samsun Y 22 Trabzon Y 18 Giresun Y 17 Ankara PB 21 Eskişehir PB 21 Konya PB 23 Sıvas Y 17 Antalya PB 27 Adana Y 27 Mersin Y 26 Diyarbakır Y 26 Şanlıurfa B 28 Mardin B 22 Siirt Y 23 Hakkâri Y 18 Van Y 17 Kars Y 16 Ülkemiz geneli par- çalı ve çok bulutlu, Or- ta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun doğu- su, Doğu Akdeniz, Do- ğu Anadolu, Güney- doğu Anadolu’nun ku- zeyi ile Gaziantep, Ki- lis, Edirne, Kırklareli çevreleri aralıklı sağa- nak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçe- cek. Hava sıcaklığı, iç ve batı bölgelerden başlayarak, salı günü ülkemiz genelinde 3 ila 5 derece artacak. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Kılıçdaroğlu’nun bu sorunların çözümünü sağlayacak ne türden önlemler alacağını, projeler ürettiğini Kurultay’da açıklayamaması eleştirilebilir, hatta genel başkanlığı o kadar ani oldu ki hazırlıksız yakalandı diye bir mazeret de öne sürülebilir… …ama RTE gibi, bu sorunlarda başarı sağlayamayacağını daha ilk günden ilan etmek abartılı bir davranış değil midir? RTE eleştiriye tahammül edemedi. AKP’yi eleştirenlere karşı her türlü yaptırımı uyguladı. Partide de, devlette de tek kişi diktasını oluşturdu. Kılıçdaroğlu “her eleştiriden yararlanacağını” söyledi. Partiyi tek kişinin değil, bir kadronun yöneteceğini vaat etti. Eleştiriden sakınmadığını, hatta (zaman gösterecek) yararlanacağını temel bir ilke olarak açıkladığına göre: Halka doğru sıra sıra vaatler açıklarken: Ermeni, Kürt, Kuzey Irak, Patrikhane gibi ulusal dış sorunlara (laik, demokratik Türkiye’nin savunucusu olacağından söz etmemesi gibi) hiç değinmemesi iktidara aday olduğunu ilan eden CHP gibi bir partinin genel başkanı için bir eksiklik değil mi? Avrupa Birliği’ne temas ederken “Ya tarih versinler, ya da…” biçimindeki saptaması RTE’nin aylardır dilinden düşmeyen bir vurgulama. Bizden AB standartlarına uygun anayasa isteyen, ama bizden istediği AB ölçeklerini Avrupa’nın uygulamadığını söylemesi, AB karşıtı bir politika izleyeceğini mi gösteriyor? Kürt açılımında sessiz. Terörü bertaraf etmenin yollarına değindi. Kurultay konuşmasında “Güneydoğu’da ve Doğu’da yatırım yapana sıfır faizli kredi vereceğiz” diyor. Kurultay’dan bir gün önce Sözcü gazetesinde yayımlanan demecinde: “İnsanların karnı doyarsa terör biter” diyordu. Kurultay’daki konuşması ile gazetede çıkan sözleri bir araya getirilince; Kılıçdaroğlu’nun terörü silahla değil ekonomik önlemlerle… Daha açık değerlendirmeyle işsizliğe son vererek, insanların karnını doyurarak çözümlemeyi planladığı akla geliyor. Kılıçdaroğlu herhalde o bölgelere yatırım yapmaya heves edemeyenlerin, o bölgelere gitmemesindeki başlıca nedenin güven noksanlığı olduğunu biliyor olmalı. Sıfır faiz yatırımcı için elbette iştah açıcı bir öğe ama… Ya sürüp giden terör korkusu? Kılıçdaroğlu partide barış istiyor. Ne ki çarşaf listeden kaçınarak blok listeye ağırlık verdi. Genel başkan üzerinde tam bir mutabakat sergileyen delegeler parti meclisi listesine sıra gelince bölündü. Evet Kılıçdaroğlu büyük bir zafer kazandı. Fakat asıl zafer Önder Sav’ın. Zira Sav; daha önceki Kurultay’da kabul edilen, 33. Kurultay’da yürürlüğe girmesi beklenen ve.. genel sekreterin yetkilerini kâtiplik derecesine indiren tüzük değişikliğine karşı idi. Baykal’ın iradesini kıramadı. Sav, “duygularının üstüne çıkarak aklıyla mı karar verdi” yoksa daha çok kendi hesabına kişisel yetkisini korumak için mi Kılıçdaroğlu’nu destekledi? Aklını kendi hesabına kullandı. Genel sekreterlik görevini düz bir yönetici üyeliğine dönüştüren uygulamayı Kurultay’ın ilk günü o heyecan, esen rüzgâr arasında bir önerge ile bir buçuk dakikada yürürlükten kaldırttı. Medyadaki şakşaklara gelince: Kılıçdaroğlu’na Yılmaz Özdil’in dünkü Hürriyet’teki yazısını ve bu yazıdaki medya ile ilgili şu birkaç satırı okumasını salık verelim: “Adı lazım değil, bir televizyon spikeri, altı saat ‘Şahane, muhteşem’ dedi. Mikrofonun kapalı olduğunu zannettiği sırada ‘kepazelik’ deyiverdi. Bu detay, Kılıçdaroğlu’nu alkışlayan goygoycu basınımızın ilk fırsatta ne yapacağının da kanıtıydı adeta...” Necati Doğru’nun Sözcü’deki “Timsahlar Kemal’i Sardı” başlıklı ilginç yazısındaki şu bir iki satıra ne dersiniz: “Baykal’ın partiden attığı küskünler; dünkü Kurultay’ı ‘Kasetli kral öldü yaşasın yeni Gandi Kemal’ havasına soktular. Halk yeni yüz istiyor. Eskiler Kemal’i sardı… Zaman çok kısa. Yol çok uzun. Şartlar çetin. Arkada aç timsahlar. Kemal ağaca çıkmak zorunda.” ABDULLAH ÖCALAN BDP LİDERİ DEMİRTAŞ Kıbrıs modeliyle tehdit DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütü PKK lide- ri Abdullah Öcalan, Kürt sorunu- nu çözümünde kendisinin çekil- mesi halinde PKK’nin kent yapõ- lanmasõ olan KCK’nin şehir mer- kezlerinde eylemler yapabileceğini belirterek, “İşte dünyada bunun çok örneği var. Abhazya, Kosova, Çeçenistan örnekleri var. Uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye’nin de çok iyi bildiği Kuzey Kıbrıs ör- neği var” dedi. Öcalan, PKK’nin si- lah bõrakmasõ konusunun da BDP’yi aştõğõnõ, bu konuda PKK’nin kent yapõlanmasõ KCK’nin devreye gi- rebileceğini söyledi. Öcalan’õn avukatlarõyla yaptõğõ görüşmenin ayrõntõlarõ, terör örgü- tüne yakõnlõğõyla bilinen Fõrat Ha- ber Ajansõ’nda yayõmlandõ. PKK’lilerin silah bõrakmasõ ko- nusunun BDP’yi aştõğõnõ ifade eden Abdullah Öcalan, “ On binlerce ki- şinin siyasi-sosyal yaşama nasıl dönecekleri belli değil. Bütün bunların adım adım konuşularak çözümlenmesi lazım. Bütün bun- lar kiminle konuşulacak? Bura- da KCK devreye girmelidir. On- larda bana soracak, bana baka- caklardır. Böyle olmadan kalıcı bir çözüm olmaz” dedi. Daha önceki açõklamasõnda 31 Mayõs’a kadar gelişme olmazsa geri çekileceğini söyleyen Öcalan, bu durumda üç olumsuzluk ortaya çõkabileceğini belirtti. Öcalan şun- larõ söyledi: “Birincisi, devlet PKK’ye ağır saldırılarla yenilgi olmazsa bile ciddi kayıplar ver- direbilir. İkinci seçenek ise KCK ortaya çıkarak sorumluluk üst- lenebilir. ‘Siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel her açõdan halkõmõzõn so- rumluluğunu üstleniyoruz, demo- kratik özerkliği ilan ediyoruz’ di- yebilirler. İşte dünyada bunun çok örneği var. Abhazya, Kosova, Çeçenistan örnekleri var. Uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye’nin de çok iyi bildiği Kuzey Kıbrıs ör- neği var. Üçüncü olarak da savaş devam eder, bir dengede sürer. Devlet içinde de PKK içinde de bazı çeteler türeyebilir.” El Kaide iddianamesi kabul edildi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Emekli savcõ M.S.Ç’nin de aralarõnda bu- lunduğu 4’ü tutuklu 16 sanõklõ El Kaide davasõna ilişkin iddianame, Diyarbakõr 6. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan kabul edildi. İddianamede, El Kaide yanlõsõ radi- kal “Molla Muhammed” lakaplõ Mehmet Doğan liderliğindeki grubun, Diyarba- kõr’da emekli savcõ M.S.Ç. öncülüğünde faaliyet yürüttüğüne dikkat çekildi. ‘Barış heyeti gönderin’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Barõş ve Demokrasi Par- tisi’nin (BDP), Hakkâri’nin Yük- sekova ilçesinde düzenlediği “can- lı kalkan” eyleminde konuşan BDP Genel Başkanõ Selahattin Demir- taş “Kandil’e savaş uçağı yerine barış heyeti gönderin” dedi. BDP İlçe Başkanlõğõ önünde top- lanan, aralarõnda BDP Genel Baş- kanõ Selahattin Demirtaş, BDP mil- letvekilleri Özdal Üçer, Fatma Kurtulan, Nezir Karabaş, Hamit Geylani, kapatõlan DTP’nin siyasi yasaklõ milletvekili Aysel Tuğluk, Barõş ve Demokratik Çözüm Gru- bu üyeleri, BDP MYK üyelerinin bulunduğu eylemciler kortej halin- de askeri havaalanõna doğru yürü- yüşe geçti. Askeri havaalanõ önün- de konuşan Demirtaş şöyle dedi: “Kandil’e savaş uçaklarınızı, askeri birlikleri değil, barış he- yetleri gönderin. Biz BDP olarak da kalıcı barış için Kandil’e git- meye hazırız. Eğer Başbakan bu savaşı durdurup adım atmazsa kendi partisi de ‘Kürt sorunu yok- tur’ diyen CHP gibi bu bölgede ta- bela dahi bulamayacaktır. Baykal gibi emekliye ayrılıp Antal- ya’larda tatil yapacaktır.” Kõlõçdaroğlu, kurultay konuşmasõnõn ardõndan kendisine yönelik eleştirilere yanõt verdi CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç- daroğlu’nun kurultay konuşmasõnõn ardõndan laiklik, türban, AB, Kürt so- runu ve iş dünyasõna bakõşõ konula- rõnda soru işaretleri ortaya çõkmõştõ. Kõlõçdaroğlu’nun dün PM listesini açõklamasõndan sonra da bu sorulara yönetimdeki “ulusalcı-liberal-sol” dengesiyle ilgili yenileri eklendi. Kõ- lõçdaroğlu bu konularda Cumhuri- yet’in sorularõna şu yanõtlarõ verdi: Konuşmanızda “laiklik” vurgu- sunun yer almadığı, bu konuya girmediğiniz eleştirileri yapılıyor... ? Bir kurultayda tüm kesimlere mesaj vermenin zorluğunu tahmin edersiniz. Mesaj vereceğiniz kesim- lerden bir kõsmõnõn entelektüel düzeyi yüksek. Bir kõsmõnõn farklõ beklen- tileri var. Ama biz o kurultayda doğ- rudan yurttaşa seslenmek zorundayõz. Halk, sorunlarõna bizim yaklaşõmõ- mõzõ görmek istiyor. Dolayõsõyla ge- niş halk kesimlerine seslenen bir ifade kullanmayõ doğru bulduk... Laiklik konusunun aslõnda CHP ku- rultayõnda tartõşõlmasõ ve dile geti- rilmesi bile bana göre gereksiz. ‘Laiklik tavrımız çok net’ Çünkü bu konuda CHP’nin tavrõ çok açõk, net. Laiklik, çağdaşlaşma- dõr. Laiklik, toplumu bir arada tutan temel yargõlardan bir tanesidir. De- mokrasi, ancak laiklik temeli üzerin- de yükselir. Buna özel vurgu yapmak ya da özel ifade kullanmayõ aklõmdan geçirmedim. Nasõlsa CHP’nin var olan politikalarõ yõllardõr dillendirili- yor. Halka dönük politikalarõn üze- rinde durulmasõnõn ve vurgulanma- sõnõn daha doğru olacağõnõ düşündüm. “Kürt sorunu” ifadesini kul- lanmadığınız ve soruna sadece ekonomik açıdan baktığınız eleş- tirileri yapıldı... ? Orada nelerin yapõlmasõ gerek- tiğini, bir barõş olmasõ gerektiğini, ba- rõş rüzgârlarõ esmesini ifade ettim. Devletin oraya yatõrõm yapmasõ ge- rektiğini, faizsiz kredi verileceğini, Et Balõk Kurumu’nun canlandõrõlacağõ- nõ, hayvancõlõğõn geliştirileceğini söyledim. Ben, etnik, mezhepsel, dinsel kimliklere dayalõ politika yap- mayacağõmõ baştan beri yineliyo- rum. Kimse anne babasõnõ seçme hakkõna sahip değildir. Etnik kimli- ği siyasetin odağõna koyarsanõz, 19. yüzyõl politikalarõna geri dönmüş olursunuz. Bizim düşündüğümüz in- sandõr ve insanõn yaşadõğõ sorunlar- dõr, demokrasidir, temel hak ve öz- gürlüklerdir. Bu bölgede adeta terö- rü besleyen ekonomik politikalarõ vurguladõm. Önce insanlarõn karnõnõn doymasõ lazõm, karnõnõn doymadõğõ yerde insanlar ne yapacak? Çaresiz- lik olacak, umutsuzluk olacak. ‘Etnik kimlik sorun çözmez’ Çaresizliği umuda dönüştürmek la- zõm. Etnik kimlikten yola çõkarak si- yaset doğru değil. İnsanlarõn kendi kültürel haklarõ vardõr, onlarõn ve- rilmesinden elbette yanayõm. Kendi dillerini kullanabilmeliler... Yani bunda sadece toplumun önemli ke- simini oluşturan Kürtler için değil, di- ğer kimlikler de var. Ama etnik kimliğin 21. yüzyõlda siyaset mal- zemesi yapõlmasõnõ doğru bulmuyo- rum. Etnik kimliğe kilitlenirsek ül- kenin sorunlarõnõ çözemeyiz. İşsiz in- sanõn etnik kimliğine mi bakõp so- runlarõnõ çözeceğiz? Bu halkõn ön- celikleri var. Öncelik işsizliktir, aç- lõktõr. Bunlar varken başka şeylere ki- litlenmek doğru bir siyaset değildir. ‘DEĞİŞİM SÜRECE BAĞLI’ Listeniz tartışma yarattı. Liberal isimlerin öne çıktığı eleştirilerini yapanlar var... ? Çok liberal olduğu kanõsõnda değilim. Ulu- salcõ ya da ulusalcõ değil gibi bir ayrõm doğ- rusu aklõmõzõn ucundan bile geçmedi. Arzu ettiğiniz gençleşmeyi, değişimi sağla- yamadınız sanırım... ? 4 günlük süreçte ne yapabilirsiniz? Değişim sürece bağlõdõr. Bugün düğmeye basõp ertesi gün değişim mümkün olmuyor. Dolayõsõyla süreç için- de hem demokratikleşmeyi, hem de gençleşme- yi sağlayacağõz. Kadõn kollarõ da güçlenecek. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER ‘Halkõn önceliği açlõk’ AKP’nin çifte standardõnõ gösterdim Hedefim hesabõnõ veremeyenler Havuzlu villalar eleştirileriyle sermayeyi ürküttüğünüz söyle- niyor... ? Ben iş dünyasõnõ kesinlikle destekleyen mesajlar verdiğimi sa- nõyorum. Üreten Türkiye’yi vurgu- ladõm. Birkaç kez vurguladõm bu- nu. Hatta Atatürk’ün sözünü vur- guladõm. Üretmeyen, yorulmayan ülkeler önce haysiyetlerini, sonra özgürlüklerini kaybederler... Onunla başladõm sözlerime. Sana- yici üretecek, çiftçi üretecek. Tür- kiye’de otobüs üretilirken, yurtdõ- şõndan otobüs almanõn sakõncalarõ- nõ anlattõm. Havuzlu villalar der- ken, ben orada Başbakan’õ kastet- tim. Alõn teriyle kazanõlmõş bir pa- ranõn kaynağõ zaten sorulmaz. O farklõ bir şey. Biz, mal varlõğõnõn hesabõnõ veremeyen siyasetçinin oturduğu villayõ söylüyoruz. İşa- damlarõna karşõ hiçbir sorunumuz yok, onlara sadece saygõmõz olabi- lir. Hatta onlarõn önündeki bütün engelleri kaldõracağõz, onlarõn daha da güçlenmelerini sağlayacağõz. İş çevrelerini ürkütmek değil amacõ- mõz. Tam tersine daha fazla üretip istihdam yaratmasõnõ sağlayacak politikalarõ üretmek zorundayõz. Konuşmanızın ana hedefi AKP tabanına ulaşmak mıydı? ? Elbette biz hem partililere, hem de partili olmayan yurttaşlarõ- mõza da mesaj vermek zorundayõz. O nedenle zaten “hiç kimseyi öte- kileştirmeyeceğiz” dedim. O ne- denle bütün yurtsever insanlara seslendim, sokaktaki işçiye, simit- çiye, emekliye, köylüye seslen- dim. Hepsine, “CHP’ye oy verme zamanıdır” diye seslendim. “Türban” yerine “başörtü- sü” sözcüğünü kullanmanız da eleştirildi... ? O insanlarõn tamamõ sigortasõz çalõşõyor, o atölyelerde. AKP’nin çifte standardõnõ ortaya koymak için söyledim. Bizi dinleyen o kõz- larõmõz sanõrõm gerçeği görecekler- dir. CHP’nin emeğe saygõlõ oldu- ğunu, onlarõn inançlarõna saygõ duyduğumuzu ama bu inançlarõ sö- mürüp haklarõnõ ellerinden alan yö- netime de karşõ olmalarõ gerektiği- ni söyledim. Türban konusuna gir- medim çünkü ben bu tür konulara, bir olayõ getirip siyasete malzeme etmenin doğru olmadõğõnõ düşünü- yorum. İnsanlarõn asõl sorunlarõ farklõ, o sorunlara girmemiz lazõm. Yarõn Zonguldak seferi var Dış politikaya yeterince değinmediğiniz eleştirilerini nasıl karşılı- yorsunuz? ? Geniş kitlelerin ilgisini çeken bir alan değil. İki temel konuya değin- dim, AB ve Kõbrõs. AB’nin Türkiye’ye uyguladõğõ çifte standardõ eleştir- dim hatta biraz ağõr kaçtõ bile. Bize dayatõlan anayasa değişikliğini des- tekliyorlar, o zaman kendi ülkelerinde uygulasõnlar da bakalõm. AB’nin hu- kukunu, etik kurallarõnõ bizi üye yapsalar da yapmasalar da almayõ hedef- liyoruz. Bir saat 15 dakika konuşuyorsun, çok konu var. Belki bundan son- raki konuşmalarõmõzda değiniriz birçok soruna. İlk icraatınız ne olacak? ? Zonguldak’a gideceğim. Salõ, çarşamba Zonguldak seferi var. İşçi değil ‘köle’! Kõzõlõrmak, maden ocaklarõnda yaşananlara dikkat çekti MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - Zonguldak Gelik’teki maden fa- ciasõ ile bir kez daha gündeme gelen “taşeronlaş- tırma” nedeniyle işçiler ocaklarda “köle” gibi çalõştõrõlõyor. Dev-Maden Sen Örgütlenme Dairesi Uzmanõ Yılmaz Kızılırmak, taşeron tarafõndan işletilen ocaklarda yaşananlara dikkat çekerken, yerin metrelerce altõnda yaşananlarõ da gözler önüne serdi. Taşeron uygulamasõnõn özel sektör maden işletmelerince yaygõn olarak uygulandõğõna işa- ret eden Kõzõlõrmak, işverenlerin çoğu kez dõşa- rõdan bir şirketi taşeron olarak kullanmak yerine kendisine ait şirketlerle, ek bir maliyet oluştur- mayan yanõnda çalõştõrdõğõ “madenci çavuşları- nı” taşeron olarak gösterdiğini belirtti. Kõzõlõr- mak, özel sektör ocaklarõndaki uygulamalarõ şöyle sõraladõ: ? Her taşeronda 30’dan az işçi çalõştõğõndan, bu işçiler yasa gereği iş güvencesinden yararla- namamaktadõr. ? Her taşeronda 50’den az işçi çalõşmasõ nede- niyle İşyerinde İş Sağlõğõ ve Güvenliği Kurulu zorunlu olmamaktadõr. ? Ocaklarda meydana gelen iş kazalarõnda ta- şeron muhatap alõnarak asõl işveren sorumluluk- tan kurtulmaktadõr. ? İşçilerin sendikal hak ve özgürlükleri böl, parçala ve yönet anlayõşõyla engellenmektedir. Devrimci İşçi Hareketi’den bir grup, Zon- guldak’ta 30 maden işçisinin yaşamını yi- tirmesinin ardından AKP hükümetinin olayla ilgili yaptığı açıklamaları protesto etti. Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen grup, ellerinde, “Kader değil katliam” pankartı taşıdı. (NİHAN İNAL) AKP’ye ‘kader’ tepkisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear