29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Yaygın bir inanışa göre, 1 Mayıs günü sabah yataklarından kalkıp yüzünü çiğle yıkayanlar güzelleşirmiş... Ben inanışı yıllar önce, İlhan Selçuk’un yazdığı bir yazıdan öğrenmiştim... Bugün 1 Mayıs... Ben bu sabah yüzümü çiğle yıkayacağım! Yıllardır 1 Mayıs’ı ve Nevruz’u bir sorun olarak algılattılar topluma... Avrupa’da 1 Mayıs kutlamaları ortaçağda başladı. Hıristiyanlıktan önce yerleşik bir töreye dönüşüp Güney Amerika’dan Asya’ya dek her yere yayıldı. Nevruz bahar bayramıdır. Eski takvimlere göre yılın ilk günüdür. Geceyle gündüzün eşitlendiği 21-22 Mart törenlerle karşılanır. Halk edebiyatımızda “nevruziye” diye anılan güzellemelerden geçilmez. Demokrasi kavramı nedir? Sermaye ve emek güçleri arasında, ulusal gelirin paylaşımı tartışmasına kapılarını sonuna değin açan rejimin adıdır. 2010 Türkiye’sinde ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlara sınıfsal temelden bakmak, ulusalcı olmak, AKP iktidarı sözcülerince şöyle değerlendiriliyor: “Anayasa değişikliğine karşı çıkanlar ulusalcı Ergenekoncudur. Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) ulusalcılarla ve Ergenekoncularla işbirliği yapmasın.” Türkiye’yi yönetenler ulusalcılığı, yurtseverliği, devrimciliği, solculuğu “terörist örgüt” olarak görüyor... Ulusalcılık yurtseverliktir, sınıfsal temele dayalı politikaları benimser.... Ulusalcılar yani yurtseverler bir ülkenin dağlarının, ovalarının, ırmaklarının, koylarının, büklerinin “özelleştirme” adıyla çokuluslu şirketlere peşkeş çekilmesine, “çokuluslu altın avcıları”nın yasal işgallerine karşı tavır koyarlar. Amerikan İşçi Federasyonu, sekiz saatlik işgününü işverene dayatmak için 1 Mayıs 1886’da genel grev ilan etmişti. Chicago’da bu yüzden polisle işçiler çatıştı; tutuklanan sekiz işçiden dördü ölüm cezasına çarptırıldı. Amerikan İşçi Federasyonu, 1 Mayıs’ı gösteri günü olarak benimsedi. 1889’da İkinci Enternasyonal, bu kararın uluslararası düzeyde uygulanmasını onayladı... 1989 1 Mayıs’ın da Erdal İnönü başkanlığındaki SHP heyetiyle Çin’de Pekin’deydim... Geziye katılan gazeteci arkadaşlarımdan Osman Aralot’la birlikte Tienenman Alanı’nda üniversiteli gençlerle yürüdük. Çinli gençlerle birlikte “enternasyonal”i söyledik hep birlikte... Çin’den ayrılıp, İstanbul’a döndüğümüz gün Pekin’in Tienenman Alanı kana bulandı, onlarca genç öldü, yüzlerce genç yaralandı... Kanlı 1977 1 Mayıs’ında Taksim Alanı’ndaydık Şükran Soner’le birlikte... Otellere yerleştirilen CIA ajanları ve “derin devlet” Taksim’i kana buladı, onlarca emekçi yaşamını yitirdi. 12 Eylül faşizmi DİSK’in kapısına kilit vurdu, tüm yöneticileri yargılandı. O tarihten bugüne dek 1 Mayıs tüm dünyada kutlanırken Türkiye’de yasaklar geçerli kaldı... Ben yarın sabah Taksim Alanı’nda olacağım... İlhan Selçuk’a söz verdim, yüzümü sabah kalktığımda “çiğ”le yıkayacağım daha da güzelleşmek için... Emeğin örgütlü gücü olan sendikalar, demokratik kitle örgütlerinin arasında yürüyeceğim Dolmabahçe’den Taksim’e dek... Bu anlamlı günü, kışkırtmak isteyen emekçi düşmanı terör örgütlerinin yandaşlarına “işçi sınıfı”nın örgütlü gücü yanıt verecektir, şimdiden haber vereyim... Emekçiler adalet ve hukuk istiyor... Emekçiler özgürlük ve demokrasi istiyor... DİSK ne diyor 1977 Kanlı 1 Mayıs’ıyla ilgili: “36 insanımızı öldüren, ülkemizi karanlıklara hapseden bu siyasi cinayetin üzerinden 33 yıl geçmesine karşın hâlâ hesabı sorulmadı.” 1977 1 Mayıs’ının arkasındaki karanlık güçler aydınlatılmadan, faili meçhul cinayetler çözülmeden ülkemizde demokrasiden ve özgürlüklerden söz edilebilir mi? 1982 faşist darbeci yönetiminin hazırladığı anayasayı değiştirmeyen, seçim barajını yüzde 10’dan aşağı çekmeyen, liderler sultasının sürmesini isteyen AKP bu ülkeye demokrasiyi ve özgürlükleri getiremez! CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada büyüyüp çocuk yaşta evlendirilen Türk kadını mı? Yoksa “Türkiye’de Kadın ve AB Süreci” konulu top- lantıya katılacak veya izleyecek bir avuç, “birbirinden şık Gucci, Yves Saint Laurent, Channel marka giysi- lerle” Brüksel’de boy gösteren Türk kadını mı? Emine Hanım, “Avrupa kadın hareketinin Türk ka- dınlarının değişimci ruhuyla daha da zenginleşeceğini, güç kazanacağını” söyleyince... ...Türk kadınını çarşaftan çıkaran, kılık kıyafet devrimiyle kadına kadın olduğunu anımsatan Ata- türk’ten sonra, karşılarında burnu, iki gözü, dudağı dışında baştan aşağı sımsıkı örtünmüş Türk kadını- nı temsilen İslamcı RTE’nin eşini görünce... ...konuşmayı izleyen erkek kadın Avrupalılar kim bi- lir ne kadar gülmüşlerdir. Avrupalı kadınlar Emine Hanım’ın kılık kıyafetine ba- karak “Türk kadınının değişimci ruhu” herhalde bu- dur diye düşünmüşlerdir. Üstüne üstlük Türk kadınının çocuklarından hele to- runlarından bir dakika olsun ayrı düşmemeye özen gösterdiğini, heyetimizi Brüksel’e taşıyan uçağın yolcu listesine bakarak öğrenince herhalde ağızları bir karış açık kalmıştır. Zira Emine Hanım, geziye iki kızı Sümeyye ve Es- ra ile torunları Mahenur ve Ahmet Akif’le katılıyor. Bu manzaralar Recebistan dünyasının artık olmazsa olmazı. Ama AKP, örneğin parlamentonun olmazsa olmazı Kamer Genç’e tahammül edemiyor. Ellerinden gelse bir kaşık suda boğacaklar Kamer Genç’i. Zira tek başına çoğu kez de değil, hemen her ko- nuda AKP’nin fiyakasını bozuyor. Öyle konuşuyor ki, Çankaya’daki AKP’liden Baş- bakan ve tabii bakanlara, hatta AKP Meclis grubu- na kadar herkes nasibini alıyor. Bağımsız bir milletvekili olmasına karşın, Kamer Genç; genelde salla başını al maaşını genel kuralına uymuyor da, neden sorun çıkaran bir kimlik sergili- yor? Görevini yapıyor. Örneğin Başbakan’ın eşini Arap şeyhlerinin düğünlerine bir refakatçi grupla gönder- mesi gibi “konuşulmaya değmez bulduğu konuları” Meclis’e getirerek kimilerini rahatsız ediyor. Kamer Genç: Meclis’te Prof. Güngör Uras’ın dünkü Milliyet’te- ki, “Merkez Bankası’na göre gıda enflasyonunda dün- ya ikincisiyiz” başlıklı yazısını okusa et sorununun iç- yüzünü sergileyen bir görevi yerine getirmiş olmayacak mı? Zira Güngör Uras, Merkez Bankası’nın önceki gün açıklanan raporuna göre, “enflasyonun sorum- lusunun et fiyatları olduğunu ve et fiyatları artınca, gı- da fiyatlarının da arttığının” altını çiziyor. Kimler eti daha fazla yer, kimler yiyemez? “Zen- ginlerin toplam tüketiminde gıda harcamasının payı az, et harcamalarının payı fazladır. Fakirlerde gıda har- camaları tüketim harcamalarının büyük bölümünü oluş- turur ama toplam tüketim harcamalarında etin payı çok azdır” diyor. Prof. Uras bu iki cümlelik saptamayla Başbakan’ın övdüğü “Recebistan cennetinin” gerçek yüzünü gösteriyor. Fakat yoksul, az veya dar gelirli insanları düşüne- rek Başbakan RTE’nin yükselen et fiyatlarını aşağı- ya çekmeye giriştiğini ballandıra ballandıra anlatan haber ve manşetlerin gerçeği yansıtmadığını da or- taya koyuyor: “Anlaşıldığı kadarıyla Merkez Bankası’nın enflasyon raporunu okuyan hükümet yetkilileri, enflasyonu kontrol altına almak için ‘et ithalatına’ karar vermiş- ler.” Yani? Et fiyatlarındaki güncel tırmanış, halkın gün- cel gıda (et) sorunu RTE’nin öncelikli sorunu değil. Bir başka daha da büyük sorun “üretimin gerilemesi, arzın talebi karşılayamamasıdır”. Et ithalatı süreklilik kazanırsa zaten gerileyen hay- vancılığın daha da kötüye gideceğini her ortamda söy- lüyor uzmanlar. Hükümetin dışarıdan et almaya karar verirken it- halatın etkilerinden hayvancılığı koruyacak veya hayvancılığın gelişmesini sağlayacak yeni önlemler aldığını duyumsatan medyada tek bir habere rast- lanmıyor. Son sözü Uras’a bırakalım: “İthalat başkalarına iş ve aş imkânı yaratır. Bizi fa- kir, başkalarını zengin eder.” SAYFA 1 MAYIS 2010 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Mayıs Oslo Y 11 Helsinki Y 12 Stockholm Y 16 Londra PB 15 AmsterdamY 14 Brüksel Y 14 Paris P 17 Bonn Y 18 Münih Y 22 Berlin PB 19 Budapeşte Y 26 Madrid Y 25 Viyana Y 22 Belgrad B 26 Sofya B 23 Roma PB 18 Atina PB 22 Zürih PB 18 Moskova Y 20 Aşkabat B 21 Taşkent PB 29 Bakû Y 15 Bişkek Y 24 Tiflis Y 21 Kahire PB 26 Şam B 26 İstanbul PB 20 Edirne PB 23 Kocaeli PB 21 Çanakkale PB 20 İzmir PB 25 Manisa PB 25 Denizli B 25 Zonguldak PB 16 Sinop PB 17 Samsun B 19 Trabzon Y 15 Giresun B 16 Ankara PB 20 Eskişehir PB 20 Konya B 19 Sıvas Y 17 Antalya B 24 Adana Y 24 Mersin Y 23 Diyarbakır Y 20 Şanlıurfa Y 23 Mardin Y 20 Siirt Y 20 Hakkâri Y 11 Van Y 14 Kars Y 10 Ülkemizin güney ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Doğu Akdeniz, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anado- lu bölgeleri ile Niğde, Kayseri ve Sıvas çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağa- nak yağışlı, diğer yerler parçalı ve az- bulutlu geçecek. Ha- va sıcaklığı iç ve ba- tı bölgelerde 1 ila 3 derece artacak. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 1 Mayıs hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Ağõr ve Vahim Bir Toplumsal Hastalõk Hatta gizlenmek, üstü örtülmek isteniyor. Yöne- tici konumundakiler, iktidardakiler bu olaylarõ ya- yõmladõğõ için medya organlarõnõ suçluyor. Olayla- rõn yer aldõğõ beldenin belediye başkanõ inanõlmaz bir pervasõzlõkla, biz olayõ kapattõk, aileler anlaştõ, şikâyetçi yok, diyebiliyor. Birbiri ardõ sõra sayfala- ra, ekranlara yansõyan cinayetleri, intiharlarõ, sayõ- sõz cinsel taciz ve saldõrõlarõ, yürek burkan, yüz kõ- zartan, acõ ve utanç veren diye tanõmlamak ve on- larõ cezalandõrma yollarõnõ aramak asla yeterli ola- maz. Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olanlar bu son derece ciddi prognozun, ağõr toplumsal has- talõğõn neden ve oluşumuna (etiyoloji ve patogene- zine) gereken önemi vermez, buna öncelik tanõya- rak çarelerini araştõrmazlarsa tarih önünde suçlu ve sorumlu olacaklardõr. Türkiye’nin ünlü sosyolog, psikolog, pedagog ve çeşitli dallardan bilim insan- larõnõn bu toplumsal hastalõğa yakõn ilgi duyarak ve gerekli analizleri yaparak uzun vadeli çareler araş- tõracaklarõnõ, yöneticilere yol göstereceklerini, on- larõn politikadan, oy kaygõsõndan başlarõnõ kaldõra- rak bu son derece ciddi toplumsal soruna eğilmele- rini sağlayacaklarõnõ ummak istiyorum. coskunoz@superonline.com ‘BAŞINA DERT ALIRSIN’ DEMİŞTİ Cihaner’i uyaran hâkim terfi etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma yürüten Başsavcõ İl- han Cihaner’i “başını derde sokacağı’’ konu- sunda “uyaran” hâkim Çetin Şen, Adalet Bakan- lõğõ Ceza İşleri Genel Müdürlüğü görevine atandõ. Şen, daha önce aynõ birimde yardõmcõlõk görevini yürütüyordu. İsmailağa cemaatine yönelik soruş- turmanõn ardõndan 23 Şubat 2009 tarihinde ilk gözaltõlarõn hemen ardõndan Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’in Cihaner’i aradõğõ ortaya çõkmõştõ. O dönemde Adalet Bakanlõğõ Ceza İşleri Genel Müdür Yardõmcõsõ Şen de başsavcõyõ arayanlar arasõndaydõ. Cihaner, Şen’in kendisine “Böyle so- ruşturmaların insanın başını derde sokacağını, Ankara’da ortalığın toz duman olduğunu, so- ruşturmanın Ergenekon soruşturmasına misille- me olarak algılanacağını belirttiğini” söylemişti. Genelkurmay, Özgüldür’e ait olduğu iddia edilen ses kaydõ ile ilgili açõklama yaptõ ‘Yıpratma amaçlı’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge- nelkurmay Başkanlõğõ, Anayasa Mahkeme- si üyesi Serdar Özgüldür’e ait olduğu id- dia edilen ses kaydõyla ilgili yapõlan değer- lendirmelerde, “kurum veya kişilerin hak- sız yere yıpratılmalarının amaçlanmış olabileceği” uyarõsõnda bulundu. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn internet si- tesinden yapõlan açõklamada, 26 Nisan tari- hinden itibaren, bazõ basõn yayõn organla- rõnda, internet sitelerinde yayõnlanan bir ses kaydõna dayanõlarak çeşitli haberlere ve yorumlara yer verildiğinin görüldüğü belir- tildi. “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yargı- nın bağımsızlığına olan duyarlılığı ve Yüce Anayasa Mahkemesi ile üyelerinin anayasal konumları ve saygınlıkları kar- şısında, söz konusu haber ve yorumların doğru olmayacağı açıktır” denilen açõkla- mada, “Bu itibarla, konuyla ilgili olarak yapılan yorum ve değerlendirmelerde, son zamanlarda sıklıkla başvurulan bu ve ben- zeri hukuka aykırı girişimlerle, kurum ve- ya kişilerin haksız yere yıpratılmalarının amaçlanmış olabileceği göz ardı edilme- melidir” görüşü kaydedildi. Açõklamada, söz konusu iddialarõ ortaya atanlar hakkõnda il- gili makamlar nezdinde gerekli yasal giri- şimlere başvurulduğu bildirildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ da, Öz- güldür’e ait olduğu iddia ses kaydõ ile ilgi- li soruşturma başlattõ. AKP kapatma dava- sõyla ilgili olan ses kaydõnda, “Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Paşa var. 30 senelik arkadaşım benim. Öğlen bize çok güzel yemek verdi. Üyelerin ikisi oradaydı. Sohbet ettik işte biraz. Söylediği şu ada- mın. Dedi ki ‘Bak gemi azõya aldõlar. Çok büyük komplikasyona yol açma riski var’ de- di. Sonra dedi ‘Elini vicdanõna koyup bü- yük toplum baskõsõnõ göğüsleyip yani bir an önce kapatõn’, yani öyle bir niyetleri var. Onu da devletin belli kesimlerin de, özel- likle silahlı kuvvetlerin de bizden arzuları var. Yani bir şekilde intikal etti onlar bi- ze. Yani zannediyorum nisan, mayısta fa- lan gündeme alırız, şeyden sonra. Bir ka- rar verilsin” ifadeleri yer alõyor. Çiçek üçüncü kez tutuklandõ İrticayla Mücadele Eylem Planı davası kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan Deniz Kıdemli Kurmay Albay Dursun Çi- çek teslim oldu. Albay Çi- çek, dün kızı ve avukatı İrem Çiçek ile Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi. Adliyenin Çırağan Caddesi üzerindeki kapısından gelen Çiçek, binaya yemekhane kapısından girdi. Çiçek hakkındaki karar yüzüne okunduktan sonra tutukla- narak cezaevine gönderildi. ÇELİK, DAVA HAZIRLIĞINDA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İrticayla Mücadele Eylem Planõ iddianamesinin mahkemece kabul edilerek, Albay Çiçek hakkõnda tutuk- lama kararõ verilmesi üzerine AKP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Hüseyin Çelik, İrtica ile Mücadele Eylem Planõ’nda dönemin Milli Eğitim Bakanõ olarak adõ geçtiği gerekçesiy- le Albay Dursun Çiçek hak- kõnda dava açmaya hazõrlanõ- yor. Hüseyin Çelik’in avu- katlarõ iddianameyi inceleyip delilleri değerlendirdikten sonra Albay Çiçek hakkõnda tazminat ya da ceza davasõ açmaya karar verecekler. Müdahil olma talebi Bu arada Hüseyin Çelik, İs- tanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nde görülecek “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasõna müdahil olma tale- binde bulundu. Çelik’in avu- katõ Mehmet Fuat Aksoy, İs- tanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi’ne iletilmek üzere, nö- betçi Ankara 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne müdahillik ta- leplerini içeren dilekçeyi ver- di. Dilekçede, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” adlõ belgede, “Milli Eğitim Ba- kanlığı’na ait okul öğrenci- lerine ait ibadet görüntü ve haberlerin medyada yoğun biçimde yer alması sağlana- rak Milli Eğitim Bakanı ka- muoyu nezdinde yıpratıla- caktır” ifadesi bulunduğu be- lirtilerek dönemin Milli Eği- tim Bakanõ Çelik’in, AKP’den ayrõ olarak zarar gördüğü ifade edildi. Mahkemede iki zõt görüş HâkimŞengün,Çiçek’leilgilikararamuhalefetederkenmahkeme üyeleriÖzeseveHaşõloğlu’nunoyuylayakalamakararõçõkarõldõ İstanbul Haber Servisi - İr- ticayla Mücadele Eylem Planõ iddianamesini kabul eden İs- tanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi, oyçokluğu ile yakalama kararõ çõkarõlan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in iddia edilen suçlarõ işlediğine dair kuvvetli şüphenin bulunduğu- nu belirtti. Başkan Köksal Şen- gün ise belgede Çiçek’in par- mak izine rastlanmadõğõna dik- kat çekerek, yakalama kararõ- na muhalefet etti. Çiçek hakkõnda mahkeme üyeleri Hasan Hüseyin Öze- se, Sedat Sami Haşıloğlu’nun oyuyla yakalama kararõ çõka- rõldõ. Dosya içeriği, muhtelif kriminal raporlar ve tanõk ifa- deleri dikkate alõndõğõnda, Çi- çek’in üzerine atõlõ suçlarõ iş- lediğine dair kuvvetli şüphe se- beplerinin bulunmasõ kararõn gerekçeleri arasõnda yer aldõ. Çiçek’in delilleri gizleme veya değiştirmesi konusunda da kuv- vetli şüphenin bulunduğunu belirten heyet, Çiçek’in üzeri- ne atõlõ suçlarõn CMK’nin 100/3. maddesi uyarõnca tu- tuklamayõ gerektirebilecek suç- lardan olduğu belirtildi. ‘Parmak izi yok’ Bu karara muhalefet eden Başkan Şengün, Çiçek’in so- ruşturma kapsamõnda iki ayrõ tarihte nöbetçi mahkemece tu- tuklandõğõ, itirazlar üzerine iki kez serbest bõrakõldõğõnõ anõm- sattõ. Tahliyeden, iddianamenin düzenlenmesine kadar soruş- turma dosyasõna sanõk aleyhi- ne herhangi bir bilgi ve belge konulmadõğõ gibi son gelen raporda da suçlandõğõ belge üzerindeki parmak izlerinin kendisine ait olmadõğõnõn be- lirtildiğini kaydetti. Sanõğõn konumu itibarõyla delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme yönünde herhangi bir girişi- minin tespit edilemediğini kay- deden Şengün, “devlet me- muru olup sabit işyeri ve ikametgâh adreslerine sahip olması karşısında, kaçma ve saklanma şüphesinin bulun- madığı dikkate alınarak sa- nık hakkında yakalama ka- rarı çıkarılmasına gerek ol- madığı” görüşünü bildirdi. Şengün ayrõca tutuklu sa- nõklar avukat Serdar Öztürk, Aydõnlõk dergisi çalõşanlarõ Ufuk Akkaya ve Deniz Yıl- dırım’õn tahliye olmalarõ yö- nünde görüş bildirdi. ‘Islak’ yerine ‘elektronik’ imza TSK’DEN TEKNOLOJİK ÖNLEM SERTAÇ EŞ ANKARA - Son dönemde belge sõzdõrõlmasõ iddialarõyla yoğun olarak mücadele eden Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK), mesaj ve evrak dağõtõ- mõnõ bilgisayarlõ ağ üzerinden kriptolu sistemle gerçekleştirmeye hazõrlanõyor. Mesaj ve Evrak Dağõtõm Sistemi (MEDAS) olarak bilinen proje- nin tamamlanmasõyla, tek merkezden kontrol edilecek sistemde “ıslak imza” yerine “elektro- nik imza” kullanõlacak. Belge sõzmasõ nedeniyle son dönemde yoğun olarak tartõşma konusu olan TSK, basõlõ evraktan elektronik ortama taşõnõyor. Yürütülen projenin ta- mamlanmasõyla, Genelkurmay ve diğer karargâh- lar birliklerle bilgisayarlõ ağ üzerinden iletişim ku- racak. Buna göre mesaj ve evraklarõn iletimi basõlõ ve “ıslak imzalı” evraklarõn üzerinden yapõlma- yacak. Yazõşmalar elektronik ortamda gerçekleşti- rilecek ve evraklara elektronik imza atõlacak. Tek merkez kontrol edilecek Koç Sistem tarafõndan yürütülen proje kapsa- mõnda bütün yazõşmalar, mesaj ve evrak dağõtõmõ tek merkezden kontrol edilecek. Sisteme dõşar- dan müdahale edilmemesi için bütün işlemler kriptolu olarak gerçekleştirilecek. Yetkisiz kişile- rin girmesinin de engelleneceği sisteme kimin ne zaman girdiği ve yaptõğõ bütün işlemler kayõt al- tõna alõnacak. Kurulan sistemde aynõ zamanda “kötü niyetli belge paylaşımı ve dosya değişik- liği” engellenecek. Sistemin korsan yazõlõmlara ve dõşarõdan saldõrõlara karşõ da üst düzeyde ko- runaklõ olmasõ planlanõyor. Mesaj ve evrak dağõ- tõm sistemine geçilmesinin, basõlõ kâğõt dağõtõmõ- nõn hiçbir koşul altõnda sağlayamayacağõ güven- lik önlemlerini getirdiğine dikkat çekiliyor. Baştarafı 2. Sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear