25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
BÖYLE bir günde ne diyeceğini, ne yazacağını bilemiyor insan. Söyler misiniz, başlangıcındaki olaydan kalkıp Türkiye’deki yaşanmışlıklarına kadar her yanıyla trajikleşmiş bir bayramı ancak bunca yıl sonra şenliklerle anılabilir duruma getirmiş olmanın kutlanacak nesi kalmıştır Allahaşkına? Kutlamaktan çok, üzülür ve erişilememiş amaçlarla yitirilen insanları düşünürsünüz ancak. Elbet şimdiki noktaya varışta emekçilerin, işçi ve memur sendikalarının payı unutulamaz. Gelip geçmiş iktidarların yüz kızartıcı tutumları ve olumsuzlukları da. Ama yine de böyle bir günde emek dünyamız açısından eleştiriden de alınacak dersler üzerinde düşünmekten vazgeçmek de yakışık almaz. Emekçilerin haklarını savunuyor olmak, onların yaşamını ve geleceklerini yakından ilgilendiren ekonomi politikalarına seyirci kalmayı gerektirmez herhalde. Ne yazık ki, o konuda işverenler âleminin ellerindeki olanaklardan yararlanarak meslek kuruluşları ve dernekler yoluyla ortaya koyduğu ağırlık yanında işçi sendikalarının yetersiz kalışı hayli düşündürücüdür. Hem de işin özü açısından. Özelleştirme yasalarını, kararlarını ve uygulamalarını ele alalım. Bir bütün olarak bakılırsa, kamu malına sahip çıkma, kamu işletmeciliğini savunma, peşkeş çekişlere ve talanlara karşı çıkma açısından sendikal direnişin başarılı olduğu söylenebilir mi? O açıdan sendikalar arasındaki dayanışmanın eksikliği gerçekten hüzün verici olmuştur. Direnmek için hukuk yoluyla bir şeyler yapmaya çalışanlar çoğu zaman yalnız bırakıldı, sendika liderlerinin büyükçe bir bölümü olup bitenlere seyirci kaldı, hatta inanılmaz bir gafletle sıranın kendilerine gelebileceğini bile düşünmeden olanları seyretmekle yetindi. Üstelik öyle yanılmalar görüldü ki, işçi yığınlarına yön vermesi gerekenlerin o konudaki iyimserliklerine şaşmamak mümkün değildir. Özelleştirme savunucularının “istihdam artacak, ücretler yükselecek” yalanına kanmak affedilir hata mıdır? Özelleştirmelerin işsizlik yaratması sanki doğalmış gibi algılandı ve o konudaki büyük yanlışın düzeltilmesi için çaba harcanmadı. Hani kamu işletmelerini satın alanlar onları daha da geliştirecek ve hatta yeni yatırımlar yapacaklardı? Kamunun gereksiz yere fazla işçi çalıştırdığı kabul edilse bile, işsiz kalacak olanları geliştirilmiş işletmelerle ve yeni yatırımlarla yine çalışır durumda tutmak kamu malını devralanların bu sorumluluğu da almalarında ısrarlı olmak gerekmez miydi? Tam tersine, sendikalar dünyası yükü devletin sırtına yıkmayı tercih etti ve 4C oylamasına kandı. 1Mayıs bunlar da düşünülerek ve emekçiler arasındaki dayanışma güçlendirilerek kutlanılması gereken bir bayram olmalıdır herhalde. mumtazsoysal@gmail.com CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 2010 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Düşündürücü Bir Gün PENCERE DİSK... DİSK dört harfli bir sözcük.. Eğer bu dört harfi “disk” diye yazarsanız, ilk elde atletin savurduğu kaydırak taşı akla gelir. Ama büyük harfle yazılan DİSK’i açtığımız zaman ortaya bir işçi kuruluşu çıkıyor: Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu!.. 1967’de kuruldu DİSK.. Dile kolay, 30 yıl önce!.. Çünkü kolay geçmedi bu 30 yıl, ne sınavları aştı DİSK, ne vartalar atlattı!.. Bu geçmişin içinde hapis var, zincir var, kelepçe var, işkence var; yargılama, cezalandırma, aşağılama, dışlama, ölüm var. DİSK, meşalesini omuzlayan zahmetkeşanların nasırlı elleri üstünde bugüne ulaştı. Kolay yazmadı alın terimizin otuz yıllık tarihini DİSK, her bir adımında emek vardır. DİSK... Yani?.. “Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu!..” 12 Eylül faşizmi kapıyı çaldığı zaman, egemenler Türkçe Sözlük’ten “devrim” sözcüğünü silmeye karar vermişlerdi; ama DİSK’in adı devrimle başlıyordu. Ne olacaktı?.. Devrimcileri bir bir tutukladı 12 Eylül’ün faşisti, zindana kapattı, işkence çarkından geçirdi; DİSK’i yok etmek için, kapısına kilit vurdu; anayasadan “devrim” sözcüğünü silip yerine “inkılap” yazdı. Osmanlıcada “inkılap”ın dördüncü harfinin üstüne bir nokta konursa “inkilap” olur ki anlamı “kelp”, yani köpekten kaynaklanan “köpekleşme”ye dönüşür; 12 Eylül inkılabının dördüncü harfinin üstünde nokta vardır. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, 12 Eylül faşizmini aştı. DİSK’in en büyük başarısı, alın teri sınavının bir faşist rejimde nasıl verileceğinin örneğini Türkiye işçi sınıfı tarihine yazmasıdır. Bugün ülkemizin yaşamında onurlu bir DİSK var... İnsanlık değişimle dönüşür. Ya evrimdir değişimin adı, ya devrimdir; dönüşümün sıcağı var, ılıkçası var. Türkiye yine büyük bir hesaplaşmanın eşiğine yaklaşıyor; DİSK yerini almış, yolunu saptamıştır; 1967’de eline aldığı bayrağı yükseltiyor. Bu kez 21’inci yüzyıla ya karanlık, ya aydınlık bir Türkiye’de girmek yazgısını paylaşanlar, sınıfsallığı da aşan bir ortak güç yaratmak zorundadırlar. DİSK’in bilinci, otuz yıllık dar ve ince bir yolda yürümenin deneyimleri yanında, alın teri tarihinin bütün birikimlerini özümsemesinden doğuyor. DİSK’e “Aydınlanmanın Büyük Şairi” Tevfik Fikret’in diliyle selam: Koşan elbet varır Düşen kalkar Kara taştan su damla damla akar Birikir bir gümüş göl olur Arayan hakkı sonunda bulur. (16 Şubat 1997 tarihli yazısı) Ağõr ve Vahim Bir Toplumsal Hastalõk Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR T ürkiye’nin gerçek- leri hemen hiçbir zaman dürüstlükle, tarafsõz ve objektif bir şekilde ortaya konmadõ. 72 milyonluk halka ait gerçekler milli egemen- lik söylemleri ve övün- meleri ile ustalõklõ bir şekilde gizlenmektedir. Bu halk çoğunlukla Cumhuriyetin 87’inci yõ- lõnda ortalama 4 yõldan ibaret eğitim yoksunluğu ile, işsizlikle, yoksulluk- la, çaresizlikle türlü çe- şitli ilkellikler, eşitsiz- liklerle boğuşan bir halk- tõr. Pervari’deki, onun ardõndan Manisa’da tarif edilemez sözcüklere sõğ- dõrõlamaz olaylar, toplu- mun dile getirilmeyen, açõğa vurulmayan bir yü- zünü ortaya koyuyor. Bunlar aslõnda vahşet- ten, tecavüzden, adilik- ten, suçluluktan öteye ağõr ve vahim bir top- lumsal hastalõğõn göster- geleridir. Uzun yõllardõr siyasal tartõşmalarõn, kol- tuk ve oy kavgalarõnõn gölgesinde kalarak, ağõr- laşarak süregelen bu has- talõk asla gereken ilgiyi görmüyor. Arkası 8. Sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear