22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada ilişkin haber arasındaki oran nedir? Özellikle bu soruşturmaların medya mahkemeliğini üstlenen yayın organlarında tutuklama ve tutuklananların sağlığıyla ilgili haberler, dosya içeriğine konu olan haberlerin yaklaşık dört katıydı. Bir başka deyimle asıl olan insanların tutuklanması, sağlığı çok bozulmuş olsa bile cezaevinden çıkarılmaması. Hastanede ise bir an önce, ne olursa olsun dört duvarın arkasına gönderilmesi. Davaların özüne ilişkin bir gelişme olduğunda verilen haberlerin özelliği de şu: Aynı gazetede bir hafta içinde en az üç kez birazcık farklılaştırılmış tümcelerle yineleniyor. Bu haberlerin üzerinde ise yönlendirici yoruma dayalı başlıklar yer alıyor. Pek çok “uzmandan” şu tür demeçler alınıyor: “Dosyanın içeriğini bilmiyoruz ama, bu dava çok önemli!” Haberlerin ayrıntıları bambaşka bir yazı ve inceleme konusu. Türkçemizdeki binlerle ifade edebileceğimiz deyimlerden biri şu: Yüreği yağ bağlamak. Anlamı da şöyle: “Kin duyulan bir kimsenin kötü duruma düşmesi karşısında duyulan rahatlama ve sevinme.” Kendisi gibi düşünmeyenlere böylesine büyük bir kin besleyen, onların tutuklanmasından, sağlığının bozulmasından, her bakımdan yıpratılmasından büyük zevk alan kesimlere bir sorum var: Sizin yüreğiniz ne zaman yağ bağlar? Tutuklananlar, mahkeme önünde, “Bize suçumuzu söyleyin” diye çırpınırken mi? Haklarındaki deliller kendilerine gösterilmediği için savunmasını hazırlayamayanlar, “Suçsuzluğumuzu nasıl ispatlayacağız” diye hukuk ararken mi? Beklemediği anda cezaevine koyulan insanların tüm yaşamı, sağlığı altüst olunca mı? Onların hastane raporlarını alıp tüm tahlillerini haber analizine yatırınca mı? Ne zaman yüreğiniz yağ bağlar? Hedef seçtiğiniz insanların kurumları da erozyona uğramaya başlayınca mı? Özgürlüğün değil, tutukluluğun esas hale gelmesiyle mi? Toplumdaki korku büyüdükçe mi? Atatürk’ün Bursa Nutku suç delili olarak dosyalara girdikçe mi? Yüreğiniz ne zaman yağ bağlar? İnsanlar, karşı karşıya kaldıkları, inanamadıkları suçlamaları görünce, bunu onurlarına yediremeyip intihar ediyorlar. “Örgüt intihar emri mi verdi” deyip “onur”u parça parça ediyor “on ur” üretiyorsunuz... Değil terör örgütü, ait oldukları meslek gereği Kanarya Sevenler Derneği’ne dahi üye olmadıklarını söylüyorlar. “Bu öyle bir örgüttür ki, kimileri üye olduklarını bile bilmezler” diyorsunuz... Hukuk devleti ilkelerini bir yana bıraktık, yasa devleti ilkelerine bile uyulmadığı, yasaların ihlal edildiği örnekleriyle anlatılıyor. Bunları örgütü gizleme çabası olarak niteleyip, “Usuldeki hatalar önemli değil, esasa bakalım” diyorsunuz. İnsanların onurlarıyla oynandıkça, kurumlar yıprandıkça, Türkiye normalleşiyor diyorsunuz. Sistemin çökmesine şehvetle bakıp, bunun sancısını hissedenleri alaya alıyorsunuz. Ameliyat olmak zorunda kalana, “Kendini kestirmeyi başardı” diyorsunuz. Yüreğiniz şöyle doya doya ne zaman yağ bağlar sizin? Bunca yağ... Belki iktidarlar için şart ama... İnsan olan insanın yüreği nasıl kaldırır? GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Anayasa tartışmalarının henüz küllenmediği bir sırada başkanlık sistemi önerisini neden ortaya attı? Asıl amacı nedir RTE’nin: Bugün uyguladığı başbakanlık sistemi ile yetinemiyor. Siyasal ihtirasının temel hedefi başkanlık sistemiyle tek adamlığını pekiştirmek! Gazetelerdeki geniş açıklamalarla, bilimsel kimi değerlendirmelerde RTE’nin asıl amacına değinilmiyor bile. RTE parlamenter sistem devam ederse iktidarı başkalarına devrettiği gün yargı süreci başlıyor. Bugünden Yüce Divan’da soluğu alacağını adı gibi biliyor. Nasıl korkmasın, kaygılanmasın; Yüce Divan’da hesap vereceği konuların listesini bugünden CHP lideri Deniz Baykal açıkladı: ATV ile Sabah’ın satışındaki uygulamalar… TEKEL satışı… Telekom, Ofer, Habur olayları, Deniz Feneri… Bunlar ilk akla gelen Yüce Divan konuları. Şayet millete başkanlık sistemini yutturamazsa kabul ettirmeye çalıştığı son anayasa değişikliğinin temelinde bu korku, ilk önlem olarak Yüce Divan olasılığı yatmıyor mu? RTE’nin ortaya attığından beri TV haberlerinde, açık oturumlarda, gazetelerde sütün sütün başkanlık sistemi nedir ne değildir, Türkiye’ye uygun mudur değil midir sorularına yanıt arayan tartışmalar yapılıyor. RTE’nin hedefine varabilmesi için yeni bir anayasayı TBMM’den geçirmesi gerekiyor. Uzlaşma kültüründen nasibini alamadığı bilinen RTE, yeni anayasayı partiler arası uzlaşmayla değil, yine partisinde kendi amaçları doğrultusunda hazırlatıp parlamentoya dayatacaktır. Fakattt, yeni anayasanın TBMM’de kabul edileceğinden nasıl emin olabiliyor? Yeni anayasa, eskimiş dediği 1982 Anayasası’nın sınırları içinde görüşülerek kabul edilebilir. RTE önerisini, bu durumu göz önünde tutarak değerlendirmek gerekiyor. Kamuoyu araştırmaları 2011 seçimlerinde, AKP’nin yüzde 30 dolayında oy alabileceğini açıklıyor. Bu olasılık 2011’de AKP’nin 24 Temmuz’da yakaladığı sonucu yansıtan 336 milletvekilli bir Meclis grubu kuramayacağına işaret ediyor. RTE bugün 336 milletvekili ile anayasa değişikliğini kabul ettirmekte zorlanıyor. Değişiklik maddelerinin 336’nın altında örneğin 229 oyla reddedilmesi olasılığıyla yanıp tutuşan RTE... …2011 seçimlerinde daha az milletvekili çıkararak yeni bir anayasayı TBMM’den geçirebileceğini sanması ancak ham bir hayal diye yorumlanabilir! Başkanlık sisteminin başarılı olduğu tek ülke, ABD. Avrupa Birliği’nde parlamenter sistem yürüyor. Fransa’daki yarı başkanlık sistemi dışında Batı demokrasilerinde RTE gibi tek adamlığa, hatta - geçerli deyimiyle- seçimle gelen kral olmaya niyetlenen yok! Prof. Necmi Yüzbaşıoğlu’nun dediği gibi “Parlamenter sistem adam gibi uygulansa… cumhurbaşkanı tarafsız, akil kişi konumunda olsa… aşırı istekler, öneriler rejimi zorlamayacak.” Sakınca parlamenter sistem de değil… bu sistemle iktidarı ele geçirenlerde! Bugün yaptıkları, başkanlık sistemi gelirse yapacaklarının kanıtı değil mi? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 21 NİSAN 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Nisan Oslo Y 6 Helsinki Y 6 Stockholm Y 5 Londra B 13 AmsterdamY 9 Brüksel Y 12 Paris B 16 Bonn Y 10 Münih Y 14 Berlin Y 10 Budapeşte Y 18 Madrid Y 22 Viyana Y 17 Belgrad Y 17 Sofya Y 16 Roma Y 18 Atina Y 23 Zürih Y 17 Moskova Y 16 Aşkabat B 23 Taşkent Y 21 Bakû A 18 Bişkek B 26 Tiflis Y 23 Kahire B 28 Şam Y 26 İstanbul Y 17 Edirne Y 18 Kocaeli Y 14 Çanakkale Y 17 İzmir Y 19 Manisa Y 18 Denizli Y 19 Zonguldak Y 15 Sinop Y 15 Samsun Y 16 Trabzon Y 15 Giresun Y 15 Ankara Y 18 Eskişehir Y 15 Konya Y 15 Sıvas Y 16 Antalya Y 21 Adana Y 24 Mersin Y 23 Diyarbakır Y 21 Şanlıurfa Y 22 Mardin Y 21 Siirt ? 22 Hakkâri Y 14 Van Y 16 Kars Y 14 Ülke geneli parça- lı zamanla çok bulut- lu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağa- nak yağışlı geçecek. Yağışların Orta Ka- radeniz, Doğu Ana- dolu’nun kuzeybatısı ile Düzce, Zongul- dak, Bartın, Karabük, Kastamonu, Kahra- manmaraş, Kayseri ve Sıvas çevrelerinde kuvvetli olması bek- leniyor. Hava sıcaklı- ğı ülke genelinde 6 ile 8 derece azalacak. Eyyafyallyöküll’ünKülleri Türkiye’yideEtkileyebilir… Prof. Dr. K. Erçin KASAPOĞLU Hacettepe Üniversitesi Doğal Afetler Araştõrma ve Uygulama Merkezi (HÜDAM) Müdürü Baştarafı 2. Sayfada hedef olabilecek ülkelerdeki bitki örtüsü ve tarõm alan- larõ ciddi şekilde zarar görebileceği gibi insanlarõn sağ- lõğõ da önemli ölçüde etkilenebilir. Çünkü, asit yağ- murlarõ toprağõn yapõsõndaki magnezyum ve kalsiyum gibi bitki gelişiminde önemli olan elementleri yõka- yarak derinlere taşõnmasõna sebep olur. Bunun so- nucunda ağaçlar ve diğer bitkiler topraktan yeteri ka- dar beslenemez ve kurur. Öte yandan, asit yağmurlarõ ile havada oluşan sül- fat solunum yoluyla insanlarõn akciğerlerine gire- rek bronşit, astım ve kanser gibi çeşitli hastalõklara neden olabilir. Oluşabilecek rüzgârlarõn yönüne ve şiddetine göre değişik zamanlarda değişik ülkeleri etkileyebilecek olan bu bulutlar bugünden Türkiye için bir tehdit oluşturmamakla birlikte Türkiye’de- ki meteorolojik koşullarõn ve söz konusu bulutlarõn hareketinin yakõndan ve dikkatle izlenmesi gerekir. Çünkü söz konusu bulutlarõn olumsuz etkileri ba- zen aylarca hatta yõllarca sürebilmektedir. İstanbul Haber Servisi - Balyoz Güvenlik Ha- rekât Planõ soruşturmasõ kapsamõnda hakkõnda ya- kalama kararõ olan eski 1. Ordu Komutanõ emekli Orgeneral Çetin Doğan, “ciddi ve acil müdaha- le gerektiren” sağlõk sorunlarõ nedeniyle tahliye talep etti. Orgeneral Doğan, savunma yapamaya- cak bir duruma gelme ihtimaline karşõlõk bel fõtõğõ ameliyatõ olmayõ reddetti. Doğan, “Komployu ortala çıkaracağım. Gerekirse tutuklu arka- daşlarımla birlikte olurum” dedi. GATA’da yaklaşõk 20 gündür tedavisi süren Doğan’õn avukatlarõ Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz, İstanbul Nöbetçi Ağõr Ceza Mahkeme- si’ne başvurarak tahliye talep etti. Mahkemeye sunulan dilekçede, 2003 yõlõnda kalp ve prostat kanseri nedeniyle çeşitli ameliyatlar geçiren Doğan’õn, Silivri Cezaevi’ne gönderildiği andan itibaren, yüksek tansiyona bağlõ sağlõk sorunlarõ yaşamaya başladõğõ belirtildi. Dilekçede yüksek tansiyonun kalp hastasõ olan Doğan’õn ölümüne neden olabileceğine dikkat çe- kildi. Doğan’õn sağlõk durumunu gösteren Gülha- ne Askeri Tõp Akademisi’nin raporu da mahkeme- ye sunuldu. Raporda, Beyin ve Sinir Servisi’nce Doğan’a ameliyat önerildiği kaydedildi. Doğan’õn ise “Lumbar disk hernisi tanısı ile tarafıma önerilen, sistemde adı geçen ameliya- tı, detaylı sonuçlarla ortaya konulana kadar reddediyorum. Diğer tedavi seçeneklerinden fayda görmezsem, ameliyat seçeneğini tekrar değerlendireceğim” yanõtõ verdiği belirtildi. Taksim’de 1977’de 1 Mayıs mitinginde katledi- lenler anıldı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üye- leri İstanbul ve Adana’da KESK Başkanı Sami Ev- ren de İzmir’de yaptıkları açıklamalarda 32 yıldır yasaklı olan Taksim Meydanı’nın açıldığı gibi fa- illerin de açığa çıkarılmasını istedi. ESP üyeleri, Taksim’deki katliamda yaşamını yitirenleri Kazancı Yokuşu’nun girişinde karanfillerle andı (üstte). ESP’liler, katliamın arkasındaki güçlerin ortaya çı- kartılmasını istedi. Adana’da İnönü Parkı’nda top- lanan ESP’liler burada açıklama yaptı. İzmir’de açıklama yapan KESK Genel Başkanı Evren de emek kesiminin haklarını elde etmesi için tüm ör- gütlerin mücadele vermesi gerektiğini, dayanışmayı arttırmak için Türkiye’yi dolaştıklarını söyledi. İLHAN TAŞCI ANKARA - Erzincan Başsav- cõsõ İlhan Cihaner ile 3. Ordu Komutanõ Saldıray Berk’in de sanõklarõ arasõnda olduğu davanõn kilit isimlerinden Erdal Zirek, gasp ve yağma suçundan tutuk- landõ. Zirek, önce Cihaner’e eski Erzurum Özel Yetkili Savcõsõ Osman Şanal aleyhinde ifade vermişti. Şanal’õn kendisini göz- altõna aldõrmasõ üzerine bu kez de Cihaner aleyhine verdiği ifade nedeniyle gündeme gelmişti. Zi- rek’in kardeşi olan ve soruştur- mada Munzur kod ismiyle anõlan gizli tanõk Serkan Zirek’in kim- liği de açõğa çõkmõştõ. Cihaner’in İsmailağa ve Fet- hullah Gülen cemaatlerine yöne- lik yürüttüğü soruşturmanõn ar- dõndan Ergenekon’un Erzurum yapõlanmasõ adõ altõnda tutuklan- masõnda kilit rol üstlenen isim- lerden Zirek’in gasp ve yağma su- çundan tutuklanmasõ ve bunun zamanlamasõ dikkat çekti. Adana Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tarafõn- dan düzenlenen iddianamede, 4 sanõk arasõnda Zirek de yer aldõ. İddianameye göre, Erzincan Baş- savcõlõğõ ve Jandarma Komutan- lõğõ’nõn teknik desteğiyle arala- rõnda Zirek’in de bulunduğu şüp- helilerin “suç örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu mad- de bulundurmak, tarihi eser kaçakçılığı, izinsiz hintkenevi- ri ekmek” suçlarõndan soruştur- ma yapõldõ. Soruşturma sonunda Cihaner’in başõnda bulunduğu Erzincan Başsavcõlõğõ’nõn tüm şüpheliler yönünden soruşturma Zirek gasptan tutuklandõ Başsavcõ Cihaner ve Orgeneral Berk’in tutuklanmasõnda kilit isimlerdendi evrakõnõn suç yerinin Adana ol- duğu gerekçesiyle bu kente gön- derildiği anlatõldõ. Kardeşi Zirek gizli tanık Erzurum’da açõlan Ergenekon davasõnõn tensip zaptõnda şikâ- yetçi Ahmet Demir ile tanõklar Süleyman Oğuz, Ömer Baysan ve Erdal Zirek’in beyanlarõnõn alõnmasõ için Erzincan Ağõr Ce- za Mahkemesi’ne talimat yazõl- masõna karar verilmişti. Bu yazõ gereği Zirek, 14 Nisan’da mah- kemeye çõkarak ifade verecekti. Ancak Zirek, Gaziantep’te 29 Mart’ta yapõlan bir yol kontro- lünde, hakkõnda yakalama kara- rõ olduğu gerekçesiyle Gaziantep 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne çõ- karõlarak tutuklandõ. Zirek’in kardeşi olan Serkan Zirek de Erzincan Cihaner ile Or- general Berk iddianamesinin giz- li tanõğõydõ. Serkan Zirek “Mun- zur” kod ismiyle dosyada yer al- mõş ancak tüm kimlik bilgileri de- şifre edilmişti. Munzur kod isim- li Zirek, yasak olmasõna karşõn Erzurum dõşõna çõkmõş gazeteci ve siyasetçilerle görüşme giri- şimlerinde bulunmuştu. 1 Mayıs şehitleri anıldı TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ Doğan ameliyat olmayõ reddetti Takip edildiğimi hissediyordum BİRİNCİ ERGENEKON DAVASINDA GAZETEMİZE BOMBA ATMAKTAN TUTUKLU SANIK IRŞİ: HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasõnda, Cumhuriyet gazetesine bomba atmaktan tutuklu sanõk Tekin Irşi, “5 Mayıs 2006’da bomba- yı attıktan sonra hep takip edildiğimi hissettim. Danıştay olayından sonra da polis almı- yordu, bekliyordu” dedi. Du- ruşmada, ikinci Ergenekon da- vasõnda yargõlanan bir sanõkta ele geçirilen Danõştay’a saldõrõ da- vasõnõn olaylõ karar duruşmasõnõn gizli çekimleri gösterildi. 1. Ergenekon davasõnõn 143. duruşmasõ gerçekleştirildi. Çapraz sorgusunda tutuklu sa- nõk avukat Kemal Kerinçsiz’in sorularõnõ yanõtlayan Tekin Irşi, tutuklu sanõk Osman Yıldırım’õn ifadelerini yalanladõ. Yõldõrõm’õn, “Talimatı Veli Küçük’ten, bom- baları Muzzafer Tekin’den al- dım” şeklindeki ifadeleri konu- sunda Tekin Irşi, “Osman Yıl- dırım’ın Muzaffer Tekin’i ta- nıdığına inanmıyorum. Osman Yıldırım’ın bu ifadeleriyle tu- tuklu iseler tahliye edilmeleri lazım” diye konuştu. ‘Dini hassasiyetleri yok’ Tutuklu sanõk Veli Küçük’ün kõzõ ve avukatõ Zeynep Kü- çük’ün sorularõ üzerine Irşi, “Bi- rinci bombayı atmaya giderken Osman Yıldırım, ‘Tövbe etmek lazõm, namaz kõlmak lazõm, oruç tutmak lazõm’ dedi. Ciddiye al- madım. Dini hassasiyetleri ol- duğunu söyleyemem” dedi. Avukat Küçük’ün, “Bombayı attığınız 5 Mayıs’ın ertesi günü bütün gazeteleri aldığınızı, oku- duğunuzu söylediniz. Yıldı- rım’ın Cumhuriyet’te başör- tülü domuz karikatürü için özür çıkmadığını görünce kız- dığını söylediniz. Doğru mu” sorusu üzerine Tekin Irşi, “Evet, Osman, ‘Bu gazete niye özür di- lemiyor’ diye sinirlenip duru- yordu” dedi. Küçük’ün “Osman Yıldırım ‘Veli Küçük’ü tanõyorum’ mu dedi? ‘Veli Küçük’ü bu davaya bağlayacağõm mõ’ dedi” sorusu- nu Tekin Irşi şu ifadelerle yanõt- ladõ: “Osman Yıldırım ‘Veli Küçük’e bağlayacağõm’ deyince Erhan Timuroğlu, ‘Tanõmõyorsun, nasõl bağlayacaksõn’ dedi. Os- man Yıldırım, ‘Ben de sizinle yargõlanmak istiyorum’ dedi.” Üye hâkim Hüsnü Çalmuk, Ir- şi’ye Danõştay’a saldõrõ davasõnõn ilk olarak görüldüğü Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde Al- parslan Arslan’õn tutumlarõna ilişkin gözlemlerini sordu. Tekin Irşi, “İlk iki mahkemede düz- gündü. Daha sonra buradaki gibiydi. Konuşmuyordu, şu an- ki durumu gibi” yanõtõnõ verdi. Allah bilir Küçük’ün sorularõ üzerine Ars- lan da şunlarõ söyledi: “Ben biraz rahatsızım. Bu soruları Cum- huriyet gazetesine atılan bom- baların ve Danıştay olayının babanız ile alakası olup olma- dığını veya buradaki beyefen- diler ile alakası olup olmadığı- nı söylemem için soruyorsu- nuz. Allah biliyor.” Küçük’ün “Bombaları kim- den aldınız” sorusunu “Süley- man Esen’den aldığımı söyle- miştim” diye yanõtlayan Arslan, Yõldõrõm’õn, Küçük ve Tekin ile ilgisinin olup olmadõğõ sorusuna da “Ben bilemem” dedi. Küçük Emniyet’te kendisine gösterilen şemada kimlerin olduğunu bir kez daha anlatmasõnõ istemesi üzerine Arslan şöyle konuştu: “Babanız, Muzaffer Tekin, Hü- seyin Görüm, Vatansever Kuv- vetler.. O gün irtibatım olma- dığını söylemiştim. Ama ala- kaları yoktur diyemem. ” diye konuştu. Başkan Özese’nin Irşi’ye “Alparslan Arslan sizi Anka- ra’ya Cumhuriyet’e bombayı pimini çekmeden attığınız için götürmemiş” sözleri üzerine Al- parslan Arslan “Vicdanım el vermediği için kendisine ‘gel’ demedim” ifadelerini kullandõ. Yurt Haberleri Servisi - Zaman gazetesinin “CHP’li Ersin ile Eriza Otel’de gizemli görüş- me” başlõklõ haberdeki iddialar yalanlandõ. Ha- berde CHP Milletvekili Ahmet Ersin ve Paradi- se Pastanesi sahibi Abdullah Erdoğan’õn Erzin- can’daki Eriza Otel’de 18 Şubat’ta bir toplantõ yap- tõklarõ ve gizli tanõklara baskõ uyguladõklarõ iddia ediliyordu. Habere göre, Erdoğan’õn 34 HD 772 plakalõ cipini tutuklanan Erzincan Savcõsõ İlhan Ci- haner’e tahsis ettiği iddia ediliyordu. Erdoğan yap- tõğõ açõklamada, buluşmanõn 18 Şubat’ta değil 31 Ağustos 2009’dan önce yapõldõğõnõ açõkladõ. Bu- luşma sõrasõnda henüz Ergenekon soruşturmasõ baş- lamadõğõ için gizli tanõklarla buluşma gibi bir ola- yõn söz konusu olmadõğõnõ belirten Erdoğan, bu- luşma yerinin ise Trabzon’daki Süleyman Resto- ran olduğunu söyledi. Erdoğan, haberdeki cipi ken- disinin 2009 yõlõ başlarõnda aldõğõnõ belirtti. ERZİNCAN TERTİBİNDE YALAN ÜSTÜNE YALAN DURSUN ÇİÇEK’İN AVUKATLARINDAN İDDİANAMEYE İTİRAZ İstanbul Haber Servisi- “İrtica ile Mücade- le Eylem Planı” soruşturmasõ kapsamõnda hazõr- lanan ve İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesine su- nulan iddianamede sanõk olarak yer alan Dursun Çiçek’in avukatlarõ, “Çiçek’in tanımadığı 6 ki- şiyle aynı iddianamede yer almasına” ve “id- dianamenin Ergenekon ana davasıyla birleşti- rilmesi” talebine itiraz etti. İstanbul Adliyesi’ne gelen Çiçek’in avukatlarõ, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne müvekkil- leri yönünden bazõ talepleri içeren bir dilekçe sun- du. Dursun Çiçek’in avukatõ İrem Çiçek, aynõ za- manda babasõ da olan müvekkili Dursun Çiçek ve Bedrettin Dalan’õn şüpheliler arasõnda bulunduğu “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” soruşturma- sõna yönelik hazõrlanan iddianamenin İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne, “Ergenekon” ana da- vasõyla birleştirilmesi talebiyle sunulduğunu bu- gün öğrenerek teyit ettiğini belirtti. İddianamenin “Ergenekon” davasõyla birleştirilmesini gerekti- recek hiçbir kimseyi tanõmadõklarõnõ belirten Çi- çek, “İddianamede yer alan söz konusu isimlerle müvekkilimin hiçbir şekilde bir telefon görüş- mesi, bir yerde oturmuşluğu olmamıştır. Hat- ta müvekkilim, Bedrettin Dalan’ı rüyasında bi- le görmemiştir. Bu hukuksuzluğa ” dedi. Fotoğraf:CİHANORUÇOĞLU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear