23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
g leri hâlâ yaşanıyor. Sivas Kıyı- tnı'ndan yaralı kurtulanlardan, ya- rasız kurtulanlara dek hepsinin yaşam- lannda bir daha eskisi gibi olmayacak zamanlar yaşandı, yaşanıyor. Şeytan Mi- narelerfnde, bu bakımdan görülmeyeni anlatmaya çalıştun. Toplumun çıplak gözle göremediği, gazetelere, televiz- yonlara yansımamış, bireyi kendi çepe- rinde yakıp kül eden gerçekliği göster- mek istedim okura. "TOPLUMUMUZ SAĞIR" Şcytan Minareleri 'ndeki "Dinlcmck ruhu yatıştmr; beyni eğitir; bilgiye kapı açar. Dinlemek yeniler seni, dcğiştirir, varlık bilincini, esenliğini, zamanını ye- ni anlamlarla donatır" sözleri topluma önemli bir ileti. însanlarm bilinçsizce konuştuğu, okumadığı, özdlikle degi- derek yozlaştığı bir tophmda yaşıyo- ruz. Roman kahramanı Meserret Masal- cısı, anlattıklanyla bu çarpıcı gerçeği somutlaştınyor? Romanda ipuçları veri- len çözümü okura bırakmak doğrıı olur ama eklemek istedikleriniz de olabilir. Bu konuda neler söylersinn? - Ben toplumumuzda kişilerin birbir- lerinc sağır olduklarını düşünüyorum. Kimsenin birbirini dinlemeye ne niyeti, ne sabn, ne kültürü var. Yaşanan tam anlamıyla bir curcuna. Kim ne diyor, öteki ne anlıyor, kimse açıklayamıyor bu dıırumu. Zaten anlaşmazlıklar da buradan çıkıyor. Bu bir eğitim işi elbet- te ama roman, öykü, şiir, deneme... Okumak da bir eğitim. Bu anlamda is- tedim ki dinlemek üzerinc okur biraz düşünsün. Dinlerken kazanacaklarınm ayrımına varsuı. Gerçeği yalnızca kendi kafasının içindeki sanmasın. Okumayan kişilerin açmazı her zaman büyüktür. Okuyanların kendi çıkış yollanni ürete- ceğine, okurların dinleyerek de okumak kadar yaşamlarına değer katacağına inanıyorum. Yazarken kendiliğinden çı- kan bu durum sanırım bende uzun bir birikimin sonııcuydu. Bilmem işe yarar mı? - Şeytan Minareleri 'nde anlatılan acı- nın yaşandığı ycr ayrı, anlatıldığı ycr ay- rı. Sivas'tan hmir'e, îzmir'de de Karşı- yaka'dan Kemeraltı'na uzanan anlatı mekânlan görülüyor. Sizde Kemeraltı özel bir çevre sanıyorum. Daha önce dc santnm 1980'lerin başında Kemeraltı Şiirleri 'yle bu özel ilginiz ortâya çıkmış- Ben toplumumuzcla kişil olduklarını düşünüyorum. Kimsenin blrblrlnl dinlemeye ne nlyetl. ne sabn. ne kültürü var. Yaşanan tam anlamıyla Mr curcuna. Klm ne dlyor. Otekl ne anlıyor, klmse acıklayamıyor bu durumu. zaten anlasmazlıklar da buradan çıkıyordlyorHldayet Karakuş. tı. Romanın bölümlerinin başına koy- duğunuz dizeler de çoğunlukla Ateş Mektuplan'yla Kemeraltı Şiirleri 'nden seçilmiş. Sizi Kemeraltı 'na çeken, Bey- baba 'yı orada dolaştıran nedir? - Kemeraltı Şiirleri, 1982'de yayım- lanmıştı. O yıllarda da Türkiye'nin eko- nomi politik ortamının somut örneği bana hep Kemeraltı gürünmüştü. lstan- bul'da Mahmutpaşa, Ankara'da Sa- manpazarı, Adana'da Mısır Çarşısı... gibi yerler en canlı tecim yerleri değil midir? Kemeraltı'nda her gün yüz bin- lerce insan dolaşır, ahş veriş eder, yer içer, kendini arar. Benim için Kemeraltı bir masal evrenidir. Bu yüzden Binbir Gece Ma- salları'nı okurken de gözümün önünde hep Kemeraltı'nın gizemli dünyası can- lanmıştır. Tarihsel geçmişiyle, yapılan- nın özgünlüğüyle, insanlannın yaratıcı- lığıyla eşi bulunmaz bir yerdir Izmir'in içinde. Acılarıyla boğuşurken kendini evden dışarı atan Beybaba için oradan daha güzel sağaltıcı bir dünya düşünemedim. Biliyorsunuz, Karşiyaka'daki çarşıya açılan sokaklardan birinden çıkıp gelen Beybaba, Kemeraltı'na gelmeden öykü- süne başlayamaz. O bir masal kahrama- nıdır aynı zamanda. Aşkının başladığı yer de Kemeraltı'dır. Hem geçmişini arar bir bakıma, hem acılannı sözcük sözcük, kendi törensel alışkanlıklarıyla kimseden bir şey beklcmeden anlatma- ya girişir. Belirlenmiş bir erekten çok Beybaba'ya yakışan, onun geçmişiyle biitünleşen bir evren olarak Kemeraltı, biraz da kendiliğinden romanın çevresi- ni oluşturdu. - Romanda Masalcı, öykülere vuruyor kendini. tçinde hir ırmak gibi çağlayan anıları boşaltmak istiyor. Burada Hida- yet Karakuş, roman kahramanıvla öz- deşleşiyor. Mahir'den Masalcı'ya uza- nan çizgide ölümsüz hir aşk, ayrdık, öz- lem ve Sivas Kıyımı 'nm tra\ması var. O cehennemden son jnda kurtulan birya- zar olarak Şeytan Minareleri, bu boşal- ma için yeterli mi yoksa devamı başka bir romanla gelecek mi? - Şeytan Minareleri'nin yazılma sürcci çok uzun. Yazmayı o yıllarda diişünm- üştüm ama Sivas Kıyımı'nın tozu du- manı dağılmadan yazmak da istcme- dim. İnsan yazıp içindeki acıyı bir an önce atmak ister, bu bir kendi kendinc sağaltım yoludur genellikle. Ancak ben yazmak istedik- Çe acı derinleşti. Zaman uzadıkça hem biçim, hem biçem arayışı ayrı bir acı ya- rattı. O nedenle de aradan ge- çen on altı on yedi yıl hep diri kaldı içimde. Bundan sonra bitecek mi? Aksine o acı, sanırım şimdi daha bir somut, daha bir kanatıcı ol- du bu romanla birlikte. Ya- kılan, yakılmak istenen, ola- yın şaşırtısıyla okuma yaz- mayı unutan arkadaşlarımı- zın, onların yakınlarmın kendi başlarına verdikleri yaşam savaşı unutulmama- İıydı. Onlar için yazdım, kendimi hep sanki bu işin dışındaymışım gibi düşün- mek istedim yazarken ama yer yer yazmayı bırakıp evin içinde deli deli dolaştı- ğım oldu. Aynı izlekte yeni bir roman beni gerçekten sağaltır mı dersiniz? POLLON İLE DÜNYANIN ROMANI Orta-Doğu'nun en ünlü yazarlarından Eli Amir'in Şaheseri: GÜNAIİ KEÇİSİ Savaşlar, ölümler ve göçlerle parçalanmış aileler. Vatansiz kalmış insanlar. Ailelerini terk edip kibutzlarda daha iyi bir yaşam arayan kızlı erkekli çocuklar. Yeni bir yaşam biçimi, yeni bir dil, yeni inançlar, yeni bir kültür arayanlar. Kibutzları kuranların herkese tepeden bakan iyi giyimli ve eğitimli çocuklarıyla çatışmalar ve uyumsuzluklar. Sosyalizmle ve Marksizmle tanışma... Şeytan Minareleri/ Hidayet Karakuş/ Cumhuriyct Kitapları/336 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 5 2 SAYFA 31
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear