23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B 15 NİSAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr ABD’de binlerce Türk hesaplarda parasõnõ unuttu ABD’de ‘Sahipsiz Paralar’ fonunda payõ olanlar arasõnda Özer Uçuran Çiller, Berk Çiller, Abdullah Unakõtan, Ahmet Özal, Efe Özal, Cem Uzan, Hakan Uzan, Erol Sabancõ, Fethullah Gülen gibi siyaset ve iş dünyasõnõn ünlü isimleri de var. Ekonomi Servisi - ABD’de ‘Sahipsiz Paralar’ hesabõnda binlerce Türk’ün parasõnõn da olduğu or- taya çõktõ. Türklerin ABD’de unuttuklarõ paralarõn miktarõnõn ne kadar olduğu bilinmiyor. ANKA’dan Can Kamiloğlu’nun haberine göre ABD’de 51 eyalette unutulan parasõ olan Türkler ara- sõnda Özer Uçuran Çiller, Berk Çiller, Abdullah Unakıtan, Ahmet Özal, Efe Özal, Elvan Özal, Cem Uzan, Hakan Uzan, Melahat Uzan, Erol Sa- bancı, Demir Sabancı, Ali Sabancı, Fethullah Gü- len, Mustafa Koç, Emrah Hattat, Şehmuz Tatlı- cı, İnan Kıraç, gibi siyaset ve iş dünyasõnõn çok sa- yõda ünlü ismi de bulunuyor. Devlet el koymuyor, tahsil edilebilir ABD’de sadece New York eyaletinde unutulan sahipsiz paralar fonunda yaklaşõk 10 milyar dolar bulunuyor. ABD’de sahipsiz paralar hesabõnda Türklerin unuttuğu paralarõn en fazla New York, New Jersey, Pensilvania ve Connectticut eyalet- lerinde olduğu kaydedildi. New York Barosu Göçmenlik ve Ticaret Avuka- tõ Cahit Akbulut, ABD’de devletin kontrolüne ge- çen ‘Sahipsiz Paralar’ hesabõnda unutulan parala- rõn sadece devlet tarafõndan kontrolü ve para sahi- bi kişilere dağõtõmõnõn yapõldõğõnõ belirterek Ame- rikan hükümetinin unutulan paralara el koymadõğõ- nõ söyledi. Akbulut, “Para unutanlar, tahsil etmek için başvuruda bulunup çok kısa bir süre içeri- sinde paralarını tahsil edebilirler” dedi. Turizmciye ‘e-haciz’ şoku NURPERİ DEĞİRMENCİ BODRUM - Bodrum’da yõllardõr işletmelere tebliğ edilmeyen ecrimisil bedellerinin 10 kat birden artmasõna tepki gösteren ve konuyu yargõya taşõyan işletmeciler, bu kez “e-haciz” şokuyla sarsõldõ. Sezona hazõrlõk yaparken hesaplarõnõn bloke edildiğini banka işlemleri sõrasõnda tesadüfen öğrenen işletmeciler, yasanõn uygulama şeklinin yeniden değerlendirilmesini istiyor. 2002’de belediye tarafõndan şezlonglarõn zimmetlendiği esnaf, kumsalõn temizliği, şezlonglarõn toparlanmasõ, kaldõrõlmasõyla ilgili de görevlendirilmişti. Halk plajõ ilan edildiği için yurttaşlardan ücret alõnmayacağõ da işletmeciye bildirilmişti. İlgili kurumlardan henüz öneri alamadõklarõnõ söyleyen Bodrumlu işletmeci Aydõn Selbinçek, “Zor durumdayõz ve bu ne kadar sürecek bilmiyoruz. Benim şu anda bankadaki hesabõma e-haciz geldi. Pos makinem bağlõ durumda, toplam borcum 53 bin lira. Dava sürüyor. Bu fiyatlarla bu iş yürümeyecek” dedi. İşletmeci Yengin Arda da, ödemelerin 3-4 yõl sonra toplu halde gelmesinin işletmeleri zor durumda bõraktõğõnõ söyledi. Kamyonlarõn amiral gemisi olarak anõlan Actros modeli artõk Aksaray’daki fabrikadan çõkacak Mercedes’in yõldõzõ Aksaray’da Mercedes-Benz Kam- yon Grubu Avrupa Üretim Ağõ Direktörü Yarõş Pürsün ise Act- ros’un fabrika tari- hinde bir dönüm nok- tasõ olacağõnõ dile getirerek, modelin dünyanõn ‘en iyi’, ‘en çok’ satanõ olduğunu anõmsattõ. Pürsün, “Biz Türkiye’nin önemini ve potansi- yelini çok erken anla- dõk. İniş çõkõşlara bakmadõk. Yatõrõmõ- mõza her zaman de- vam ettik” dedi. Mercedes-Benz Türk Kamyon Üretiminden Sorumlu Teknik Di- rektör Gerald Jank da, Actros modelinin Avrupa’da pazara sunulmasõndan itiba- ren bir numara oldu- ğuna değindi. Mercedes-Benz Kamyon Grubu Avrupa Üretim Ağı Direktörü Ya- rış Pürsün (solda), Mercedes-Benz Türk Kamyon Üretiminden So- rumlu Teknik Direktör Gerald Jank (ortada) ve Direktörler Ku- rulu Başkanı Wolf-Dieter Kurz, yatırımlarını anlattı. İhracatçõya süper teşvik geldi Ekonomi Servisi - Sanayi ve Ti- caret Bakanõ Nihat Ergün, “Eximbank’ın ihracatçılarımıza kullandırdığı orta ve uzun vadeli kredileri 2010 yılında 10 kat arttırarak 150 milyon dolardan 1 milyar 450 milyon dolara çı- kardık. Ülke alıcı kredilerini de 27 milyon dolardan 1 milyar dolara yükselttik” dedi. Ağırlık makine sektörüne Ergün, Makine Sanayi Sektör Strateji Belgesi’ne son şeklinin verileceği “Türkiye Makine Sa- nayi Buluşması”nda, şunlarõ söy- ledi: “Eximbank kısa vadeli kre- dilerden orta ve uzun vadeli kredilendirme stratejisine doğ- ru bir geçiş yapmış oldu. 2010 bu stratejinin başlangıcı. 2009’da sa- dece 150 milyon dolar orta ve uzun vadeli kredi verilmiş, 2010’da 1 milyar 450 milyon dolara çıkarılmış olacaktır. Bu- nun ülke alıcı kredileri bölümü 27 milyon dolardır geçen yıl. 2010 yılında ülke alıcı kredisi 1 milyar olarak kullanılacaktır. Bu 5 yıldan daha uzun vadeli krediler şeklinde gerçekleştiril- miş olacaktır. Ağırlıklı olarak makine sektörünün bu kredi- lerden yararlanması görüşü de orada kabul edilmiş bir görüştür. Her yıl bu alanı daha da geniş- letmekte kararlıyız.” Orta Anadolu Makine ve Ak- samlarõ İhracatçõlarõ Birliği Başkanõ Adnan Dalgakıran da “Yükselen teknolojiye sahip makine ürete- rek, 2023’te ilk 5 makine ihra- catçısı ülke arasına girmek en büyük hedefimizdir” diye ko- nuştu. Dalgakõran, yatõrõmlarõn Türkiye’ye çekilmesi gerektiğini belirterek, “Bunun için ara malı yatırımı teşvik mekanizması ha- yata geçirilmelidir. Türkiye son 1000 yılın en büyük fırsatını ele geçirmiştir. Bunu kaçırmamalı- dır” değerlendirmesini yaptõ. Beko Alman basketboluna ismini verdi, satışı arttı ARİF KIZILYALIN FRANKFURT - Alman Basketbol Birinci Lig organizasyonlarõnõn isim sponsorluğunu üstlenen Beko, tüm Almanya genelindeki satõşlarõnõ önem- li ölçüde arttõrõrken hafta sonu ‘Beko Bundesliga Top 4’ adõ altõnda organize edilen Almanya Basketbol Federas- yonu Kupasõ finallerinin seyirci pat- lamasõ yapmasõ Arçelik grubu tara- fõndan sevinçle karşõlandõ. Kupa maçlarõnõ izlemek üzere Frank- furt’a gelen Arçelik Pazarlama Direk- törü Murat Şahin, “Beko sporu, özellikle de basketbolu sevdi, ancak İngiltere başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde futbol alanında da önemli adımlar atıyoruz” dedi. Türk voleyboluna da Arçelik takõmõ olarak büyük destek verdiklerini, yine 1987 ile 2003 yõllarõ arasõnda Beşiktaş’a forma sponsoru olduklarõnõ anõmsatan Murat Şahin, spora olan sevgilerini marka- larõnõn değeri ile buluşturma adõna basketbola yatõrõm yapma kararõyla il- gili olarak şunlarõ söyledi: “Basketbol etik anlayış, centilmenlik, şeffaflık bi- linilirlik anlamında futboldan son- ra birinci spor. Bu anlayışla Türki- ye dahil pek çok ülkede adımızı verdik. Avrupa Basketbol Şampi- yonası, 2010 Dünya Basketbol Şam- piyonası’na da sponsor olduk. Al- manya’daki isim sponsorluğumuz ise açıkçası sürpriz oldu. Almanya’da da çok memnunuz. Beko, Almanya pazarında Almanların önemli mar- kaları ile yarışıyor. Bu kolay değil.” Beko grubunun İngiltere Premiere League’de Liverpool başta sponsor- luklarõna değinen Şahin, ‘Beko ev aletleri’ reklamõnõn uzak Asya’da bi- le bilinirliliği arttõrdõğõnõ söyledi. Ekonomi Servisi - Marshall Boya, Osmanlõ Sanatõ Uzmanõ Serdar Gülgün işbirliğiyle Osmanlõ Saraylarõ’nda yaşayan renkleri günümüz mekânlarõna taşõyan yeni bir koleksiyon oluşturdu. Tasarõmõ bir yõl süren “Osmanlı Renkleri Koleksiyonu”, lokum, akide, şerbet ve kahve olmak üzere 4 ana grupta 16 farklõ renkten oluşuyor. Mürdüm şerbeti, portakallõ akide, kakuleli kahve gibi iddialõ renkleri barõndõran koleksiyonda ayrõca, boyanabilir duvar desenleri olarak çintemani, kündekari, balõk pulu, zencirek, nar, lale ve karanfil olmak üzere 7 önemli Osmanlõ motifi de bulunuyor. Marshall Boya ve Vernik Sanayi Genel Müdürü Feridun Düzyol, yeni koleksiyonun öncelikle iç pazarda ilgi görmesini beklediklerini belirterek “Kahve, lokum, şerbet nasıl Osmanlı’dan Avrupa’ya yayıldıysa umarım bu koleksiyon da yayılır. Yoğun talep gördüğümüz Azerbaycan, Ortadoğu ve Kafkaslar’da bu koleksiyon bizim için bir fırsat olacak” dedi. Serdar Gülgün ise tüketicilerin bir birey olarak artõk kendi stilini yaratmak istediğini ifade etti. Bunu göz önüne alarak hazõrladõklarõ yeni koleksiyonla geçmişten bugüne bir köprü oluşturmayõ amaçladõklarõnõ belirtti. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İktidarın Yargısı İktidarın, özerk olması gereken kamu kurumlarını bir bir ele geçirmesi, güçler ayrılığı ilkesinin yok edilmesi, majestelerinin milletvekilleri, cumhurbaşkanlığı makamı, YÖK, özel yargı.. yaratılmasının ardından var gücü ile üst yargıyı ele geçirme operasyonunda, sahte demokratların işlerinin zor olacağını düşünmüştüm. Yanılmışım, insanın ar perdesi yırtılınca, yüzsüz yüzsüz demagoji yapabilme yetisi artıyormuş... “AKP’nin anayasa taslağı yargı bağımsızlığının olmazsa olmaz ilkeleri, AB kriterleri ile yüzde yüz çatışıyor” gerçeğini itiraf etmemek uğruna, demagoji sanatının uç noktasında elmalarla armutları toplamakta diretiyorlar... HSYK Başkanvekili Özbek, AKP’nin anayasa taslağının yargı bağımsızlığını temelden yıkma içerikli olduğu gerçeğinin altını çizdikten sonra, hukukçuların, yargıçların direnme haklarına örnek olmak üzere Pakistan yargıçlarının istifa eylemlerini örnek gösterdi ya... Üst yargı kurumlarını, yargıçları vurmak üzere, birkaçı birden, 12 Eylül döneminden gerçekten utanç verici bir örneğe sarılıyorlar... Çok doğru; 12 Eylül sürecinde, askeri darbenin en güçlü, baskıcı döneminde, Anayasa Mahkemesi üyelerinin “Kader” senfonisi eşliğinde Konsey üyelerinin önünden, eğilerek selam verip geçmeleri görüntüsü, demokrasi, hukuk düzeni adına çok utanç verici, umut kırıcıydı. Olayın yaşandığı günün akşamında çok değerli bilim insanı Prof. Öztekin Tosun gece evden telefonla aramıştı. Söyledikleri hâlâ kulaklarımda: “Şükran moralim çok bozuldu, incindim. Üzüntümü seninle paylaşmak istedim. Halkımız uzun soluklu gerçek demokrasiyi yaşamadı, demokratik sınav veremedi. Ama en yozundan bile olsa suyunu, yolunu almanın karşılığı oy vermenin tadına vardı. Bilincine bir biçimde demokrasi kazınmış olmalı. Bu günler hep böyle sürecek değil ya..” anlamında bir değerlendirme yapmıştı.. Gerçek demokratik bilinci kazanamamış, ancak sandığın tadına varmış halkımız, kendine özgü bir yorumla, galiba argo diliyle kendisine zarar verecek, tersine işleyecek “uyanıklıkla” 12 Eylül Anayasası’na yüzde 92 evet oyunu verdikten sonra, sandıkta oyunu kullandığı seçim sürecine geçişi kendince hızlandırmıştı... 12 Eylül günlerinde ezilen, çok ağır bedel ödetilen sol, sendikal, sivil toplum örgütlenmeleri, aydınları çıkarırsak, toplumun çoğunluk örgütlenmelerinin başta siyaset, medya, aydınlarının, halk çoğunluğunun sınav notu sıfırdır. Korkuyu anlayabiliriz, kirli çıkarlar adına şakşaçılık, neoliberal politikalara, emperyal çıkarlar, direktiflere teslimiyet utanç verici. Şimdi herkeslerin “Tencere dibin kara seninki daha kara” sınav verdiği bir süreçteki yaşananlardan yola çıkıp, bugünün sivil iktidarının, AKP’nin yargıyı ele geçirme operasyonuna destek vermek nasıl çirkin bir oyun, demagojidir! Anayasa taslağı ile sadece ve sadece yargıyı tümü ile ele geçirme, kendisi için tehdit oluşturan kapatma başta, Yüce Divan benzeri geleceğe dönük kimi tehditleri ortadan kaldırmayı hedeflemiş Erdoğan hükümetini, bildik “insan hakları, demokrasi, açılım..” sözcükleri ile savunmanın olanağı yok. Ucuz demagoji ile kafa karıştırma tek geçerli yöntem sayılıyor.. Polemiği en çok yapılan, gerçeği tersyüz etme kavramlarından biri de, anayasa yapma hakkının Meclis’e ait olduğu... Sanki aksini söyleyen varmış gibi. Darbelerle değil, demokratik düzen içinde yapılan anayasalarda, sadece Meclis’teki partilerin değil, Meclis dışındaki toplumsal tüm örgütlenmeler, katmanların iradesinin alınması olmazsa olmazdır. Yargı bağımsızlığı, hukuk, insan hakları, demokrasi kriterlerinde yargı kurumlarının öncelikle, ağırlıklı görüşlerinin alınması demokratik bir anayasa yapmanın kuralıdır; üst yargı kurumlarının bu konular ilişkin kaygılarla eleştiri yapmaları, Meclis iradesine, karşı durmak değil, görevdir. AKP’nin nasıl bir yargı düzeni, yargıç, hukukçu istediğine ayna tutan son günlerin en çarpıcı fotoğraf karesi ise “Burası YARSAV’a destek toplantısı değil” diye avaz avaz bağırmakla yetinmeyip, kadın polisi kameralar önünde boğazından sıkarak döven Ankara savcısının eylemidir. Sonrasında kadın döven, toplantı basan savcı değil, ona itiraz eden, salonu terk etmesini isteyen kadın koruma polisine işten el çektirilmiş. AKP iktidarının özlemini çektiği hukuk düzenine bundan daha çarpıcı bir örnek olabilir mi? soner@cumhuriyet.com.tr Alman Basketbol Birinci Lig’in sponsorluğunu üstlenen Beko, aldõğõ sonuçtan oldukça memnun. Beko, Almanlarõn önemli markalarõ ile yarõşõyor. ‘TÜRKİYE’NİN ÖNEMİNİ ERKEN ANLADIK’ HAKAN AKARSU AKSARAY - Mercedes-Benz, Actros modelinin üretimini Aksa- ray’da yapma kararõ aldõ. Gerekli hazõrlõklarõn tamamlanmasõndan sonra 2010 yõlõnõn sonunda Türki- ye’de başlayacak olan Actros üre- timi için 12 milyon Avro civarõn- da yatõrõm yapõldõ. Araç 5 ana mo- del olarak üretilecek, Aralõk 2010’da ilk araç bantlardan çõkacak. Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanõ Wolf-Dieter Kurz, Aksaray’daki Kamyon Fab- rikasõ’nda ürün yelpazelerini art- tõrdõklarõnõ belirterek, “Mercedes- Benz kamyonlarının amiral ge- misi Actros da artık burada üre- tilecek” dedi. Mercedes-Benz Türk’ün Aksaray Kamyon Fabri- kasõ’nda düzenlenen basõn toplan- tõsõnda konuşan Kurz, bu fabrika- nõn 1986 yõlõnda üretime başladõ- ğõnõ anõmsatarak, Aksaray kamyon Fabrikasõ’nõn dünyanõn en modern fabrikalarõndan biri olduğunu kay- detti. Kurz, Aksaray’daki Kamyon fabrikasõ’nõn kurulduğu tarihten bu yana 120 binden fazla kamyon ürettiğini ve 22 bin adet taşõtõ ihraç ettiğini kaydetti. 2009’da 6 ton ve üzeri kamyon pazarõnda yüzde 33.5’lik, 9 ton ve üzeri kamyon pazarõnda da yüzde 41.1’lik pazar payõna ulaştõklarõnõ dile getiren Kurz, Atego ve Axor modelleri ile piyasanõn tartõşmasõz lideri olduklarõnõ ifade etti. Kurz, Atego ve Axor modelleri- nin yanõ sõra Mercedes-Benz kam- yonlarõnõn premium kategorisi olan Actros’un da ürün gamõna eklen- mesiyle Aksaray Fabrikasõ’nõn, dünya çapõndaki Mercedes-Benz kamyon üretim ağõnda öneminin daha da arttõğõnõ dile getirdi. Bu yõlõn sonunda Türkiye’de başlayacak olan Actros, ‘en iyi ve en çok satan’ model. Üretim için 12 milyon Avro civarõnda yatõrõm yapõldõ. Araç 5 ana model olarak üretilecek, Aralõk 2010’da ilki bantlardan çõkacak. Marshall, Osmanlı renklerini günümüze taşıyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear