23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2010 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Aytaç Durak Olayı Tipik Bir Göstergedir Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak ile ilgili olarak gazetelerde yayımlanan haberleri sanırım okumuşsunuzdur. Sanırım ki, bu haberi gazetelerde okumadan da önce, yıllardır üst üste, birbirinden değişik partilerin desteğiyle Adana Büyükşehir Belediye Başkanı olan Aytaç Durak’ın adını bilmeyen yoktu. Aytaç Durak, son olarak belediye meclisinde kimi üyelerin rüşvet bantlarını gündeme getirmesi ardından da kendi hakkındaki iddialarla manşetlere çıktı. Olayların ayrıntısına girmeye gerek yok. Bütün partilerden üyelerin adlarının karıştığı, parti ayrımı yapılmaksızın, yolsuzluğun, rüşvetin kılıfına uydurulmuş imar izinlerinin gırla gittiği aşılagelmiş yerel yönetim öykülerinden biri. Bu kez, Başkan Aytaç Durak’ın son günlere kadar sağ kolu konumunda olan Mustafa Tuncel ile arasının bozulması ve ikilinin birbirlerini suçlamaları, en yetkili ağızlardan ifade edilmesine neden oldu. Mustafa Tuncel, Başkan Aytaç Durak’ın iki milyar dolar serveti olduğu iddiasını ortaya attı. Başkan ise, “serveti”nin o düzeye varmayıp 40 milyon doları aştığını söylemekle yetindi. Olayın ayrıntılarına girmeye, kimin haklı kimin haksız olduğunu aramaya kalkmaya, başkanın ve yakın çevresinin mal varlığının bütün detaylarını aramaya gerek yok. Eninde sonunda, herhangi bir yerel yönetimde benzerine rastlayacağınız tipik bir öyküdür söz konusu olan. Yanlış anlaşılmasın! Ben Türkiye’nin istisnasız bütün belediyelerinde aynı şeyi görürsünüz demiyorum, ama hiç eveleyip gevelemeden iddia ediyorum ki, Türkiye’nin yerel yönetimlerinin çoğunda, bu pisliklerin hepsine tanık olursunuz. Şunu açıklıkla ve rahatlıkla söylüyorum: - Türkiye buna layık mı diye sormayın! Türkiye bu yolsuzluk ve pisliğe layık! Türkiye’nin papağan gibi slogan tekrarlamaya alışkın, şaşkın liberallerinin aymazlık çukuruna batmayalım ve “yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir” diyen nereden sadır olduğu belirsiz, yanlış sloganı da tekrarlamayalım. Temeli üretime dayanmayan, avanta, talan ve yağma ile ondan yoksula düşen kırıntı olan sadaka ekonomisinin egemen olduğu toplumlarda yerel yönetimlerin yeni birer rant paylaşım odağı olduklarını gözden uzak tutmayalım. Belediye meclislerini oluşturanların, yerel yönetimlere adaylıklarını koyanların meslek yapılarına, sınıfsal kökenlerine bakalım. Anadolu’dan gelen umarsızların, acımasız yaşam kavgalarının mekânları varoşların köşe dönmeci, töresini geldiği yerden taşıyıp getirmiş yarı aşiret ağası, yarı kenar mahalle yüzsüzü kapitalist arivistlerinin yerel yönetimlerin üst kademelerini parti ayrımı gözetmeksizin nasıl parsellediklerini dikkatle incelediğimizde, son olayın tipik gösterge olduğunu görmemiz kolaydır. Burada Aytaç Durak için bir iddiada da bulunmuyor, ileri sürülenlerin doğru olup olmadıklarını bilmiyor, bunların önemi olduğunu da zannetmiyorum. Münferit olayda değil, genel tabloda ne olduğudur önemli olan. Avanta, talan ekonomisinde, yerel yönetimler yeni rant paylaşım odaklarıdır. Burada seçmen durumunda olan taban da, aynı ekonomiden müstefit olduğu için, oyunun göbeğinde yer alır. Zaman zaman taban yağma ve talandan şikâyetçi olursa bilin ki, talandan ya da avantadan yeterince pay alamadığı kanısını taşıdığındandır. Bu durumda, Aytaç Durak olayının bir istisna olmayıp genel gidişi fevkalade güzel yansıtan tipik bir gösterge olduğunu söylemek yanlış değildir. Şaşırtıcı ve asıl istisna olan, yerel yönetim aracılığıyla harikalar yaratan, bozkırda operalar kuran, tiyatro binaları yükselten, bozkırın ortasında plajlar açan, doğduğu kenti heykelleriyle, sanat etkinlikleriyle, üniversitesiyle yaşanır yer haline sokan Yılmaz Büyükerşen’dir. Onu da, o modeli yeğleyen tabanı da kutlamak gerek. asirmen@cumhuriyet.com.tr İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com Başbakan, partisinin hukukçu milletvekilleriyle anayasa paketini değerlendirdi. Pakete son şekli bugün verilecek Anayasa paketi tamamEMİNE KAPLAN ANKARA - AKP yönetimi, uzun süredir üzerinde çalõşõlan anayasa paketi taslağõnõ Başbakan Tayyip Erdoğan’a sundu. Erdo- ğan, dün partisinin hukukçu kur- maylarõyla bir araya gelerek ana- yasa paketi üzerinde ayrõntõlõ bir değerlendirme yaptõ. Başbakan Tayyip Erdoğan, dün Başbakanlõk’da Başbakan yar- dõmcõlarõ Cemil Çiçek ve Bülent Arınç, Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı, İçişleri Bakanõ Beşir Ata- lay, Adalet Bakanõ Sadullah Er- gin, Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Adalet Komisyonu Baş- kanõ Ahmet İyimaya, Anayasa Komisyonu Başkanõ Burhan Ku- zu, Genel Başkan Yardõmcõsõ Haluk İpek ve Adana Milletve- kili Ömer Çelik ile anayasa pa- ketiyle ilgili olarak bir toplantõ yaptõ. Toplantõda, pakete büyük oranda son şekli verildi. AKP bugün yapõlacak son bir toplan- tõyla paket üzerinde son rötuşla- rõ yapacak. Toplantõda önümüz- deki hafta siyasi partilerin ziyaret edilerek paketin sunulmasõ kara- rõ alõndõ. Sürpriz bir maddenin de yer alacağõ pakette olmasõ kesin- leşen düzenlemeler şöyle: HSYK’nin yapısı: Üye sayõ- sõ 19 ya da 21 olacak. Üye sayõ- sõ bugünkü toplantõda netleştiri- lecek. HSYK’ye Cumhurbaşkanõ, Yargõtay, Danõştay, hâkimler ve savcõlar, TBMM ve Adalet Aka- demisi üye seçecek. Meclis’in seçeceği üye sayõsõnõn 3 olmasõ bekleniyor. HSYK, 2 ya da 3 daireden oluşacak. Adalet Baka- nõ ile müsteşarõ, yalnõzca genel ku- rul çalõşmalarõna katõlabilecek. Parti kapatma: Kapatma davasõ açõlabilmesi için TBMM Genel Kurulu’ndan izin alõnmasõ koşulu getirilecek. Kapatma da- vasõna izin için üçte iki çoğunluk (367) aranacak. Siyasi partilerin kapatõlmasõnõn Venedik Kriterle- ri’ne bağlanmasõ konusunda ise toplantõda farklõ görüşler dile ge- tirildi. AKP kurmaylarõ, bugün ya- põlacak toplantõda bu düzenle- menin pakete konulup konulma- yacağõnõ netleştirecek. HSYK ve YAŞ kararları: HSYK ve YAŞ kararlarõna yargõ yolu açõlacak. Memurlara yargı yolu: Memurlarõn uyarma ve kõnama cezalarõnda da yargõya başvura- bilmelerinin önü açõlacak. Pozitif ayrımcılık: Anaya- sanõn “kanun önünde eşitlik” başlõklõ 10. maddesi değiştirilerek kadõn, yaşlõ, çocuk ve özürlülere pozitif ayrõmcõlõk getirilecek. Kişisel veriler: Anayasaya ki- şisel verilerin korunmasõna ilişkin hüküm eklenecek. Kişisel bilgiler ancak kişinin açõk rõzasõna veya yasayla öngörülen bir nedene da- yalõ olarak kullanõlabilecek. Yurtdışı yasağı: Vergi ce- zalarõnda kişilere yurtdõşõna çõkõş yasağõ ancak mahkeme kararõ ile konulabilecek. Kamu denetçiliği: Kamu denetçiliği kurumu kurulmasõ için anayasaya madde eklenecek. TEKEL’e destek veren liseliler okuldan atıldı İstanbul Haber Servi- si - Çekmeköy Mehmet- çik Lisesi’nde okuyan 24 öğrenci, okulda TEKEL işçilerine destek etkinliği düzenledikleri için ilçe milli eğitim müdürlüğü- nün kararõyla okuldan atõl- dõ. Veliler, öğrencilerin okulla ilişkilerinin kesil- mesine tepki gösterirken öğrenciler okul değiştir- meyeceklerini belirtti. Lise öğrencileri, Anka- ra’da direniş yapan TE- KEL işçilerine destek ver- mek amacõyla okulda 25 Şubat 2010 tarihinde et- kinlik düzenledi. Yaklaşõk bir saat süren etkinliğe öğrencilerden büyük des- tek geldi. Etkinlik sonra- sõ okul yönetimi öğrenci- leri disipline verdi. İlk önce rehberlik öğretmen- leri ile görüşen öğrenciler daha sonra savunmalarõ alõnarak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Disiplin Ku- rulu’na sevk edildi. 16 Mart Salõ günü de öğren- cilerin okulla ilişkilerinin kesildiği bilgisi velilere bildirildi. Veliler okul yö- netiminin verdiği tasdik- nameleri almadõ ve olaya tepki gösterdi. Öğrenciler olayõn ardõndan okullarõ- na gitmeye devam etti. Tasdikname belgesi öğ- rencilerin ev adreslerine geldiği zaman 24 öğren- cinin okullarõyla ilişkisi kesilecek. Öğrenci velisi Tülay Temel çocuklarõnõn eği- timinin bu şekilde engel- lenmemesi için ellerin- den geleni yapacaklarõnõ söyledi. Temel, “Türki- ye’nin her ilinden işçile- re destek veriyorlar. Bu- nu neden bu duruma getirdiler? Çocuğumun okulunun bitmesine 3-4 ay kaldı. Başka okula as- la göndermem. Çocu- ğumun dersleri de çok iyi. Böyle bir kararı ka- bul edemeyiz” ifadeleri- ni kullandõ. Milli Eğitim Müdürlü- ğü yetkilileri ise eylemin karşõlõğõnõn “örgün eği- tim dışına çıkarılması” olduğunu ancak çocukla- rõn eğitime devam etme- si için bunun hafifletildi- ğini ve “tasdikname” ile cezalandõrõldõklarõnõ sa- vundu. Yetkililer, öğren- cilerin eğitimlerine başka okullarda devam edebi- leceğini belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Bulgaristan Başbaka- nõ ile yaptõğõ basõn toplantõsõnda bir yetkiliye “Bana doğalgaz zammını sorsunlar” yazõlõ bir not uzattõğõ, TRT muhabirinin ise yetkilinin ken- disine ilettiği notu yanlõş anlayarak Bulgaristan Başbakanõ’na, “Sayın Borisov Türkiye’ye sattı- ğınız doğalgaza zam yapacak mısınız?” sorusu- nu yönelttiği öne sürülmüştü. DSP Milletvekili Süleyman Yağõz’õn konuyla ilgili olarak verdiği soru önergesini yanõtlayan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, “Adı geçen muhabirin, özel sektörde görev yaptığı dönemde edinmiş oldu- ğu çalışma usulü ve haber kaynaklarıyla güve- ne dayalı ilişkisi nedeniyle maksadını aşarak bir yanlış anlamaya sebep olduğu değerlendi- rilmektedir” ifadesini kullandõ. KARARSIZ KALINAN DÜZENLEMELER Toplantıda, memurlara grevli toplusözleşme hakkı tanınmasına ilişkin düzenleme konusunda farklı görüşler ortaya kondu. Bazı bakanlar, personel reformu yapılmadan memurlara bu hakkın verilmesinin sıkıntılar doğurabileceğini dile getirir- ken bu konunun bugünkü toplantıda yeniden ele alınması benimsendi. Askerlere sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin düzenlemeye de bugün karar verilecek. Türkiye mil- letvekilliği, Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve dokunulmaz- lıkla ilgili maddelerin ise pakette yer almayacağı belirtildi. ÇEKMEKÖY MEHMETÇİK LİSESİ İmam ve vaizlere zırh ‘Alevilik’ ifadesine yer verilmeyen Diyanet İşleri Başkanlõğõ Yasa Tasarõsõ’nda, imam ve vaizlerin yargõlanmasõ, Diyanet İşleri Başkanõ’nõn iznine bağlanõyor AYŞE SAYIN ANKARA - AKP hükümetinin TBMM’ye sevk ettiği Diyanet İşleri Başkanlõğõ Yasa Ta- sarõsõ’ndan, imam ve vaizlere “dokunul- mazlık zırhı” çõktõ. Tasarõya göre imam ve vaizlerin yargõlanmalarõ, Diyanet İşleri Baş- kanõ’nõn iznine bağlanõyor. Alevi açõlõmõ kapsamõnda çalõştaylar dü- zenleyen AKP hükümetinin Diyanet İşleri Başkanlõğõ’nõn yeni teşkilat yapõsõnda, bu ke- sime yönelik açõlõmõ sõnõrlõ kaldõ. Diyanet Ya- sa Tasarõsõ’nda, Alevilerle ilgili bir birim ku- rulmasõ öngörülmezken Din İşleri Yüksek Kurulu’nun görevleri arasõna “İslam dini- ne ilişkin farklı yorum çevreleri, dini sosyal teşekküller ve geleneksel dini-kül- türel oluşumlarla ilgili çalışmalar yap- mak” ekleniyor. Tasarõda, gerekçe bölümü dahil “Alevilik” ifadesi hiçbir şekilde kul- lanõlmõyor. Diyanet İşleri Başkanlõğõ kay- naklarõ, tasarõ yasalaştõğõnda, Din İşleri Yüksek Kurulu içinde Alevilikle ilgili bir “masa” oluşturulabileceğini belirtiyorlar. Tasarõdaki en önemli düzenlemelerden bi- rini ise imam, vaiz gibi din hizmeti veren personele “yargılama zırhı” getirilmesi oluşturuyor. Buna göre Diyanet’in her ka- demesindeki din hizmetini yürüten perso- nel, görevleri nedeniyle işledikleri suçlar- dan 4483 sayõlõ Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargõlanmasõ hakkõndaki ya- saya tabi olacak. Örneğin imamlar, kürsüde verdikleri va- azda suç unsuru bulunsa bile, Diyanet İşleri Başkanõ’nõn izniyle yargõlanabilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Hüseyin Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği ba- sõn toplantõsõnda, CHP lideri De- niz Baykal’õ eleştirdi. Baykal’õn Deniz Feneri dava- sõyla ilgili olarak yalan söylediği- ni ileri süren Çelik, Almanya’da yürütülen dava ile Ankara Cum- huriyet Başsavcõlõğõ tarafõndan yü- rütülen soruşturmanõn birbirine karõştõrõlmamasõ gerektiğini sa- vundu. Almanya’dan iki türlü tebligat tale- bi geldiğini belirten Çelik, şöyle konuştu: “İddianamenin tebliğ edilmediği sanık bulunmamaktadır. Sayın Baykal, 6 aydan beri tebligat yapılmadığını, sadece 1 kişi- ye yapıldığını söylüyor ve doğru söylemi- yor. AKP iktidarları hiç kimseye kendi yet- ki alanı içerisinde bulunan konularda ko- rumacılık yapmaz.” Baykal’õn “Silahlı Kuvvetler’den elinizi çekiniz” sözlerini de değerlendiren Çelik, TSK’nin CHP’ye ait bir müesse- se olmadõğõnõ söyledi. Cunta he- veslileriyle ilgili tartõşmanõn TSK’ye yönelik olmadõğõnõ kay- deden Çelik, “CHP, 1960’taki askeri darbenin teşvikçisi ve ar- kasındaki güçtür” dedi. ‘Öcalan maddeleri tasarıdan çıkarılıyor’ Çelik, taş atan çocuklarla ilgili yasa tasarõsõndan Abdullah Öcalan’õ kapsa- dõğõ ileri sürülen maddelerin çõkarõlacağõnõ da söyledi. Konunun bugün TBMM Adalet Ko- misyonu’nda ele alõnacağõnõ ve sürecin nor- mal işlediğini belirten Çelik, şunlarõ kaydet- ti: “Aslında muhalefetin çekinceleri haklı bir zemine dayanmıyor ama yeni bir tar- tışma çıkmaması için o sözü edilen mad- deler tasarıdan çıkarılıyor.” ÇELİK’TEN DENİZ FENERİ SAVUNMASI HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - BDP’nin Yüksekova’da düzenlediği Nevruz etkinliğinde konuşan kapa- tõlan DTP’nin eski milletvekili ve si- yasi yasaklõ Aysel Tuğluk, demo- kratik açõlõm süreciyle ilgili AKP ik- tidarõna seslenerek, “Ya çözecek- siniz ya da çözüleceksiniz. Artık Kürt halkının sabrının tüken- mekte olduğunu görmeleri gere- kir. İşte sınırın her iki tarafında Kürt ve Türk gençleri elleri te- tikte bekliyor. Gelin barışı sağla- yalım ve kucaklaştıralım” dedi. Yüksekova’daki Nevruz etkinliği için binlerce kişi eski şehir stadõna akõn etti. Kadõnlarõn ve erkeklerin ayrõ ayrõ arandõğõ polis noktasõnda, sakõncalõ bulunan malzeme ve afişler toplandõ. BDP’li görevlilerce ikinci bir arama yaptõktan sonra yurttaşlar alana alõndõ. Kutlamalar sõra- sõnda zaman zaman terör örgütü PKK lideri Öcalan’õn posterleri ve PKK flamalarõ açõlõr- ken Öcalan ve terör örgütü lehine sloganlar atõldõ. Platformun önüne Öcalan lehine büyük pankart ile 2 PKK’linin fotoğraflarõnõn asõlmasõ, peşmerge kõyafetli çocuklar ve elin- de oyuncak tüfek olan bir çocuk dik- kati çekti. Geçen yõl 19 Ekim’de Türkiye’ye dönen PKK’lilerden Şerif Gençdal ve Nizar Buldan da protokol bölümünde oturdu. ‘Gönlümüzün başkenti’ BDP Milletvekili Hamit Geyla- ni, Kürtçe yaptõğõ konuşmada Diyarbakõr’dan söz ederken “gönlümüzün başkenti” ifade- sini kullandõ. Siyasi yasaklõ Aysel Tuğluk da Yüksekova’da özgürlük ateşini yaktõklarõnõ belirterek “Bu sorunun aktörleri ile konuş- mak durumundasınız. Başka bir şekilde bu meseleyi çözemezsiniz. Çözmek istiyor- sanız, muhatapları ile bir çözüm ve diyalog süreci başlatmak durumundasınız” dedi. ‘GELİN GENÇLERİ KUCAKLAŞTIRALIM’ 127 ÖĞRENCİ GÖZALTINDA ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Hacettepe Beytepe ve ODTÜ kampus- larındaki otobüs du- raklarında toplanan “Öğrenci Kolektifi” üyesi bir grup öğ- renci, ulaşım ücret- lerini protesto et- mek için otobüslere kart basmadan bin- mek istedi. Bunun üzerine, araçları ha- reket ettirmeyen şo- förler polis çağırdı. ODTÜ’de 99, Beyte- pe’de ise 28 kişi ol- mak üzere toplam 127 öğrenci gözaltı- na alındı. ‘Çanak soruya’ ilginç savunma ANKARA (Cumhuriyet Sürosu) - RTÜK Başkanõ Davut Dursun ile halen üye olarak gö- rev yapan eski Başkan Zahid Akman’õn da arala- rõnda bulunduğu 9 sanõğõ görevi kötüye kullan- mak suçundan hapse mahkûm eden mahkeme, gerekçeli karar yazõmõnõ tamamladõ. Karardan, eski başkan Zahid Akman için “sahte belge” düzenleme iddiasõyla da suç duyurusunda bulu- nulmasõ kararõ çõktõ. Kararda, Akman’õn karşõoyu olmadõğõ halde 20/04/2009 tarihinde Abdulva- hap Darendeli tarafõndan mahkeme dosyasõna sunulmuş belgede yazõlõ olan muhalefet şerhinin altõnda Zahid Akman’õn da imzasõnõn bulunduğu- nun anlaşõldõğõna dikkat çekildi. Akman’a yeni suçlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, hükümetin son şeklini verdiği anayasa paketiyle ilgili olarak, “İşin özü yargı bağımsızlığını ortadan kal- dırmak, hukuk devletini ortadan kaldır- mak, kendilerini yargılayacak yargıçları belirleme hakkını almak ve AKP’yi bir ka- patma ihtimalinden korumak(tır)” dedi. Alõnan bilgiye göre, CHP Merkez Yöne- tim Kurulu’nun (MYK) dünkü toplantõsõnda Baykal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Anayasa değişikliği konusunda AKP’nin tavrõnõ dikkatle izlediklerini bildi- ren Baykal, AKP’nin anayasa paketi konu- sunda tavõrlarõnõn net olduğunu ifade ederek, “Bu paket, yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmaya, hukuk devletini yok etmeye dönük bir pakettir” diye konuştu. Baykal, AKP’nin “Bu paketle demokrasinin önünü açıyoruz” söyleminin “mugalata”dan ibaret olduğunu söyledi. ‘Referandumdan evet çıkmaz’ AKP’nin anayasa değişikliğini referanduma götürmesi durumunda referandumu “AKP kalsın mı gitsin mi” oylamasõna dönüştüre- ceklerini bildiren Baykal, şunlarõ söyledi: “Bu referandumdan kesinlikle hayır çıkacağına inanıyoruz. Bu referandumdan evet çıkma- sı bizim gözlemlerimize göre mümkün gö- rünmüyor. Pakete konulan kadınlara pozi- tif ayrımcılık, memurlara toplusözleşme hakkı gibi soslar işin özünü değiştirmiyor. İşin özü yargı bağımsızlığını ortadan kal- dırmak, hukuk devletini ortadan kaldır- mak, kendilerini yargılayacak yargıçları belirleme hakkını almak ve AKP’yi bir ka- patma ihtimalinden korumak.” Islak imzalı belge tartışması Toplantõda sivil savcõlõğõn, Albay Dursun Çiçek’in imzasõ olduğu iddia edilen belgenin askeri savcõlõkça incelenmesine “tahribat” gerekçesiyle izin verilmemesi konusu da ele alõndõ. Baykal, buna ilişkin olarak da böyle bir yaklaşõmõn soruşturmayõ çõkmaza soktuğu de- ğerlendirmesini yaparak “Bu tarihi bir belge mi ki tahrip olsun” diye sordu. Balyoz Harekât Planõ’na ilişkin soruşturma- da ise dönemin Kara Kuvvetleri Komutanõ’nõn ifadesine başvurulmadõğõnõ hatõrlatan Bay- kal’õn, “Sanki 1. Ordu’da yapılan işlemlerle Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı ve dolayı- sıyla dönemin Kurmay Başkanı İlker Baş- buğ’u ayrıştırmaya dönük bir çaba görüyo- ruz” değerlendirmesini yaptõğõ öğrenildi. MYK toplantõsõnda 1 Nisan’da, Parti Mecli- si’nin (PM) toplanmasõ ve PM’ye Olağan Ku- rultay’õn 22 Mayõs tarihinde yapõlmasõ önerisi- nin götürülmesi de kararlaştõrõldõ. BAYKAL: İŞİN ÖZÜ AKP’Yİ KORUMAK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear