24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Aksoy’dan Günümüze Demokrasi Dersleri Prof. Dr. Muammer Aksoy 31 Ocak 1990’da Ankara’da evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. “Cumhuriyet Kitapları” arasında “Demokrasi Kitaplığı” başlığı ile yayımlanmaya başlayan dizinin ilk kitabı “Devlet Hukukla Yaşar”ın arka kapağında böyle yazıyor. Bu cümlenin yer aldığı kısa biyografide Muammer Aksoy’un Ankara Hukuk Fakültesi ile Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi, Türk Hukuk Kurumu Başkanı, Atatürkçü Düşünce Derneği Kurucu Genel Başkanı ve Cumhuriyet gazetesi yazarı olduğu yazılı. Bu özelliklerden bir tanesi bile bizim ülkemizde öldürülmek için yeterlidir. Peki ya katiller? Biyografiden, öldürüldüğünde 73 yaşında olan Prof. Aksoy’un katillerinin, aradan geçen yirmi yıl içinde bulunamadığını da öğreniyoruz.... Sadece Aksoy’un katilleri mi? 7 Aralık 1979’da öldürülen Tütengil’in, aralarında gazetemiz yazarları Üçok’un, Mumcu’nun, Kışlalı’nın, Kutlar’ın da bulunduğu, seksenli doksanlı yıllardan günümüze, yaşamlarına kiralık katillerce son verilen demokrasi şehitlerimizin hiçbirinin katilleri bulunmadı, bulunamadı.... Cinayetlerden bazılarında tetikçilerin ele geçirilmesi ise bütün bu cinayetlerin arkasındaki kanlı ve karanlık örgünün daha karışık ve karanlık duruma gelmesinden başka sonuç vermedi. “Demokrasi Kitaplığı” dizisinin ilk kitabı olarak yayımlanan “Devlet Hukukla Yaşar”da Prof.Dr. Muammer Aksoy’un 1971-1988 yıllarında gazetemizde yayımlanan yazıları yer alıyor. Yazılar topluca okunduğunda Türkiye’mizde birçok sorunun tıpkı o yıllarda ve daha da öncelerde olduğu gibi çözümsüz kaldığını üzüntüyle görüyoruz. Seçkiye adını veren “Demokrasi Hukukla Yaşar” başlıklı yazı, bugün de bir hukuk ve demokrasi dersi gibi okunacak değerdedir. Prof. Aksoy, 1973 tarihli bu yazısında bizi daha da öncelere, 1963 tarihinde yine “Cumhuriyet”te yayımlanmış bir yazısına götürerek o yazısından bir alıntı yapıyor. Şimdi o alıntıyı, o günlerden bugünlere geçen yarım yüzyılda bu ülkede bazı şeylerin ne yazık ki hiç değişmediğini gösteren, özellikle de günümüzde yaşanmakta olan demokrasi kandırmacasına dürüst ve bilge bir bilim insanınca tutulmuş bir ayna gibi okuyup üzerinde düşünelim. (Alıntıda parantez içindeki sadeleştirme ya da açıklamalar Aksoy’un kendisinindir.) “Sınırsız olan bir hâkimiyet -kime ait olursa olsun ve kimin tarafından kullanılırsa kullanılsın- istibdat ve tahakküme (zulme) götürür. Mutlak olan her güç, hürriyetin ve dolayısıyla insan mutluluğunun (kişi huzurunun) düşmanıdır. Tahakküm, daima tahakkümdür. ‘Bin kişinin tahakkümü’nün, muhakkak surette ‘bir kişinin tahakkümü’nden daha ehven (tahammül edilir) olacağını kabul etmek için hiçbir sebep yoktur. Yüzde 51’in istibdadına, demokrasi denilemez... Evet, gerçek demokrasi, ulusun egemenliğini bile hukuk prensipleri içinde tanır. Demokrasi ‘itidal’ ve ‘denge’ rejimidir. ‘Mutlak olma’ ve ‘Demokrasi’ (Hukuk Devleti), birbiriyle bağdaşmayan kavramlardır.” Bir düşünce ve eylem adamının canına neden kast edilir? Düşünmesini engellemek, eylemine son vermek için. Tütengil’den, Aksoy’dan, çok daha önceki yılların demokrasi şehitlerinden, Sabahattin Ali’den başlayarak soralım: Alçakça cinayetleri işleyenler ve işletenler, amaçlarına ulaşabildiler mi? Ulaşabilirler miydi? Bunun olanaksızlığını bütün dünya tarihi gösteriyor. Türkiye için de başka türlü olması için neden yok. Prof. Dr. Muammer Aksoy yarım yüzyıl öncesindeki bir zaman diliminden başlayarak o günlere ve bu günlere ışık tutan yazılarıyla ve “Devlet Hukukla Yaşar” adlı seçkiye öğretmeni Aksoy için yazdığı önsözde Işık Kansu’nun dilediği gibi hiç unutulmaması gereken kişiliğiyle yolumuzu aydınlatmayı sürdürecek... Tıpkı, hukukun ve adaletin egemen olacağı bir Türkiye için savaşım vermiş bütün demokrasi ve aydınlanma şehitlerimiz gibi... ataolb@cumhuriyet.com.tr; Faks: (0212) 343 72 64 ABF Başkanõ, ‘asimilasyon belgesi’ dediği Alevi Çalõştayõ Raporu’na sert tepki gösterdi Evet diyen bizden değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanõ Ali Balkız, “Alevi Çalıştayı Ön Raporu”nun “aldatmaca” ol- duğunu belirterek “Bu belgeyi olum- lu bulanlar bizden değildir” dedi. Balkõz, Hacõ Bektaş Veli Anado- lu Kültür Vakfõ’nda, federasyona üye derneklerin yöneticileri ve Ma- dõmak Oteli’nde yaşamõnõ yitiren Alevi yurttaşlarõn aileleriyle düzen- lediği basõn toplantõsõnda, Alevi Ça- lõştaylarõ sonrasõnda hazõrlanan ön ra- poru değerlendirdi. “Aleviliği sadece Aleviler ta- nımlayabilir” demelerine karşõn “raporun Aleviliğe bir tanım ge- tirdiğini” belirten Balkõz, “böylece asimilasyon işleminin kolaylaştı- rılmasının hedeflendiğini” söyledi. Ön raporda uzlaşmayla çõktõğõ be- lirtilen önerilerin “tamamen Sünni bakış açısının ürünü olduğunu” di- le getiren Balkõz, “Rapor bir al- datmacadır. Sanaldır, maksatlıdır, iyi niyetten yoksun, sorun çözen değil yeni sorunlar yaratan, şeriata doğru giden yolda yeni adımlar ön- gören bir AKP projesidir” görü- şünü dile getirdi. Sıvas’ı unutturma düşüncesi Federasyon olarak, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedilmesi ge- rektiğini savunduklarını” anlatan Balkõz, “Hükümet, Sünni kesimi kamu olanaklarıyla finanse etme uygulamasını güya Alevileri de sisteme dahil ederek güvenceye almak istemiştir. Raporda, Madı- mak Oteli’nin müzeye dönüştü- rülmesine ilişkin talebin ‘tehlikeli bulunmasõ’ ise başlı başına feci bir bakış açısıdır. Binanın yıkılarak parka dönüştürülmesi önerisi AKP hükümetinin Sıvas katliamını ha- fızalardan silme, unutturma dü- şüncesinin bir ürünüdür. Biz bili- yoruz ki, o bina yıkıldığında, par- ka dönüştürüldüğünde birkaç yıl sonra o parkın adı da belediye meclis kararlarıyla değiştirilecek, böylece katliamın izi yok edilmiş olacaktır” diye konuştu. Zorunlu din dersleri konusunda ön raporda yer alan önerilerin “mevcut uygulamanın sonuçlarını daha da ağırlaştıracak nitelikte olduğunu” ifade eden Balkõz, “isteğe bağlı din eğitiminin verilmesi” fikri ile “Alevi çocukları için asimilasyon aracı ve sistematik işkenceye dönüşmüş olan uygulamanın arttırılarak iki din dersi önerildiğini” belirtti. ABF Başkanõ Ali Balkõz, cemev- leriyle ilgili bölümünün, ön raporun “Sünni ulemanın bakış açısıyla ya- zıldığının en önemli göstergele- rinden biri olduğunu” dile getire- rek “Ön rapor, bir asimilasyon bel- gesidir. Bu belgeyi olumlu bulan- lar bizden değildir” dedi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, dün 46 yaşında, işsiz ve geçimini şişe toplayarak kazanan Muharrem Akburu’nun Mamak’taki gece- kondu evine gitti. 12 ve 9 yaşında iki çocuk babası olduğunu belirten Akburu, yavan ekmekle beslendik- lerini, zor durumda olduklarını dile getirdi. Kılıçdaroğ- lu’nun, bir yerden yardım alıp almadığını sorması üzerine Akburu, “Belediye ayda yılda bir yardım veri- yor. O da zamanında olmuyor” dedi. Fadime Ter- canlı da Kılıçdaroğlu’nun yanına gelerek, sorunlarını anlattı. Kılıçdaroğlu, gecekondudan çıktıktan sonra, sokakta gördüğü yurttaşlarla sohbet etti. (AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitim-Sen Genel Başkanõ Zübeyde Kılıç, yar- gõ kararlarõ gereği zorunlu din dersi uygulamasõnõn kaldõ- rõlmasõnõ istedi. Kõlõç, sendika genel mer- kezinde düzenlediği basõn toplantõsõnda, Alevilerin zo- runlu din dersi uygulamasõ ile ilgili taleplerinin de tartõşõl- dõğõ Alevi Çalõştayõ raporu- nun hafta başõnda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulduğunu anõmsattõ. Daha ileri gidiyorlar Raporda en dikkat çekici noktalardan birisinin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin zorunlu olmaktan çõkarõlmasõ olduğunu ifade eden Kõlõç şunlarõ söyledi. “Zorunlu din dersleriyle ilgili sunulan öneriler de mevcut uygulamanın so- nuçlarını daha da ağırlaş- tıracak nitelikte. Raporda, mevcut durumdaki ‘din kültürü ve ahlak bilgisi’ der- sinin zorunlu okutulması- na devam edileceği belirti- lirken bunun yanı sıra seç- meli din eğitimi dersi geti- rilmekte. Bu düzenleme ile mevcut durumdan daha ileri gidilmekte ve din eği- timi güçlendirilmektedir. Hükümet, yargı kararları- na uymak bir tarafa mev- cut durumu daha da ağır- laştırmakta ve din dersi sayısını ikiye çıkararak tüm toplumla resmen dal- ga geçmektedir.” EĞİTİM-SEN: Raporun amacı da ‘dini eğitim’ CHP’DEN ÖNERGE Yağma Meclis’te MERSİN (Cumhuriyet) - CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, aralarõnda AKP Mersin Milletvekili Ali Er’in Çiftepõnar köyü muhtarõ olan kardeşi Ramazan Er’in yanõ sõra Ağaçlandõrma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü Mustafa Yüksek’in akrabalarõnõn da bulunduğu 150 kişinin orman yağmasõyla yargõlanmasõnõ TBMM gündemine taşõdõ. Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu’nun yanõtlamasõ istemiyle soru önergesi veren CHP’li Gök önergesinde, ağaç katliamõnõn son yõllarda artarak devam ettiğine dikkat çekti. Eğitim-Sen Genel Başkanõ, AKP hükü- metinin yargõ kararla- rõna uymak bir tarafa mevcut durumu daha da ağõrlaştõrdõğõnõ be- lirterek, “Din dersi sa- yõsõnõ ikiye çõkararak tüm toplumla resmen dalga geçiyorlar” dedi. Hacõ Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfõ’nda, federasyona üye derneklerin yöneticileri ve Madõmak Oteli’nde yaşamõnõ yitiren Alevi yurttaşlarõn aileleriyle düzenlenen toplantõda konuşan Ali Balkõz, “Rapor bir aldatmacadõr, maksatlõdõr. Şeriata doğru giden yolda yeni adõmlar öngören AKP projesidir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Genelkurmay Başkanõ Or- general İlker Başbuğ’un “Sabrı- mız taşarsa biz de bildiklerimizi halkla paylaşacağız” sözleriyle ilgili olarak “Genelkurmay Baş- kanı’nın bu feryadına herkes ku- lak vermelidir. Öyle anlaşılıyor ki, eğer yetkili merciler konuya el koyup Türkiye’yi bir sükûnete ta- şıyamayacak olurlarsa bu tartış- maların yeni boyutlar kazana- cağı, yeni bir derinlik kazanaca- ğı görülmektedir” değerlendir- mesini yaptõ. Baykal, dün Yenimahalle Bele- diyesi’nce Demetevler’de yaptõrõ- lan Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Karşõyaka Semt Polikli- niği’nin açõlõş törenine katõldõ. ‘Sahip çıkacağız’ Baykal açõlõş sõrasõnda yaptõğõ konuşmada Türkiye’nin herkesi ra- hatsõz eden, acõ olaylarõn yaşandõğõ bir ülke haline geldiğini belirterek şunlarõ kaydetti: “Türkiye’nin ye- ni bir başlangıca ihtiyacı var. Taze bir başlangıç yapmalıyız. Geleceğe olan inancımızı taze- leyeceğiz. Devletin kurumlarını milletle kaynaştıracağız. Ordu bizim ordumuz. Yargı bizim yargımız. Ordumuza da yargı- mıza da milletimize de sahip çıkacağız. Bu kurumların halkın gözündeki itibarını, saygınlığını sarsarak bir yere varmanız mümkün değil.” Açõlõşõn ardõndan gazetecilerin so- rularõnõ yanõtlayan Baykal, Genel- kurmay Başkanõ Başbuğ’un Ha- berTürk gazetesine verdiği röpor- tajdaki sözlerine ilişkin bir soru üze- rine şöyle konuştu: “Türk Silah- lı Kuvvetleri’nin bir süreden be- ri sürdürülen kampanya karşı- sında yeni bir tavır takınma ih- tiyacı içine girdiği anlaşılıyor. Bugüne kadar bu kampanyanın normal adli çalışmalar içerisinde gereğinin yerine getirileceğini, gerçeğinin kısa zamanda açık bir şekilde ortaya çıkabileceğini herhalde bekliyorlardı. Bu bek- leyişin bir umutsuzluğa dönüş- tüğünü görüyoruz. Şimdi bu kampanya konusunda yeni bir tutum talep etmektedirler. Öyle anlaşılıyor ki, şikâyetler zama- nında yetkili mercilere aktarıl- mıştır ama yetkili mercilerin bu konudaki hak verdikleri şikâ- yetlere yönelik etkili çözümler, ça- reler ortaya koyamadığı gö- rülmüştür. Ve şimdi bu manza- ra karşısında ‘Şikâyetleri yetkili mercilere söyledik, hak verdiniz ama hiçbir değişim olmadõ. Bu manzarayõ daha fazla taşõyamayõz, buna bir çare bulmak zorunluluğu vardõr’ diye bir feryadı ifade et- mektedir Sayın Genelkurmay Başkanı. Bunu anlamak lazım, kulak vermek lazımdır. Yaşanan olaylar doğal bir sürecin parça- sı olarak anlaşılamaz. Arkasın- da çok özel planlamaların ol- duğu, özel hazırlıklarla kam- panyaların yürütülmekte oldu- ğu açıkça gözüküyor.” Genelkurmay Başkanõ’nõn “Sabrõmõz taşarsa biz de bildikle- rimizi halkla paylaşacağõz” sözle- rini değerlendiren Baykal, tartõş- malarõn yeni bir derinlik kazana- cağõnõ gösterdiğini belirtti. Kılıçdaroğlu gecekonduda CHP lideri Baykal, Genelkurmay Başkanõ’nõn açõklamalarõna dikkat çekti ‘Feryada kulak verin’ ‘Rejim sorunu doğurur’ CHP lideri Baykal, Gül’ün görev süresiyle ilgili olarak, “Anayasa- mõzda cumhurbaşkanlõğõ süresi ile ilgili madde kesindir, nettir. Herhangi bir geçici madde yoktur. Geçici madde olmadõğõna göre 5 yõllõk görev yapmasõ gereken insanlar 7 yõl görev yapmaya kalkarsa bu Türkiye’de çok ciddi rejim sorunlarõ doğurur. O nedenle herkes aklõnõ başõna alsõn. Cumhurbaşkanlõğõ görev süresi 5 yõldõr. TBMM’nin görev süresi 4 yõldõr. Bu gerçeği oradan buradan karar üreterek değiştirmek de mümkün değildir” dedi. Deniz Baykal ‘Komutanlar belgeye dayalı konuşuyor’ ANKARA/BURSA (Cumhuriyet) - MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır,Ge- nelkurmay Başkanõ Or- general İlker Baş- buğ’un bazõ gazetelere yaptõğõ açõklamalarõn önemli olduğuna dik- kat çekerek, şöyle ko- nuştu: “Sayın Genel- kurmay Başkanı’nın ve kuvvet komutanla- rının çığlıklarına dik- kat edilmesi gereki- yor. Bilgiye ve belgeye dayalı konuşuyorlar. TSK’nin yıpratılma- sını, itibarsızlaştırıl- masını kabul edeme- yiz. Sorumluluk hü- kümettedir.” MHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Deniz Bö- lükbaşı da bir soru üze- rine, “Sayın Genel- kurmay Başkanımız hemen açıklamalıdır. Bu, mecburiyet haline gelmiştir ” dedi. Deniz Bölükbaşõ, Dolmabahçe görüşme- sinin açõklanmasõyla birçok olayõn arkasõn- daki sis perdesinin ara- lanacağõnõ söyledi. MHP’li Şandõr’dan AKP’ye uyarõ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear