Catalog

CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2010 CUMARTESİ 4 HABERLER Anayasa tartışmaları içinde en çok illet olduğum argüman şu: - Yahu şimdiye kadar anayasaları hep askerler yaptı, bir kez de siviller yapsınlar da görelim bakalım ne olacak. Şimdi, köprü yapımında da toplumsal yaşamda da deneme yanılma metodunun yanlışlığını bir yana bırakın! Türkiye’nin Osmanlı dahil, şimdiye dek meydana getirdiği anayasaların değil hepsinin, çoğunluğunun bile askerler tarafından yapılmamış olduğu gerçeğine de fazla aldırmayıp sözün özündeki bilgi yanlışını da görmezden gelin! Ama elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin! Askerin yaptığı ilk anayasa olan 1961 Anayasası’nın büyük sakıncası, onu salt askerlerin yapmış olması mıydı? Her ne kadar bir Kurucu Meclis’in eseri de olsa, sivillerin 27 darbesi öncesi dile getirdikleri ilkeleri de içerse, kimilerinin onu sapına kadar asker ürünü saymalarına karşı çıkıp tartışmanın da fazla yararı yok. Asıl üzerinde durulması gereken husus, “61 Anayasası”nın şimdiye dek, uygulanmış temel metinlerin çağına en uygunu ve Türkiye gibi bir ülkede bireysel özgürlükler bakımından en ilerisi olup olmadığıdır ki, buna kimse olumsuz yanıt verememektedir. Bu arada bizlerin de yıllar yılı savunduğumuz bu anayasaya yöneltilen bir eleştirinin haklı olduğunu görmezden gelmememiz gerekir. O eleştiri de, anayasanın yapılışı sırasında toplumun büyük çoğunluğu tarafından benimsenmemiş olmasıdır. Böyle bir durum, hangi mekân ve zamanda olursa olsun her anayasa için çok ciddi bir eksikliktir ve 1961 Anayasası bu sakatlıkla gerçekten maluldür. Demek ki, 1961 Anayasası’nın eksikliği esinleyicilerinin kökeninden değil, toplumsal mutabakat metni oluşturulurken toplumun tüm kesimlerinin katkısının ya da onayının sağlanmamasından kaynaklanmaktadır. İtiraf etmem gerekir ki, yıllar yılı “böylesine çağdaş bir metin nasıl uygulanmaz” derken yanılgı içindeymişim. Toplumun yeterli katkısıyla oluşmamış metinlere karşı çıkılması doğalmış, hatta bu metinlerin içeriği iyi olsa bile... Bu gerçeği bir kez vurguladıktan sonra, siviller tarafından yapılmış anayasaların da, toplumun yeterli bir bölümünün katkısı ve onayını almamaları halinde benimsenmeyecekleri gerçeğini de kabul etmek kaçınılmazlaşacaktır. “Asker karışmasın, sivil yapsın da ne olursa olsun” düşüncesinin ne denli yanlış olduğu açıkça belli olmuyor mu? Demek ki, bir anayasanın meşruiyetini sağlayan birçok öğe var. Bunlardan birincisi de bunun toplumun büyük kesimleri tarafından benimsenmesidir. Bütün demokratik kurumlar için geçerlidir bu gerçek. Demokrasinin tüm kurumlarının oturması için, onun yalnızca asker vesayetinden ya da sultasından kurtarılması yetmez, aynı zamanda sivil vesayeti veya sultasından da korunması zorunludur. Nitekim insanlığın gördüğü en kanlı dikta Hitler Nazizmi askeri değil, sivildi, ama sivil olması onun feci niteliğini değiştirmiyordu; hatta o nice askeri diktayı bile mumla arattı. Şu anda Türkiye’de kendilerine liberal diyen ve iktidarda özgürlükçü nitelikler arayan bir kesimin bir türlü göremedikleri budur. Rejimleri askeri vesayetten kurtarmak şarttır ama yeterli değildir. Onları keyfilikten, tek adamcı yapıdan, en çok oyu alanın her yaptığının meşru olduğu saplantısından kurtarmadıkça toplumları demokrasiye ulaştırmak mümkün değildir. Doğrusunu söylemek gerekirse, toplumları askeri vesayetten kurtarmak, sivil vesayetten kurtarmaktan çok daha da kolaydır. Çünkü askeri vesayet, kaba tavrıyla çok çabuk fark edildiği halde, çoğunluk diktasının sandıktan birinci çıkanın diktasına dönüştürülürken popülizme bulandırılmış şeklinin aydınlanması eksik kalmış kafalar tarafından fark edilmesi daha da zordur. Kısacası demokrasi, asker-sivil ayrımı yapmadan her türlü vesayeti reddeden bir rejim olduğundan salt askeri vesayetten kurtulmak yeterli değildir. Bu denli basit ve açık bir gerçeği anlatmak acaba neden bu kadar zor, dersiniz? DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Neden Bu Kadar Zor? asirmen@cumhuriyet.com.tr ‘İstanbul aşkına...’ Yarõn gerçekleştirilecek kongre için sevgiliye gönderilen mektup konseptinde davetiye hazõrlandõ. Kongrede İl Başkanõ Tekin ve önceki dönem il meclis üyelerinden Duman yarõşacak. İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da ilçe kongreleri- ni tamamlayan CHP’liler, yarõn gerçekleştirilecek İs- tanbul 33. Olağan İl Kon- gresi’nde sandõk başõna gi- derek, yeni başkanlarõnõ se- çecek. 14 Şubat Sevgililer Gü- nü’ne özel hazõr- lanan kongrede iki aday yarõşacak. Kongrenin güçlü adayõ genel mer- kezinde de deste- ğini arkasõna alan mevcut İl Başkanõ Gürsel Tekin’e karşõ önceki dö- nem CHP İstanbul İl Mecles üyeliği yapan Ali Rıza Du- man il başkanlõğõ için yarõ- şacak. İstanbul İl Örgütü, “İstanbul aşkına, Türkiye aşkına” temasõyla sevgiliye gönderilen mektup konsep- tinde hazõrlanan davetiye- lerle kongreye çağõrõlan CHP’liler, BJK Akatlar Spor ve Kültür Kompleksi’ndeki kongre salonuna kalp şek- lindeki kapõdan girecek. Kongreye, CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal ve 44 İs- tanbul milletveki- li katõlacak. Kon- grede il yönetimi ile 140 kurultay delegesi seçilecek. Baykal’õn, örgüte “Tekin’in tekrar başkan seçilme- si” yönünde tavsi- yede bulunduğu belirtiliyor. İl ör- gütü, kongre sü- recinin takip edilmesi için sosyal paylaşõm siteleri Twitter ve Facebook’ta da grup kurdu. Gruplara Face- book’tan “CHP İstanbul İl Kongresi”, Twitter’dan ise “CHP İL KONGRESİ” isimleri aranarak ulaşõlabilir. CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ Erdoğan’ın yeğenine uyuşturucu baskını İstanbul Haber Servisi - Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’õn yeğeni Mehmet Erdoğan’õn da aralarõnda bulunduğu 11 ki- şi, 50 kilogram uyuşturucu bulundurduklarõ iddiasõyla tutuklandõ. İstanbul Emniyeti’ne, Diyarbakõr’dan İs- tanbul’a uyuşturucu sevkõyatõ yapõlacağõ ih- barõ ulaştõ. Teknik takibe başlayan polis ekipleri, 50 kilo esrarõn İstanbul’a ulaştõğõnõ belirleyince operasyona başladõ. İstanbul’da 8 Şubat Pazartesi sabahõ çok sayõda adrese eşzamanlõ baskõn yapõldõ. Operasyonda Baş- bakan’õn hayatta olmayan kardeşi Mehmet Erdoğan’õn oğlu Mehmet Erdoğan ile ikisi kadõn 11 kişi, 50 kilo esrarla ele geçirildi. Sorgularõnõn ardõndan nöbetçi mahkemeye çõkarõlan 12 kişiden, aralarõnda Erdoğan’õn da olduğu 7’si tutuklanarak cezaevine konul- du. Gözaltõna alõnan Mehmet Erdoğan’õn du- rumunun Başbakan Erdoğan’a iletildiği ve Erdoğan’õn “Yasalar ne emrediyorsa, gere- ken neyse o yapılsın” dediği ileri sürüldü. MHP’den CHP’ye plaket ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Kõ- zõlcahamam’õn MHP’li Belediye Başkanõ Coş- kun Ünal, CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ ve Ankara Milletvekili Yõlmaz Ateş’i ziyaret ederek plaket verdi. CHP Basõn Büro- su’ndan yapõlan açõkla- mada Ünal’õn, Kõzõlca- hamam’a “Termal Su- lar ve Sağlõk Turizm Enstitüsü” kurulmasõ için yasa önerisi ver- mesi nedeniyle Ateş’e teşekkür ederek, plaket verdiği bildirildi. Loui Sakka şov yaptı İstanbul Haber Ser- visi - İstanbul’da 2003’te Levent’teki HSCB binasõ, İngiliz Konsolosluğu ve iki si- negoga yapõlan bombalõ saldõrõlara ilişkin dava 48 sanõk yönünden ye- niden başladõ. Sanõk Loui Sakka, savunmasõ- nõn ardõndan tekbir geti- rerek, elindeki zarftan çõkardõğõ İsrail bayrağõ çizilmiş kâğõdõ ayaklarõ- nõn altõna aldõ. Mahke- me Başkanõ Zafer Baş- kurt,Sakka’nõn şova yö- nelik davranõşlarõ nede- niyle salondan çõkarõl- masõna karar verdi. Sak- ka çõkarõlõrken “Yaşa- sõn mücahitler, kahrol- sun İsrail” sloganõ attõ. Sahte askeri savcıya gözaltı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ma- mak’ta bir akaryakõt is- tasyonuna gelen resmi üniformalõ bir kişi ken- disinin “askeri savcõ” ol- duğunu ifade ederek al- dõğõ benzinin parasõnõ daha sonra vereceğini bildirdikten sora oradan ayrõldõ. Bildirim üzerine söz konusu akaryakõt is- tasyonunda inceleme ya- pan jandarma, zanlõnõn Koray Melih Ö. olduğu- nu belirledi. Gözaltõna alõnan zanlõnõn daha ön- ce de benzer dolandõrõcõ- lõk eylemleri gerçekleş- tirdiği öğrenildi. Gerçek davası İstanbul Haber Servisi - Ferhat Ger- çek’e Yenibosna’da Yürüyüş dergisi satar- ken ateş açarak felç ol- masõna neden olduklarõ iddiasõyla 7 polis me- murunun yargõlanmasõ- na devam edildi. Dün- kü oturumunda sanõklar duruşma salonuna gi- rerlerken üstleri arandõ. Duruşma 25 Haziran 2010’a ertelendi. Gürsel Tekin. CHP İl Örgütü 14 Şubat Sevgililer Günü’nde kongreye hazõrlanõyor