Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                CMYB  C M Y B  9 EK M 2010 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA  SAĞLIK 9  HAYAL ve GERÇEK  KÜRŞAT BAŞAR  Kendimizi Beğenmiyorsak...  Bu gidişle önce Türklüğe hakaret, sonra  Atatürk e hakaret, sonra hükümete hakaret, sonra  muhalefete hakaret derken paylaşım siteleri değil  internetin tümü yasaklanacak gibi bir hisse  kapılmaya başladım.  Aslına bakarsanız internetten şik yetçi olanlar  yalnız siyasiler değil. Örneğin müzik sektörü  şik yetçilerin başında geliyor. Sinemacılar,  bilgisayar şirketleri de sırada...  H l  bütün önlemlere rağmen birçok siteden  insanlar rahat rahat en yeni çıkan şarkıları ve filmleri  indiriyor. Yüzlerce dolara satılan birçok bilgisayar  programını da öyle.  Bu konuda yıllardan beri süren tartışmalar var.  Terör, çocuk pornosu ya da dolandırıcılık gibi  suçlar zaten izleniyor. Sinema ve müzik şirketleri de  kendi haklarını korumak için çalışmalar yapıyor.  Ama internet üzerindeki  tabirimi mazur görün    geyikler  pek fazla kimsenin umurunda değil.  Biz hep söylediğim gibi  söz e fazlasıyla takmış  bir toplum olduğumuzdan her şeyden fazlasıyla  alınıyoruz.  İnternette aklına esen, istediği gibi atıp tutuyor.  İlgili ilgisiz paylaşım sitelerinde çeşitli rumuzlar  altındaki insanlar her türlü eleştirilerini dile getiriyor.  Hatta bunu ileri götürüp küfür kıyamet kavga  çıkartan da çok.  Sırf ona buna laf etmek için kurulmuş siteler bile  var.  Bizim siyasiler neden bu konuda bu kadar  hassas, anlamak zor. Örneğin biz de yazarlar olarak  sürekli eleştiri altındayız. Aklına esen, bir yazımızı  anlasın anlamasın, atıp tutabiliyor. İnternet yokken  farklı mıydı? O zaman da elektronik posta, o da  yokken mektup yazmıyorlar mıydı?  Her hakaret mektubu yazanı takibe mi alıyorduk?  Diyelim ki hiç kimse hakkımızda bir şey yazmıyor,  biz de görmüyoruz, peki evlerinde konuştuklarını da  mı engelleyeceğiz?  Paylaşım sitelerindeki saçmalıklarla uğraşıp  duranlar, dinleme bantlarını yayımlayanlar  konusunda pek bir şey yapmıyor örneğin.  ABD ya da Avrupa ülkelerinin yöneticileri  hakkında internetteki siteler, alaylar, hakaretler  bizde olsa herhalde internet tümüyle kapatılırdı.  İnsanların kendilerini bir biçimde dile  getirebildikleri bir medyayı engellemeye,  denetlemeye, sınırlandırmaya çalışmanın günümüz  dünyasıyla uzaktan yakından ilgisi yok.  Artık bu saçmaları bırakalım.  Her toplum neyse, gelişmiş teknolojik araçlar  yalnızca onu yansıtıyor. Bir araç, olmayan bir şeyi  ortaya çıkartmıyor.  Kendimizi beğenmiyorsak düzeltmemiz gereken  araçlar değil...  kursatbasar63@gmail.com  Şeker hastalığı tedavisinde yapay pankreas, kök hücre, sprey insülin çalışmaları klinik aşamada devam ediyor  Diyabet hastalığında artış  SİBEL BAHÇETEPE  Yapılan araştırmalara göre dünya  da 225 milyon, ülkemizde ise 5 mil  yon şeker hastasının  diyabet  oldu  ğu tahmin ediliyor. Uzmanlar, obe  zitenin artması, hareketsiz yaşam,  dengesiz beslenme gibi nedenlerden  dolayı dünyada ve ülkemizde şeker  hastalığının  salgın  şekilde ilerle  diğini, tedavi konusunda çeşitli araş  tırmaların devam ettiğini belirterek,   Dünyanın çeşitli merkezlerinde  yapay pankreas, kök hücre nakli,  sprey ve yapıştırmalı insülin gibi te  daviler üzerinde klinik çalışmalar  sürüyor. Bu yöntemlerin hastalar  üzerinde tedavi amaçlı kullanıl  ması şu an için mümkün değil.  Önümüzdeki 1020 yıllık bir süre  içinde çalışmaların sonuçlanması  bekleniyor  dedi.  Tedavide gelişme  Çamlıca Erdem Hastanesi İç Has  talıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ergül,  diyabetin pankreasın salgıladığı in  sülin eksikliği ya da insülin etkisin  deki bozukluklar nedeniyle ortaya çı  kan kronik bir metabolizma hastalı  ğı olduğunu belirterek, diyabetin Tip  1  gençlik tipi  ve Tip 2  erişkin tipi   olarak ikiye ayrıldığını söyledi. Dün  yada obezite ve diyabetten oluşan iki  li bir salgından söz edildiğini anım  satan Ergül, tüm hastalar arasında Tip  2 diyabet oranının yüzde 90 nın üze  rinde olduğunu ve bu hastaların yüz  de 8090 ının obez olduğunu vurgu  ladı. Hastalığın tedavisinde son 20 yıl  da önemli gelişmeler yaşandığını  anımsatan Ergül, hastalığın tedavi  sinde yapay pankreasları geleceğin  gündemine aldığını dile getirdi. Ergül,  özetle şunları söyledi:   Dünyanın farklı araştırma mer  kezlerinde, çeşitli kök hücre kay  naklı  embriyonik, erişkin, fetal   adacık ya da beta hücrelerini la  boratuvar koşullarında üretip Tip  1 diyabetin  gençlik tipi  tedavi  sinde kullanmaya yönelik çalış  malar devam ediyor. Uygun mer  kezlerde, son dönem böbrek ye  tersizliği gelişmiş ve böbrek transp  lantasyonu yapılacak veya yapılmış  olan Tip 1 diyabetli hastalarda  pankreas transplantasyonu da dü  şünülebilir.   Gaziosmanpaşa Hastanesi Endok  rinoloji ve Metabolizma Hastalıkla  rı Uzmanı Dr. Müjdat Kara ise gü  nümüzde diyabetin kökten çözümü  ne yönelik için bir tedavi yönteminin  mümkün olmadığını, tedavide hap, in  sülin iğneleri ve insülin pompalarının  kullanıldığını söyledi. Kara, özetle  şunları söyledi:   Araştırmalar klinik  aşamada    Pankreas nakli çalışmaların  da en önemli sorun, doku reddi  nin yaşanmasıdır. Yetişkin kök  hücre çalışmalarında ise tama  men tedavi söz konusu değildir.  Yetişkin kök hücresi enjekte edi  len hastaların insülin oranların  da belli oranlarda düşmelerin  yaşandığı görülmüştür.  Örneğin 100 insülin direnci  kullanan hastanın aldığı insülin  oranını 5060 a düşmüştür. Kök  hücre naklini ülkemizde yapan  bir, iki merkez var var. Bunlar  da tedavi amaçlı olmayan seçilmiş  ve rızası alınmış hastalara yapı  lan çalışmalardır. İnsülin bant  larının ise öksürüğe neden olması  gibi yan etkileri görülmüştür.  Akciğerlere ise etkisi tam olarak  bilinmiyor. Tüm bu araştırmalar  şu an için klinik aşamada, önü  müzdeki 1020 yıllık süre içinde  ne olacağı bilinmiyor, belki te  davide yer alabilirler.   Altın Kart ile sağlık hizmeti  İstanbul Haber Servisi  Maltepe Belediyesi nin  Özel Bölge Hastanesi ile imzaladığı protokolle, 65  yaş üzeri veya engelli yurttaşlar hiçbir fark  ödemeden bir özel hastaneden hizmet alabilecek.   Altın Kart  ile bu hizmetlerden faydalanacak olan  ihtiyaç sahiplerine bir ay içinde kartlarının  dağıtılması bekleniyor.  Bu kartlar ücretsiz, bu  hizmet ücretsiz ve 65 yaşını aşan herkesin elini  tutmaya hazır çocuklarıyız biz  diyen Prof. Dr.  Mustafa Zengin in,  Yaşanılabilir Sağlıklı  Maltepe  vizyonu ile geliştirdiği sağlık projesi  kapsamında, yaş sınırı gözetmeksizin tüm  Maltepeli vatandaşlara 444 1 706 numaralı hattan  tıbbi danışmanlık ve acil ambulans, ücretsiz evde  bakım ve ev teknisyenliği hizmetini ücretsiz  yararlanabilecek.  Kadınlar online randevuyu sevdi  İstanbul Haber Servisi  Kadınların hastaneye  gitmeden önce randevu almak için genellikle  internet üzerinden yapılan online başvuruları tercih  ettiği belirtildi. Geçen yıl eylül ayında faaliyete  geçen RandevuAl.com un istatistiklerine göre,  online randevuların yüzde 68 i kadınlar tarafından  alınıyor, randevunun yüzde 80 oranında 2340 yaş  arasındaki kullanıcılar tercih ediyor. Online  randevuların yüzde 47 si diş hekimleri için  alınırken diyetisyenler ise yüzde 39 ile online  randevuda en çok tercih edilen ikinci branş  konumunda bulunuyor. Randevuların büyük  çoğunluğu randevu gününden 2 ile 5 gün  öncesinden alınıyor, kullanıcıların 1 hafta ve  sonrası için randevu almak amacıyla da online  randevu sistemini aktif olarak kullanıyor.  Beslenme ve sağlık araştırması  İstanbul Haber Servisi  Türkiye genelinde 730  Haziran tarihleri arasında yapılan beslenme ve  sağlık araştırması tamamlandı. Araştırmanın  İstanbul ayağındaki çalışmalara katılan İstanbul  Sağlık Müdürlüğü ekiplerine geçen haftalarda  Sultanahmet Golden Horn Otel de düzenlenen  toplantıyla  2010 İstanbul Beslenme ve Sağlık  Araştırması  takdirnameleri verildi. Toplantıda  konuşan İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali  İhsan Dokucu, yetersiz ve dengesiz beslenmenin  birçok hastalığa yol açtığını belirterek  Sağlıklı bir  sağlık politikasına sahip olamayan ülkeler, sağlıklı  kararlar alamaz. Maalesef beslenme  alışkanlıklarında değişik ya da farklı yaklaşımlar,  maddi durumun iyileşmesiyle birlikte karşımıza  obezite olarak çıkmaktadır. Kadınlarımızda  obezite yüzde 40 larda, erkeklerde ise yüzde 22  civarındadır  dedi.  Böcek ısırmaları  ölümcül olabilir  İstanbul Haber Servisi   Uzmanlar, vücuttaki böcek  ısırığı bölgesinin önemli  olduğunu, ısırılan bölgede  öncelikle kızarıklık, içi dolu  kabarcıklar, yanma gibi  reaksiyonların  görülebileceğini belirterek   Isırık nereden olursa olsun  ani bir anafilaktik şok  meydana getirebilir ve  ölümcül olabilir. Isırık  olduğunda hiç  dokunmadan kaşımadan bir  uzmana başvurun  dedi.  Anadolu Sağlık Suadiye Tıp  Merkezi Deri Hastalıkları  Uzmanı Dr. Figen Akın,  özellikle alerjik bünyeli  kişilerde böcek ısırmalarının  etkisinin daha fazla kendini  gösterdiğini, yalnızca  ısırılmaların değil, haşeratların  salgıladığı ve derimize  bıraktıkları maddelerin de  alerjik reaksiyonları arttırma  ihtimali olduğunu söyledi.  Akın, alerjik bünyeli kişilerde  tepkiler daha fazla, uzun süreli  reaksiyon da daha yoğun  olarak gözlemlendiğini  kaydetti.  Basit önlemler ile  gripten korunun  İstanbul Haber Servisi   Uzmanlar, okul çağındaki  çocuklar gibi kalabalık  ortamlarda bulunanlarda  hastalığa yakalanma oranı  yüksek olduğunu ancak  yaşlılar ile altta yatan hastalığı  olanlarda gribe bağlı ölüm  oranının yüksek olduğunu  belirterek alınabilecek basit  önlemler ile gripten  koruyabileceğini belirtti. Hisar  Intercontinental Hospital  Enfeksiyon Hastalıkları ve  Klinik Mikrobiyoloji Uzm.  Dr. Ramazan Gözüküçük,  hem işgücü kaybını  azaltacağınızı hem de hastalığı  bulaştırmayarak ailenizi ve  çevrenizi gribal  enfeksiyonlardan  koruyabileceğinizi söyledi.  Basit önlemler ile gripten  korunabileceğimizi  vurgulayan Gözüküçük,  Aşı  yaptırarak gripten  korunabilirsiniz. Ellerimizi sık  sık yıkanmalı, düzenli  beslenmeli, bol miktarda su  içilmeli, düzenli egzersiz  yapılmalı, stresten, alkol ve  sigaradan uzak durulmalıdır   uyarılarında bulundu.  Kıl dönmesine  ameliyatsız tedavi  İstanbul Haber Servisi   Halk arasında kıl dönmesi  olarak bilinen pilonidal sinüs  hastalığına, ameliyatsız tedavi  imk nı sunan genel cerrah  Orçun Oral Şentürk,  uyguladığı tedavi yönteminin  ameliyat kadar başarılı  olduğunu belirterek  İşlem 20  dakika sürüyor ve hasta  yürüyerek taburcu oluyor   dedi. Çapa Özel Medilife  Hastanesi Başhekimi Şentürk,  hastalık derecesi, evre 1 ve 2  olanların, fenol tedavisiyle  tamamen sağlıklarına  kavuşabildiklerini ancak evre  3 ve 4 e uygulamadıklarını ve  bu hastaları ameliyata  yönlendirdiklerini söyledi.  Bıçak altına kesinlikle  yatmayacaklarını söyleyen  evre 3 ve 4 hastalarına  durumları daha da kötüye  gitmesin diye fenol  uyguladığını ifade eden  Şentürk,  Çünkü bu yöntemin  en ufak bir zararı yok. Aksine  enfeksiyon açısından faydası  var. Kılları temizliyorsunuz.  Evre 3 ve 4 teki hastalarımdan  tamamen iyileşenler de oldu   dedi. Bugüne kadar binin  üzerinde hastayı tedavi ettiğini  anımsatan Şentürk   Uygulamanın en önemli  özelliği tedavi sonrasında  herhangi bir ağrı ve sızının  olmayışı. Hasta 1 gün sonra  işinin başına dönebiliyor  diye  konuştu.  Dr. COŞKUN ÖZDEMİR  15 Eylül Çarşamba günü Sağlık Ba  kanlığı nda çalıştay olarak adlandırılan  bir toplantı düzenlendi. Bu toplantı kas  hastalıkları ile ilgiliydi ve bu hastalıklar  için yapılacak tanı, bakım tedavi ile il  gili çalışma ve organizasyonlar konu  sundaki görüşme ve tartışmaları amaç  lıyordu. Bu toplantıya ben Türkiye Kas  Hastalıkları Derneği yöneticisi olarak da  vet edildim ve 10 meslektaşım ile bir  likte oldum. Bu yazıda, bu toplantıda alı  nan kararları aşağıda sunuyorum:  15 Eylül 2010 tarihinde Sağlık Ba  kanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Mü  dürlüğü nde Dr. İrfan Şencan baş  kanlığında yapılan toplantıya konunun  uzmanı 10 bilim insanı katıldı. Kas has  talıklarına yakalanmış bireyler için ya  pılması gerekenler toplantının konusu  idi. Türkiye Kas Hastalıkları Derneği de  Sağlık Bakanlığı na bu konular hakkın  da geniş bir rapor düzenleyerek ba  kanlığa ve çalıştaya katılanlara iletti. Ra  porda anlatılan alandaki eksikliklerin gi  derilmesi için çalışmaların yapılacağı bil  gisi edinildi. Çalıştayda biri İstanbul da  diğeri ise Ankara da olmak üzere her tür  lü testi yapabilecek sadece iki genetik  tanı ve araştırma merkezinin ve Ana  dolu nun yaklaşık 78 bölgesinde nö  romüsküler hastalıkların muayene ve  kas patolojisi dahil gerekli her türlü in  celemelerin eksiksiz yapılabileceği ay  nı zamanda bakım hizmeti verebilecek  mükemmel merkezlerin  Centre of Ex  cellence , kurulması planlandı. Her üni  versitenin ayrı bir genetik laboratuvarı  kurmasının yersiz olduğu kanısında  birleşildi. Mükemmel merkezler tasarı  sı gerçekleştiği takdirde hastaların ken  dilerine en yakın merkeze başvurarak  gerekli yardımı almaları mümkün ola  caktır. Bu hastaların çok iyi bir bakıma  ihtiyacı olduğu ve bunun öncelik taşı  dığı dikkate alınarak evde bakım hiz  metlerinin geliştirilmesi kararlaştırıldı.  Türkiye Kas Hastalıkları Derneği nin,  böyle bir bakım için dış destek ile ve ya  pılan kurslarla deneyimli sağlık elema  nı yetiştirdiği göz önünde tutularak, der  neğin bu kurslarda Sağlık Bakanlı  ğı nca görevlendirilecek hemşireleri de  yetiştirmesi öngörüldü. İlk uygulama İs  tanbul da Kas Hastalıkları Derneği nde  4 Ekim de İngiltere den gelen uzman  hemşirelerin yönetiminde yapılan kurs  ta gerçekleştirildi. Bu kursa İstanbul Üni  versitesi Tıp Fakültesi kliniklerinden,  Sağlık Bakanlığı ndan, İstanbul Bü  yükşehir Belediyesi nden 22 hemşire ka  tıldı. Kursun ardından yetişmiş hemşi  relerin evde bakım hizmetini vereceği bir  model oluşturulacak ve bu hizmet yü  rürlüğe girecek.  Derneğimizin raporunda sunulan  önerilerin biri de kas hastaları için ne  yin öncelik taşıdığı konusunda politika  belirleyecek bilim insanlarından oluşan  bir kurulun oluşturulmasıydı. 15 Eylül de  yapılan toplantıların devam etmesi ve  çalıştay düzeyinde çalışmaların sür  mesi de bir başka karara bağlanan ko  nu oldu. Gerek medya gerekse hasta  larca gündemde tutulan kök hücre ko  nusunda elde edilen verilerin henüz kli  nik uygulama aşamasına varmadığı ve  ciddi ve güvenilir merkezlerin hiçbirin  de böyle bir tedavinin yapılmadığı uz  manlar tarafından görüş birliği halinde  açıklandı. Bugün için ancak dünyada ve  yurdumuzda kök hücre çalışmalarının  gecikmeden başarılı sonuçlara ulaş  masını dileyecek durumda bulunuyoruz.  Öte yandan gerek medyada gerekse de  başka araçlarla konunun istismar edil  diği ve bir pazar yaratma girişimleri ile  karşı karşıya olduğumuz kanısı dile  getirildi. Nihayet halkın, kas hastası ve  yakınlarının bilgi kirliliğinden ve yersiz  umutlardan korunabilmesi için aydın  latıcı, bilgilendirici programların ger  çekleştirilmesi, bunun için medyadan  yararlanılması öngörüldü. Bu karar ve  öngörülerin gecikmeden hayata geçi  rilmesini diliyor ve bu çalıştayı umut ve  rici olarak anmak istiyoruz.  coskunoz@superonline.com  Parkinson hastaları bekleyişte  TEDAVİLERİNDE KULLANILAN MADOPAR HBS 125 MG İLACA ULAŞAMIYOR  İstanbul Haber Servisi  Türkiye MS Derne  ği Başkanı Mert Ertüre, Türkiye de 35 bin MS  hastası bulunduğunu belirterek  Bu hastalığın  ne olduğunu bile bilmeden insanlar tepki gös  teriyor. MS hastalığı bulaşıcı ya da akıl hasta  lığı değildir. Kurulacak rehabilitasyon merkez  leriyle bu hastalar daha iyi şartlarda yaşamla  rını sürdürebilir  dedi. Ertüre, MS hastalığının  bulaşıcı ya da akıl hastalığı olmadığını belirte  rek  Türkiye de yaklaşık 35 bin MS hastası bu  lunuyor. Fly For MS ekibinin yaptığı etkinlik  le birçok ülkede insanlara MS hastalığının ta  nıtılmasında yardımcı oluyor. MS derneklerinin  de desteğini alarak hastalığa karşı birlikte hareket  etmemiz gerektiğini bize gösteriyorlar. Hastalı  ğın şu an için tedavisi mümkün değil fakat biz  dernek olarak hayata geçireceğimiz rehabili  tasyon merkezi ile hastaların daha iyi şartlarda  yaşamalarını sağlayacağız  diye konuştu.  İstanbul Haber Servisi Yaş  lılık hastalığı olarak tanımlanan ve  halk arasında  titreme  olarak  bilinen Parkinson hastalarının te  davilerinde kullanılan  Madopar  HBS 125 mg  adlı ilaç, yaklaşık  11.5 aydır ülkemizde bulunamı  yor. İlacın farklı formlarını kul  lanmak zorunda kalan hastalar  mağdur olduklarını belirtirken ila  cın üretici firması Deva Holding  AŞ yetkilileri sorunun en kısa sü  rede çözüleceğini belirtti.  İstanbul Üniversitesi  İÜ  Cer  rahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji  Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.  Güneş Kızıltan, ilacın her hasta  da farklı etkilerinin olabileceğini,  özellikle hastalığı ilerlemiş olan  larda önemli faydasının olduğunu  söyledi. Kızıltan,  Levodopa  de  nilen etken maddenin Madopar  HBS 125 te daha güvenilir ve  uzun etki gösterdiğini anımsatarak   İlaç çok elzem bir ilaç değil.  Benzer etkiyi gösteren farklı  ilaçlar var ancak hastalık iler  ledikçe bu ilaçların etkileri kısa  süreli olduğundan hastalar sı  kıntı yaşayabiliyor. Bazı hasta  lar ilacını yurtdışından getirti  riyor  dedi. Parkinson hastası  Adile Gülan ise ilacı kullanama  masıyla birlikte özellikle kasıl  malarının çok arttığını vurgulaya  rak  Bu ilaç olmayınca kasıl  ma, titreme, uykusuzluk yaşı  yorum. Tek başına Madopar  yeterli gelmiyor. Zaten bu ilaç  lara alışmamız iki üç ayımızı alı  yor. Sağlığımızla oynanmasın  lar  diye konuştu.  Sonbahar geldi,  depresyona dikkat!  İstanbul Haber Servisi  Sonbaharın  gelmesi ile birlikte havaların serinlemesi,  erken kararması, güneşli gün sayısının azal  ması gibi değişikliklerin ruh sağlığı üze  rinde de etkilerinin olduğu belirtiliyor. Uz  manlar, cinsel istek azalması, sıkıntılı, ça  resiz, neşesiz ve sinirli ruh halleri, uy  kusuzluk çekme, yorgun ve bitkin uyan  ma, davranışlarda yavaşlama, geçmişe dö  nük pişmanlık duygusu belirtileri bulu  nanların depresyona girmiş olabileceği  ni belirterek fazla zaman kaybetmeden bir  uzman psikiyatra başvurulması gerekti  ğini söylüyor. Çamlıca Medi  cana Hastanesi Psikiyatri Bö  lümü nden Prof. Dr. Mehmet  Bekaroğlu, mevsime bağlı  depresyon geçirildiği durum  da çok kalabalık ortamlardan  kaçınılması gerektiğini belir  terek  Pozitif enerji alabil  diğiniz insanlarla beraber  olun. Hafif ve sulu gıdalar  alın ve kafeinli içecekler yerine bitki  çaylarını özellikle de nane çayını tü  ketin  önerilerinde bulundu. Bekaroğlu,  özetle şunları söyledi:  Depresyona aşı  rı sorumluluk sahibi, titiz ve kolayca  suçlanma eğilimi olan kişiler daha ça  buk giriyor. Ailesinde daha önce dep  resyon geçiren kişiler depresyona da  ha yatkın. Aşırı üzüntü gibi yoğun mut  luluk hali de depresyonu tetikleyen bir  etken. Bu dönemlerde ılık banyo yap  mak ve hafif egzersizlerle yürüyüş  yapmak, mevsimsel depresyonu at  latmakta kolaylık sağlıyor.   Kas Hastalıkları Üzerine Toplantı...   CMYB  C M Y B  9 EK M 2010 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA  SAĞLIK 9  HAYAL ve GERÇEK  KÜRŞAT BAŞAR  Kendimizi Beğenmiyorsak...  Bu gidişle önce Türklüğe hakaret, sonra  Atatürk e hakaret, sonra hükümete hakaret, sonra  muhalefete hakaret derken paylaşım siteleri değil  internetin tümü yasaklanacak gibi bir hisse  kapılmaya başladım.  Aslına bakarsanız internetten şik yetçi olanlar  yalnız siyasiler değil. Örneğin müzik sektörü  şik yetçilerin başında geliyor. Sinemacılar,  bilgisayar şirketleri de sırada...  H l  bütün önlemlere rağmen birçok siteden  insanlar rahat rahat en yeni çıkan şarkıları ve filmleri  indiriyor. Yüzlerce dolara satılan birçok bilgisayar  programını da öyle.  Bu konuda yıllardan beri süren tartışmalar var.  Terör, çocuk pornosu ya da dolandırıcılık gibi  suçlar zaten izleniyor. Sinema ve müzik şirketleri de  kendi haklarını korumak için çalışmalar yapıyor.  Ama internet üzerindeki  tabirimi mazur görün    geyikler  pek fazla kimsenin umurunda değil.  Biz hep söylediğim gibi  söz e fazlasıyla takmış  bir toplum olduğumuzdan her şeyden fazlasıyla  alınıyoruz.  İnternette aklına esen, istediği gibi atıp tutuyor.  İlgili ilgisiz paylaşım sitelerinde çeşitli rumuzlar  altındaki insanlar her türlü eleştirilerini dile getiriyor.  Hatta bunu ileri götürüp küfür kıyamet kavga  çıkartan da çok.  Sırf ona buna laf etmek için kurulmuş siteler bile  var.  Bizim siyasiler neden bu konuda bu kadar  hassas, anlamak zor. Örneğin biz de yazarlar olarak  sürekli eleştiri altındayız. Aklına esen, bir yazımızı  anlasın anlamasın, atıp tutabiliyor. İnternet yokken  farklı mıydı? O zaman da elektronik posta, o da  yokken mektup yazmıyorlar mıydı?  Her hakaret mektubu yazanı takibe mi alıyorduk?  Diyelim ki hiç kimse hakkımızda bir şey yazmıyor,  biz de görmüyoruz, peki evlerinde konuştuklarını da  mı engelleyeceğiz?  Paylaşım sitelerindeki saçmalıklarla uğraşıp  duranlar, dinl
            
    
