Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 9 EK M 2010 CUMARTES  6 HABERLER  CUMARTESİ  YAZILARI  ATAOL BEHRAMOĞLU  Bir 12 Eylül  Mağdurunun Notları  2   12 Eylül sonrasında bütün sivil toplum örgütleri  gibi çalışmaları durdurulan Türkiye Barış Derneği  üzerinde baskı ve kovuşturmalar 1982 başlarında  yoğunlaştı. Ocak 1982 de Başkan Dikerdem in  de aralarında olduğu dernek yöneticileri ve  kurucularının tutuklanmasına başlandı. Benim  hakkımda da derneğin kurucu ve yöneticilerinden  biri olarak verilen tutuklama kararına karşın, bir  süre teslim olmamaya karar verdim. Ancak  aramaların sıklaşması üzerine ve sürecin  uzayacağı anlaşıldığında 7 Mart 1982 de  Selimiye Kışlası na giderek teslim oldum. Aynı  gün gözaltına alınmış ya da tutuklanmış başkaca  12 Eylül mağdurlarıyla birlikte üzerlerimizde  sadece külotlarımız kalmak üzere çırılçıplak  soyularak aramadan geçirildik, saçlarımız üç  numara tıraş edildi ve ben askeri bir araçla daha  önceden tutuklanmış Barış Derneği davası  sanıklarının bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi  denilen cephanelikten bozma zindana  gönderildim.  Maltepe Cezaevi günlerimizin öyküsü köşe  yazısının değil yüzlerce sayfalık kitapların  sınırlarına sığmaz. Pek çok arkadaşımız  K.  Anadol, U. Kökden, M. Gazalcı, başkaları...  o  günleri kendi gözlemleriyle yazdı. Cezaevinde  tuttuğum notlardan ve belleğimde iz bırakmış  olanlardan bir gün bir kitap yapar mıyım, emin  değilim. Burada birkaç cümleyle de olsa  söyleyeceklerim şunlar olabilir: İçinde  bulunduğumuz şu günlerle karşılaştırılacak  olursa, onlar en azından ne olup ne olmadıkları  daha belirgin günlerdi. Dost ve düşman belliydi.  Zalimlik bakımından farksız olsalar da böylesine  sinsi bir düşmanla, ve belki daha da ilginci,  böylesine kaypak ve dönek bir sürüyle  kuşatılmamıştık. Aptalca ve dayanaksız  suçlamalarla doldurulmuş iddianame bile kendi  aptallığı içinde tutarlı ve netti... Birkaç ay sonra  mahkemeye çıkarıldık. Güz başlarında da  Maltepe den Sağmalcılar Cezaevi ne nakledildik.  Yaklaşık bir yıl kadar süren tutukluluk sonrasında  ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldık.  Cezaevinden, zaten zayıf olan gözlerim daha  da sakatlanmış olarak çıktım. Bunda yaşadığımız  gerginliklerin yanı sıra, dışarıda bir çalışma  yapıldığı gerekçesi ile Maltepe zindanında  elektriklerin haftalarca  bir Çin işkencesi  uygulanırcasına  kesik kesik açılıp kapatılmasının  da etken olduğunu sanıyorum.  Sonraki yıllarda  yurtdışında geçirdiğim birkaç göz ameliyatı ile  körlüğün eşiğinden dönecektim.   Duruşmalar, serbest bırakıldığımız 1982  Kasımı ndan 1983 Kasımı na kadar sürdü.  Cezaevinde bulunduğum sırada Türkiye Yazarlar  Sendikası ve TKP ye karşı açılmış davalardan da  yargılanıyordum. Bu arada, polis işkencesinde  öldürülmüş bir gence ilişkin olarak birkaç yıl önce  verdiğim bir demeçte o zamanki hükümetin  manevi kişiliğini aşağıladığım gerekçesiyle  verilmiş olan 1 yıllık mahkumiyet kararı  Yargıtay ca onandı  Bu demektir ki yeniden  tutuklanarak cezaevine konulacaktım. Başta  Sevgili Gülçin Çaylıgil olmak üzere avukat  arkadaşlarımın  bu cezayı Barış Davası nedeniyle  yattığım süreye saydırmayı başarmaları ile   yeniden tutuklanmaktan kurtuldum. Yine bu  arada, Ocak 1983 başlarında bilemediğim  ve  sonradan da öğrenemeyeceğim  bir nedenle bir  kez daha gözaltına alınarak geceyi Emniyet  Müdürlüğü nde bir hücrede geçirecek,  sonrasında da yine bir kez daha Selimiye  Kışlası nda bir hafta tutuklu kalacaktım   14.11.1983 günü, rapor alarak katılmadığım  son duruşmada, sekiz yıl hapis ve bir o kadar da  sürgün cezasına çarptırılan Barış Derneği  sanıklarından biri de bendim   12 Eylül faşizminin en azgın bir döneminde,  kendi ülkemde, sürek avında kovalanan bir av  hedefi gibi kaçak yaşadığım yaklaşık bir ayın;  sonrasında da kendime ait olmayan bir  pasaportla  bugün düşündüğümde kendimi bile  şaşırtan ve Sabahattin Ali nin yazgısını  düşündürerek ürperten  bir cüretle ülke dışına  çıkmayı başararak 1989 sonlarına kadar sürecek  sürgün yıllarımın özetini bir sonraki yazıya  bırakıyorum.  ataolb@cumhuriyet.com.tr  Faks:  0212  343 72 64  Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Atalay,  bayram gazeteleri nin yeniden çıkması için çalışmalara başladı  Gazetecilere bayram müjdesi  ALİ ABALI  ANKARA  Basın İlan Kurumu Ge  nel Müdürü Mehmet Atalay, geçmişte  bayram günleri için önceden hazırla  nan ve gazetecilere bayramda tatil yap  ma olanağı veren, ancak artan reka  betle birlikte unutulan  bayram ga  zeteleri ni yeniden çıkarmak için ça  lışma başlattıklarını açıkladı. Atalay,  insanlara ilkokuldan itibaren gazete  okuma alışkanlığı kazandırmak için  Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği ya  pacaklarını söyledi. Atalay a sorula  rımız ve yanıtları şöyle:   Basın İlan Kurumu nun gaze  tecilerle ilgili projeleri nelerdir?  Hepimizin onurla taşıdığı sarı basın  kartı eskiden çok etkindi. Uçaklar, te  lefon paraları yarı fiyatınaydı bir ga  zeteci için. Neden? Çünkü gazeteci çok  seyahat eder, haber için telefonla ko  nuşurdu. Ancak yıllar sonra, özelleş  meler ve özerkleşmelerden sonra,  özelleşen kurumların yabancı ve yer  li ortakları derken, gazetecilerin pek  çok hakkı ellerinden alındı. Eskiden  bayram gazeteleri çıkardı, gazeteciler  tatil yapardı. Ne yazık ki yıllardır bay  ram gazeteleri çıkamaz oldu. Bu du  rumu çözmeye çalışacağız. Ama Kur  ban Bayramı na ne yazık ki yetişmez.   Meslektaşlarımız  limon satıyor    Basında çalışanların başka ne  tür sorunları var ve siz bu sorunla  rı nasıl çözmeyi planlıyorsunuz?  İletişim fakültesi mezunu olup da iş  bulamayan binlerce gazeteci var. Genç  meslektaşlarımız limon satmakla meş  guller. İş sahibi olan gazeteciler de çok  düşük maaşla çalışıyorlar, geçineme  yecek durumdalar. Genç yaşta emek  li olup da, kenarda unutulan gazeteciler  var. Gazetecilerin, özellikle yerel  medyada, matbaa ve diğer sorunları  na çözüm bulmak, onları teşvik kap  samına almak, daha çok personel ile  çalışmasını sağlamak gibi düzenle  meler yapmak lazım.   Bayramoğlu Tatil Köyü ile ilgili  de projeleriniz vardı...  Bu tatil köyümüzü tam bir gazete  cilik üssü haline getirmeyi planlıyo  rum. 5 yıldızlı otel, kongre merkezi,  konferans salonu, iletişim lisesi ve yük  sekokul da kuracağız belki orada.   İnternet medyası ile ilgili çalış  malarınız nelerdir?  İnternet medyasının şu anda huku  ki bir dayanağı yok, onu da çözmeye  çalışıyoruz. 56 yüz yıl süreyle yar  gılanan gazeteci meslektaşlarımız var  internet medyasında. Bir maddeyle de  olsa bunu hukuki bir zemine oturtmak  lazım. Bunun için çalışıyoruz. Sarı ba  sın kartının taşıdığı avantajların çok da  ha ötesinde avantajlar sağlayan bir bü  yük aile projesi var. Onlara bir kart ve  receğiz. Mağazalarla, alışveriş mer  kezleri ve seyahat acentaları ile anla  şıp, onların, bu kartı taşıyanların alış  veriş ve seyahatlerini yapacağı bir kart  haline getireceğiz. Gazetecilerimizin,  başbakanımızla ve cumhurbaşkanı  mızla yurtdışına gidip gelirken vize sı  kıntısı yaşadıklarını biliyoruz. Vize so  rununu köklü bir şekilde çözecek  olan gri pasaportu meslektaşlarımıza  vereceğiz.   Gazetelerin mevcut tirajları  hakkında ne düşünüyorsunuz?  Türkiye nin potansiyelini düşünür  sek, gazete tirajlarının mevcut ra  kamları 20  40 milyonlara çıkabilir.  Amacımız ilkokullardan itibaren ga  zete okuma alışkanlığını geliştirmek.  Bunun için Milli Eğitim Bakanlığı ile  de işbirliği yapacağız. Çocukların se  veceği bir gazete hazırlayacağız.  Kamu ilanları  1 milyar dolar   Peki, gazetelerin reklam ve ilan  bağlantısı nasıl arttırılabilir?  Biz reklam verenlerle reklam alan  ları buluşturacağız. Gazetelere reklam  vermenin önemini anlasınlar. Bir ga  zeteye reklam verildiğinde getirisinin  de olduğunu görsünler.   Şu anda ilan pastası ne kadar?  Kamu ilan reklam pastasının 1  milyar doların üzerinde olduğu tah  min ediliyor. Basın işçisi olarak 100  bin kişi ekmek yiyorsa, bunun 500  bin olmaması için hiçbir sebep yok.  Ben Türk basınının mali açıdan  çok daha refah düzeyini yakalaya  cağını düşünüyorum.  Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, artan rekabetle birlikte unutulan bayram ga  zetelerini yeniden çıkarmak için çalışma başlattıklarını açıkladı. Atalay,  Kamu ilan reklam pasta  sının 1 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor  dedi. Gazetecilerin sorunlarına da değinen  Atalay, iletişim fakültesi mezunu olup da iş bulamayan binlerce gazeteci var  diye konuştu.  2010 Türkiyesi nde  otobüslere binmeyerek toplu halde yürüyüş yapmak ,  yemek yememek  işten atılma gerekçesi oldu  Sudan sebeplerle atıldılar  AYKUT KÜÇÜKKAYA  Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları   Kardemir AŞ  işçileri, 2010 Türki  ye sinde  akıl almaz gerekçelerle  iş  ten atılıyor. Kardemir AŞ yönetimi ta  rafından iş akitleri feshedilen işçilere gön  derilen yazılarda suç teşkil eden eylem  ler,  otobüslere binmeyerek toplu hal  de yürüyüş yapmak, yemek yeme  mek, işyerinde arkadaşlarına sataşmak  ve diğer eylemler  olarak sıralanıyor.  Türk Metal Sendikası Karabük Bölge  Temsilcisi Şahin Dikilitaş, işçilerin  Hakİş e bağlı Çelikİş ten sendikaları  na geçiş yaptıkları için çıkarıldığını sa  vunurken; Kardemir yönetimi işçilerin,   sendikal mücadeleyi bahane ederek  iş disiplinini bozduklarını  iddia ediyor,  işten çıkarmaların süreceğini bildiriyor.  Aylardır işten çıkarmaların sürdüğü  Kardemir AŞ de en son iki hafta önce 23  Eylül 2010 tarihinde işten atılan Musa  Yurdabakan ve Metin Öztürk adlı işçi  lere gönderilen tebliğlerde  aynı ifadeler   göze çarpıyor. İş akitlerinin feshiyle ilgi  li Yurdabakan ve Öztürk e gönderilen ve  Kardemir AŞ Genel Müdürü Fadıl De  mirel in vekili Metin Altan ın imzasını ta  şıyan yazılara şöyle başlanıyor:  14 Ha  ziran 2010 tarih ve 7 No lu tamim ile oto  büslere binmeyerek toplu halde yürüyüş  yapmak, yemek yememek, işyerinde  arkadaşlarına sataşmak ve diğer ey  lemlerin suç teşkil ettiğinin, bu eylemlere  katılan ve teşvik edenlere gerekli disip  lin uygulanacağı genel müdürlük ma  kamınca tamimle duyurulmuştur.   Genelgenin yayımlandığı  gün suç işledi!  Bu bölümden sonra Metin Öztürk e  gönderilen bildirim şöyle devam ediyor:   Ancak, şahsınızın, 14 Haziran 2010  ve 18 Haziran 2010 tarihlerinde mey  dana gelen olaylara katılarak, işyeri di  sipsiline aykırı fiil ve hareketlerde bu  lunduğunuz tespit edilmiş, savunmanız  alınmış ve yetersiz bulunmuştur. Bu ne  denle 4857 sayılı İş Kanunu nun 25 II  Maddesi hükmü ile İşyeri Disiplin Yö  netmeliği nin 14, 13, ve 15. maddeleri  hükmü uyarınca iş akdinizin 22 Eylül  2010 tarihi itibarıyla fesheedilmesine ka  rar verilmiştir.   Burada Kardemir işçisi Öztürk e gön  derilen yazıda  iki tarih  dikkat çekiyor.  Birisi Kardemir AŞ nin yayımladığı ge  nelgenin tarihi, diğeri de işçinin işlediği öne  sürülen suçun tarihi. İkisi de,  14 Haziran  2010  olarak karşımıza çıkıyor. Yurda  bakan a gönderilen tebliğde ise suç tarih  leri 18 Haziran 2010  Öztürk le aynı  gün , 3 Temmuz 2010 ve 5 Temmuz  2010 olarak sıralanıyor.  T Ü R K M E T A L S E N D K A S I N E D Y O R :  Türk Metal Sendikası Karabük Bölge Temsilcisi  Şahin Dikilitaş: Kardemir işçisi, 9 Haziran da Ka  rabük e gelen Türk Metal Sendikası Genel Başkanı  Pevrul Kavlak ın çağrısı üzerine sendikamıza ade  ta akın etti. 2 bin 100 ün üzerinde işçi sendikaya  3 gün içinde üye oldu. Kayıtların başlamasının ar  dından fabrika içinde Türk Metal Sendikası na üye  olan işçilere akıl almaz baskılar, tehditler uygu  lanmaya başlandı. 29 işçinin hesabı kesildi, yine 27  arkadaşımız yasal olmadığı halde ücretsiz izne çı  karıldı. İşçi arkadaşlarımızın önüne ücretsiz izin k   ğıtları konularak  Ya üye olduğun sendikadan isti  fa edersin ya da işinden olursun  tehdidi yapılıyor.  Çelikİş bu yetki mücadelesinden sonra sendika  cılığı emekçi işçilere dayanarak mı yapacak, işve  renin ve siyasi iktidarın ağzının içini gözetleyerek  mi? Sendika seçme hakkı anayasal bir hak. Burada  çalışanların anayasal hakları gasp ediliyor, insanlar  açlığa mahkum ediliyor. Kardemir de ne anayasa  var, ne hukuk var, ne de insan hakları var.   Açlığa mahkum ediliyorlar   KARDEM R NE D YOR?  Kardemir AŞ: Şirketimiz  de yapılan modernizasyon  çalışmaları, yapılmakta olan  yeni yatırımlar ile verimlili  ğin ve eğitim seviyesinin  arttırılmasına yönelik yapı  lan çalışmalar kapsamında,  vasıflı eleman ihtiyacı hasıl  olmuştur. Buna istinaden  Temmuz 2010 tarihinden  başlayarak eleman alınmış  ve Kardemir AŞ nin eleman  istihdam politikalarına uy  gun olmayan verim ve di  siplin sorunu olan bazı per  sonelin iş akitleri feshedil  miş ve feshedilecektir.   İşten  çıkarmalar  sürecek   Öztorun pazartesi  toprağa veriliyor  İstanbul Haber Servisi   Emekli Orgeneral Necdet Öz  torun  86 , tedavi gördüğü  GATA Haydarpaşa Eğitim ve  Araştırma Hastanesi nde, ön  ceki gün akşam saat 17.00 sı  ralarında kalp yetmezliği so  nucu yaşamını yitirdi. Özto  run, 11 Ekim Pazartesi günü  Selimiye Camisi nde öğle namazının ardından Ka  racaahmet Mezarlığı nda toprağa verilecek.  Öztorun, Genelkurmay 2. Başkanlığı ve 1. Ordu  Komutanlığı yaptı. 12 Ağustos 1985 te Kara Kuv  vetleri Komutanlığı na atandı. Öztorun, 12 Eylül  darbesinden sonra Necdet Üruğ un Genelkurmay  Başkanı olduğu dönemde Kara Kuvvetleri Komuta  nı ydı. Üruğ, yerine Öztorun un geçmesi için kendi  isteğiyle emekli olmak istedi. Ancak dönemin baş  bakanı Turgut Özal, Öztorun u, dönemin cumhur  başkanı Kenan Evren in de onayını alarak, isteme  diğini açıkladı. Öztorun da 2 Temmuz 1987 de gör  evinden  Başbakanla aramızda laiklik konusun  da görüş ayrılığı var  diyerek emekliye ayrıldı.  İstanbul Haber Servisi   Türkiye nin 6. Cumhurbaş  kanı Fahri S. Korutürk   19031987  ölümünün 23.  yıldönümünde 12 Ekim Salı  günü Kadıköy de Moda  Çocuk Parkı ndaki  büstü önünde tören  le anılacak.  Törene, Fahri  Korutürk ailesi,  Kadıköy ün mülki  amirleri ve yerel  yöneticileri ile  yurttaşlar katıla  cak. Törende Ko  rutürk ün Özel  Kalem Müdürlü  ğü nü yapan  emekli Büyükelçi  Candemir Ön  hon bir konuşma  yapacak.  TEKEL işçisi yeniden eylemde  Örgütlü oldukları Tek Gıdaİş  Sendikası nı 4 C sözleşmesine bo  yun eğmekle suçlayan ve alınan  eylem kararlarının uygulanma  masına tepki gösteren TEKEL iş  çileri direniş çadırı kurarak sen  dika önünde süresiz oturma eyle  mine başladı. TEKEL işçileri, bu  gün Sapphire inşaatında 1 işçinin  ölümünün sorumlularını ve 4 işçi  nin işten çıkarılmasını protesto  etmek için bir basın açıklaması  yapacak. Hatay dan geldiğini be  lirten işçi İmam Yargıç,  Sendi  kama 20 yıl aidat ödedim, polisler  orada, ben giremiyorum  dedi.  İşçiler bundan sonra 4 C yle ol  duğu kadar, haklarını savunmak  la yükümlü olduğu halde bunu  yerine getirmeyen sendikal anla  yışla da mücadele edeceklerini  bildirdi.  Fotoğraf: VEDAT ARIK   6. Cumhurbaşkanı  Korutürk anılıyor   CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 9 EK M 2010 CUMARTES  6 HABERLER  CUMARTESİ  YAZILARI  ATAOL BEHRAMOĞLU  Bir 12 Eylül  Mağdurunun Notları  2   12 Eylül sonrasında bütün sivil toplum örgütleri  gibi çalışmaları durdurulan Türkiye Barış Derneği  üzerinde baskı ve kovuşturmalar 1982 başlarında  yoğunlaştı. Ocak 1982 de Başkan Dikerdem in  de aralarında olduğu dernek yöneticileri ve  kurucularının tutuklanmasına başlandı. Benim  hakkımda da derneğin kurucu ve yöneticilerinden  biri olarak verilen tutuklama kararına karşın, bir  süre teslim olmamaya karar verdim. Ancak  aramaların sıklaşması üzerine ve sürecin  uzayacağı anlaşıldığında 7 Mart 1982 de  Selimiye Kışlası na giderek teslim oldum. Aynı  gün gözaltına alınmış ya da tutuklanmış başkaca  12 Eylül mağdurlarıyla birlikte üzerlerimizde  sadece külotlarımız kalmak üzere çırılçıplak  soyularak aramadan geçirildik, saçlarımız üç  numara tıraş edildi ve ben askeri bir araçla daha  önceden tutuklanmış Barış Derneği davası  sanıklarının bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi  denilen cephanelikten bozma zindana  gönderildim.  Maltepe Cezaevi günlerimizin öyküsü köşe  yazısının değil yüzlerce sayfalık kitapların  sınırlarına sığmaz. Pek çok arkadaşımız  K.  Anadol, U. Kökden, M. Gazalcı, başkaları...  o  günleri kendi gözlemleriyle yazdı. Cezaevinde  tuttuğum notlardan ve belleğimde iz bırakmış  olanlardan bir gün bir kitap yapar mıyım, emin  değilim. Burada birkaç cümleyle de olsa  söyleyeceklerim şunlar olabilir: İçinde  bulunduğumuz şu günlerle karşılaştırılacak  olursa, onlar en azından ne olup ne olmadıkları  daha belirgin günlerdi. Dost ve düşman belliydi.  Zalimlik bakımından farksız olsalar da
            
    
