Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                YÖK 12 Eylül askeri  faşizminin ürünü değil mi?  Partiler ve Seçim Yasası o  dönemde çıkarılmadı mı?  Günlerdir  ileri demokrasi   diye bağırıp çağıranlar,  TV lerdeki tartışma  programlarında masaları  yumruklayıp  12 Eylül ün  hesabını soracağız  diyerek   özgürlük  dersi verenler,  YÖK ün buyruğuyla kaldırılan   sıkmabaş yasağı nı ayakta  alkışlıyor.  Aslında iki yılı aşkın süredir  üniversitelerde  sıkmabaş   yasağı filan yoktu. Kim  var   diyorsa doğruyu söylemiyor.  Türkiye deki tüm üniversite  ve yüksekokullarda   sıkmabaşlı  kız öğrenciler  derslere girebiliyor.  AKP  sıkmabaşı  sık sık  gündeme getirir, bunu da  bilerek yapar Başbakan  Erdoğan. Çünkü, 2011 de  genel seçimler yapılacak.  İnanç ve ibadet özgürlüğü  ısıtılıp ısıtılıp siyaset  sahnesine konulacak.  Burada düşünülmesi  gereken asıl sorun şu olmalı:  Sıkmabaşlı kız öğrenciler,  yarın hukuk fakültesini bitirip  yargıç ve savcı olduklarında  ne yapacaklar?  Sıkmabaşla mı girecekler  duruşmalara?  Tıp fakültesinde okuyan kız  öğrenciler kadavra  derslerinde, erkek  cesetlerine  yaklaşmayacaklar mı  inançlarından ötürü?   Sıkmabaş  konusunu  yıllardır yazıyorum.   Sıkmabaşlı  kız öğrenciler  yarın öğretmen, doktor,  yargıç, savcı olduklarında   inançları gereği  ne  yapacaklar, önce bunun  çözüme kavuşturulması  gerekir.  Bugün Anadolu nun pek  çok kentinde ilköğretim ve  liseye giden kız öğrencilerin   sıkmabaş la derslere  girdiğini, cuma günleri  uygulamalı din derslerinin  camilerde ve mezarlıklarda  yapıldığını, 712 yaşlarındaki  çocukların cuma  namazlarına götürüldüğünü  biliyorum.  Zorunlu din dersleri de 12  Eylül faşizminin ürünüdür...  Mardin ve Malatya  yöresinde sayıları giderek  azalsa bile  Süryani   yurttaşlarımızın çocukları...  Türkiye nin dört bir yanında  oturan Alevi yurttaşlarımızın  çocukları... İzmir de  Lavantenlerin çocukları...  Bunlar zorunlu olarak din  derslerine girmiyor mu?  Nedense bu konuyu hiçbir  siyasi parti gündeme  getirmiyor?  Bakıyorum, YÖK ün İstanbul  Üniversitesi ne gönderdiği   buyruk yazısı nı   Başörtüsünde şapka devrimi   başlığıyla manşet yapanlar,   İşte özgür ve ileri demokrasi  budur  diyenler bu konulara  girmiyor.  Korkum, adına ister çevre  baskısı, ister mahalle baskısı  deyin, sıkmabaş ın okullarda  ve üniversitelerde giderek  yaygınlaşmasıdır.  Eğer böyle olursa, yarın   sıkmabaşlı  kızlarımız polis  akademilerine ya da harp  okullarına alınacak mı?  Kör topal işleyen  demokrasimizi  yaşatamayacağımız  kuşkusu toplumun önemli bir  kesiminde yaygın durumda.  Bunu yakın çevremde değil,  beş vakit namaz kılan  Anadolu daki yurttaşlarımızın  anlattıklarından biliyorum.  Tarikat yurtlarının,  okullarının, dershanelerinin  ne denli çoğaldığı gerçeğinden  yola çıkarsanız, Türkiye nin   ileri demokrasi  yerine bir  başka yöne doğru hızla  kaydığına tanık olacaksınız.  Ben,  başörtüsü ne karşı  değilim... İnanç özgürlüğü adı  altında yapılan, amacı  tebliğ   olan örtünmeye karşıyım.  Bunun adı ne  başörtüsü   ne de  türban dır... Bu bal  gibi  siyasal İslam ın  simgesidir...  Amaç çok açık bir biçimde  bellidir.  Tebliğ!  Bunun çözüm yolu yok  mudur?  İnançları için başlarını örten  kız çocukları, ilköğretime ve  liseye böyle devam ediyor.  Liseyi bitirince kazandıkları  üniversitelere böyle gitmek  istiyorlar.  Burada hükümetin bir  güvence vermesi, üniversiteyi  bitirdiklerinde kamu görevi  yaparken başlarını açmaları  gerektiğini açıklaması gerekir.  Başka türlü demokrasiyi  koruyamayız.  Zorunlu din dersleri... YÖK...  Partiler ve Seçim Yasası...  Hepsi 12 Eylül faşizminin  ürünüdür.  Başı kapalı kızlarımız yarın  polis akademilerine, harp  okullarına böyle girmek  isterlerse, milletvekili seçilip  TBMM ye  sıkmabaş la  girerlerse ne yapacağız.  Unutmayın, laiklik olmadan  demokrasi olmaz ama  demokrasi olmadan laiklik  olur. Tüm sorun  üniversitelerde mahalle ya da  çevre baskısının nasıl  önleneceği.  Bir yandan bilimsel  özgürlük deniliyor, öte  yandan üniversitelere sivil  polis yerleştiriliyor.  Aylar önce Başbakan  Erdoğan konuşurken  Parasız  eğitim istiyoruz  pankartı açan  Ferhat Tüzer ve Berna  Yılmaz 15 yıl hapis cezasıyla  yargılanıyor. Arkadaşlarına  destek veren öğrenciler ise  Yıldız Teknik Üniversitesi nin  açılışında yaka paça dışarı  çıkarılıp gözaltına alınıyor.  Alın size demokrasi ve  özgürlük!  CMYB  C M Y B  GÜNDEM MUSTAFA BALBAY  Baştarafı 1. Sayfada  olabilir.  Geçen yıl Meclis açılışında BDP li milletvekilleri  nin adliyeye ifade vermeye gidip gitmeyeceği ko  nuşuluyordu. Her yerde onlar aranıyordu ama po  lis bulamıyordu.  Bu yıl BDP li milletvekilleri yine aranıyor ama bu  kez görüşmek, karşılıklı yeni bir açılım yapmak  için...  Görünen o ki, BDP siyasetin önemli bir kilidi ola  cak. Bakalım önümüzdeki yıl niçin aranıyor olacak  lar!  2011 seçimlerinin ardından yenilenmiş Meclis in  kilit partisi olarak mı?  Açılımlar ve seçim sonuçlarının getirdiği cesaret  le daha ileri istemlerin tartışma merkezi olarak mı?  Seçim barajının azizliğine uğradıktan sonra par  lamento dışı çözüm karmaşasının sorumlusu ola  rak mı?  Geçen yıldan bu yıla baktığımızda, bu yıldan ge  lecek yıla her şey olası...  Meclis e dönersek...  Rejim üç ayak üstüne oturuyor:  Yasama, yargı, yürütme...  Yasama görevini üstlenen Meclis, yürütmeyi ye  ni hükümeti de kendi içinden çıkardığı için,  kuv  vetler ayrılığı  ilkesinin yaşama geçmesinde en  önemli merkez.  Bu yıl yasama ve yürütmenin yargı üzerindeki  etkisini en çok konuşacağımız dönem olacak. Gö  rünen gündem yorumcu istemez, gidiş böyle.  AKP nin kurumları ele geçirme yöntemlerinden  biri şu:  Eğer hedef kurumu mevcut yöntemlerle istediği  noktaya getirememişse, yasal düzenlemeler de  yetersiz kalıyorsa, orayı sorun merkezi haline geti  riyor. Toplum katında,  buraya bir neşter atmanın  zamanı geldi  duygusunu yerleştiriyor. Zamanı tam  kıvama gelince büyük bir demokratikleşme adımı  olarak işini görüyor.  Yargıda bunun katmerlisini göreceğiz...  Yanılmayı yürekten dilerim ama, ben şöyle bir  gidiş seziyorum:  Anayasa Mahkemesi ne  AYM  doğrudan başvu  runun değişik yöntemlerle yoğunlaşmasını sağla  yacaklar... AYM, bu iş yükünün altından kalkamaz  hale gelecek. Bu durumda bir demokratikleşme  adımı daha gerekecek. AYM tümüyle yeniden ya  pılandırılırken Yargıtay ve Danıştay da bundan pa  yını alacak...  Önümüzdeki dönemin Meclis ini de doğrudan il  gilendiren bir ciddi tartışma konusu daha var:  Cumhurbaşkanının görev süresi ve yetkileri.  Gül bile görev süresinin ne kadar olduğunu bil  miyor. Çareyi,  5 de olur 7 de olur, o konularla ilgi  lenmiyorum. Ben işimi en iyi şekilde yapmaya çalı  şıyorum  demekte buluyor.  Bunun Türkçesi şudur;   Hiç aklımdan çıkmıyor ki...   Erdoğan ın çevresinden sızan ve demeç araları  na sıkışan bilgilere göre Başbakan ın hedefi şu:  2011 de son kez milletvekili seçilecek...  Yeni Meclis te anayasayı istediği gibi biçimlendi  recek...  2012 de Meclis teki grubu onu cumhurbaşkanı  adayı gösterecek...  Yazının ana konusuna dönersek bu aşamadan  itibaren yasamayargıyürütme erkinin kuvvetler  ayrılığı ilkesine dayalı parlamenter sistemde yeni  tartışmalar başlayacak...   Gücümü doğrudan halktan aldım  diyen cum  hurbaşkanı ile  halkın iradesinin tecelli ettiği yer  Meclis tir  diyen bir hükümet...  Bu tartışmalar daha çok yorum kaldırır...  Yeni yasama yılını yine geleneksel değerlendir  memizle selamlayalım:  En kötü Meclis bile, kapalı bir Meclis ten iyidir!..  GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK  Baştarafı 1. Sayfada  Kars ın bir köyünden Edirne nin bir ilçesine  kadar bütün Türkiye; kentlisi kasabalısı, memuru,  köylüsü yaşam sıkıntılarını bir yana bırakmış;  şu  türban sorunu çözümlenmezse ne olacak halimiz   diye kara kara düşünüyor mu acaba?  Herhalde kitle partileri halkımızın türbanı, çözüm  bekleyen sorunlara yeğlediğini saptamış olacak  ki  gündemlerinden türban konusu düşmüyor.  Gece TV haberlerinde türban haberleri ile  tartışmalarını izledik.  Dün sabah saatlerinde bir de baktık Başbakan  Yardımcısı Bülent Arınç NTV de türban  konusunda açıklamalar yapıyor.  Önce Kemal Kılıçdaroğlu nu Arınç ın  gazetelere yansıyan bir sözüyle uyarmak  gerekiyor.  Başbakan Yardımcısı, CHP Genel Başkanı nı  türbanla ilgili açıklamaları nedeniyle kutluyor,  övüyor.  Oysa bizim demokrasimizde iktidar muhalefeti,  muhalefet iktidarı övmez.  Övgünün altında mutlaka bir başka amaç  saklıdır diye algılanır.  Bu nedenle Kılıçdaroğlu nu Arınç ın gazetelere  yansıyan bir sözüyle uyarmak gerekiyor...  Başbakan Yardımcısı nın övgülerinin ömrü kaç  gün sürecek, kaç saat derken...  Arınç, bildiğimiz Arınç; Kılıçdaroğlu nun türban  sorununu yokuşa sürdüğünü içeren açıklamalar  yapıyor...   Sorunun çözümünü sulandırıyor  demiyor  Arınç; ama   ...CHP nin türban sorununu çözen anayasa  değişikliğini Yüksek Mahkemede iptal  ettirmesinden başlayarak yeni yönetimin konuyla  ilgili son açıklamalarına kadar sık satır  söylemediğini bırakmıyor.   Biz bu sorunu çözeceğiz  diyen CHP liderinin  şimdi çözümü nedir söyleyemediğini ve kimi yeni  koşullar ortaya sürerek çözümü çıkmaza  soktuğunu, topu taca attığını öne sürüyor.  NTV nin sorusu:  Kılıçdaroğlu  bu sorunu  çözmenin yolu iktidarıyla muhalefetiyle bir masaya  oturmaktan geçiyor  diyor. AKP masaya oturur  mu?   Arınç ın yanıtı:  Oturur ama CHP Genel Başkanı  masaya oturmadan önce neyi görüşeceğimizi  açıklamalı.   Bu, iktidarın ilk koşulu.  Soru:  CHP nin koşulu: Türban sorununun kamu  hizmetlerinde ve üniversite öncesi eğitimde  serbest olamaz diyor .  Arınç ın yanıtı  Bugünün konusu üniversitede  türbana özgürlük. Diğer konular daha başka zaman  ele alınıp görüşülebilir.   Bu da ikinci koşul!  Arınç ın açıklamaları iktidarın türban konusunu  yalnız üniversite zemininde ele almayı planladığını  gösteriyor.  Olası çözümde kamu hizmetlerinde görev  yapanlara, üniversite öncesi ilk ve ortaöğrenime  bu olanağının yasaklanmasına istekli görünmüyor.  Bu nedenle CHP nin türbanı üniversitelerde  kısıtlayan  üniversite dışındaki alanlarda türbana   özgürlüğü  engellemeyi öneren koşuluna olumlu  yaklaşmayacağını duyumsatıyor.  AKP, bir yandan üniversitede türban sorununu  çözümlemeye istekli görünüyor  bir yandan da  kamuda da, üniversite öncesi öğrenimde de  türbana  özgürlük  kapısını kapatmıyor.  Bülent Arınç; CHP nin rektörler bu konuda  gerekeni yapabilirler diye bir demeç vermesinin  bile üniversitelerde türban sorununu çözmeye  yeterli olacağını söylüyor.  Bir yasa ile çözüm olabileceğini öne sürüyor.  CHP, henüz yasayla çözüme nasıl baktığını  açıklamadı ama kimi haberlere göre bu yoldan  üniversitelerde yasağın kalkmasına itiraz  etmeyecek.  AKP, önce üniversitedeki sorunu çözelim   daha sonra diğer alanlarda da türban yasağını  kaldırmanın gereğini yaparız diye düşünüyorsa   CHP nin öne sürdüğü koşullara şimdilik evet  diyebilir   Türban sorunu gündemden düşer gibi olur ama  AKP nin  her yerde türban  sloganı başka bir  bahara kalır...  Ta ki mahkemede, hastanede, devlet  dairelerinde türbanlı yargıç, avukat, türbanlı kadın  doktor, hemşire, devlet dairelerinde türbanlı  memur göreceğimiz günlere kadar...  ankcum@cumhuriyet.com.tr  SAYFA 9 EK M 2010 CUMARTESCUMHUR YET  8 HABERLERİN DEVAMI  TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Ekim  Oslo PB 12  Helsinki PB 11  StockholmPB 11  Londra PB 20  AmsterdamPB 18  Brüksel PB 22  Paris PB 21  Bonn PB 19  Münih PB 18  Berlin PB 13  BudapeştePB 12  Madrid Y 17  Viyana PB 12  Belgrad PB 14  Sofya PB 8  Roma PB 20  Atina Y 17  Zürih PB 18  Moskova PB 10  Aşkabat B 25  Taşkent B 21  Baku Y 22  Bişkek B 14  Tiflis Y 18  Kahire B 26  Şam B 23?  İstanbul Y 16  Edirne Y 16  Kocaeli Y 16  Çanakkale B 15  İzmir B 19  Manisa Y 19  Denizli B 16  Zonguldak Y 12  Sinop Y 19  Samsun Y 19  Trabzon Y 18  Giresun Y 16  Ankara Y 11  Eskişehir Y 10  Konya Y 10  Sıvas Y 15  Antalya B 28  Adana Y 27  Mersin B 28  Diyarbakır PB 26  Şanlıurfa PB 23  Mardin PB 25  Siirt PB 25  Hakk ri B 18  Van B 15  Kars Y 18  Ülkemiz geneli par  çalı çok bulutlu, Mar  mara nın doğusu, Ka  radeniz, Doğu Anado  lu nun kuzey ve batısı  ile Eskişehir, Kütahya,  Adıyaman, Kilis ve Ga  ziantep çevreleri ya  ğışlı geçecek. Yağışlar;  İstanbul, Kocaeli, Sa  karya, Zonguldak,  Düzce, Trabzon, Kay  seri çevreleri kuvvetli  olmak üzere sağanak  ve gök gürültülü sağa  nak yağmurlu. Batı Ka  radeniz in iç kesimleri  ve Kütahya çevreleri  karla karışık ve kar  şeklinde olacak.  POLİTİKA GÜNLÜĞÜ  HİKMET ÇETİNKAYA  Alın Size Özgürlük...  hikmet.cetinkaya@  cumhuriyet.com.tr Faks  numaramız: 0212 343 72 69  Çinli Başbakan protesto edildi, basın toplantısında soru sorulması engellendi  Çin ile 8 anlaşmaFIRAT KOZOK  ANKARA  Resmi ziyaret için Türki  ye ye gelen Çin Halk Cumhuriyeti Başbaka  nı Ven Jiabao, ticari ve kültürel ilişkilerin ge  liştirilmesini öngören 8 anlaşma imzaladı. Baş  bakan Tayyip Erdoğan, 17 milyar dolar  olan iki ülke arasındaki ticaret hacminin  2015 e kadar 50 milyar, 2020 ye kadar da 100  milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini açık  ladı. İki ülke ikili ilişkilerde Türk Lirası ve yu  an kullanma konusunda mutabakata vardı.  Önceki gece Ankara ya gelen Jiabao, Baş  bakanlık Merkez Bina da Erdoğan tarafından  resmi törenle karşılandı. Erdoğan ve Jiabao,  heyetler arası görüşmelerin ardından basın top  lantısı düzenledi.  Toplantıda, iki ülke arasında 8 anlaşma im  zalandı. Erdoğan, halen yapımı süren Eski  şehirİstanbul demiryolu hattının Çin ile bir  likte yapıldığını anımsatarak önümüzdeki  dönemde de 4 bin 5005 bin kilometrelik bir  hattı da yine aynı şekilde yapmayı planla  dıklarını anlattı. Erdoğan, İstanbul u Pekin e  bağlayacak bir demiryolu projesini yaşama ge  çirme noktasında kararlılıklarını teyit ettiklerini  vurguladı. Erdoğan ayrıca ikili tüm ilişkiler  de Türk Lirası ve yuan kullanma konusunda  mutabakata vardıklarını belirtti. Jiabao ise iki  ülke arasında stratejik ortaklık ilişkisi ku  rulmasına karar verdiklerini söyledi. Er  doğan ı, Çin e davet ettiğini bildiren Jeabao,   İki ülke terorizmle ve aşırıcılıkla müca  delede karşılıklı mekanizmalar kurarak, bu  konularda ortak çalışma yapma kararı al  mıştır  dedi. Jiabao, bugün de İstanbul da te  maslarda bulunacak.  Ayakkabı fırlattılar  Öte yandan, konuk Başbakan Jiabao dün  kaldığı Hilton Otel in önünde yurdun çeşitli  yerlerinden otobüslerle Ankara ya gelen Do  ğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği  üyesi bir grup tarafından geçen yıl 5 Tem  muz da Sincan Uygur Özerk Bölgesi nin  başkenti Urumçi deki Uygurlara yönelik bas  kı nedeniyle protesto edildi. Jiabao nun fo  toğrafını parçalayan göstericiler konuk Baş  bakan ın otelden ayrıldığı sırada ayakkabı fır  lattı. Mesafenin uzak olması nedeniyle Jia  bao ya ayakkabı isabet etmedi.  Bu arada Dışişleri Bakanlığı, Çin Başbakanı  ile aynı tarihlerde Türkiye de olmak için izin  isteyen Uygur Türklerinin lideri Rabia Ka  der e olumlu yanıt vermedi.  Bu arada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de  Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Ven Jiabao  ve beraberindeki heyeti kabul etti. Tarabya  Köşkü nde basına kapalı gerçekleştirilen ka  bul 45 dakika sürdü. Kabulde, Devlet Baka  nı Zafer Çağlayan da hazır bulundu.  Jiabao ve Erdoğan ın katıldığı  törende anlaşmalar imzalandı.  Yurt Haberleri Servisi   Çarkıfelek programında 6  Ekim akşamı Erzincan dan  gerçekleştirilen canlı yayın sı  rasında  Onlar mum söndü  mü oynuyorlar, ne yapıyor  lar?  diyen Mehmet Ali Erbil,  hakkında Erzincan Cumhuri  yet Başsavcısı İlhan Cihaner,  TCK nin 216   2 nci maddesi  gereğince  halkın bir kesimi  ni sosyal sınıf, ırk, din, mezhep,  cinsiyet ve bölge farklılığına  dayanarak alelen aşağılama   suçundan resen soruşturma  açtı. Cihaner, Erbil hakkında  6 aydan 1 yıla kadar hapis is  teneceğini bildirdi.  Dersim Alevi Akademisi  Derneği Başkanı Aysel Do  ğan ve İzmir in Aliağa ilçe  sinde de bir grup Erbil hak  kında suç duyurusunda bu  lundu. Eskişehir Hacı Bektaşi  Veli Kültür ve Sosyal Yar  dımlaşma Derneği ve Eski  şehir Hacı Bektaş Veli Ana  dolu Kültür Vakfı ortak bir  açıklama yaparak Erbil e  tepki gösterdi.  BAŞSAVCI CİHANER DEN  ERBİL E SORUŞTURMA  Haber Merkezi  Pir Sultan  Abdal Kültür ve Dayanışma  Derneği öncülüğünde zorunlu  din derslerine karşı bugün An  kara Kızılay da 24 saatlik otur  ma eylemi yapılacak. Eğitim  Sen yaptığı açıklamayla eyle  mi desteklediğini bildirdi.  EğitimSen den yapılan ya  zılı açıklamada ,  zorunlu din  dersinin 30 yıldır din ve vicdan  özgürlüğü ihlal edilerek uygu  landığı na dikkat çekildi. Bu  konudaki yargı kararlarına  karşın gerekli adımların bu  güne kadar atılmamasının dü  şündürücü olduğu ifade edilen  açıklamada,  Uygulamasın  dan en çok etkilenen kesim  özellikle Alevi ailelerin çocuk  larıdır. Bu nedenle Alevi ör  gütlerinin bir süredir zorunlu  din derslerinin kaldırılmasına  yönelik olarak ileri sürdükleri  talepler ve mücadele haklı ve  meşrudur. Eyleme aktif bir şe  kilde katılarak destek vereceğiz.  Zorunlu din dersleri uygula  masına son verilmesini talep  ediyoruz  denildi.  ALEVİLER 24 SAATLİK  OTURMA EYLEMİNDE  Dürbünlü tüfek alarmı  İstanbul Haber Servisi  İstanbul da 155  polis imdat telefonunu arayan yurttaşlar Tozko  paran da bir kişinin uzun namlulu ve dürbünlü  bir silahla kapalı bir minibüse bindiğini ihbar  etti. Aracın D100 karayolu istikametine gittiği  ihbarını alan polis alarma geçti. Cumhurbaşka  nı Abdullah Gül ile görüşmek üzere İstanbul a  gelen Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Ven  Jiabao nun muhtemel geçiş güzerg hı olması  nedeniyle çok sayıda polis ekibi D100 karayo  luna sevk edildi. Minibüsü durduran polis,  araçta yaptığı aramada bir adet dürbünlü tüfek  buldu. İnceleme sonucunda tüfeğin havalı tüfek  olduğu belirtildi. Sürücü K.G. olay yerinde  verdiği bilgide, tüfeğin kendisine ait olduğunu,  kardeşinin kurcalamaması için arabaya koyarak  işyerine götürmek istediğini belirtti. Tozkopa  ran Polis Merkezi ne götürülen ve burada tüfe  ğin faturasını ibraz eden K.G.serbest bırakıldı.  Som a geçmiş olsun mesajı  Haber Merkezi  CHP lideri Kemal Kılıçda  roğlu, rahatsızlığı nedeniyle yoğun bakıma alı  nan gazetemiz yazarı Deniz Som a sağlık ve  geçmiş olsun dileklerini iletti. Deniz Som un eşi  Harika Som ile gazetemiz Genel Yayın Yönet  meni İbrahim Yıldız ı arayan Kılıçdaroğlu, De  niz Som un sağlık durumu hakkında bilgi aldı.  OMÜ nün tazminat istemine ret  SAMSUN  Cumhuriyet   Ondokuz Mayıs  Üniversitesi  OMÜ  Rektörlüğü nün gazetemiz  yazarı Deniz Som aleyhine 3 Şubat ta Vaziyet  köşesinde yayımlanan  Üniversitede İslamcı  Yasaklar  başlıklı yazı üzerine açtığı 10 bin li  ralık manevi tazminat davası reddedildi.  Som un avukatı Evrim İnal, rektörlüğün kamu  tüzelkişilik olduğunu vurgulayarak, kişilik hak  larının ihlalinden dolayı manevi tazminat davası  talep etme hakkı bulunmadığına dikkat çekti.   Kırt Katır Kırk Satır  davası  İstanbul Haber Servisi  Gazeteci Ertuğrul  Mavioğlu ile Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevli  si Ahmet Şık ın  Kırk Katır Kırk Satır  adlı ki  tapla Ergenekon soruşturmasını etkilemeye çalış  tığı iddiasıyla açılan dava başladı. Mavioğlu,   Herhangi derin ya da derin olmayan devlet yet  kilisi asker ya da savcı bize belge getirmemiştir.  Bu davanın bu ülkenin daha aydınlık olmasını is  teyen insanların önünün kesilmesi için açıldığını  düşünüyorum  dedi. Mahkeme  kitabın ne za  man teslim edildiği  ve  kısıtlama kararının iptal  tarihi ne ilişkin ilgili savcılık ve mahkemeye ya  zı yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.   YÖK 12 Eylül askeri  faşizminin ürünü değil mi?  Partiler ve Seçim Yasası o  dönemde çıkarılmadı mı?  Günlerdir  ileri demokrasi   diye bağırıp çağıranlar,  TV lerdeki tartışma  programlarında masaları  yumruklayıp  12 Eylül ün  hesabını soracağız  diyerek   özgürlük  dersi verenler,  YÖK ün buyruğuyla kaldırılan   sıkmabaş yasağı nı ayakta  alkışlıyor.  Aslında iki yılı aşkın süredir  üniversitelerde  sıkmabaş   yasağı filan yoktu. Kim  var   diyorsa doğruyu söylemiyor.  Türkiye deki tüm üniversite  ve yüksekokullarda   sıkmabaşlı  kız öğrenciler  derslere girebiliyor.  AKP  sıkmabaşı  sık sık  gündeme getirir, bunu da  bilerek yapar Başbakan  Erdoğan. Çünkü, 2011 de  genel seçimler yapılacak.  İnanç ve ibadet özgürlüğü  ısıtılıp ısıtılıp siyaset  sahnesine konulacak.  Burada düşünülmesi  gereken asıl sorun şu olmalı:  Sıkmabaşlı kız öğrenciler,  yarın hukuk fakültesini bitirip  yargıç ve savcı olduklarında  ne yapacaklar?  Sıkmabaşla mı girecekler  duruşmalara?  Tıp fakültesinde okuyan kız  öğrenciler kadavra  derslerinde, erkek  cesetlerine  yaklaşmayacaklar mı  inançlarından ötürü?   Sıkmabaş  konusunu  yıllardır yazıyorum.   Sıkmabaşlı  kız öğrenciler  yarın öğretmen, doktor,  yargıç, savcı olduklarında   inançları gereği  ne  yapacaklar, önce bunun  çözüme kavuşturulması  gerekir.  Bugün Anadolu nun pek  çok kentinde ilköğretim ve  liseye giden kız öğrencilerin   sıkmabaş la derslere  girdiğini, cuma günleri  uygulamalı din derslerinin  camilerde ve mezarlıklarda  yapıldığını, 712 yaşlarındaki  çocukların cuma  namazlarına götürüldüğünü  biliyorum.  Zorunlu din dersleri de 12  Eylül faşizminin ürünüdür...  Mardin ve Malatya  yöresinde sayıları giderek  azalsa bile  Süryani   yurttaşlarımızın çocukları...  Türkiye nin dört bir yanında  oturan Alevi yurttaşlarımızın  çocukları... İzmir de  Lavantenlerin çocukları...  Bunlar zorunlu olarak din  derslerine girmiyor mu?  Nedense bu konuyu hiçbir  siyasi parti gündeme  getirmiyor?  Bakıyorum, YÖK ün İstanbul  Üniversitesi ne gönderdiği   buyruk yazısı nı   Başörtüsünde şapka devrimi   başlığıyla manşet yapanlar,   İşte özgür ve ileri demokrasi  budur  diyenler bu konulara  girmiyor.  Korkum, adına ister çevre  baskısı, ister mahalle baskısı  deyin, sıkmabaş ın okullarda  ve üniversitelerde gi
            
    
