25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 EK M 2010 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA KÜLTÜR 15kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Ne zaman TÜYAP’ın İstanbul Kitap Fuarı’na gitsem geçmişe dönüyorum. Edebiyatçılar Birliği 1960’ların başında bir Kitap Sergisi açmayı kararlaştırmıştı. “Fuar”lık halimiz yok, üye yazarların yapıtları sergilenecek, bir köşede de meraklısına kitap satışı yapılacak. Belediyeyle görüşüldü, Harbiye’de, şimdi İstanbul Şehir Tiyatrosu Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin bulunduğu yerdeki Sergi Salonu bir haftalığına kiralandı. Birliğin en genç üyeleri olduğumuz için, bütün yük, a dergisi takımının üstünde. Kemal Özer, Adnan Özyalçıner, Onat Kutlar, Doğan Hızlan bir de ben kolları sıvadık. Ne yapacağız peki? Sergiyi hazırlayacağız. Ara Güler’den yazarların büyük boy fotoğraflarını alacağız, yayınevlerinden kitap toplayacağız, onları sergi salonuna götürüp bir şeyler yapacağız işte. İşin hamallık yanı kolay. Asıl sorun Ara’dan fotoğrafları koparabilmek. Ne zaman evine gitsek, “Yarına hazır,” diyor Ara, gönlümüzü almak için de boyuna fotoğraflarımızı çekiyor. Sonunda, Yeditepe yayıncısı Hüsamettin Bozok’un da yardımıyla, “yarınlardan bir gün” o iş tamamlandı. Kaptık fotoğrafları, doğru sergi salonuna. Kitapları zaten taşımıştık. Kolları sıvayıp düzenlemeye giriştik. Yan yana panolar vardı. Her panoya bir yazarın fotoğrafını asıyor, altına da kitaplarını sıralıyorduk. Sıra Eflâtun Cem Güney’in fotoğrafına gelince yanımızda yazarın kendisi beliriverdi. Köşesinin nasıl düzenleneceğini merak ediyordu sanırım. Eflâtun Bey dünyanın en yakışıklı insanı sayılmazdı doğrusu. Ayrıca, Ara da onu Robert Taylor gibi göstermek için hiç mi hiç çaba harcamamıştı. Fotoğrafı asarken tepemizde bir kahkaha patladı ansızın. Baktık, bir delikanlı. Parmağıyla fotoğrafı göstererek katıla katıla gülüyor. Bir ara gülmeyi kesti, “Surata bak!” diye bağırdı. “Drakula mı desem, Frankenştayn mı... Karanlıkta görsem kalpten giderim.” Daha da uzatacak. Eflâtun Beye döndüm hemen, “İyi oldu mu?” diye sordum. Delikanlı, bir fotoğrafa, bir Eflâtun Beye baktı, sonra ansızın ortadan yok oluverdi. Eflâtun Bey de kayıplara karıştı, hafta boyunca bir daha da görünmedi. Sonunda sergi açıldı. Pek görkemli bir açılış oldu. Kitapları sergilenen yazarların en aşağı onda biri katıldı törene! Başka kimse çağrılmamıştı zaten. Birliğin nice fedakârlıklarla satın aldığı üçbeş şişe şarap da tekkeyi bekleyen bizlere kaldı. Keyifli bir hafta geçirdik. Okurun ilgisi de keyfimize keyif katıyordu. Her gün onlarca kişi geziyordu sergiyi. O hafta belki 500 ziyaretçimiz oldu. Bir ara, dönemin ünlü politikacılarından Kasım Gülek geldi. Kapaklara şöyle bir göz attıktan sonra bir kitabı gösterdi. “Haa,” dedi. “Bakın, bu benim ilgimi çeker. Arabistan hakkında bir kitap.” Parasını verip kitabı aldı, çıktı gitti. Kitap, Turgut Uyar’ın yeni şiir kitabıydı: Dünyanın En Güzel Arabistanı! Bizim derginin, a dergisi’nin yazarları sürekli oradaydı. Saraçhane’deki kahveyi bir haftalığına kapatmış, köprünün öteki yanına, Harbiye’ye taşınmıştık. Orhan Kemal de sık sık uğruyordu. Yaz sıcağından bunalmış, ceketini koluna asmış, fötr şapkasıyla damlıyordu. “Hayırlı işler!” “Daha siftahımız yok, Orhan Ağabey.” “Benim ayağım uğurludur.” Gerçekten de onu tanıyan birkaç ziyaretçi hemen kitaplarını alıp imzalaması için uzatıyordu ona. Bir gün ziyaretçilerden biri, tezgâh başında bizimle çene çalan Edip Cansever’e baktı uzun uzun. Sanırım “bir yerlerden gözüm ısırıyor” diye düşündü. Döndü, sergiyi dolaştı bir daha. Edip’in fotoğrafının önünde durdu. Fotoğrafa baktı. Başını çevirdi, Edip’e baktı. Bir daha fotoğrafa baktı. Sonra Edip’in son şiir kitabını, Petrol’ü aldı. Yanımıza geldi. Edip’e kitabını imzalattı. Gitti. Bir süre sonra, alı al moru mor, döndü. Kitabı bize uzattı. “Affedersiniz,” dedi, “bu kitabı değiştirebilir miyim? Ben bunu petrol hakkında bir kitap sanmıştım. Meğer hikâyeymiş!” Kitap Fuarı İstanbul’a odaklanıyor Kültür Servi si Ana temaları nı “İstanbul”u merkeze alarak belirleyen “29. İstanbul Kitap Fuarı” ve “20. İstanbul Sanat Fuarı ARTİST 2010” bugün başlıyor. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece’de 7 Kasım’a kadar sü recek fuar, 570 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla, yaklaşık 300 et kinlik ile kapılarını kitapseverlere aça cak. Ana teması “İstanbul’u Yazmak” olan kitap fuarının bu yılki “Onur Ya zarı” Doğan Kuban, “Onur Konuğu” ise İspanya. Fuarın “Onur Konuğu” İs panya etkinlikleri, 30 Ekim2 Kasım ta rihleri arasında Uluslararası Salon’da (5 No’lu hol) gerçekleştirilecek. Uluslar arası Salon’da İspanya başta olmak üzere 37 ülkeden yayınevi standı olacak. Fuarın bir diğer yeniliği ise yine Ulus lararası Salon’da yer alan “Telif Ajans ları Özel Bölümü”. Almanya, Fransa, İngiltere, İsrail, İspanya ve İtalya’dan 8 telif ajansı 2 Kasım’a dek fuarda Tür kiye’den yayıncılarla buluşacak. 2005 yı lından itibaren dünyanın herhangi bir ye rinde yayınlama özgürlüğünün savu nulması ve teşvik edilmesi amacıyla önemli katkılarda bulunmuş bir kişi ya da kurumu onurlandırmak üzere verilen “Yayınlama Özgürlüğü Ödülü” bu sene 2 Kasım’da düzenlenecek bir tö renle sahibini bulacak. Pek çok ülkeden bağımsız gruplar ve sa nat inisiyatiflerinin katılacağı sanat fua rının ana teması ise “Görünmeyen İs tanbul.” Hollanda’dan bağımsız grup ve sanat inisiyatiflerini ağırlayacak sanat fuarına, Türkiye’den de pek çok galeri ka tılacak. (Öğretmen ve emeklilere ücretsiz olan fuarların giriş bedeli 5 TL.) Ziraat Bankası sanat koleksiyonunda yer alan yapıtlar ‘Yüz Yılın Sergisi’ başlığıyla Cermodern’de Modern resmimizin öyküsü SELDA GÜNEYSU ANKARA Tarihi, Osmanlı İm paratorluğu’na değin uzanan bir ban ka Ziraat Bankası. Zihinlerde “altın başaklı” reklamlarıyla özdeşlik ku rulan... Salt finansal gücüyle değil, sa nata yaptığı yatırımlarla da dikkat çe ken bir banka... Kurulduğu 1863 yı lından beri kararlılıkla Melling’den İb rahim Çallı’ya, Hoca Ali Rıza’dan Cemal Tollu’ya pek çok ünlü ressa mın yapıtlarını bir koleksiyonda top lamış. O koleksiyonda yer alan 3 bin eserden 170’i şimdi “Yüz Yılın Ser gisi” başlığıyla, Ankara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Kıymet Giray’ın düzenlemesiyle Cermodern’de sergileniyor. Giray, bundan aylar önce başladı Zi raat Bankası’nın koleksiyonunda yer alan yapıtlar üzerine araştırma yap maya. Koleksiyonda bulunan binler ce eserin her birini tek tek inceleyerek kitaplaştırdı. Giray, “Eserlerin bir çoğu, Türk resminin modernleşme öyküsünü anlatıyor” dediği kolek siyon hakkında şunları söylüyor: “Ziraat Bankası, Türkiye’nin gü vencesi. Bu güvence sanat açısından da gelişmiş. Kitabı yazmaya başla dığımda iki önemli nokta üzerine düşündüm. Öncelikle bu koleksiyon bugüne değin yazdığım koleksi yonlar içinde en büyüğüydü. Çağ daşlaşma sürecine geçişte, yani 20. yüzyılın son çeyreği ile 21. yüzyılın başını hazırlayan süreçte, Türk resminin modernleşme öyküsünü anlatıyor. Kitap da bunun üzerine kuruldu. Banka halk için bir altın, ben de bir külçe altın şeklinde kitap yazmak istedim. İçindeki resimler de altın kadar değerli.” Giray, bir sanat tarihçisi olarak, mesleğe ilk başladığı yıllarda büyük koleksiyonları bulunan merkezlerin ar şivlerine girmek için çok çaba harca dığını anlatıyor. Bu nedenle de Zira at Bankası koleksiyonunun kitaplaş tırılması ve tüm Anadolu’ya yayılması Giray için ayrı bir önem taşıyor. “Şöyle ki, kitap önce Anadolu’da ki bütün üniversitelere gitti. Bu çok önemli çünkü ben bir araştırmacı olarak, yıllarca kapalı kalan resim heykel müzelerinin arşivlerine gir mek için uğraştım. Özel koleksi yonlara girmek de bir hayaldi. Bir araştırmacının eline binlerce eserin var olduğu bir koleksiyonun git mesi, araştırmacıların da işini ko laylaştırıyor” diyor. Kaleme aldığı koleksiyon kitabının ardından “Yüz Yılın Sergisi”ni açma fikri doğmuş, “Kitap bitince, koleksiyonu halkla buluşturmak için ortaya sergi aç ma düşüncesi çıktı. Merkez olarak da önceleri İstanbul, daha sonra da Anadolu’yu bu işe dahil etme fik ri oluştu. Sonra ortaya mekân so runu çıktı.” Türkiye’de hâlâ büyük yapıtların ya da çok sayıda yapıtın sergilenebileceği mekân sorunu bulunduğunu belirten Giray, bu soruna karşın, özellikle 1990’lı yıllardan sonra sanat anla mında, özellikle de resimde büyük ge lişmeler kaydedildiğini, bu nedenle birçok kurumun sanat eseri satın al maya başladığını anlatıyor. Ona göre resim sanatının gelişmesi, sanayinin gelişmesiyle doğru orantılı. “Gelişen sanayi ile birlikte altın gibi, hisse se nedi gibi, sanat eserinin de tecimsel bir değer, bankaların ve sanayici lerin kendi kapitallerinin arasında güvenli olduğu anlaşıldı. Sanat eser leri, bir bankanın ve sanayicinin art tırıcı değerleridir. Dünyada altın dü şer, Avro düşer ama sanat eseri, eğer doğru bir yatırımsa, her zaman paraya çevrilebilir. Aslında ku rumlar her ne kadar sanatı des tekliyorlarsa da sanat, kurumların destekleyicisidir.” SELAM OLSUN ÜLKÜ TAMER Bizimki Fuar Değil, Sergiydi Çağdaşlığın izinde A ltı ay boyunca açık kalacak “Zi raat Bankası Yüz Yılın Sergisi”, Os manlı Sarayı’nın resim sanatıyla tanışması, Türk sanatçıların çağdaş sa nat hareketleriyle Paris’te yüz yüze gelmeleri, Cumhuriyet ülküsünün hedefi olan modernizmi algılaması ve çağdaş kav ramının izinde, “izm”ler le ilerlemesini, modern Türk resim ustalarının yapıtlarıyla anlatı yor. Sergide, roman tizmden empres yonizme, Melling, Hoca Ali Rıza, İb rahim Çallı, Fey haman Duran, Hikmet Onat ve Namık İsmail; fi güratif empresyo nizmden kübizme Ali Avni Çelebi, Ahmet Zeki Kocamemi, Nu rullah Berk, Cemal Tol lu, Zeki Faik İzer, Sab ri Berkel ve Şükriye Dikmen; geleneksel iz lerden soyut anlatımlara Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Orhan Peker, Selim Turan, Nejad Melih Devrim, Hakkı An lı, Adnan Varınca, Erol Akyavaş, Adnan Ço ker, Ferruh Başağa, Devrim Erbil, Yüksel Arslan ve Özdemir Al tan; figüratif ekspres yonlardan fantastik yo rumlara Mustafa Ata, Alaettin Aksoy, Ergin İnan, Ömer Uluç ve Mehmet Güleryüz; 21. yüzyılın ilk çeyreğinde genç arayışlarından Nu rettin Erkan, Burçin Erdi, Aslı Özok, Nur Gürel, Pelin Özgöçen, Erhan Özışıklı, Beyza Boynudelik, Nezir Ay dın, Başak Bugay ve Murat Seydi Koç; hey kelleriyle Kuzgun Acar, Hüseyin Gezer, Remzi Savaş ve Eyüp Öz’ün yapıtları yer alıyor. Ziraat Bankası’nın, 1863’ten bu yana oluşturduğu koleksiyondan 170 yapıt Ankara’da sergileniyor. Sergiyi düzenleyen Kıymet Giray, yapıtların, Türk resminin modernleşme öyküsünü anlattığını söylüyor. Neşet Günal’ın eseri.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear