Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                        Pages
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                ekonomi@cumhuriyet.com.tr  28 EK M 2010 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA  EKONOMİ 15  CMYB  C M Y B  İstanbul Ticaret Odası Başkanı Yalçıntaş’ın da tutuklandığı mahkemenin ifade tutanaklarında ilginç ayrıntılar var  ALİCAN ULUDAĞ  ANKARA  Yargıda rüşvet operasyonu  kapsamında tutuklanan avukat Necdet Okcu,  “hukuka aykırı olarak elde ettiği parala  rı” kendisiyle birlikte tutuklanan yardımcı  sı Yavuz Çay’ın banka hesabı üzerinden ‘ak  lamakla’ suçlandı.  İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) ve  CNR Fuarcılık arasındaki tahliye davasında  yargıya rüşvet verildiği iddiasıyla İstanbul Ti  caret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş’ın da tu  tuklandığı mahkemenin ifade tutanaklarında il  ginç ayrıntılar ortaya çıktı. Buna göre Okcu,  mahkemede “Suç işlemek amacıyla örgüt  kurmak, yüksek yargı mensubuna rüşvet  vermek suçuna iştirak etmek, ayrı suç kas  tıyla hareket edip iki defa yargı görevi ya  panları etkilemek, ayrı suç kastıyla hareket  edip on defa nitelikli dolandırıcılık suçlarına  bizzat iştirak etmek”le suçlandı.  Okcu, mahkemede kendisine gelen “rüşvet”  paralarını bürosunda yardımcı personel olarak ça  lışan Yavuz Çay’ın hesapları üzerinden aklamaya  çalıştığı iddialarına, “Yavuz benim yanımda  yaklaşık 15 yıldır evladım gibi çalışan per  sonelimdir. Onun hesabına gelen bir kısım pa  ralar bana aittir. Yanımda çalıştığı için gelen  bir kısım paraları da kendisi alıp bir kısım  yerlere götürmesi gerektiğinden onun hesa  bına gönderilmiştir. Suçla herhangi bir ilgi  si yoktur” yanıtını verdi. Çay, hâkimin soru üze  rine, “Yanında çalıştığım Necdet Okcu tatil  de veya Ankara’da olmadığı zamanlarda  onun adına bir kısım harcamaları yapabil  mem için zaman zaman benim hesabıma  para yatırdığı olurdu. Ben teker teker nere  ye ne verdiğimin notunu alır ve bilahare bun  ların hesabını verirdim” savunmasını yaptı.  Bu savunmaları inandırıcı bulmayan hâkim  se “Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerle  rini gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meş  ru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat  uyandırmak amacıyla hukuka aykırı olarak  elde ettiği gelirleri Yavuz Çay ile fikir birli  ği içinde hareket edip Çay’ın banka hesapları  üzerinden havalesini yaptırıp bilahare Yavuz  Çay’ın hesabından nakit olarak suçtan kay  naklanan malvarlığı değerlerini aklama su  çunu işlediği kanatine” vardı. Okcu ve Çay,  mahkeme sonunda tutuklanmıştı.  Bu arada soruşturması kapsamında aranan  avukat Abdullah Pehlivan Ankara emniyeti  ne gelerek teslim oldu. Pehlivan’ın AKP İs  tanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık’la si  yasete atılmadan önce aynı avukatlık bürosunda  çalıştıkları ortaya çıkmıştı. Soruşturmayla il  gili aralarında Reina’nın sahibi Mehmet Ko  çarslan’ın da yer aldığı 6 kişi aranıyor.  CNR Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem,  yargıya rüşvet operasyonuyla ilgili “Bu süreç bizim için  bir aklanma sürecidir. Yaşadığımız travmanın şokun  dan hâlâ kurtulabilmiş değiliz” dedi. Son beş yıldır sü  regelen çeşitli davalar olduğunu, hepsini kazandıklarını  belirten Erem’in açıklamaları şöyle: “Maddi  manevi çok zarar gördük, ama artık işimize  konsantreyiz. CNR Fuarcılık olarak dava  sürecinden maddi manevi çok zarar gör  dük. Dava sürecini ben Allah’a havale  ettim. O yüzden kendime, ekibime gü  vencim sonsuz. Tüm saldırılara rağmen işimizi yapmaya de  vam ediyoruz. Rakiplerimizden birinin de bu işe karıştırılmış  olduğunu duymak epey üzdü biz. İDTM alanında toplam 80  milyon dolarlık yatırım yaptık.” Olayın ortaya çıkmasının  ardından İşadamı Remzi Gür beni aradı ve geçmiş olsun  dileklerini iletti. Ben de kendisine teşekkür ettim. Bunun dı  şında bir diyalog gerçekleşmedi. Ayrıca Başbakan’a hiçbir  şekilde bir dosya veya rapor göndermedim. Ancak bir mek  tup yazarak mağduriyetimi anlattım. Bu olay nedeniyle bir  işkadını olarak yaşadıklarımı, karşılaştığım güçlükleri ve  uğradığım haksızlıkları dile getirdim.  İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Ku  rulu Başkanvekili Şekib Avdagiç düzenle  diği basın toplantısında şu açıklamaları  yaptı: İTO Yönetim Kurulu, İTO Meclisi  kısaca İTO camiası olarak tek vücut bir  şekilde Sayın Başkanımız Murat Yalçın  taş’ın arkasındayız. Biliyoruz ve inanıyo  ruz ki Sayın Başkanımız hiçbir yasadışı,  hukuk dışı faaliyetin içinde değildir, olma  mıştır. Murat Yalçıntaş’ın masumiyetin  den zerre kadar şüphemiz yoktur. Tutukla  ma kararına itiraz için 7 günlük bir süre  bulunuyor. Bu süreyi en doğru şekilde kul  lanıp, kanunun bize verdiği yetkiye daya  narak itirazda bulunacağız. Bu itiraz so  nucunda mutlaka başkanımızın aramıza  katılacağına emin olmak istiyoruz. Böyle  bir beklenti içindeyiz. İDTM’nin kendine  göre öncelikleri ve menfaatları  var. Bunlar doğrultusunda bir  süreç yönetiliyor. Bu sürece  bağlı olarak yürüyen birtakım  mahkemeler var, davalar var. Do  layısıyla burada bunun bir hesap  laşma olarak algılanması... Bu  nun çok doğru olmadı  ğını düşünüyorum.  Örgüt kurmakla suçlanan avukat  Necdet Okcu, kendisine gelen paraları  önce yardımcısının hesabına yatırmış,  sonra nakit olarak geri almış.  Uyum Gıda halka açılacak  Ekonomi Servisi  Ankaralı  GSR Enerji, ilk defa dikey  eksenli türbin üretimi için  kolları sıvadı. İthalatın da önüne  geçmeyi planlayan şirket,  2011’de 900 milyon dolarlık  ciro yapmayı planlıyor. Türkiye’de  rüzgâr enerjisine yapılan yatırım her geçen gün  artıyor. Bugüne kadar rüzgâr enerjisine 1000  MW’lık yatırım yapıldı, 500 MW’lik  bölümünün inşası sürüyor, 750 MW’lık yatırım  da planlamaya alındı. Türkiye’de rüzgâr türbini  üretimi yapılmıyor. Bu yüzden rüzgâr türbinleri  yurtdışından ithal ediyor. Ankaralı GSR Enerji,  ithalatın önüne geçmek ve daha verimli rüzgar  türbini üretmek için harekete geçti. GSR patenki kendine  ait olan ve klasik rüzgar türbinlerinin aksine dikey  eksenli enerji elde eden WAW türbinlerinin üretimine  başladı. GSR Enerji Genel Müdürü İsmail İnci  düzenlediği basın toplantısında “Bizim türbinlerimiz  diğerlerine göre verimlilikte yüzde 10, kilovat birim  başı maliyette de yüzde 20 daha iyi” dedi.  Ekonomi Servisi  Market zinciri  Uyum Gıda, gelecek yıl yüzde 100  büyüme hedefiyle hisselerinin yüzde  30’unu halka arz edecek.  Talep toplama yöntemiyle  gerçekleşecek halka arzın tarihi 45  Kasım 2010 olurken hisse fiyatı ise  8.75 TL olan halka arzda beklenen  nakit girişi 52.5 milyon TL. Uyum  Gıda, halka arzdan elde edeceği  gelirin tamamını yeni mağazalar  açmak için kullanacak.  Uyum Gıda A.Ş. Genel Müdürü Sait  Koç, perakende sektörünün hareket  halinde olduğunu ifade ederken,  birinci gruptakilerin satın alma  yoluyla veya yeni mağazalar açarak  hızla büyüdüğünü, ikinci grupta yer  alanların üçüncü gruptan satın  almalar yaparak veya yeni mağazalar  açarak arayı açmamaya çalıştığını,  üçüncü grubun ise hızla küçüldüğünü  söyledi. Koç, önümüzdeki 10 yıl  içinde pazarın yüzde 50 ya da 60’ının  en fazla 10 perakendeci şirket  tarafından yönetiliyor olacağını  vurguladı. Koç, bu yılı yüzde 16  büyümeyle ve 200 milyon TL’nin  üzerinde bir ciroyla kapatmayı  öngördüklerini, şu anda 33 olan  mağaza sayısını gelecek yıl 73’e  çıkartmayı hedeflediklerini kaydetti.  Hisense, Anadolu Grubu ile Türkiye’de  Ekonomi Servisi  Güney Koreli  tüketici elektroniği firması Samsung  ile bu yıl başında yollarını ayıran  Anadolu Grubu, ayrıldıktan sonra  kurduğu Antek Teknoloji ile  Çinli televizyon markası  Hisense’i Türkiye’ye getirdi.  Tanıtım toplantısında konuşan  Anadolu Grubu Yönetim Kurulu  Başkanı Tuncay Özilhan, “Önce  satış, pazarlama ve servisle  başlayacağız. 3 yıl sonra ihracat  ağırlıklı olmak üzere  Türkiye’de TV üretimini  düşünebiliriz” dedi. 41 yıllık  geçmişi olan Hisense, düz panel  televizyonda Çin’de yüzde 15’lik  pazar payı ile ilk sırada, dünyada  ise yüzde 5 ile ilk 10 arasında yer  alıyor. Dünya çapında 60 bin  çalışanı, geçen yıl sonu itibarıyla  8.2 milyar dolarlık cirosu var.  Türkiye’de 200 satış noktasının  yanı sıra Metro ve  CarrefourSA’larda satışa sunulan  TV modellerinin fiyatı 799 TL’den  başlıyor.  Mustafa Nevzat,  Oscar’ı hak ettiEkonomi Servisi  Türkiye’de ABD Gıda ve  İlaç Kurumu’nun (FDA) onayını alan ilk Türk ilaç  firması olan Mustafa Nevzat, kasım ayı sonunda  kendi geliştirdiği, markası da ruhsatı da kendisi  ne ait ilk kanser ilacı sevkıyatını da gerçekleştir  meye hazırlanıyor.  Halen ABD’ye bitmiş ürün ihracı da dahil, 33  ülkeye ihracat yapan Mustafa Nevzat İlaç’ın  (MN) Genel Müdürü Levent Selamoğlu, “Bu, sa  dece MN’nin değil, Türk ilaç endüstrisinin de  geldiği ileri noktayı temsil  ediyor. Bir firma için  Amerika’ya ilaç satmak,  Oscar almak gibi bir şey.  İlk kez onkoloji gibi zor bir  alanda bir Türk firması  dünya oyuncusu olacak”  dedi.  Yurtdışına “MN Pharma  ceuticals” adıyla açıldıkları  nı belirten Selamoğlu, özetle  şunları vurguladı:   Biz, kendi ARGE’sini  oluşturmuş, 87 yıllık geçmişe  sahip, 1200 uzman çalışanı, 5  üretim tesisi ile köklü bir ku  ruluşuz. Mamul ilaç ve ilaç  hammaddesi üreticisiyiz. Bugün dünya piyasala  rında fason değil, ruhsatına sahip olduğumuz  268 ürünümüz var. 220 ürünümüz de ruhsat aşa  masında. Bunun yaklaşık 30’u ABD piyasası  için. İhracat hacmimiz 26.5 milyon kutu.   Ürünlerimizi yurtiçi ve dışı talepleri dikka  te alarak kendi ARGE’mizde geliştiriyoruz. Jenerik  ilaçlar konusunda (bunlara ‘eşdeğer’ deniyor) ka  muoyunda yanlış bir algılama var. Zannediliyor  ki bir ilacı alıp bileşenlerine bakıyor, aynısını ya  pıyorsun. Aslında öyle değil. Bu en az 11.5 yıl sü  recek bir prosesin sonunda gerçekleşiyor.  En az 10 yıllık çabanın ürünü   Ama bizim esas işimiz, katma değerli jene  rikler üretmek. Burada molekül keşfedilmiyor.  Ama jeneriğe, örneğin yan etkisini azaltmak ya da  gidermek gibi etkinliğini art  tırmak gibi bir işlev yükleniyor.  Örneğin şimdi ADB’ye gön  dereceğimiz onkoloji ürünü  böyle. Molekülü kanserli hüc  reye kadar taşıyor ve orada et  kinleştiriyor.   Bir katma değerli jene  rik geliştirmek, tüm aşama  ları ile ortalama 10 yıl çalış  mayı gerektiriyor. Bir ilacı  satmak bile en az iki yıllık  bir çalışma istiyor. Firmay  la anlaşıyorsunuz ama bu  yetmiyor. Otoriteye ortala  ma 1500 sayfalık bir rapor  sunuyorsunuz. O bitti mi FDA geliyor, sizi iğ  neden ipliğe denetliyor. Örneğin, biz 2004’te baş  vurduk, 2006’da denetim geldi, sonra onay al  dık. Şimdi ABD dışında FDA onayı almış en  der firmalardan biriyiz. Avrupa’da lisans almak  daha da zor. Onu da başardık, European Me  dicine Agency’nin (EMA) onayını da aldık. Es  kiden randevu almakta zorlandığımız firmalar,  şimdi işbirliği için hafta başı buradalar.  ŞİRKET BİLANÇOLARI   TOFAŞ, 2010’un dokuz aylık döneminde 264.7  milyon lira net kâr elde etti. Şirket 2009’u 360  milyon 351 bin lira kârla kapatmıştı.   ERDEMİR, 2010’un ilk dokuz ayında 627.7  milyon lira net kâr açıkladı. Şirket, 2009’u 168  milyon 690 bin 422 lira zararla tamamlamıştı.  TAV Havalimanları Holding, yılın ilk dokuz  ayında 79 milyon lira net kâr elde etti. Şirketin  konsolide cirosu ve operasyonel kârlılığı yüzde  28 artışla 172 milyon Avro’ya çıktı.  ARCELORMİTTAL’in 3. çeyrek net kârı geçen  yılın aynı dönemine göre yüzde 48 artış gösterdi.  Geçen yıl üçüncü çeyrekte 910 milyon dolar net  kâr elde eden şirket, bu yıl söz konusu dönemde  kârını 1.35 milyar dolara çıkardı.  FİAT, üçüncü çeyrekte 170 milyon Avro kâr et  ti. Fiat, kamyon ve traktördeki yüksek satışlardan  ötürü geçen yıl üçüncü çeyrekte 21 milyon Avro  olan kârının, bu yıl aynı çeyrekte 170 milyon Av  ro’ya çıktığını açıkladı.  BOEİNG, ticari uçak satışlarındaki artış nede  niyle üçüncü çeyrekte 837 milyon dolar net kâr  elde etti.  2008 başında onkolojik  ürünler tesisini devreye alan  Mustafa Nevzat İlaç  Sanayii, kendi ARGE’sinde  geliştirip FDA’dan ruhsatını  aldığı ilaçları kasım ayı  sonundan itibaren  Amerika’ya göndermeye  hazırlanıyor.  İŞÇİNİN EVRENİNDEN  ŞÜKRAN SONER  Cumhurun Başı  Başbakan Erdoğan’ın farklılığını koyma adına çok  sık kullandığı cumhurun, Türkçesi halkın, çıkarlarının  siyasal partiler üstünde korunması sorumluluğu cum  hurbaşkanındır. Cumhuriyetin en üst düzeyde tem  silinin üzerinde, siyasal iktidar icraatları ile Meclis ka  rarlarının kamu yararı, hukuka uygunluk denetimi, hal  kın çıkarlarının ayırımsız savunulması sorumluluğu  Cumhurbaşkanlığı kurumuna ait olduğu içindir ki... Se  çilme koşulları ne olursa olsun, Meclis’in çoğunluğunu  ele geçirmiş partinin kurucu üyesi olsa da cumhur  başkanlığına seçilmiş kişinin icraatlarında, partiler üs  tü, tarafsız kimlikle kalmasını önkoşul görür.  Uzlaşma aranmadan, halk iradesi gibi görünse de  siyasal dayatma amaçlı kulanıldığında bu amacından  uzaklaşan referandumla seçilen Sayın Gül, en ba  şından halkın cumhurbaşkanı kavramına oturtul  makta şansız bir konuma düşürülmüştü.“Benim de  Cumhurbaşkanım” cümlesini yürekten kurabilme  miz için, geldiği siyasal kimlikten, iktidar amaçların  dan arındığını kanıtlama yolunda çok daha anlamlı ça  balar göstermesi gerekliydi.  Sayın Gül, dünyaya karşı bizi resmen cumhurbaş  kanımız olarak temsil etse de bizim, hepimizin yürekten  cumhurbaşkanımız olarak kabul görüleceği sınavlardan  hiç de iyi notlar alamadan bugünlere gelindi. Cum  hurbaşkanlığı makamı icraatlarına, atılan imzalara, içe  riklerine şöyle bir bakmak, iktidar icraatları, Meclis’in  kararlarının hukuka uygunluk, kamu yararı deneti  minden geçirilmesi hak götüre, bir türden onay ma  kamı gibi çalıştığını ortaya koyuyor. Şipşak onay ör  neklerindeki eleştirilerde, “Tartışmalar sürecinde uz  manlar titizlikle çalıştılar, hazırdık” yanıtının doğrulu  ğu bu tabloyu değiştirmiyor...  Sayın Gül, AKP’de en üst görevlerde siyaset ya  parken 12 Eylül hukukunun Cumhurbaşkanlığı’na ta  şıdığı aşırı yetkilerden yakınanların başını çekenler ara  sındaydı. Demokratikleşmeden yana yasal değişim  lerin yapılmamasından elbette doğrudan sorumlu tu  tulamaz. Ancak Cumhurbaşkanlığı iradesini kullanır  ken, savunduğu tarafsızlık, demokratikleşmeden ya  na aşırı, haksız bulduğu yetkileri kullanmadan ka  çınması beklenirdi değil mi? Oysa 12 Eylül’ün YÖK’ün  diktatoryal yapısını mumla aratacak AKP yapılaş  masına en büyük katkıyı verdi.  Kendisi ve AKP kadrolarının şiddetle eleştirdikleri  Sayın Sezer’in sınırlı üniversitelerde rektörlük seçimleri  oy sonuçlarına sadık kalmayarak, seçim yetkisini kul  lanmasına rahmet okutan bir dengesizlikte, çoğunlukla  rektörlük seçimlerinde büyük oy farkları ile oynamakta,  en düşük oylulardan rektör seçmekte hiçbir sakınca  görmedi. Sayın Sezer’den çok farklı kriterlerle; Sayın  Sezer’in yetkisini kullanmada tek kriterin, beğenin be  ğenmeyin “Cumhuriyet rejimine, Atatürk devrimleri  ne, laikliğe bağlılık, bilimsel liyakat, etik kimlik” tartı  şılmaz belirleyici ölçütlerdi. Sayın Gül’ün büyük oy fark  ları ile seçilmişler arasındaki yer değiştirmelerinin kri  terlerinin açıklaması var mı?  Referandum süreci, sonrası iktidardan yana üst yar  gının ele geçirilmesi sürecindeki rolüne hiç girmesek  daha iyi olacak...  Yine medyamızın medyatik pazarlaması ile Cum  hurbaşkanı Sayın Sezer’in yetki kullanımına yönelik  ağır eleştirileri, “piyasaların oynatılması” suçlamala  rının gündemlerini anımsamaya çalışalım. Kendileri  anayasa hukukçusu, yargıç kökenli, ayrıntılı gerekçeleri  yazılmış kararlarıyla, çok sayıda iktidar icraatı, Mec  lis’ten çıkmış yasayı geri çevirdikleri gerçeği karşısında  dönemin iktidarlarının tepkilerini çekmiş olmaları ka  çınılmaz. Ancak “iktidarların önünü kesen Cumhur  başkanı” yargılaması, imajı haklı mı? Anayasal sistem,  demokrasimiz, onay makamı cumhurbaşkanı mı,  yoksa kamu yararı, hukuka uygunluk kriterleri ile ya  sama ve yürütmeyi denetleyen Cumhurbaşkanlığı ma  kamını mı öngörmüş? İkincisi doğru ise hepimizin,  cumhurun, halkın tarafsız cumhurbaşkanı sınavında  Sayın Sezer’in notu ne kadar yüksekse, Sayın Gül’ün  notu o kadar aşağıda kalıyor.  İnsan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, güç  ler ayrılığı temelinde oturmuşsa o kadar sağlam, ayak  ta durur, halktan yana denetimle işlerlik kazanır. Mec  lis çoğunluğu, demokratik olmayan güçlü iktidarın üs  tüne demokrasinin olmazsa olmazları, kamu kurum  larının, özerk kurumların ele geçirilmesi operasyon  ları işlemişse, Cumhurbaşkanlığı makamı onay ma  kamına dönüşmüşse, üstüne üstlük parlamento dı  şı muhalefetin ayakları, hukuk düzeni içinde kurulmuş,  güçlü sivil toplum örgütlenmeleri, muhalefetleri, sen  dikalar, meslek örgütleri, demokratik sivil toplum ku  rumları buharlaşmışsa... Yerlerine alt kimlikleri, inanç  lara ilişkin bu çağla uyumsuz demokratik olmayan ku  rumlar; aşiretler, cemaatler, mezhepler, ırk başta her  tür alt kimliği öne çıkaran örgütlenmeler konulmaya  çalışılıyorsa... En temel insan haklarımız ile birlikte, de  mokrasimiz, laik Cumhuriyetimiz tehdit altındadır...  Köşk, resepsiyon tartışmalarına bir de bu eksen  den bakmak gerekmiyor mu?  soner@cumhuriyet.com.tr  Rüşveti aklama yöntemi  Mustafa Nevzat İlaç’ın Genel Müdürü Levent Selamoğlu, 2009 yılında üretimden satışları  nın 250 milyon dolar civarında gerçekleştiğini söyledi.  CEYDA EREM: TRAVMANIN ŞOKUNDAN KURTULAMADIK  GSR dikey eksenli türbin üretecek  TO YÖNET M MURAT YALÇINTAŞ’A SAH P ÇIKTI   
            
    
