Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2010 PAZARTESİ
6 HABERLER
Altyapõsõ oluşturulmadan kontenjanlarõ arttõrõlan eğitim fakültelerinde öğretim üyesi sõkõntõsõ yaşanõyor
Öğretmen eğitimi sorunlu
FİGEN ATALAY
Eğitim fakültelerine gelen öğ-
renci niteliği son 10 yõlda çok
arttõ. Ancak, eğitim-öğretim alt-
yapõsõnõn yetersizliği ve öğretim
üyesi başõna düşen öğrenci sa-
yõsõnõn yüksek oluşu nedeniyle,
eğitim fakültelerinin önemli bir
bölümünde hâlâ nitelik sorunu
yaşanõyor. Eğitim fakültelerin-
de, öğretim üyesi başõna düşen
öğrenci sayõsõ 64 ve bu fakülte-
ler, bu açõdan yükseköğretimde
en olumsuz konumda yer alõyor.
Eski YÖK Başkanvekili Prof.
Dr. İsa Eşme, hazõrladõğõ “Öğ-
retmen Yetiştirmede Geri
Adımlar” başlõklõ raporda, öğ-
retmen yetiştirmede 1998’de
başlatõlan ve 2007 yõlõ sonlarõna
kadar sürdürülen iyileştirme sü-
recinin, 2008’den itibaren dur-
durulduğunu, getirilen bazõ uy-
gulamalarla yapõlan iyileştir-
melerden geri adõmlarõn atõldõ-
ğõnõ vurguladõ. Bu adõmlar üç
başlõkta toplanõyor: 1. Mesleki
eğitime öğretmen yetiştiren fa-
kültelerin kapatõlmasõ, 2. Kon-
tenjanlarõn arttõrõlmasõ, 3. Orta-
öğretim alan öğretmenliği ye-
tiştirmenin, fen-edebiyat ve di-
ğer fakültelerde verilen formas-
yon eğitimine indirgenmesi.
Ortaöğretim öğretmeni yetiş-
tirmenin formasyon eğitimine in-
dirgenmesinin pek çok soruna
yol açacağõnõ vurgulayan Eş-
me, raporunda bu sorunlarõ şöy-
le sõraladõ:
? “Eğitim fakülteleri, ra-
porun ilk bölümünde deği-
nildiği gibi, son on yılda nite-
likli öğrenciye ulaşmada bü-
yük bir mesafe almıştır. Eği-
tim fakültesi dışındaki fakül-
telere formasyon hakkı veril-
mesi, eğitim fakültelerine gi-
recek öğrenci niteliğini olum-
suz yönde etkileyecektir.
? Eğitim fakültelerinde, ‘eği-
tim bilimci’ ve ‘alan eğitimcisi’
uzmanlık alanlarında öğre-
tim üyesi eksikliği bulunmak-
tadır. Bu koşullarda, başka fa-
külteler bünyesinde açılacak
formasyon derslerinin eğitim
fakültesi öğretim üyeleri ta-
rafından karşılanması müm-
kün görülmemektedir. Bu du-
rum, anılan derslerin alan dı-
şı öğretim elemanları tarafın-
dan verilmesini zorunlu kıla-
cağından, bu kanalla öğretmen
diploması verilecek adaylar,
öğretmen eğitiminin üç önem-
li bileşeninden biri olan ‘öğ-
retmenlik meslek bilgisi’ yö-
nünden gerekli donanımı ka-
zanamayacaklardır.
? Kalabalık sınıflarda kon-
ferans şeklinde verilecek for-
masyon eğitiminin uygulama
boyutu için belirsizlik bulun-
maktadır. Çok sayıda adaya,
öğretmenlik uygulaması; kim-
lerin rehberliğinde, hangi okul-
larda yaptırılacaktır? Tüm bu
göstergeler, eğitim fakültesi
OKTAY EKİNCİ
İsviçre’deki “minare referan-
dumu” için Avrupa Mimarlar
Konseyi (ACE) ile İsviçre Mi-
marlar Birliği’ne (CSA) birer mek-
tup göndererek “mesleki ve kül-
türel kaygıları”nõ bildiren Mi-
marlar Odası’na yanõt geldi.
Mimarlar Odasõ Merkez Yöne-
tim Kurulu 9 Aralõk 2009 tarihli
mektubunda, dinsel bir mimari
simge için halkoylamasõ yapõlma-
sõnõn “tartışmalı” olduğunu vur-
gulayarak “Demokrasinin, dü-
şünceyi ifade özgürlüğünün, bü-
tün insanlığın ortak isteği olma-
sını dilediğimiz bir çağda, insa-
nın inanç simgelerini çoğunluk is-
teğiyle yasaklamak demokra-
siyle nasıl bağdaşabilir?” diye
sormuş ve özetle şunlarõ belirtmişti:
“Çağlar boyu her türlü dinsel
inanışın yan yana var olabildiği
bir ülkenin, Anadolu’nun ço-
cukları olarak, bu türlü bir ya-
saklamayı, ayrımcılığı anlama-
dığımızı dile getirmek zorun-
dayız. Minare yasaklaması, çağ-
daş olması gereken bir ülkede
gerçekleştiğinde, öteki ülkelere
yandaş ya da karşıt örnek oluş-
turabilecek bir davranış olarak
bizi endişelere düşürmektedir.
Bu davranışın örnek alındığı
bir dünyayı düşünmek bile iste-
miyoruz...”
‘Endişelerinizi paylaşıyoruz’
Mimarlar Odasõ’nõn bu serzeni-
şi üzerine AB’nin mimarlõk poli-
tikalarõna da danõşmanlõk yapan
ACE’nin Dönem Başkanõ Juha-
ni Katainen 11 Aralõk 2009 tari-
hinde verdiği yanõtta, “konuyu
önemsediklerini ve din özgürlü-
ğünün yapılardaki ifadesi ko-
nusunu yeni dönemde ele ala-
caklarını” belirtti.
CSA Başkanõ Regina Gonthier
ile İsviçre Mimarlar Konferansõ
Başkanõ Pierre Henri Schmutz’un
23 Aralõk 2009 tarihini taşõyan or-
tak imzalõ yanõtlarõnda ise “Din ve
etnik köken gibi en temel konu-
larda bile toplumun genelinde ve
devletlerde görülmekte olan hoş-
görü eksikliğine ilişkin aktar-
mış olduğunuz endişelerinizi biz
de paylaşıyoruz...” denilerek şun-
lar belirtiliyor: “İsviçre’de de-
mokrasinin tüm özgürlükleri içe-
ren bir biçimde sürmesine inanan
bir kültüre sahip olduğumuzun
altını çizmek isteriz. Dinler ve et-
nik gruplar hiçbir istisna ol-
maksızın İsviçre’de on yıllar bo-
yunca birlikte uyum içinde ya-
şamaktadır. Bu tartışmada biz
mimarları da ilgilendiren konu,
dini veya etnik herhangi bir ay-
rımcılığı hiçbir şekilde kabul
edemeyeceğimizdir...”
Bazõ politikacõlarõn istekleri so-
nucunda “çeşitli manipülasyon-
lar”õn yapõlabildiği belirtilen CSA
yanõtõnda, söz konusu referandu-
mun “özgürlük, eşitlik ve kar-
deşlik” kavramlarõ üzerine kuru-
lu 150 yõllõk İsviçre Anayasasõ’nõ
geçersiz kõlamayacağõ vurgulana-
rak şunlar anõmsatõlõyor: “İsviç-
re’deki en eski minare Neuchâ-
tel’dedir ve restore edilerek ta-
rihi anıt statüsüne alınmıştır.
Le Corbusier’in 1916-17’de ta-
sarladığı ‘Türk Villasõ’ projesi de
kesinlikle unutmadığımız bir
örnektir...” İsviçreli mimarlarõn bu
yanõtlarõ, “siyasi” bir karar oldu-
ğu anlaşõlan tartõşmalõ minare re-
ferandumunun, ülkenin aydõn çev-
relerince uygun karşõlanmadõğõnõn
da belgesi olarak yorumlanõyor...
Mimarlar Odasõ’nõn minare referandumu ‘kaygõlarõ’na İsviçreli mimarlar ‘haklõsõnõz’ dedi
İsviçreli mimarların minare yanıtı
İsviçre Mimarlar Birliği Başkanõ Gonthier ile İsviçre Mimarlar
Konferansõ Başkanõ Schmutz’un ortak imzalõ mektubunda “Din
ve etnik köken gibi en temel konularda bile toplumun genelinde
ve devletlerde görülmekte olan hoşgörü eksikliğine ilişkin
aktarmõş olduğunuz endişelerinizi biz de paylaşõyoruz” denildi.
ÖZEL YURTLAR YURTKUR’U GEÇTİ
Öğrenciler
tarikatlara
itiliyor
MAHMUT LICALI
ANKARA - Yükseköğretim ve ortaöğre-
tim öğrencilerine yönelik barõnma hizmeti
veren özel yurtlar 2009 yõlõnda yatak kapasi-
telerini yüzde 10 oranõnda arttõrõrken, Yüksek
Öğrenim Kredi ve Burslar Kurumu’na
(YURTKUR) bağlõ yurtlardaki yatak sayõsõn-
daki artõş ise yüzde 6 ile sõnõrlõ kaldõ. 2009
yõlõnda toplam 303 özel yurt açõlõrken, yatak
kapasiteleri ise 157 bin 129’a yükseldi.
Eylül 2009’da ilk kez üniversiteli 500 bin
öğrenciden yalnõzca 90 bin öğrenciye barõn-
ma hizmeti verilmesi, yaklaşõk 400 bin öğren-
ciyi özel yurtlarõn kucağõna itiyor. Pek çoğu
tarikat ve cemaatler tarafõndan kurulan dernek
ve vakõflarõn elinde olan özel yurtlar da her
yõl sayõlarõnõ ve kapasitelerini arttõrõyor.
Özellerde yüzde 10, devlette yüzde 6
MEB Strateji Geliştirme Başkanlõğõ’nõn ve-
rilerine göre 2008 yõlõnda sayõlarõ 3 bin 149
olan özel yurtlar, 2009 yõlõnda 303 yurt arta-
rak 3 bin 452’ye yükseldi. Özel yurtlarda
2008 yõlõnda 94 bin 162’si erkek, 49 bin 470’i
kõz olmak üzere toplam 143 bin 632 öğrenci
barõnõrken, 2009 yõlõnda bu rakam yaklaşõk
yüzde 10 oranõnda arttõ. 2009 yõlõnda yatak
kapasitelerini yüzde 10 oranõnda arttõran özel
yurtlarda 97 bin 100’ü erkek, 60 bin 29’u kõz
olmak üzere 157 bin 129 öğrenci barõnmaya
başladõ. 2009 yõlõnda özel yurtlar, kapasitele-
rine toplam 13 bin 497 yatak ekledi.
Özel yurtlar devleti yakaladı
YURTKUR’un verilerine göre de kuruma
bağlõ devlet yurtlarõnda ise yaşanan kapasite
artõş oranõ sõnõrlõ düzeyde kaldõ. 2008 yõlõnda
YURTKUR’a bağlõ toplam 210 yurtta 210
bin 11 yatak kapasitesi bulunurken, 2009 yõ-
lõnda yurt sayõsõ 243’e, yatak kapasitesi ise
223 bin 675’e yükselebildi. Yatak kapasitele-
rini yüzde 6 oranõnda arttõrabilen YURT-
KUR, özel yurtlarõn gerisinde kalõrken, yatak
sayõsõnda yaşanan artõş ise 13 bin 664 yatak
ile hemen hemen özel yurtlardaki artan yatak
sayõsõyla aynõ oldu.
Özel yurtlar derneklerin elinde
MEB’in verilerine göre özel yurtlarõn yüzde
54’ü dernekler tarafõndan yönetiliyor. Vakõf
olarak kurulan kurumlar da özel yurtlarõn
yüzde 5’ini elinde bulunduruyor. Özel yurtla-
rõn yüzde 11’i şahõslar ve yüzde 30’u da baş-
ka tüzelkişiler tarafõndan yönetiliyor. 2009 yõ-
lõnda 303 özel yurt açõlõrken, kapanan özel
yurt sayõsõ ise 78 olarak belirlendi. MEB’in
verilerine göre Ekim 2009 tarihi itibarõyla 171
özel yurt MEB tarafõndan, 2 bin 750 yurt ise
mülki idare amirleri tarafõndan denetlendi.
dışındaki fakültelerde yürü-
tülecek öğretmen eğitiminde,
uygulama boyutunun eksik
kalacağını işaret etmektedir.
? Eğitim fakültelerinde yü-
rütülen ortaöğretim öğret-
menliği, beş yıllık bir eğitim
kademesini gerektirirken, fen-
edebiyat fakültelerinde bu-
nun dört yılda yapılması, ay-
nı branştaki öğretmenler ara-
sında özlük hakkı farklılığına
neden olacak, bu da öğret-
menler arasında gelecekte,
‘eğitim fakülteli-fen edebiyat fa-
külteli’ ikiliğine yol açacaktır.
? Fen-edebiyat ve diğer fa-
kültelere formasyon hakkı-
nın verilmesi, kendilerini mağ-
dur görecek eğitim fakültesi
öğrencileri ile bu fakülte öğ-
rencileri arasında sürtüşmeye
yol açabilecektir.
? Ülkemizde öğretmen is-
tihdamında büyük sorun ya-
şanmaktadır. Dolayısıyla fen-
edebiyat fakülteleri bünyesin-
de formasyon eğitimi verilerek
öğretmen adayı sayısını art-
tırmak, atama bekleyen işsiz
öğretmen sayısının katlana-
rak artmasına neden olacaktır.
? Kuruluş amaçları temel
bilimlerde araştırmacı ve uz-
man yetiştirmek olan fen-ede-
biyat fakülteleri, bu kararla
eğitim fakültelerine alternatif
fakültelere dönüşerek asıl iş-
levlerinden uzaklaşacaklar-
dır. Öğrenciler ise atanmala-
rı zor görülen öğretmenlik
beklentisi nedeniyle kendi
alanlarında uzmanlaşma he-
defi dışına yöneleceklerdir.
? MEB, öğretmen eğitimin-
de niteliği arttırmak üzere
‘Anadolu Öğretmen Lisesi’ pro-
jesini geliştirerek sürdür-
mektedir. Bakanlık, öğretmen
yeterlilikleri konusunda kap-
samlı bir çalışmayı sonuçlan-
dırmıştır. Eğitim fakülteleri dı-
şında öğretmen yetiştirme ka-
rarı, MEB’in her iki projesi-
ni anlamsızlaştıracaktır.”
Eşme’den çözüm önerileri
Prof. Dr. Eşme, fen-edebiyat
fakültelerini iyileştirmeyi he-
defleyen bugünkü YÖK yöne-
timinin, ilköğretime öğretmen
yetiştirme alanõnõ eğitim fa-
kültelerine, liselere öğretmen
yetiştirme alanõnõ da fen-ede-
biyat fakültelerine bõrakan bir
yapõlanmayõ savunduğunu be-
lirterek, öğretmen yetiştirmeyi
eğitim fakülteleri bünyesi dõşõ-
na taşõrmamak kaydõyla, fen-
edebiyat fakültelerinin öğret-
men eğitimindeki rollerinin art-
tõrõlabileceğini söyledi. Prof.
Eşme’nin bu kapsamdaki öne-
rileri şöyle:
? “Eğitim fakülteleri orta-
öğretim öğretmenliği prog-
ramları, merkezi sistemden
öğrenci almakta, öğrencilerin
alan eğitimi, fen-edebiyat fa-
kültelerinde yapılmaktadır.
Bu süreç içinde fen-edebiyat
fakültelerinin rollerini art-
tırmak için eğitim fakültele-
rinin ortaöğretim öğretmen-
liği bölümlerine, ÖSYS yeri-
ne fen-edebiyat fakültelerinin
1. sınıfını başarıyla bitiren öğ-
renciler arasından seçen bir
sistem geliştirilebilir. Bu sis-
temle eğitim fakültesine alı-
nan öğrenciler; alan eğitimi-
ni, okumakta oldukları fen-
edebiyat fakültelerinde sür-
dürürken, genel kültür ve
öğretmenlik formasyon ders-
lerini kendi fakültelerinde
sürdürebilirler.
? Öğretmenlik mesleği, yu-
karıda verilen rakamlardan
görülebileceği gibi gerçekte
fen-edebiyat mezunlarının is-
tihdamında en son düşünü-
lecek çözüm olarak değer-
lendirilmelidir. Daha köklü
çözüm, geçmişte iktisadi ve
idari bilimler fakültesi me-
zunları için yapıldığı gibi,
fen-edebiyat fakültesi me-
zunlarının iş dünyasında is-
tihdamına imkân verecek ba-
zı yasal düzenlemelere gidil-
mesi ve bölüm programları-
nın buna göre yapılandırıl-
masıdır.”
Eski YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme’nin
hazõrladõğõ “Öğretmen Yetiştirmede Geri Adõmlar”
başlõklõ raporda, eğitim-öğretim altyapõsõnõn
yetersizliği gözler önüne serildi.
‘Aleviliği
yeniden
tarif etmesinler’
Yurt Haberleri Servisi - Aleviler, muharrem
ayõ nedeniyle yurt genelinde Kerbela şehitle-
ri için cem töreni düzenledi ve aşure dağõttõ.
ANKARA: CHP Çankaya İlçe Başkanlõ-
ğõ’nca Vedat Dalokay Kokteyl Salonu’nda
aşure günü etkinliği düzenlendi. Etkinliğe,
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP An-
kara Milletvekili Nesrin Baytok, CHP Adõ-
yaman Milletvekili Şevket Köse, Çankaya
Belediye Başkanõ Bülent Tanık ve çok sayõ-
da partili katõldõ. Sav, aşure dağõtõmõndan
önce yaptõğõ konuşmada, “Dinin insanlar
üzerinde baskı unsuru olmasını tasvip et-
mediğimiz gibi kimi dini duygulara, ina-
nışlara da saygının engellenmesini isteme-
yiz” dedi. Aşure buluşmasõnõ çarpõtmaya ça-
lõşan kimi siyasiler olduğunu ileri süren Sav,
şöyle konuştu: “O siyasiler bundan 1, 1.5,
2 yıl önce matem orucunu ramazan ifta-
rıyla karıştırarak, Alevi önderlerini, önde
gelenlerini bir masaya çağırdılar. Kendini
bilen Alevi-Bektaşi önderleri o sofraya gi-
denleri ‘düşkün’ ilan etti. Hiçbir kişi, ku-
rum, dernek, siyasal parti Alevi toplumu-
nu kendi çıkarı ve kendi hevesi için değer-
lendirebileceğini sanmasın ve Aleviliği ye-
niden tarif etmeye kalkışmasın.”
‘Açılımın parçası olmayacağız’
MERSİN: Hz. Hüseyin ve 72 kişinin Ker-
bela’da öldürülmesinin 1329. yõlõnda Mersin
Cemevi’nde muharrem cemi düzenlendi.
Cem törenine 20 bine yakõn Alevi katõldõ.
Cem töreninin yapõldõğõ salonun dolmasõ ne-
deniyle giriş katõna konulan sine-vizyonla tö-
renin görüntüleri yansõtõldõ. Kültür Derneği
Mersin Şube Başkanõ Hüseyin Özveren,
1329 yõl önce zulme karşõ durarak şehit edi-
len Hz. Hüseyin ile hâlâ aynõ fikir ve inancõ
savunduklarõnõ söyledi. Mersin Alevi Kültür
Vakfõ Başkanõ Hüseyin Atılgan da Alevi
yurttaşlarõn değerlerine sahip çõktõğõnõ ve
akõn akõn Cemevi’ne geldiklerini söyledi.
Aynõ zamanda Alevi Babasõ olan Ozan Dert-
li Divani’nin yönettiği cemde, Alevi deyişle-
ri okundu, dualar edildi, semah dönüldü.
AMASYA: Hamdullah Efendi Kültür ve
Yaşatma Derneği, muharrem ayõ nedeniyle
Hamdullah Efendi Türbesi yanõnda aşure ve
lokma dağõttõ. Etkinliğe dernek başkanõ Ah-
met Çelebi, Vali Halil İbrahim Daşöz, Be-
lediye Başkanõ Cafer Özdemir, CHP Mer-
kez İlçe Başkanõ Kemal Aksoy, yönetim ku-
rulu ve yurttaşlar katõldõ. Dernek Başkanõ Çe-
lebi, Alevilerin Türkiye için hiçbir fedakâr-
lõktan kaçõnmamasõna karşõn inançlarõnõ ya-
şamakta zorluk çektiklerini belirterek, “Ülke-
mizi demokratik, laik, sosyal bir hukuk
devleti olma yolundan alıkoyacak hiçbir
açılımın ya da verilecek imtiyazın taraftarı
ve parçası olmayacağız” diye konuştu.
‘Maraş ve Sıvas, Kerbela’nın örneği’
İSKENDERUN: Hacõ Bektaş-õ Veli Ana-
dolu Kültür Vakfõ ile Alevi Kültür Derneği İs-
kenderun Şubesi işbirliğiyle Toyota Plaza’da
düzenlenen etkinliğe İskenderun Kaymakamõ
Cemil Aksak, CHP Milletvekili Gökhan
Durgun, CHP’li İskenderun Belediye Başkanõ
Yusuf Civelek, siyasi parti ve oda temsilcileri
katõldõ. Hacõ Bektaş-õ Veli Anadolu Kültür
Vakfõ İskenderun Şube Başkanõ Mehmet Bu-
luş, Çorum, Maraş ve Sõvas katliamõnõn birer
Kerbela örneği olduğunu belirtti.
KERBELA ŞEHİTLERİ ANILDI
İsviçre’de panolar minare yasa-
ğını isteyen afişlerle donatılmıştı.
Prof. Dr. Eşme
Romanlar çalıştaya ‘soğuk’
CHP Milletvekili Çetin Soysal, önceki akşam
Beyoğlu Sütliman’da Türkiye’nin dört bir
yerinden gelen Roman yurttaşların temsilci-
lerine yemek verdi. Soysal, 2010 yılında Ro-
manların kaygılarını ortadan kaldırmak ve
sorunlarına dikkat çekmek amacıyla bir ara-
ya geldiklerini belirterek, “Sulukule’nin yı-
kılması ile bir kültürü yok ettiklerini sanan-
lar yanılıyorlar. O kültür orada yaşayacak”
dedi. AKP’nin Roman çalıştayına değinen
Türkiye Roman Dernekleri Federasyonu 2.
Başkanı Demir Duygun ise Türkiye’de tek
asimile olmamış toplumun Romanlar olduğu-
nu vurgulayarak “Biz çalıştaylarla çok şeyler
istemiyoruz. Mahallelerimiz yıkılmasın. Bizi
baş başa bıraksınlar. Bir de eğitim konusun-
da yardımcı olsunlar yeter” diye konuştu.
Fotoğraf:ALİAÇAR