23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2010 PAZARTESİ 6 HABERLER Altyapõsõ oluşturulmadan kontenjanlarõ arttõrõlan eğitim fakültelerinde öğretim üyesi sõkõntõsõ yaşanõyor Öğretmen eğitimi sorunlu FİGEN ATALAY Eğitim fakültelerine gelen öğ- renci niteliği son 10 yõlda çok arttõ. Ancak, eğitim-öğretim alt- yapõsõnõn yetersizliği ve öğretim üyesi başõna düşen öğrenci sa- yõsõnõn yüksek oluşu nedeniyle, eğitim fakültelerinin önemli bir bölümünde hâlâ nitelik sorunu yaşanõyor. Eğitim fakültelerin- de, öğretim üyesi başõna düşen öğrenci sayõsõ 64 ve bu fakülte- ler, bu açõdan yükseköğretimde en olumsuz konumda yer alõyor. Eski YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme, hazõrladõğõ “Öğ- retmen Yetiştirmede Geri Adımlar” başlõklõ raporda, öğ- retmen yetiştirmede 1998’de başlatõlan ve 2007 yõlõ sonlarõna kadar sürdürülen iyileştirme sü- recinin, 2008’den itibaren dur- durulduğunu, getirilen bazõ uy- gulamalarla yapõlan iyileştir- melerden geri adõmlarõn atõldõ- ğõnõ vurguladõ. Bu adõmlar üç başlõkta toplanõyor: 1. Mesleki eğitime öğretmen yetiştiren fa- kültelerin kapatõlmasõ, 2. Kon- tenjanlarõn arttõrõlmasõ, 3. Orta- öğretim alan öğretmenliği ye- tiştirmenin, fen-edebiyat ve di- ğer fakültelerde verilen formas- yon eğitimine indirgenmesi. Ortaöğretim öğretmeni yetiş- tirmenin formasyon eğitimine in- dirgenmesinin pek çok soruna yol açacağõnõ vurgulayan Eş- me, raporunda bu sorunlarõ şöy- le sõraladõ: ? “Eğitim fakülteleri, ra- porun ilk bölümünde deği- nildiği gibi, son on yılda nite- likli öğrenciye ulaşmada bü- yük bir mesafe almıştır. Eği- tim fakültesi dışındaki fakül- telere formasyon hakkı veril- mesi, eğitim fakültelerine gi- recek öğrenci niteliğini olum- suz yönde etkileyecektir. ? Eğitim fakültelerinde, ‘eği- tim bilimci’ ve ‘alan eğitimcisi’ uzmanlık alanlarında öğre- tim üyesi eksikliği bulunmak- tadır. Bu koşullarda, başka fa- külteler bünyesinde açılacak formasyon derslerinin eğitim fakültesi öğretim üyeleri ta- rafından karşılanması müm- kün görülmemektedir. Bu du- rum, anılan derslerin alan dı- şı öğretim elemanları tarafın- dan verilmesini zorunlu kıla- cağından, bu kanalla öğretmen diploması verilecek adaylar, öğretmen eğitiminin üç önem- li bileşeninden biri olan ‘öğ- retmenlik meslek bilgisi’ yö- nünden gerekli donanımı ka- zanamayacaklardır. ? Kalabalık sınıflarda kon- ferans şeklinde verilecek for- masyon eğitiminin uygulama boyutu için belirsizlik bulun- maktadır. Çok sayıda adaya, öğretmenlik uygulaması; kim- lerin rehberliğinde, hangi okul- larda yaptırılacaktır? Tüm bu göstergeler, eğitim fakültesi OKTAY EKİNCİ İsviçre’deki “minare referan- dumu” için Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) ile İsviçre Mi- marlar Birliği’ne (CSA) birer mek- tup göndererek “mesleki ve kül- türel kaygıları”nõ bildiren Mi- marlar Odası’na yanõt geldi. Mimarlar Odasõ Merkez Yöne- tim Kurulu 9 Aralõk 2009 tarihli mektubunda, dinsel bir mimari simge için halkoylamasõ yapõlma- sõnõn “tartışmalı” olduğunu vur- gulayarak “Demokrasinin, dü- şünceyi ifade özgürlüğünün, bü- tün insanlığın ortak isteği olma- sını dilediğimiz bir çağda, insa- nın inanç simgelerini çoğunluk is- teğiyle yasaklamak demokra- siyle nasıl bağdaşabilir?” diye sormuş ve özetle şunlarõ belirtmişti: “Çağlar boyu her türlü dinsel inanışın yan yana var olabildiği bir ülkenin, Anadolu’nun ço- cukları olarak, bu türlü bir ya- saklamayı, ayrımcılığı anlama- dığımızı dile getirmek zorun- dayız. Minare yasaklaması, çağ- daş olması gereken bir ülkede gerçekleştiğinde, öteki ülkelere yandaş ya da karşıt örnek oluş- turabilecek bir davranış olarak bizi endişelere düşürmektedir. Bu davranışın örnek alındığı bir dünyayı düşünmek bile iste- miyoruz...” ‘Endişelerinizi paylaşıyoruz’ Mimarlar Odasõ’nõn bu serzeni- şi üzerine AB’nin mimarlõk poli- tikalarõna da danõşmanlõk yapan ACE’nin Dönem Başkanõ Juha- ni Katainen 11 Aralõk 2009 tari- hinde verdiği yanõtta, “konuyu önemsediklerini ve din özgürlü- ğünün yapılardaki ifadesi ko- nusunu yeni dönemde ele ala- caklarını” belirtti. CSA Başkanõ Regina Gonthier ile İsviçre Mimarlar Konferansõ Başkanõ Pierre Henri Schmutz’un 23 Aralõk 2009 tarihini taşõyan or- tak imzalõ yanõtlarõnda ise “Din ve etnik köken gibi en temel konu- larda bile toplumun genelinde ve devletlerde görülmekte olan hoş- görü eksikliğine ilişkin aktar- mış olduğunuz endişelerinizi biz de paylaşıyoruz...” denilerek şun- lar belirtiliyor: “İsviçre’de de- mokrasinin tüm özgürlükleri içe- ren bir biçimde sürmesine inanan bir kültüre sahip olduğumuzun altını çizmek isteriz. Dinler ve et- nik gruplar hiçbir istisna ol- maksızın İsviçre’de on yıllar bo- yunca birlikte uyum içinde ya- şamaktadır. Bu tartışmada biz mimarları da ilgilendiren konu, dini veya etnik herhangi bir ay- rımcılığı hiçbir şekilde kabul edemeyeceğimizdir...” Bazõ politikacõlarõn istekleri so- nucunda “çeşitli manipülasyon- lar”õn yapõlabildiği belirtilen CSA yanõtõnda, söz konusu referandu- mun “özgürlük, eşitlik ve kar- deşlik” kavramlarõ üzerine kuru- lu 150 yõllõk İsviçre Anayasasõ’nõ geçersiz kõlamayacağõ vurgulana- rak şunlar anõmsatõlõyor: “İsviç- re’deki en eski minare Neuchâ- tel’dedir ve restore edilerek ta- rihi anıt statüsüne alınmıştır. Le Corbusier’in 1916-17’de ta- sarladığı ‘Türk Villasõ’ projesi de kesinlikle unutmadığımız bir örnektir...” İsviçreli mimarlarõn bu yanõtlarõ, “siyasi” bir karar oldu- ğu anlaşõlan tartõşmalõ minare re- ferandumunun, ülkenin aydõn çev- relerince uygun karşõlanmadõğõnõn da belgesi olarak yorumlanõyor... Mimarlar Odasõ’nõn minare referandumu ‘kaygõlarõ’na İsviçreli mimarlar ‘haklõsõnõz’ dedi İsviçreli mimarların minare yanıtı İsviçre Mimarlar Birliği Başkanõ Gonthier ile İsviçre Mimarlar Konferansõ Başkanõ Schmutz’un ortak imzalõ mektubunda “Din ve etnik köken gibi en temel konularda bile toplumun genelinde ve devletlerde görülmekte olan hoşgörü eksikliğine ilişkin aktarmõş olduğunuz endişelerinizi biz de paylaşõyoruz” denildi. ÖZEL YURTLAR YURTKUR’U GEÇTİ Öğrenciler tarikatlara itiliyor MAHMUT LICALI ANKARA - Yükseköğretim ve ortaöğre- tim öğrencilerine yönelik barõnma hizmeti veren özel yurtlar 2009 yõlõnda yatak kapasi- telerini yüzde 10 oranõnda arttõrõrken, Yüksek Öğrenim Kredi ve Burslar Kurumu’na (YURTKUR) bağlõ yurtlardaki yatak sayõsõn- daki artõş ise yüzde 6 ile sõnõrlõ kaldõ. 2009 yõlõnda toplam 303 özel yurt açõlõrken, yatak kapasiteleri ise 157 bin 129’a yükseldi. Eylül 2009’da ilk kez üniversiteli 500 bin öğrenciden yalnõzca 90 bin öğrenciye barõn- ma hizmeti verilmesi, yaklaşõk 400 bin öğren- ciyi özel yurtlarõn kucağõna itiyor. Pek çoğu tarikat ve cemaatler tarafõndan kurulan dernek ve vakõflarõn elinde olan özel yurtlar da her yõl sayõlarõnõ ve kapasitelerini arttõrõyor. Özellerde yüzde 10, devlette yüzde 6 MEB Strateji Geliştirme Başkanlõğõ’nõn ve- rilerine göre 2008 yõlõnda sayõlarõ 3 bin 149 olan özel yurtlar, 2009 yõlõnda 303 yurt arta- rak 3 bin 452’ye yükseldi. Özel yurtlarda 2008 yõlõnda 94 bin 162’si erkek, 49 bin 470’i kõz olmak üzere toplam 143 bin 632 öğrenci barõnõrken, 2009 yõlõnda bu rakam yaklaşõk yüzde 10 oranõnda arttõ. 2009 yõlõnda yatak kapasitelerini yüzde 10 oranõnda arttõran özel yurtlarda 97 bin 100’ü erkek, 60 bin 29’u kõz olmak üzere 157 bin 129 öğrenci barõnmaya başladõ. 2009 yõlõnda özel yurtlar, kapasitele- rine toplam 13 bin 497 yatak ekledi. Özel yurtlar devleti yakaladı YURTKUR’un verilerine göre de kuruma bağlõ devlet yurtlarõnda ise yaşanan kapasite artõş oranõ sõnõrlõ düzeyde kaldõ. 2008 yõlõnda YURTKUR’a bağlõ toplam 210 yurtta 210 bin 11 yatak kapasitesi bulunurken, 2009 yõ- lõnda yurt sayõsõ 243’e, yatak kapasitesi ise 223 bin 675’e yükselebildi. Yatak kapasitele- rini yüzde 6 oranõnda arttõrabilen YURT- KUR, özel yurtlarõn gerisinde kalõrken, yatak sayõsõnda yaşanan artõş ise 13 bin 664 yatak ile hemen hemen özel yurtlardaki artan yatak sayõsõyla aynõ oldu. Özel yurtlar derneklerin elinde MEB’in verilerine göre özel yurtlarõn yüzde 54’ü dernekler tarafõndan yönetiliyor. Vakõf olarak kurulan kurumlar da özel yurtlarõn yüzde 5’ini elinde bulunduruyor. Özel yurtla- rõn yüzde 11’i şahõslar ve yüzde 30’u da baş- ka tüzelkişiler tarafõndan yönetiliyor. 2009 yõ- lõnda 303 özel yurt açõlõrken, kapanan özel yurt sayõsõ ise 78 olarak belirlendi. MEB’in verilerine göre Ekim 2009 tarihi itibarõyla 171 özel yurt MEB tarafõndan, 2 bin 750 yurt ise mülki idare amirleri tarafõndan denetlendi. dışındaki fakültelerde yürü- tülecek öğretmen eğitiminde, uygulama boyutunun eksik kalacağını işaret etmektedir. ? Eğitim fakültelerinde yü- rütülen ortaöğretim öğret- menliği, beş yıllık bir eğitim kademesini gerektirirken, fen- edebiyat fakültelerinde bu- nun dört yılda yapılması, ay- nı branştaki öğretmenler ara- sında özlük hakkı farklılığına neden olacak, bu da öğret- menler arasında gelecekte, ‘eğitim fakülteli-fen edebiyat fa- külteli’ ikiliğine yol açacaktır. ? Fen-edebiyat ve diğer fa- kültelere formasyon hakkı- nın verilmesi, kendilerini mağ- dur görecek eğitim fakültesi öğrencileri ile bu fakülte öğ- rencileri arasında sürtüşmeye yol açabilecektir. ? Ülkemizde öğretmen is- tihdamında büyük sorun ya- şanmaktadır. Dolayısıyla fen- edebiyat fakülteleri bünyesin- de formasyon eğitimi verilerek öğretmen adayı sayısını art- tırmak, atama bekleyen işsiz öğretmen sayısının katlana- rak artmasına neden olacaktır. ? Kuruluş amaçları temel bilimlerde araştırmacı ve uz- man yetiştirmek olan fen-ede- biyat fakülteleri, bu kararla eğitim fakültelerine alternatif fakültelere dönüşerek asıl iş- levlerinden uzaklaşacaklar- dır. Öğrenciler ise atanmala- rı zor görülen öğretmenlik beklentisi nedeniyle kendi alanlarında uzmanlaşma he- defi dışına yöneleceklerdir. ? MEB, öğretmen eğitimin- de niteliği arttırmak üzere ‘Anadolu Öğretmen Lisesi’ pro- jesini geliştirerek sürdür- mektedir. Bakanlık, öğretmen yeterlilikleri konusunda kap- samlı bir çalışmayı sonuçlan- dırmıştır. Eğitim fakülteleri dı- şında öğretmen yetiştirme ka- rarı, MEB’in her iki projesi- ni anlamsızlaştıracaktır.” Eşme’den çözüm önerileri Prof. Dr. Eşme, fen-edebiyat fakültelerini iyileştirmeyi he- defleyen bugünkü YÖK yöne- timinin, ilköğretime öğretmen yetiştirme alanõnõ eğitim fa- kültelerine, liselere öğretmen yetiştirme alanõnõ da fen-ede- biyat fakültelerine bõrakan bir yapõlanmayõ savunduğunu be- lirterek, öğretmen yetiştirmeyi eğitim fakülteleri bünyesi dõşõ- na taşõrmamak kaydõyla, fen- edebiyat fakültelerinin öğret- men eğitimindeki rollerinin art- tõrõlabileceğini söyledi. Prof. Eşme’nin bu kapsamdaki öne- rileri şöyle: ? “Eğitim fakülteleri orta- öğretim öğretmenliği prog- ramları, merkezi sistemden öğrenci almakta, öğrencilerin alan eğitimi, fen-edebiyat fa- kültelerinde yapılmaktadır. Bu süreç içinde fen-edebiyat fakültelerinin rollerini art- tırmak için eğitim fakültele- rinin ortaöğretim öğretmen- liği bölümlerine, ÖSYS yeri- ne fen-edebiyat fakültelerinin 1. sınıfını başarıyla bitiren öğ- renciler arasından seçen bir sistem geliştirilebilir. Bu sis- temle eğitim fakültesine alı- nan öğrenciler; alan eğitimi- ni, okumakta oldukları fen- edebiyat fakültelerinde sür- dürürken, genel kültür ve öğretmenlik formasyon ders- lerini kendi fakültelerinde sürdürebilirler. ? Öğretmenlik mesleği, yu- karıda verilen rakamlardan görülebileceği gibi gerçekte fen-edebiyat mezunlarının is- tihdamında en son düşünü- lecek çözüm olarak değer- lendirilmelidir. Daha köklü çözüm, geçmişte iktisadi ve idari bilimler fakültesi me- zunları için yapıldığı gibi, fen-edebiyat fakültesi me- zunlarının iş dünyasında is- tihdamına imkân verecek ba- zı yasal düzenlemelere gidil- mesi ve bölüm programları- nın buna göre yapılandırıl- masıdır.” Eski YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme’nin hazõrladõğõ “Öğretmen Yetiştirmede Geri Adõmlar” başlõklõ raporda, eğitim-öğretim altyapõsõnõn yetersizliği gözler önüne serildi. ‘Aleviliği yeniden tarif etmesinler’ Yurt Haberleri Servisi - Aleviler, muharrem ayõ nedeniyle yurt genelinde Kerbela şehitle- ri için cem töreni düzenledi ve aşure dağõttõ. ANKARA: CHP Çankaya İlçe Başkanlõ- ğõ’nca Vedat Dalokay Kokteyl Salonu’nda aşure günü etkinliği düzenlendi. Etkinliğe, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP An- kara Milletvekili Nesrin Baytok, CHP Adõ- yaman Milletvekili Şevket Köse, Çankaya Belediye Başkanõ Bülent Tanık ve çok sayõ- da partili katõldõ. Sav, aşure dağõtõmõndan önce yaptõğõ konuşmada, “Dinin insanlar üzerinde baskı unsuru olmasını tasvip et- mediğimiz gibi kimi dini duygulara, ina- nışlara da saygının engellenmesini isteme- yiz” dedi. Aşure buluşmasõnõ çarpõtmaya ça- lõşan kimi siyasiler olduğunu ileri süren Sav, şöyle konuştu: “O siyasiler bundan 1, 1.5, 2 yıl önce matem orucunu ramazan ifta- rıyla karıştırarak, Alevi önderlerini, önde gelenlerini bir masaya çağırdılar. Kendini bilen Alevi-Bektaşi önderleri o sofraya gi- denleri ‘düşkün’ ilan etti. Hiçbir kişi, ku- rum, dernek, siyasal parti Alevi toplumu- nu kendi çıkarı ve kendi hevesi için değer- lendirebileceğini sanmasın ve Aleviliği ye- niden tarif etmeye kalkışmasın.” ‘Açılımın parçası olmayacağız’ MERSİN: Hz. Hüseyin ve 72 kişinin Ker- bela’da öldürülmesinin 1329. yõlõnda Mersin Cemevi’nde muharrem cemi düzenlendi. Cem törenine 20 bine yakõn Alevi katõldõ. Cem töreninin yapõldõğõ salonun dolmasõ ne- deniyle giriş katõna konulan sine-vizyonla tö- renin görüntüleri yansõtõldõ. Kültür Derneği Mersin Şube Başkanõ Hüseyin Özveren, 1329 yõl önce zulme karşõ durarak şehit edi- len Hz. Hüseyin ile hâlâ aynõ fikir ve inancõ savunduklarõnõ söyledi. Mersin Alevi Kültür Vakfõ Başkanõ Hüseyin Atılgan da Alevi yurttaşlarõn değerlerine sahip çõktõğõnõ ve akõn akõn Cemevi’ne geldiklerini söyledi. Aynõ zamanda Alevi Babasõ olan Ozan Dert- li Divani’nin yönettiği cemde, Alevi deyişle- ri okundu, dualar edildi, semah dönüldü. AMASYA: Hamdullah Efendi Kültür ve Yaşatma Derneği, muharrem ayõ nedeniyle Hamdullah Efendi Türbesi yanõnda aşure ve lokma dağõttõ. Etkinliğe dernek başkanõ Ah- met Çelebi, Vali Halil İbrahim Daşöz, Be- lediye Başkanõ Cafer Özdemir, CHP Mer- kez İlçe Başkanõ Kemal Aksoy, yönetim ku- rulu ve yurttaşlar katõldõ. Dernek Başkanõ Çe- lebi, Alevilerin Türkiye için hiçbir fedakâr- lõktan kaçõnmamasõna karşõn inançlarõnõ ya- şamakta zorluk çektiklerini belirterek, “Ülke- mizi demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma yolundan alıkoyacak hiçbir açılımın ya da verilecek imtiyazın taraftarı ve parçası olmayacağız” diye konuştu. ‘Maraş ve Sıvas, Kerbela’nın örneği’ İSKENDERUN: Hacõ Bektaş-õ Veli Ana- dolu Kültür Vakfõ ile Alevi Kültür Derneği İs- kenderun Şubesi işbirliğiyle Toyota Plaza’da düzenlenen etkinliğe İskenderun Kaymakamõ Cemil Aksak, CHP Milletvekili Gökhan Durgun, CHP’li İskenderun Belediye Başkanõ Yusuf Civelek, siyasi parti ve oda temsilcileri katõldõ. Hacõ Bektaş-õ Veli Anadolu Kültür Vakfõ İskenderun Şube Başkanõ Mehmet Bu- luş, Çorum, Maraş ve Sõvas katliamõnõn birer Kerbela örneği olduğunu belirtti. KERBELA ŞEHİTLERİ ANILDI İsviçre’de panolar minare yasa- ğını isteyen afişlerle donatılmıştı. Prof. Dr. Eşme Romanlar çalıştaya ‘soğuk’ CHP Milletvekili Çetin Soysal, önceki akşam Beyoğlu Sütliman’da Türkiye’nin dört bir yerinden gelen Roman yurttaşların temsilci- lerine yemek verdi. Soysal, 2010 yılında Ro- manların kaygılarını ortadan kaldırmak ve sorunlarına dikkat çekmek amacıyla bir ara- ya geldiklerini belirterek, “Sulukule’nin yı- kılması ile bir kültürü yok ettiklerini sanan- lar yanılıyorlar. O kültür orada yaşayacak” dedi. AKP’nin Roman çalıştayına değinen Türkiye Roman Dernekleri Federasyonu 2. Başkanı Demir Duygun ise Türkiye’de tek asimile olmamış toplumun Romanlar olduğu- nu vurgulayarak “Biz çalıştaylarla çok şeyler istemiyoruz. Mahallelerimiz yıkılmasın. Bizi baş başa bıraksınlar. Bir de eğitim konusun- da yardımcı olsunlar yeter” diye konuştu. Fotoğraf:ALİAÇAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear