23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 25 OCAK 2010 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Ocak Oslo K -2 Helsinki B -8 Stockholm B -1 Londra B 7 AmsterdamK 5 Brüksel K 4 Paris K 5 Bonn B 2 Münih K -4 Berlin B -6 Budapeşte K -2 Madrid Y 14 Viyana B -1 Belgrad B 0 Sofya PB 0 Roma PB 10 Atina Y 9 Zürih B 6 Moskova PB -18 Aşkabat PB 12 Taşkent B 15 Bakû PB 9 Bişkek Y 10 Tiflis Y 9 Kahire Y 18 Şam PB 17 İstanbul K -1 Edirne K -9 Kocaeli K -2 Çanakkale B -5 İzmir PB 5 Manisa PB 3 Denizli PB 3 Zonguldak K 0 Sinop K 3 Samsun K 4 Trabzon K 5 Giresun Y 13 Ankara K 4 Eskişehir K -6 Konya K -3 Sıvas K -5 Antalya PB 10 Adana B 12 Mersin B 12 Diyarbakır Y 5 Şanlıurfa Y 7 Mardin Y 5 Siirt Y 6 Hakkâri Y -2 Van Y 3 Kars K -2 Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Kara- deniz, Doğu ve Güney- doğu Anadolu çevreleri yağışlı geçecek. Yağış- lar Orta Karadeniz kıyı- ları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun ku- zey ve doğusu ile Gü- neydoğu Anadolu’nun doğusunda ile Sinop çevrelerinde etkili olmak üzere karla karışık yağ- mur ve kar, Güneydoğu Anadolu’da yağmur şek- linde olacak. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada 6.10.1990’da Doç. Bahriye Üçok... 24.1.1993’te Uğur Mumcu... 21.10.1999’da Prof. Ahmet Taner Kışlalı... 18.12.2002’de Dr. Necip Hablemitoğlu... Her şey bir yana katledilen her aydın, kapatılan bir kütüphane demek. Yukarıdaki acı listede yer alan aydınlarımızın tümüyle, az çok tanışıklığım oldu. Prof. Aksoy’la ilk, Cumhuriyet’in Ankara Bürosu’na yazısını getirdiği gün tanışmıştım. Bembeyaz saçları karlı bir dağ başını andırıyordu. Cumhuriyet’in ikinci sayfasında çıkması için hazırladığı yazısını bıraktı ve gitti. Prof. Aksoy, kendisini üniversite yerleşkesine hapsetmemiş, ülke sorunlarıyla yakından ilgili bir aydındı. Sorunlarla ilgilenmesi sadece kaygılanmak değil, çözüm üretmek düzeyinde ve sorumluluğundaydı. Gün oldu, Türkiye’yi üst düzeyde, Avrupa Konseyi’nde temsil etti, gün oldu tutuklandı, yargılandı... Yeri geldi üniversitelere yönelik baskıları protesto etmek için bütün akademik kimliklerini iade etti, yeri geldi devletin ulusal petrol davasının savunuculuğunu üstlendi... Falih Rıfkı Atay, ünlü eseri “Zeytindağı”nı şu tümcelerle bitiriyor: “İşte size bütün kitabın özü; ilim ve vatan adamı olunuz. Hiçbiri yalnız başına, ne sizi ne de milletini kurtarabilir.” Atay, gerçek aydını ne güzel özetlemiş. Ne tek başına ilim... Ne tek başına vatan adamlığı... İkisi bir arada olmalı ki; toprakla tohum gibi birbirini çoğaltsın... Prof. Aksoy, işte böyle bir aydındı. Mevcut yapının haracını yiyen değil... Ülkesinin geleceğine harç taşıyan bir aydın. Prof. Aksoy, gerçek demokrasiye, güçlü Türkiye’ye örgütlü toplumla ulaşılabileceğine inanan bir aydındı. Kendisini üniversiteye bu anlamda da hapsetmedi. Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı yaptı. Zor günlerde, 1985’te Ankara Barosu Başkanlığı’nı üstlendi. Ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucu genel başkanlığını yürüttü, 50 kadar bu yola inanmış insanla birlikte... Amacı Atatürkçü düşünce sisteminin yeni kuşaklara taşınması, yaygınlaştırılmasıydı. Her şeyden önce sorunları dile getirip dertlenmekten çok, çözüm üretmeye kafa yoran bir aydındı. Bütün sorunların çözümü için öncelikle eğitim sorununun çözümlenmesi gerektiğine inanan bir kişiydi. Hukuk adamıydı... Öyle ki, devletin zarara uğratıldığına inandığı pek çok davada ne yaptı etti, müdahil olmayı başardı. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin işlevsel olması için yaşamını ortaya koydu. Geldiğimiz noktaya bakın ki; teröre kurban giden Prof. Aksoy’un genel başkanlığını üstlendiği, kurucusu olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği, terör örgütleriyle, terör olaylarıyla ilişkilendirilmek isteniyor... Prof. Aksoy’un önünde, demir parmaklıklara tutunup, saygıyla eğiliyorum! ankcum@cumhuriyet.com.tr Yıllar var ki ocak ayı “yılın ilk ayı” olarak umutlar, hayaller, beklentilerle gelmiyor, geçmiyor... Suikast, ölüm haberleri, bomba sesleri, kurşun sesleriyle geliyor; sonra anma, yıldönümü etkinlikleriyle geçiyor... 24 Ocak 1993’te öldürülen yazarımız Uğur Mumcu’yu dün 17. ölüm yıldönümünde andık. 19 Ocak 2007 tarihinde öldürülen Hrant Dink’i geçen hafta andık. Sırada, 1 Şubat 1979 tarihinde öldürülen Abdi İpekçi var. Takvimlerde “ölüm yıldönümü” notları artıyor; “ateş”ler düştüğü, düşmediği yerleri yakıyor. Hrant Dink’in oğlu Arat Dink, babasının ölüm yıldönümünde acıyla, öfkeyle isyan ediyor. Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu vakarla, “Uğur Mumcu suikastını aydınlatmak namus borcumuz” diyenlere sesleniyor. Katiller, tetikçiler ya “meçhul” ya da “kahraman” gibi sokaklarda. Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi, babasının katili davul zurnayla karşılanıp beş yıldızlı otellerde ağırlanırken “Ben bu filmde yer almayacağım” deyip susuyor. Nükhet İpekçi, babasının katledilişinin 30. yılında şunları yazmıştı: “Spor salonları, konser salonları, kültür merkezleri, kitaplıklar, üniversite derslikleri, yurtlar, çok sayıda okul, huzurlu anlar yaşamak için gidilen parklar, en şenlikli meydanlar, en geniş caddeler, çok sayıda sokaklar, parçalanmış delik deşik edilmiş, yakılmış canların hiçbirinin gerçeğini yansıtmayan, sapasağlam duran heykeller... Hepsi öldürülmüş ölülerin adlarını taşıyorlar. Bizim öldürdüğümüz, bizim ölülerimiz. Ölülerimizin adlarını biliyoruz, ama henüz öldürtenlerimizin adlarını öğrenemedik.” ‘Erkek gözüyle’ kadın hakkı savunmak CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, aynı zamanda TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi... Ersin, geçen hafta komisyona, “kadınların çok memnun kalacağını” düşünerek; tekstil sektöründeki kadınlara tanınan, ancak pratikte uygulanamayan 5 günlük “regl izni”nin uygulanmasının sağlanması ve diğer ağır iş kapsamındaki sektörlere de yaygınlaştırılması önerisini getirdi. Ersin, bu konuda bir yasal düzenleme yapılması konusunda da çalışma yapılmasını istedi. Ersin, bu önerisinin komisyonun kadın üyeleri tarafından “büyük destek” göreceği beklentisiyle komisyon toplantısına girdi. Ancak ilk konuşmacı olan DSP’li Jale Ağırbaş’ın sert sitemleri ile sarsıldı. Gerisini Ersin’den dinleyelim: “Bir baktım ki Jale Hanım bana sert eleştiriler yöneltiyor. Arkasından AKP’li bir kadın arkadaş söz aldı, ama o ne? Eleştiriler kafama yağmur gibi yağıyor. Ben teşekkür, övgü bekliyorum, ha bire eleştiri geliyor. Neyse sıra bizim CHP’li Canan Arıtman’a geldi. Ben de kendi kendime, ‘Hah tamam, Canan Hanım bana destek olur, ne de olsa bizim partiden’ diye düşünürken, bir posta da Canan Hanım giydirdi mi? Neye uğradığımı şaşırdım. Üye arkadaşlar, bu önerinin, kadınları işten çıkarmak için bahane olacağını düşünüyorlarmış. İktidarı, muhalefetiyle baktım ki kadınlar bu konuda müthiş ittifak kurmuş. Kadın bakışı, duyarlılığı farklı bir şey demek ki diye düşündüm, toplantıdan kendimi dışarı zor attım...” Ersin’e tepki, komisyondaki arkadaşlarıyla sınırlı kalmamış. Eve gelince, kızı karşısına dikilip “Baba, bu iş sana mı kaldı, neden bu işle uğraşıyorsun’” diye sersenişte bulunmuş. Olayı esprili bir dille anlatan Ersin, bu olayın kendisine ders olduğunu belirtip ekliyor: “Kadınlara danışmadan, kadınların işlerine karışmak mı? Bir daha asla!” Başbakan Tayyip Erdoğan, “sivil dikta” tartışmalarına çok tepkili. Partisinin il başkanları toplantısında Türkiye’nin ne kadar demokratik bir ülke olduğunu anlatırken “Türkiye 7 yıl öncesine göre çok daha özgür bir ülke. Türkiye, her rengin, her sesin, her nefesin bir arada özgürce yaşadığı, birbirine saygı duyduğu, birbirinin özgürlük alanlarına daha fazla ihtimam gösterdiği bir ülke” ifadesini kullandı. Ancak konu TEKEL işçilerine gelince, bu sözlerini unutuverdi: “Tek Gıda-İş’in başkanı diyor ki, ‘Biz gerekirse hükümeti deviririz’. Şu ifadeye bakın. Şu anda diyor dün yaptığımız görüşmede genel grev kararı almadık, genel grev kararı alırsak hükümeti deviririz. Şimdi bu ifadeye ne denir? Bu anlayışta, bu mantıkta olan bir sendikacının bu ülkenin istikbalini, aydınlık yarınlarını düşünme diye bir derdi olabilir mi? Neymiş hükümet devirirmişiz. Sen avucunu yalarsın avucunu? Neyi deviriyorsun sen? Önce haddini bil.” Erdoğan, muhalefet partilerini eleştirirken AKP’nin tüm Türkiye’nin hükümeti olduğunu anlattı: “Biz sadece bize oy verenlerin değil 72 milyonun hükümetiyiz. 72 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının her birinin emanetini taşıyoruz.” Konu TEKEL işçilerine gelince, Erdoğan’ın kaç milyonu temsil ettikleri konusundaki fikri değişiverdi: “Bunlar ülkeyi sadece kendilerinden ibaret zannediyorlar. Bu AKP 15 milyon vatan evladının, seçmeninin oyunu alarak iş başına geldi. Sen 15 milyonun temsilcisi olan AKP iktidarını devireceksin, senin kaç tane üyen var? Sen neyle konuşuyorsun?” Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Hrant Dink... Recep Tayyip Erdoğan.Uğur Mumcu. Erdoğan, ‘kaç milyonun’ temsilcisi? 17 yõl önce katledilen yazarõmõz Uğur Mumcu, tüm yurtta düzenlenen etkinliklerle anõlõrken katillere lanet yağdõ Unutmadõk,unutturmayacağõzANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bombalõ saldõrõ sonucu 24 Ocak 1993’te yitirdiğimiz gazetemiz yazarõ Uğur Mumcu’yu aramõzdan ayrõlõşõnõn 17. yõldönümünde özlemle andõk. Gazetemiz yazarõ Mumcu’nun kat- ledilmesinin 17. yõldönümünde baş- kentteki ilk tören Batõkent Uğur Mum- cu Parkõ’nda gerçekleştirildi. Parktaki Mumcu büstü kõrmõzõ karanfillerle süslenirken parka Mumcu’nun “Ulu- sumuzun bağımsızlığında, bütün- lüğünde ve onurunda birleşmezsek ne zaman birleşeceğiz?” ifadesinin ya- zõldõğõ bir pankart asõldõ. Sabahõn erken saatlerinde parka gelen yurttaşlar, el- lerinde Mumcu’nun fotoğraflarõnõn yanõ sõra “Unutmadık, unutturma- yacağız” ve “Ben tam bağımsız Tür- kiye’den yanayım”, “Ben yobazlar, hırsızlar, vurguncular ve çıkarcıla- rın düşmanıyım” yazõlõ dövizler ta- şõdõlar. Bazõ yurttaşlarõn da ellerinde ga- zetemizi taşõdõklarõ gözlendi. Parktaki tören, saygõ duruşunun ar- dõndan okunan İstiklal Marşõ’yla baş- ladõ. CHP Batõkent Temsilciliği’nden Zekeriya Vurmaz, Mumcu’yu kay- betmenin verdiği hafifletmenin tek yolunun Mumcu’nun kavgasõnõ verdiği yüksek değerleri devam ettirmekten geçtiğini kaydetti. Batõkent’teki anma etkinliğinin ar- dõndan Uğur Mumcu’nun evinin ol- duğu “Uğur Mumcu’nun Sokağı”nda gerçekleştirilen törene geçildi. Buradaki törene CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş, bazõ CHP ve DSP mil- letvekilleri, eski DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer, gazetemiz çalõşanlarõ ve çok sayõda yurttaş katõldõ. ‘Bekleyişimiz sürüyor’ Mumcu’nun evine giderek eşi Gül- dal Mumcu ile görüştükten sonra ga- zetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Bay- kal, “Olayın bağlantıları, doğrudan sorumluları ortaya çıkar. Bu umu- dumuzu, bu bekleyişimizi sürdürü- yoruz” dedi. Kendilerine herhangi bir resmi yetkili tarafõndan olayla ilgili res- mi bir bilgi de verilmediğini anlatan Baykal, şöyle devam etti: “Biz, Uğur’un aydınlık düşüncesi, çağdaş, ilerici anlayışı, bağımsızlık duygusu, Mustafa Kemal sevgisi, laik, demo- kratik, bağımsız Türkiye özlemi doğrultusunda verdiği mücadeleye karşı, bu mücadeleyi etkisiz kılmak için iç, dış bazı çevrelerin dayanış- ması sonucunda bu cinayetin ve sui- kastın işlendiğini düşünüyoruz. Bu konuda bir tereddütümüz yok.” Yurttaşlar, “Buradaydık” adlõ sinevizyon gösterisini ilgiyle izleme- sinin ardõndan Mumcu’nu eşi ve TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, kõzõ Özge Mumcu, oğlu Özgür Mum- cu, sokaktaki bulunan anõta karanfil bõ- raktõ. Daha sonra yapõlan saygõ duru- şunun ardõndan yurttaşlar Mumcu’nun sevdiği türküleri Ufuk Karakoç ile hep birlikte söylediler. Mumcu’nun evinin önündeki törenin ardõndan da Mum- cu’nun gömütünün bulunduğu Cebe- ci Asri Mezarlõğõ’nda bir tören dü- zenlendi. Mumcu’nun sevenleri, Mum- cu’nun mezarõnõ da kõrmõzõ karanfillerle donatarak mum yakarken mezarõn üs- tüne “Unutmadık, unutturmayaca- ğız” yazõlõ pankartlar bõraktõlar. Gül- dal Mumcu ve çocuklarõ Mumcu’nun gömütüne de gelerek karanfil bõrakõp mum yaktõ. Mumcu için dün saat 19.00’da da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, “Uğur Mumcu Sesle- niyor 2009: Güdümlü Hukuk, Peşin Yargı, Siyasal Kin” başlõklõ bir sin- evizyon gösterimi yapõldõ. Gösterimin ardõndan Uğur Mumcu Korosu konser verdi. Batõkent Ahmet Taner Kõşlalõ Konferans Salonu’nda da Gürsel Gök- çe’nin hazõrladõğõ “Uğur Mumcu’nun Ardından” başlõklõ fotoğraf gösterisi gerçekleştirildi. Failler bulunsun Haber Merkezi - Ga- zetemiz yazarlarõndan Uğur Mumcu, katledili- şinin 17. yõlõnda Harbi- ye’deki “Uğur Mumcu Anıtı” önünde törenle anõldõ. CHP Genel Say- manõ Mustafa Özyürek, Mumcu’nun, Türkiye ba- ğõmsõzlõğõnõ ifade eden bir sembol olduğunu söy- ledi CHP İstanbul İl Baş- kanlõğõ tarafõndan düzen- lenen etkinliğe katõlan partililer, “Unutmadık, unutturmayacağız”, “Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır” dövizleri ta- şõdõ. Yakalarõnda, Mum- cu’nun fotoğraflarõnõ ta- şõyan CHP’liler anõta karanfiller bõraktõ. CHP Genel Saymanõ Özyü- rek, burada yaptõğõ ko- nuşmada Mumcu’nun Türkiye’nin bağõmsõz- lõğõnõ ifade eden bir sem- bol olduğunu belirtti. AKP’nin her konu- nun üstüne gittiğini ve iktidarlarõnõ Türkiye için bir milat olarak gördük- lerini belirten Özyürek, “AKP döneminde ne yazık ki Mumcu’nun da, Kõşlalõ’nın da, Üçok’un da katilleri ortaya çıkarılamadı. Ne yazık ki bu katiller aramızda geziyor ve ye- ni hain planlar kuru- yor. Mumcu’nun eksik- liğini bugün daha çok hissediyoruz. Her gün AKP bir darbe iddiası- nı ortaya atıyor. Türki- ye’yi öyle bir hale ge- tirdiler ki, Türkiye bir darbeler, suikastlar ül- kesi gibi gösteriliyor. AKP, toplumu, huzura hasret bir toplum hali- ne getirdi. Faili meçhul cinayetlerdeki, failler ortaya çıksın istiyoruz artık” diye konuştu. Tüm yurtta anıldı Adana’da Mum- cu’nun unutulmadõğõnõ bir kez daha gösteren Cumhuriyet okurlarõ ve yurttaşlar, katilleri la- netledi, sorumlularõn açõ- ğa çõkartõlmasõnõ istedi. Cumhuriyet Kültür Sanat Merkezi’nde, “Uğur Mumcu” konu- lu sinevizyon gösteri- minde ise duygu seline kapõlan bazõ katõlõmcõ- larõn gözyaşõ döktüğü görüldü. Mumcu, Antalya, Bur- sa, Mersin, Çorlu, Sinop, Çorum, Samsun, İsken- derun ve Yalova’nõn da aralarõnda bulunduğu bir- çok il ve ilçede de çeşit- li etkinliklerle anõldõ. Mersin. Mumcu, Ankara’da yurt- taşların yoğun ilgi gösterdiği etkinliklerle anıldı. İstanbul.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear