23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 2010 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr õllardõr iç savaşlara sahne olan Yemen, son dönemde de ABD’nin yeni ‘teröre karşõ savaş’ alanõ ilan edildi MERVE ARKAN 11Eylül saldõrõlarõnõn ar- dõndan “terörle savaş” söy- lemiyle 2001’de Afganistan’õ, 2003’te de Irak’õ işgal eden ABD, bu defa gözünü Arap Yarõmadasõ’nõn en yoksul ve adõ hep savaşlarla anõ- lan ülkesi Yemen’e dikti. Arap ül- keleri içinde cumhuriyetle yönetilen tek ülke olan, ama hep farklõ gruplarõn rekabe- tine sahne olmuş ve bir tür- lü istikrarõ yakalayamamõş Yemen, son haftalarda ABD basõnõnda gündemin ilk sõralarõna oturdu. ABD’nin, terör ör- gütü El Kaide’nin yeni sõğõnağõ olarak nitelendirdiği Yemen’deki artan askeri varlõğõ, son dönemde “ABD, Afganis- tan ve Irak’ın ardından üçüncü bir cephe mi açıyor?” sorusunu gündeme getirdi. ABD’nin Yemen’de operasyonlara katõldõğõ haberleri geçen ay basõna yansõdõ. Bu haberleri ilk başta sessizlikle karşõlayan Was- hington, 25 Aralõk’ta bir Amerikan uçağõna sal- dõrõ girişimini El Kaide’nin Yemen kolunun üst- lenmesi üzerine, ülkeye yönelik ilgisini daha sõk dile getirmeye başladõ. Son haftalarda ABD’li yetkililer Ye- men’deki El Kaide tehdidini dillerinden düşürmüyorlar. Yemen’in başkenti San’a’yõ geçen ağustosta ziyaret eden ABD Senato- su İç Güvenlik Komitesi Başkanõ Joseph Lieberman, “Irak dünün savaşıydı, Af- ganistan bugünün savaşı. Yemen ise biz önlem almazsak yarının savaşı olacak” di- yerek, ABD’nin Yemen’e verdiği önemi or- taya koydu. Lieberman, özel operasyon bir- liklerinin, Yeşil Berelilerin ve istihbarat uzmanlarõnõn zaten ülkede uzun süredir faaliyet yürüttüğünü ifade etti. Şii-Sünni çatışması Yemen’de, 2004’ten beri ülkenin kuzeyin- de nüfusun büyük bölümünü oluşturan ve Sünnilerin ağõrlõkta olduğu yönetimi Şiilere bas- kõ uygulamakla suçlayan ayrõlõkçõ Husi is- yancõlarõyla hükümet güçleri arasõndaki çatõş- malar, geçen ağustostan beri şiddetlenerek iç savaşa dönüştü. Şii Müslümanlõğõn Zeydi mezhebinden olan ve 2004’te öldürülen liderleri Hüseyin Bedreddin el Husi’nin adõndan do- layõ Husiler olarak anõlan grup, Yemen hükü- metinin Suudi Arabistan ve ABD’yle yaptõğõ işbirliğine de tepki gösteriyor. Husiler ayrõca, El Kaide’yle bağlantõlõ olduklarõ iddialarõnõ red- dederek mensubu olduklarõ Zeydiliğin, Sünni Müslümanlõğõn radikal bir yorumunu benim- seyen El Kaide’nin ideolojik olarak antitezi ol- duğunu söylüyor. İsyan, ülkedeki etkisini her daim korumak is- teyen ve ABD’nin de desteğiyle bölgede Va- habiliği yaymaya çalõşan Suudi Arabistan’la, Husileri destekleyen İran’õ da karşõ karşõya ge- tirdi. Böylece Irak işgali sonrasõnda bölgede Sünni-Şii dengelerinin değişmesi sonucu et- kisini arttõran İran ile ABD destekli Arap ül- keleri arasõndaki rekabet Yemen’e de taşõnmõş oldu. İran’õ, Şii isyancõlara destek vererek ül- kede kontrol sağlamaya çalõşmakla suçlayan Suudi Arabistan, 5 Kasõm’dan beri ülkede- ki operasyonlara katõlõyor. İran ve Suudi Ara- bistan’õn karşõ karşõya geldiği, stratejik açõ- dan bu kadar önemli bir ülkede, ABD’nin sa- vaşõn dõşõnda kalmasõ zaten olasõ değildi. Ki- mi yorumlara göre ABD’nin Yemen’deki askeri varlõğõnõ arttõrmasõnõn nedenlerinden biri, İran’õn bu ülkedeki etkisini azaltmak. Son aylarda ABD’yi hedef alan terör sal- dõrõlarõnõn ardõnda Yemen’deki El Kaide militanlarõnõn olduğu iddialarõ da Ye- men’le ilgili endişeleri güçlendirdi. 25 Aralõk’ta Amsterdam-Detroit seferini ya- pan uçağa yönelik saldõrõ girişiminin yanõ sõra, kasõmda Teksas’taki Fort Hood askeri üssünde 13 kişiyi vurarak öldüren ordu psi- kiyatrõ Nidal Malik Hasan’õn görüştüğü Ye- menli din adamõ Enver el Avlaki’nin El Kai- de ile bağlantõsõ olduğu iddia edilmişti. El Avlaki’nin Yemen’in güneyinde geçen haf- talarda düzenlenen ABD destekli bir saldõ- rõda öldüğü belirtiliyor. Yemen, El Kaide’nin ve dolayõsõyla da ABD’nin uzun süredir üslendiği bir ülke. Ül- kedeki istikrarsõzlõktan da faydalanarak ken- dine güvenli sõğõnaklar yaratan örgütün, 2000’de Aden Limanõ’nda bir ABD donan- ma gemisine düzenlediği saldõrõda 17 Ame- rikan askeri ölmüştü. Bu olayõn ardõndan ABD, 2002’de Yemen askerlerini eğitmek üzere ülkeye yaklaşõk 100 askeri uzman gönderdi. 11 Eylül saldõrõlarõ öncesinde Af- ganistan’daki El Kaide kamplarõnda çok sa- ABD’nin Yemen’deki varlõ- ğõnõn sadece El Kaide’yle sõnõrlõ olmadõğõnõ vurgulayan Fa- ik Bulut, ABD’nin hem Kõzõlde- niz’den Hint Okyanusu’na açõlan Aden Körfezi’nde, hem de Hürmüz Körfezi’ne uzanan bölgede petrol ve enerji hatlarõnõ kontrol etmeyi amaçladõğõnõ vurguluyor. - ABD’nin Yemen’e müdaha- le edeceği haberleri, özellikle geçen ay bir ABD uçağına dü- zenlenen saldırı sonrasında gün- deme geldi. Ancak ABD uzun sü- redir ülkedeki askeri varlığını arttırıyor. Washington’ın Ye- men’deki amacı sadece El Kai- de’yle mücadele mi, yoksa baş- ka amaçları da var mı? FAİK BULUT: ABD’nin Ye- men’deki varlõğõnõn tek nedeninin El Kaide olmadõğõ çok açõk. Baş- lõca neden stratejik. ABD hem Kõzõldeniz’den Hint Okyanusu’na açõlan Aden Körfezi’nde, hem de Hürmüz Körfezi’ne uzanan böl- gede petrol ve enerji hatlarõnõ kontrol etmeyi amaçlõyor. İkinci neden ise daha çok güven- likle ilgili. ABD, Afrika Boynu- zu’nda, aralarõnda El Kaide’nin de bulunduğu İslamcõ hareketleri en- gellemek istiyor. Bu ABD’nin son 5 yõldõr Kuzey Afrika ve Büyük Sah- ra bölgesinde, terörle mücadele ge- rekçesiyle eski Fransõz ve İngiliz sö- mürge alanlarõnõ etki altõna alma politikasõyla da çakõşõyor. Fas, Tu- nus, Cezayir gibi ülkelerle işbirliği- ni geliştiren ABD, ticari olarak böl- gede giderek güçlenen Çin’in de önünü kesmeye çalõşõyor. Belki bir üçüncü neden olarak, ABD’nin Somali’deki başarõsõzlõ- ğõnõ göstermek mümkün. ABD, 1990’larda Somali’de büyük bir darbe yemiş ve bölgeden çekilmek zorunda kalmõştõ. Ancak Etiyopya, Cibuti ve Eritre destekli iç savaş Somali’de hâlâ devam ediyor. Mo- gadişu’ya kadar ilerleyen isyancõ Müslüman Gençlik (El Şebab) ör- gütü, El Kaide’ye yakõn bir grup. Böylece örgüt Kõzõldeniz’in iki yakasõna, hem Somali’ye hem de Yemen’e iyice yerleşti. - Yemen uzun yıllardır ülke- nin kuzeyindeki Husiler ve Sa- na hükümeti arasında iç savaşa sahne oluyor. Bugün ülkeyi is- tikrarsızlığa sürükleyen sorun- lar nelerdir? - İki Yemen 1990’da birleşmeden önce, Güney Yemen’de Marksist bir yapõ vardõ. Sovyetler’in çözülü- şüyle Yemen birleşti, ancak birleş- menin sancõlarõ hâlâ sürüyor. Yemen birleşirken üç sorun çö- zümsüz kaldõ. Birincisi; Güney Ye- men’deki sosyalist hareket birleş- meye adapte olamadõ ve bugün böl- gede ayrõlõkçõ eğilimler hâlâ güçlü. Kuzey Yemen’deki yönetim gü- neyi hem dini açõdan, hem de ekonomik olarak ezdi. Sosya- lizmin kazanõmlarõnõ tersine çe- virdi. Kuzey Yemen, birleşme öncesinde güneydeki sosyalist- lere karşõ uzun süre köktendin- ci gruplarõ ve hatta bugün sa- vaştõğõ Zeydileri destekledi. 1980’lerde Afganistan’da Sov- yetler Birliği’ne karşõ savaşan bir- çok dinci örgüt üyesi daha son- ra Yemen’de sosyalistlere karşõ desteklendi. Birleşmeden sonra da Yemen yönetimi, ülkedeki ulusalcõ, laik ve solcu kesime karşõ ci- hat yanlõlarõnõ desteklemeyi sürdür- dü. Ancak bu radikal dinciler şimdi silahlarõnõ yönetime çevirdi. İkinci sorun; 1980’lerin or- tasõnda Mümin Gençlik olarak ortaya çõkan Zeydi Husile- rin hareketi. Üçüncü so- run ise 1990’la- rõn ortasõnda ortaya çõkan El Kaide’dir. Somali ve Yemen bu dönemde mili- tanlar için daha çok bir geçiş bölge- siydi. Ancak örgüt Irak ve Afganis- tan işgallerinde fazla başarõlõ olama- yõnca, yeni bir olasõ üs olarak coğra- fi yönden en uygun olan Yemen’i seç- ti. 2000’lerin ortasõndan itibaren Af- ganistan ve Irak’tan gelen militanlar Yemen’in orta bölgelerine yõğõnak yapmaya başladõ. - Yemen hükümeti ve Suudi Arabistan, İran’ın Husi isyancıları destekleyerek ülkede kontrol sağ- lamaya çalıştığını öne sürüyor. Sizce İran ülkedeki varlığını art- tırmaya çalışıyor mu ve ABD’nin ülkeye müdahalesinde bunun bir rolü olabilir mi? - Suudi Arabistan’la yakõn iliş- kilere sahip ABD, bir yandan da İran’õn nüfuz alanõnõ kontrol et- meye çalõşõyor. İran’la Husilerin bağlantõsõna dair kesin kanõtlar yok. Tahran’õn Zeydilere yönelik manevi desteği açõk, ancak maddi destek verdiği yönündeki haberler, ABD ve Suudi Arabistan’õn böl- gede Şiileri kuşatma ve Körfez ül- kelerini İran’a karşõ seferber etme politikasõnõn bir parçasõ. Şii İran’la Zeydiler arasõnda bir yakõnlõk ol- masõ normal. Öte yandan, El Kai- de ve Zeydiler arasõnda ilişki ol- masõ mümkün değil. 1960’larda ülke bölündükten son- ra, Suudi Arabistan, İngiltere ve ABD kuzeyi desteklerken, güneyi daha çok ilerici Arap ülke- leri, Irak, Suriye ve Mõsõr destekledi. Sovyetler ve Mõ- sõr güneye, Suudi Arabistan kuzeye iç savaş döneminde binlerce asker gönderdi. Na- sõl 1970’lerde Lübnan ileri- ci ve gerici Arap ülkeleri arasõnda bir kapõşma alanõ olduysa, bu ülkeler 1960’lar- da da Yemen’de kozlarõnõ paylaştõ. - ABD’nin Irak ve Af- ganistan’ın ardından Ye- men’de “üçüncü bir cephe” açması ne kadar olası? Size göre ABD Yemen’deki aske- ri varlığını nereye kadar gö- türmeyi düşünüyor? -ABD uzun süredir Yemen’de. El Kaide olsa da olmasa da ABD, enerji hatlarõndaki rekabet çözül- mediği sürece, bu ülkeden çõkmaz. El Kaide zayõflarsa belki daha az as- ker bulundurur ya da savaşa daha az müdahil olur. ABD şu anda savaşa doğrudan katõlõyor. Enerji hatlarõnõn kontrolü kolay çözülecek bir mese- le değil. Yani ABD uzun süre bugün El Kaide’yi, yarõn Husileri ya da baş- ka bir şeyi gerekçe göstererek ül- kedeki varlõğõnõ koruyacak. Yeter ki Yemen hükümeti ABD’ye gereken hizmeti versin. Vermiyorsa hizmet verecek başka birilerini bulacaktõr. - El Kaide’nin Yemen’deki varlığının abartıldığına dair yo- rumlar hakkında ne düşünü- yorsunuz? - Karargâhõ hâlâ Afganistan-Pa- kistan sõnõrõnda olsa da, El Kai- de’nin Yemen’de bir üs kurduğu kesin. Üçe bölünmüş ülkede, kabi- leler uzun süredir huzursuz ve aç. El Kaide ve diğer dini gruplar bu kabi- lelere gittiğinde bu kitle arasõnda müthiş bir destek buluyor. - Yine de Yemen’de “üçüncü cephe” açıldığı yorumu biraz abar- tılı bir yorum herhalde? - Dar anlamda düşünüldüğünde elbette ki bir cephe var, ancak bu henüz ABD’nin konuşlanmasõnõn ötesine geçmiş değil. Ancak oradaki savaş büyürse ve Afrika Boynu- zu’na yayõlõrsa elbette ki cephe genişler. Ancak şu anda ABD’nin Yemen’deki varlõğõ Afganistan ve Pakistan’daki durumla karşõlaştõ- rõlamaz. ABD, Yemen’de operas- yonlara da binlerce askerle değil, sadece uzmanlarõyla katõlõyor. Ya- ni müdahalesi daha sõnõrlõ. 1990’da birleşen ancak sorunlarõ bitmeyen ülkede, Suudi Arabistan ve İran arasõndaki Şii- Sünni temelli rekabet, ABD’nin giderek güçlenen El Kaide’yi gerekçe göstererek savaşa müdahale etmesiyle daha da karmaşõk bir hal aldõ. Dünya güçlerinin kapõşma alanõ haline gelen ülke, uzun süre daha istikrarsõzlõktan kurtulamayacak gibi görünüyor. yõda Yemenlinin eğitim aldõğõ da biliniyor. Yemen’den önce Somali ABD’nin bölgeye yönelik ilgisi de yeni değil. Afrika Boynuzu’nda da etkinliğini art- tõrmaya çalõşan Washington, Arabistan Yarõmadasõ’nõ güneyden çevreleyen So- mali’ye 1993’te Birleşmiş Milletler şemsi- yesi altõnda müdahale etmiş, ancak BM ba- rõş gücünün kayõplarõnõn sayõsõ artmaya başlayõnca 1995’te çekilmek zorunda kal- mõştõ. Somali’yi 2006 sonunda işgal eden Eti- yopya’ya destek vererek ülkeye yeniden gi- ren ABD, El Kaide militanlarõnõn saklandõ- ğõnõ belirterek, Somali’nin güneyindeki ha- va saldõrõlarõna da bizzat katõlmõştõ. Bölgede kontrolünü arttõrmak üzere, 11 Eylül sonrasõnda kurduğu Cibuti’deki askeri üste 2002’de 1800 kişilik ortak güç oluştu- ran ABD, ayrõca birçok Afrika ülkesinin tep- kisine karşõn kõtadaki petrol ve maden ya- taklarõnõ koruma ve uyuşturucu kaçakçõlõğõnõ engelleme gerekçesiyle 2008’de Afrika Ko- mutanlõğõ’nõ (AFRICOM) kurdu. Birleşik Yemen Arap Cumhuriyeti, 1539’dan itibaren yaklaşõk 400 yõl boyunca Osmanlõ toprağõ olarak kaldõktan sonra İngiltere’nin 1839’da Aden Körfezi’ni işgal etmesi sonucu İngiliz sömürgesi oldu. Bölge 1960’larda ilerici ve dinci güçler arasõndaki iç savaş sonucu ikiye ayrõldõ. Kuzey Yemen’de 1962’de “Yemen Arap Cumhuriyeti” kuruldu. Güney Yemen ise 1963’te başlayan işgal karşõtõ gerilla hareketlerinin etkisiyle 1967’de İngiltere’den bağõmsõzlõğõnõ ilan etti. 1970’te SSCB’nin desteğiyle Güney Yemen’de Arap dünyasõnõn ilk sosyalist devleti olan Marksist-Leninist çizgideki “Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti” kuruldu. Kuzey Yemen’in güneydeki petrol kaynaklarõna ulaşmaya yönelik baskõsõ, güneyde Sosyalist Parti içindeki anlaşmazlõklar ve Sovyetler Birliği’nin dağõlmasõ sonucu şiddetlenen ekonomik kriz, Güney Yemen’i kuzeyle birleşmeye mecbur bõraktõ. İki Yemen, 22 Mayõs 1990’da birleşti, ancak bu birleşme sorunlarõ daha da arttõrdõ, iki Yemen arasõndaki anlaşmazlõklar 1994’te yeniden iç savaşa dönüştü. Kuzey Yemen, Temmuz 1994’te bütün Yemen’i yönetimi altõna aldõ. 1978-1990 yõllarõ arasõnda Kuzey Yemen’in Devlet Başkanõ olan Ali Abdullah Salih, birleşmenin üzerinden geçen yaklaşõk 20 yõlda iktidarõnõ korudu. Salih kendisi de Zeydi olmasõna rağmen, ülkenin kuzeyindeki Zeydilere karşõ ABD ve Suudi Arabistan’la işbirliğini güçlendirdi. Suudi Arabistan da tüm Ortadoğu’daki muhalefet gruplarõna olduğu gibi, önce Güney Yemen’deki komünistlere, sonra da Husilere karşõ Vahabizmi ülkede yaymaya çalõştõ. Yaklaşõk 24 milyon nüfusa sahip ülkede, Müslümanlarõn yüzde 60’õnõ Sünniler, yüzde 40’õnõ işe Şiiliğin Zeydi mezhebi mensuplarõ oluşturuyor. Devlet Başkanõ Salih’in partisi Genel Halk Kongresi birinci, Müslüman Kardeşler çizgisindeki Yemen Islah Birliği ikinci, eski Güney Yemen’de iktidarõ elinde tutan Sosyalist Parti ise üçüncü sõradadõr. Ülkede ayrõca Irak’taki Baas Partisi ile Mõsõr’õn eski devlet başkanlarõndan Cemal Abdülnasır’õn Arap ulusalcõsõ görüşlerinden etkilenen çeşitli partiler bulunmaktadõr. ABD askeri ülkede kalıcı emen’in bitmeyen savaşõYDinci kuzey, solcu güneyi yuttu Araştõrmacõ-yazar Faik Bulut’a göre, ABD bugün El Kaide’yi, yarõn Husileri ya da başka bir şeyi gerekçe göstererek ülkedeki varlõğõnõ koruyacak 400 yıl boyunca Osmanlı için bataklık oldu Ano Yemen’dir, gülü çemendir / Giden gelmiyor acep nedendir / Burasõ Huş’tur yolu yokuştur / Giden gelmiyor acep ne iştir... Yemen Türküsü, Yemen’e savaşa giden ve burada ölen on binlerce askerin dokunaklõ hikâyesidir. Birinci Dünya Savaşõ’nda Osmanlõ’nõn Yemen’de Arap aşiretlere ve İngilizlere karşõ girdiği umutsuz savaşa çocuklarõnõ, kardeşlerini, kocalarõnõ gönderen yüz binlerce kişinin, bir daha geri dönmeyen sevdikleri için yaktõğõ ağõt, bugün de hâlâ söylenmektedir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1539) Osmanlõ İmparatorluğu topraklarõna dahil olan Yemen’in korunmasõ, Osmanlõ’ya pahalõya mal olmuştur. Sürekli çõkan isyanlarõ bastõrmak ve “kutsal toprakları” savunmak adõna büyük paralar harcanmõştõr. Bugün Afganistan’õn ABD için olduğu gibi, Yemen de Osmanlõ için yõllarca büyük bir “bataklık” oldu. 1. Dünya Savaşõ’nda çökmekte olan imparatorluk, 4 cephede birden savaşõrken bölgede petrolü keşfeden İngilizlerin, gelecekte Suudi Arabistan’õ kuracak Suud ailesinin başõnõ çektiği Vahabi aşiretleri desteklemesiyle birlikte, Osmanlõ devleti, Yemen’de çõkan isyanõ bastõrmak üzere burada beşinci cephe açmak zorunda kaldõ. Sonuçta yaşlarõ 12 ile 30 arasõnda değişen yaklaşõk 130 bin askerin öldüğü savaşõn ardõndan, Birinci Dünya Savaşõ’nõn sonunda bu topraklarõ tamamen terk etti. Dünyanın en yoksul 7 ülkesinden biri olan Yemen’de, komşu ülkelerdekinin aksine petrol üretimi az, gençlerin çoğu işsiz, okuma-yazma oranı düşük. Halk, kaynakları savaşa harcayan yönetime tepkili. (Fotoğraflar: AP / AFP) Faik Bulut. SİVİLLER ÇATIŞMA ORTASINDA Yemen’de binlerce sivil savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear