28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 3 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK 7ekonomi@cumhuriyet.com.tr ‘İŞTEN ATMAK YASAKLANSIN’ KAMPANYASI BAŞLAYACAK ASİL ÇELİK’TE AÇLIK GREVİ SONA ERDİ Türkiye Gazeteciler Sendikasõ’na (TGS) üye ol- duklarõ gerekçesiyle Çalõk Grubu’na bağlõ atv ve Sabah’taki işlerinden atõlan gazeteciler, 198 gündür devam ettikleri eylemlerine ara verdiler. Kararõ açõklamak için Taksim Tramvay Du- rağõ’nda bir araya gelen gazetecilere, KESK İstanbul Şubeler Platformu da destek verdi. İş- ten çõkartõlan basõn emekçilerinden Ender Ergün, eylemlerine Yargõtay kararõnõ açõkla- yana kadar ara verdiklerini söyledi. ‘İşten atmak yasaklansõn’ kampanyasõ başlayacak. Aralarõnda DİSK, Türk- İş ve Kamu Emekçileri Sen- dikalarõ Konfederasyonu’na bağlõ sendikalar ile ÖDP, Emep, SEH, SCK, SP, Ürün Sosyalist Dergi, İşçilerin Kardeşliği Partisi, Sosyalist Dayanõşma Platformu, Dev- rimci İşçi Partisi Girişimi’nin bulunduğu örgütlerin or- taklaşa yürüteceği kampanya ile birçok kentte imza top- lanacak. Kampanya ile işten atõlmalara karşõ toplum- sal bir tepki yaratõlmasõ hedefleniyor. 2008-2010 dönemi toplu iş sözleşmesi gö- rüşmelerinde anlaşma sağlanamamasõ nede- niyle 30 Ocak 2009 tarihinden beri grevde olan ve en son 20 Ağustos tarihinde işyerinin kamulaştõrõlmasõ talebiyle Birleşik Metal İş Sendikasõ genel başkanõ, genel sekreteri, şu- be başkanõ ve Asil Çelik işçilerinin katõlõmõyla başlatõlan açlõk grevi yaşanan gelişmeler nedeniyle sonlandõrõldõ. GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER (*) Memura İşçi Desteği Şart Memur sendikalarıyla hükümet arasında yapılan toplu görüşmeler, kamu emekçilerini hiç tatmin et- medi, üstelik tepkisini çekti. 2010 yılı için hüküme- tin verdiği yüzde 2.5 artı yüzde 2.5’lik zam, “memurla alay etmek olarak” yorumlandı. AKP hükümeti, ger- çekleşen değil hedeflenen enflasyon oranını dikka- te aldığı için yapılan zamlar kamu emekçisinin se- faletini sürdürmekten başka bir anlam taşımıyor. 2002-2008 döneminde kamu çalışanlarının milli ge- lirden aldığı payın giderek düşmesi ve refahtan pay alamaması, bu kesimi ciddi biçimde yoksullaştırmıştır. Satın alma gücü iyice düşen bir çalışana enflasyon oranı kadar zam yapmanın bir anlamı yoktur. Çün- kü geliri 1000-1500 lira dolayında olan bir emekçi ai- lesinin 3000 liralık bir harcaması söz konusu ise is- ter istemez kısıntıya gideceği, ücreti yetersiz olma- sı nedeniyle enflasyon kadar artışın sefaleti sürdür- mekten başka bir işe yaramayacağı açıktır. AKP hükümeti, memuru bir kez daha yoksulluğa mahkûm ederken işverenlere teşvik paketleri al- tında kaynak aktarılmasını göz ardı etmektedir. Hü- kümet, bırakınız toplusözleşme hakkını vermeyi, toplu görüşmenin gereklerine bile uygun dav- ranmamıştır. Kendi döneminde en fazla üyesi ar- tan ve yandaşı olarak kabul edilen Memur-Sen’in isteklerini bile dikkate almayarak güçlenmesine da- hi olanak sağlamamıştır. Verilen zam, satın alma gücünün ve tüketimin art- tırılmasına dönük kampanyalara bile uygun değildir. Eskiden IMF anlaşmaları bahane edilerek zam çok sınırlı tutulurdu, şimdi böyle bir anlaşma ve IMF ta- limatı olmamasına rağmen yapılan zammın düşük- lüğü, bu gerekçeye de uygun düşmemektedir. Sendikalar cephesine gelince; bu süreçte Memur- Sen ve Kamu-Sen’in gerekli mücadeleyi vermediği söylenebilir. 7 yıllık süreç sonunda da KESK’in ne- fesinin giderek tükendiği görülmektedir. Bu koşul- larda KESK’in tek başına sonbaharda ciddi bir mü- cadele vermesi olanaklı gözükmemektedir. KESK’le beraber DİSK’in de güçlü bir mücadele potansiye- line sahip olduğu söylenemez. Türk-İş üst yönetiminin de emek mücadelesini harekete geçirecek bir tav- rı, bir perspektifi yoktur. O halde ne yapılmalıdır? Yine işçi ve memur ta- banının zorlamasıyla aşağıdan yukarıya doğru bir sos- yal dalganın oluşmasına çaba harcamaktan başka bir olanak gözükmemektedir. Nitekim genel merkezi İstanbul’da bulunan Türk-İş ve DİSK’e bağlı sendi- kaların ve şubelerinin bir hareketlenme içinde olduğu haberleri gelmektedir. Daha sonra KESK’in de ka- tılımıyla İstanbul merkezli bir emek hareketinin, bir sendikal birliğin yeni bir umut olacağı düşünülmek- tedir. Dileriz, kapitalizmin krizinin emek hareketine böyle bir faydası dokunur… (*) Dr. Maltepe Üniversitesi atillaozsever@ttmail.com GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Açılım Hangi Noktada!.. Türkiye’de açılımın başladığı günden bu yana tartışmaların kapsamı dışında hiçbir değişiklik ol- madığını söylemek yanlış olmaz. Şurası bir başka gerçek ki ne açılımı başlatan- lar umduklarını bulabildiler, ne de açılımdan ken- di istediklerini alabileceklerini umanlar memnun oldular. Aslında, tartışmalar ve istekler gerginliğin da- ha da somutlaşmaya başlamasına neden oldu. Çünkü bir kere daha vurgulandı ki Türkiye Cumhuriyeti’nin kırmızı çizgileri vardır ve bunları bazı konularda olduğu gibi pembeleştirmeye bi- le olanak yoktur. Siyasal iktidar da sonunda anayasa değişikli- ğinin söz konusu olmadığını vurgulama ihtiyacı- nı duymuştur. Bu duruma varmanın başlıca nedeninin de açı- lımı başlatırken ya kafalarda somutlaşmış her- hangi bir düşüncenin olmaması ya da varsa ka- muoyu ile paylaşmaktan kaçınılmasıdır. Diyarbakır’da yapılan “Onurlu Bir Barışa Evet” mitinginde DTP sözcülerinin dile getirdiği istek- ler, anayasanın değiştirilemez, hatta değiştiril- mesi bile önerilemez maddeleri kapsamındadır. İktidarın anayasa değişikliğinin söz konusu ol- madığını açıklaması karşısında söz konusu is- teklerin yaşama geçirilmesi de olanaksızdır. Kürt asıllı vatandaşların varsaydıkları sorunla- rını çözme görevi yürütme organına düşmekte- dir. Bu aşamada anayasanın 10 ve 11’inci mad- delerini bir kez daha hatırlamak gerekebilir. “Madde 10 - Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, si- yasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve ben- zeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Dev- let bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yü- kümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imti- yaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün iş- lemlerde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun ha- reket etmek zorundadırlar. Madde 11 - Anayasa hükümleri, yasama, yü- rütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk ku- rallarıdır. Kanunlar anayasaya aykırı olamaz.” Görüldüğü gibi uygulamada bir ayrım söz ko- nusu ise bunu giderme görevi yürütmeye düş- mektedir. Anadili öğrenme hakkının, anadilde eğitim hak- kı olarak algılanması da kimi grupların üzerinde ısrarla durdukları bir yanılgıyı gündemde tut- maktadır. Teknolojideki olağanüstü gelişmelere karşın, Türkçeden başka dillerde radyo ve televizyon ya- yını yapacak özel kuruluşlara izin verilmemesini anlamak ise olanaksızdır. Türkçeden başka dillerde basılı yayını sınırla- yan yasa, 1991 yılında yürürlükten kaldırılmıştır. Çanak antenler aracılığı ile herhangi bir televizyon kanalını izleme olanağı varken ve bu olanağa 3G teknolojisi ile cep televizyonları da eklenmişken, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasa’nın 4’üncü madde- sindeki sınırlamanın sürdürülmesindeki direnişi anlamak giderek zorlaşmaktadır. P etrol-İş Sendikasõ’nõn Kamu- İş’le toplusözleşme imzalaya- mamasõ nedeniyle başlayan ey- lemler sürüyor. TPAO’da başlayan iş- yerini terk etmeme ve vizite eylem- lerinin ardõndan açlõk grevi başlarken, Eti Bor’da grev uygulama kararõ alõn- dõ. Eylemlere katõlõmlarõn yüzde 100’e yakõn olduğunu belirten Petrol-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Mustafa Öztaşkın, durumun sevindirici oldu- ğunu, taleplerinin özellikle TPAO’da genel müdürler tarafõndan da haklõ bu- lunduğunu söyledi. Petrol-İş Sendikasõ Ankara Şube yö- neticileri, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklõğõ (TPAO) Genel Müdürlüğü önünde oturma eylemi ve açlõk grevi başlattõ. Petrol-İş Ankara Şube Başkanõ Mustafa Özgen, yaptõğõ açõklamada, TPAO Genel Müdürlüğü’ne bağlõ iş- yerlerini kapsayan toplu iş sözleşme- si sürecinde anlaşma sağlanamamasõ nedeniyle bir süredir eylemler yap- tõklarõnõ hatõrlattõ. Gelişmelerle ilgili bilgi veren Öz- taşkõn, kamuda sözleşme imzalaya- madõklarõ üç işyeri olduğunu, bunla- rõn ikisinde grev yasağõ olduğu için iş- yerini terk etmeme, vizite eylemleri gi- bi eylemler yaptõklarõnõ, eylemlerin başka biçimlerde devam edeceğini, Eti Bor’da da grev uygulama kararõ alõn- dõğõnõ anlattõ. Öztaşkõn’õn verdiği bilgiye göre, Eti Bor ve Asit fabrikalarõnda iki farklõ iş- kolu var. Maden ve kimya olan bu iki işkolunda işe giriş ücretleri arasõnda ciddi fark var. Burada giriş ücretleri- nin eşitlenmesi isteniyor. Üstelik bu- rada 650 işçi olmasõna ve söz konu- su durumdan yalnõz 43 kişinin yarar- lanacak olmasõna karşõn işveren eşit- lemeyi kabul etmiyor. Ayrõca işveren tarafõndan esnek çalõşma koşullarõna yeni şeyler ek- lenmek isteniyor. Daha doğrusu, faz- la mesai tanõmõ değiştirilerek, çalõş- manõn kabul edilemeyecek kadar es- nek olmasõ isteniyor. Bu nedenle bu- rada 9 Eylül için grev uygulama ka- rarõ alõndõ. Eğer işveren tarafõndan olumlu bir adõm atõlmazsa, bu tarih- te greve çõkõlacak. TPAO ve BOTAŞ’ta ise talepler ve eylemler benzerlik gösteriyor. Her iki işyerinde de grev yasağõ var. Bu ne- denle işveren Yüksek Hakem Kuru- lu’na başvurmuş bile. Ancak sendika tabii ki sözleşmenin böyle bağõtlan- masõnõ istemiyor. Bu iki yerin de asõl sorununu üc- retler arasõ dengesizlikler oluşturuyor. Petrol-İş, ilk işe giriş ücretlerinin yükseltilmesini ve buna bağlõ olarak, işçilerin tatil, kõdem ve yaptõklarõ işe göre ücretlerinin yeniden düzenlen- mesini ve oransal ve adil bir denge- nin sağlanmasõnõ istiyor. TPAO ve BOTAŞ’ta grev yasağõ olduğu için farklõ eylemler düzenlediklerini anlatan Petrol-İş Başkanõ Mustafa Öztaşkõn, Eti Bor’da 9 Eylül’de grev uygulama kararõ aldõklarõnõ ve sözleşme için adõm atõlmadõğõ takdirde greve çõkacaklarõnõ dile getirdi. İşvereni, kuruma noter getirerek tespitte bulunmas, çalışanların hasta olma hakkının ellerinden alınmak istenmesi olarak değerlendirildi. Yasak Petrol-İş üyesini yõldõrmadõ FİZİKSEL VE RUHSAL OLARAK HASTALANDILAR T ürkiye Petrolleri Anonim Or- taklõğõ (TPAO) Trakya Böl- ge Müdürlüğü’nde çalõşan Petrol-İş Sendikasõ üyeleri çok bü- yük bir katõlõmla toplusözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlana- mamasõ nedeniyle viziteye çõktõ. İşçilerin viziteye çõktõğõ saatlerde işveren noter getirerek işyerlerinde tespit yaptõrdõ. Petrol-İş Sendikasõ Trakya Şube Başkanõ Turgut Düşova, Aralõk 2008’den beri devam eden 2009- 2010 yõlõ toplu iş sözleşmesi gö- rüşmelerinde işverenin bir türlü masaya oturmamasõ nedeniyle, sen- dika üyesi çalõşanlarõn psikolojisi- nin bozulduğunu savundu. Anlaşmazlõğõn temelinde, ücret dengesizliği ve düşük ücret oldu- ğunu ifade eden Düşova, işverenin kuruma noter getirerek tespitte bu- lunmasõnõn doğru bir yaklaşõm ol- madõğõnõ da savundu. ‘Kıdem hakkı fona devredilemez’ Daha önceki fonlarõn amaç dõşõnda kullanõldõğõnõ hatõrlatan Kavlak, hükümeti eleştirdi T ürk Metal Sendikasõ Ge- nel Başkanõ ve Türk-İş Genel Teşkilatlandõrma Sekreteri Pevrul Kavlak, “Kı- dem Tazminatı Fonu’nun ça- lışanların alın terine karşı bir saldırı” olduğunu belirte- rek, “Fon teklifini ve kıdem tazminatı üzerindeki tartış- maları kabul etmediklerini” açõkladõ. Kavlak, Türkiye’de İşsizlik Sigortasõ Fonu’nun Avrupa’dan 90 yõl sonra 2002’de faaliyete geçtiğini belirterek, Türkiye’de bu fondan yararlanma şartlarõnõn “zalimce” olduğunu öne sürdü. 20 işsizden ancak birinin fon- dan yararlanabildiğini söyleyen Pavlak, fondaki paralarõn işsiz- lere aktarõlmak yerine “bütçe açığının kapatılması, GAP’ın sulama projeleri gibi çok fark- lı amaçlar için kullanıldığını” dile getirdi. Pevrul Kavlak, şöyle konuştu: “Siyasi irade şimdi de kalk- mış ‘İşçilerin kıdem tazmina- tı için fon kuralım. Bizim söy- lediğimiz şartları yerine geti- renler fondan tazminatı al- sın’ diyor. ‘Konut Edindirme ve Tasarrufu Teşvik fonların- da olanları unutun’, ‘İşsizlik Sigortası Fonundaki fiyaskoyu görmeyin’ diyorlar. Sonra da pembe yalanlarla süsledikleri fon hikâyesine bizim inanma- mızı bekliyorlar. Kıdem Taz- minatı Fonu çalışanların alın terine karşı bir saldırıdır. Fon konusunda sabıkası olanların fon teklifini ve kıdem tazmi- natı üzerindeki tartışmaları şiddetle kabul etmiyoruz. Türk-İş‘in bu konuda genel kurul kararı olduğunu, bu ka- rarın neleri içerdiğini kimse unutmasın.” Global ekonomik krizin etki- lerinin hâlâ devam ettiğini vur- gulayan Kavlak, Türkiye’de eko- nomik kriz boyunca sanayideki küçülme sebebiyle 1 milyon- dan fazla işçinin işten çõkarõldõ- ğõnõ belirtti. İşsizlik fonundan 20 işsizden ancak birinin yararlandõğõnõn altõnõ çizen Türk Metal-İş Genel Başkanõ Pevrul Kavlak, kõdem tazminatõ fonu oluşturulmasõna şiddetle karşõ çõktõklarõnõ söyledi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Tüm Sağ- lõk-Der Genel Başkanõ Hasan Fehmi Mavi, hü- kümetle yapõlan toplu gö- rüşmelerde memur sendi- kalarõnõn “figüran” rolü üstlendiğini kaydetti. Ma- vi, “İşçi ve memur sen- dikalarının toplusözleş- me ve görüşmelerde güçsüz ve etkisiz olma- sının ana nedeni; işve- renler karşısında par- çalı ve dağınık olmala- rıdır. İşçi sınıfımızın ve onun bir parçası olan memurlar, bir konfede- rasyonun çatısı altında örgütlenerek kazanılmış haklarını koruyup ge- liştirebilirler” dedi. Toplu görüşmelerde tra- jik bir oyun oynandõğõnõ savunan Mavi, 12 Eylül sonrasõnõn dağõnõklõğõnda ortaya çõkan sendikala- rõn, boşluğu fõrsat bilen si- yasi grupçuklar tarafõn- dan oluşturulduğunu kay- detti. Mavi, “Sonuçta ge- linen noktada demo- kratik donanımdan yok- sun, grevsiz, toplusöz- leşmesiz sendikalara bu gruplar fit oldular. Yak- laşık yirmi yıldan bu ya- na hiçbir ciddi çalışma yapamadılar. Bir iken beş altı parçaya bölün- düler. Dinci, Türkçü- ırkçı, Kürtçü-ırkçı anar- ko sendikalist anlayış- lardan memurların eko- nomik ve demokratik haklarını savunmaları elbette beklenemez” di- ye konuştu. Tekstil işçisi geri adım attırdı Birikmiş alacaklarõ için Tekstil- Sen öncülüğünde harekete geçen Ayzi Tekstil işçileri patrona geri adõm attõrdõ. 3 aylõk maaş, mesai ücretleri, kõdem tazminatõ ve asgari geçim indirimi alacaklarõ için direnen işçiler kazanõma yaklaştõ. Tekstil-Sen, işçilerin görünen alacağõ ile mağdur olan işçilerin hesaplarõnõ karşõlaştõrdõ. Bugün işyerine gelen yeni patrona, işçilerin alacaklarõna karşõlõk 65 bin TL’lik senet imzalattõrõldõ. Uşak’ta işçi eylemi Uşak’ta bir tekstil şirketinde çalõşõrken işten çõka- rõlan işçiler eylem yaptõ; firmayõ, Cumhurbaşkanõ, TBMM Başkanõ, Başbakan ile Çalõşma ve Sos- yal Güvenlik Bakanõ’na şikâyet etti. Geçen ay iş- ten çõkarõldõğõ öğrenilen bir grup işçi, İsmet Pa- şa Caddesi’ndeki PTT önünde eylem yaptõ. Po- lisin güvenlik önlemleri aldõğõ eylemde işçiler adõ- na açõklama yapan Türkiye Tekstil Örme ve Gi- yim Sanayii İşçileri Sendikasõ (TEKSİF) Ör- gütlenme Sorumlusu Asalettin Arslan, hukuk dõ- şõ olduğunu iddia ettiği işten çõkartõlmalarõn dur- durulmasõnõ, işçilerin bir an önce işe geri dön- melerinin sağlanmasõnõ istediklerini söyledi. Çalışanların hakları gaspedildi Türkiye Diyanet ve Vakõf Çalõşanlarõ Sendikasõ (Din-Bir-Sen) Genel Başkanõ Lütfi Şenocak, top- lu görüşme sürecinin kamu çalõşanlarõnõn zara- rõna sonuçlandõğõnõ ifade ederek, “2 milyonu aşan memuru toplu görüşme masasında temsil et- mek üzere yetki alan sendikalar, yetkili kon- federasyon tartışması yapmaktan, sendika ai- datlarına zam istemekten memura zam için pazarlık yapamadılar. Çalışanların hakları Kamu İşveren Kurulu ve sendikalar tarafın- dan gasp edildi” dedi. İşsağlığıyönetmeliği yargıya taşınacak TMMOB, İşyeri Sağlõk ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlõk ve Güvenlik Birimleri Hakkõnda Yö- netmelik’te yapõlan düzenlemeler için yargõya başvurmaya hazõrlanõyor. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanõ Mehmet So- ğancı, yaptõğõ açõklamada, Türkiye’de kayõt dõ- şõ işyerleri hariç her gün ortalama 250’nin üze- rinde iş kazasõ yaşandõğõnõ ve bu kazalardan 4’ün- de ölüm yaşandõğõnõ ifade etti. Ülkede 2 dakikada bir iş kazasõ yaşandõğõna dikkati çeken Soğancõ, bu nedenle ülkede, işçi sağlõğõ ve iş güvenliği tedbirleri alõnmasõnõn devletin acil gö- revlerinden biri olduğunu vurguladõ. Toplugörüşmelerdesonuçalõnmamasõsendikalarõnbirliktehareketetmemesinebağlandõ Sendikalar figüran kaldõ Günlerdir çeşitli eylemler yapan işçiler sonunda ödeme sözü aldı. GREVCİ GAZETECİLER EYLEME ARA VERDİ oerinc@cumhuriyet.com.tr Eylemlerin nedenini işe giriş ücretlerindeki farklõlõk ve işverenin ‘fazla çalõşma’ tanõmõnõ değiştirmek istemesi oluşturuyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear