Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
3 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7ekonomi@cumhuriyet.com.tr
‘İŞTEN ATMAK YASAKLANSIN’
KAMPANYASI BAŞLAYACAK
ASİL ÇELİK’TE AÇLIK
GREVİ SONA ERDİ Türkiye Gazeteciler Sendikasõ’na (TGS) üye ol-
duklarõ gerekçesiyle Çalõk Grubu’na bağlõ atv
ve Sabah’taki işlerinden atõlan gazeteciler, 198
gündür devam ettikleri eylemlerine ara verdiler.
Kararõ açõklamak için Taksim Tramvay Du-
rağõ’nda bir araya gelen gazetecilere, KESK
İstanbul Şubeler Platformu da destek verdi. İş-
ten çõkartõlan basõn emekçilerinden Ender
Ergün, eylemlerine Yargõtay kararõnõ açõkla-
yana kadar ara verdiklerini söyledi.
‘İşten atmak yasaklansõn’ kampanyasõ başlayacak.
Aralarõnda DİSK, Türk- İş ve Kamu Emekçileri Sen-
dikalarõ Konfederasyonu’na bağlõ sendikalar ile ÖDP,
Emep, SEH, SCK, SP, Ürün Sosyalist Dergi, İşçilerin
Kardeşliği Partisi, Sosyalist Dayanõşma Platformu, Dev-
rimci İşçi Partisi Girişimi’nin bulunduğu örgütlerin or-
taklaşa yürüteceği kampanya ile birçok kentte imza top-
lanacak. Kampanya ile işten atõlmalara karşõ toplum-
sal bir tepki yaratõlmasõ hedefleniyor.
2008-2010 dönemi toplu iş sözleşmesi gö-
rüşmelerinde anlaşma sağlanamamasõ nede-
niyle 30 Ocak 2009 tarihinden beri grevde
olan ve en son 20 Ağustos tarihinde işyerinin
kamulaştõrõlmasõ talebiyle Birleşik Metal İş
Sendikasõ genel başkanõ, genel sekreteri, şu-
be başkanõ ve Asil Çelik işçilerinin katõlõmõyla
başlatõlan açlõk grevi yaşanan gelişmeler
nedeniyle sonlandõrõldõ.
GÖRÜŞ
ATİLLA ÖZSEVER (*)
Memura İşçi
Desteği Şart
Memur sendikalarıyla hükümet arasında yapılan
toplu görüşmeler, kamu emekçilerini hiç tatmin et-
medi, üstelik tepkisini çekti. 2010 yılı için hüküme-
tin verdiği yüzde 2.5 artı yüzde 2.5’lik zam, “memurla
alay etmek olarak” yorumlandı. AKP hükümeti, ger-
çekleşen değil hedeflenen enflasyon oranını dikka-
te aldığı için yapılan zamlar kamu emekçisinin se-
faletini sürdürmekten başka bir anlam taşımıyor.
2002-2008 döneminde kamu çalışanlarının milli ge-
lirden aldığı payın giderek düşmesi ve refahtan pay
alamaması, bu kesimi ciddi biçimde yoksullaştırmıştır.
Satın alma gücü iyice düşen bir çalışana enflasyon
oranı kadar zam yapmanın bir anlamı yoktur. Çün-
kü geliri 1000-1500 lira dolayında olan bir emekçi ai-
lesinin 3000 liralık bir harcaması söz konusu ise is-
ter istemez kısıntıya gideceği, ücreti yetersiz olma-
sı nedeniyle enflasyon kadar artışın sefaleti sürdür-
mekten başka bir işe yaramayacağı açıktır.
AKP hükümeti, memuru bir kez daha yoksulluğa
mahkûm ederken işverenlere teşvik paketleri al-
tında kaynak aktarılmasını göz ardı etmektedir. Hü-
kümet, bırakınız toplusözleşme hakkını vermeyi,
toplu görüşmenin gereklerine bile uygun dav-
ranmamıştır. Kendi döneminde en fazla üyesi ar-
tan ve yandaşı olarak kabul edilen Memur-Sen’in
isteklerini bile dikkate almayarak güçlenmesine da-
hi olanak sağlamamıştır.
Verilen zam, satın alma gücünün ve tüketimin art-
tırılmasına dönük kampanyalara bile uygun değildir.
Eskiden IMF anlaşmaları bahane edilerek zam çok
sınırlı tutulurdu, şimdi böyle bir anlaşma ve IMF ta-
limatı olmamasına rağmen yapılan zammın düşük-
lüğü, bu gerekçeye de uygun düşmemektedir.
Sendikalar cephesine gelince; bu süreçte Memur-
Sen ve Kamu-Sen’in gerekli mücadeleyi vermediği
söylenebilir. 7 yıllık süreç sonunda da KESK’in ne-
fesinin giderek tükendiği görülmektedir. Bu koşul-
larda KESK’in tek başına sonbaharda ciddi bir mü-
cadele vermesi olanaklı gözükmemektedir. KESK’le
beraber DİSK’in de güçlü bir mücadele potansiye-
line sahip olduğu söylenemez. Türk-İş üst yönetiminin
de emek mücadelesini harekete geçirecek bir tav-
rı, bir perspektifi yoktur.
O halde ne yapılmalıdır? Yine işçi ve memur ta-
banının zorlamasıyla aşağıdan yukarıya doğru bir sos-
yal dalganın oluşmasına çaba harcamaktan başka
bir olanak gözükmemektedir. Nitekim genel merkezi
İstanbul’da bulunan Türk-İş ve DİSK’e bağlı sendi-
kaların ve şubelerinin bir hareketlenme içinde olduğu
haberleri gelmektedir. Daha sonra KESK’in de ka-
tılımıyla İstanbul merkezli bir emek hareketinin, bir
sendikal birliğin yeni bir umut olacağı düşünülmek-
tedir. Dileriz, kapitalizmin krizinin emek hareketine
böyle bir faydası dokunur…
(*) Dr. Maltepe Üniversitesi
atillaozsever@ttmail.com
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Açılım Hangi Noktada!..
Türkiye’de açılımın başladığı günden bu yana
tartışmaların kapsamı dışında hiçbir değişiklik ol-
madığını söylemek yanlış olmaz.
Şurası bir başka gerçek ki ne açılımı başlatan-
lar umduklarını bulabildiler, ne de açılımdan ken-
di istediklerini alabileceklerini umanlar memnun
oldular.
Aslında, tartışmalar ve istekler gerginliğin da-
ha da somutlaşmaya başlamasına neden oldu.
Çünkü bir kere daha vurgulandı ki Türkiye
Cumhuriyeti’nin kırmızı çizgileri vardır ve bunları
bazı konularda olduğu gibi pembeleştirmeye bi-
le olanak yoktur.
Siyasal iktidar da sonunda anayasa değişikli-
ğinin söz konusu olmadığını vurgulama ihtiyacı-
nı duymuştur.
Bu duruma varmanın başlıca nedeninin de açı-
lımı başlatırken ya kafalarda somutlaşmış her-
hangi bir düşüncenin olmaması ya da varsa ka-
muoyu ile paylaşmaktan kaçınılmasıdır.
Diyarbakır’da yapılan “Onurlu Bir Barışa Evet”
mitinginde DTP sözcülerinin dile getirdiği istek-
ler, anayasanın değiştirilemez, hatta değiştiril-
mesi bile önerilemez maddeleri kapsamındadır.
İktidarın anayasa değişikliğinin söz konusu ol-
madığını açıklaması karşısında söz konusu is-
teklerin yaşama geçirilmesi de olanaksızdır.
Kürt asıllı vatandaşların varsaydıkları sorunla-
rını çözme görevi yürütme organına düşmekte-
dir.
Bu aşamada anayasanın 10 ve 11’inci mad-
delerini bir kez daha hatırlamak gerekebilir.
“Madde 10 - Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, si-
yasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve ben-
zeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin, kanun
önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Dev-
let bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yü-
kümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imti-
yaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün iş-
lemlerde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun ha-
reket etmek zorundadırlar.
Madde 11 - Anayasa hükümleri, yasama, yü-
rütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve
diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk ku-
rallarıdır.
Kanunlar anayasaya aykırı olamaz.”
Görüldüğü gibi uygulamada bir ayrım söz ko-
nusu ise bunu giderme görevi yürütmeye düş-
mektedir.
Anadili öğrenme hakkının, anadilde eğitim hak-
kı olarak algılanması da kimi grupların üzerinde
ısrarla durdukları bir yanılgıyı gündemde tut-
maktadır.
Teknolojideki olağanüstü gelişmelere karşın,
Türkçeden başka dillerde radyo ve televizyon ya-
yını yapacak özel kuruluşlara izin verilmemesini
anlamak ise olanaksızdır.
Türkçeden başka dillerde basılı yayını sınırla-
yan yasa, 1991 yılında yürürlükten kaldırılmıştır.
Çanak antenler aracılığı ile herhangi bir
televizyon kanalını izleme olanağı varken ve bu
olanağa 3G teknolojisi ile cep televizyonları da
eklenmişken, Radyo ve Televizyonların Kuruluş
ve Yayınları Hakkında Yasa’nın 4’üncü madde-
sindeki sınırlamanın sürdürülmesindeki direnişi
anlamak giderek zorlaşmaktadır.
P
etrol-İş Sendikasõ’nõn Kamu-
İş’le toplusözleşme imzalaya-
mamasõ nedeniyle başlayan ey-
lemler sürüyor. TPAO’da başlayan iş-
yerini terk etmeme ve vizite eylem-
lerinin ardõndan açlõk grevi başlarken,
Eti Bor’da grev uygulama kararõ alõn-
dõ. Eylemlere katõlõmlarõn yüzde 100’e
yakõn olduğunu belirten Petrol-İş
Sendikasõ Genel Başkanõ Mustafa
Öztaşkın, durumun sevindirici oldu-
ğunu, taleplerinin özellikle TPAO’da
genel müdürler tarafõndan da haklõ bu-
lunduğunu söyledi.
Petrol-İş Sendikasõ Ankara Şube yö-
neticileri, Türkiye Petrolleri Anonim
Ortaklõğõ (TPAO) Genel Müdürlüğü
önünde oturma eylemi ve açlõk grevi
başlattõ.
Petrol-İş Ankara Şube Başkanõ
Mustafa Özgen, yaptõğõ açõklamada,
TPAO Genel Müdürlüğü’ne bağlõ iş-
yerlerini kapsayan toplu iş sözleşme-
si sürecinde anlaşma sağlanamamasõ
nedeniyle bir süredir eylemler yap-
tõklarõnõ hatõrlattõ.
Gelişmelerle ilgili bilgi veren Öz-
taşkõn, kamuda sözleşme imzalaya-
madõklarõ üç işyeri olduğunu, bunla-
rõn ikisinde grev yasağõ olduğu için iş-
yerini terk etmeme, vizite eylemleri gi-
bi eylemler yaptõklarõnõ, eylemlerin
başka biçimlerde devam edeceğini, Eti
Bor’da da grev uygulama kararõ alõn-
dõğõnõ anlattõ.
Öztaşkõn’õn verdiği bilgiye göre, Eti
Bor ve Asit fabrikalarõnda iki farklõ iş-
kolu var. Maden ve kimya olan bu iki
işkolunda işe giriş ücretleri arasõnda
ciddi fark var. Burada giriş ücretleri-
nin eşitlenmesi isteniyor. Üstelik bu-
rada 650 işçi olmasõna ve söz konu-
su durumdan yalnõz 43 kişinin yarar-
lanacak olmasõna karşõn işveren eşit-
lemeyi kabul etmiyor.
Ayrõca işveren tarafõndan esnek
çalõşma koşullarõna yeni şeyler ek-
lenmek isteniyor. Daha doğrusu, faz-
la mesai tanõmõ değiştirilerek, çalõş-
manõn kabul edilemeyecek kadar es-
nek olmasõ isteniyor. Bu nedenle bu-
rada 9 Eylül için grev uygulama ka-
rarõ alõndõ. Eğer işveren tarafõndan
olumlu bir adõm atõlmazsa, bu tarih-
te greve çõkõlacak.
TPAO ve BOTAŞ’ta ise talepler ve
eylemler benzerlik gösteriyor. Her iki
işyerinde de grev yasağõ var. Bu ne-
denle işveren Yüksek Hakem Kuru-
lu’na başvurmuş bile. Ancak sendika
tabii ki sözleşmenin böyle bağõtlan-
masõnõ istemiyor.
Bu iki yerin de asõl sorununu üc-
retler arasõ dengesizlikler oluşturuyor.
Petrol-İş, ilk işe giriş ücretlerinin
yükseltilmesini ve buna bağlõ olarak,
işçilerin tatil, kõdem ve yaptõklarõ işe
göre ücretlerinin yeniden düzenlen-
mesini ve oransal ve adil bir denge-
nin sağlanmasõnõ istiyor.
TPAO ve BOTAŞ’ta
grev yasağõ olduğu için
farklõ eylemler
düzenlediklerini anlatan
Petrol-İş Başkanõ Mustafa
Öztaşkõn, Eti Bor’da 9
Eylül’de grev uygulama kararõ
aldõklarõnõ ve sözleşme için
adõm atõlmadõğõ takdirde greve
çõkacaklarõnõ dile getirdi.
İşvereni, kuruma noter getirerek tespitte bulunmas, çalışanların hasta olma hakkının ellerinden alınmak
istenmesi olarak değerlendirildi.
Yasak Petrol-İş üyesini
yõldõrmadõ
FİZİKSEL VE RUHSAL
OLARAK HASTALANDILAR
T
ürkiye Petrolleri Anonim Or-
taklõğõ (TPAO) Trakya Böl-
ge Müdürlüğü’nde çalõşan
Petrol-İş Sendikasõ üyeleri çok bü-
yük bir katõlõmla toplusözleşme
görüşmelerinde anlaşma sağlana-
mamasõ nedeniyle viziteye çõktõ.
İşçilerin viziteye çõktõğõ saatlerde
işveren noter getirerek işyerlerinde
tespit yaptõrdõ.
Petrol-İş Sendikasõ Trakya Şube
Başkanõ Turgut Düşova, Aralõk
2008’den beri devam eden 2009-
2010 yõlõ toplu iş sözleşmesi gö-
rüşmelerinde işverenin bir türlü
masaya oturmamasõ nedeniyle, sen-
dika üyesi çalõşanlarõn psikolojisi-
nin bozulduğunu savundu.
Anlaşmazlõğõn temelinde, ücret
dengesizliği ve düşük ücret oldu-
ğunu ifade eden Düşova, işverenin
kuruma noter getirerek tespitte bu-
lunmasõnõn doğru bir yaklaşõm ol-
madõğõnõ da savundu.
‘Kıdem hakkı fona devredilemez’
Daha önceki fonlarõn amaç dõşõnda kullanõldõğõnõ hatõrlatan Kavlak, hükümeti eleştirdi
T
ürk Metal Sendikasõ Ge-
nel Başkanõ ve Türk-İş
Genel Teşkilatlandõrma
Sekreteri Pevrul Kavlak, “Kı-
dem Tazminatı Fonu’nun ça-
lışanların alın terine karşı
bir saldırı” olduğunu belirte-
rek, “Fon teklifini ve kıdem
tazminatı üzerindeki tartış-
maları kabul etmediklerini”
açõkladõ.
Kavlak, Türkiye’de İşsizlik
Sigortasõ Fonu’nun Avrupa’dan
90 yõl sonra 2002’de faaliyete
geçtiğini belirterek, Türkiye’de
bu fondan yararlanma şartlarõnõn
“zalimce” olduğunu öne sürdü.
20 işsizden ancak birinin fon-
dan yararlanabildiğini söyleyen
Pavlak, fondaki paralarõn işsiz-
lere aktarõlmak yerine “bütçe
açığının kapatılması, GAP’ın
sulama projeleri gibi çok fark-
lı amaçlar için kullanıldığını”
dile getirdi.
Pevrul Kavlak, şöyle konuştu:
“Siyasi irade şimdi de kalk-
mış ‘İşçilerin kıdem tazmina-
tı için fon kuralım. Bizim söy-
lediğimiz şartları yerine geti-
renler fondan tazminatı al-
sın’ diyor. ‘Konut Edindirme
ve Tasarrufu Teşvik fonların-
da olanları unutun’, ‘İşsizlik
Sigortası Fonundaki fiyaskoyu
görmeyin’ diyorlar. Sonra da
pembe yalanlarla süsledikleri
fon hikâyesine bizim inanma-
mızı bekliyorlar. Kıdem Taz-
minatı Fonu çalışanların alın
terine karşı bir saldırıdır. Fon
konusunda sabıkası olanların
fon teklifini ve kıdem tazmi-
natı üzerindeki tartışmaları
şiddetle kabul etmiyoruz.
Türk-İş‘in bu konuda genel
kurul kararı olduğunu, bu ka-
rarın neleri içerdiğini kimse
unutmasın.”
Global ekonomik krizin etki-
lerinin hâlâ devam ettiğini vur-
gulayan Kavlak, Türkiye’de eko-
nomik kriz boyunca sanayideki
küçülme sebebiyle 1 milyon-
dan fazla işçinin işten çõkarõldõ-
ğõnõ belirtti.
İşsizlik fonundan 20 işsizden ancak birinin
yararlandõğõnõn altõnõ çizen Türk Metal-İş Genel
Başkanõ Pevrul Kavlak, kõdem tazminatõ fonu
oluşturulmasõna şiddetle karşõ çõktõklarõnõ söyledi.
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Tüm Sağ-
lõk-Der Genel Başkanõ
Hasan Fehmi Mavi, hü-
kümetle yapõlan toplu gö-
rüşmelerde memur sendi-
kalarõnõn “figüran” rolü
üstlendiğini kaydetti. Ma-
vi, “İşçi ve memur sen-
dikalarının toplusözleş-
me ve görüşmelerde
güçsüz ve etkisiz olma-
sının ana nedeni; işve-
renler karşısında par-
çalı ve dağınık olmala-
rıdır. İşçi sınıfımızın ve
onun bir parçası olan
memurlar, bir konfede-
rasyonun çatısı altında
örgütlenerek kazanılmış
haklarını koruyup ge-
liştirebilirler” dedi.
Toplu görüşmelerde tra-
jik bir oyun oynandõğõnõ
savunan Mavi, 12 Eylül
sonrasõnõn dağõnõklõğõnda
ortaya çõkan sendikala-
rõn, boşluğu fõrsat bilen si-
yasi grupçuklar tarafõn-
dan oluşturulduğunu kay-
detti. Mavi, “Sonuçta ge-
linen noktada demo-
kratik donanımdan yok-
sun, grevsiz, toplusöz-
leşmesiz sendikalara bu
gruplar fit oldular. Yak-
laşık yirmi yıldan bu ya-
na hiçbir ciddi çalışma
yapamadılar. Bir iken
beş altı parçaya bölün-
düler. Dinci, Türkçü-
ırkçı, Kürtçü-ırkçı anar-
ko sendikalist anlayış-
lardan memurların eko-
nomik ve demokratik
haklarını savunmaları
elbette beklenemez” di-
ye konuştu.
Tekstil işçisi geri adım attırdı
Birikmiş alacaklarõ için Tekstil-
Sen öncülüğünde harekete geçen
Ayzi Tekstil işçileri patrona geri
adõm attõrdõ. 3 aylõk maaş, mesai
ücretleri, kõdem tazminatõ ve
asgari geçim indirimi alacaklarõ
için direnen işçiler kazanõma
yaklaştõ. Tekstil-Sen, işçilerin
görünen alacağõ ile mağdur olan
işçilerin hesaplarõnõ karşõlaştõrdõ.
Bugün işyerine gelen yeni
patrona, işçilerin alacaklarõna
karşõlõk 65 bin TL’lik senet
imzalattõrõldõ.
Uşak’ta işçi eylemi
Uşak’ta bir tekstil şirketinde çalõşõrken işten çõka-
rõlan işçiler eylem yaptõ; firmayõ, Cumhurbaşkanõ,
TBMM Başkanõ, Başbakan ile Çalõşma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanõ’na şikâyet etti. Geçen ay iş-
ten çõkarõldõğõ öğrenilen bir grup işçi, İsmet Pa-
şa Caddesi’ndeki PTT önünde eylem yaptõ. Po-
lisin güvenlik önlemleri aldõğõ eylemde işçiler adõ-
na açõklama yapan Türkiye Tekstil Örme ve Gi-
yim Sanayii İşçileri Sendikasõ (TEKSİF) Ör-
gütlenme Sorumlusu Asalettin Arslan, hukuk dõ-
şõ olduğunu iddia ettiği işten çõkartõlmalarõn dur-
durulmasõnõ, işçilerin bir an önce işe geri dön-
melerinin sağlanmasõnõ istediklerini söyledi.
Çalışanların
hakları gaspedildi
Türkiye Diyanet ve Vakõf Çalõşanlarõ Sendikasõ
(Din-Bir-Sen) Genel Başkanõ Lütfi Şenocak, top-
lu görüşme sürecinin kamu çalõşanlarõnõn zara-
rõna sonuçlandõğõnõ ifade ederek, “2 milyonu aşan
memuru toplu görüşme masasında temsil et-
mek üzere yetki alan sendikalar, yetkili kon-
federasyon tartışması yapmaktan, sendika ai-
datlarına zam istemekten memura zam için
pazarlık yapamadılar. Çalışanların hakları
Kamu İşveren Kurulu ve sendikalar tarafın-
dan gasp edildi” dedi.
İşsağlığıyönetmeliği
yargıya taşınacak
TMMOB, İşyeri Sağlõk ve Güvenlik Birimleri ile
Ortak Sağlõk ve Güvenlik Birimleri Hakkõnda Yö-
netmelik’te yapõlan düzenlemeler için yargõya
başvurmaya hazõrlanõyor.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanõ Mehmet So-
ğancı, yaptõğõ açõklamada, Türkiye’de kayõt dõ-
şõ işyerleri hariç her gün ortalama 250’nin üze-
rinde iş kazasõ yaşandõğõnõ ve bu kazalardan 4’ün-
de ölüm yaşandõğõnõ ifade etti.
Ülkede 2 dakikada bir iş kazasõ yaşandõğõna dikkati
çeken Soğancõ, bu nedenle ülkede, işçi sağlõğõ ve
iş güvenliği tedbirleri alõnmasõnõn devletin acil gö-
revlerinden biri olduğunu vurguladõ.
Toplugörüşmelerdesonuçalõnmamasõsendikalarõnbirliktehareketetmemesinebağlandõ
Sendikalar figüran kaldõ
Günlerdir
çeşitli eylemler
yapan
işçiler
sonunda
ödeme
sözü
aldı.
GREVCİ GAZETECİLER EYLEME ARA VERDİ
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Eylemlerin nedenini işe giriş ücretlerindeki farklõlõk ve işverenin
‘fazla çalõşma’ tanõmõnõ değiştirmek istemesi oluşturuyor