24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN A.Tuğluk’a Soracak Hiçbir Kürt Yok mu? asirmen@cumhuriyet.com.tr CHP’li Yõlmaz Ateş, protokollerin Obama Türkiye’ye gelmeden önce paraf edildiğini söyledi Obama istedi, AKP açõldõ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Muhalefet partilerinin “dış kaynaklı” eleştirisini yönelttiği AKP hükümetinin Kürt ve Ermeni açõlõmlarõyla, ABD Başkanõ Oba- ma’nõn 6 Nisan’da TBMM’de yap- tõğõ konuşmasõndaki “tavsiyele- ri”in örtüşmesi dikkat çekiyor. CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş ise Atlantic Council’in kõdemli uzmanõ David Phillips’in Obama’nõn Türkiye ziyaretinden yaklaşõk 1 ay sonra ABD Dõşiliş- kiler Komitesi’nde yaptõğõ konuş- mada, iki ülke arasõndaki ilişkilerin normalizasyonuna ilişkin protoko- lün 2 Nisan’da paraf edildiği yö- nünde bilgi verdiğine işaret ederek, “Obama, 7 Nisan’da İstanbul’da, Türk ve Ermeni resmi makam- ları ile buluştuğunda, anlaşmanın hiçbir önkoşula bağlı olmadığı garanti edilmişti” dedi. Obama, TBMM’de 6 Nisan’da yaptõğõ konuşmada Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini, Türki- ye’nin birçok önemli reform yaptõ- ğõna işaret ederken, Kürtçe televiz- yon yayõnõndan övgüyle söz etmiş- ti. Obama, Kürt sorunu, Ruhban Okulu’nun açõlmasõ ve Ermenis- tan’la ilişkilerin normalizasyonu konularõnda mesajlar vermişti: CHP’li Ateş ise, hazõrladõğõ “Irak Kürtleri ile Türkler arasında Gü- ven İnşası” konulu raporu Türki- ye’de tartõşma yaratan düşünce ku- ruluşu Atlantic Council yöneticisi David Phillips’in Obama’nõn Tür- kiye ziyaretinden 1 ay sonra ABD Temsilciler Meclisi Dõşilişkiler Ko- mitesi’nin Avrupa Altkomitesi’nde yaptõğõ konuşmaya dikkat çekti. Ateş, Phillips’in Ermenistan’la Tür- kiye arasõndaki protokolün, Obama Türkiye’ye gelmeden önce paraf edildiğini ve Obama’nõn da buna da- yanarak, Meclis’te ve İstanbul’da tavsiyelerde bulunduğuna işaret et- ti. Protokolün 2 Nisan’da paraf edil- mesi ve yol haritasõnõn 22 Nisan’da açõklanmasõna karşõn, Tayyip Er- doğan’õn Azerbaycan’da, “Karabağ sorunu çözülmeden sınırlar açıl- mayacak” güvencesi verdiğine işa- ret eden Ateş, “Türkiye Cumhuri- yeti, kurulduğu günden bugüne kadar bu duruma düşmedi. Çün- kü hem ülke çıkarlarına aykırı olan bu belgeyi imzalıyor, hem de Obama’ya ‘ön şart olmayacak’ di- ye söz veriyor. Sonra da çıkıp hem kendi halkına, hem de dost bir ülkenin halkına yalan söylüyor. Biz bundan sonra ne Dışişleri Ba- kanı’na, ne Başbakan’a inanma- lıyız. Okyanus ötesindeki danış- manlar ne diyorsa onu dikkate al- mamız gerekiyor” diye konuştu. Konuşma halen internette Phillips’in konuşmasõnõn halen alt komitenin resmi internet sitesin- de durduğunu da belirten Ateş’in ver- diği bilgiye göre, Phillips, konuş- masõnda şu görüşlere yer veriyor: “ABD-Türkiye ilişkileri açısın- dan Türk-Ermeni ilişkileri çok önemlidir. ABD açısından Türki- ye, hayati derecede önemlidir, an- cak ABD’nin, Ermenistan’la da çok önemli ilişkileri vardır. 22 Nisan’da, ilişkileri normalize et- mek amacıyla, duyurulan çerçe- ve anlaşması ve yol haritası, po- tansiyel olarak tarihi bir atılımdır. ABD’nin arabuluculuğu ile so- nuçlandırılmış bir doküman, Türk ve Ermeni resmi makamları ta- rafından 2 Nisan’da paraf edildi. Karşılıklı tanımayla ilgili protokol var, bir tane de normalizasyonla ilgili olanı var. Alt komiteler oluş- turulması konusunu da kapsıyor ve zaman çizelgesi içeriyor.” Ateş, Ermenistan’la Türkiye arasõndaki ilişkilerin ‘normalleştirilmesine’ ilişkin protokollerin 2 Nisan’da paraf edilip 22 Nisan’da kamuoyuna açõklandõğõnõ belirtti. Hükümetin açılımlarıyla, Obama’nın TBMM’deki konuşmasındaki “tavsiyeleri”nin örtüşmesi dikkat çekiyor. Dış Haberler Servisi - AKP hü- kümetinin “Ermeni açılımı” dünya basõnõnda geniş yer buldu. İngilte- re’de yayõmlanan Times gazetesi, ko- nuyla ilgili yorumunda, “Türkiye ile Ermenistan arasındaki görüşme- ler, belki daha çok sembolik. An- cak, özellikle Türkiye tarafından, yapılması kolay olmayan bir jest anlamına geliyor” diye yazdõ. Türkiye’nin Ermenistan’la ilişki- leri normalleştirmek amacõyla im- zaladõğõ protokol, dõş basõnda büyük yankõ buldu. Gelişmelerin AB’de bile sanõldõ- ğõndan daha büyük bir etkisi olaca- ğõnõ belirten İngiliz Times gazete- si haberle ilgili yorumda Türkiye ile AB arasõndaki ilişkileri de kolay- laştõracağõ kaydedildi. Yorumda, “İsveçli yetkililerin arabuluculu- ğunda sağlanan ve nisan ayından beri şekillenen anlaşma, Türkiye, Karabağ konusunda ilerleme sağ- lanması gerektiğinde ısrar etse de soykırımı veya dondurulmuş Karabağ ihtilafını bir kenara bı- rakıyor” denildi. ABD’de yayõmlanan Wall Stre- et Journal gazetesi de Türkiye ile Ermenistan arasõnda varõlan muta- bakatõn “ilk gerçek ilerleme” ol- duğunu yazarken yine Amerikan New York Times gazetesi, iki ülke arasõnda bir yõldõr süren görüşmeler sonucunda büyük ilerleme kayde- dildiğini, 1915 olaylarõna ilişkin iki tarafõn farklõ görüşlerinin “şimdilik bir kenara bırakıldığını” belirtti. ABD’li Associated Press haber ajansõ protokol metinlerinde 1915 olaylarõ için bir tarih komisyonu kurulacak olmasõnõn Türkiye için “ufak bir zafer” niteliği taşõdõğõnõ belirtti. Ajans, yine de bu konunun iki ülke arasõndaki en önemli ihtilaf maddelerinden biri olmayõ sürdüre- ceğini belirtti. New York Times (NYT), Türki- ye’nin Ermenistan’la ilişkilerin dü- zeltilmesi konusunda hem müttefi- ki ABD’nin hem de katõlmayõ umut ettiği Avrupa Birliği’nin yoğun bas- kõsõ altõnda olduğuna değindi. Ga- zete, protokolün yürürlüğe girmesi- nin ardõndan sõnõrõn açõlacağõnõ ve bunun da Ermenistan ekonomisini destekleyeceğini yazdõ. Çin’in önde gelen yayõn organla- rõndan Xinhua da Türkiye’nin yurt- dõşõndan karşõ karşõya kaldõğõ bas- kõlara dikkat çekerek sürecin başa- rõya ulaşmasõ durumunda Batõ’nõn Güney Kafkasya’daki ağõrlõğõnõn artacağõnõ bildirdi. Erivan merkezli Kafkas Basõn Enstitüsü Direktörü Alexander İs- kandaryan da sürecin sonunda AB’nin Ermeni mallarõ için bir pa- zar olacağõnõ ve Türkiye’nin de bir köprü görevi göreceğini belirtti. Rusya, Türkiye ile Ermenistan arasõndaki mutabakatõ memnuni- yetle karşõladõğõnõ duyurdu. DIŞ BASIN ‘Anlaşmazlıklar bir kenara bırakıldı’ Hükümet umudunu Minsk sürecine bağladı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Hükümet, Türkiye ile Ermenistan ara- sõnda paraflanan iki protokolle hõzlandõrdõğõ Ermeni açõlõmõnda umudunu, Karabağ sorununun çözümü için faaliyet gösteren AGİT’in Minsk sürecine bağla- dõ. Ermeni açõlõmõnõn belirleyicisi işgal altõndaki Azeri topraklarõ olacak. Protokolün Türkiye ile Er- menistan arasõndaki sõnõrõnõn 2 ay içinde açõlmasõnõ öngörüyor olmasõ, bunu Karabağ’da işgalin sona er- mesine bağlamõş olan Türkiye’nin elini zora soktu. İşte bu nedenle hükümet protokollerin imzalanacağõ 6 haftalõk süre içinde işgal altõndaki Azeri topraklarõ konusunda adõm atõlmasõ için diplomatik girişimleri- ni hõzlandõracak. Bu bağlamda Dõşişleri Bakanõ Ah- met Davutoğlu, önceki gün Minsk sürecinin eşbaş- kanlarõ olan Rus ve Fransõz mevkidaşlarõ ile birer te- lefon görüşmesi yaparak, “çözüm için ivedi adım atılmasını” istedi. Ancak, Türkiye 6 hafta içinde Minsk grubunun girişimiyle doğrudan Karabağ’da iş- galin sona erdirilmesi yönündeki beklentileri gerçek- çi bulmuyor. Ankara bunun yerine Ermenistan ile Azerbaycan arasõnda ele alõnmakta olan ve Karabağ çevresinde Ermeni işgali altõndaki 7 bölgeye ilişkin bir çözüm çerçevesi oluşturulmasõnõ istiyor. AÇILIM ZORA GİREBİLİR Baklanın ağızdan çıkarılmasına hiç şaşmadım. Bu- nun olacağını yıllardır adım gibi biliyordum. Beni şaşırtan “ayrılık” konusunu kamuoyu önün- de ilk telaffuz eden kişinin, DTP’nin görece ılımlı (ılım- lısı buysa!) kişisi Aysel Tuğluk olması. Aslında bu- na da şaşırmamak gerekirdi ya; o da benim aymaz- lığım. DTP’yi demokratik bir açılımın muhtemel adresi ola- rak, elden geldiğince kollamaya çalışıyoruz. Aslında gerçekten içtenlikli bir sürecin oluşması için bunun da yapılmaması gerek. Örneğin Ahmet Türk’ün PKK’yi kastederek söylediği şu söze ne demeli: - ....canını vererek mücadele edenler müzakerenin içinde olmalıdır... Bu sözlere, bizdeki liberal etiketli dangalaklar da katılıyorlar, onlara göre PKK muhatap olmalıdır. Neden? Nedenini de, Ahmet Türk açıklıyor: - Çünkü onlar, canlarını vererek mücadele edi- yorlar... Biz de o zaman deriz ki, - Sizler de gidip TSK ile müzakere edin, çünkü o da canını vererek mücadele ediyor! Bu yanıta hangi mantıkla karşı çıkılabilir? Kimse öküz altında buzağı aramasın! Mantıksızlı- ğa etnik kılıf icat edecek değiliz, çünkü yalnız A. Türk değil, liberaller de TSK’nin konuşmasını demokrasi- ye aykırı, terör örgütü PKK ile müzakereyi demok- rasiye uygun bulan mantığın sahipleridirler. Konuyu ciddi konuşmak, DTP’nin bu mantıksız- lıklarını görmeyi de gerektirir. Neyse gelelim “ayrılığı konuşmayı” öneren Sayın Tuğluk’a... Yukarıda da belirttiğim gibi, yıllardır, bu tartışma- nın kaçınılmaz olduğunu düşünürüm, dolayısıyla konuşulmasına karşı değilim. Yalnız ciddi, bilgili ve sorumlu insanlar bir şeyi te- laffuz ederken, bunun ne anlama geldiğini, hangi so- nuçları doğuracağını düşünmek zorundadırlar. Tek- lifi yapan Türk de olsa, Kürt de olsa bu sonuç de- ğişmez. Bu teklifin gerçekleşmesini istemeyenler ise her şeyden önce kendi etnik ya da ulusal kökenin- den olana hesap sormak zorundadırlar. Çünkü, herkes ancak kendi tarafındakini ikna edip caydırabilir. Zaten Kürtler Türklerle, Türkler Kürtlerle yaşamak istemiyorlarsa, onları kendi dışlarından caydırabile- cek hiçbir güç yoktur. Bu yüzden diyoruz ki, sorunun özü, bu iki halk ara- sında birlikte yaşama iradesinin var olup olmadığı- dır. Bu irade yoksa, ayrılık kaçınılmazdır. Ama ayrılık sözünü telaffuz eden, anlamını da bil- melidir. Bu gerçeği Tuğluk’a anımsatmak da Kürt kardeş- lerimize düşer, bize değil. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da, Ada- na’da ya da Mersin’de hayatını idame ettiren hiçbir Kürt vatandaşı yok mudur, A. Tuğluk’a şunları so- racak: “Aysel Hanım kardeşim! Ayrılık ne anlama gelir biliyor musun? Türkler ile Kürtler kardeşçesine birlikte yaşamak ye- rine, ayrılırlarsa, bizim gibi İzmir’deki, Mersin’deki, Ada- na’daki, Antalya’daki, Ankara’daki, İstanbul’daki, Bur- sa’daki Kürt kökenli insanların hali nice olacaktır? Sen partinin aldığı oy oranına bir bak da düşün! Ne dersin Türkiye’de yaşayan Kürtlerin çoğunluğu ayrı- lık önerisine evet der mi? Bunu düşünmeden ‘ayrılık’ lafını telaffuz etmen, de- mokratik taleplerimizin ülkenin çoğunluğunca kuşkuyla karşılanmasına yol açmaz mı? Bu durumda insanlar: - Bunların asıl amaçları ayrılık, neden daha fazla kay- nak aktaralım demezler mi? Sen ayrılık lafını telaffuz ettikten sonra, bizlerin ül- kenin değişik bölgelerine yerleşmemiz, yarın orada da çoğunluk elde ederek, orayı da ayırmaya çalışacağı- mız kuşkusunun insanların çoğunluğunda yerleşme- sine neden olmaz mı? Bu durumda bizim yurdun dört bir yanında ekmek kapısı aramamız zor, hatta imkânsız olmaz mı? Bütün bu koşullar altında senin bu dile getirdiğin olasılık, biz Kürtlerin yararına mıdır, yoksa zararına mı?” Bilmem bunu Aysel Tuğluk’a soracak bir Kürt çı- kacak mı? Bu onların bileceği ve yapacağı bir iş, demokrat ola- rak bize düşmez tabii ki... SARKİSYAN MUTABAKATI DEĞERLENDİRDİ ‘Soykırım konusu önkoşul değil’ ERİVAN/BA- KÛ/WASHING- TON (ANKA) - Er- menistan Cumhur- başkanõ Serj Sar- kisyan, Türkiye ile varõlan mutabakatõ değerlendirirken 1915 olaylarõnõn iliş- kilerin normalleş- mesinde “engel” ya da “önkoşul” olma- dõğõnõ, “soykırım” konusunda taviz vermediklerini belirtti. “Tarihi adaletin yerini bul- ması önemli. Halklarımızın aralarındaki engelleri aşıp normal ilişkiler geliştirmesi de önemli” diye konuşan Sar- kisyan, “Biz soykırımın ta- nınmasını diplomatik ilişki için önkoşul olarak görmüyo- ruz” açõklamasõnõ yaptõ. Bu yaklaşõmõn soykõrõm tartõşmalarõ konusunda bir “taviz” olduğu yorumlarõnõ reddeden Sarkis- yan, “Bir soykırım oldu, uz- manlar bunun var- lığını kabul etti, bulgular bunu ka- nıtlıyor” iddiasõnda bulundu. Sarkis- yan’õn Karabağ’õn “bağımsızlık günü” dolayõsõyla yayõm- ladõğõ mesajda da “Bugün Karabağ Cumhuriyeti, yapı- larıyla, ordusuyla ve daha önemlisi, kendi ka- derlerinin efendisi olan va- tandaşları ile tam bir devlet- tir” ifadesi dikkat çekti. ABD’nin önde gelen Ermeni kuruluşlarõndan Amerika Er- meni Ulusal Komitesi (ANCA) ise, Senato ve Temsilciler Mec- lisi’ne gönderdiği notta, “Er- menistan’a tehlikeli tavizler vermesi için baskı” yapõldõğõ- nõ öne sürerek “soykırım” ta- nõnmadõğõ sürece iki ülke ara- sõnda kalõcõ ilişkinin olamaya- cağõnõ savundu. CHP LİDERİ BAYKAL’DAN PROTOKOL ŞARTI ‘İşgal sona ermeden onay vermeyiz’ A N K A R A (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Türkiye ve Ermenistan arasõn- da imzalanan pro- tokole, Ermenis- tan’õn Azerbay- can’daki işgali sona ermedikçe Mec- lis’te onay verme- yeceklerini söyledi. CHP Merkez Yönetim Kuru- lu’nun, Genel Başkan Deniz Baykal başkanlõğõndaki toplan- tõsõnda Türkiye ve Ermenistan arasõnda imzalanan protokol de değerlendirildi. Baykal, proto- kolle Türkiye’nin yapacaklarõnõn yazõlõ taahhüt altõna alõndõğõnõ ancak Ermenistan’õn Azerbay- can’da işgal ettiği topraklardan çekilmesine ilişkin bir güvence vermediğini belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn ko- nuya ilişkin Azerbaycan’a ver- diği güvenceleri anõmsatan Baykal, gelinen noktanõn bu güvence ile çelişti- ğini vurguladõ. Pro- tokolün TBMM’ye gelmesinin bir lütuf değil, uluslararasõ anlaşmalar için ana- yasal bir zorunluluk olduğunu ifade eden Baykal, “Ermenis- tan’ın Azerbaycan’daki işga- li sona ermedikçe Meclis’te onay vermeyiz” dedi. Toplantõda Kürt açõlõmõ ça- lõşmalarõ ve DTP’nin önceki gün Diyarbakõr’da düzenlediği mitingine yönelik değerlendir- melerde de bulunan Baykal, “Ön hazırlık yapılmadan or- taya atılan Kürt açılımı söy- lemi etrafında toplum bölün- meye başlamıştır. Gelinen noktada bu sürecin, açılımın netice vermeyeceği ortaya çık- mıştır” görüşünü savundu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear