Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
‘Pasif Laikliğin’
Jeopolitiği
29 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
Sosyal demokrasinin kalesi olan Alman partisinde, seçim yenilgisi iç çekişmeyi ateşledi
SPDiçsavaşõneşiğinegeldi
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Seçim sonuçlarõnõn
açõklanmasõyla birlikte ağõr bir tartõş-
ma ve bekleyiş içine girdiği gözlenen
Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin
(SPD) üst yönetiminde önemli deği-
şikliklere gidilebileceği belirtildi.
Başarõsõzlõktan sorumlu tutulan kad-
ronun önderlerinden ve seçime
SPD’nin başbakan adayõ olarak katõ-
lan Dõşişleri Bakanõ Frank-Walter
Steinmeier, yüzde 23’lük başarõsõz-
lõğõn üstü örtülemeyecek kadar açõk ve
ağõr olduğunu kabul ederken, “Son
yıllardaki gelişmeler üzerine acil bir
biçimde konuşmamız gerekiyor”
dedi. SPD Genel Başkanõ Franz
Müntefering ise partinin iç tartõş-
malarla zaman yitirmemesi gerektiğini
belirterek “SPD, Federal Meclis’te
muhalefet olarak kendi sosyal de-
mokrat duruşunu açık bir biçimde
dile getirmelidir” dedi.
Müntefering, partisinin geniş bir
yelpazeye dayandõğõnõ ve belli bir yöne ka-
yõlmamasõ gerektiğini savunurken, “Küçük
belli grupların çıkarına odaklanmış bir
parti olmak istemiyoruz. Sorumluluk
alan bir kitle partisi olmak istiyoruz” di-
ye konuştu. SPD Genel Başkanõ, partisinin
11 yõllõk hükümet ortaklõğõnda Almanya için
iyi bir dönem yarattõğõnõ ileri sürerek, bu yõl-
larõn politikasõnõn inkâr edilmesine izin ve-
rilemeyeceğini ifade etti.
Muhalif sesler yükseliyor
Ancak parti içinde eski Başbakan Gerhard
Schröder çizgisinin devamõ niteliğindeki
üst yönetime yönelik tepkilerin giderek bü-
yüdüğü ve yayõldõğõ gözden kaçmõyor. Mün-
tefering ile birkaç yõl önce büyük bir sürtüş-
me yaşayan sol kanattaki kadõn politikacõ-
lardan ve SPD Başkan Yardõmcõsõ Andrea
Nahles, sosyal demokratlar için yeni bir yö-
nelimin şart olduğunu vurguladõ. Adõ partinin
yeni başkan adaylarõ arasõnda da geçen Nah-
les, sosyal demokrat duruşa dönülmesini is-
teyerek, sosyal demokrat seçmenin elden
kaçõrõldõğõnõ savundu. Sol kanadõn etkili ismi,
“İnsanlara daha yakın olmalıyız. Ama
önce kendi dükkânımızı derleyip topla-
mamız gerekiyor” dedi.
Bu arada partinin gençlik örgütü Juso’nun
sol talepleriyle dikkat çeken kadõn başkanõ
Franziska Drohsel de tarihsel bir yenilgi alan
SPD’nin, “şimdiye kadar olduğu gibi devam
etmesinin mümkün olmadığını” bildirdi.
Drohsel, SPD’nin radikal bir yenilenme içi-
ne girmesini ve sosyal demokrat duruşa ağõr-
lõk vermesini de istedi.
Wowereit: Yenilenme zamanı
Berlin Eyalet Başbakanõ ve SPD’nin 2013
için başbakan adaylarõndan kabul edilen
Klaus Wowereit, parti içinde bir gençleş-
tirme ve yenilenme atağõ için zamanõn gel-
diğini vurguladõ. Birçok eyaletten ve orta ka-
demedeki kadrolardan benzer taleplerin gel-
mesi, partinin yakõn gelecekte yoğun tartõş-
malara sahne olacağõnõ gösteriyor. Franz
Müntefering ve Frank-Walter Steinmeier baş-
ta olmak üzere, parti üst yönetimine egemen
olan neoliberal çizgideki isimlerin ise gö-
revlerinden ayrõlma talepleriyle daha sõk kar-
şõ karşõya gelecekleri belirtiliyor.
Seçimlerden yüzde 12 gibi kendi hedefi-
nin de üzerinde bir başarõyla çõkan Sol Par-
ti ve başkanõ Oskar Lafontaine’in SPD’nin
sosyal demokrat köklerine dönme çağrõlarõ
devam ederken yüzde 10’u geçerek başarõ ka-
zanan Yeşiller Partisi de yeni hükümetin uy-
gulamalarõna karşõ “tavizsiz muhalefet”
yapõlacağõnõ bildirdi. Gelişmeler, sadece
SPD’de değil, bir bütün olarak Alman solu
içinde önümüzdeki günlerde tarihsel bir he-
saplaşma yaşanacağõnõ gösteriyor.
Almanya’da önceki gün ya-
põlan genel seçimlerde yõl-
dõzõ parlayan siyasetçi Hür De-
mokrat Parti (FDP) lideri Guido
Westerwelle oldu.
Sağcõ FDP yüzde 14.6’lõk oy
oranõyla tarihinin en büyük başa-
rõsõnõ elde ederken Westerwel-
le’nin yeni hükümette dõşişleri
bakanlõğõ ve başbakan yardõmcõlõğõ
koltuklarõna oturmasõ bekleniyor.
Böylece, Almanya’nõn ilk kadõn
başbakanõ olan Angela Merkel’in
ikinci dönemindeki yardõmcõsõ,
eşcinsel olduğunu açõkça belirten
ilk siyasi lider olan Wes-
terwelle olacak.
47 yaşõndaki FDP lideri, avukat
olduktan sonra 1996’da siyasete
atõlarak federal parlamentoya se-
çildi ve 8 yõldõr FDP’nin liderliğini
yürütüyor. Sevgilisi Michael
Mronz ile konserlere gitmekten ve
çağdaş sanat eserlerinden hoşlanan
Alman siyasetçi, aynõ zamanda
sportmen kişiliğiyle öne çõkõyor ve
genç seçmenlerin ilgisini partisine
çekmesi nedeniyle başarõlõ bulu-
nuyor. Parti taraftarlarõna seslenen
Westerwelle, sorumluluk almaya
hazõr olduklarõnõ belirterek “Al-
manya’nın yönetilmesine yar-
dımcı olmak istiyoruz. Çünkü
Almanya’da adil bir vergi siste-
mini, daha iyi eğitim olanakla-
rını ve vatandaşlık hakla-
rına yeniden saygı du-
yulumasını istiyoruz”
diye konuştu.
FDP, Türkiye’nin AB
üyeliğine ilkesel olarak
karşõ çõkmamakla birlikte,
Ankara’nõn AB kriterlerine
uymanõn çok uzağõnda olduğu-
nu vurguluyor.
8 YILDIR FDP’NİN LİDERLİĞİNİ YÜRÜTÜYOR
‘Komünizm’ anayasadan çıkarıldı
Dış Haberler Servisi - Kuzey Kore’de anayasada
yapõlan değişiklikle, komünizme yapõlan atõflar
kaldõrõldõ, Devlet Başkanõ Kim Jong-il’in yetkileri
daha da arttõrõldõ ve “önce ordu” ideolojisi öne
çõkarõldõ. Kamuoyuna dün açõklanan değişikliklere
göre anayasada ilk kez “Kuzey Kore’nin insan
haklarõna saygõ duyacağõ” ifadesi de yer aldõ.
Yeni anayasada “Başkan tüm ordunun en yüksek
generalidir ve tüm ülkeye komuta eder” denildiği
kaydedildi. 1998 tarihli eski anayasada ise
başkanõn sadece devlet meselelerini gözettiği
belirtiliyordu. Analistler, söz konusu değişiklikleri
Kuzey Kore’nin uluslararasõ imajõnõ iyileştirmeye
çalõşmasõyla açõklõyor.
Merkel’inrüyasõkâbusolabilir
Almanya Başbaka-
nõ Angela Mer-
kel’in, partisi Hõristiyan
Demokrat Birlik’in
(CDU) oylarõnõ tarihinin
ikinci en düşük düzeyine
çekmesine rağmen se-
çimden yine başbakan ola-
rak çõkmasõ şaşõrtõcõ ol-
madõ. CDU ile Bavye-
ra’daki kardeş partisi Hõ-
ristiyan Sosyal Birlik
(CSU) oylarõn yüzde
33.8’ini alõrken, bu iki
Hõristiyan demokrat par-
tiden kaçan oylarõn sağcõ
Hür Demokrat Parti’de
(FDP) toplanmasõ, Merkel’in baş-
bakanlõğõnõ korumasõnõ sağladõ.
Yüzde 14.6 ile eşsiz bir zafere im-
za atan FDP Genel Başkanõ Guido
Westerwelle, Merkel ile birlikte he-
men koalisyon görüşmelerine baş-
layacaklarõnõ söyledi. Böylece sağ
partiler, Federal Almanya tarihinin
yaklaşõk yüzde 71 ile en düşük katõ-
lõmlõ seçiminden iktidar çõkarmayõ
başarmõş gözüküyor. Ancak sağ par-
tiler ile sol kanattaki Almanya Sos-
yal Demokrat Partisi (SPD), Sol
Parti ve Yeşiller arasõndaki oy ora-
nõ farkõnõn sadece
yüzde 3 civarõnda
olmasõ, Merkel-
Westerwelle politi-
kalarõnõ törpüleye-
bilecek bir seçenek
olarak yorumlandõ.
Sosyal haklar
kısıtlanabilir
Angela Merkel
ve yeni yardõmcõsõ
Guido Westerwel-
le’nin neoliberal
ekonomi politika-
larõnõ acil olarak
gündeme getireceklerine kesin gö-
züyle bakõlõyor. Nitekim, “Koalis-
yon anlaşmasını bir ay içinde ta-
mamlarız” diye konuşan CDU
Genel Sekreteri Ronald Pofalla, ye-
ni ortak FDP’nin taleplerini karşõ-
larcasõna, “Vergi yükünü iki aşa-
mada ve 15 milyar Avro tutarın-
da indirmeyi planlıyoruz” dedi.
İktisat ve maliye uzmanlarõ ise
kriz nedeniyle kamu gelirlerinin
düşmesi ve batan bankalara mil-
yarlarca Avro’luk kamu fonu ak-
tarõlmasõ nedeniyle giderler sõçra-
ma gösterirken vergi indirimine
gitmeyi “kötü bir şaka” olarak ni-
telendirmişti. Merkel-Westerwel-
le hükümetinin, sistemin çökmesini
önlemek amacõyla bankalara ak-
tarõlan ve trilyonu bulacak fonla-
rõ finanse etmek içinse, sosyal gü-
venlik alanõndaki kazanõmlarõ tõrp-
anlamak dõşõnda bir öneri getire-
mediği gözleniyor. Bu durumda
yeni koalisyonun, düşük ücretli ça-
lõşanlardan, sayõlarõnõn patlama
göstererek yõl sonunda 5 milyonu
aşacağõ belirtilen işsizlerden ve 20
milyonu aşkõn emekliden oluşan
geniş halk kitlelerinin reel gelir-
lerini ve sosyal haklarõnõ azaltma
yoluna gideceği öngörülüyor.
Alman Sendikalar Birliği Başkanõ
Michael Sommer, gelişmeleri ya-
kõndan izleyeceklerini ve çalõşan-
larõn haklarõna yönelik müdahale-
leri yanõtsõz bõrakamayacaklarõnõ
belirtirken, Alman Sanayiciler Bir-
liği koalisyonu desteklediğini açõk-
ladõ. Bu açõklamalarõ duyuran Al-
man medyasõ, önümüzdeki aylarda
sendikalarõn sokaklarõ õsõtacağõ ve
“Merkel’in rüya hükümetinin
kâbusa dönüşebileceği” yorum-
larõna yer verdi.
Almanya’da yüzde 10’dan fazla oy kaybı,
SPD’de hayal kırıklığıyla birlikte, özellikle sol
kanat ve gençlerde hareketlenmeye yol açtı .
Neoliberal çizgideki parti yönetimine tepkiler
artarken seçimlerde başarı kazanan Sol Parti ve
Yeşiller Partisi “tavizsiz muhalefet” çağrısı yaptı.
Sol Parti’nin büyük çıkışı taraftarlarını sevindirdi.
Westerwelle’nin
yıldızı yükseldi
Westerwelle (solda)
sonucu hayat arkadaşıyla
kutladı. (Fotoğraf: AP)
Merkel zaferini bir buket
çiçekle kutladı. (AFP)
(Fotoğraflar: AP)
T.C. ADALET BAKANLIĞI ANTALYA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2005/13446 Esas
Bir borçtan dolayõ dosyamõzdan hacizli bulunan ve aşağõda cinsi, kõymeti, adedi, evsafi ile satõş şartlarõ belirtilen taşõnmaz Müdürlüğümüzce açõk arttõrma suretiyle satõlarak paraya çevrilecektir. Satõş ilanõ ilgililerin adreslerine tebliğe gön-
derilmiş olup adreste tebliğ edilememesi durumunda veya adresi bilinmeyenler için işbu satõş ilanõnõn gazete ile ilanen tebliği yerine kaim olacağõ ilanen ve tebliğen duyurulur. Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, ade-
di, önemli özellikleri: a)- Antalya ili, Döşemealtõ ilçesi, Kõrkgöz Yeniköy Köyü, Ada: 1703, Parsel: 1, Yüzölçümü: 253.00 m2, Ana Taş. Niteliği: ARSA, Blok/Kat/Giriş-B. B. No: -/ZEMİN/-(Bağ. Böl. No: l), Arsa.
Pay/Payda: 2/69. Bağ. Böl. Niteliği: Dükkân olarak tapuya kayõtlõ olup, dükkânõn tamamõ borçluya aittir. b)- Antalya ili, Döşemealtõ İlçesi, Kõrkgöz Yeniköy Köyü, Ada: 1703, Parsel: 1, Yüzölçümü: 253.00 m2, Ana Taş. Niteliği: ARSA,
Blok/Kat/Giriş-B.B. No:-/ZEMİN/-(Bağ. Böl. No: 2), Arsa Pay/Payda: 4/69, B. Bölüm Niteliği: Dükkân olarak tapuya kayõtlõ olup, dükkânõn tamamõ borçluya aittir. c)- Antalya ili, Döşemealtõ İlçesi, Kõrkgöz Yeniköy Köyü, ada: 1703, Par-
sel: 1,Yüzölçümü: 253.00 m2,Ana Taş. Niteliği: ARSA, Blok/Kat/Giriş-B. B. No: -/l/-(Bağ. Böl. No: 8), Arsa Pay/Payda: 3/69, Bağ. Böl. Niteliği: ASMA KATLI BÜRO olarak tapuya kayõtlõ olup,taşõnmazõn 1/3 hissesi borçluya aittir. d)-
Antalya ili, Döşemealtõ İlçesi, Kõrkgöz Yeniköy Köyü, Ada: 1703, Parsel: 1, Yüzölçümü: 253.00 m2, Ana Taş. Niteliği: ARSA, Blok/Kat/Giriş-B.B. No: -/3/-(Bağ. Böl. No: 15, Arsa Pay/Payda: 6/69, Bağ. Böl. Niteliği: MESKEN olarak ta-
puya kayõtlõ olup Meskenin tamamõ borçluya aittir. BELEDİYE ADRESİNE GÖRE: Kõrkgöz Yeniköy Köyü, 1703 Ada, l No’lu Parsel; Döşemealtõ/Yeniköy Atatürk Caddesi No: 184 adresindeki “Hacõ Hatun-Sultan Altõn Apartmanõ’nõn ol-
duğu yerdir.
İMAR DURUMU: Dosya içerisinde bulunan imar çapõna göre; satõşa konu Antalya İIi, Döşemealtõ İlçesi, Kõrkgöz Yeniköy Köyü, 1703 ada, l No’lu parselin, ayrõk nizamda, kat adedi: 5, saçak seviyesi: 17.50 m. Toplam İnşaat Alanõ Kat
Sayõsõ: 1.50, Taban Alanõ Kat Sayõsõ: 0.30’dur. Yol ve Komşu Çekme Mesafesi: 5 mt. ve 3 mt’dir. Parselin bulunduğu yere tüm belediye hizmetleri, altyapõ hizmetleri getirilmiştir. Ticari alanda kalmaktadõr.
1 No’lu Bağõmsõz Bölümün Vasõf ve Özellikleri. Betonarme karkas yapõ tarzõnda, zemin kat+4 normal kat olarak inşa edilmiş Hacõ Hatun-Sultan Altõn Apartmanõ’nõn zemin katõnda Kuzey-Batõ Cepheli asma katlõ bir dükkândõr, işyeridir.
Brüt alanõ(Asma kat dahil): 60 m2’dir. Tek bölümden ibarettir. Tabanõ seramik kaplõ, tavan ve duvarlarõ kireç badanadõr. Asma katõn tabanõ ahşap döşemedir. Cepheleri demir doğrama, camlõ düz vitrini vardõr. Cephelerinde file kepenk var-
dõr. Elektrik ve su tesisatlõdõr. Halihazõrda, 2 No’lu bağõmsõz bölüm ile birlikte müşterek(Büro-Dükkan) olarak kullanõlmaktadõr. Tamamõ borçluya aittir. Atatürk Caddesi’ne cephesi bulunmaktadõr. Bilirkişi tarafõndan (2/69 Arsa payõ dahil):
90.000,00 TL değer biçilmiştir.
2 No’lu Bağõmsõz Bölümün Vasõf ve Özellikleri: Betonarme karkas yapõ tarzõnda, zemin kat+4 normal kat olarak inşa edilmiş Hacõ Hatun-Sultan Altõn Apartmanõ’nõn zemin katõnda Kuzey Cepheli asma katlõ bir dükkândõr, işyeridir. Brüt
alanõ (Asma kat dahil): 80 m2’dir. Asma katta WC ve lavabosu vardõr. Tabanõ seramik kaplõ, tavan ve duvarlarõ kireç badanadõr. Asma katõn tabanõ seramik kaplõdõr. Cephesi demir doğrama, camlõ düz vitrini vardõr. Cephesinde file kepenk
vardõr. Elektrik ve su tesisatlõdõr. Halihazõrda; 1 No’lu bağõmsõz bölüm ile birlikte müşterek (Dükkân-Büro) olarak kullanõlmaktadõr. Atatürk Caddesi’ne cephesi bulunmaktadõr. Tamamõ borçluya aittir. Bilirkişi tarafõndan (4/69 Arsa Payõ Da-
hil) 80.000,00 TL değer biçilmiştir.
8 No’lu Bağõmsõz Bölümün Vasõf ve Özellikleri: Betonarme karkas yapõ tarzõnda, zemin kat+4 normal kat olarak inşa edilmiş Hacõ Hatun-Sultan Altõn Apartmanõ’nõn 1. katõnda kuzey-doğu cepheli bir bürodur. Brüt 45 m2 alana sahiptir.
içinde; 2 oda, mutfak, hol ve WC bölümleri vardõr. Hol ve WC bölümlerinin 9 No’lu bağõmsõz bölüm ile birlikte müşterek olarak kullanõlmaktadõr. İç ve dõş duvarlarõ sõvalõ ve boyalõdõr. İç kapõlar ahşap doğramadõr. Pencereler PVC doğra-
madõr. Bütün hacimlerin tabanlarõ seramik kaplõdõr. Tavan ve duvarlarõ kireç badanadõr. Elektrik ve su tesisatlõdõr. Taşõnmaz boş olarak kullanõlmaktadõr. Her ne kadar tapu kaydõnda “Asma Katlõ Büro” alarak tescilli ise de halihazõrda asma
katlõ değildir. Taşõnmazõn 1/3 hissesi borçluya aittir. Bilirkişi tarafmdan (3/69 arsa payõ dahil): 60.000,00 TL değer biçilmiş olup 8 No’lu Bağõmsõz Bölümde borçlunun 1/3 hissesine isabet eden bedel: 20.000,00 TL’dir.
15 No’lu Bağõmsõz Bölümün Vasõf ve Özellikleri: Betonarme karkas yapõ tarzõnda, zemin kat+4 normal kat olarak inşa edilmiş Hacõ Hatun-Sultan Altõn Apartmanõ’nõn 4. katõnda Güney-Doğu-Batõ cepheli bir dairedir. Meskendir. Brüt:
100 m2, Net: 83 m2 alana sahiptir. İçinde: 3 oda, mutfak, hol ve WC bölümleri ile 2 balkonu vardõr. Oda tabanlarõ ahşap döşeme kaplõ, tavan ve duvarlarõ kireç badanadõr. Tavan köşelerinde kartonpiyer vardõr. Islak zeminler seramik kaplõ-
dõr. Mutfak tezgâhõ mermer olup, tezgâh altõnda ve üstünde dolaplarõ bulunmaktadõr. İç kapõlar ahşap doğrama, balkon kapõsõ ve pencereler PVC doğramadõr. Elektrik ve su tesisatlõdõr. Taşõnmazda borçlu oturmaktadõr. Taşõnmazõn tamamõ
borçluya aittir. Bilirkişi tarafõndan (6/69 Arsa Payõ dahil): 100.000.00 TL değer biçilmiştir. Taşõnmazlar satõlarak paraya çevrilecektir.
1- Satõş şartlarõ: BİRİNCİ SATIŞ GÜNÜ: 03/11/2009 günü olup, a)- 1 No’lu Bağõmsõz Bölüm Saat: 14.00-14.10, b)- 2 No’lu Bağõmsõz Bölüm Saat: 14.20-14.30. c)- 8 No’lu Bağõmsõz Bölüm Saat: 14.40-14.50 d)- 15 No’lu Bağõmsõz Bö-
lüm Saat: 15.00-15.10 arasõnda Antalya 2. İcra Müdürlüğü adresinde; açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen değerin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõ ile iha-
le olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 13/11/2009 günü aynõ yer ve saatlerde ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Şu kadar ki arttõrma bedelinin taşõnmazõn tahmin edilen kõymetinin % 40’õnõ
bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok arttõrana ihale olunur. Böyle fazla bedel ile alõcõ çõkmaz ise satõş düşecektir. 2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen de-
ğerin % 20’si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. KDV, damga vergisi, tapu harç ve masraflarõ (tapu alõm
ve satõm harcõnõn 1/2’si) alõcõya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye ücreti satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ
belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan
tüm alõcõlar ve kefilleri teklif edilen bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tah-
sil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. (İİK 133. md.) 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa
iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarda numarasõ yazõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. 14/09/2009
(İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 53699
Sizi gerilere, Papa XVI. Benediktus’un 2006 gü-
zündeki Türkiye gezisine götüreceğim…
Gezi, XVI. Benediktus’un, Türkiye’ye “laiklik
dersi” vermesi ile başlamıştı…
Ayakları Türk topraklarına basmadan, uçakta
kendisini izleyen gazetecilere verdiği demeçte Pa-
pa; Ankara’dan “yeni bir laiklik tanımı” beklediği-
ni söylemiş, sözlerini şöyle sürdürmüştü:
“Günümüz Avrupa’sında ‘laiklik’ ile ‘laikçilik’ ara-
sında biz sağlıklı bir tartışma yapıyoruz. Türkiye ile
diyalog, bu tartışmadan geçiyor. Kamu yaşamı ile
geleneksel değerler arasında katı ayrım gerektiren
‘laikçilik’, çıkmaz yol. Yeni bir laiklik tanımına ihti-
yacımız var... Türkiye, laiklik ile gelenek arasında,
hoşgörülü yeni bir yaklaşım bulmak zorunda!”
Papa, Türk laikliği ile niye ilgili?
Papa, Türkiye’deki “laiklik” tanımıyla neden bu
kadar ilgiliydi?
Çünkü mevcut laik sistem; Vatikan’ın, Türki-
ye’deki Hıristiyan azınlıklara, bizzat kendisi tara-
fından tayin edilen “kilise kriterleri” üzerinden -okul,
vakıf vs. gibi konularda- serbest müdahalede bu-
lunmasını engelliyordu.
Ankara’dan her defasında, “Türkiye laik bir
devlettir. Bu hakları biz kendi din vakıflarımıza, der-
neklerimize vermezken size veremeyiz!” yanıtı
alınca kardinaller sıkılıyordu.
Vatikan bu nedenle, Türkiye’deki Hıristiyanlara,
Papalığa uygun yeni bir “din, inanç, ibadet öz-
gürlüğü tanınmasını” istiyordu.
Benediktus, Türkiye’ye çantasında en öncelik-
li talep olarak bunu getiriyor; talebin yerine geti-
rilmesi karşılığında da “havuç makamından”, Tür-
kiye’nin AB üyeliğine -laf ola beri gele!- taş koy-
mayacağını belirtiyordu.
Konunun ayrıntılarını vaktiyle yazdım. Ama unu-
tuluyor…
Prof. Özbudun geçen hafta, “Türkiye pasif la-
ikliğe geçmelidir. Evrensel uygulama bu!” komu-
tunu verince hafızamı yokladım ve “Bu ‘evrensel
düzmece laiklik tariflerini’ ben ilk kez nerede duy-
muştum?” diye düşününce, Papa Benediktus’un
Türkiye seyahatini hatırladım…
Papa o seyahatte yalnız “laiklik-laikçilik” tartış-
masına dikkat çekmekle kalmamış, aynı zaman-
da yeni bir “sağlıklı laiklik” kavramı ortaya atmış-
tı…
“Laiklik” terimi başına ileri geri böyle “sıfat ek-
lemek” modasını, anlayacağınız ilk Papa başlat-
tı!
Papa’ya göre, “din-devlet işlerini ayırmak” -kı-
saca- “hastalıklı laiklik”, namı diğer “laikçilik” olu-
yor…
“Din”, “dini değerler”, “dini umdelere açılan”,
“dinle diyalog kuran” laikliğin adı ise “sağlıklı laik-
lik” oluyordu.
Papa, Türkiye’den de özetle bu “sağlıklı laikliğe”
uyum göstermesini istiyordu...
“Laiklik” konusu bizde yalnız “iç politika” mal-
zemesi yapıldığından, Papa’nın bu ilginç çıkışla-
rı o “tarihi seyahatin” dipnotları arasında kaldı.
Ne var ki “Papa’dan laiklik dersleri” almanın ne
olduğunu iyi bilen İtalyan laikleri ayaklandılar.
“Sağlıklı laikliği” anında masaya yatırıp “Bu da
neyin nesi?” diye sorguladılar. Çizme’nin laik
çevreleri özetle, “Din dogmadır!” demekteydi:
“Kutsal dogmaya dayanan din” ile “diyalog” söz-
cüğü nasıl bir araya gelebilirdi?
‘Tanrı, İsa, Carla adına: Pozitif
laiklik!’
Papa’nın bu “sağlıklı laiklik” açılımı itibar gör-
meyince, bu kez Fransa’nın “süper ihtiraslı” Cum-
hurbaşkanı Sarkozy ile yeni tanım “pozitif laiklik”
devreye sokuldu:
2007 Aralık’ında Vatikan’ı ziyaret eden Sarkozy,
Kutsal Peder’den alkış alan tantanalı çıkışında,
Fransa’nın Hıristiyan mirasını öne sürerek; “Bu bü-
yük Hıristıyanlık mirasına sahip ülke, (din-devlet ay-
rımı güden) ‘militan laiklik’ yerine, (ayrımı boşlayan!)
‘pozitif laikliği’ benimsemelidir!” demekteydi...
Bu kez Fransa solu ile Cumhuriyetçileri hop otu-
rup hop kalktı. “Le Monde” gazetesi 1. sayfada
Sarkozy’yi derhal, “Tanrı, İsa ve Carla Bruni adı-
na!” diye dua eden bir piskopos karikatürüyle ti’ye
aldı. Yorumcular: “Sarkozy’nin ‘pozitif laikliği’,
Papa’nın ‘sağlıklı laikliğinin’ ikiz kardeşidir!” dedi;
“Bundan çıksa çıksa (‘Katoliklikle’ kelime oyunu ya-
pan) ‘kato-laiklik’ çıkar!”
Özbudun’un işte bayrağını taşıdığı “pasif laiklik”,
Papa ile Sarkozy’nin fikir babalığını üstlendiği bu
laiklik çeşitlemelerinin “üçüzünü” oluşturuyor.
Özbudun dünyadaki “yeni evrensel laiklik kav-
ramları” ile “uygulamalarından” bahsediyor ya…
Onlar bunlar…
Papa ile Sarkozy’nin “üfürükten tayyare” tanımları
ve geçen yazıda söz ettiğim “Tony Blair İman Vak-
fı” önermeleri…
Yazıyı Yılmaz Dağdeviren’in gönderdiği bir fık-
rayla bitirelim:
“Kümese müdür aranıyormuş. Tilki de müraca-
at etmiş… Tilkiyi çok beğenmişler ve işe almak is-
temişler. ‘Ne ücret istersin’ diye sormuşlar…
Tilki ‘Ben gülmekten söyleyemeyeceğim. Artık
siz ne verirseniz verin!’ demiş…”
“Evrensel normlara uygun laiklik”; “kümes misali”
Papa’ya, Sarko’ya, Blair’e ve de evet, Türkiye’de
Erdoğan’a emanet.
Kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür.
DENİZ SELÇUK
Kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür.
SATI KÖSEMEHMETOĞLU
nilgun@cumhuriyet.com.tr