Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 2009 PAZARTESİ
10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
G20’lerin Zirvesinin
Ardından
Geçen hafta uluslararası politikada benzeri-
ne pek rastlanmayan sayıda önemli sorunla-
rın çeşitli ‘zirve’lerde tartışma masasına yatı-
rıldığına tanık olduk. Gezegenin baş belası ik-
lim değişiklikleri ile ilgili Londra zirvesi, G20’le-
rin şu anda içinde bocaladığımız finansal kriz-
den çıkılması, yanı sıra bu tür krizlerin yine-
lenmesini engelleyecek önlemlerin alınmasına
ilişkin Pittsburgh toplantısı, Obama’nın baş-
lattığı nükleer silahsızlanma ‘açılımı’, İran ve Ku-
zey Kore’nin nükleer silahlara sahip olma ça-
balarının önlenmesi gibi bir dizi sorun nere-
deyse aynı anda gündeme gelmiş bulunmak-
tadır.
Oysa tüm bu zirve ve toplantıların sonuçla-
rına ‘dağ fare doğurdu’ denilmese de Le Mon-
de gazetesinin tanımlamasıyla bir kez daha so-
mut kararların alınamadığı, sonuçtan çok sü-
recin yansıtıldığı ‘küçük zirveler’ olarak gö-
rünmektedir.
1997 Aralık ayında devreye giren Kyoto
Protokolü’nün ardından gelen, gezegenin ge-
leceğini ilgilendiren yaşamsal bir sorun olan ik-
lim değişikliklerinin önlenmesiyle ilgili somut
adımların atılması beklenen ve ikinci bir milat
olarak görülen Kopenhag toplantısı da (Aralık
09), son derecede önemli gelişmelere karşın,
ne yazık ki, bir kez daha başka bahara ertele-
necek görünmektedir.
Nitekim bugüne kadar iklim konusunda ön-
lemler alınmasında pek istekli görünmeyen
Çin’in sera etkili karbon gaz salımını 2005 yı-
lına kıyasla 2020’ye kadar önemli oranda
azaltacağını açıklaması Birleşik Devletlerin de
konuyu olumlu yaklaşmasına yol açmış bu-
lunmaktadır. Ancak Başkan Obama’nın konuya
sıcak bakmamakta ısrarlı çevrelerin direncini
kırması yine de zaman alacak görünmektedir.
Dünyanın önde gelen ekonomik güçlerinin
yöneticilerinin bir yıldan az bir sürede üçüncü
kez bir araya geldikleri Pitssburgh zirvesinde
ise ülkeler arasında işbirliği ve söz konusu fo-
rumun kurumsallaştırılması amaçlanmakta-
dır. Le Monde’un Pittsburgh özel muhabirleri
Sylvain Cypel ve Arnaud Leparmentier’nin
forumda alınan kararlarla ilgili olarak kaleme al-
dıkları özet şöyle: “Büyüme konusunda henüz
ilerleme kaydedilmiş değildir. G20’lerin nihai
açıklamalarında krizle, ekonominin yeniden
canlandırılmasının önemli geçiş kavşağında bir
araya geldiklerinin altı çizilmektedir. Dünya
ekonomisinin kurtarılmasına yönelik bir yıldan
bu yana alınan önlemler olumlu sonuçlar ver-
miştir. Ancak mengene işsizlik arttığı sürece
gevşetilmemelidir. Çin Başkanı Hu Jintao’nun
‘ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesine
ilişkin çabalar kararlılıkla sürdürülmelidir’ şek-
lindeki yaklaşımı katılımcıların büyük çoğunlu-
ğunun desteğini almıştır. Bir diğer katılımcıya
göre ise G20’ler ekonomik krizin sona ermediği
görüşündedir. Bir başka önemli gelişme finans
sisteminin kurallara bağlanmasıdır. G20 katı-
lımcıları eskinin bankacılık pratiklerine dönül-
mesine karşı olduklarını yinelemişlerdir. Aşırı risk
alınmasına son verilmesi, türev ürünleri pazar-
larının düzene sokulmasının sağlanması da ger-
çekleştirilecektir.”
Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fo-
nu’nda reformlar söz konusudur. IMF, G20’le-
rin danışmanlığı görevini üstlenecektir. Avrupalı
üyeler Çin, Türkiye, Güney Kore gibi ülkelere yer
açacaktır. Zaman zaman skandal boyutlarına
ulaşarak büyük tepkilere neden olan ekonomi-
nin üst düzey yöneticilerinin ücret dışı ikrami-
ye ve primleri belli kurallara bağlanacaktır. Ay-
rıca uluslararası ticarette de bazı iyileştirmeler
söz konusudur.
Ancak G20’lerin yukarıda özetlenmeye çalı-
şılan kararları iki önemli noktada eleştirilmek-
tedir. Bunlardan birincisi nihai açıklama salt bir
politikanın özünü sergilemektedir. Zira G20’ler
alınan kararları uygulama erkinden yoksun-
dur. İkinci nokta ise söz konusu G20 toplantı-
sının yoksulları yok saymasıdır. 1.4 milyar in-
sanın günde 1.25 dolardan az bir parayla ya-
şamaya çalıştığı bir dünyada büyük finans ku-
ruluşlarının yöneticilerinin ücretleriyle ilgilenil-
mektedir. Ayrıca bu yıl yoksul ülkelere sağla-
nacağı taahhüt edilen 33 milyar dolar henüz
ödenmemiştir.
The Economist’in hesaplamlarına göre şu an-
da dünya kamu borçları 35 trilyon, 117 milyar,
897 milyon dolar gibi ürkünç düzeylerdedir. Bu
da yukarıdaki eleştiriler de göz önüne alındığında
iyimser olmaya pek olanak tanımamaktadır.
Bir kuşak arayla yaşanan iki savaşõn çapõ farklõ olsa da benzerliklerin giderek arttõğõ gözleniyor
Afganistan Vietnam’a benzemekte
RUPERT CORNWELL
Bir kuşak arayla iki çatõşma bazõ
yönlerden çok benzer, diğer
yönlerden apayrõ. Ama soru sancõ
veriyor, kafadan atmak ise eskisinden
daha zor. Afganistan, (ABD Başkanõ)
Barack Obama’nõn Vietnam tecrübesi
mi olacak?
Artan Amerikan kayõplarõna rağmen,
Afganistan çok daha ufak boyutlu bir
çatõşma. Şu an yaklaşõk 60 bin ABD
askeri orada konuşlandõrõlmõş
durumda. Vietnam savaşõnõn
doruğunda ise, savaş alanõndaki ABD
gücü yarõm milyonu geçiyordu.
Afganistan şimdiye kadar tahminen
171 milyar dolara mal oldu. Vietnam
ise bugünün parasõyla 686 milyar dolar
tutuyor.
ABD’de zorunlu askerlik olsaydõ zarar
çok daha büyük olabilirdi. Mecburi
askerliğin artõk olmadõğõ gerçeği,
Afgan savaşõnda kamuoyu tepkisinin
hemen hemen hiç olmamasõnõn temel
nedeni. Afganistan’daki kayõplar,
Vietnam’da ölen 58 bin ABD
askerinin küsuratõnõ oluşturuyor. Dün
itibarõyla, Afganistan’da 842
Amerikalõ hayatõnõ kaybetti.
İki çatõşma için sunulan gerekçeler de
çok farklõ. Vietnam savaşõ, Güneydoğu
Asya ülkelerinden biri komünist
olursa, diğerlerinin de onu takip
edeceğini öngören “domino teorisi”
adõna yürütülmüştü. Afganistan ise, 11
Eylül 2001 terör saldõrõlarõna cevaben
düzenlenmiş bir soğuk savaş sonrasõ
çatõşmasõ.
Yine çarpık rejim
destekleniyor
Ama yine de benzerlikler kaygõ verici.
İki savaş da resmi olarak 8 yõl sürdü:
Vietnam 1965’ten 1973’e, Afganistan
ise 2001’den 2009’a (ve sürüyor). Her
iki savaş da uzaktaki Asya ülkelerinde
açõldõ. Eski Güney Vietnam’da olduğu
gibi Washington, Afganistan’da da
vatandaşlarõnõn çoğunun bağlõlõğõnõ
kazanamamõş çarpõk rejimi
destekliyor. Yine her ikisinde de
Amerika sivillerin sadakatini
kazanmak için “kalbini ve aklını
çelme” kampanyasõ yürütüyor ve
başarõsõzlõğa uğruyor. Son olarak,
Vietnam’da olduğu gibi Afganistan’da
da, çatõşmanõn maksadõ net değil.
Kõsacasõ benzerlikler sadece kaygõ
verici değiller. Aynõ zamanda
artõyorlar.
İngilizceden çeviren: Berza Şimşek
(Independent, İngiltere, 24 Eylül 2009)
Eski Güney Vietnam’da olduğu gibi
Washington, Afganistan’da da
vatandaşlarõnõn çoğunun bağlõlõğõnõ
kazanamamõş çarpõk rejimi
destekliyor. Yine her ikisinde de
Amerika
sivillerin
sadakatini
kazanmak için
“kalbini ve
aklõnõ çelme”
kampanyasõ
yürütüyor ve
başarõsõzlõğa
uğruyor. Son
olarak,
Vietnam’da
olduğu gibi
Afganistan’da
da, çatõşmanõn
amacõ net
değil.
Obama ne dedi, ne demedi...
Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu’ndaki konuşmasõyla
Başkan Obama, Amerika’nõn
hõrpalanmõş imajõnõ düzeltmek için bir
adõm daha atmõş oldu. Obama abartõ ve
zorbalõk olmaksõzõn diğer ülkeleri daha
fazla sorumluluk almaya ve bu ülkeyi
ise daha fazla çaba harcamaya çağõrdõ.
Kimse nükleer silahlarõn yayõlmasõ,
iklim değişikliği, küresel ekonomi ve
Ortadoğu barõşõ gibi konularõn önemini
yadsõyamaz.
Ancak yine de büyük bir eksiklik vardõ.
Obama, Amerikan güvenliği ve terörle
geniş kapsamlõ mücadele için temel
olan, bir ay önce “zorunlu bir savaş”
olarak tanõmladõğõ Afganistan
konusunda hiçbir şey söylemedi.
Birleşmiş Milletler, Amerikalõlarõn
savaşa yönelik kuşkularõnõn, kendi
partisi içinde artan isyanlarõn ya da üst
düzey danõşmanlarõnõn arasõnda
yaşanan daha fazla asker göndermek
ve asker çekmek konularõndaki
şiddetli tartõşmalarõn ele alõnmasõ
için ideal bir yer değil. Bush
yönetiminin 7 yõllõk ihmali Taliban’õ
yenmeyi ya da zaptetmeyi çok daha
zor hale getirdi. Herhangi bir politika
kararõ dikkatle gözden geçirilmeli.
Ancak fazla zaman yok.
Bu ülkede endişe çok derin.
Afganistan’da savaşan ve askerleri
ölen müttefiklerin çoğu bir çõkõş yolu
arõyor. Obama’dan Afganistan’a
yönelik hedefleri ve bunlara ulaşmak
için stratejisini açõk bir biçimde
duymaya hepimizin ihtiyacõ var. Eğer
plan Afgan ordusunu eğitmek ve
Taliban’õ tutabilsin diye umutsuzca
kusurlu hükümeti güçlendirmekse, bu
neye mal olacak ve ne kadar sürecek?
Eğer bu artõk gerçekçi değilse ve
Obama, Amerikan askerlerini geri
çekmeye karar verirse, Afganistan’õn
El Kaide için bir sõğõnak ve ABD’ye
saldõrõlarda bir üs olmamasõnõ nasõl
sağlayacak? Eğer ABD
Afganistan’daki kayõplarõnõ azaltma
kararõnõ alõrsa, Obama nükleer silahlarõ
ile çok daha cazip bir ödül olan
Pakistan’õ, Taliban ve diğer aşõrõ uçlara
karşõ savaşmaya nasõl ikna edecek?
Açõk olalõm: Obama, sekiz ay gibi kõsa
bir sürede muazzam bir ilerleme
kaydetti. İşkenceyi yasaklayarak
Guantanamo cezaevini kapatma sözü
vererek Bush döneminin en tiksinti
verici politikalarõnõ bozdu. Dünyayõ
Amerika’yõ duymaya ve dinlemeye
ikna etti ancak hâlâ bu iyi niyet ve
güvenirlikten nasõl yararlanacağõnõ
hesaplõyor.
Başkan, geçen haftalarda İsrail’in
yerleşme
faaliyetlerine
yönelik
çağrõsõna omuz
silkmesi ve Arap
liderlerinin de
İsrail bunu
yapmadan taviz
vermeyi
reddetmelerinin
ardõndan
kendisinin öğüt
veren gücünün
sõnõrlarõ
üzerinde õslah
eden bir ders aldõ. Obama yine de
vazgeçmiyor. Konuşmasõnda güvenlik,
sõnõrlar, mülteciler ve Kudüs gibi kalõcõ
statüye yönelik konularõn ele alõnacağõ
“önkoşulsuz görüşmelere” ilişkin
çağrõ yaptõ.
Avrupa, Rusya ve Çin’i
ikna etmeli
Bu çok zor diplomasinin ilerleme şansõ
olsa bile, yönetimin haritalar da dahil
olmak üzere son statüye yönelik
planlarõ hazõrlamasõ gerekebilir. Ve
yönetim İsrail, Filistin ve Araplar
olmak üzere tüm taraflara baskõ
yapmak için tüm etkisini ve ekonomik
gücünü kullanmalõ.
Obama gelecek haftalarda İran’a
yönelik başka zor bir sõnavla karşõ
karşõya. Görüşmeler için niyetli olmasõ
cesaret verici ancak baskõ olmaksõzõn
İran’õn liderlerinin nükleer
hedeflerinden vazgeçmelerinin imkânõ
yok. Ayrõca İsrail’de askeri saldõrõlara
yönelik söylentiler korkutucu ve
ciddiye alõnmalõ.
Obama Avrupa, Rusya ve Çin’i çok
daha sert yaptõrõmlar dizisi için ikna
etmeli. Rusya Devlet Başkanõ Dimitri
Medvedev daha açõk duruyor ama ona
da baskõ yapmak gerekecek.
Obama selefi George Bush’un
reddettiği bir fikir olan ABD’nin
uluslararasõ nükleer kurallar
çerçevesinde hareket edeceği sözünü
verdi. Rusya ile yeni silah azaltma
anlaşmalarõna bağlõ olduklarõnõ belirten
Obama, Senato’nun nükleer
denemelerin kõsmen yasaklanmasõ
anlaşmasõnõ kabul etmesi için uğraşma
vaadinde bulundu.
Obama “Amerika’yı dünyada yalnız
başına hareket etmekle suçlayanlar
artık Amerika’nın dünyanın
sorunlarını yalnız başına çözmesini
bekleyemezler” derken haklõydõ.
Bush’un 8 yõllõk tek taraflõlõğõndan
sonra bu dikkate değer bir rahatlama.
Aynõ zamanda dünya açõk bir
Amerikan liderliği arõyor. Adil ya da
değil Afganistan artõk Obama’nõn
savaşõ haline geldi. Amerika,
müttefikleri ve dünya onun planõnõ
duymak istiyor.
İngilizceden çeviren: Elçin Poyrazlar
(New York Times gazetesi, 24 Eylül
tarihli başyazısı)
BM’de yaptõğõ konuşmada Obama “Amerika’yõ dünyada yalnõz
başõna hareket etmekle suçlayanlar artõk Amerika’nõn dünyanõn
sorunlarõnõ yalnõz başõna çözmesini bekleyemezler” derken haklõydõ.
Bush’un 8 yõllõk tek taraflõlõğõndan sonra bu dikkate değer bir rahatlama.
Aynõ zamanda dünya açõk bir Amerikan liderliği arõyor. Adil ya da değil
Afganistan artõk Obama’nõn savaşõ haline geldi. Amerika, müttefikleri
ve dünya onun planõnõ duymak istiyor.
T.C. KADIKÖY 2. İCRA DAİRESİ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
2008/1282 Talimat
Satõlmasõna karar verilen taşõnmaz;
Kadõköy İlçesi İbrahimağa Mahallesi, 58 pafta, 1304 ada, 16 parsel No’da kayõtlõ 3. kat 16 No’lu bağõmsõz bölüm olup, borçlu TURGAY TÜM adõna tapuda kayõtlõdõr.
Mahalen Acõbadem Mahallesi Fatih Sokak, Serdar Apartmanõ Numara 8’deki mimarlõk hizmetlerine esas III. Sõnõf B Grubu yapõlardan olan dört normal katlõ binanõn üçüncü ka-
tõnda bulunan, betonarme karkas olarak yaklaşõk otuz yõl önce inşa edilmiş binadaki bağõmsõz bölümdür.
Bağõmsõz bölümde giriş holü, iki oda, salon, mutfak, banyo, tuvalet ve balkon mahalleri olan ve yaklaşõk 80 m2 inşaat alanlõ bağõmsõz bölümdür. İnşasõnda standart olduğu kabul
edilen malzemeler kullanõlmõş olup, dekorasyonun yenilendiği beyan edilen bağõmsõz bölümde õslak zemin döşemeleri seramik, oda zemin döşemeleri ahşap malzeme ile döşenmiş-
tir. Binanõn açõk otoparkõ bulunmaktadõr.
Kadõköy İlçesi, İbrahimağa Mahallesi 58 pafta, 1304 ada, 16 parsel numaralõ taşõnmaz üzerindeki 300/6700 arsa paylõ, üçüncü kat, 16 numaralõ bağõmsõz bölümün toplam bedeli-
nin 180.000,00 TL edebileceği kanaatine varõlmõştõr.
SATIŞ ŞARTLARI:
1- Satõş: 16/11/2009 günü saat: 11.00’den 11.10’a kadar Kadõköy 2. İcra Dairesi’nde açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen kõymetin %60’õnõ ve rüçhanlõ
alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 26/11/2009
günü aynõ yer ve aynõ saatte 2. arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok arttõrana ihale olunur. Şu kadar ki,
arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme
ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir.
2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen değerin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir. Alõ-
cõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir.
3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde dairemize
bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr.
4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve
diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, var-
sa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr.
5- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir.
6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/1282 Tal. sayõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze
başvurmalarõ ilan olunur.
(İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 53749
T.C. ANKARA 6. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ’NDEN İLAN
ESAS NO: 2008/374 Esas
DAVACI: CEMALİ ÖZKAYA
DAVALILAR: 1- HATİCE ULUBAY
2- FATMA ULUBAY
3-MUSTAFA ULUBAY
Davacõ tarafõndan davalõlar aleyhinize açõlan Elatmanõn Önlenmesi ve Ecrimisil davasõ-
nõn yapõlan yargõlamasõnda; Mahkemenizce davalõlardan Mustafa Ulubay’õn dava dilekçe-
sinde belirtilen Uzgörenler Sok. No: 16/4 Dikimevi/Mamak-Ankara adresine, Fatma Ulu-
bay’õn Uzgörenler Sok. No: 16/4 Dikimevi-Mamak/Ankara durulma gününü bildirir dave-
tiye çõkarõlmõş olup, adresden ayrõldõğõ gerekçesiyle tebligat yapõlamamõş, Adliye Nüfus
Temsilciliği’nden bildirilen adreslerine de tebligat yapõlamamõş, yapõlan adres araştõrmala-
rõndan da bir netice alõnamadõğõndan dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine ka-
rar verilmiştir. İşbu ilanõn yayõmlandõğõ tarihten itibaren 7 gün sonra davalõlardan Mustafa
Ulubay ve Fatma Ulubay’a davetiye yerine ilanen tebliğine, davalõlara tebliğden itibaren 10
içerisinde cevap vermeleri, 25/11/2009 günü saat: 09:45’de duruşmada bizzat hazõr bulun-
malarõ veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi takdirde Il.U.M.K.’nun 213/2.
maddesi uyarõnca yargõlamaya yokluklarõnda devam olunacağõ hususu, dava dilekçesi ve
duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 18/09/2009 Basõn: 53672
(AFP)
(AFP)
Sürücü belgemi, İETT seyahat kartõmõ ve İTÜ kimlik
kartõmõ kaybettim. Hükümsüzdür.
HASAN ERSÖZ