28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 2009 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ G20’lerin Zirvesinin Ardından Geçen hafta uluslararası politikada benzeri- ne pek rastlanmayan sayıda önemli sorunla- rın çeşitli ‘zirve’lerde tartışma masasına yatı- rıldığına tanık olduk. Gezegenin baş belası ik- lim değişiklikleri ile ilgili Londra zirvesi, G20’le- rin şu anda içinde bocaladığımız finansal kriz- den çıkılması, yanı sıra bu tür krizlerin yine- lenmesini engelleyecek önlemlerin alınmasına ilişkin Pittsburgh toplantısı, Obama’nın baş- lattığı nükleer silahsızlanma ‘açılımı’, İran ve Ku- zey Kore’nin nükleer silahlara sahip olma ça- balarının önlenmesi gibi bir dizi sorun nere- deyse aynı anda gündeme gelmiş bulunmak- tadır. Oysa tüm bu zirve ve toplantıların sonuçla- rına ‘dağ fare doğurdu’ denilmese de Le Mon- de gazetesinin tanımlamasıyla bir kez daha so- mut kararların alınamadığı, sonuçtan çok sü- recin yansıtıldığı ‘küçük zirveler’ olarak gö- rünmektedir. 1997 Aralık ayında devreye giren Kyoto Protokolü’nün ardından gelen, gezegenin ge- leceğini ilgilendiren yaşamsal bir sorun olan ik- lim değişikliklerinin önlenmesiyle ilgili somut adımların atılması beklenen ve ikinci bir milat olarak görülen Kopenhag toplantısı da (Aralık 09), son derecede önemli gelişmelere karşın, ne yazık ki, bir kez daha başka bahara ertele- necek görünmektedir. Nitekim bugüne kadar iklim konusunda ön- lemler alınmasında pek istekli görünmeyen Çin’in sera etkili karbon gaz salımını 2005 yı- lına kıyasla 2020’ye kadar önemli oranda azaltacağını açıklaması Birleşik Devletlerin de konuyu olumlu yaklaşmasına yol açmış bu- lunmaktadır. Ancak Başkan Obama’nın konuya sıcak bakmamakta ısrarlı çevrelerin direncini kırması yine de zaman alacak görünmektedir. Dünyanın önde gelen ekonomik güçlerinin yöneticilerinin bir yıldan az bir sürede üçüncü kez bir araya geldikleri Pitssburgh zirvesinde ise ülkeler arasında işbirliği ve söz konusu fo- rumun kurumsallaştırılması amaçlanmakta- dır. Le Monde’un Pittsburgh özel muhabirleri Sylvain Cypel ve Arnaud Leparmentier’nin forumda alınan kararlarla ilgili olarak kaleme al- dıkları özet şöyle: “Büyüme konusunda henüz ilerleme kaydedilmiş değildir. G20’lerin nihai açıklamalarında krizle, ekonominin yeniden canlandırılmasının önemli geçiş kavşağında bir araya geldiklerinin altı çizilmektedir. Dünya ekonomisinin kurtarılmasına yönelik bir yıldan bu yana alınan önlemler olumlu sonuçlar ver- miştir. Ancak mengene işsizlik arttığı sürece gevşetilmemelidir. Çin Başkanı Hu Jintao’nun ‘ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesine ilişkin çabalar kararlılıkla sürdürülmelidir’ şek- lindeki yaklaşımı katılımcıların büyük çoğunlu- ğunun desteğini almıştır. Bir diğer katılımcıya göre ise G20’ler ekonomik krizin sona ermediği görüşündedir. Bir başka önemli gelişme finans sisteminin kurallara bağlanmasıdır. G20 katı- lımcıları eskinin bankacılık pratiklerine dönül- mesine karşı olduklarını yinelemişlerdir. Aşırı risk alınmasına son verilmesi, türev ürünleri pazar- larının düzene sokulmasının sağlanması da ger- çekleştirilecektir.” Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fo- nu’nda reformlar söz konusudur. IMF, G20’le- rin danışmanlığı görevini üstlenecektir. Avrupalı üyeler Çin, Türkiye, Güney Kore gibi ülkelere yer açacaktır. Zaman zaman skandal boyutlarına ulaşarak büyük tepkilere neden olan ekonomi- nin üst düzey yöneticilerinin ücret dışı ikrami- ye ve primleri belli kurallara bağlanacaktır. Ay- rıca uluslararası ticarette de bazı iyileştirmeler söz konusudur. Ancak G20’lerin yukarıda özetlenmeye çalı- şılan kararları iki önemli noktada eleştirilmek- tedir. Bunlardan birincisi nihai açıklama salt bir politikanın özünü sergilemektedir. Zira G20’ler alınan kararları uygulama erkinden yoksun- dur. İkinci nokta ise söz konusu G20 toplantı- sının yoksulları yok saymasıdır. 1.4 milyar in- sanın günde 1.25 dolardan az bir parayla ya- şamaya çalıştığı bir dünyada büyük finans ku- ruluşlarının yöneticilerinin ücretleriyle ilgilenil- mektedir. Ayrıca bu yıl yoksul ülkelere sağla- nacağı taahhüt edilen 33 milyar dolar henüz ödenmemiştir. The Economist’in hesaplamlarına göre şu an- da dünya kamu borçları 35 trilyon, 117 milyar, 897 milyon dolar gibi ürkünç düzeylerdedir. Bu da yukarıdaki eleştiriler de göz önüne alındığında iyimser olmaya pek olanak tanımamaktadır. Bir kuşak arayla yaşanan iki savaşõn çapõ farklõ olsa da benzerliklerin giderek arttõğõ gözleniyor Afganistan Vietnam’a benzemekte RUPERT CORNWELL Bir kuşak arayla iki çatõşma bazõ yönlerden çok benzer, diğer yönlerden apayrõ. Ama soru sancõ veriyor, kafadan atmak ise eskisinden daha zor. Afganistan, (ABD Başkanõ) Barack Obama’nõn Vietnam tecrübesi mi olacak? Artan Amerikan kayõplarõna rağmen, Afganistan çok daha ufak boyutlu bir çatõşma. Şu an yaklaşõk 60 bin ABD askeri orada konuşlandõrõlmõş durumda. Vietnam savaşõnõn doruğunda ise, savaş alanõndaki ABD gücü yarõm milyonu geçiyordu. Afganistan şimdiye kadar tahminen 171 milyar dolara mal oldu. Vietnam ise bugünün parasõyla 686 milyar dolar tutuyor. ABD’de zorunlu askerlik olsaydõ zarar çok daha büyük olabilirdi. Mecburi askerliğin artõk olmadõğõ gerçeği, Afgan savaşõnda kamuoyu tepkisinin hemen hemen hiç olmamasõnõn temel nedeni. Afganistan’daki kayõplar, Vietnam’da ölen 58 bin ABD askerinin küsuratõnõ oluşturuyor. Dün itibarõyla, Afganistan’da 842 Amerikalõ hayatõnõ kaybetti. İki çatõşma için sunulan gerekçeler de çok farklõ. Vietnam savaşõ, Güneydoğu Asya ülkelerinden biri komünist olursa, diğerlerinin de onu takip edeceğini öngören “domino teorisi” adõna yürütülmüştü. Afganistan ise, 11 Eylül 2001 terör saldõrõlarõna cevaben düzenlenmiş bir soğuk savaş sonrasõ çatõşmasõ. Yine çarpık rejim destekleniyor Ama yine de benzerlikler kaygõ verici. İki savaş da resmi olarak 8 yõl sürdü: Vietnam 1965’ten 1973’e, Afganistan ise 2001’den 2009’a (ve sürüyor). Her iki savaş da uzaktaki Asya ülkelerinde açõldõ. Eski Güney Vietnam’da olduğu gibi Washington, Afganistan’da da vatandaşlarõnõn çoğunun bağlõlõğõnõ kazanamamõş çarpõk rejimi destekliyor. Yine her ikisinde de Amerika sivillerin sadakatini kazanmak için “kalbini ve aklını çelme” kampanyasõ yürütüyor ve başarõsõzlõğa uğruyor. Son olarak, Vietnam’da olduğu gibi Afganistan’da da, çatõşmanõn maksadõ net değil. Kõsacasõ benzerlikler sadece kaygõ verici değiller. Aynõ zamanda artõyorlar. İngilizceden çeviren: Berza Şimşek (Independent, İngiltere, 24 Eylül 2009) Eski Güney Vietnam’da olduğu gibi Washington, Afganistan’da da vatandaşlarõnõn çoğunun bağlõlõğõnõ kazanamamõş çarpõk rejimi destekliyor. Yine her ikisinde de Amerika sivillerin sadakatini kazanmak için “kalbini ve aklõnõ çelme” kampanyasõ yürütüyor ve başarõsõzlõğa uğruyor. Son olarak, Vietnam’da olduğu gibi Afganistan’da da, çatõşmanõn amacõ net değil. Obama ne dedi, ne demedi... Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki konuşmasõyla Başkan Obama, Amerika’nõn hõrpalanmõş imajõnõ düzeltmek için bir adõm daha atmõş oldu. Obama abartõ ve zorbalõk olmaksõzõn diğer ülkeleri daha fazla sorumluluk almaya ve bu ülkeyi ise daha fazla çaba harcamaya çağõrdõ. Kimse nükleer silahlarõn yayõlmasõ, iklim değişikliği, küresel ekonomi ve Ortadoğu barõşõ gibi konularõn önemini yadsõyamaz. Ancak yine de büyük bir eksiklik vardõ. Obama, Amerikan güvenliği ve terörle geniş kapsamlõ mücadele için temel olan, bir ay önce “zorunlu bir savaş” olarak tanõmladõğõ Afganistan konusunda hiçbir şey söylemedi. Birleşmiş Milletler, Amerikalõlarõn savaşa yönelik kuşkularõnõn, kendi partisi içinde artan isyanlarõn ya da üst düzey danõşmanlarõnõn arasõnda yaşanan daha fazla asker göndermek ve asker çekmek konularõndaki şiddetli tartõşmalarõn ele alõnmasõ için ideal bir yer değil. Bush yönetiminin 7 yõllõk ihmali Taliban’õ yenmeyi ya da zaptetmeyi çok daha zor hale getirdi. Herhangi bir politika kararõ dikkatle gözden geçirilmeli. Ancak fazla zaman yok. Bu ülkede endişe çok derin. Afganistan’da savaşan ve askerleri ölen müttefiklerin çoğu bir çõkõş yolu arõyor. Obama’dan Afganistan’a yönelik hedefleri ve bunlara ulaşmak için stratejisini açõk bir biçimde duymaya hepimizin ihtiyacõ var. Eğer plan Afgan ordusunu eğitmek ve Taliban’õ tutabilsin diye umutsuzca kusurlu hükümeti güçlendirmekse, bu neye mal olacak ve ne kadar sürecek? Eğer bu artõk gerçekçi değilse ve Obama, Amerikan askerlerini geri çekmeye karar verirse, Afganistan’õn El Kaide için bir sõğõnak ve ABD’ye saldõrõlarda bir üs olmamasõnõ nasõl sağlayacak? Eğer ABD Afganistan’daki kayõplarõnõ azaltma kararõnõ alõrsa, Obama nükleer silahlarõ ile çok daha cazip bir ödül olan Pakistan’õ, Taliban ve diğer aşõrõ uçlara karşõ savaşmaya nasõl ikna edecek? Açõk olalõm: Obama, sekiz ay gibi kõsa bir sürede muazzam bir ilerleme kaydetti. İşkenceyi yasaklayarak Guantanamo cezaevini kapatma sözü vererek Bush döneminin en tiksinti verici politikalarõnõ bozdu. Dünyayõ Amerika’yõ duymaya ve dinlemeye ikna etti ancak hâlâ bu iyi niyet ve güvenirlikten nasõl yararlanacağõnõ hesaplõyor. Başkan, geçen haftalarda İsrail’in yerleşme faaliyetlerine yönelik çağrõsõna omuz silkmesi ve Arap liderlerinin de İsrail bunu yapmadan taviz vermeyi reddetmelerinin ardõndan kendisinin öğüt veren gücünün sõnõrlarõ üzerinde õslah eden bir ders aldõ. Obama yine de vazgeçmiyor. Konuşmasõnda güvenlik, sõnõrlar, mülteciler ve Kudüs gibi kalõcõ statüye yönelik konularõn ele alõnacağõ “önkoşulsuz görüşmelere” ilişkin çağrõ yaptõ. Avrupa, Rusya ve Çin’i ikna etmeli Bu çok zor diplomasinin ilerleme şansõ olsa bile, yönetimin haritalar da dahil olmak üzere son statüye yönelik planlarõ hazõrlamasõ gerekebilir. Ve yönetim İsrail, Filistin ve Araplar olmak üzere tüm taraflara baskõ yapmak için tüm etkisini ve ekonomik gücünü kullanmalõ. Obama gelecek haftalarda İran’a yönelik başka zor bir sõnavla karşõ karşõya. Görüşmeler için niyetli olmasõ cesaret verici ancak baskõ olmaksõzõn İran’õn liderlerinin nükleer hedeflerinden vazgeçmelerinin imkânõ yok. Ayrõca İsrail’de askeri saldõrõlara yönelik söylentiler korkutucu ve ciddiye alõnmalõ. Obama Avrupa, Rusya ve Çin’i çok daha sert yaptõrõmlar dizisi için ikna etmeli. Rusya Devlet Başkanõ Dimitri Medvedev daha açõk duruyor ama ona da baskõ yapmak gerekecek. Obama selefi George Bush’un reddettiği bir fikir olan ABD’nin uluslararasõ nükleer kurallar çerçevesinde hareket edeceği sözünü verdi. Rusya ile yeni silah azaltma anlaşmalarõna bağlõ olduklarõnõ belirten Obama, Senato’nun nükleer denemelerin kõsmen yasaklanmasõ anlaşmasõnõ kabul etmesi için uğraşma vaadinde bulundu. Obama “Amerika’yı dünyada yalnız başına hareket etmekle suçlayanlar artık Amerika’nın dünyanın sorunlarını yalnız başına çözmesini bekleyemezler” derken haklõydõ. Bush’un 8 yõllõk tek taraflõlõğõndan sonra bu dikkate değer bir rahatlama. Aynõ zamanda dünya açõk bir Amerikan liderliği arõyor. Adil ya da değil Afganistan artõk Obama’nõn savaşõ haline geldi. Amerika, müttefikleri ve dünya onun planõnõ duymak istiyor. İngilizceden çeviren: Elçin Poyrazlar (New York Times gazetesi, 24 Eylül tarihli başyazısı) BM’de yaptõğõ konuşmada Obama “Amerika’yõ dünyada yalnõz başõna hareket etmekle suçlayanlar artõk Amerika’nõn dünyanõn sorunlarõnõ yalnõz başõna çözmesini bekleyemezler” derken haklõydõ. Bush’un 8 yõllõk tek taraflõlõğõndan sonra bu dikkate değer bir rahatlama. Aynõ zamanda dünya açõk bir Amerikan liderliği arõyor. Adil ya da değil Afganistan artõk Obama’nõn savaşõ haline geldi. Amerika, müttefikleri ve dünya onun planõnõ duymak istiyor. T.C. KADIKÖY 2. İCRA DAİRESİ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2008/1282 Talimat Satõlmasõna karar verilen taşõnmaz; Kadõköy İlçesi İbrahimağa Mahallesi, 58 pafta, 1304 ada, 16 parsel No’da kayõtlõ 3. kat 16 No’lu bağõmsõz bölüm olup, borçlu TURGAY TÜM adõna tapuda kayõtlõdõr. Mahalen Acõbadem Mahallesi Fatih Sokak, Serdar Apartmanõ Numara 8’deki mimarlõk hizmetlerine esas III. Sõnõf B Grubu yapõlardan olan dört normal katlõ binanõn üçüncü ka- tõnda bulunan, betonarme karkas olarak yaklaşõk otuz yõl önce inşa edilmiş binadaki bağõmsõz bölümdür. Bağõmsõz bölümde giriş holü, iki oda, salon, mutfak, banyo, tuvalet ve balkon mahalleri olan ve yaklaşõk 80 m2 inşaat alanlõ bağõmsõz bölümdür. İnşasõnda standart olduğu kabul edilen malzemeler kullanõlmõş olup, dekorasyonun yenilendiği beyan edilen bağõmsõz bölümde õslak zemin döşemeleri seramik, oda zemin döşemeleri ahşap malzeme ile döşenmiş- tir. Binanõn açõk otoparkõ bulunmaktadõr. Kadõköy İlçesi, İbrahimağa Mahallesi 58 pafta, 1304 ada, 16 parsel numaralõ taşõnmaz üzerindeki 300/6700 arsa paylõ, üçüncü kat, 16 numaralõ bağõmsõz bölümün toplam bedeli- nin 180.000,00 TL edebileceği kanaatine varõlmõştõr. SATIŞ ŞARTLARI: 1- Satõş: 16/11/2009 günü saat: 11.00’den 11.10’a kadar Kadõköy 2. İcra Dairesi’nde açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen kõymetin %60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 26/11/2009 günü aynõ yer ve aynõ saatte 2. arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok arttõrana ihale olunur. Şu kadar ki, arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen değerin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir. Alõ- cõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr. 4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, var- sa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 5- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/1282 Tal. sayõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 53749 T.C. ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İLAN ESAS NO: 2008/374 Esas DAVACI: CEMALİ ÖZKAYA DAVALILAR: 1- HATİCE ULUBAY 2- FATMA ULUBAY 3-MUSTAFA ULUBAY Davacõ tarafõndan davalõlar aleyhinize açõlan Elatmanõn Önlenmesi ve Ecrimisil davasõ- nõn yapõlan yargõlamasõnda; Mahkemenizce davalõlardan Mustafa Ulubay’õn dava dilekçe- sinde belirtilen Uzgörenler Sok. No: 16/4 Dikimevi/Mamak-Ankara adresine, Fatma Ulu- bay’õn Uzgörenler Sok. No: 16/4 Dikimevi-Mamak/Ankara durulma gününü bildirir dave- tiye çõkarõlmõş olup, adresden ayrõldõğõ gerekçesiyle tebligat yapõlamamõş, Adliye Nüfus Temsilciliği’nden bildirilen adreslerine de tebligat yapõlamamõş, yapõlan adres araştõrmala- rõndan da bir netice alõnamadõğõndan dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine ka- rar verilmiştir. İşbu ilanõn yayõmlandõğõ tarihten itibaren 7 gün sonra davalõlardan Mustafa Ulubay ve Fatma Ulubay’a davetiye yerine ilanen tebliğine, davalõlara tebliğden itibaren 10 içerisinde cevap vermeleri, 25/11/2009 günü saat: 09:45’de duruşmada bizzat hazõr bulun- malarõ veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi takdirde Il.U.M.K.’nun 213/2. maddesi uyarõnca yargõlamaya yokluklarõnda devam olunacağõ hususu, dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 18/09/2009 Basõn: 53672 (AFP) (AFP) Sürücü belgemi, İETT seyahat kartõmõ ve İTÜ kimlik kartõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. HASAN ERSÖZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear