Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
24 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Avşar’a ‘Açılım’ Davası
“Hiçbir şeyin değişmemesi için, her şeyin değişmesi
gerekir.”
İtalyan yazar Giuseppe Tomasi di Lampedusa’nın
ünlü sözüdür...
Visconti’nin “Leopar” filmiyle beyazperdeye uyar-
lanan “Il Gattopardo” romanında Lampedusa, “de-
rin muhafazakârlığın” kod adına dönüşen bu anah-
tar cümleyi başkarakterlerinden birine söyletir.
Romanda, aristokrasi için tarihi bağların çözüldü-
ğü, yeni bir düzenin kurulduğu bir “altüst oluş dönemi”
yaşanmaktadır.
“Leopar” arması ile özdeşleştirilen Sicilya’nın soy-
lu ailelerinden Salina’ların fertleri bu yeni durumu de-
ğerlendirirken içlerinden birisi bu sözleri söyler:
“Hiçbir şeyin değişmemesi için, her şeyin değişmesi
gerekir!”
Bu tek satırlık cümleyle yazar, alabildiğince sinik
ve müstehzi bir “köktenci muhafazakârlık ruhunu” ta-
rif etmekte; zevahir kurtarılırken hep “durağan” ka-
lan bir dünyayı betimlemektedir.
Lampedusa’nın tanımı uyarınca, ayrıcalıklar “özde”
korunurken görüntü “sözde” değişmektedir.
Tarih boyu Sicilya’da zaten sadece bu olagelmiş-
tir. “Vitrin” değişirken; hükmedenlerin dünyasının “ay-
rıcalıkları” biteviye aynı kalmış, halk bunun sonucunda
her dönem “gelen ağam, giden paşam” demeye mah-
kûm bırakılmıştır.
Aynısını yaşadım
Nereden nereye diyeceksiniz ama…
Devrim Sevimay’la Avşar’ın “Kürt açılımı söyle-
şisine” soruşturma açıldığında aklıma ilk gelen dü-
şünce Lampedusa’nın bu “sözde ‘değişim’ adı altında
sürdürülen ‘özde’ muhafazakârlık” tarifi oldu.
“On üç yıl” önce bu olayın karbon kopya bir ben-
zerini kendim yaşadım çünkü...
Çetin Altan’la 1996’da yargı önüne çıkarıldığımız,
“Devlet çete olmasın, hukuka otursun!” röportajından
söz ediyorum….
Röportajı veren Çetin Altan’la beraber, röportajı ya-
pan gazeteciyi -yani bendenizi- röportajı basan ga-
zetenin yazıişleri müdürüyle birlikte, 159’dan “ağır ce-
zalık” yapan zihniyette bakıyorum “milim” değişiklik
olmamış.
Düşünceyi baskı altına alan kanun maddelerinin ya-
nındaki “sayılar” değişiyor; zihniyet değişmiyor.
1996 nire… 2009 nire…
Köprüler altından görünürde(!) sular, seller, şela-
leler akıyor…
AB’ye...“aday” olunuyor; Brüksel’le “üyelik müza-
kereleri” açılıyor; “en demokrat, en reformcu hükü-
met”(!) kontenjanından yedi düvele nam salan “AK
parti”(!) kadrosu ile yeni bir dünya kuruluyor; “Jako-
ben-laik Kemalist cumhuriyet”(!) yerine “ılımlı İslam
demokrasisinin”(!) temelleri atılıyor; “Kopernik dev-
rimi” niteliğindeki bu “dev değişimlerin”(!) ardından,
sıra zincirin -sözüm ona- son halkası “Kürt açılımı-
na” geliyor…
Aaa bir de ne görelim…
Eski tas, eski hamam değil miymiş!
“Uygun görülmeyen bir zatı muhterem”(!), kerameti
kendinden menkul hükmedilen “uygunsuz bir laf”(!)
mı etti; lafı eden, yayımlayan, basan -konvoy halin-
de hâlâ- dosdoğru soluğu savcılıkta alıyor…
Paçayı kurtaran bu durumda galiba bir tek “gaze-
te bayi” oluyor.
Biraz sıksalar; bayiyi de “değişim” adına “dağıtım
suçundan” sorgu sual edecekler...
Avşar gibi milyonların izlediği popüler bir yıldıza;
Kürt kimliğiyle verdiği ilk röportaj yüzünden alayıva-
layla böyle gözdağı vermek; “Bu konularda ahkâm
kesmek, her babayiğidin harcı değil! Herkes haddi-
ni bilsin. Hizaya girsin!” düdüğü çalmaktır.
‘Mesajcı’nın kellesini
uçurmaya benziyor
Röportajı yapan gazeteciye soruşturma/dava aç-
mak daha beter…
Ortaçağda hükümrana kötü mesaj getirenlerin kel-
lesini uçurmaktan farksız.
Röportajı gerçekleştiren gazeteci, şunun şurasın-
da fikir beyan eden/bilgi verenle; bilgi edinen arasında
“postacı” misali “mesaj taşıyor”…
Ne yapsın?
“Şu mesaj uygun! Bu mesaj değildir!” diyerek ken-
di kendine otosansür mü uygulasın?
Sevimay’a yapmış olduğu röportaj yüzünden,
mahkeme yolu göstermek, meslektaşımızın şahsın-
da hepimize gözdağı vermek, “Bize yalnız sakınca-
sız bulduğumuz haberleri iletmekle mükellefsiniz!” şek-
linde komut dağıtmakla eşdeğerdir…
Demokrasilerde gazetecilerin görevi, bilfiil “hoşa gi-
den mesajları ayıklamak”; kamuoyunu yalnızca “ho-
şa giden mesajlarla” eylemek ve yalnızca “hoşa gi-
den türden bir kamuoyu oluşturmak” olamaz.
“Mesajı taşıyıp getiren gazetecinin”; “mesajı ve-
renle” birlikte; hapishane yolu gösterilerek “terbiye
edilmesi”(!); demokrasi geleneği ve kültüründen
zerre kadar nasiplenmemiş ülkelerde görülebilen bir
şey...
Ama görüyorsunuz…
İcabında her şey bizde değişiyor.
“Antidemokratik öz” asla değişmiyor…
Gelin de Lampedusa’yı anmayın.
nilgun@cumhuriyet.com.tr
Obama’nõn korumalarõyla yaşanan arbedenin ardõndan Başbakan paneldeki konuşmasõnõ iptal etti
New York’ta koruma skandalõDış Haberler Servisi - 64. dönem
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Ku-
rulu ve G-20 zirvesi çerçevesinde
New York’ta bulunan Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan’õn temaslarõna,
ABD Başkanõ Barack Obama’nõn
Amerikan gizli servisine bağlõ koru-
malarla yaşanan ve itiş kakõşa varan
tartõşma damgasõnõ vurdu. ANKA ve
AA’nõn haberlerine göre, yaşanan
skandal üzerine Erdoğan, güvenlik ge-
rekçesiyle, eski ABD Başkanõ Bill
Clinton tarafõndan düzenlenen Clin-
ton Küresel Girişimi’nde yapacağõ ko-
nuşmasõnõ iptal ederek ikamet ettiği
otele geri döndü.
Başbakanlõk kaynaklarõ olayõn Er-
doğan’õn konuşma yapacağõ otele gi-
dişi sõrasõnda, Erdoğan’õ korumakla
görevli ABD gizli servis elemanlarõ ile
Obama’nõn korumalarõ arasõnda ya-
şanan iletişimsizlik nedeniyle yaşan-
dõğõnõ söyledi. Amerikan gizli servi-
si sözcüsü ise Türk heyetini kastede-
rek “Kafası karışan bir yabancı
delegasyon, Obama’nın otel çıkı-
şında kullanması için hazırlanan ça-
dıra girmeye kalktı. Kendilerine
söylenen sözlü yönergeleri de an-
lamadılar ve fiziksel olarak engel-
lenmeleri gerekti” dedi ve olayõn dil
anlaşõlmazlõğõ yüzünden de kötü bir
hale geldiğini savundu.
ANKA’ya göre New York’ta ön-
ceki akşam yaşanan koruma skanda-
lõ şöyle gelişti: Erdoğan, BM Genel Sekreteri
Ban Ki-mun ile yaptõğõ görüşmenin ardõndan,
Clinton Küresel Girişimi tarafõndan organize edi-
len, Sheraton Oteli’nde düzenlenen toplantõda
“G-20 Zirvesi ve Küresel Etkileri” konulu bir
konuşma yapmak üzere konvoy ile hareket et-
ti. Otele, yaklaşõk 100 metre kala Erdoğan’õn
konvoyu, Amerikalõ gizli servis elemanlarõ ta-
rafõndan durduruldu. ABD’li koruma görevlileri
Obama’nõn konuşmasõnõ tamamladõğõnõ, otelden
ayrõlmak üzere olduğunu kaydederek güvenlik
nedeniyle Türk heyetini taşõyan araçlarõn otele
kadar gitmesine izin vermedi. Araçtan inen Er-
doğan ve beraberindeki heyet, Türk korumalar
ve Amerikalõ gizli servis elemanlarõ ile birlik-
te yaya olarak konferansõn yapõlacağõ otele
doğru yürümeye başladõlar. Otele yaklaşõk 30
metre kala Obama’yõ korumakla görevli Ame-
rikalõ korumalar, Erdoğan’õn otele girişine en-
gel olmak istedi. Bu engellemenin ardõndan, Türk
korumalar ve ABD’li korumalar arasõnda söz-
lü tartõşma ve itiş kakõş yaşandõ.
Erdoğan korumanın elini itti
Arbede sõrasõnda da Erdoğan’õn Türk koru-
malara elle müdahale eden bir Amerikalõ koru-
maya kõzarak tepki gösterdiği ve Amerikalõ ko-
rumanõn elini tutarak geri ittiği iddiasõ, akõlla-
ra Davos’taki “One minute” krizini de getirdi.
Erdoğan yaşanan olay üzerine makam aracõna
binerek ikamet ettiği Plaza Otel’e geri döndü.
Başbakanlõk kaynaklarõ olayõn Erdoğan’õ ko-
rumakla görevli ABD gizli servis elemanlarõ ile
Obama’nõn korumalarõ arasõndaki iletişimsizlik
nedeniyle yaşandõğõnõ söylediler. Kaynaklar, Er-
doğan’õn yaşanan iletişimsizlik üzerine bir ko-
ruma zaafõ olduğu gerekçesiyle konuşma yap-
maktan vazgeçirildiğini belirttiler. Olayõn bü-
yütülmemesi gerektiğini, uygulamanõn rutin
bir güvenlik uygulamasõ olduğunu iddia eden
kaynaklar, “Erdoğan’ın güvenliği açısından
orada bulunması uygun görülmemiştir” de-
diler. Erdoğan’õ koruyan ABD gizli servis ele-
manlarõnõn değiştirildiği bildirildi.
Yaşananlara ilişkin konferansa ev sahipliği ya-
pan eski ABD Başkanõ Bill Clinton’õn çok bü-
yük üzüntü duyduğu kaydedildi.
ABD’de yayõmlanan Washington Times ga-
zetesi ise olayõ “Türk diplomatlar Obama’nın
yakınında kavgaya neden oldu” başlõğõyla ver-
di. Gazete olayõn, bir grup Türk diplomatõn, Oba-
ma’nõn konuşmasõnõ tamamlamasõnõn ardõn-
dan, otelin çõkõş kapõsõnda kendisini kapõya ka-
dar uğurlayan Bill Clinton’a tam veda ederken
meydana geldiğini yazdõ. Türk diplomatlarõn,
Obama için uygulanan güvenlik çemberini yar-
maya çalõşarak otele giriş yapmak istediğini, bu
sõrada Obama’yõ korumakla görevli gizli servis
elemanlarõ ve güvenlik güçlerinin de
koruma çemberini yarmak isteyen
Türk heyetini engellemek isteyip ite-
rek Obama’nõn limuzininden uzak-
laştõrmak istediği kaydedildi. Olayõn
meydana geldiği sõrada, Obama’nõn
makam aracõ olan limuzinin beyaz bir
çadõrla kapalõ olduğu ve bu uygula-
manõn başkanõ korumak amacõyla ya-
põlan rutin bir Amerikan gizli servisi
taktiği olduğu yazõldõ.
‘Davetsiz misafir’
Gazeteye konuşan Amerikan gizli
servisi sözcüsü Ed Donavan, Türk he-
yeti kastederek bu grubun kafalarõnõn
karõşmõş olduğunu savundu ve ABD’li
güvenlik güçlerinin kendilerine yö-
nelik sözlü talimatlarõnõ anlamadõk-
larõnõ, Obama’nõn otel çõkõşõnda kul-
lanmasõ için hazõrlanan çadõra girme-
ye kalktõklarõnõ bunun üzerine fiziki
olarak engelleme ile karşõlaştõklarõnõ
söyledi. Donavan şöyle devam etti:
“Her şeye rağmen bu davetsiz mi-
safirler çadıra giremedi. Sadece
Obama’nın limuzinine 3-4 metre ka-
dar yaklaşabildiler. Diplomatik he-
yet birkaç sokak ötede bulunan ilk
koruma noktası olan ve üniforma-
lı New York polisinin kontrol etti-
ği sokaktan gerekli geçiş izinleri ol-
duğu için geçebildiler. Karışıklık sa-
dece Obama’nın çıkış yapacağı za-
man gelmelerinde oldu. Yanlış bir zamanda
geldiler. Olay dil anlaşılmazlığı yüzünden de
kötü bir hale geldi.”
Erdoğan’a eşlik eden Türk heyetinde şu isim-
ler de bulunuyor: Dõşişleri Bakanõ Ahmet Da-
vutoğlu, Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõm-
cõsõ Ali Babacan, Devlet Bakanõ ve Başmüza-
kereci Egemen Bağış, Maliye Bakanõ Mehmet
Şimşek, Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi
Büyükelçi Ertuğrul Apakan ve Dõşişleri Ba-
kanlõğõ Müsteşarõ Feridun Sinirlioğlu.
Geçen yõl da İspanya’da yapõlan Medeniyet-
ler İttifakõ 1. Forumu sõrasõnda Erdoğan’õn top-
lantõnõn yapõlacağõ binaya girmesi sõrasõnda İs-
panyol güvenlik görevlileriyle Başbakan’õn ko-
rumalarõ arasõnda arbede yaşanmõştõ. Kapõdaki
görevlilerin, Erdoğan’õn korumalarõnõ binaya
sokmamasõ üzerine başlayan ve birkaç dakika
süren olay, çevredekilerin müdahalesiyle büyük
kavgaya dönüşmeden yatõştõrõlmõştõ.
Başbakanlık kaynaklarına göre
olay Erdoğan’ı korumakla
görevli ABD gizli servis elemanları ile
Obama’nın korumaları arasında
yaşandı. ABD gizli servisi sözcüsü ise
Türk heyetini kastederek “Kafası
karışan bir yabancı delegasyon,
Obama’nın otel çıkışında kullanması
için hazırlanan çadıra girmeye kalktı.
Sözlü talimatları da anlamadılar ve
fiziksel olarak engellenmeleri gerekti”
dedi. Erdoğan, önceki gün
Manhattan’da 5. Cadde’de yürümüştü. (Fotoğraf: AA)
Kaddafi yine
çadırı kurdu
Dış Haberler Servisi - Birleşmiş Milletler
Genel Kurulu’na katõlmak üzere New
York’ta bulunan Libya lideri Muammer
Kaddafi’nin günlerdir merakla beklenen
çadõrõnõ nereye kuracağõ sorusunun yanõtõ
önceki gün aydõnlandõ. İngiliz Times gaze-
tesinin haberine göre, Kaddafi ABD’ye
yaptõğõ bu ilk ziyaretinde çadõrõnõ New
York’un kuzeyinde emlak kralõ Donald
Trump’a ait bir araziye kurdu. Ancak ça-
dõrõn kurulduğu Bedford kasabasõ halkõ,
çadõrõn kaldõrõlmasõ için kollarõ sõvadõ.
Önceki gece New York’a giden Kadda-
fi’nin çadõrõ için, arazinin bir bölümünün
kiralandõğõ, fakat Libya liderinin geceleri-
ni ülkesinin diplomatik misyonunda geçir-
mesinin beklendiği kaydedildi. Trump’a
ait şirket yetkilileri ise arazinin kim tara-
fõndan kiralandõğõ konusunda emin olun-
madõğõnõ çünkü kõsa dönemli olarak bu
mülkün Ortadoğulu ortaklarõna kiralandõ-
ğõnõ kaydetti. Bedford yetkilileri ise çadõ-
rõn sökülmesini sağlamak için bütün hu-
kuki yollara başvurmakta kararlõ.
Central Park’ı istedi izin alamadı
New York’taki kimi politikacõ ise Kad-
dafi’yi “terörist” olarak niteleyerek ara-
zinin Libya liderinin çadõrõ için kiralan-
masõna tepki gösterdi. ABD Kongre üyesi
John Hall, 1998’de Londra-New York
seferini yapan Pan Amerikan yolcu uçağõ-
na düzenlenen 270 kişinin öldüğü Loc-
kerbie faciasõ olarak adlandõrõlan bombalõ
saldõrõya atõfta bulunarak “bölgenin kimi
sakinleri bu saldırıda yaşamını yitirdi.
Kaddafi’nin buradaki varlığı bu kur-
banlara ve ailelerine bir tokattır” diye
konuştu. Kaddafi ilk önce çadõrõnõ New
York’un ünlü Central Park’õna kurmak is-
temiş ama izin alamamõştõ. Ardõndan baş-
ka alanlara yönelik çadõrõnõ kurma giri-
şimlerinden de olumlu sonuç çõkmamõştõ.
Libya lideri Kaddafi’nin çadırı, emlak kralı Do-
nald Trump’a ait bir araziye kuruldu. (AP)
BEHZAD BARIŞ
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
- New York’ta başlayan BM
Genel Kurulu’na ilk kez hitap
eden ABD Başkanõ Barack
Obama, dünyanõn karşõ karşõya
bulunduğu tehditlerle mücadele
edebilmek için çok taraflõ işbir-
liğinde yeni bir çağ başlatõlmasõ
çağrõsõnda bulundu. Geleceği ga-
ranti altõna almak için 4 ilkenin
izlenmesi gerektiğine inandõğõnõ
belirten Obama, bunlarõ; nükle-
er silahsõzlanma, barõş ve gü-
venliğe teşvik, gezegenin ko-
runmasõ ve herkese fõrsat sunan
küresel ekonomi olarak saydõ.
Obama, bu 4 ilkenin “uluslar-
arası işbirliğine kılavuzluk et-
mesi” temennisinde bulundu.
Nükleer silahlardan arõndõrõlmõş
bir dünya için çaba harcayacağõ
vaadinde bulunan Obama, “ortak
çıkar ve saygıya dayanan yeni
bir dünya düzeninin” kucak-
lanmasõnõ istedi. Obama, nükleer
silahsõzlanma konusundaki yü-
kümlülüklerini yerine getirme-
yen ülkelerin bunun sonuçlarõna
katlanmalarõnõn sağlanmasõ ge-
rektiğini, önümüzdeki 12 ayda
Nükleer Silahlarõn Yayõlmasõnõn
Önlenmesi Anlaşmasõ’nõn kuv-
vetlendirileceğini kaydetti.
ABD’nin Avrupa’nõn doğusunda
planladõğõ füze kalkanõ konusun-
da büyük bir değişiklik yapõlaca-
ğõnõn açõklanmasõyla Rusya ile
ilişkilerinde yeni bir dönemin
başlayabileceğinin sinyalini veren
Obama, Moskova yönetimiyle,
nükleer silahsõzlanma konusunda
anlaşma arayõşõna gireceğini kay-
detti. Konuşmasõnda Ortado-
ğu’daki duruma da değinen Oba-
ma, burada barõşõ sağlamak için
görüşmelerin tekrar başlamasõna
ihtiyaç duyulduğunu belirtti ve İs-
rail ile Filistin’in, güvenlik, sõnõr,
Kudüs’ün statüsü ve mülteciler
konusunda yaşanan görüş ayrõ-
lõklarõnõ çözmek için koşulsuz
masaya oturmalarõ vaktinin gel-
diğini belirtti.
‘Sonuçlarına katlanırlar’
Obama, “barış ve güvenlik
içinde yan yana yaşayan iki
devlet” amacõnõn açõk olduğunu
ifade etti ve İsrail’in Yahudi yer-
leşim birimi inşaatõnõ sürdürme-
sinin meşru olmadõğõna işaret
etti. ABD Başkanõ, İran ve Ku-
zey Kore’nin nükleer faaliyetle-
riyle ilgili olarak da, “Bu iki ül-
kenin hükümetleri bizi tehlikeli
bir rampaya itmektedir. Yü-
kümlülüklerini yerine getir-
meyen ülkeler bunun sonuçla-
rına katlanır. İran ve Kuzey
Kore hükümetleri uluslarara-
sı kuralları inkâr ederse, bu ül-
keler nükleer silahlanmayı böl-
gesel istikrarın önüne koyarsa
ve nükleer silahlanma yarışının
tehlikelerini görmezden gelir-
lerse o zaman bunun sonuçla-
rına katlanırlar” dedi.
Bununla birlikte İran ve Kuzey
Kore ile sorunlarõn diplomasi yo-
luyla çözülmesi yönünde çalõşa-
cağõnõ belirten Obama, Pits-
burg’daki G20 zirvesine de de-
ğindi ve G20’nin bütün mali mer-
kezlerin düzenlemelerinin güç-
lendirmesine yönelik karar al-
masõ gerektiğini de ifade etti.
‘Özür beklemeyin’
Obama, “Pittsburg’da dün-
yanın büyük ekonomileriyle
dengeli ve kalıcı bir büyüme
yolunu çizmek için birlikte ça-
lışacağız. Bu dikkatli olmak
ve çaba sarf etmekten vazgeç-
memek demek” diye konuştu.
“Kimse ülkemin çıkarlarını
koruduğum için benden özür
beklemesin” diyen ABD Baş-
kanõ ancak Amerikan karşõtlõğõ-
nõ engellemek için elinden gele-
ni yapacağõnõ söyledi.
İklim sözleri boş çıktı
BM Genel Kurulu zirvesi çer-
çevesinde New York’ta önceki
gün yapõlan ve Kyoto’nun yerini
alacak anlaşmanõn imzalanacağõ
Konpenhag zirvesine hazõrlõk ni-
teliğinde görülen İklim Değişik-
liği Zirvesi’nden ise anlamlõ bir
sonuç çõkmadõ. Çin Devlet Baş-
kanõ Hu Cintao ülkesinin sera et-
kisi yaratan gazlarõn atmosfere sa-
lõmõnõ önemli ölçüde azaltacak-
larõnõ ve iklim değişikliğiyle mü-
cadelede “kararlı adım” atmayõ
sürdüreceklerini belirtti.
ABD Başkanõ, “ortak çõkar ve saygõya dayanan yeni
dünya düzeninin” kucaklanmasõ gerektiğini söyledi
Obama konuştu
Ahmedinejad ‘dinledi’
ABD Başkanı Obama’nın BM
genel Kurulu’nda yaptığı ilk
konuşma bütün dünyada il-
giyle izlenirken, salonda bu-
lunan İran Cumhurbaşkanı
Ahmedinejad’ın za-
man zaman esne-
mesi dikkat çekti.
(Fotoğraflar: AP)
Obama
işbirliği çağrısı yaptı
Geleceği garanti altõna
almak için 4 ilkenin izlen-
mesi gerektiğine inandõğõ-
nõ belirten Obama, bunlarõ;
nükleer silahsõzlanma, ba-
rõş ve güvenliğe teşvik, ge-
zegenin korunmasõ ve her-
kese fõrsat sunan küresel
ekonomi olarak saydõ.
İngiltere nükleer filoyu küçültüyor
Dış Haberler Servisi - İngiltere’nin, inşasõ
planlanan “Trident” füzesi taşõyan nükleer de-
nizaltõ sayõsõnõ 4’ten 3’e indireceği bildiriliyor.
Başbakan Gordon Brown’õn, BM Güvenlik
Konseyi’nin bugün yapõlacak nükleer silahla-
rõn azaltõlmasõyla ilgili özel oturumunda, bu
kararõ açõklayacağõ öğrenildi. İngiltere’nin sa-
hip olduğu 160 savaş başlõğõnda da indirime
gidebileceği belirtiliyor. Brown’õn nükleer si-
lahlarda indirim konusunu görüşmeye hazõr ol-
duğunu söyleyeceği de gelen haberler arasõnda.
El Kaide’den Obama’ya tehdit
Dış Haberler Servisi - 11 Eylül saldõrõlarõnõn
8. yõldönümü sebebiyle El Kaide örgütünün iki
numaralõ ismi Eyman El Zevahiri’nin örgütün
sitesine koyulan video görüntülerinde ABD
Başkanõ Barack Obama’ya hitaben “Allah’õn
izniyle sonun Müslümanlarõn elinden olacak”
dediği bildiriliyor. Görüntülerde örgütün mali
kriz ve Obama’nõn başkanlõğa seçilmesi gibi
önemli olaylarõ yorumladõğõ görülüyor.