24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 24 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Avşar’a ‘Açılım’ Davası “Hiçbir şeyin değişmemesi için, her şeyin değişmesi gerekir.” İtalyan yazar Giuseppe Tomasi di Lampedusa’nın ünlü sözüdür... Visconti’nin “Leopar” filmiyle beyazperdeye uyar- lanan “Il Gattopardo” romanında Lampedusa, “de- rin muhafazakârlığın” kod adına dönüşen bu anah- tar cümleyi başkarakterlerinden birine söyletir. Romanda, aristokrasi için tarihi bağların çözüldü- ğü, yeni bir düzenin kurulduğu bir “altüst oluş dönemi” yaşanmaktadır. “Leopar” arması ile özdeşleştirilen Sicilya’nın soy- lu ailelerinden Salina’ların fertleri bu yeni durumu de- ğerlendirirken içlerinden birisi bu sözleri söyler: “Hiçbir şeyin değişmemesi için, her şeyin değişmesi gerekir!” Bu tek satırlık cümleyle yazar, alabildiğince sinik ve müstehzi bir “köktenci muhafazakârlık ruhunu” ta- rif etmekte; zevahir kurtarılırken hep “durağan” ka- lan bir dünyayı betimlemektedir. Lampedusa’nın tanımı uyarınca, ayrıcalıklar “özde” korunurken görüntü “sözde” değişmektedir. Tarih boyu Sicilya’da zaten sadece bu olagelmiş- tir. “Vitrin” değişirken; hükmedenlerin dünyasının “ay- rıcalıkları” biteviye aynı kalmış, halk bunun sonucunda her dönem “gelen ağam, giden paşam” demeye mah- kûm bırakılmıştır. Aynısını yaşadım Nereden nereye diyeceksiniz ama… Devrim Sevimay’la Avşar’ın “Kürt açılımı söyle- şisine” soruşturma açıldığında aklıma ilk gelen dü- şünce Lampedusa’nın bu “sözde ‘değişim’ adı altında sürdürülen ‘özde’ muhafazakârlık” tarifi oldu. “On üç yıl” önce bu olayın karbon kopya bir ben- zerini kendim yaşadım çünkü... Çetin Altan’la 1996’da yargı önüne çıkarıldığımız, “Devlet çete olmasın, hukuka otursun!” röportajından söz ediyorum…. Röportajı veren Çetin Altan’la beraber, röportajı ya- pan gazeteciyi -yani bendenizi- röportajı basan ga- zetenin yazıişleri müdürüyle birlikte, 159’dan “ağır ce- zalık” yapan zihniyette bakıyorum “milim” değişiklik olmamış. Düşünceyi baskı altına alan kanun maddelerinin ya- nındaki “sayılar” değişiyor; zihniyet değişmiyor. 1996 nire… 2009 nire… Köprüler altından görünürde(!) sular, seller, şela- leler akıyor… AB’ye...“aday” olunuyor; Brüksel’le “üyelik müza- kereleri” açılıyor; “en demokrat, en reformcu hükü- met”(!) kontenjanından yedi düvele nam salan “AK parti”(!) kadrosu ile yeni bir dünya kuruluyor; “Jako- ben-laik Kemalist cumhuriyet”(!) yerine “ılımlı İslam demokrasisinin”(!) temelleri atılıyor; “Kopernik dev- rimi” niteliğindeki bu “dev değişimlerin”(!) ardından, sıra zincirin -sözüm ona- son halkası “Kürt açılımı- na” geliyor… Aaa bir de ne görelim… Eski tas, eski hamam değil miymiş! “Uygun görülmeyen bir zatı muhterem”(!), kerameti kendinden menkul hükmedilen “uygunsuz bir laf”(!) mı etti; lafı eden, yayımlayan, basan -konvoy halin- de hâlâ- dosdoğru soluğu savcılıkta alıyor… Paçayı kurtaran bu durumda galiba bir tek “gaze- te bayi” oluyor. Biraz sıksalar; bayiyi de “değişim” adına “dağıtım suçundan” sorgu sual edecekler... Avşar gibi milyonların izlediği popüler bir yıldıza; Kürt kimliğiyle verdiği ilk röportaj yüzünden alayıva- layla böyle gözdağı vermek; “Bu konularda ahkâm kesmek, her babayiğidin harcı değil! Herkes haddi- ni bilsin. Hizaya girsin!” düdüğü çalmaktır. ‘Mesajcı’nın kellesini uçurmaya benziyor Röportajı yapan gazeteciye soruşturma/dava aç- mak daha beter… Ortaçağda hükümrana kötü mesaj getirenlerin kel- lesini uçurmaktan farksız. Röportajı gerçekleştiren gazeteci, şunun şurasın- da fikir beyan eden/bilgi verenle; bilgi edinen arasında “postacı” misali “mesaj taşıyor”… Ne yapsın? “Şu mesaj uygun! Bu mesaj değildir!” diyerek ken- di kendine otosansür mü uygulasın? Sevimay’a yapmış olduğu röportaj yüzünden, mahkeme yolu göstermek, meslektaşımızın şahsın- da hepimize gözdağı vermek, “Bize yalnız sakınca- sız bulduğumuz haberleri iletmekle mükellefsiniz!” şek- linde komut dağıtmakla eşdeğerdir… Demokrasilerde gazetecilerin görevi, bilfiil “hoşa gi- den mesajları ayıklamak”; kamuoyunu yalnızca “ho- şa giden mesajlarla” eylemek ve yalnızca “hoşa gi- den türden bir kamuoyu oluşturmak” olamaz. “Mesajı taşıyıp getiren gazetecinin”; “mesajı ve- renle” birlikte; hapishane yolu gösterilerek “terbiye edilmesi”(!); demokrasi geleneği ve kültüründen zerre kadar nasiplenmemiş ülkelerde görülebilen bir şey... Ama görüyorsunuz… İcabında her şey bizde değişiyor. “Antidemokratik öz” asla değişmiyor… Gelin de Lampedusa’yı anmayın. nilgun@cumhuriyet.com.tr Obama’nõn korumalarõyla yaşanan arbedenin ardõndan Başbakan paneldeki konuşmasõnõ iptal etti New York’ta koruma skandalõDış Haberler Servisi - 64. dönem Birleşmiş Milletler (BM) Genel Ku- rulu ve G-20 zirvesi çerçevesinde New York’ta bulunan Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’õn temaslarõna, ABD Başkanõ Barack Obama’nõn Amerikan gizli servisine bağlõ koru- malarla yaşanan ve itiş kakõşa varan tartõşma damgasõnõ vurdu. ANKA ve AA’nõn haberlerine göre, yaşanan skandal üzerine Erdoğan, güvenlik ge- rekçesiyle, eski ABD Başkanõ Bill Clinton tarafõndan düzenlenen Clin- ton Küresel Girişimi’nde yapacağõ ko- nuşmasõnõ iptal ederek ikamet ettiği otele geri döndü. Başbakanlõk kaynaklarõ olayõn Er- doğan’õn konuşma yapacağõ otele gi- dişi sõrasõnda, Erdoğan’õ korumakla görevli ABD gizli servis elemanlarõ ile Obama’nõn korumalarõ arasõnda ya- şanan iletişimsizlik nedeniyle yaşan- dõğõnõ söyledi. Amerikan gizli servi- si sözcüsü ise Türk heyetini kastede- rek “Kafası karışan bir yabancı delegasyon, Obama’nın otel çıkı- şında kullanması için hazırlanan ça- dıra girmeye kalktı. Kendilerine söylenen sözlü yönergeleri de an- lamadılar ve fiziksel olarak engel- lenmeleri gerekti” dedi ve olayõn dil anlaşõlmazlõğõ yüzünden de kötü bir hale geldiğini savundu. ANKA’ya göre New York’ta ön- ceki akşam yaşanan koruma skanda- lõ şöyle gelişti: Erdoğan, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile yaptõğõ görüşmenin ardõndan, Clinton Küresel Girişimi tarafõndan organize edi- len, Sheraton Oteli’nde düzenlenen toplantõda “G-20 Zirvesi ve Küresel Etkileri” konulu bir konuşma yapmak üzere konvoy ile hareket et- ti. Otele, yaklaşõk 100 metre kala Erdoğan’õn konvoyu, Amerikalõ gizli servis elemanlarõ ta- rafõndan durduruldu. ABD’li koruma görevlileri Obama’nõn konuşmasõnõ tamamladõğõnõ, otelden ayrõlmak üzere olduğunu kaydederek güvenlik nedeniyle Türk heyetini taşõyan araçlarõn otele kadar gitmesine izin vermedi. Araçtan inen Er- doğan ve beraberindeki heyet, Türk korumalar ve Amerikalõ gizli servis elemanlarõ ile birlik- te yaya olarak konferansõn yapõlacağõ otele doğru yürümeye başladõlar. Otele yaklaşõk 30 metre kala Obama’yõ korumakla görevli Ame- rikalõ korumalar, Erdoğan’õn otele girişine en- gel olmak istedi. Bu engellemenin ardõndan, Türk korumalar ve ABD’li korumalar arasõnda söz- lü tartõşma ve itiş kakõş yaşandõ. Erdoğan korumanın elini itti Arbede sõrasõnda da Erdoğan’õn Türk koru- malara elle müdahale eden bir Amerikalõ koru- maya kõzarak tepki gösterdiği ve Amerikalõ ko- rumanõn elini tutarak geri ittiği iddiasõ, akõlla- ra Davos’taki “One minute” krizini de getirdi. Erdoğan yaşanan olay üzerine makam aracõna binerek ikamet ettiği Plaza Otel’e geri döndü. Başbakanlõk kaynaklarõ olayõn Erdoğan’õ ko- rumakla görevli ABD gizli servis elemanlarõ ile Obama’nõn korumalarõ arasõndaki iletişimsizlik nedeniyle yaşandõğõnõ söylediler. Kaynaklar, Er- doğan’õn yaşanan iletişimsizlik üzerine bir ko- ruma zaafõ olduğu gerekçesiyle konuşma yap- maktan vazgeçirildiğini belirttiler. Olayõn bü- yütülmemesi gerektiğini, uygulamanõn rutin bir güvenlik uygulamasõ olduğunu iddia eden kaynaklar, “Erdoğan’ın güvenliği açısından orada bulunması uygun görülmemiştir” de- diler. Erdoğan’õ koruyan ABD gizli servis ele- manlarõnõn değiştirildiği bildirildi. Yaşananlara ilişkin konferansa ev sahipliği ya- pan eski ABD Başkanõ Bill Clinton’õn çok bü- yük üzüntü duyduğu kaydedildi. ABD’de yayõmlanan Washington Times ga- zetesi ise olayõ “Türk diplomatlar Obama’nın yakınında kavgaya neden oldu” başlõğõyla ver- di. Gazete olayõn, bir grup Türk diplomatõn, Oba- ma’nõn konuşmasõnõ tamamlamasõnõn ardõn- dan, otelin çõkõş kapõsõnda kendisini kapõya ka- dar uğurlayan Bill Clinton’a tam veda ederken meydana geldiğini yazdõ. Türk diplomatlarõn, Obama için uygulanan güvenlik çemberini yar- maya çalõşarak otele giriş yapmak istediğini, bu sõrada Obama’yõ korumakla görevli gizli servis elemanlarõ ve güvenlik güçlerinin de koruma çemberini yarmak isteyen Türk heyetini engellemek isteyip ite- rek Obama’nõn limuzininden uzak- laştõrmak istediği kaydedildi. Olayõn meydana geldiği sõrada, Obama’nõn makam aracõ olan limuzinin beyaz bir çadõrla kapalõ olduğu ve bu uygula- manõn başkanõ korumak amacõyla ya- põlan rutin bir Amerikan gizli servisi taktiği olduğu yazõldõ. ‘Davetsiz misafir’ Gazeteye konuşan Amerikan gizli servisi sözcüsü Ed Donavan, Türk he- yeti kastederek bu grubun kafalarõnõn karõşmõş olduğunu savundu ve ABD’li güvenlik güçlerinin kendilerine yö- nelik sözlü talimatlarõnõ anlamadõk- larõnõ, Obama’nõn otel çõkõşõnda kul- lanmasõ için hazõrlanan çadõra girme- ye kalktõklarõnõ bunun üzerine fiziki olarak engelleme ile karşõlaştõklarõnõ söyledi. Donavan şöyle devam etti: “Her şeye rağmen bu davetsiz mi- safirler çadıra giremedi. Sadece Obama’nın limuzinine 3-4 metre ka- dar yaklaşabildiler. Diplomatik he- yet birkaç sokak ötede bulunan ilk koruma noktası olan ve üniforma- lı New York polisinin kontrol etti- ği sokaktan gerekli geçiş izinleri ol- duğu için geçebildiler. Karışıklık sa- dece Obama’nın çıkış yapacağı za- man gelmelerinde oldu. Yanlış bir zamanda geldiler. Olay dil anlaşılmazlığı yüzünden de kötü bir hale geldi.” Erdoğan’a eşlik eden Türk heyetinde şu isim- ler de bulunuyor: Dõşişleri Bakanõ Ahmet Da- vutoğlu, Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõm- cõsõ Ali Babacan, Devlet Bakanõ ve Başmüza- kereci Egemen Bağış, Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek, Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan ve Dõşişleri Ba- kanlõğõ Müsteşarõ Feridun Sinirlioğlu. Geçen yõl da İspanya’da yapõlan Medeniyet- ler İttifakõ 1. Forumu sõrasõnda Erdoğan’õn top- lantõnõn yapõlacağõ binaya girmesi sõrasõnda İs- panyol güvenlik görevlileriyle Başbakan’õn ko- rumalarõ arasõnda arbede yaşanmõştõ. Kapõdaki görevlilerin, Erdoğan’õn korumalarõnõ binaya sokmamasõ üzerine başlayan ve birkaç dakika süren olay, çevredekilerin müdahalesiyle büyük kavgaya dönüşmeden yatõştõrõlmõştõ. Başbakanlık kaynaklarına göre olay Erdoğan’ı korumakla görevli ABD gizli servis elemanları ile Obama’nın korumaları arasında yaşandı. ABD gizli servisi sözcüsü ise Türk heyetini kastederek “Kafası karışan bir yabancı delegasyon, Obama’nın otel çıkışında kullanması için hazırlanan çadıra girmeye kalktı. Sözlü talimatları da anlamadılar ve fiziksel olarak engellenmeleri gerekti” dedi. Erdoğan, önceki gün Manhattan’da 5. Cadde’de yürümüştü. (Fotoğraf: AA) Kaddafi yine çadırı kurdu Dış Haberler Servisi - Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katõlmak üzere New York’ta bulunan Libya lideri Muammer Kaddafi’nin günlerdir merakla beklenen çadõrõnõ nereye kuracağõ sorusunun yanõtõ önceki gün aydõnlandõ. İngiliz Times gaze- tesinin haberine göre, Kaddafi ABD’ye yaptõğõ bu ilk ziyaretinde çadõrõnõ New York’un kuzeyinde emlak kralõ Donald Trump’a ait bir araziye kurdu. Ancak ça- dõrõn kurulduğu Bedford kasabasõ halkõ, çadõrõn kaldõrõlmasõ için kollarõ sõvadõ. Önceki gece New York’a giden Kadda- fi’nin çadõrõ için, arazinin bir bölümünün kiralandõğõ, fakat Libya liderinin geceleri- ni ülkesinin diplomatik misyonunda geçir- mesinin beklendiği kaydedildi. Trump’a ait şirket yetkilileri ise arazinin kim tara- fõndan kiralandõğõ konusunda emin olun- madõğõnõ çünkü kõsa dönemli olarak bu mülkün Ortadoğulu ortaklarõna kiralandõ- ğõnõ kaydetti. Bedford yetkilileri ise çadõ- rõn sökülmesini sağlamak için bütün hu- kuki yollara başvurmakta kararlõ. Central Park’ı istedi izin alamadı New York’taki kimi politikacõ ise Kad- dafi’yi “terörist” olarak niteleyerek ara- zinin Libya liderinin çadõrõ için kiralan- masõna tepki gösterdi. ABD Kongre üyesi John Hall, 1998’de Londra-New York seferini yapan Pan Amerikan yolcu uçağõ- na düzenlenen 270 kişinin öldüğü Loc- kerbie faciasõ olarak adlandõrõlan bombalõ saldõrõya atõfta bulunarak “bölgenin kimi sakinleri bu saldırıda yaşamını yitirdi. Kaddafi’nin buradaki varlığı bu kur- banlara ve ailelerine bir tokattır” diye konuştu. Kaddafi ilk önce çadõrõnõ New York’un ünlü Central Park’õna kurmak is- temiş ama izin alamamõştõ. Ardõndan baş- ka alanlara yönelik çadõrõnõ kurma giri- şimlerinden de olumlu sonuç çõkmamõştõ. Libya lideri Kaddafi’nin çadırı, emlak kralı Do- nald Trump’a ait bir araziye kuruldu. (AP) BEHZAD BARIŞ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - New York’ta başlayan BM Genel Kurulu’na ilk kez hitap eden ABD Başkanõ Barack Obama, dünyanõn karşõ karşõya bulunduğu tehditlerle mücadele edebilmek için çok taraflõ işbir- liğinde yeni bir çağ başlatõlmasõ çağrõsõnda bulundu. Geleceği ga- ranti altõna almak için 4 ilkenin izlenmesi gerektiğine inandõğõnõ belirten Obama, bunlarõ; nükle- er silahsõzlanma, barõş ve gü- venliğe teşvik, gezegenin ko- runmasõ ve herkese fõrsat sunan küresel ekonomi olarak saydõ. Obama, bu 4 ilkenin “uluslar- arası işbirliğine kılavuzluk et- mesi” temennisinde bulundu. Nükleer silahlardan arõndõrõlmõş bir dünya için çaba harcayacağõ vaadinde bulunan Obama, “ortak çıkar ve saygıya dayanan yeni bir dünya düzeninin” kucak- lanmasõnõ istedi. Obama, nükleer silahsõzlanma konusundaki yü- kümlülüklerini yerine getirme- yen ülkelerin bunun sonuçlarõna katlanmalarõnõn sağlanmasõ ge- rektiğini, önümüzdeki 12 ayda Nükleer Silahlarõn Yayõlmasõnõn Önlenmesi Anlaşmasõ’nõn kuv- vetlendirileceğini kaydetti. ABD’nin Avrupa’nõn doğusunda planladõğõ füze kalkanõ konusun- da büyük bir değişiklik yapõlaca- ğõnõn açõklanmasõyla Rusya ile ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayabileceğinin sinyalini veren Obama, Moskova yönetimiyle, nükleer silahsõzlanma konusunda anlaşma arayõşõna gireceğini kay- detti. Konuşmasõnda Ortado- ğu’daki duruma da değinen Oba- ma, burada barõşõ sağlamak için görüşmelerin tekrar başlamasõna ihtiyaç duyulduğunu belirtti ve İs- rail ile Filistin’in, güvenlik, sõnõr, Kudüs’ün statüsü ve mülteciler konusunda yaşanan görüş ayrõ- lõklarõnõ çözmek için koşulsuz masaya oturmalarõ vaktinin gel- diğini belirtti. ‘Sonuçlarına katlanırlar’ Obama, “barış ve güvenlik içinde yan yana yaşayan iki devlet” amacõnõn açõk olduğunu ifade etti ve İsrail’in Yahudi yer- leşim birimi inşaatõnõ sürdürme- sinin meşru olmadõğõna işaret etti. ABD Başkanõ, İran ve Ku- zey Kore’nin nükleer faaliyetle- riyle ilgili olarak da, “Bu iki ül- kenin hükümetleri bizi tehlikeli bir rampaya itmektedir. Yü- kümlülüklerini yerine getir- meyen ülkeler bunun sonuçla- rına katlanır. İran ve Kuzey Kore hükümetleri uluslarara- sı kuralları inkâr ederse, bu ül- keler nükleer silahlanmayı böl- gesel istikrarın önüne koyarsa ve nükleer silahlanma yarışının tehlikelerini görmezden gelir- lerse o zaman bunun sonuçla- rına katlanırlar” dedi. Bununla birlikte İran ve Kuzey Kore ile sorunlarõn diplomasi yo- luyla çözülmesi yönünde çalõşa- cağõnõ belirten Obama, Pits- burg’daki G20 zirvesine de de- ğindi ve G20’nin bütün mali mer- kezlerin düzenlemelerinin güç- lendirmesine yönelik karar al- masõ gerektiğini de ifade etti. ‘Özür beklemeyin’ Obama, “Pittsburg’da dün- yanın büyük ekonomileriyle dengeli ve kalıcı bir büyüme yolunu çizmek için birlikte ça- lışacağız. Bu dikkatli olmak ve çaba sarf etmekten vazgeç- memek demek” diye konuştu. “Kimse ülkemin çıkarlarını koruduğum için benden özür beklemesin” diyen ABD Baş- kanõ ancak Amerikan karşõtlõğõ- nõ engellemek için elinden gele- ni yapacağõnõ söyledi. İklim sözleri boş çıktı BM Genel Kurulu zirvesi çer- çevesinde New York’ta önceki gün yapõlan ve Kyoto’nun yerini alacak anlaşmanõn imzalanacağõ Konpenhag zirvesine hazõrlõk ni- teliğinde görülen İklim Değişik- liği Zirvesi’nden ise anlamlõ bir sonuç çõkmadõ. Çin Devlet Baş- kanõ Hu Cintao ülkesinin sera et- kisi yaratan gazlarõn atmosfere sa- lõmõnõ önemli ölçüde azaltacak- larõnõ ve iklim değişikliğiyle mü- cadelede “kararlı adım” atmayõ sürdüreceklerini belirtti. ABD Başkanõ, “ortak çõkar ve saygõya dayanan yeni dünya düzeninin” kucaklanmasõ gerektiğini söyledi Obama konuştu Ahmedinejad ‘dinledi’ ABD Başkanı Obama’nın BM genel Kurulu’nda yaptığı ilk konuşma bütün dünyada il- giyle izlenirken, salonda bu- lunan İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın za- man zaman esne- mesi dikkat çekti. (Fotoğraflar: AP) Obama işbirliği çağrısı yaptı Geleceği garanti altõna almak için 4 ilkenin izlen- mesi gerektiğine inandõğõ- nõ belirten Obama, bunlarõ; nükleer silahsõzlanma, ba- rõş ve güvenliğe teşvik, ge- zegenin korunmasõ ve her- kese fõrsat sunan küresel ekonomi olarak saydõ. İngiltere nükleer filoyu küçültüyor Dış Haberler Servisi - İngiltere’nin, inşasõ planlanan “Trident” füzesi taşõyan nükleer de- nizaltõ sayõsõnõ 4’ten 3’e indireceği bildiriliyor. Başbakan Gordon Brown’õn, BM Güvenlik Konseyi’nin bugün yapõlacak nükleer silahla- rõn azaltõlmasõyla ilgili özel oturumunda, bu kararõ açõklayacağõ öğrenildi. İngiltere’nin sa- hip olduğu 160 savaş başlõğõnda da indirime gidebileceği belirtiliyor. Brown’õn nükleer si- lahlarda indirim konusunu görüşmeye hazõr ol- duğunu söyleyeceği de gelen haberler arasõnda. El Kaide’den Obama’ya tehdit Dış Haberler Servisi - 11 Eylül saldõrõlarõnõn 8. yõldönümü sebebiyle El Kaide örgütünün iki numaralõ ismi Eyman El Zevahiri’nin örgütün sitesine koyulan video görüntülerinde ABD Başkanõ Barack Obama’ya hitaben “Allah’õn izniyle sonun Müslümanlarõn elinden olacak” dediği bildiriliyor. Görüntülerde örgütün mali kriz ve Obama’nõn başkanlõğa seçilmesi gibi önemli olaylarõ yorumladõğõ görülüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear