28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 19 EYLÜL 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 7 İşçi Sağlõğõ Yönetmeliği ile işçiyi muayeneye 3 dakika zaman öngören hükümete Tabip Odalarõ’ndan tepki var İşçi sağlõğõ yok sayõlõyor SİBEL BAHÇETEPE AKP hükümetinin yürürlüğe koyduğu yeni iş sağlõğõ yönetmeliği ile bir işçiye muayene için ayrõlan süre 3 dakika ile sõnõrlandõrõlõyor, tabip odalarõnõn 2003 yõlõndan bu yana verdiği “İşyeri Hekimliği” sertifikalarõ yok sayõlõyor, işyerinde yardõmcõ sağlõk personeli bulundurma zorunluluğu ortadan kaldõrõlõyor ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile tabip odalarõnõn iş yeri hekimliği kursu düzenleme yetkisi elinden alõnõyor. Hekimler söz konusu yönetmeliğin, sağlõk alanõnda taşeronlaştõrma ve özelleştirmenin önünü açtõğõnõ, bu haliyle yürürlükte kalmasõnõn iş kazalarõnõ artõracağõnõ ve işçi sağlõğõnõ tehlikeye sokacağõnõ söylüyorlar. TTB ise önümüzdeki günlerde yönetmeliğin iptali için dava açmaya hazõrlanõyor. Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlõğõ tarafõndan geçen haftalarda Resmi Gazete’de yayõmlanarak yürürlüğe giren İşyeri Sağlõk ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlõk ve Güvenlik Birimleri hakkõndaki yönetmeliğin bazõ maddelerinin, özellikle işçi sağlõğõ açõsõndan tehlike yaratacağõ belirtiliyor. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Bu konuya sıklıkla dönüyorum. Yurdu- muzda her alanda yanıltıcı, gerçek dışı, aldatıcı çok haber ve yorum var kuşkusuz. Bu sü- tunlarda onlara değinmek gereğini duyuyorum. Hürriyet’in başlığında “Hayata tutundu hastalığı yendi. Yüksek moralle kanseri yendi. Kolon kanseri tanısı konup bir hafta ömür biçilen Ce- lil Yaylan temiz hava, sevdiği işle uğraşma, hayvanlara ilgi ve kazandığı moralle tıp dün- yasını şaşırttı. Ameliyat olan hasta 6 yıldır ya- şıyor” haberlerini okuyoruz. Moral, maneviyat tabii ki çok önemli her insan için sağlıkta ve hastalıkta; ama kanseri moralle, hayvan sev- gisi ile, temiz hava ile yendi. Olacak şey mi- dir? Celil Bey’in şansı varmış ameliyat olmuş ve bugüne kadar metastaz yapmamış. Dile- rim uzun ve sağlıklı yaşar. Ben ondan daha şanslıyım. Kolon kanseri ameliyatı oldum ve 26 yıldır yaşıyorum, vallahi moralimi Türkiye’nin iktidarlarına rağmen (hele sonuncusu) sağlam tutuyorum. “Ama kanserimi sağlam moralim- le yendim” dersem saçma bir şey söylemiş olurum. Sevgili arkadaşım Prof. Dr. Hıfzı Özcan da 23 yıl önce kolon kanseri ameliyatı oldu. Şim- di biz bu iki meslektaş sosyal hizmetler veri- yoruz, hayırlı işler ve dernek çalışmaları ya- pıyoruz. Bu yüzden kansere yenilmedik de- sek bu doğru olabilir mi? Moral herkese lazım ama “kanseri moral yok ediyor” hiç bilimsel ol- mayan bir mantık. Efendim Star TV’de bir su- nucu yabanmersinini tanıtıyor. Bir meyve bu, akıl durdurucu etkileri var. Bu yabanmersini her derde deva, kanser, diyabet, ishal, damar sertliği, yaşlanma… Belki benim kaydede- mediklerim de vardır. Bir de yine aynı televizyonda sunulan her derde deva bir mantar vardı. Bu çok marifetli mantarı Ada- na’dan bir profesör halka tanıtmıştı. Sevdiği- miz, övdüğümüz bir sunucu olan dostum Uğur Dündar’ı bu konularda uyarmıştım. Teşekkürle karşılamıştı. Bu defa onun denetiminden kaçtı sanırım. Önceki yazılarımda pişmiş so- ğanı, keçiboynuzunu, kiraz sapını, enginar yap- rağını, dereotunu, havuç suyunu, ebegüme- cini, ısırgan otunu, böğürtleni, ıspanak suyu- nu kozmik bilim diye, çeşitli hastalıklara ça- re diye sunanlardan söz etmiştim. Bunlar el- bette yararlı olabilen gıdalar ancak onları te- davi aracı olarak sunabilir misiniz? Manyetik yataktan, genetik hastalıklar için uygulanan akupunkturdan ve henüz klinik uygulama zamanı gelmemiş olan kök hücre tedavile- rinden birkaç kez söz etmiştim. Sevgili Cumhuriyet okurları bu yanıltıcı ha- berlerden korunabilmek için sığınılacak bir yer var. O da bilimdir. Tıp bilimi, farmakoloji hangi hastalıklara, hangi ilaçların yararlı ola- cağını bize söyler. Bunları tanınmış ders ki- taplarında (Text Book) bulabilirsiniz. Araştır- malar ve yeni buluşlar hakemli tıp dergilerin- de yayımlanır. Kuşkusuz güvenilir bilim insa- nı niteliği taşıyan hekimler neyin doğru, neyin yanlış olduğunu da size bildirirler. Bu bilim in- sanları Türkiye’de hiç de nadir değildir. Med- yanın da yüz binlerce, milyonlarca yurttaşımızın okuyup dinlediği ve etkilendiği sağlık haber- lerini sunarken bu bilim insanlarına danışmaları beklenir. Ama gerçek şu ki ve yazık ki çok de- fa bu dikkati ve bu titizliği göstermiyorlar. coskunoz@superonline.com Yanıltıcı Sağlık Haberleri İstanbul Tabip Odasõ Yönetim Kurulu üyesi Dr. Nazmi Algan, yönetmelikte bir işçiye ayrõlan muayene süresinin 3 dakika ile sõnõrlandõrõlmasõnõn hekime ve işçiye yapõlan bir hakaret olduğunu belirterek “3 dakikada nasõl muayene yapõlabilir? Yalnõzca 3 dakika, bir hekimin formu doldurmasõ için yetebilir. Bu bir rezilliktir. Bunun işçi sağlõğõ ve iş güvenliğini gözeten bir niyeti olmadõğõnõ görüyoruz” dedi. Yönetmelikle işyeri hekiminin çalõşma süresinin de azalacağõna dikkat çeken Algan, şöyle devam etti: “İşyeri hekiminin daha az işyerinde bulunmasõ işverenin daha az maaş ödemesi anlamõna da gelmekte. Yönetmelikle işverene kõyak da çekilmiş. ‘İş yeri hekimi istihdam etme, taşeronu kullan’ deniliyor. Ayrõca TTB ya da tabip odalarõnõn yetkisi ortadan kaldõrõldõğõ için işyerleri, işyeri hekimliği hizmetini taşeron bir firmadan hizmet almaya gidecek. Nerede özelleştirme varsa orada hizmet kalitesi de düşer. Ayrõca yaklaşõk 20 yõldõr, 18 üniversitenin imzasõyla işyeri hekimliği eğitimleri veren TTB yok sayõlõyor. Oysa 3 yõl önce benzeri bir olay yaşanmõş, karar Danõştay’dan dönmüştü. Böyle bir karar olmasõna karşõn şimdi de yönetmelikle bunu yeniden karşõmõza çõkarmalarõna anlam veremiyorum. İş kazalarõnõ önlemek ve işçi güvenliğini sağlamak için iş güvenliği müfettişlerinin sayõsõ arttõrõlmalõ, denetimler sõk yapõlmalõ, işyeri hekimliği bulundurmayan işverene caydõrõcõ cezalar verilmelidir.” İSTİHDAM ETME, TAŞERON KULLAN Dr. Algan İKİ GRUP YARIŞACAK Eczacõlar seçime hazõr İstanbul Haber Servisi - İstanbul Eczacõ Odasõ seçimlerinde iki ayrõ grubun yarõşmasõ bekleniyor. 27 Eylül Pazar günü gerçekleştirilecek seçimlerde, İstanbul Eczacõ Odasõ Başkanõ Semih Güngör, ikinci kez başkanlõk için yarõşacak. Yaklaşõk 3 bin 500 eczacõnõn oy kullanacağõ seçimlerde, Çağdaş Eczacõlar Grubu ile Eczacõnõn Sesi hareketi yarõşacak. 8 bine yakõn üyesi bulunan İstanbul Eczacõ Odasõ, 2 yõllõğõna yeni yönetimini belirleyecek. İlk olarak bugün saat 11.00’de Mecidiyeköy’deki oda merkezinde çoğunluk aranarak gündem yapõlacak. Çoğunluk sağlanamadõğõ takdirde 26 Eylül Cumartesi günü 10.00-18.00 saatleri arasõnda Taksim The Marmara Otel’de genel kurul toplantõsõ gerçekleştirilecek. 27 Eylül Pazar günü ise Nişantaşõ Nuri Akõn Anadolu Lisesi’nde yapõlacak seçimlerde eczacõlar saat 09.00- 17.00 arasõnda oy kullanacaklar. 2 farklõ grubun listelerinin belirlendiği seçimlerin, İstanbul Eczacõ Odasõ’nõn Başkanõ Çağdaş Eczacõlar grubundan Semih Güngör ile Eczacõnõn Sesi grubundan Hakan Gençosmanoğlu arasõnda geçmesi bekleniyor. Bu seçimlerde de listelere son güne kadar yenilerinin eklenebileceği kaydedildi. YAŞAMAK SANATTIR İstanbul Haber Servisi - Meral Konrat’õn sunuculuğunu yaptõğõ ve Kanal t’de yayõmlanan “Yaşamak Sanattır” adlõ programda Yaşam Hastanesi doktorlarõ her gün 1 saat yurttaşlarõ sağlõk konusunda bilgilendiriyor ve onlarõn sorularõnõ yanõtlõyorlar. Her gün saat 19.19’da başlayõp 1 saat süren programa Yaşam Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanõ Op. Dr. Beyzade Özkahraman, İç Hastalõklarõ Uzmanõ Süleyman Kayhan’õn yanõ sõra her gün farklõ bir uzman doktor daha katõlõyor ve değişik konular tartõşõlõyor. Program öncesinde Yaşam Hastanesi’ne gelip ücretsiz check-up yaptõrmõş bir ünlü konuğun check-up sonuçlarõ değerlendiriliyor. ÇÖLYAK HASTALIĞINA YOL AÇABİLİR Ek gıdaya geçişi geciktirmeyin ŞULE KÖKTÜRK Bebek beslenmesinde, bebeğin en önemli ihtiyacõnõn anne sütü olduğu ar- tõk neredeyse her anne tarafõndan bilini- yor. Ancak uzmanlar, anne sütü iyi ge- liyor veya süt yetmiyor diye, ek besinlere geç veya erken geçilmesinin bebekte, çöl- yak hastalõğõ gibi ciddi sorunlara yol aça- bileceği uyarõsõnda bulunuyorlar. Ek be- sinlere geçişte hijyen ise en çok dikkat edilmesi gereken kural. Özel Göztepe Hastanesi Çocuk Sağlõ- ğõ ve Hastalõklarõ Uzmanõ Dr. Afşin Ünver, anne sütü alan bebekte 6’ncõ ay- dan sonra, gelişimi normal gidiyor diye sadece anne sütü verilmesinin doğru ol- madõğõnõ söyledi. Geç ek gõdaya geçişin, ek gõdaya geçişi zorlaştõrabileceğini ifade eden Ünver, “Bağırsaklarda ba- zı besinlere karşı intölerans gelişebi- lir, çölyak hastalığında olduğu gibi” dedi. Çocuğun büyüme-gelişmesinde azalma başlamasõ durumunda 4’üncü, 5’inci aylardan sonra da ek gõdaya ge- çilebileceğini vurgulayan Ünver, “An- ne sütü alan 4 aylık bir bebek, bir ay önce 1 kilo almış, ama bir sonraki ay- da 500 gram almış. Anne sütünün azaldığını, çocuğun geceleri sık kalk- tığını söylüyor, anne de farkında; ço- cuğun kilo alması düşmüş, doktor farkında, mutlaka ek gıdaya başlaya- cağız. Eğer kilo alımı normal devam ediyorsa 6’ncı ayda ek gıdaya geçebi- liriz” diye konuştu. Ek gõdalara geçişte çeşitli sorunlarla karşõlaşõlabileceğine de dikkati çeken Ünver, ilk 6 ayda em- me duygusuna alõşan bebeğin, kaşõğõ, be- sinleri diliyle dõşarõ itebileceğini, ağzõnõ kapayabileceğini ancak bunlarõn bebeğin besini sevmediği anlamõna gelmediğini vurguladõ. Çocuk ihtiyacı kadar yer Her çocuğun ihtiyacõ kadar besin ala- cağõnõ ifade eden Ünver, şunlarõ kaydetti: “Bir kaşık mama alan bebek, daha sonra yemek istemiyorsa, bu onun doyduğu anlamına gelmez, mutlaka oyunlarla çocuğa yemek yedirmek ge- rekir. Çocuğa 2 yaşına kadar aralar- da anne sütü verilebilir. Ancak bazı an- ne-babalar çocuğum hiç yemiyor diye şikâyet etse de büyüme gelişme eğrisi normal çıkabiliyor. Bebek beslenme- sinde hijyene dikkat edilmeli, mutfak hijyeni sağlanmalı.” Dr. Ünver Dikkat eksikliğinin nedeni teknoloji Uzun süre bilgisayar ve televizyon başõnda vakit geçiren çocuk, dikkat eksikliği sorunu yaşõyor. Çocuklar bilgisayar ve TV başõnda yarõm saatten fazla zaman geçirmemeli İstanbul Haber Servisi - Çocuklarõn uzun süre bilgisayar ve televizyon karşõ- sõnda oturmasõ, oyun oynamasõ dikkat ek- sikliğine neden oluyor. Çocuk gelişim ve eğitim uzmanlarõ, çocuklarõn günde yarõm saatten fazla bil- gisayar ya da televizyon başõnda zaman ge- çirmemesi gerektiğini belirterek “Aileler çocuklarına vakit ayırmalı, birlikte çe- şitli sosyal aktiviteler yapmalıdırlar. Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte bu tarz davranış bozukluğu olan çocukların sayısının da arttığını gör- mekteyiz” dediler. Çocuk Gelişimi ve Eği- timi Uzmanõ Ayşim İncesulu, günümüzde elektronik aletlerin artmasõ, çocuklarõn da- ha çok televizyon izlemesine, bilgisayar oyunlarõ oynamasõna neden olduğunu vurgulayarak, “Örneğin atari oyunla- rındaki, kısa sürede çabuk değişen ek- ran görüntüleri, beyni anında değiştir- me ve değişik şeyleri izlemeye odaklıyor. Dolayısıyla uzun süreli aynı materyal- le çalışmak için oturan bir çocuk, ma- teryalin çabuk tükenmesini bekliyor, ça- buk tükenmeyen bir materyalle de ça- lışabilme alışkanlığı olmadığı için yo- ğunlaşamıyor, dikkat eksikliği ortaya çı- kıyor” dedi. Özellikle 3-6 yaş arasõ çocuklarõn anne babasõyla zaman geçirmesinin önemine de- ğinen İncesulu, “Elektronik oyuncak- lardan çocuklarımızı uzak tutalım, ev- de birbirimize gerekli zamanı ayıralım. Herkesin televizyon seyrettiği, bir şey- ler atıştırdığı birliktelik, birliktelik de- ğildir. Birlikte olmak bir şeyleri pay- laşmaktır, sorunları çözmek, birbi- rini dinlemek, bir aktivite yap- maktır. Dikkat eksikliğini özel- likle okul öncesi dönemde fark et- mek ve profesyonel destek almak oldukça önem taşır. Tedavi edil- mezse başladığı işi bitiremeyen, tek başına çalışamayan, yaratıcı düşüne- meyen, problem çözme yeteneği ge- lişmemiş bireyler ortaya çıkar. Hatta evlendiklerinde ya da iş ha- yatlarında da sorunla karşılaş- tıklarında olumsuz sonlandı- rırlar” diye konuştu. Özel Göztepe Hastanesi Çocuk Sağlõğõ ve Hastalõklarõ Uzmanõ Dr. Afşin Ünver, anne sütü alan bebekte 6’ncõ aydan sonra, gelişimi normal gidiyor diye sadece anne sütü verilmesinin doğru olmadõğõnõ söyledi. Ekonomik kriz intiharları arttırıyor İstanbul Haber Servisi - Yapõlan araştõrmalara göre dünyada her yõl yaklaşõk 1 milyon kişi intihar ederken bu sayõnõn ülkemizde her 3 saatte bir olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, son yõllarda yaşanan ekonomik krizin intihar sayõlarõnõ arttõrdõğõnõ belirterek “İntihar bir halk sağlõğõ sorunudur. Önlem alõnmadõğõ takdirde sayõ daha da artacaktõr” uyarõsõnda bulundular. Ülkemizde son 20 yõlda yaklaşõk 39 bin 300 kişinin hayatõna son verdiği, intihar oranõnõn da bu süre içinde yüzde 85 artõş gösterdiği kaydedildi. Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Genel Başkanõ Dr. Şeref Özer ile TPD Krize Müdahale ve İntiharõ Önleme Bilimsel Çalõşma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Tarõk Yõlmaz yaptõklarõ açõklamada, intiharõn özellikle gençler ve genç erişkinler arasõnda arttõğõna dikkat çektiler. Açõklamada “Türkiye’de her 8 saatte bir 29 yaş ve altõnda bir genç ya da ergen, intihar sonucu hayatõnõ kaybetmektedir” denildi. Açõklamada, “2001 yõlõnda ağõr bir ekonomik krizle sarsõlan ülkemizde intihar oranõ bir önceki yõla oranla yüzde 41.5 gibi çok çarpõcõ bir artõş göstermiştir. Yine bu yõl da küresel ekonomik krizin etkisiyle intihar oranlarõnda önemli bir artõş beklenmektedir” denildi. Kunduracı göğsü ve güvercin göğsü İstanbul Haber Servisi - Göğüs kafesinin içe doğru çökük olmasõ olarak bilinen “kunduracõ göğsü” ile dõşa doğru çõkõntõlõ olan “güvercin göğsü” hastalarõ, günümüzde başarõlõ ameliyatlarla kõsa sürede sağlõklarõna ve normal görünümlerine kavuşuyor. Marmara Üniversitesi Tõp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalõ Başkanõ Prof. Dr. Mustafa Yüksel, bu hastalarõn günümüzde kapalõ yöntem ameliyat teknikleri ile tedavilerinin yapõldõğõnõ, hastanõn kõsa sürede normal görünümüne kavuştuğunu ve günlük hayatõna devam ettiğini söyledi. Hastalarõn genellikle 16-17 yaşõnda gençler olduğunu anõmsatan Yüksel, ameliyatlarõn ardõndan hastalarõn kendilerini psikolojik olarak rahat hissettiklerini kaydetti. Böbrek yetersizliği artıyor İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tõp Fakültesi İç Hastalõklarõ Anabilim Dalõ Öğretim Üyesi ve Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Ecder, kronik böbrek yetersizliğinin son yõllarda giderek arttõğõnõ belirterek, tüm dünyada acil önlemlerin alõnmasõ gerektiğini söyledi. Ecder, dünyada diyaliz tedavisi gören hasta sayõsõnõn 2000 yõlõnda 1 milyon dolayõnda olduğunu, aradan geçen yaklaşõk 10 yõla yakõn sürede bu sayõnõn 2 katõna çõktõğõnõ anõmsatarak “Hasta artõşõnõn bu hõzla sürmesi durumunda ekonomik açõdan iyi düzeyde olan ülkeler bile tedavilerde zorlanacaklar” diye konuştu. Avrupa’nın en obezi Türkiye İstanbul Haber Servisi - Genel Cerrahi Uzmanõ Doç. Dr. Sadõk Yõldõrõm, Türkiye’de 30 yaşõn üzerindeki erkeklerde obezite oranõnõn yüzde 21, kadõnlarda ise yüzde 43 olduğunu belirterek, “Avrupa’nõn en obez ülkesi maalesef Türkiye” dedi. Yõldõrõm, yağdan zengin beslenmenin artmasõ, hareketsizlik, sõk doğumlar, fast-food tarzõ yağlõ yiyeceklerin fazla miktarda ve sõk tüketilir olmasõnõn obeziteyi arttõrdõğõnõ vurgulayarak “Kişi şişman olmakla farklõ birçok hastalõğõ da vücuduna davet etmiş oluyor. Şişmanlõk bir tümör gibi kabul edilip tedavisi yapõlmalõ” açõklamasõnõ yaptõ. Sokak sütleri hijyenik değil İstanbul Haber Servisi - İstanbul Veteriner Hekimler Odasõ Başkanõ Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, sokak sütlerinin hijyenik ve sağlõklõ olmadõğõnõ belirterek, “Sokak sütlerinin bakteri sayõsõnõ kontrol altõnda tutmak mümkün değil. Süt ve süt ürünleri tüketirken modern çiftliklerde üretilmiş, kontrolleri yapõlmõş süt ve süt ürünlerini kullanõn. Aksi halde hayvandan insana bulaşan hastalõklarõn önüne geçebilmek mümkün olmayabilir” uyarõsõnda bulundular.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear