Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
larımız her zamankinden fazla” diyor ve… “bu işi mut-
laka çözmeliyiz” diye bir ekleme yapıyor.
İçinize kuşku düşmüyor mu: Nerede kaldı “çözü-
me her zamankinden daha yakın” olduğunu ifade
eden, Türk kamuoyundan önce yabancı elçilere ve-
rilen güvence?
Yoksa güvenceyi şeytan aldı götürdü de satama-
dan getirdi mi: Bay RTE, çözüme dair umutlardan…
“bu işi mutlaka çözmek gerektiğinden” söz ediyor?
Bir başka güvencesi daha var; geri adım atmaya-
caklar, ödün vermeyeceklermiş.
Bin kere maşallah, bravo! Lakin ödün vermeye-
cekleri, geri adım atmayacakları bir noktaya mı gel-
diler? Belli değil.
Açıklamalar adeta üç bilinmeyenli denklem!
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu başka bir ko-
nuda güvence vermeye çalışıyor.
Gazete haberleri Davutoğlu’nun; “Yukarı Karabağ
sorunu ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin zedelene-
ceği kaygısının giderilmesi için muhalefetle yapaca-
ğı istişarelerde partilere (başta CHP’ye) bu çerçeve-
de ‘güvence’ vermeye çalışacağını” yazıyor.
Protokole yazılmayan sözlü güvenceler? CHP lideri
Deniz Baykal’ı tatmin edecek mi?
Zira Baykal; son katıldığı bir TV programında Er-
meni işgalinde olan Yukarı Karabağ sorununun
Azerbaycan doğrultusunda çözümlenmediği sürece
Tiflis’e sınır kapılarının açılmasına yeşil ışık yakma-
yacağını çok açık biçimde açıkladı.
Ermenilerin Karabağ’ı işgali ile sınırları kapattığımızı
ve bu gerekçenin bugün ortadan kalkmadığının al-
tını çizerek...
Dahası var; Ermenistan kamuoyu sözde soykırımın
tarihçiler tarafından incelenmesine karşı… Kars, Ar-
dahan illerinin batı Ermenistan olarak tanımlanıp anıl-
masından da asla vazgeçmeyeceklerinde ısrar edi-
yor.
Ağrı Dağı hâlâ ulusal bir sembol! 1915 Kars An-
laşması’nın çizdiği sınırlara bağlı olmadıklarını söy-
lemekten de çekinmiyorlar.
Hükümet 14 Ekim’de Ermeni Cumhurbaşkanı
Kayseri’de maça gelsin diye ulusal açıdan pek çok
kuşkulu öğeler içeren protokolü 14 Ekim’de imzala-
mak için olağanüstü çaba gösteriyor.
Hükümet (ve Çankaya’daki AKP’li) kimleri memnun
etmek veya sırtımızı okşamalarını sağlamak için bu
yolda hızla ilerliyorlar diye soracak olanlara verilecek
yanıt hazır. Kısa, özlü ve gerçek:
Elbette başta ABD’yi ve AB’yi!
Kanıt mı arıyorsunuz; ABD Başkanı Obama’nın
TBMM’deki konuşmasına bakınız.
Ermenistan’la ikili ilişkilerin düzenlenmesi ve sınır
kapısının açılması ricadan da öteye Türk hükümeti-
ne verilen bir direktif gibi tutanaklarda duruyor.
Başbakan ise bir başka güvencenin peşinde.
Medyaya baskı yapmadığını kanıtlamanın peşinde.
Yabancı büyükelçilere yaptığı konuşmada söyle-
diğine göre; Doğan Medya Grubu’na kesilen ola-
ğanüstü vergi cezası yurtiçinde ve yurtdışında Tür-
kiye’ye baskı unsuru olarak kullanılıyormuş… efen-
dimiz, bu yargıyı “son derece yanlış buluyor”… zira
“rekor ceza idarenin hukuk gereği gerçekleştirdiği bir
işlem” imiş.
Yabancılar görüyor, biliyorlar ki RTE; Doğan Gru-
bu’na bağlı yazılı ve görsel yayın organlarında AKP
ve hükümeti aleyhine gördüğü kimi yayınlardan öte-
den beri şikâyetçidir ve… o kadar ki Aydın Doğan’la
bir nikâh masasında bir araya geldiği zaman konuş-
mayacak kadar grubun patronuna, yazarlarına ve yö-
neticilerine şiddetli öfke içindedir.
Kimi zaman Aydın Doğan’la kamuoyu önünden sert
tartışmalara girişmesi… her fırsatta grubun gazete-
lerine yüklenmesi, vergi denetçilerini grup yayın or-
ganlarının ensesinden ayırmaması; RTE’nin başta Do-
ğan Grubu, hükümete aykırı gördüğü yayın organlarına
karşı yürüttüğü susturma savaşının mimarı olduğu-
nu kanıtlamıyor mu?
Dünden bugüne bu olayları, RTE’nin “kendinden
olmayan” medyaya karşı tutumunu yakından izleyen
yabancı elçiler; Başbakan’ın son rekor vergi cezası-
nı olağan idari bir işlem diye gösteren söylemlerini din-
lerken...
…Herhalde bıyık altından gülmüşlerdir!
SAYFA 16 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 26
Edirne PB 26
Kocaeli PB 27
Çanakkale PB 26
İzmir PB 29
Manisa PB 29
Aydın PB 32
Denizli PB 29
Zonguldak Y 24
Sinop Y 24
Samsun Y 24
Trabzon Y 24
Giresun Y 26
Ankara PB 25
Eskişehir PB 25
Konya PB 24
Sıvas PB 21
Antalya B 31
Adana B 32
Mersin B 32
Diyarbakır PB 32
Şanlıurfa PB 33
Mardin PB 30
Siirt B 31
Hakkâri Y 24
Van Y 22
Kars Y 19
Oslo B 16
Helsinki PB 16
Stockholm PB 18
Londra Y 20
Amsterdam PB 20
Brüksel PB 20
Paris PB 23
Bonn Y 20
Münih PB 27
Berlin PB 23
Budapeşte Y 27
Madrid Y 22
Viyana Y 23
Belgrad Y 28
Sofya Y 26
Roma PB 25
Atina PB 28
Zürih Y 23
Moskova Y 20
Aşkabat PB 28
Astana PB 19
Taşkent PB 35
Bakû Y 23
Bişkek Y 24
Tiflis PB 26
Kahire B 30
Şam B 31
Ülkemizin kuzey ve doğu
kesimleri parçalı ve çok
bulutlu, Batı ve Orta Kara-
deniz kıyıları, Doğu Kara-
deniz, Doğu Anadolu’nun
kuzey ve doğusu ile Tokat
çevreleri sağanak ve gök
gürültülü sağanak yağışlı,
diğer yerler parçalı ve az
bulutlu geçecek. Hava sı-
caklığı yağış alan bölgeler-
de 1-3 derece azalacak, di-
ğer yerlerde önemli bir de-
ğişiklik olmayacak.
Savcõlõğõn ve mahkemenin
Mustafa Ali Balbay üzerinden
gazetemiz Ankara Bürosu’ndaki
bütün gazetecilerin ve diğer çalõ-
şanlarõn telefon görüşmelerini
dinledikleri ve kayda aldõklarõ
da ortaya çõktõ. Savcõlõk, soruş-
turma ve davayla ilgisi olup ol-
madõğõna bakmaksõzõn, bu gö-
rüşmelerin içeriklerini de metin
haline getirip dava dosyasõna de-
lil olarak koydu.
RTÜK üyesi ve
Kılıçdaroğlu ile konuşma
Mustafa Balbay’la ilgili ileti-
şim tespit içeriklerinin yer aldõ-
ğõ klasörler arasõnda gazetemiz
Ankara Bürosu muhabirlerin-
den Fırat Kozok’un bir RTÜK
üyesiyle yaptõğõ görüşmenin de-
şifresi ile yine Ankara Büro mu-
habirlerimizden İlhan Taşcõ’nõn
29 Mart yerel seçimlerinden bir-
kaç hafta önce dönemin CHP İs-
tanbul Büyükşehir Belediyesi
Başkan adayõ Kemal Kılıçda-
roğlu ile görüşmesinin deşifre-
si de yer alõyor. Bu kişilerin so-
ruşturma ve davayla hiçbir ilgi-
si olmamasõna, görüşme içerik-
lerinin de yine soruşturma ko-
nusu ile herhangi bir ilintisinin
bulunmamasõna karşõn, bu gö-
rüşmelerin deşifresinin hangi
maksatla ve niçin dava dosyasõ-
na konulduğu ise anlaşõlamõyor.
Hukukçular, “skandal” ola-
rak değerlendirdikleri bu dinle-
melerin yasalara aykõrõ olduğunu
vurgulayarak “basın özgürlü-
ğünün ayaklar altına alındığını”
belirttiler. Bu yasa dõşõ dinleme
nedeniyle hem devletin, hem de
ilgililerin sorumlu olacağõnõ be-
lirten hukukçular, sorumlularõ
hakkõnda derhal soruşturma açõl-
masõ gerektiğini söylediler. Hu-
kukçular, soruşturma ve davayla
ilgisi olmamasõna karşõn iletişimi
yasadõşõ olarak dinlenen, kayda
alõnan ve dava dosyasõna konulan
kişilerin mağduriyetleri nedeniy-
le tazminat haklarõ bulunduğuna
dikkat çektiler.
Daha önce bu soruşturma kap-
samõnda gündeme gelen birçok
usulsüz ve hukuk dõşõ uygulama
nedeniyle ilgili savcõlar hakkõnda
işlem yapmakta çekingen davra-
nan Adalet Bakanlõğõ’nõn bu de-
fa da aynõ tavrõ sürdürüp sürdür-
meyeceği ise önümüzdeki gün-
lerde belli olacak.
Gazetemize yönelik bu yasadõ-
şõ, hukuk dõşõ dinleme skandalõ-
nõn sorumlularõnõn hesap verme-
si yalnõzca gazetemiz açõsõndan
değil, hukuk devleti ve basõn öz-
gürlüğü bakõmõndan da önemli bir
test olacak.
Hakkâri’deki çatışmada şehit olan Piya-
de Uzman Onbaşı Mustafa Güler için
memleketi Ordu’nun Ünye ilçesinde
tören düzenlendi. Şehidin cenazesinin
Ünye Devlet Hastanesi morgundan
alınarak Cumhuriyet Meydanı’ndaki
tören alanına getirilişi sırasında yurt-
taşlar terör örgütü aleyhine sloganlar
attı. Buradaki törene Ordu Vali Ve-
kili Adem Yılmaz, milletvekilleri,
askeri ve idari yetkililer katıldı.
Törende şehidin acılı annesi Fadime
Güler, babası Zekai Güler ile kardeş-
leri Ahmet, Turgut ve Emine Güler
yakınları tarafından teselli edilmeye
çalışıldı. Yaklaşık bir ay önce göreve
başladığı belirtilen şehidin cenazesi,
cenaze töreninin ardından Yeşilkent
beldesine bağlı Serviler köyündeki ai-
le mezarlığında toprağa verildi.
‘Yargınıza sahip çıkın’
OYA UĞRAL
BERGAMA - Yargõtay Onursal Cumhuri-
yet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, siyasi ik-
tidara hâkim ve savcõlarõ seçme yetkisi veril-
mesi durumunda demokrasiden söz edileme-
yeceğini vurgulayarak, “Ulus devletinize,
yargınıza sahip çıkın. İradelerinizi birleş-
tirin. Bir sel gibi akarsanız önünüzde kim-
se duramaz” dedi. Kanadoğlu, özel yetkili hâ-
kim ve savcõlõk kurumuyla ilgili de, “Ben hâ-
kim ve savcılara güveniyorum. Yargı bü-
tünüyle satın alınmış teslim olmuş değildir”
yorumunu yaptõ.
Bergama’nõn düşman işgalinden kurtulu-
şunun 87. yõldönümü kutlamalarõ kapsamõn-
da belediye meclis salonunda düzenlenen et-
kinlikte konuşan Kanadoğlu, Türkiye Cum-
huriyeti’nin laiklik, hukuk devleti ve ulus dev-
let ilkeleri üzerinde yükseldiğini vurguladõ. Hü-
kümetin “yargı reformu” diye ortaya attõğõ
çalõşmanõn, yargõ bağõmsõzlõğõnõ tamamen
yok etmeye yönelik olduğunu belirten Kana-
doğlu, “Arkadan gelecek olan Anayasa
Mahkemesi’nin oluşumunu değiştiren gi-
rişimdir. Bu yetmiyormuş gibi yasamadan
üye seçmek suretiyle gerçekleştirilmek is-
teniyor. Dünyanın hiçbir yerinde laik cum-
huriyet aleyhine eylemlerin odağında olan
bir iktidar buna devam edemez” dedi.
‘Kendisini yargılayanı yargılayacak’
AKP iktidarõnõn hukuk sistemini, “kendi-
sini yargılayan hâkimi bile yargılayacak”
noktaya dönüştürmek istediğine dikkat çeken
Kanadoğlu, “Bu demokrasi değildir. Türkiye
gerçek uygar bir demokrasiye layık oldu-
ğunu kanıtlamak zorundadır” diye konuş-
tu. Salonda bulunan bir avukatõn, “Özel yet-
kili mahkemeler bağımsız mıdır” sorusu üze-
rine ise Kanadoğlu, şunlarõ söyledi:
“Özel yetkili hâkim ve savcılık, çağdaş
adalet içerisinde yeri olmayan kurumlar-
dır. Özel yetkili içerisinde zaten ortaya bir
kuruluş koyarsanız ve bunların çalışma-
larının onaylanması mümkün değildir.
Ben hâkim ve savcılara güveniyorum. Yar-
gı bütünüyle satın alınmış, teslim olmuş de-
ğildir. Eğer siz siyasi iktidara o hâkim ve
savcıları seçme yetkisini verirseniz orda de-
mokrasi biter, dikta olur. Bu faşizmdir. Ulus
devletinize, yargınıza sahip çıkın. İradele-
rinizi birleştirin. Bir sel gibi akarsanız
önünüzde kimse duramaz.”
‘Doğu’ yerine ‘Anadolu dilleri’
OKTAY EKİNCİ
Hükümetin “demokratik açılım” progra-
mõna koşut olarak YÖK’ün Mardin Artuklu
Üniversitesi’nde “Kürtçe” eğitimine başla-
nabilmesi için kurulmasõna karar verdiği
“Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü” ya-
põlanmasõnda “Anadolu’daki yerel dil kül-
türünün” göz ardõ edildiği anõmsatõlõyor. Ar-
tuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar
Bedii Omay’õn önerdiği “Kürt Dili ve Ede-
biyatı” eğitimine karşõ “çözüm” olarak
açõklanan enstitüde, Türkçe dõşõndaki tüm dil-
lerin öncelikle “yerel” ve “Anadolu’ya öz-
gü” niteliklerinin temel alõnmasõ gerektiği
anõmsatõlõyor.
YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Öz-
can’õn 11 Eylül’deki basõn toplantõsõnda;
“Başka üniversitelere de mesela Şark Dil-
leri Enstitüsü; Doğu Dilleri Enstitüsü ku-
rulabilir...” demesinin de tartõşõlõr olduğunu
belirten tarihçi-yazar Necdet Sakaoğlu, bu
yaklaşõmõn “Anadolu’daki tarihsel birlik-
teliklere dayalı kültürel gerçeği yeterince
gözetmediğini” belirterek şunlarõ söyledi:
“Doğu bize uzak coğrafyaları tanımlıyor.
Kürtçe ve diğer yerel dillerimiz ise önce-
likle Anadolu’da konuşulan yöresel nite-
likli dillerdir. Anadolu’nun genel ve tarihsel
dili olan Türkçe ile birlikte değişik yöre-
lere özgü diller olarak yaşamışlardır...” Ay-
nõ zamanda eski Milli Eğitim Bakanlõğõ uz-
manlarõndan olan ÇEKÜL Yüksek Danõşma
Kurulu Üyesi Necdet Sakaoğlu, “Nitekim
Türkçemizde de Anadolu’daki yerel dil-
lerden gelen sözcükler vardır ve bu bile ta-
rihsel ortak yaşamın ürünüdür...” diyerek
şunlarõ ekliyor: “Üniversitelerimizde hem
Anadolu Kürtlerinin Kürtçesi, hem de yi-
ne farklı yörelerimizde yerel dil olarak ko-
nuşulduğu için Anadolulu olarak kendine
has özgünlükleri bulunan Lazca, Çerkez-
ce, Gürcüce, Rumca, Süryanice, Keldani-
ce, hatta Anadolu Ermenicesi gibi yerel dil-
ler tarihsel beraberliğin kültürel zengin-
likleri olarak ele alınırsa, ırkçı ve bölücü
cereyanlara karşı da Anadolu uygarlıkla-
rına dayalı en güzel yanıt verilmiş olur...”
Açılımla çelişiyor
Öte yandan YÖK’ün üniversitelerde “bi-
lim dalı” kurulmasõ yetkisini senatolardan
alarak kendine bağlamasõnõn da “demokra-
tik açılım süreciyle çeliştiği”ne dikkat çe-
kiliyor. Bunun üniversitelerimizdeki “de-
mokratik gelenekleri yadsımak” olduğunu
belirten bir rektörümüz, “Adımı YÖK duy-
masın” ricasõyla şunu söyledi: “Bu tutum
Kürtçe eğitiminin desteklenmeyeceği en-
dişesinden kaynaklanıyorsa yanılıyorlar,
çünkü demokrasinin de güvencesi siyasi-
lerden önce bilim dünyamızdır...”
Gazetemiz dinleniyorBaştarafı 1. Sayfada
ŞEHİT ASKER GÜLER
İÇİN HAZİN TÖREN
Sabih Kanadoğlu, iktidara hâkim ve savcõ seçme yetkisi verilemeyeceğini söyledi
‘Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü’ yapılanmasında ‘yerel dil kültürü’ göz ardı ediliyor
Başbuğ çiftinden gazilere iftar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel-
kurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ ve eşi
Sevil Başbuğ, Ankara Garnizonu’ndaki bazõ
gaziler ve ailelerinden oluşan yaklaşõk 400 ki-
şiye iftar yemeği verdi. Gazi Orduevi’ndeki
yemek basõna kapalõ gerçekleşti. Yemeğe, Or-
general Başbuğ’un yanõ sõra, kuvvet komutan-
larõ ve Ankara Garnizonu’ndaki bazõ general
ve amiraller de katõldõ. İçişleri Bakanõ Beşir
Atalay da Emniyet Genel Müdürlüğü tarafõn-
dan polisevinde düzenlenen iftarda şehit polis-
lerin aileleriyle bir araya geldi.
Güvenlik kulübesine molotof
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarba-
kõr’õn Bağlar ilçesinde dün akşam saatlerinde
güvenlik kulübelerine molotofkokteyli atõldõ.
Kulübelerin camlarõ kõrõlõrken olay yerinden
geçen bir polis ekibi havaya ateş açarak göste-
ricileri dağõttõ. Grup ara sokaklara kaçarken
olayda ölen ya da yaralanan olmadõ.
Danıştay’ın gizli reklam kararı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõş-
tay, özel bir televizyon kanalõnda yayõmla-
nan bir programda sunucunun önündeki diz-
üstü bilgisayarõn markasõnõn ekrandan gö-
rünmesinin gizli/örtülü reklam anlamõna
geldiğine hükmetti. Kararda, “Sunucunun
önündeki dizüstü bilgisayarõn kapağõnda
makul ölçülerden büyük yazõlmõş bilgisayar
markasõnõn kameranõn doğrudan kaydedebi-
leceği şekilde yerleştirildiği ve böylece mar-
kanõn doğrudan görülebilecek şekilde ko-
numlandõrõldõğõnõn anlaşõldõğõ” kaydedildi.
Nükleer protestosu
Mersin Sinema Derneği üyesi bir grup,
Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli beldesi
Akkuyu mevkisinde kurulması planlanan
nükleer santralı sahneledikleri skeçle
protesto etti. 2020 yılında Akkuyu Nükle-
er Santralı’nın 5. kuruluş yıldönümünde
bölge insanın geldiği durumu mizahi bir
skeçle canlandıran grup yurttaşlardan
da alkış aldı. Dernek üyesi Melike Kork-
maz, nükleer enerji konusunda halkın
yeterince bilinçlendirilmediğini savundu.
Topbaş’ın
köprü çelişkisi
DENİZ TATARER
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanõ
Kadir Topbaş’õn, İstanbul’un ulaşõm soru-
nunu çözmek için 3. Köprü’nün gerekli oldu-
ğu yönündeki açõklamalarõna karşõn, 15 Hazi-
ran’da onaylayarak yürürlüğe soktuğu 1/100
bin Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planõ 3.
köprünün İstanbul’un sonu olacağõnõ belgeli-
yor. İBB Meclisi’nin CHP’li üyesi Serdar
Bayraktar, dün Meclis Başkanlõğõ’na verdi-
ği soru önergesinde, 13 Şubat 2009 tarihinde
kabul edilen 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni
Planõ’nõn 3. köprüyle ilgili sayõsõz itiraz içer-
diğini belirtti. Bayraktar’õn soru önergesinin
ekli dosyasõnda yer alan 1/100 binlik planõn
raporu açõkca 3. köprü karşõ çõkõldõğõnõ ortaya
koyuyor. Köprü yapõmõnõn kentin ilçe sayõ-
sõnda da artõşa neden olduğu uyarõsõnda bulu-
nulan raporda, “Boğaziçi Köprüsü ve çevre
yolları hızlı büyüme nedeniyle kısa zaman-
da kentiçi ulaşım ağının omurgası haline
gelmiştir. Gelişim yer yer su havzalarına,
yer yer de orman alanlarına doğru yönel-
miş ve kentin yaşam destek sistemlerini
ciddi boyutlarda tehdit eder hale gelmiş-
tir”denildi. İstanbul’un kuzeye doğru geniş-
lemesinin jeolojik açõdan sakõncalõ olduğu ve
endişe verici durumlara ulaştõğõnõn altõ çizi-
len plan notlarõnda, iki yaka arasõnda ulaşõmõ
sağlayan köprü geçişlerinin “darboğaz” et-
kisi yarattõğõ kaydedildi.
İstanbul’daki IMF toplantõlarõ
Sendikalardan
alternatif program
İstanbul Haber Servisi - DİSK, KESK,
TMMOB ve TTB, İstanbul’da 6-7 Ekim ta-
rihlerinde gerçekleşecek olan, IMF ve Dünya
Bankasõ toplantõsõ ile ilgili düzenleyecekleri
“alternatif programları” kamuoyuna duyur-
du. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün,
dünyada yaşanan onlarca krizin sorumlusu-
nun IMF ve Dünya Bankasõ olduğunu vurgu-
ladõ. IMF ve Dünya Bankasõ’nõn yoksulluğu,
işssizliği ve güvencesizliği arttõran politikala-
rõna karşõ duracaklarõnõ belirten Görgün, 29
Eylül Salõ günü ortak basõn açõklamasõ yapa-
rak kampanya başlatacaklarõnõ, kampanya sü-
resince IMF ve Dünya Bankasõ’nõn tartõştõğõ
konularda işçilerle ve akademisyenlerle bir
araya gelerek “emek kürsüleri” kuracaklarõ-
nõ söyledi. 1 Ekim tarihinde ise sosyal güven-
lik konusu ile ilgili İstanbul başta olmak üze-
re ülke genelinde protesto gösterileri gerçek-
leştireceklerini belirten Görgün, çeşitli panel
ve etkinliklerle IMF ve Dünya Bankasõ’nõn
eylemlerini protesto edeceklerini ifade etti.
Rehn: Memura grev hakkõ verin
AB’den Türkiye’ye
sosyal politika şartı
BRÜKSEL (ANKA) - Avrupa Parlamentosu
üyesi Glenis Willmott, AP Başkanlõğõ’na
Türkiye ile ilgili soru önergesi sundu. Will-
mott’un, “Komisyon, Türkiye’nin katılımı-
nın uygun görülmesi için örgütlenme öz-
gürlüğü konusunda açık garanti verilmesi
ve diğer temel sendikal hakların onaylan-
ması ve saygı gösterilmesi gerektiğine ka-
tılmıyor mu” sorusunu yanõtlayan AB Ko-
misyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi
Olli Rehn, şu ifadeleri kullandõ: “Sendikal
haklar mevzuatında revizyon, Türkiye’yle
sosyal politika ve istihdamla ilgili 19’uncu
başlık üzerinde müzakerelerin açılmasın-
dan önce yerine getirmesi gereken şartlar-
dan biridir. Türkiye, özellikle hem özel
hem de kamu sektörlerinde örgütlenme
hakkı, grev hakkı ve toplu pazarlık hakkı
üzerinde var olan kısıtlamaları ortadan
kaldırmak zorundadır.” Rehn KESK ve
Eğitim-Sen’e yönelik operasyonlarõn ve yasal
sürecin de yakõndan izlendiğini ifade etti.
İstanbul Büyük-
şehir Belediye
Başkanı Top-
baş’ın onayladığı
1/100 bin Ölçekli
İstanbul Çevre
Düzeni Planı 3.
köprünün İstan-
bul’un sonu ola-
cağını belgeliyor.