24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Edepsiz Vahşet Dere yatağına yapılan gecekonduları, TIR park- larını, gökdelenleri, hani ne diyorlar “plazaları” tar- tışıyoruz. Neden buralara ev kurmuşlar aklınız alı- yor mu? Almıyor. Bu kapitalizm nasıl bir şeydir ki, kumara kapıl- mış bir Dostoyevski kahramanı gibi kendini pa- ranın parayı çağıran cazibesinden kurtaramıyor. Kapitalizm öyle bir şeydir. Vahşidir. Edeplisi gö- rülmemiştir. Ufukta parayı gördü mü yapmayacağı iş yoktur. Dere yatağına apartman dikmek ne kelime. Şimdi bakıyoruz artık, sel gitti geride ne kaldı diye. Ne kaldı? Kum. Öyle mi? İyice bir bakın, gördüğünüz yalnızca selin ku- mu değildir. Serbest piyasa dedikleri talan eko- nomisinin pisliğidir. O balçığın içinde çocukları- mızı, kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı yitirdik. Bu işin sorumlularını da bulamayacağız üstelik. İlliyet rabıtasını kuramayacağız. TV kanallarında bir yandan sel tartışılıyor, öte yandan 12 Eylül faşizmi. 12 Eylül’ü tartışanlar dar- beyi tarif ederken hep aynı şeyleri söylüyorlar: İş- kence, zorbalık, zulüm, cinayet, zindan, sürgün. Bu tarif eksiktir. Eksik olduğu için de yanlıştır. 12 Eylül faşizmi, 24 Ocak ekonomisi demektir. 12 Eylül öncesindeki yoksul, ne yapacağını şa- şırmış Türk kapitalizminin kendini kurtarması için gerekmiştir. Şikago’dan bu yana esen monetarist politikanın uygulanabilme koşullarını oluşturmak için gerekli olmuştur. Başka türlü siyasete ve hal- ka söz geçirmek mümkün olmayacağı için, isyana durmuş sol, halka vahşi kapitalizmden kurtuluşun yollarını göstermeye başladığı, toplumsal bir he- yecanı ateşlemek üzere olduğu için Turgut Özal ve yardımcısı koşa koşa generallere gitmişlerdir. Gittiler ve süngülerini bileyen generallere “eğer bu günlerde iktidara gelmeyi düşünen birile- ri varsa, ekonominin durumu ve kurtuluşu böy- ledir” dediler. Ekonomide ray değiştirmeye ha- zırlanan vahşi kapitalizmin vahşi bir siyasete, sı- kı bir darbeye gereksinim duyduğunu açık seçik anlatmak istediler. Anlatmışlardır. O nedenle de darbenin gerçek lideri şimdi pe- şine düştüğümüz Evren değildir. Özal’dır. Üste- lik Evren’in zamanı geçmiş, Özal’ın çağı geçme- miştir. O vatan falan tanımadığı, ilhamını Şikago’dan aldığı halde kendine “Anavatan” adını takmıştı. Mirasçılarında da ne adalet vardır ne kalkınma, ama adları öyledir. Vahşi kapitalizmin şu sıralarda kriz nedeniyle gradosu düşmüş monetaristleri yelkenleri tam ola- rak suya indirmiş değildirler. Aslında o eski poli- tikalarla yürümenin, iktidar olmayı sürdürmenin mümkün olmadığını biliyorlar. Ama ne yapsınlar ki eşyanın tabiatı, ruhlarına sinmiş vahşet man- tık dinlemiyor. “Krizi başka türlü atlatamayız” diyenlere, yeni Keynezyen yöntemler önerenlere bile taham- mülleri yoktur. O nedenle “büyük bir sağlık reformu yapalım, devletin işi sayalım, kamu harcamalarını art- tıralım” diyen zavallı Obama‘yı komünist ilan et- tiler. Yüz binleri sokağa döktüler. “Biz herkese sağlık hizmeti istemiyoruz” diye bağırdı o yüz binler. “Alın, satın, ekonomiye can verin” diye ekran- larda hayal satan gülcü güzeli de boşuna uğra- şıyor. Gül satmaz kapitalizm. Gül kokmaz. O adı güzel “serbest” piyasa vahşidir. Parayı gördü mü dere yatağına plaza da yapar, gecekondu da. Sonra seli gider kumu kalır. Öylesine vahşidir ki o “serbest” piyasa, dönüp, iştiyakla, şevkle, heyecanla, hırsla kumun içinde insan değil, altın arayacaktır. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr Ayamama Deresi’ndeki işyeri sahipleri geçici de olsa ruhsatlarõnõn olduğunu söyledi ‘Yõkõmakesinliklekarşõyõz’ SİBEL BAHÇETEPE MELTEM YILMAZ Ayamama Deresi’nin taşmasõ sonucu meydana gelen sel felaketi üzerine Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan ve İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanõ Kadir Topbaş’õn “Kimseye acımayacağız, dere yatağında ne varsa yıkacağız” değerlendirmesi bölgedeki işyeri ve fabrika sahipleri- nin tepkilerine neden oldu. İşverenler, “Biz yıkıma kesinlikle karşıyız. Bu- güne dek vergilerimizi ödedik, geçici de olsa ruhsatlarımızı aldık, hiçbir yetkili bizi bu bölgenin böylesine teh- likeler içerdiğini söyleyip, hiçbir konuda uyarmadı. Çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Altyapının gözden geçirilerek düzenleme yapılması gere- kir” dediler. İkitelli’deki Ayamama Dere- si’nde sel felaketine uğramõş işyeri sahipleri ve yöneticileri ile görüştük. Sel sularõnõn çekilmeye başlamasõ ve temizlik çalõşmalarõnõn devam etmesi ile birlikte bölgedeki esnaf yõllardõr bir türlü õslah edilmeyen Ayamama Deresi ile ilgili neler yapõlacağõnõ merak et- melerine karşõn, bölgede kalmaya ka- rarlõlar. Uluslararasõ taşõmacõlõk ve lojistik hizmeti veren Enco Grup’un Genel Müdürü İsmail Tekin, bölgede yaklaşõk 15 milyon TL ile en fazla maddi hasar gören tesisin kendilerin- ki olduğuna dikkat çekerek, “Selden sonra İBB bize hiçbir şekilde yar- dımcı olmadı. Nereyi aradıysak kim- seye ulaşamadık. Bir tek Bahçeli- evler Belediyesi’nden yardım ala- bildik; günlerdir her türlü yardı- mımıza koşuyor. Bu sel felaketinde devletin ne kadar aciz kaldığını gördük” dedi. “Bir sağlık ekibi gelmedi” Sel felaketinin hemen ardõndan yet- kililerin olayõ siyasileştirmesine tepki gösteren Tekin, şöyle devam etti: “Biz siyaset değil, temizlik, ilaç, bakım, vi- jandör, jeneratöre gibi yardımlara ihtiyaç duyuyoruz. Sayın Topbaş bu- raları yıkacağını söylüyor da bugü- ne dek buraya bir sağlık ekibi ya da itfaiye yollamış mı? Afet Koordi- nasyon Merkezi selden sonra böl- gede hiçbir şey yapmadı. Hatta be- lediyenin kestiği encümen cezasını bile bizden aldılar. Madem yıkılması gereken bir yer neden ceza kesiyor, bunları tahsil ediyor? Bizim şirke- timizin sahibi Adnan Şahin İstan- bul’da vergi ödeme listesinde 6. sı- rada. Tüm bunların karşılığı yıkım değil. 1992 yılından bu yana şirke- timiz var, o zaman akılları neredeydi de, şimde yıkmayı düşünüyorlar. Burada bulunan tarihi Papaz Köp- rüsü’nün yüksekliği 4.5 metre, ge- nişliği 30. Bu köprü de suların ak- masını engelliyor. Bunlar düzeltil- meli.” “Tamamı yıkılamaz” Buhan Yayõncõlõk Sahibi Ahmet Buhan, “Dere yatağının hemen di- bindeki bazı işyeleri yıkılabilir. Ama tamamının yıkılması söz konusu olamaz” dedi. Geçmiş dönemde de benzeri sel felaketinin ardõndan çok sayõda binanõn sular altõnda kaldõğõnõ anõmsatan Buhan, “Pay- laşan Türkiye’de söz sahibi olan et- kin insanlar dere kenarındaki yerleri kapatarak çok sayıda konut yap- mışlar. Moda, otomotiv, tekstil, hat- ta basın bile dere yatağı çevresini ne yazık ki parsellediler, memleketi bu hale getirdiler. Yakın bir zamanda yapılan Marriott Otel’de dere yata- ğına yapıldı, tüm bunların hesabını kim verecek?” diye konuştu. “Yıkıcı yaklaşıma hayır” 9 ay önce faaliyete giren ve dere ya- tağõna yapõldõğõ gerekçesiyle selin bo- yutunu arttõrdõğõ öne sürülen Basõn Ekspress Yolu üzerindeki Marriott Hotel ile ilgili Genel Müdür Yardõm- cõsõ Arcan Bayraktaroğlu, otelin sel felaketinden en az hasarla kurtulan te- sislerin başõnda geldiğini savunarak, şunlarõ söyledi: “Yalnızca alt katlarda teknik hasarlar ve personel soyun- ma odalarında sorunlar oldu. Te- mizlik için oteli 1 hafta kapadık, ça- lışmaların ardından hizmet verme- ye devam edeceğiz. Marriott Otel zinciri legal olmayan bir oluşu- munda yer almadı. Yıkım bizi etki- lemez. Resmi makamların onayla- madığı bir durum söz konusu değil. Tüm dünyada 3 bin 200 oteli olan bir tesise ‘buradan git’ demek yapıcı değil, yıkıcı bir yaklaşımdır.” Uğur Tekstil’in sahibi Ercan Öz- demir de yõkõmõn radikal bir karar ol- madõğõnõ anõmsatarak “Bir sürü fab- rika ve işyeri var. Bunların tama- mının yıkılması çok da mümkün gö- zükmüyor. Buradan ekmek yiyen bir sürü insan var, onlar ne olacak” diye sordu. Örnek konutlar... Sel felaketinin yaşandõğõ sõrada İs- tanbul’da çok sayõda ev sular altõnda kal- masõna karşõn, Merter’de 35 yõl önce- nin koşullarõnda yapõlan Sitimaş ko- nutlarõ hemen hemen hiç etkilenmedi. Türk-Alman işbirliği ile yapõlan ve 33 bloktan oluşan Simitaş konutlarõ sa- kinleri, sitelerin o dönemde hazõr beton dökülerek yapõldõğõ, bu anlamda örnek olduğunu belirterek, “Buraya yakın Çırpıcı Deresi önceki yıllarda za- man zaman taştı ancak zarar olma- dı. Bölgedeki diğer yapılar büyük za- rar gördü. Çünkü bu binalar o dö- nemde bugünün şartlarına uygun olarak tasarlanmıştı” dedi. İşyeri sahipleri açıklamalara tepki gösterdi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) İSKİ’nin yazõşmalarõ ve AKP’li belediyenin tutumu ‘siyasi rantõ’ belgeliyor Bunun için ölüyoruz AYKUT KÜÇÜKKAYA İstanbul’da 28 kişinin yaşamõnõ yitirmesine yol açan sel faleketiy- le gözlerin çevrildiği kurumlardan İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürlüğü’nde ya- põlan yazõşmalar, kentin siyasi ran- ta kurban edildiğini belgeliyor. Yü- rütmesi durdurulan Sarõgazi Islah İmar Planõ doğrultusunda AKP’li belediye tarafõndan verilen 9 yapõ ruhsatõnõn iptali için 2008 Eylül ayõnda hukuki yollara başvurul- masõnõ isteyen kurum içi resmi ya- zõnõn İSKİ Genel Müdürlüğü tara- fõndan işleme konulmadõğõ ortaya çõktõ. Hukuki talep, “İçme suyu havzalarında kaçak yapılaşma ve telafisi mümkün olmayan fii- li durum oluşmasını önlemek amacını” içeriyor. “Acele” dam- gasõnõ taşõyan resmi yazõnõn işleme konulmamasõ, evraka “Bu yazı 22992 sayı ile Başkanlık maka- mına imzaya gönderilmiştir. An- cak Başkanlık makamınca işleme konulmadan iade edilmiştir. Bun- dan sonraki doğacak olan so- rumluluk Başkanlık makamına aittir” notuyla işlenmiş. Cumhuriyet’in ulaştõğõ resmi yazõşmalara göre AKP’li belediye yönetimince verilen yapõ ruhsatla- rõna karşõn hukuki süreç özetle şu zorluklarla karşõlaştõ:  AKP’Lİ BELEDİYE İS- Kİ’DEN GÖRÜŞ ALMAMIŞ Sa- rõgazi Belediyesi, İSKİ’nin görü- şünü almadan (Yerel yönetimlerce hazõrlanan imar planlarõnõn, Bü- yükşehir Belediye Meclisi’ne su- nulmadan önce Havza Yönetmeli- ği çerçevesinde incelenmesi için İS- Kİ’ye gönderilmesi yasal bir zo- runluluk) 18 Eylül 2007 tarihinde 144510-10301, 144511-10302, 144513-10303, 144514-10304, 144515-10305, 144516-10306, 144517-10307, 144518-10308, 144519-10309 sayõlõ yapõ ruhsatlarõ verdi.(İSKİ’nin 21 Ağustos 2008 ta- rihli I. Hukuk Müşavirliği yazõsõ...)  İSKİ’NİN TALEBİNE BE- LEDİYEDEN YANIT YOK İS- Kİ’nin yapõ ruhsatlarõnõn ve bu ruhsatlarõn dayanağõ olan imar pla- nõnõn iptali için açmak istediği da- va mahkeme tarafõndan reddedile- rek yeniden dava açõlabilmesi için imar planõnõn onay tarihinin ve öl- çeğinin bildirilmesi talep edildi. İSKİ, dava talebinin olduğu tarih- te yapõ ruhsatlarõnõn dayanağõ olan imar planõ hakkõnda Sarõgazi Be- lediyesi’nden herhangi bir yanõt alamadõ. (20 Mart 2008 tarihli İS- Kİ yazõsõ...)  AKP’Lİ BELEDİYENİN BÜYÜK KURNAZLIĞI İlk önce İSKİ’ye yanõt vermeyen AKP’li Sarõgazi Belediyesi, dava açõlmasõ istenen 9 yapõ ruhsatõnõn dayana- ğõnõn 18 Ocak 1993 tarihli 1/1000 ölçekli Sarõgazi Islah İmar Planõ ol- duğunu 18 Haziran 2008 tarihinde bildirdi. (Sarõgazi Belediyesi’nin 18 Haziran 2008 tarihli yazõsõ...) Söz konusu imar planõnõn ise bu bildi- rimden yaklaşõk üç ay önce 27 Mart 2008’de İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nce yürütmesi durdu- rulmuştu. (İstanbul İdare Mahke- mesi’nin 2008/207 esas sayõlõ ka- rarõ.)  BU KEZ DE DAVA TA- LEBİ İŞLEME KONULMADI İSKİ Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlõğõ, tüm bu geliş- melerin ardõndan, “İçme suyu havzalarında kaçak yapılaşma ve telafisi mümkün olmayan fii- li durum oluşmasını önlemek amacıyla Sarıgazi Islah İmar Planı hakkında yeniden dava açılmasına lüzum bulunma- makla beraber 9 yapı ruhsatının iptali ile ilgili işlemlere devam edilmesi için talebin 1. Hukuk Müşavirliği’ne havalesini” iste- di. Bu kez de dava talebi işleme konulmadõ. Bunun üzerine resmi yazõya, “Bu yazı 22992 sayı ile Başkanlık makamına imzaya gönderilmiştir. Ancak Başkan- lık makamınca işleme konul- madan iade edilmiştir. Bundan sonraki doğacak olan sorumlu- luk Başkanlık makamına ait- tir” notu düşüldü. Notun altõnda 3 yetkilinin imzasõ yer alõyor. (2, 8, 12 Eylül 2008 imzalõ İSKİ yazõsõ... Cumhuriyet, AKP’li belediyenin yapı ruhsatı verdiği isimlere noter huzurunda imzalattırdığı taahhütnameyle “Bana dava açmayacaksınız” sözünü aldığını manşetinden duyurmuştu... AKP’li belediye tarafõndan verilen 9 yapõ ruhsatõnõn iptali için hukuki yollara başvurulmasõnõ isteyen kurum içi resmi yazõnõn işleme konulmadõğõ ortaya çõktõ Vergi kolaylõğõ ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Maliye Bakanlõğõ Gelir İdare- si Başkanlõğõ tarafõn- dan, İstanbul ve Tekir- dağ illerinde meydana gelen selden zarar gören mükelleflere dönük açõklama yapõldõ. Sel felaketi nedeniyle zarar gören mükelleflerin ikmalen, resen veya idarece tarh edilen ve vadesi 8 Eylül ile 30 Eylül 2009 tarihlerine rastlayan vergi ve cezalarõnõn ödeme süreleri vade tarihle- rinden itibaren 1 ay süreyle uzatõldõ. Söz konusu mükelleflere 8 Eylül’de başlayõp 30 Eylül’e kadar vermeleri gereken beyannamelerini ekim ayõnda verilecek beyannameler ile birlikte verme olanağõ da getirildi. İşyeri sahipleri, “Bugüne dek vergilerimizi ödedik, geçici de olsa ruhsatlarõmõzõ aldõk, hiçbir yetkili bize bu bölgenin böylesine tehlikeler içerdiğini söyleyip, hiçbir konuda bizi uyarmadõ” dedi. DİSK Başkanõ Çelebi, selin sorumlusu olan hükümet ve belediyeleri göreve davet etti Acil dayanõşma çağrõsõ Berna bulundu 4 kişi aranõyor Durak: Dereleri õslah etmeyenler sorumlu TEKİRDAĞ / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Te- kirdağ’õn Saray ilçesinde yaşanan sel felaketinde su- lara kapõlan 5 kişilik Çakar ailesinden 8 yaşõndaki Berna’nõn cansõz bedenine ulaşõldõ. Çatalca ve Si- livri’de sağanak yağõş nedeniyle oluşan sele ka- põlarak kaybolan Dila Manav (1.5), Ceyda Gi- der (8), Nihat Serdiyol (76) ve Gülseren Dur- sun’u (65) arama çalõşmalarõ ise sürüyor. Küçük Berna’nõn cesedi günlerdir süren arama ça- lõşmalarõnõn ardõndan dün Galata Deresi’nde bu- lundu. Erzurum’dan 4 yõl önce çalõşmak için Te- kirdağ’õn Saray ilçesine yerleşen Çakar ailesinden çobanlõk yapan baba Fatih Çakar, eşi Handan, kõz- larõ Büşra (12), Afra (6) ve Berna (8), 8 Eylül’de meydana gelen selde kaybolmuş, ailenin 4 üyesi- nin cesedi felaketin ardõndan bulunmuştu. ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Büyük- şehir Belediye Başkanõ Aytaç Durak, İstanbul ve Trakya’nõn bazõ bölgelerinde meydana gelen, can ve mal kaybõna yol açan seli değerlendirdi, özel- likle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gönder- meler yaptõ. Adana’daki Sarõçam Deresi õslah ça- lõşmasõnõ örnek gösteren Durak, “Belediyecilik halka bedava kömür ve gıda yardımı dağıt- mak değildir. Dereleri ıslah etmeyen, çevresin- de işgallere göz yuman belediyeler can kayıp- larının, zararın sorumlularıdır” dedi. İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Baş- kanõ Süleyman Çelebi, sel felaketinde sorum- lularõn hükümet ve yerel yönetimler olduğunu belirterek halkõn mağduriyetinin giderilmesi için acil dayanõşma çağrõsõ yaptõ. DİSK Başkanõ Çelebi, yaşanan sel felaketi- nin nedeninin “İstanbul’un plansız olmasın- dan” kaynaklandõğõnõ belirterek “Yani, hükü- metin ve belediyenin plansızlığının bedelini İstanbullular canlarıyla ve mallarıyla öde- miştir. Büyük mağduriyetleri ise devam et- mektedir. Bu acıların yaşanmasının en bü- yük iki sorumlusu hükümet ve belediyeler- dir” dedi. Hükümeti ve belediyeleri göreve ça- ğõran Çelebi, halkõn mağduriyetinin giderilmesi için acil seferberlik düzenlemesi yapõlmasõ ge- rektiğini söyledi. Çelebi, “Belediyelerin rant kapısı, hükümetlerin ihale kapısı olmadıkla- rını, varlık nedenlerinin önce insan olduğu- nu göstermeleri açısından böyle bir sefer- berliğin düzenlenmesi önemli bir basamak olacaktır. Zira bu, günlerdir çamur içerisin- de yaşayan yaşlı, çocuk ve hastaların sağlık sorunlarıyla da yakından ilgilidir” dedi. İstanbul Kadın Platformu üyeleri, Pameks Tekstil’de ça- lışan 8 kadın işçinin yük taşımak için kullanılan bir araç- la işyerlerine taşınırken sel sularına kapılarak yaşamlarını yitirmesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde protesto etti. Grup, “Sel değil AKP öldürdü”, “Doğal değil siyasi felaket” sloganları attı. Belediye önünde toplanan 3. Köprü Yerine Yaşam Plat- formu adına yapılan açıklamada da “AKP’nin ranta dayalı belediyecilik ve kent anlayışının fela- ket üstüne felakete davetiye çıkaran bu pervasız zihniyetine karşı durmalıyız” denildi. Belediyeye protesto
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear