26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
POLITIK BILIM Aykut Göker http:/www.inovasyon.org;hagokeröttmai1.coın PTT-ARLA teknolojide çağ değişimin başladığı birzamanda ve çağa damgasmı vuracak bir teknoloji alanında atılmış olan adımdı... PTT-ARLA Deneyiminin Önemi Kapitalizmin dünya sisteminde bugün yeralan ülkelerin çoğunun sanayileşme sürecine girişinin eşzamanlı olmadığı bilinen birgerçek. Sanayi devriminin beşiği Ingiltere'dir. Davrim, Kıta Avrupası'na ve Amerika'ya oradan yayıldı. Sonradan bu sürece girdikleri halde, Almanya ve ABD gibi, teknolojide ve sınaî üretimde Ingiltere'yi geçen- leroldu. Japonya sanayileşme marifetini II. Dûnya Savaşı sonrasında gösterdi; günümûzde, ABD ve Almanya ile başa güreşiyor... Japonya'nın ardından yola çıkan G. Kore büyûk iddialarpeşinde... Brezilya ve Hindistan gibi, teknolojide ve sınaî üretimde bugün önde koşanlart zorlamaya başlayan yeni adaylar var. Belli bir iktisadi sistem farklılığı olmasına rağmen, pazar ekonomilerinin oyun kurallanm kabul ederek yanşa giren Çin'i de rahathkla bunlara katabiliriz. Türkiye de henüz genç bir Cumhuriyet iken, toplumumuzu "muasır medeniyet seviyesinin ûzerine çıkarmayı" ulusalbir hedefolarak öne koyan; bu hedefe ulaşmakiçin de, çağın "ilim ve fennine" egemen ol- mayı ve sanayileşmeyi öngören bir öndere, bu öngörüyü gerçekleştir- mek için yola çıkabilacek kadrolara sahipti. 0 kadrolar o yola çıktılar ve bir hayli mesafe de aldılar; ama sonu gelmedi. Türkiye, ABD'nin 1948'-de yürürlüge koyduğu Marshall Yardımı'ndan yararlanmaya başlanmasıyla birlikte uçak ya da savun- ma sanayii gibi, kendisini, sanayide çok daha ileri yetenek düzeylerine sıçratacak, dolayısıyla da sanayileşmesine ivme kazandıracak sanayi dallanndan geri çekildi. 79507/ yıllarda, kendisine dışarıdan telkin edi- len bir ulaşım politikası tercihinde bulunarak, bugün büyük ölçûde id- dia sahibi olabileceği raylı sistemler sanayiinde gerilere düştü. Ancak, bu demek değildirki, Türkiye'yi 'ilim ve fende', sanayide, çok daha ileri noktalara götürme iddiasını taşıyan kadrolar bütünüyle yok oldu. Hayır, bu kadrolar hep oldu; eskilerin fiknmirasına sahip çı- kan yenileri geldi. Ve fırsat bulduklan her an şartlan zorladılar; Türkiye'yi bilim, teknoloji ve sanayide ileriye taşıyabilmek için şansla- rını denediler. Geçen hafta verdiğim PTT-ARLA örneği bunlann en çarpıcı olanla- rından biridir. Bu örneğin Türkiye açısından yaşamsal bir önemi vardı. Çünkii bu laboratuvan kurma gihşiminin yapıldığı ve bu girişimin kuv- veden fiile çıktığı 19601ı 70'li yıllar, sanayileşmiş ülkelerde ve sanayi- leşme iradesiyle yola çıkan Japonya'da enformasyonun, dolayısıyla da enformasyon teknolojisi ve ürünlerinin ekonomide ve topium yaşamın- da kazandığı önemin farkına vanldığı; 'enformasyon ekonomisi', 'en- formasyon toplumu'gibi kavramlaştırmaların tartışma gündemlerine taşındığı yıllardı. Gerçekten de, o yıllardan başlayarak enformasyon teknolojisi ve bunun uzantısı olan iletişim (tolekomünikasyon) teknolojisinde ve bun- lann ürünlerinde (bilgisayarlarda, haberleşme cihazlannda, robotikte, vb.} olağanüstü gelişmeler kaydedildi. Bu gelişmeler sadece enfor- masyon ve iletişim hizmetlerini veren ya da bu hizmetleri vermek için gerekli olan cihaz ve sistemleri üreten sanayi sektörlerini değil; nere- deyse bütün mal ve hizmet üreten sektörleri, dolayısıyla da ekonomi- nin bütûnünü derinden etkiler hale geldi. Ingiliz Sanayi Devrimi'nde buhar teknolojisi ne ölçüde rol oynamışsa şimdi de enformasyon ve iletişim teknolojisi buna eşdeğerde bir rol oynuyordu. Işte PTT-ARLA ve devamındaki TELETAŞ, Türkiye'nin teknolojideki çağ değişimine sadece bir tüketici olarak değil bir üretici olarak da ayak uydurabilmesini sağlayacak eşsiz bir atılımdı. Eğer, PTT- ARLA'nın kuruluşundaki, 'ben bu cihazlan üretirim, teknolojisini de araştırınm, geliştiririm; bu alanda yan sanayinin ve başka araştırma bi- rimlerinin de gelişmesini sağlanm' iddiası sürdürülebilseydi... Ve eğer bu ve benzeri atıltmlar, tökezletilmek yerine, tam aksine güçlendirile- rek yaygınlaştınlabilseydi bugün, Türkiye de çok daha farklı birnokta- da olabilirdi... TEKNO-EKONOMI I Üreten ekonomiye geçmeliyiz: Türkiye'de bilim ve teknolojide gelişme hızlandırılmalı! Ülkemiz köklü tarihi olan, çoğu ülkesinde ümitle izlenen dünyanın, güçlü ve büyük ül- kelerinden biridir. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de Cumhuriyet döneminde önce ithal ikamesi ve ithal know-how ile teknoloji gelişti, sonra bilimsel araştırma geliş- meye başladı. Bilimsel yayın sayısı arttı, artık yayın kalitesini tartışıyoruz. "Bilim- Araştırma Felsefesi" ise henüz yeterince tartışılmamaktadır. Prof. Dr. Mehmet Doğant dogan@hacettepe.edu.tr Aşağıdaki tabloda ülkemizin bazı büyüklük gös- tergeleri bir araya toplanmıştır. Bu göstergeleri Ozellik Nütus GSMH KB GSMH Ithalet Otomotiv flrat Oto özg. teknol. Ihracat Ihr.llTeÜrpa Yayın S. AtıfS KBY Insani/sos geliş Toprak genişl Turist sayısı Turizm geliri Sayısal Dejer 73 Milyon 856 Milyat $ 10730$ 201 MilyarS 1,5 Milyon .. 131 MilyarS %1,4 24764 280000 0,00033 778 ooo Km2 23 milyon 18,5 milyarS Dünyada 17. sıra 17. 55. 20. sıra 16. 32. 60. 17. 35. 50. 85-96. 35. 10. 8 %Payı 1.1 1.2 . M u 0,8 0,02 u0,8 Veri/yıl 2007 2008 2008 2008 2008 2008 2008 2008 1996-06 1990-2008 2,0 22 yon yerine otomobillere, hem de en lükslerine bi- nebiliyor. Hiç kişisel çaba harcamasak, en kötü yö' netimlere bile sahip olsak dün- yada olumlu gelişmeler bizi de et- kileyecek, gelişmeye zorlayacak- tır. Kendi çabamızla olumlu ge- lişmeleri yaparsak süriiklenen değil, sürükleyen, izleyen değil, iz- lenen ülke oluruz. 2008-2009 krizinden etkilenme Ison küçülme % 13) dikkatle inceleyerek düşünmek, yprumlamak, daha iyiye çevirmek için çaba harcamak zorundayız. TÜRKJYE'NİN BAŞLICA ZENGINLIKLERI: l-Geniş ve çok iklimli, farklı bölgeli ülke, 2-Aile ve akraba yardımlaşması, etik ve insani değerler, yar- dımlaşma yatkınlığı, 3-Yurtdışındaki 4 milyon va- tandaşımız bulundukları ülkelerin teknik ve kültü- rü ile temasta oldu, çocuklan o ülkelerde eğitim gö- rüyor. Ülkemizde de yatınm yapıyorlar, tasarrufla- rt ile ülkemiz ekonomisini 40 yıl desteklediler. 4- 2008 yılı ihracatımız 131 Milyar $'ı ithalatımız 200 milyar $'ı aştı. 5- Genç ve eğitilmiş 15 gücü, 6-Sanayi altyapısı güçlü ve geniş spektrumlu sanayileşme, 7- 22 milyona yakın ilköğretimden yükseköğretime ka- dar eğitim gören genç nüfus, 8- Son 50 yılda 3 üni- versiteden 130 (yenilerle 145'ten çok) üniversite- ye, 100 bin yükseköğretim öğrencisinden 2,2 mil- yona tırmanan öğrenci sayısı, 9- ABD ve Avrupa'da MS veya doktora yaparak dönen 5000 kadar bilim yapma altyapısında genç araştıncı potansiyeli, 10- Özel sektörün müteşebbis ve yenilikçi, dışa açık ya- pısı. Ülkemiz tabloda verilen temel göstergelerin bir bölümünde ilk 15-18 ülke içinde yer alırken, bazı gös- tergelerde 40-90. sırada yer almaktadır. Göstergeler çok düşündürücü olup, olumlular yanında olumsuzian da bizi ilgilendirmeli, daha iyileştirmek için yöne- ticiler kadar her vatandaş çaba harcamalıdır. Yüzeysel bakınca ülkemiz son 50 yılda hızh bir gelişim gösterdi. Ülkemizin her köşesine yollar, okul- lar açıldı, elektrik iletildi, telefon ve televizyon ulaş- tı. Her ilinde üniversite açıldı. Herkesin giyim- ku- şamı 50 yıl öncesine göre çok değişti, aç ve açık kal- madı. Parası olan dünyanın her köşesinde yetişen ürünleri yiyebiliyor, üretilen ürünleri alabiliyor, kam- URETTIGIMIZDEN D&HA ÇOK TUKETIYORUZ Tüm topium olarak da ithal üriinlere çabuk alıştık. Fakir ol- sak da yabancı sigara tüketiyor, yabancı ürünleri alıyoruz. Ithalat ve ihracat kalemleri incelendi- ğinde bu yapının oldukça den- gesiz, üretenden daha çok tüke- ten ülke durumumuz halen devam ediyor. Ülkemizde lüks oteller, turistik merkezler ço- ğalmış, tüneller açılarak yollann kısaltıldığı iyi ka- rayollarımız yapılmış, ülkemizin her köşesine kon- forlu otobüslerle ulaşılabilmekte, şehirlerimiz hızla büyümekte, büyük ve lüks konutlar yapılmakta, bo- ğaz 4- geçişine en ileri "tüp geçit" ile kavuşmakta- dır. Dünyanın en ileri ülkelerindeki büyük alış-ve- riş merkezleri ülkemizde de açılmaktadır. Bu mer- kezlerde dünyanın her ülkesinde saülan ileri teknoloji ürünleri hatta gıda maddeleri satılmaktadır. Hastanelerimiz her tür ileri teknoloji aletleriyle do- natılmış, hatta çağdaş donanımlı özel hastaneler her il ve büyük ilçe merkezlerinde çığ gibi artmaktadır. Halkımız tüketim ürünlerine alışmış ve tüketebil- mektedir. Üretimimiz bilgi ve teknolojiye dayanmıyor. Gelişimine katkımız olmayan her şeyi tüketmek is- tiyoruz. Ithalat kalemlerini incelediğimizde en ba- sit araç gereçten en karmaşık tıbbi alete, bilimsel araş- tırmalarda kullandığımız en basit terazi vegösterge- dedektörden en karmaşık sistemlere kadar her şeyi ithal ettiğimizi şaşkınlıkla görebiliriz. Bu araçlan, alet- leri yapacak elemanlanmız, olanaklanmız yok mu? Pratik ağırlıklı mesleki eğitimi, işbaşında eğirimi ge- liştiremediğimiz gibi, okullarda da meslek eleman- lan yetiştiremedik. Mesleki teknik eğitim liseleri (MTL) niçin tercih edilmiyor? MTE'ler niçin geli- şemedi ve öldürüldü sorusu da cevaplandınlmalıdır. Çok eski ve köklü tarihine, 85 yıldır büyük savaşa girmemesine rağmen sağlıklı kalkınmayı başara- madık. lyimser bakışla tarım toplumundan sanayi toplumuna geçtik. 50 yıl önce maden ve tarım ürü- nü satarken bugün ihracatımızın % 85'i sanayi ürü- nü oldu. Ancak ileri teknoloji ürünlerinin ihraca- tımızdaki payı % 1,4 ve dünyadaki payı % 0,02. Ülkemiz sanayii dış krizlerden çok etkileniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear