24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SON ARAŞTIRMALAR co Qû l KORKU BEYIN ETKİNLİKLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR Çinli bilim insanları travmatik dene- yimlerdcn sonra beyin etkinliklerindc de- ğişimler meydana geldiğini buldu. Mayıs 2008 yılında Wenchuan depremini yaşayan deneklcrin birçok beyin bölgesinde, farklı etkinlik motifleri saptanmtş. Araştırmaya katılanlann beyinlerini manyetik rezonans tomografisiyle inceleycn bilim insanları, değişimlerin beynin fonk- siyonuna zarar veren beyin bölgeleri ara- sındaki karşılıklı etkiyle sınırlı olduğunu gör- musler. ..-, Sichuan Üniversitcsi'nde Su Lui ile ça- lışan ekibin PNAS dergisindeki yazısına gö- re araştırma sonuçları şiddetli stres semp- tonılarınm daha erken teşhis edilmesine ve daha iyi tedavi edilmesine yardımcı olacak. Araştırma çerçevesinde 70.000 kişinin ya- şamını yitirmiş olduğu depremden hayatta kalan 44 sağlıklı kişinin beyin erkinlikleri incelenmiş. Travma yaşayan insanlar bilinçli olarak depremi düşünmedikleri zaman bi- le beyinlerde farklı etkinlik motifleri gö- rülmekte. Bilim insanları daha önceki araştırma- larda, olumlu veya olumsuz deneyimlerin ha- tırlanması veya yeniden yaşanması halindc her zaman asıl olayda etkinleşen beyin bölgelerin etkinleştiği saptamıştı, Ancak Lui'nin gorüşüne göre büyiik bir travma bey- nin genel durumunu bile değiştirebilmek- te. Beyin araştırmacıları ve psikologlar benzer araştırmalarla, yıllar veya on yıllar önce yaşanmış travmatik deneyimlerin et- kilerini araştırmışlardı. Bunlar genelde ya- vaj ve aralıksız olarak süren strese bağlı de- gişimler olarak ortaya çıkıyordu. Ancak dep- rem kurbanlarıyla ilgili araştırmada yaşanan olay ve incelenıc arasında yalnızca yirmi beş gün bıılunuyordu. Bu da beynin şok dene- yiminden yıllar sonra değil kısa bir süre son- ra değişimlerle tepki verdiğini göstermek- te. Depremi yaşayan kişilerin prefrontal korteksleri (ön beyindeki bir bölge) hipe- raktif diyoruzmanlar. Duyguların işlenme- sinden sorumlu olan bu bölge, olayların de- ğerlendirilmesinde ve reaksiyonların bas- tırılmasında etkili. Ayrıca çeşitli beyin bölgeleri arasındaki karşılıklı etki de ya- vaşlamış. Beyin etkinliğinin önemli bir kısmı yalnızca beynin reaksiyonlarını değil bunlar arasındaki bağlantıları da etkile- mekte. Sonuçların, posttravmatik stres ris- ki altında bulunan insanların erken teşhis edilmesinde yardımcı olabileceği sanıl- makta. HER İNSANDA YÜZLERCE MUTAS- YON SÖZ KONUSU Uluslararası bir araştırma ekibinin so- nuçlanna göre, her insanın kalıtımında yak- laşık olarak yüz ila iki yiiz yeni mutasyon var. Ancak bu genetik hataların birçoğu zarar- sız ve sağlık veya dış görünüş üzerinde et- kili değil. Wellcom Trust Sanger Enstitüsü'nden Chris Tyler-Smith yöne- timinde çalışan ekip, 13. kuşaktan akraba olan iki erkeğin kalıtımındaki on milyon "harfi" incelerken, Y kroınozomu üzerindeki kalıtım parçasını dikkate almış. Y kromo- zomu neredeyse hiç değişmeksizin babadan oğula geçtiği için mutasyonlar burada çok iyi izleneKilmekte. İki erkeğin Y kromozomunda dört mutasyon saptamışlar. Bu şekilde tüm ka- lıtımdaki mutasyon sayısı hesaplanmış. Hesaplamaları göre herkuşakta 15-30 mil- yon nükleotide yeni bir bozukluk katılıyor. Bu da her insanın 100-200 mutasyon taşı- dığı anlamına gelmekte. Bu açıdan bakıl- dığında yeni araştırma sonucu, genetikçi John Burdon Sanderson Haldane'nın 1935 yılında kalıtsal bir kan hastalığına sahip in- sanların incelenmesine dayanan araştır- Araştırma manın sonucuyla örtüşmekte. Yeni mutasyonlar bir dizi genetik has- talıklardan sorumlu. Bilim insanları mu- tasyon oranının güvenilir bir şekilde he- saplanabilmesi halinde gelecekte insanlar arasındaki ve kalıtımın çeşitli bölgelerindeki farklı lıkların da incelenebileceğini düşü- nüyorlar. Bu sayede de istenmeyen mutas- yonların engellenmesini sağlayacak yön- temlerin bulunması bekleniyor. (Current Biology). DÜNYANIN İLK KURT KLONU ÖLDÜ 2005 yılında Seul Ulusal Üniversitesi veterineri Shin Nam Sik tarafından kop- I ' j : | . i • • ' . - 4 yalanan iki dişi kurttan biri 26 Ağustos'ta öldü. Snuwolf ve Snuwollfy olarak adlan- dırılan iki kurt 2007 yılında kamuoyuyla ta- nışmıştı. Bedensel durumu gayet iyi olma- sına rağmen Snuvvolf aniden öldü diyor Shin. Kesin ölüın nedeninin anlaşılması için otopsi sonu^'larını bekleyen araştırmacı Snuwolf un bakteriyel bir enfeksiyon veya kopyalama sırasında meydana gelen teknik hatalar yüzünden öldüğünü düşünüyor. Shin ve ekibi 2006 yılında da üç erkek kurt kopyalamışB. Bilim insanları kopya kurtde- neyleriyle soyları tükenmekte olan hayvan türlerini korumak için çalışıyorlar. İlk kop- ya köpek de Güney Kore'de dünyaya gel- mişti. ^^^^ DÜNYADAKI EN SOĞUK BÖLGE BULUNDU Astronomlar uzay gözlemevi için en uy- gun bölgeyi saptadı. Antarktik platosunda 4053 rn yüksekliğinde yer alan Ridge A. tah- nıinlere göre dünyanın en kuru, en sessiz ve en soğuk bölgesi. Ridge A. bölgesinde kış aylanndaki ortalama sıcaklık eksi yetmiş de- rece vc hava o kadar kuru ki ne bulutlar ne de buhar görüşü engelliyor. Uyduların, yer istasyonlarının ve iklim modellerinin verilerini değerlendiren Will Saunders'ın (New South Wales Üniversitesi) Publications of the Astronomical Society of the Astronomical Society of the Pacific dergisindeki yazısına göre söz konusu bölge kıtanın en yüksek noktasında değil bu yerin 150 km güney- batısında yer almakta. Anlaşıldığı üzere civar bölgeye henüz hiçbir insan adım atmamış. Ancak bu du- rum yakında değişebilir. Çünkü atmosferik şartlar nedeniyle Ridge A bölgesi gözlem- evi için ideal bir yer. Saunders böl'genin Hawaii ve Şile'deki zirvelerinden bile çok daha elverişli olduğunu iddia ediyor. Gökyüzü çok daha kafanlık ve kuru oldu- ğu için belli büyüklükteki teleskoplar bile dünyanın en büyükleri kadar iyi görüntü ya- kalayabilecek. Nilgün Özbaşaran Dede "KORUYUCU GENIN" BAĞIRSAK DOKUSU ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Hollandalı, Avusturyalı ve Alman bilim insanları, kan- serden koruyucu gen olarak bilinen "p53" geninin devre dı- şı bırakılması halinde bağırsaklarda önemli değişikliklerin meydana geldiğini saptadı. Nature Genetics dergisindeki yazıya göre araştırmada yaş- lı organizmalardaki durumun açığa kavuşturulması amacıy- la kısa telomerli tareler kullanılmış. Bilindiği gibi kromozom uçları ilerleyen yaşla birlikte kısalmakta. Bilim insanları fa- relerin bağırsak bölgesindeki "p53" genini devre dışı bırak- nuşlar. "p53" kontrol geni olarak bilinmekte ve kalıtımın sağ- lıklı olup olmadığını kontrol ediyör. Ama aynı zamanda hüc- re ölümlerine (apoptoz) de neden olabilmekte. Bu gen ol- madığı zaman hatalar ve dolayısıyla da tümörler ^»ğalmak- ta. Çeşitli kanser türleri çoğunlukla yaşlılıkta ortaya çıkmakta. Mesela bağırsak kanseri farelerde olduğu gibi insanlarda da genelde yaşlılıkta görülüyor. Bilim insan- ları kısa telomer- ler ve devre dışı kalan "p53" ge- niyle kanser olu- şumunun erken saflialarını araştınnak istemişler. Koruyucu gen olmaksızm bağırsak hücrelerinde gerçekten de bozukluklar artmış. Daha sonra ise bağırsak cidannda önemli değişimler mey- dana gelmiş ve en sonunda da hücreler ölmüş. Fakat kani- nom oluşmadı diyor araştımıacılar. Bilim insanları şimdi fark- lı genleri "açıp kapatarak" yaşlanma, hücre yenilenmesi ve kanser arasındaki bağlantıyı anlamaya çalışmak istiyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear