Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
8 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Hükümetle Türk-İş arasõnda devam eden toplu sözleşme görüşmeleri akşam saatlerinde uzlaşmayla sonuçlandõ
Ekonomi Servisi- Türk-İş ile hükümet
arasõnda devam eden kamu çalõşanlarõ top-
lu iş sözleşme görüşmeleri akşam saatlerinde
uzlaşmayla sonuçlandõ. Sabah tüm yurtta bir
saatlik çalõşmama hakkõnõ kullanan Türk-İş,
akşam 17.30’da, greve çõkõldõğõnda ‘ücret
ödememe tasarrufu’nu hatõrlatan Devlet
Bakanõ Hayati Yazıcı ile anlaşmaya vardõ.
241 bin 153 kamu işçisin ilgilendiren söz-
leşmeye göre, işçilere ilk yarõyõl için yüzde
3, ikinci yarõyõl için de yüzde 5.5 puan zam
verilecek. İkinci yõl için en-
flasyon artõ dört puan refah
payõ isteyen Türk-İş, bu
talebinden vazgeçti. Pro-
tokole göre, işçilere ikin-
ci yõl, yani 2010’da ilk
yarõyõl yüzde 2.5, ikinci
yarõyõl yüzde 2.5 zam
yapõlacak.
Ayrõca, düşük ücretliler
için 60 lira seyyanen ödeme
yapõlacak. Bu ödemeden ücretleri 1.100 li-
ranõn altõnda olan işçiler yararlanacak.
Türk-İş ile hükümet arasõnda varõlan uzla-
şama Devlet Bakanõ Hayati Yazõcõ tarafõn-
dan açõklandõ. Yapõlan protokal çerçevesinde
11 iş kolunda 265 toplu iş sözlemesi yapõ-
lacak. Türk-İş Başkanõ Mustafa Kumlu, ka-
mu koordinasyon kurulu olarak imza attõk-
larõnõ ve dile getirerek sözleşmenin hayõrlõ
olmasõnõ diledi. Türk-İş, 2009 için yüzde 20,
2010 için de enflasyon artõ yüzde 4 zam is-
tiyordu. Hükümet ilk teklifinde 2009’un bi-
rinci ve ikinci altõ aylarõ için yüzde üçer,
2010’un bir ve ikinci aylarõ için de yüzde iki-
şer buçuk olarak vermişti.
Daha sonra ilk altõ ay için yüzde 3 tekli-
fi korunarak ikinci altõ ay zammõ yüzde 4’e
çõkarõldõ. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn res-
mi görüşmelerdeki yüzde 4’lük ikinci altõ ay
oranõnõ haftasonu yaptõğõ konuşmada yüz-
de 4.5 olarak açõklamõştõ.
Yaklaşõk 270 bin işçiyi
ilgilendiren anlaşmaya
göre ilk yarõyõl yüzde3, ikinci yarõyõl için 5.5 zam
yapõlacak. Türk-İş ikinci yõl refah payõndan vazgeçti.
Gerginliğin uzamasõ
üzerine Gül,
konfedarasyon başkanlarõnõ Köşk’e çağõrdõ. Başkanlar,
işçilerin kiralanmasõna olanak tanõyan yasayõ kõnadõ.
Pek çok
işyerinde
sendika değiştirmeye zorlanan memurlarõn temsilcisi
değişti. Memur-Sen, 365 üye farkla yetkili oldu.
YAZICI’DAN GÖZDAĞI
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-İş’e
bağlõ sendikalara üye işçiler, dün sabah yurt ge-
nelinde 1 saatlik iş bõrakma eylemi yaptõlar. Hü-
kümete yakõnlõğõyla bilinen Hak-İş de, kendi ör-
gütlü olduğu işyerlerinde yaptõğõ 1 saatlik ça-
lõşmama eylemi ve “Hükümetin kamu toplu
iş sözleşmelerindeki tutumu yüzünden mağ-
duriyet yaşamaktayız” bildirisiyle Türk-İş’e
destek verdi.
Türk-İş Genel Başkanõ Mustafa Kumlu, ey-
lemin Ankara ayağõnda “Hükümeti restleşme-
ye değil, uzlaşmaya çağırıyoruz. Başbakan Sa-
karya’da dedi ki, ‘İstismar ediyorlar’. Yat, kat,
hamam istemiyoruz. Kayıplarımızın telafisini
istiyoruz o kadar” diye konuştu.
Hak-İş de, 36 bin üyesinin örgütlü olduğu ka-
mudaki bütün işyerlerinde 1 saatlik iş bõraktõ.
Başbakan Erdoğan’õn Sakarya İl Kongre-
si’ndeki sözlerini de eleştiren Kumlu, “Bizim için
neler yapmışlar, neler, neler... Biz de farkın-
da değilmişiz meğer. Onlar için en önemlisi bi-
zimle diyalog içinde sorunları çözmekmiş. Bi-
ze danışmadan hiçbir şey yapmıyorlarmış” şek-
linde konuştu. Türk-İş’e, Kamu-Sen, Hak-Sen,
BASK ve KESK’e bağlõ sendikalarõn yöneticileri
de katõlarak destek verdi.
Yetki kõl payõ
yandaşa geçti
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Me-
murlarõn, hükümetle
ağustosta yapacaklarõ
toplugörüşme masasõn-
daki yetkili konfederas-
yonu değişti. Hüküme-
te yakõnlõğõyla bilinen
Memur Sendikalarõ
Konfederasyonu (Me-
mur-Sen), 376 bin 355
üyeyle, Türkiye Kamu-
Sen’i 365 üye farkla ge-
ride bõrakarak, yetkili
konfederasyon oldu.
Memur-Sen Genel Baş-
kanõ Ahmet Gündoğdu
“Bunun gereği olarak
sorumluluk ve güven
duygusuyla birlikte
toplugörüşmeyi, top-
lu sözleşmeye çevire-
rek kamu çalışanları-
nın haklarını koru-
maya devam edece-
ğiz” dedi.
Toplu görüşmelerde
memurlarõ temsil ede-
cek 11 hizmet kolunda
yetkili sendikalarõn 6’sõ
Türkiye Kamu-Sen’e,
4’ü Memur-Sen’e, biri
KESK’e bağlõ olacak.
Memurlarõ toplu görüş-
me masasõnda Türkiye
Kamu-Sen üyesi Türk
Büro-Sen, Türk Eğitim-
Sen, Türk Haber-Sen,
Türk İmar-Sen, Türk
Ulaşõm-Sen, Türk Ener-
ji-Sen; Memur-Sen üye-
si Bem-Bir-Sen, Toç-
Bir-Sen, Diyanet-Sen,
Sağlõk-Sen; KESK’e
bağlõ Kültür Sanat-Sen
temsil edecek.
Tebliğe göre toplam 1
milyon 784 bin 414 me-
murun yüzde 57’sine
karşõlõk gelen 1 milyon
17 bin 72’si sendikala-
ra üye bulunuyor.
DİSK Genel Başkanõ
Çelebi özel istihdam bü-
rolarõna ilişkin yasanõn
bir gece yarõsõ operas-
yonuyla tamamlandõğõ-
nõ belirtti. Yasayõ “Kö-
lelik düzenine doğru
giden bir sistemin ya-
sal altyapısının düzeni”
olarak niteleyen Çelebi
şöyle konuştu:
“Bu yasa
Cumhurbaş-
kanı tarafın-
dan onaylanır-
sa bundan son-
ra büyük bir
yoğunlukla ar-
tık kiralık bir
sisteme doğru
dönüşeceğini hem ça-
lışanların, hem bun-
dan sonra çalışacak-
ların ciddi bir güven-
cesinin olmayacağı bir
düzenlemeyi içermek-
tedir. Bu yasa hem
şimdiki çalışanları hem
de bundan sonra çalı-
şacakları ilgilendirdiği
için Cumhurbaşka-
nı’ndan bu yasanın or-
tadan kaldırılması ta-
lebimizi ifade ettik. Za-
ten birçok taşeron uy-
gulaması var, ayrıca
istihdam büroları var
onun yasası var, bunu
daha da genişleten hal-
kaya karşı gö-
rüşlerimizi bü-
tün gerekçele-
riyle ayrı ayrı
da olsa anlat-
tık. Cumhur-
başkanı bunla-
rı dikkatlice in-
celeteceğini
söyledi”
Ayrõca, DİSK’in
“Özel İstihdam Büro-
ları’nın Mesleki Faali-
yet Olarak Geçici İş
İlişkisi Kurabilmesi
Hakkında Kanun” de-
ğişikliğine ilişkin gö-
rüşlerini Çelebi, Gül’e
sundu.
Konfederasyon başkanları hükümeti Cumhurbaşkanı Gül’e şikâyet etti.
‘Çağdaş kölelik veto edilmeli’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türk-İş Genel Başkanõ Mustafa Kum-
lu, DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çe-
lebi ve Hak-İş Genel Başkanõ Salim Us-
lu, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ü zi-
yaret ederek kendisinden “Sendikasız-
laştırma yoluyla işçilerin sömürülme-
lerine yol açacak” Özel İstihdam Bü-
rolarõ Yasasõ’nõ veto etmesini istediler.
Gül görüşmede, hükümet ile Türk-İş
arasõnda devam eden toplu iş sözleşme-
si ile ilgili “konunun sağduyusu içeri-
sinde çözülmesini” diledi.
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Eli-
taş ve Yalova Milletvekili İlhan Evcin’in
özel istihdam bürolarõna ilişkin yasa öne-
risi vermeleri ve önerinin 26 Haziran
2009’da Meclis’te kabul edilerek Cum-
hurbaşkanlõğõ’na gönderilmesi üzerine
dün Gül ile görüşen konfederasyon baş-
kanlarõ, görüşmenin ardõndan açõklama
yaptõlar. Türk-İş Genel Başkanõ Kumlu,
görüşlerini Gül ile paylaştõklarõnõ, Gül’ün
konuyu değerlendireceğini belirtti. Hak-
İş Genel Başkanõ Uslu da Gül’e yasayla
ilgili çekince ve kaygõlarõnõ ilettiklerini ifa-
de ederek “Sayın Cumhurbaşkanımız
dikkatle dinlediler, ‘Biz bu yasayõ hem
yerindelik açõsõndan hem de evrensellik
anlamõnda değerlendireceğiz ve bu konuda
çok titiz bir çalõşma yaparak kamuoyuy-
la paylaşacağõz’ dediler” diye konuştu.
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Krizin Türkiye
Ekonomisine Etkileri
Neden Bu Denli Şiddetli?
Yazının başlığında geçen sorunun yanıtı 1990’lı yıl-
ların kriz deneyimleri ışığında aslında son derece ya-
lın ve basit: 1990’ların iktisadi kriz dönemlerinin biz-
lere öğrettiği çok temel bir ders şuydu: Yeni bir krize
girmesi en muhtemel ekonomi, uluslararası finans ser-
mayesinin en gözde konumunda olan ekonomidir.
Türkiye, 2001 sonrasında sergilediği IMF programına
sıkı sıkıya bağlılık, özelleştirmeler ve adına “yönetişim”
denilen yapısal uyarlama reformlarıyla ekonomisini
uluslararası sermayenin çıkar hesaplarına terk etmiş
idi. Türkiye ekonomisi bir ucuz ithalat ve ucuz işgü-
cü cennetine dönüştürülür iken, sanayi yapısı taşe-
ronlaştırılmış ve ithalatın finansmanı spekülatif sermaye
hareketlerine bağımlı kılınmıştı. Uluslararası serma-
ye, Türkiye’nin bu bağlılığını 2003’ten başlayarak aç-
mış olduğu toplam 150 milyar dolarlık net yeni borç-
lanma ile “ödüllendirmiş” idi. Ulus-ötesi tekeller ve
finans sermayesi açısından Türkiye, dolar bazında yüz-
de 40’ı aşan net finansal getirileri ile sömürüye açık,
son derece değerli bir “yükselen piyasa ekonomisi” ko-
numundaydı.
Dolayısıyla dünya finans piyasalarında spekülasyon
balonunun patladığı bir ortamda, bu balonun sahte de-
ğerler sisteminden nemalanmaya koşullandırılmış
bir ekonominin şiddetle çökmesi kaçınılmazdı. Geçen
hafta yayımlanan 2009’un ilk çeyreğine ait milli gelir
istatistikleri bu gerçeklerin tescilinden ibarettir.
Bu genel değerlendirmelerin ışığında Türkiye’nin mil-
li gelir rakamlarına yakından baktığımızda bu sürecin
yansımalarını net olarak görmekteyiz. Aşağıdaki
tabloda milli gelir üzerine olan harcama unsurlarının
yıllık büyüme oranları ve gayri safi yurt içi hasılasının
(GSYİH) büyümesine olan katkıları özetlenmektedir.
Tablodan çıkan ana sonuç şudur: Milli gelirin yüz-
de 13.8’lik rekor ölçekli daralmasının ardında yatan
ana unsur, özel tüketim ve yatırım talebinden ve ih-
racat kayıplarından kaynaklanan çöküştür. Yatırım-
lar ve ihracattaki daralmanın ardında da ithalatın ar-
tık sürdürülememesi olgusu yatmaktadır. Yıllardır sür-
dürülen “dış sermaye girişlerine dayalı ithalat” ulus-
lararası sermayenin kaprislerine bağımlılığın sonucu
olarak finanse edilemez hale gelince, özel sektörün
sabit sermaye yatırımları ve ihracat “üretimi” de çö-
küntüye uğramıştır.
Özel sektörün tüketim ve yatırım talebindeki geri-
lemeler bir dereceye kadar kamu sektöründen kay-
naklanan ivmelenmeyle karşılanmaya çabalansa da
bu tür katkılar cılız boyutta kalmıştır. Zira kamu sek-
törünün ulusal ekonomiye olası katkıları artık özel-
leştirmeler ve “Devletin ekonomideki rolünün küçül-
tülmesi gerekir” ezberleri altında söz konusu bile ola-
mamaktadır.
Kısacası, ekonomi idaresi ekonomiye müdahale ede-
bileceği para ve maliye poltikası aletlerini çoktan elin-
den çıkarmış durumdadır. Bu şartlar altında, geleceğini
piyasanın kısa vadeli, başıbozuk kararlarına terk et-
miş olan bir ekonominin böylesine bir çöküntü yaşa-
mış olması hiç de şaşırtıcı değildir.
Harcama Unsuru 2009 1. çeyrek Büyümeye
büyüme katkı
Yerleşik Hanehalklarõnõn
Özel Tüketimi -9.2 -6.6
Kamu Tüketimi 5.7 0.5
Özel Yatõrõmlar -35.8 -8.3
Kamu Yatõrõmlarõ 24.6 0.6
Stok Değişmeleri .. -7.1
İhracat -11.3 -2.9
İthalat -31.9 9.9
GSYİH -13.8 -13.8
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
Yaşadığımız kentin sorunlarına biraz daha yakın-
dan eğilmek, çözüm için “bekleyen ve talep eden”
konumundan çıkarak üreten, örgütleyen, proje ge-
liştiren bireyler konumuna geçmek... Kentin bütü-
nünden bahsetmiyorum, yaşadığımız semt, mahal-
le, hatta sokağın küçük bir bölümü bile olabilir...
Önemli olan gündelik hayatı bir nebze olsun kolay-
laştıran ve yaşam çevresini iyileştiren projeler üre-
tebilmek... Peki tüm bunlara ne kadar yakınız? Ken-
di yaşam alanımızla ilgili aktif rol üstlenmeye ve or-
tak sorumluluk almaya ne kadar hazırız?
Bunları düşüne duralım, size İstanbulluları yakın-
dan ilgilendiren bir haberi duyuralım. Hem hız ka-
zanan kentsel dönüşüm projeleri, hem de 2010 Av-
rupa Kültür Başkenti seçilmesi ile tüm dünyanın il-
gi odağı olan İstanbul, kentlerin gelecekteki ya-
şamlarını şekillendiren projelere destek veren ulus-
lararası bir kuruluş olan Deutsche Bank Urban
Age’in de dikkatini çekti. 2007’de Bombay, 2008’de
Sao Paulo’da verilen 100 bin dolar tutarındaki ödül
bu yıl İstanbul’daki proje ya da projelere verecek.
Önemli olan halk inisiyatifi ile başlatılan ve kentle-
rin gelecekteki yaşamını şekillendiren projeler ol-
ması. Yarışmaya katılmak için illa mimari, tarihi ve-
ya kültürel bir proje yapılması gerekmiyor. Örneğin
Bombay’da ödül alan projede, bölge sakinleri çöp-
lük olan sahil şeridini düzenleyerek yeşil alan ve yü-
rüme alanına dönüştürmüş. Do-
layısıyla ödül mahalle sakinlerine
verilmiş. Yani herkes, her türlü
projeyle yarışmaya katılabilir. Sao Paulo’daki kent
merkezinde inşaatı tam tamamlanmamış ve göçle
gelenlerin işgal ettiği büyük bir binanın 42 ailenin ih-
tiyacını karşılayacak bir yaşam alanına dönüştürül-
mesi projesi. Ancak dikkat, ödül kesinlikle yalnız bir
fikre ya da başlamamış bir projeye verilmiyor. Pro-
jenin bir aşamaya gelmesi gerekiyor. Son başvuru
tarihi 11 Eylül. 4 Kasım’da sonuçlar açıklanacak.
Urban Age Ödülü İstanbul’daki projelere
Urban Age uluslararası bir proje. Deutsche
Bank’a bağlı çalışan ve kâr amacı gütmeyen bir va-
kıf olan Alfred Herrhausen Gesellschaft (AHS) ve
London Scholl of Economics tarafından ortak yü-
rütülüyor. Projenin ana amacı, dünyadaki büyük ve
gelişim açısından önem taşıyan metropollerin kent-
sel büyümelerini ve bu büyümelerinin ardındaki fak-
törleri incelemek. Ödül ise kentlerde yaşayan dün-
ya nüfusunun yarısının karşı karşıya kaldığı prob-
lemlerin fark edilmesi ve yaratıcı çözümlerin des-
teklenmesi amacıyla veriliyor. Bu nedenle ödül, böl-
ge sakinlerinin gündelik hayatını kolaylaştıran ve
yaşam çevresini iyileştiren pro-
jeleri gün ışığına çıkarmayı he-
defliyor. “Deutsche Bank Urban
Age Award” kentlileri, yerel yönetimleri, özel sektör
kuruluşlarını ve sivil toplum örgütlerini bir araya ge-
tiriyor ve “Kentleşme Çağı” olan 21. yüzyılda yaşa-
dıkları şehirlerde aktif rol üstlenmelerini teşvik edi-
yor. 2007 yılında Hindistan’ın Mumbai (Bombay)
kentinden iki projeye, 2008’de ise Brezilya’nin Sao
Paulo kentindeki bir projeye verilen ödüle başvuran
İstanbul projeleri, yerli ve yabancı uzmanlardan olu-
şan bağımsız bir jüri tarafından değerlendirilecek.
Jüride London School of Economics Şehircilik ve
Mimarlık Profesörü Ricky Burdett; Washington
D.C’nin başarılı çalışmaları ile ünlü eski belediye
başkanı Antony Williams, dünya çapında ünlü
Meksikalı mimar, Pennsylvania Üniversitesi Mimar-
lık Bölüm Başkanı Enrique Norten jürinin yabancı
üyeleri.Türkiye’deniseProf.Dr.ÇağlarKeyder,ga-
zetemiz çizeri mimar kökenli Behiç Ak, 2004 yılın-
da mimarlık alanında verilen Ağa Han Ödülü’nü ka-
zanan Han Tümertekin ve TÜSİAD Başkanı Arzu-
han Doğan Yalçındağ üye olarak görev yapacak.
Projeni tanıtımı için düzenlenen toplantıda tanış-
tığımız Ricky Burdett “biz megakentlerin insanla-
rın yaşamlarındaki etkilerini ele alıyoruz. Bu amaçla
bugüne kadar birçok megakentte konferanslar dü-
zenledik. Bu yıl da İstanbul’da 5-6 Kasım’da dü-
zenlenecek konferansta ‘önümüzdeki 5-10 yıl için-
de yaşadığınız kentin nasıl gelişmesini istersiniz?’
konusunu masaya yatıracağız” diyor.
Projelerin kent yaşayanları tarafından ortaya ko-
nulduğu zaman daha iyi sonuçların alındığını belir-
ten Burdett, “Sao Paulo kentinden 130, Bom-
bay’dan ise 74 başvuru oldu. Ödülü birinciler alıyor.
Ama diğer projeler de internet sitesinde duyurulu-
yor, projelerin geliştirilmesi, finansal kaynaklara ula-
şım, fonlardan yararlanma ya da resmi başvurular
için şablon örnekler yaparak yardımcı olmaya çalı-
şıyoruz. Önemli olan bu bilincin yaygınlaşmaya baş-
laması” diye anlatıyor.
Kentli Olma Sorumluluğu ve Urban Age
B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK
1 milyon 57 bin çek
karşılıksız kaldı
Ekonomi Servisi - Merkez Bankasõ tarafõndan
bankalara duyurulan toplam karşõlõksõz çek sayõ-
sõ, 2009 yõlõnõn ilk yarõsõnda, geçen yõlõn aynõ dö-
nemine göre yaklaşõk yüzde 50,7 artarak 1 milyon
57 bin 673’e çõktõ. Merkez Bankasõ verilerine gö-
re, karşõlõksõz çek sayõsõ 2008’in ilk altõ ayõnda 701
bin 802 adet idi.
Aynõ dönemde, mahkemeler tarafõndan yapõlan bil-
dirimlere göre, Merkez Bankasõ’nca duyurulan ya-
saklanan çek sayõsõ da yüzde 8,7 yükselerek 37 bin
758’den 41 bin 28’e çõktõ. Bankalarca Merkez Ban-
kasõ’nca yapõlan bildirimlere göre, Merkez Banka-
sõ’nca duyurulan, karşõlõksõz kaldõktan sonra öden-
miş çek sayõsõ 463 bin 338’den 593 bin 134 oldu.
Bir saat direnişe bir puan zam
İkinci yarıyıla bir puan Köle yasası veto edilsin Memur-Sen kıl payı yetkili
Yüz binler hükümeti uyardõ
Gelişmeler üzerine durum değerlen-
dirmesi yapan toplu iş sözleşmelerinden
sorumlu devlet bakanõ Hayati Yazıcı,
refah payõ isteyen işçiye, ücretlerinde
yüzde 30 indirim yaparak sözleşme
imzalayan Erdemir’i hatõrlattõ.
“Refah artışı olursa elbette ki bu-
na katkısı olanlara bu artışın yansı-
masını sağlayacağız ama refah olarak
niteleyebileceğimiz bir büyüme yok-
sa neyi, nasıl dağıtacaksınız? Bu an-
lamda da çalışanlarımızın gerçek-
ten anlayış içerisinde olacaklarını
umuyoruz” diyen Yazõcõ, toplusöz-
leşme müzakerelerinin yürütüldüğü
Türk-İş’e bağlõ Ereğli’deki sendika-
nõn, ücretlerde yüzde 30 oranõnda indi-
rim yaparak sözleşme anlamõnda pro-
tokol imzaladõğõnõ anõmsattõ.
Devlet Bakanõ Hayati Yazõcõ, “Grev
hakkõnõ kullanmanõn elbette ki sen-
dikalara yüklediği maliyet var. ‘Onu
da herkesin hesap etmesi gerekir’ di-
ye düşünüyorum” dedi.
Basõn mensuplarõnõn sorularõnõ ya-
nõtlayan Yazõcõ, grevin çalõşanõn hak-
kõ olduğunu, ancak bunu arzu etme-
diklerini söyledi. Yazõcõ, “Ama grev
hakkını kullanmanın elbette ki
sendikalara yüklediği maliyet var.
‘Onu da herkesin hesap etmesi ge-
rekir’ diye düşünüyorum. Biz grev
yapmalarından mutlu olmayız. Ak-
sine, grev ortamında kamunun üc-
ret ödeme açısından bir tasarrufu
da olur ama bunu hiçbir zaman ar-
zu etmeyiz. Çünkü hepimiz bu ül-
kenin insanlarıyız ve sorunlarımı-
zı birlikte konuşarak çözeceğiz”
diye konuştu.
Kölelik düzeninin
altyapõsõ oluşturuldu
MEMUR-SEN: ÇELEBİ:
Megakentlerin 2 yüzü var...
Sao Paulo’dan iki farklı görüntü. Birleşmiş Mil-
letler’in verilerine göre dünya nüfusunun yüzde
50’si kentlerde yaşıyor. 30 yıl içinde de bu oranın
yüzde 75’e çıkacağı öngörülüyor. Kentler bü-
yürken sorunlar da artıyor. 2020 yılında 1.4
milyar insanın varoş ve gecekondularda yaşam sü-
receği tahmin ediliyor. Bu da insanların kendi ya-
şam alanlarını iyileştirmek için yerel yönetimler
ve sivil toplum kuruluşları ile ortak projeler üret-
melerini zorunlu hale getiriyor.