26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU İslam Açısından Tütün Yasağı Büyük âlim ve mutasavvıflardan İsmail Hakkı Bursevi (K.S.) Hazretleri “Ruhu-l Beyan Tefsiri”nin 1. cildinin sonunda teracimi ahvalini verirken Türkçe olarak şöyle yazar: “Şam’da iken Şeyh Ek- ber (K.S.) birkaç kere temessül (bir şekil ve sure- te girerek gözükme) edip; öyle ki halk ona yaprak (tütün) der. ‘O bizim yanımızda pis ve haramdır’ bu- yurdu ve şeyhimden de duydum ki, ‘Tütün içen nef- sani ve şeytanidir’.” Yarın yürürlüğe girecek olan ve tüm yeme-içme mekânlarını kapsayacak olan tütün yasağı ülkemiz insanını işbu nefis tutsaklığından ve şeytanlıktan kurtaracaktır. Yine İsmail Hakkı Hazretleri’nin hazırladığı Ha- disi Erbaiyn’in 6. Hadisi Şerifi’nin şerhinde şöyle denmektedir:“Bir şeyin zararı asli fıtrata (yaratılışa) dokunuyorsa diğer zararlılardan daha çirkindir. Me- sela tütün gibi ki bunun zararı doğrudan fıtrat-ı as- liyedir. İbadetlere karşı bir ağırlık ve isteksizlik mey- dana getirir.” Tütünün yasaklanmasıyla birlikte özellikle beş va- kit namaza uzak duran tembel müminler tütün ürün- lerini kullanmayı bırakacaklar, üzerlerine çöken tem- bellikten kurtulup camilere koşacaklardır. Büyük hadis âlimlerinden Mahmud Muhammed Hattab Es-Subki, “El-Menhelül’-Azbü’l-Mevrud Şerhu Süneni’l-imam Ebi Davut” isimli eserinde si- garanın zararlı ve haramlığı ile ilgili önemli açıkla- malarda bulunmuştur. Özetle şöyle demektedir: “Si- garanın haram olduğu bir gerçektir... Bunun ha- ramlığı, doktorların raporlarına göre, sıhhate zararlı olduğundandır. Şüphesiz zararlı bir şey, âlimlerin ittifakı ile de haramdır. Sigara, yalnız içenlere de- ğil, içmeyenlere de eza (sıkıntı) verir... Melekler de çok rahatsız olur...” Buradan anlaşılacağı gibi tütün yasağı ile birlik- te yalnızca pasif içiciler değil, melekler de koruma altına alınmış olacaktır. Son devrin büyük âlim ve fazıllarından Mehmet Zihni Efendi merhum da “Ni’met-i İslam” adlı ya- pıtında tütüne ilişkin şunları söylemektedir: “Öyle şeyler vardır ki, onlar vücuda faydalı olmak şöyle dursun netice itibari ile bedeni harap ettiği halde fazlaca iştah ve istek duyulur. Bundan dolayıdır ki bu gibi şeyler oruçlu iken kullanılırsa hem kaza hem de kefaret lazım gelir. Mesela tütün gibi... Esrar iç- mek ve afyon yutmak da bu nev’idendir... Ve hep- si haramdır. Müslüman’a yakışan ise, haram, mek- ruh ve şüphelilerden kaçınmaktır. Zira dinimizde ya- saklardan kaçınmak emirleri yerine getirmekten bi- le üstündür.” Durum son derece açıktır; İslam âlimlerinin yu- karıda alıntıladığımız sözlerinden tütün yasağının karar vericilere ve uygulayıcılara cennet yollarını aç- tığı somut olarak görülmektedir. Son devrin dil âlimlerinden Ebul-Faruk Süley- man Silistreli (K.S.) Hazretleri’nin bu konudaki açık- lamaları da uyarıcıdır, anlamaya çalışalım: “Malum olsun ki; şeriatte izaai mal, kesreti sual haramdır. Bu makamda izaai’den murad, emvalin dünya ve ahirete faidesi olmayarak sarf ve istihlakidir. Bu ka- bil sarfiyat ve istihlakati umumiye muharremdir. Si- gara istimalinde hürmeti mezküre tamami ile sabit ve mütehakkaktır. Çünkü sigara istimalinde men- faati dünyeviyye yoktur. Bilakis mazarrat hâkimdir. Öyle mazarrat ki ondan bedene cismaniyyete ha- sıl olan ilel ve emrazının ref’ ve izalesi bir zaman son- ra daha elde edilmemesini muciptir. Manevi ma- zarratı ise bağdat etmekle bitmez. Manii terakkidir. Rayihasından ervahı tayyibe muazzeb olup Vesai- ti rahmet olan ervahı mezkurenin temasını yani ala- kai ruhaniyyelerini men eder. Bu büyük bir mu- sibettir. Şu halde sigara içmek manen ve mad- den muzırdır, haramdır. Haram Allah (C.C.)’ın neh- yettiği emirdir. Ona musır olanlar, emrine isyan ve muhalefet edenlerdir. İş bu neticeye müncer olur.” AKP iktidarı tütünü yasaklayarak İslam yolunda önemli bir adım atmıştır. İnşallah hayırlara vesile olur. dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ ‘Ilõsu İnadõ’ ve Doğu’nun Kalkõnmasõ Bin yõllarõn uygarlõk merkezi Hasankeyf’iyutacakIlısuBara- jı’nõn 3 yõl önceki görkemli “te- mel atma! töreni”nde Başbakan demişti ki; “Artık insanla bir- likte tarih de kurtulacak; çün- kü kalkınma başlıyor...” Ne var ki “tarihin kurtarıl- madığı” ve hatta “kurtarılma- yacağı”nõ gören Avrupa, önceki hafta kredi desteğinden vazgeçti. KeşkeHasankeyf,“elâlem”sa- yesinde değil, bizim duyarlõlõğõ- mõzla kurtulsaydõ ama hükümet buonuruyaşamamõzaolanaksağ- lamadõ. Dahasõ, Ilõsu’nun parasõz kal- masõna hiç de üzülmeyen “yurt- sever” tarih savunucularõnõ “va- tanhaini”ilanedenÇevreveOr- man Bakanõ Veysel Eroğlu, şim- didediyorki;“Bizdekendikay- naklarımızla yaparız; çünkü bölgeninkalkınmasıiçinbuba- raj şart...” Sayõn Bakan önce, “boşa har- canan temel atma töreni para- ları”nõn hesabõnõ vermeli, sonra da şu soruya açõklõk getirmeli: “Türkiye’nin bütçesinden har- casanızbile,bu‘inat’doğrumu- dur? Kalkınmasında tek seçe- nek,50yılönceninçevrevekül- tür bilinci yoksunu ‘ilkel bir ba- raj’ projesi midir?” Erzurum’dan yanıt Bakan yanõt verir mi bilinmez ama Erzurum’dan makine mü- hendisi okurumuz ve ekonomist ErdalDedeoğlu,bu“yaşamsal” soruüzerindetam30yõldõrçalõşõ- yor. Bölgenin emektar sanayicisi olarakhazõrladõğõ“DoğuAnado- lu Türkiye’nin Sanayi Merkezi Olmalıdır” başlõklõ raporunda özetle; “GAP’la sulanabilir ta- rım arazisi elde etmek için 40 milyar dolarlık yatırım yapan ülkemiz, Çukurova’da, Akde- niz’de, Ege’de, Marmara’da ha- zır-sulanmış ve ekilmekte olan; 1’e 50 verimle senede 3 mahsul alınabilen tarım arazilerini sa- nayiye kurban ediyor. Buna karşılık 1’e 5 verim bile zor alı- nabilenDoğuAnadolu’yaisesa- decetarımıöngörüyor”diyor… Bunlarõ okurken aklõma, İznik Gölü kõyõsõnda “ayrıcalıklı” ya- sasõbileolanABD’ninCargillte- sisi geliyor... ve de Trakya’nõn verimli tarlalarõna çöreklenen, hatta SİT alanlarõna göz diken di- ğer fabrikalar... Batõ’daki tarõm topraklarõ yağ- malanõrken Doğu’nun sanayiye uyguncoğrafyasõndayoksulluğun doruğaçõktõğõnadikkatçekenDe- deoğlu,turistikyörelerimizdeyo- ğunlaşan yatõrõmlar için de “sa- nayiningüneşevekumsalaihti- yacı yoktur” diyerek şunu da ek- liyor: “Siyasilerimizde Doğu Anadolu’da sanayi olamayaca- ğı kanaati var ve baş gerekçele- rideiklim...oysaİskandinavül- keleri, Almanya, İngiltere, Rus- ya, Kanada, Japonya, Kore ve Amerika’nın sanayi bölgeleri Doğu Anadolu’dan daha iyi bir iklime sahip değiller ama dün- yanın en gelişmiş sanayisine sa- hipler...” Bölgeninsanayisizkalmasõnda “ulaşımzorluğu”nundageçersiz bir tez olduğunu belirten Dede- oğlu diyor ki; “Çin’de üretilen mal tüm dünyada pazarlanır- ken; hatta Türkiye’den Ameri- ka’ya giden hammadde orada üretimegirdiktensonradünya- ya yayılırken ulaşım sorun olmuyor da Doğu Anadolu için neden sorun olsun?” ‘Başlangıç’ Önlemleri Erzurumlusanayici- miz, bütün bu haklõ serzenişlerin giderile- bilmesi için “hemen” alõnabilecek “öncü” önlemleri de özetle şöyle vurguluyor: - Bölgedeki mevcut yatõrõmlar korunmalõ, kamuya borçlarõ erte- lenmeli; - KDV oranõ azami %5 olmalõ, peşin vergi kaldõrõlmalõ... - Yeni yatõrõmlarõ özendirici destekler ve krediler sağlanmalõ; - SSK prim oranlarõ düşürülme- li; - Enerji ve akaryakõt fiyatlarõn- da bölgesel indirim yapõlmalõ; - Halka açõk AŞ’lerin kâr pay- larõ ve çalõşanlarõn asgari ücretle- ri vergiden muaf olmalõ... Ne dersiniz? Hükümetin tarih ve kültürü gözden çõkartmak ye- rine bu gibi çözümleri yeğlemesi, ülke için “daha hayırlı” olmaz mõ? Türkiye’yi yönetenlerin Doğu Anadolu’yu sanayi merkezi hali- ne getirme fikrini kafalarõna iyice yerleştirmeleri için ne kadar za- man geçer bilinmez. Ancak şu “Ilısuinadı”gündemdeyken,Er- zurum’dan yükselen sese kulak vermekhepimizinulusalgörevi... ekinci@cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN HARBİ SEMİH POROY 19 Temmuz 19 TEMMUZ 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Baltalimanı Recep’in doktoru ve İstanbul Üniversitesi’nin rektörü Yunus Söylet’in, üniversitenin Baltalimanı’ndaki sosyal tesisinde içkiyi yasaklamaya kalkıştığını biliyor musunuz? Sıfır Suat Özbilgi: “Üniversite sınavında 30 bin öğrencinin sıfır çekmesine niye şaşırıyorsunuz: Recep de çap ile teğeti ayıramıyor!” Başbakan İlker Çamkır: “Oğlundan borç para alarak siyasete girdikten sonra ailesine milyon dolarlık villalar alan başbakan kimdir?” Namusunu koruyanı yargılamak! “YETTİ gayri” diyerek “Ergenekon’dan öte yol mu var” diye soruyor Hilmi Kayıhan: “Devrim yapmayı düşünmek suç değil; dünyanın en güzel kadınıyla birlikte olmayı düşünmenin suç olmadığı gibi. O yediveren Anadolu’nun gönlüne girip, mutlu bir yuva kurmak için evlenmemiz suç olamaz. Asıl suçlular, bu güzel kızı size yâr etmemek için her türlü fitne ve fesadı çıkaranlardır. İşte bu alçaklar, Anadolu’nun anasını, babasını ya da ağabeyini satın alarak işbirlikçi hükümetler kurabilir; olmadı dini, ırkı devreye sokarak savaş bile çıkartabilirler. Bu namus bildiğin kararından asla vazgeçmeyeceksin; Atatürk gibi! Büyük Atatürk, emperyalistlerin elinden Anadolu’yu bir devrimle kurtararak bizlere bağımsız, onurlu bir yuva kurdu. Atatürk Cumhuriyeti bizim yuvamız sayılır, yuva da namusumuz; korumak ve kollamak herkesin namus borcudur. Darbeymiş, belgeymiş, milli iradeymiş; çocuk mu kandırıyorsunuz? Namusunu koruyanı yargılayacak yasa daha anasından doğmadı, doğmayacak da! Demokrasiymiş, milli iradeymiş, insan hakları, AB kriterleriymiş; sen onu külahıma anlat! Namusunu korumanın üstünde irade mi var? Oy oranın yüzde doksan olsa ne yazar? Ele geçirdiğiniz medyada çayına uyuşturucu döküp uyutulan körpe kızlara çevirdiniz milleti. Yetti gayri! Ergenekon’dan öte yol mu var?” Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” ESKİLER “Şüyuu vukuundan beter” dermiş. Günümüzde, “Söylenmesi dahi olmasından beter” anlamına geliyor. Beter olan; Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun bazı atamalar konusunda haftalardır karar alamaması. Bazı atamalar dedikleri Ergenekon dalgasında görevli savcılar ve yargıçlar oluyor. Medyada giderek yaygınlaşan söylentiye ve yazılanlara göre, kurul üyesi yüksek yargıçlar Ergenekon dalgasında görev süresini tamamlayan “kadro”nun yeni görevlere atanmasını istiyor, kurulun başkanı Ali Dibo pardon Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile müsteşarı Ahmet Kahraman ise görev süreleri bitse bile Ergenekon “kadrosu”nun işe devam etmesini istiyor. Bu isteğin gerçek sahibinin Ergenekon’un birincil savcısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan geldiği artık medyada alenen yazılıyor, çiziliyor. İşte söylenmesi dahi olmasından beter durum yani şüyuu vukuundan beter olan budur: 12 Eylül cunta anayasasının “yargı bağımsızdır” takıyyesi ile hükümete bağlı bir organ haline getirdiği Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun üstüne AKP hükümetinin gölgesi düşmüştür! Başbakan’ın bakanının veya bürokratının başkanlığındaki kurulda Ergenekon “kadrosu” için hangi karar alınırsa alınsın bu saatten sonra gölge Beşiktaş’taki savcılık odalarından Silivri’deki mahkeme salonuna kadar uzanacaktır! Adalet ve siyaset deyince. Ergenekon deyince. Şüyuu vukuundan beter deyince. Şüyuu vukuundan beter değil ama garip bir durum var... İstanbul Poyrazköy’de polisin eliyle koymuş gibi bulduğu mühimmatı anımsayacaksınız. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, düzenlediği basın toplantısında, mühimmatın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgisi olmadığını açıklamıştı hani. Geçen gün gazetelerde yayımlanan “tek tip” habere göre polise gelen mektupla bir deniz yarbayın evinde de patlayıcı mühimmat olduğu ihbar edilmiş. Polis eşliğinde yarbayın evinde arama yapılmış ama bir şey bulunamamış fakat bir yüzbaşının evdeki patlayıcı mühimmatı dış göreve çıktığı sırada (herhalde savaş gemisi ile) okyanusa attığı saptanmış! Bunun üzerine askeri savcı yüzbaşının tutuklanmasını istemiş, askeri mahkeme de yüzbaşıyı tutuklamış. “Askerler sivil mahkemede yargılansın” diye tepinmenin âlemi yok. İşte size askeri yargı. Orgeneral Başbuğ, umarız ilk basın toplantısında patlayıcı mühimmatın hangi okyanusa atıldığına ilişkin “belge”yi açıklar. Çünkü bu kez seçenekler belli: Hint Okyanusu, Büyük Okyanus, Atlas Okyanusu. Veya askeri bir yetkili çıkar ve kamuoyuna medya üzerinden üflenen haberin doğrusunu açıklar. Beter SESSİZ SEDASIZ (!) Poliste gizli tanık müdürlüğü kuruldu. Gizli polislerle mi! YağmurDeniz BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ İç sõkõntõsõ veren tedir- ginlik, korku, dehşet ya da gerginlik duy- gusu. 2/ Ge- nellikle tahõl ölçmede kul- lanõlan öl- çek... Etken. 3/ Tõrnak bo- yasõ... “Orhan ---”: Oyun yazarõ- mõz. 4/ Eski Mõ- sõr’da güneş tanrõ- sõ... Bayõndõr, ma- mur. 5/ Kuvvetleri ve bunlarõn oluştur- duğu devinimler arasõndaki bağlantõ- larõ inceleyen me- kanik dalõ. 6/ Bey- şehir Gölü’nde bir ada... Telli bir çalgõ. 7/ Göreceli... Gelecek. 8/ Japonlara özgü bir tür güreş... Türk halk müzi- ğinde makam. 9/ Bir iskambil oyunu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Müzikte armoni kurallarõna göre üst üste bin- dirilmiş sesler... Eğri kulesiyle ünlü İtalyan ken- ti. 2/ Recaizade Mahmut Ekrem’in, genç yaş- ta yitirdiği ve anõsõna en güzel şiirlerini yazdõğõ oğlunun adõ... Optik kaydõrma. 3/ Güreşte bir oyun... Tespihlerin baş tarafõna geçirilen uzun- ca parça. 4/ Tavlada “üç” sayõsõ... Yolsuz ya da emeksiz elde edilen şey. 5/ Kalõnca ve açõk sa- manrenginde, yarõ mat bir kâğõt türü. 6/ Yasa koyma işi... Bir renk. 7/ Halk dilinde babanõn kõz kardeşine verilen ad... Avuç içi. 8/ Ruh... Büyük pulluk. 9/ Mezopotamya’da kurulmuş es- ki bir krallõk... Argoda peşin paraya verilen ad. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 K O C A B A Ş H O C A K T İ K E C A C I K M A L A K I A B A R A B K A B A L A K A T B A T V Ş İ M A L Ş A P K A R A V A N A H E L A K P A Y 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Hasankeyf’i savunan hocalarımız; Çam- bel, Ahunbay, Sözen, Kuban, Özdoğan... “YurtseverBakan”ahayretlebakıyorlar... (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear