28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 18 TEMMUZ 2009 CUMARTESİ POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Aynı Kafa... Çocuklar vardı deniz kıyısında oynayan... Otelin barında ise kırmızı ve beyaz şaraplarını yudumlayan kadınlar ve erkekler. Eski bir ahşap evin önünden yürüyerek geçtim kı- yıya. Suskun ormanları geride bıraktım, ünlü za- manların gölgeleriyle birlikte. Bir duvar dibine oturup başımı göğe çevirdim. Dumanlar içinde mavi olmayı unutan bir gökyü- zü... Acının tüm tarihini bir akçaağaç yaprağında ara- dım. Bir geç kalma korkusu vardı yüreğimde. Karanlığın en uzak köşelerinde. Belki terk edilmişliğe karşı bir savunma. Ve çıplak dudaklarımda bir gülümseme! Topkapı Sarayı’nda İdil Biret konserinde şarap içildiği için afiş yırtan, yakan, sonra da namaz kı- lan Alperenler. O görüntüleri unutamıyorum. Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gür- gür, Topkapı Sarayı’nda İdil Biret’le buluştu, özür diledi. Abdullah Gürgür kamuoyu baskısından mı yok- sa İdil Hanım’ın eşi Şefik Yüksel’in Kafkas Türk- menlerinden olup Şeyh Şamil soyundan geldiğini öğrendiği için mi bilmem “manevi ve milli değer- lerini” unutup olayı tatlıya bağladı. Bu arada olan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a oldu. Günay, dinci basının hedefinde artık! Alperenler “manevi ve milli duyguları”nı konser afişlerini yırtıp yakarlarken polisimiz onları seyredi- yor, zaman zaman “yapmayın çocuklar” diyorlar- dı. Aklıma 1 Mayıs kutlamaları geldi... 1 Mayıs’larda Nişantaşı’nda, Şişli’de gençleri cop- layıp, yerde yatanları “ya Allah bismillah” diyerek tekmeleyen polisler. Alperenler ve devlet! Kafa aynı kafa! Ertuğrul Günay, yobazların, gericilerin, din pa- zarlamacılarının, faşistlerin hedefinde... Günay, Alperenler için ne demişti: “Zavallılar! İlkel yaratıklar!” Yanıt Özgür-Der’den geldi Bakan Günay: “Bakan bey, çağdaşlık adına klasik refleksle yine halkın duyarlılığını ve değerlerini aşağıladı...” Sıvas’ta insanlarımızı cayır cayır yakanların “ma- nevi ve milli refleksleri” öne çıkmış, fatura Aziz Ne- sin’e kesilmişti. Hrant Dink alçakça katledildiğinde katiller ellerinde Türk bayrağıyla, polislerle birlikte fotoğraf çektir- mişlerdi. Şu Kemalistler, solcular, sosyalistler, Rumlar, Er- meniler, Kürtler olmasa ne güzel yaşayacaklardı. Beğenmedikleri Kemalist devlet yetiştirmişti Su- na Kan’ı, İdil Biret’i... Aydınlanma Devrimi’nin bir anlamı yoktu onlar için! Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması- nın (1934)... Kılık kıyafet devriminin... Türk Dil ve Türk Tarih Kurumu’nun... Konservatuvarın. Kemalizmi yerden yere vuranlar salt dinciler, yo- bazlar değil... Başı liberal faşistler çekiyor! AKP’yi demokrasinin ve özgürlüklerin simgesi ola- rak görüyorlar... Gazetelerdeki haberlere bir göz atalım o zaman! Alkollü içki pazarına birbiri ardına getirilen ya- saklar... Fason içki üretimi de yasaklandı birkaç gün ön- ce. Devlet açık açık şöyle diyor şarap üreticilerine: “Şarap üretme!” İdil Biret konserini bir şarap firması destekliyor. Şarap içmek günah değil mi bre kâfirler, zındık- lar(!). Fıstıklı gül suyu şerbeti ne güne duruyor! Pamukkale Şarapları sahibi Yasin Tokat diyor ki: “Öyle bir duruma geldik ki, oturmamız günah, kalk- mamız günah. Sektörde kırpa kırpa bir şey bırak- madılar. Şimdi de fason üretimi yasakladılar.” İmam hatip liselerinin önü açılıyor, klasik liseler siz- lere ömür... Şirketler kapanıyor, işsizlik artıyor. Kuran kursları özelleştiriliyor... Din pazarlamacı- ları Başbakan’ın uçağında ağırlanıyor. TV’lerde Genelkurmay Başkanı’nı, komutanları yer- den yere vurmak özgürlük, Başbakan’ı eleştirmek yasak! Dinci ve liberal faşistler omuz omuza! Nedense bir anda Fazıl Say geldi aklıma... Fazıl’ın başına gelenleri düşündüm! Yerimden kalkıp kumsalda yürürken oynayan çocuklara baktım bir süre... Kadınlar ve erkekler şaraplarını yudumluyorlardı. O sırada bir kırlangıç sürüsü havalandı eski ah- şap evin çatısından... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 CHP Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğlu: ‘YÖK, AKP’nin arka bahçesi’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, YÖK Başkanõ Yusuf Ziya Özcan’õn katsayõ değişikliğiy- le ilgili açõklamalarõ konusunda “YÖK, AKP’nin arka bahçesi ha- line geldi” dedi. İktidarõn HSYK’ye “psikolojik baskı kurma güdüsü”ne dikkat çeken Kõlõçdaroğlu, Başba- kan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’in Yar- gõtay Başkanõ Hasan Gerçeker’i he- def alan açõklamalarõyla ilgili ola- rak “Sayın Gerçeker, her uza- tılan mikrofona konuşan bir kişi değil. Ama her uzatılan mikrofona konuşan kişinin Cemil Çiçek olduğunu çok iyi biliyoruz” görüşünü dile getirdi. AKP’nin arka bahçesi Kõlõçdaroğlu, YÖK Başkanõ Özcan’õn gele- cek yõl imam hatiplilerin üniversitede istedikleri bölümlere girebilmele- rinin önünü açacak kat- sayõ değişikliğiyle ilgili açõklamalarõ ve YÖK üyelerinden Bülent Se- rim’in istifasõyla ilgili sorularõ yanõtladõ. Kõlõç- daroğlu, “YÖK Başkanı atandıktan sonra birbiriyle çelişen çok sayıda açıklama yaptı. Son açıklaması, YÖK’ü kaldıracaklarına iliş- kindi. Madem ki YÖK’ü kal- dıracaksınız, YÖK’le ilgili böyle temel kararlar alınma- malı. Katsayı uygulanmasının hangi gerekçeye dayandığı, o gerekçenin dayanaklarının kalkıp kalkmadığı iyi değerlendi- rilmeli. YÖK, siyasal iktidarın ar- ka bahçesi haline gelmeye başladı. Her alanın belli sınırlamalara ihti- yacı var. Herkesi nasıl mühendis, doktor yapamıyorsanız... Türki- ye’nin ihtiyaçları iyi değerlendi- rilmeli” dedi. ‘Gül tersine çevirdi’ Kõlõçdaroğlu, Dõşişleri Bakanõ Ah- met Davutoğlu’na bir işadamõ- nõn villasõnõn kiralanmasõyla il- gili olarak da “Dünyada cum- hurbaşkanlarının, devlet baş- kanlarının konutları ile çalışma ofisleri aynı alandadır. Cumhur- başkanı Abdullah Gül ile birlikte bu süreç tersine çev- rildi. Sayın Gül, Dışişleri Konu- tu’nda oturuyor ama kendisi Çan- kaya Köşkü’nde. Dışişleri Bakanı’na da bir işadamının binası kiralanıyor. Akıl ve mantıkla izah edilecek yeri yoktur” dedi. Kõlõçdaroğlu, Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar’õn açõklama- larõna da “AKP’nin Bo- lu Valisi’ni alıp AKP kadrosundan parla- mentoya taşıması ge- rekiyor, artık o nok- taya geldi. Artık o bir vali değil, AKP’nin Bolu temsilcisidir” diye tepki gösterdi. Kõlõçdaroğlu, HSYK üyeleri üze- rinde baskõ kurulmamasõ ve gazete- lerin bu konuda daha dikkatli yakla- şõm sergilemesi gerektiğini söyledi. Adalet bakanlarõnõn geleneksel tutu- munun, hâkim ve savcõlarla ilgili top- lantõlara katõlmamak olduğunu vur- gulayan Kõlõçdaroğlu, “Üyeler, özgür iradeleriyle karar alırlar. Ama bu- rada sayın bakan, HSYK üyeleri üzerine psikolojik baskı kuracakmış gibi bir hava içinde ya da sayın ba- kanda psikolojik baskı kurma gü- düsü var. Bu yanlış. Oturacaklar, Adalet Bakanlığı’nın ve yargının yerleşik geleneklerine, kurallarına göre atama yapacaklar. Atama ya- parken de hâkim ve savcıların dos- yaları incelenecektir. HSYK’nin baskı altına alınmadan, özgürce iradelerini kullanmasından yana- yız” görüşünü dile getirdi. Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker’in, askere si- vil yargõ yolunu açan yasayla ilgili sözlerine Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’in verdiği ya- nõtõn anõmsatõlmasõ üzerine Kõlõçda- roğlu, “Çiçek, Adalet Bakanlığı yaptı, yargıyla ilgili söylemlerinde daha dikkatli, özenli olmalı. Sayın Gerçeker dikkatli ve sorumlu bir üslup kullandı. Gece yarısı ope- rasyonu yapıyorsunuz. Sayın Ger- çeker de, ‘keşke bizim de bilgimiz ol- saydõ’ diyor, dikkati çekiyor. Sayın Gerçeker, her uzatılan mikrofona konuşan bir kişi değil. Ama her uza- tılan mikrofona konuşan kişinin Cemil Çiçek olduğunu çok iyi bili- yoruz” açõklamasõnõ yaptõ. ‘HSYK baskı altına alınmasın’ YÖK’ÜN KATSAYI DEĞİŞİKLİĞİNE TEPKİLER SÜRÜYOR ‘İmam hatipler tümüyle kapatõlmalõ’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İmam hatiplilerin de üniversitede iste- dikleri bölümlere gidebilmelerinin önü- nü açacak olan katsayõ değişikliğine ha- zõrlanan YÖK’e tepkiler artarak sürüyor. Orta Doğu Öğretim Elemanlarõ Derne- ği, imam hatip liselerinin tamamen ka- patõlmasõ gerektiğini belirtirken, Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMOD) Genel Başkanõ Prof. Dr. Alpaslan Işık- lı da, “YÖK’ün hükümete bağımlı bir görüntü sergilemesi sorunları arttı- rıyor. Ayrıca oy için üniversite ku- rarak kaliteyi düşürdüler” dedi. ‘İki başlı eğitim’ Orta Doğu Öğretim Elemanlarõ Der- neği’nin açõklamasõnda, yapõlacak olan katsayõ değişikliği eleştirilerek “Bu düzenleme ile amacın, meslek teknik okulları mezunlarına üniversiteye girişte imkân sağlamak olmadığı açıktır. Tersine, bunlar gerekçe ya- pılarak, bugüne kadar, dini siyasete alet etmek isteyen iktidarlarca gere- ğinden çok fazla sayıda açılmış olan, bilim ve bilimsel eğitim ile içerik ve yöntem açısından taban tabana zıt imam hatip okullarının ortaöğretimin yerine geçirilmek, yani Eğitimin Bir- ligi Yasası çiğnenmek ve ülkemizde iki başlı eğitimin önü sonuna kadar açıl- mak istenmektedir” denildi. TÜMÖD Genel Başkanõ Prof. Dr. Al- paslan Işõklõ da eski bir YÖK üyesi ola- rak, Bülent Serim’in istifasõnõ değer- lendirdi. Işõklõ, Serim’in işaret ettiği gi- bi altyapõ hazõrlanmadan üniversitelerin kurulduğunu, kontenjanlarõn arttõrõldõ- ğõnõ belirterek, seçmen odaklõ çalõşma- larõn YÖK aracõlõğõyla yapõldõğõnõ kay- detti. ‘Oy için üniversiteler kuruldu’ Oy için üniversiteler kurularak yük- seköğrenimde kalitenin düşürüldüğünü vurgulayan Işõklõ, “Bilimsel özgürlüğe, üniversite özerkliğine saygılı isimle- rin azınlıkta da olsa, YÖK yapısında yer almaları yararlı olurdu. Söz ko- nusu durum yükseköğretimin önem- li olumsuzluklarından biridir. Bir zamanlar devlet olanakları ile bazı yerleşim merkezleri il yapılıyordu. Şimdi de lise olanaklarına bile sahip olmayan üniversitelerin kurulduğu- na tanık oluyoruz. Baraj yaparak, yol yaparak, fabrika yaparak övünme dö- nemi unutulmuştur. Şimdi görünüş- te bir gelişme gibi algılanan fakat as- lında bazı olumsuzlukları berabe- rinde getiren yapay bir çözüm olarak üniversite sayısının arttırılması, seç- menin taleplerini karşılamanın baş- lıca yollarından biri olarak görülüyor. Buna bir de; belki de bundan da önemli olarak türban aldatmacasını eklemek gerekir. YÖK’ün hüküme- te bağımlı bir görüntü sergilemesi so- runları arttırıyor” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear