28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 TEMMUZ 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA SÖYLEŞİ 9 CMYB C M Y B Alarko Carrier Genel Müdürü Önder Şahin, ekonomik krizde işçilerini mağdur etmediklerini söyledi. Klimalarõn çevre dostu olduğunu vurgulayan Önder Şahin, ‘Klimalar artõk ihtiyaç haline geldi’ dedi ÖZLEM YÜZAK Klimalar artõk özellikle kentli yaşamõn vazgeçilmezleri arasõnda. Alõşveriş mer- kezleri, işyerleri, butikler, restoran ve kafeler, oteller, toplu taşõma araçlarõ... Evlere giren klimalarõn sayõsõ da gün geç- tikçe artõyor. Peki, ne kadar doğru kullanõlõyor klimalar, küresel õsõnmaya etkileri ne? Kavurucu yaz sõcaklarõ giderek artarken klimanõn duayenlerinden biri olan Alarko Carrier’in genel müdürü Önder Şahin ile sohbet ediyoruz. Konu Türkçeye artõk iklimlendirme diye geçmeye başla- yan õsõtma ve soğutma sistemleri. Önder Şahin, “Biz mekânların içinde insanların iyi yaşayabilecekleri iklimleri yaratıyo- ruz” diyor. - İklim değişiklikleri ve küresel ısın- madan bahsederken suçlular arasında klimalar da sıralanıyor. Öte yandan aşırı sıcaklarla baş edebilmek için klima kul- lanımında giderek artan bir zorunluluk da söz konusu. Sektör bu doğrultuda nasıl bir gelişim gösterdi? - Aslõnda bu konuda ilk kontrol altõna alõnan, ilk disipline edilen sektörlerden biri klima sektörü. Değişim aşağõ yukarõ bun- dan 20 küsur yõl önce başladõ. Biliyorsunuz klimalar soğutucu akõşkan olarak hidroflo- rokarbonlu gazlar kullanmaktaydõlar ki bu bunlar hakikaten atmosfere zararlõ gazlar. Önce freon 10-11’ler kaldõrõldõ, sonra freon 10-12’ler ve şimdi çevre dostu gazlarla üre- tiliyor. Fakat akõlda bir kere öyle kaldõğõ için iz bõrakõyor ve yanlõş çağrõşõm oluyor. Halbuki klimalar artõk çevre dostu. Ayrõca giderek gelişen teknolojiyle daha verimli hale geliyorlar. Az enerji tüketen, ufalan boyutlarõ ve ufalan fiyatlarõyla da insanla- rõn yaşamõnõn kaçõnõlmaz bir ihtiyacõ. ‘İÇ VE DIŞ SICAKLIK FARKI 8 DERECEYİ AŞMAMALI’ - Klimaların doğru kullanılmadığını düşünüyorum. Sıcaktan dondurucu soğuğa geçiliyor. Özellikle genel mekân- larda soğuğun ayarı yok. Resmen titretiyor insanı... - Haklõsõnõz. Vücudun adaptasyonu için içerdeki mekânõn õsõsõnõn dõş hava sõcaklõ- ğõndan 8 dereceden fazla olmamasõ lazõm. Dõşarda hava 29 derece ise iç mekânõn 22 derece olmasõ lazõm. İnsanõ terleten ve kötü hissettiren havanõn sõcaklõğõ değil, içindeki nem miktarõ. Klima zaten nemi aldõğõ için siz 25 derecede nemi alõnmõş bir havada bile kendinizi iyi hissedersiniz. Buna karşõ- lõk 20 derecede yüksek nemli bir yerde de kötü hissedersiniz. Nemi alõnmõş bir 25 derece sizin zaten kendinizi iyi hissetme- nizi sağlar. Bunlar müdahale edilebilir şeyler. Artõk binalarda bir kõsõm akõllõ bilgisayarlarda yeni değerler girilerek merkezi klimalarõn õsõsõ yeniden ayarlanabilir. İnsanlarõn terle- mesini ve kokmasõnõ önlemek için aşõrõ bir baskõ yapõyorlar sanõyorum. - Bir de işin enerji sarfiyatı boyutu var... - Tabii. Her 1 derece yüzde 10 daha fazla enerji anlamõna geliyor. Klimalarõn õsõ derecelerini gereksiz yere indirip hem ken- dimizi hasta ediyor hem de enerjiyi boşa sarf ediyoruz. Evlerde tüketilen toplam enerjinin yüzde 40’õ õsõtma ve soğutma amaçlõ. Hele büyük binalarda bu oran daha da artõyor. Büyük iş merkezlerinde pencere bile açõlmõyor, oradaki bütün havayõ kont- rol ederek dengelemek zorundasõnõz. Hem enerji kullanõmõnõ azaltmak hem de en verimli şekilde kullanmak üzere sürekli olarak teknoloji geliştiriliyor. Klimalarda elektrik enerjisinin ne kadar soğutma ener- jisine dönüşebildiğine ilişkin veriler var. 1 kw elektrikten 5 kw soğutma yükü alõnõyor. Belli bir oranõn üzerinde olanlara A sõnõfõ deniyor. Yani daha az enerji harcayan ürünler bunlar. Zaten bakanlõk enerji verimliliği yönetmeliği çõkardõ, yõl başõn- dan itibaren uygulanacak. Bütün elektrikli ev aletlerinde A ve en azõndan B grubu dõşõnda üretim yasaklanacak PAZAR PAYIMIZ YÜZDE 12 - Alarko Carrier’in Türkiye pazarın- daki durumu ne? - Bizim Alarko olarak hem õsõtma hem de serinletmede pazar payõmõz ortalama yüzde 11-12 civarõnda. Serinletmeyi hem merkezi klimalar hem de bireysel klimalar olarak da 2’ye ayõrõyoruz. Bireyselde yerli üreticiler piyasaya hâkim, bizim payõmõz yüzde 7- 8’lerde. Merkezi klimalarda ise yüzde 21 pazar payõ ile lideriz. Isõtmada da payõmõ- zõn yüzde 11 olduğunu düşünüyoruz. - Biraz da üretimden bahsedecek olur- sanız? - Radyatör üretimi Dudullu’da organize sanayi bölgesinde. Orada yalnõz radyatör üretiyoruz. Diğer õsõtma cihazlarõnõ, yani brülör ve sirkülatörleri, kombileri Gebze’deki fabrikada üretiyoruz. Merkezi klimanõn bir bölümünü Gebze’de üretiyo- ruz, bir bölümünü diğer Carrrier şirketlerinden alõyoruz. Bütün Carrier şir- ketlerinin uzman olduğu ülkeler var. Biz birini yapõyoruz, başkalarõ diğerlerini. Bireysel klimalarõ ise hiç imal etmiyoruz. Onlarõ Toshiba ve Carrier’den ithal ediyo- ruz. Biliyorsunuz Toshiba’nõn klima bölümü de Carrier’e ait... ‘YÜZDE 40 KAPASİTEYLE ÇALIŞIYORUZ’ - Kaç kişi çalışıyor Alarko Carrier’de? - Fabrikadakiler ve beyaz yakalõlar top- lam 660 kişiyiz. 2 yõl önce 770 kişiydik. Zaman içinde azaldõk, çõkanlarõn yerine yenisini eklemedik. - Kriz nasıl etkiledi? - Türkiye’de bireysel klimada 2007 yõlõnda 1 milyon 250 bin adet satõlmõştõ. Geçen sene temmuz sonuna kadar her şey çok iyiydi. Temmuz sonunda inanõlmaz derecede işler birden durdu ve sene sonunda tüm Türkiye’de satõlan klima 850 bin taneydi. Zannediyorum ki çok daha büyük pazar payõ olanlar bu durumdan daha fazla etkilendiler. Bence insanlar krizi Türkiye’de kasõm ayõndan itibaren hissetmeye başladõlar. Klimanõn asõl etki- lenmesi ise elektriğe yapõlan zamlardan sonra oldu. Isõtma alanõnda ise bir önceki yõla göre yüzde 15 daralma oldu. Orada da doğalgaza gelen zamlar etkili oldu. Biz şu aralar krizden dolayõ yüzde 40 civarõnda - Enerji Verimliliği Yasası’yla Avrupa’da 25 yıldan beri süren uygulama Türkiye’de de zorunlu hale geldi. 1000 m2 ve üzeri kullanım alanına sahip binalarda ısı gider paylaşım sistemi kullanılacak. Siz de Alarko olarak bu konuda ne yapıyorsu- nuz? - Biz bu konuda sektörün dünya liderlerin- den olan Techem ile bir işbirliği yaptõk. Isõ kullanõmõnda elektrik ve su sayacõna benzer bir sistem sunuyoruz. Apartmanda ortak kazan yanacak ancak herkes kullandõğõ õsõ kadar para ödeyecek. Isõ gider paylaşõmõnda daireler, metrekareye göre değil harcadõğõ yakõt mikta- rõna göre değerlendirilecek. Böylece, kullanõcõlar yüzde 30’a yakõn tasarruf edecek. Türkiye’de merkezi sistemle õsõnan ve doğal- gaz kullanan hane sayõsõ yaklaşõk 1 milyon, bir o kadar da işyeri bulunuyor. Türkiye geçti- ğimiz yõl 17.8 milyar dolarlõk doğalgaz ithalatõ gerçekleştirdi ve ithal edilen doğalga- zõn yüzde 21’i õsõtma için kullanõldõ. Bu sis- temle, Türkiye’nin yõllõk kazancõnõn yaklaşõk 1 milyar dolar olacağõnõ öngörüyoruz. - 34 yıldan beri aynı kurumun içinde görev yapan biri olarak Alarko’nun şir- ket kültürünü nasıl tanımlıyorsunuz? - Bizim şirketin kültürü en öz tanõmõ ile şöyle: En büyük olmayacaksõn ama en saygõn ve en sağlam olacaksõn. Bunca kriz atlattõk. İnsanlar dövizle borçlanõp büyük işlerle zen- ginleşirken, biz o tür işlere hiç girmedik. Hep tedbirli ve temkinliyiz. Alarko Carrier olarak da aynõ kültürü hep sürdürdük. Pazar payõmõz yüzde 11 dedim. Teşkilatõ tutmasam pazar payõm hemen yüzde 18’e çõkar, ama parasõnõ veremeyecek adama mal satmayõz, borçlandõrõp sonra peşinden koşup, icraya verip paramõzõ tahsil gibi çabalara giriş- meyiz. Bizim bayilerin bir limiti vardõr, onu aştõrmayõz. - 34 yıldan beri aynı şirkette olmak nasıl bir duygu? - Bazõ insanlar macerayõ ve zikzaklarõ sever, bazõlarõ ise bir patika çizer kendi- lerine ve o yolda yürürler. Ben değişik- likleri tek kurumun içinde yani Alar- ko’da yaptõm. Beş yõl sonra Alarko Al- müt’ün genel müdürü olmuştum. Alar- ko’da 10. yõlõm sürerken, merhum Üze- yir Garih, beni yanõna çağõrdõ. O dö- nemlerde Alarko’nun Altron adõnda, Blaupunkt televizyonlarõnõ üreten bir şirketi vardõ. Bana, “Seni Altron’a patron yapıyoruz, yarın başlıyorsun” dedi. O zaman 36 yaşõndaydõm. “Bir dü- şünmeliyim” dedim. Üzeyir’in buna karşõlõğõ “İsmet Paşa da 38 yaşınday- dı, o zamana kadar hiç Lozan Antlaş- ması yapmamıştı. Gitti yaptı. Sen ça- yını içene kadar düşün, sonra da işe başla” oldu. İş hayatõmda bunun gibi ilginç döne- meçlerim oldu. Bir gün İshak Bey’in oğlu Vedat Alaton ile birlikte çizmele- ri ayağõmõza çekip “Somon balığı ne- dir, balık yumurtası nedir?” öğren- meye başladõk. Karadeniz’de işi kur- duk. Daha sonralarõ tekrar sanayiye döndüm. 1991 yõlõnda Alarko pek çok ufak şirketten oluşan 91 milyon dolarlõk bir şirketti. 1993 yõlõnda kârõnõ iki katõ- na, cirosunu 100 milyon dolara çõkar- mõş ve borsaya kote olmuştu. 1995 yõ- lõnda şirketimize talipler çõktõ. 1998 yõ- lõnda da ABD’li Carrier şirketi, Alar- ko’yu almak istediğini söyledi. Uzun görüşmelerden sonra Alarko ve Carrier yarõ yarõya satõldõ. Yönetim ilk 5 senede Alarko’da kalsõn ve mevcut yönetim işi götürsün denildi. İkinci 5 sene normal olarak Carrier genel müdür tayin edecekti. Carrier ise “Biz hakkımızı kullanıyoruz, Önder devam etsin” dedi. Geçen sene 10. se- neyi kutladõk. Aynõ zamanda ben de 60 yaşõmõ doldurmuş oldum. Alarko’da 60 yaş emekliliktir. Ama şirket isterse bu- nu uzatabilir. Sonuçta iki taraf da be- nim görevimi uzatma kararõ verdiler. ‘Krizlerde hiç işçi çõkarmadõk’ Üzeyir Garih’ten İsmet Paşa örneği Gazeteci Lütfi Gökmen vefat etti İstanbul Haber Servisi - Rahatsõzlõğõ nede- niyle bir süreden beri tedavi gören gazeteci Lütfi Gökmen, İstanbul’da hayatõnõ kaybetti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden yapõlan açõklamaya göre, dün hayatõnõ kaybeden Gökmen’in cenazesi, Şişli Camisi’nde öğle namazõnõ müteakip kõlõnacak cenaze namazõ- nõn ardõndan, Feriköy Mezarlõğõ’nda bugün toprağa verilecek. Bingöl’de 1932 yõlõnda do- ğan Gökmen, gazeteciliğe 1951 yõlõnda Son Havadis’te muhabir olarak başladõ. Çiçek, Beyaz Perde, Radar ve Perde dergilerinin sa- hipliğini ve yayõn müdürlüğünü yapan Gök- men, Hafta ve Yelpaze dergilerinde çalõştõ. Bir süre Tercüman gazetesinin ABD temsilci- liği görevini yürüten Gökmen’in Hafta ve 20. Asõr dergilerinde röportajlarõ da yayõmlandõ. Gökmen, Sürekli Basõn Kartõ sahibiydi. Kırca hakkında suç duyurusu DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakõr’da Cum- huriyet Savcõlõğõ’na sanatçõ Levent Kõrca hak- kõnda, televizyon programõndaki skeçte “Halkõ kin ve düşmanlõğa tahrik veya aşağõlama” su- çunu işlediği iddiasõyla suç duyurusunda bulu- nuldu. Suç duyurusunda, skecin bir daha ya- yõmlanmamasõ için gereken tedbirlerin alõnma- sõ gerektiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Söz konusu skeçte bireysel rol ve davranõşlar ‘İbrahim Tatlõses’ esas alõnarak Şanlõurfa top- lumunun yaşam biçimi ile özdeşleştirildiği ve skeç formatõnda, Şanlõurfa halkõnõn güncel ya- şam biçiminin taş devri özellikleriyle benzeşti- rilerek izleyiciye aksettirildiği açõktõr. Dünya Basın Konseyleri İstanbul Haber Servisi - Dünya Basõn Konseyleri Birliği Başkanlõğõ’na, Hindistan Basõn Konseyi Başkanõ emekli Yüksek Yar- gõç G.N. Ray getirildi. Basõn Konseyi’nden yapõlan açõklamaya göre, birliğin İstanbul’da yapõlan 3. genel kurul ve yürütme kurulu ça- lõşmalarõ tamamlandõ. Birliğin başkanlõğõna, son 7 yõldõr bu görevi yürüten Oktay Ek- şi’nin yeni bir liderliğe olanak sağlamak ge- rekçesiyle adaylõğõ kabul etmemesi üzerine yargõç G.N. Ray seçildi. Ekşi, birlikte muha- sip üye olarak göreve devam edecek. ‘Umut için sanat’ buluşması ANKARA (ANKA) - LÖSEV (Lösemili Çocuklar Vakfõ) Kapadokya’da “Yaşama Sa- rõlan Eller” projesi kapsamõnda 10 Tem- muz’da “Kapadokya Büyüsünün Ortak Yan- sõmasõ” adlõ bir sergi açtõ. Sergide, proje kap- samõnda Lüksemburg, Macaristan, Romanya, Polonya, Portekiz ve Türkiye’den gelen kan- seri yenmiş gençler “Umut İçin Sanat” temasõ çerçevesinde buluştu. Kanseri yenmiş Türk gençleriyle yurtdõşõndan gelen gençler, sanat- sal aktivitelerde bulunarak lösemi tedavisi sü- ren çocuklara moral ve umut õşõğõ oldular. Doktora için suç duyurusu İstanbul Haber Servisi - Avukat Mahmut Ta- nal, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlüğü hak- kõnda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a veri- len fahri doktora unvanõnõn iptali ve unvanõn geri alõnmasõ için İstanbul Nöbetçi Ağõr Ceza Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde, YÖK yasasõnda fahri doktora unvanõnõn hangi şartlarda verileceğinin ayrõntõlõ bir şekilde yer aldõğõ belirtilerek “Yasal koşullara uymayan kişilere doktora unvanõnõn verilmesi hukuka aykõrõdõr. Bu sebeple davalõ İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün Başbakan Erdoğan’a verilen fahri doktora unvanõ kararõ- nõn iptali ile bu unvanõn Başbakan Erdoğan’dan geri alõnmasõnõ arz ederim” ifadeleri kullanõldõ. Site sakinlerine dayak İstanbul Haber Servisi - Çengelköy’de yer alan Ata 2 Sitesi’nde yaşayan Serkan ve Sem- ra Durul çifti, akşam saatlerinde sitenin par- kõnda otururken güvenlik görevlisinin uyarõ- sõyla karşõlaştõ. Semra Durul’un başõnõ eşinin dizine yaslamasõnõ ‘uygunsuz’ bulan güvenlik görevlisi, tartõştõğõ Serkan Durul’u tartakladõ. Durul çifti polise başvurarak güvenlik görevli- si hakkõnda şikâyetçi oldu. Serkan Durul, ya- şananlarõ “‘Uygunsuzlukla ne demek istiyor- sunuz?’ dedim. Bana bağõrmaya başladõ. Tel- sizi fõrlattõ ilk önce; sonra yumruklar tekmeler havada uçuştu” sözleriyle anlattõ. Çay üreticilerinden protesto RİZE (Cumhuriyet) - Fõndõklõ ilçesinde bir grup çay üreticisi, kota uygulanmasõ ve çay be- dellerinin ödenmemesi nedeniyle AKP binasõ- na yürüdü. “Kota, kontenjan kaldõrõlsõn”, “Çay paralarõ ödensin”, “AKP şaşõrma, sabrõmõzõ ta- şõrma” pankartlarõ açarak “Hükümet uyuma, üreticiye sahip çõk”, “Çaykur bizimdir, özel- leştirilemez” sloganlarõ atan grup AKP ilçe bi- nasõ önünde bir basõn açõklamasõ yaptõ. Çay üreticisi Ayhan Özşahin, çay paralarõnõn öden- meyişi ve çay alõmlarõnda uygulanan kota ne- deniyle üreticilerin zor günler yaşadõğõnõ belir- terek, “AKP hükümeti üreticilerin alõn terini hiçe sayarak keyfi bir tutumla bizi sefalete sü- rüklüyor. Bir an önce çay bedelleri ödenmeli- dir. Uygulanan kota ise kaldõrõlmalõdõr” dedi. Baz istasyonları şehir dışına POLATLI (AA) - Ankara’nõn Polatlõ ilçesinde belediye meclisi, oybirliği ile kent merkezine yeni baz istasyonu kurulmamasõ ve mevcut baz istasyonlarõnõn 6 ay içinde kent dõşõna çõkarõl- masõ kararõ aldõ. Belediye Başkanõ Yakup Çe- lik, kararla ilgili yaptõğõ açõklamada, teknoloji- nin insan hayatõnõ kolaylaştõrõrken bir tarafõndan da insan sağlõğõnõ olumsuz etkilediğini söyledi. Baz istasyonlarõ konusunda yurttaşlardan son dönemde çok sayõda şikâyet aldõklarõnõ belirten Çelik, mahkeme kararlarõnõ dikkate alarak baz istasyonlarõnõn 6 ay içinde kent dõşõna çõkarõl- masõna karar verdiklerini söyledi. bir kapasite ile çalõşõyoruz. Ama şunu da vurgulamalõyõm, biz 1994 ve 2001 krizleri dahil hiç insan çõkarmadõk. Bu krizde ne yaptõk? Kõsa çalõşma izni aldõk, işçilerimiz mağdur olmadõlar, 15 gün çalõşõyor 15 gün çalõşmõyoruz. Böylece ücretin yarõsõnõ biz ödüyoruz yarõsõnõ yasa gereğince işsizlik fonu ödüyor. Sigortalarõ sürüyor. Mayõs ayõnõn ilk hafftasõnda başladõk. Beyaz yakalõlarda da çõkarmadõk, onlarda da izin planlamasõ yaptõk. Yaz boyunca haftada 4 gün çalõşõp cuma gününü yõllõk izinlerin- den kullanõyorlar - Bu sene beklentiniz ne? - Bu yõl ilk 4 ayõn rakamlarõna göre bütün Türkiye’de satõlan toplam klima sayõsõ geçen seneki satõşlarõn üçte biri. Yüzde 63 daha geri. Bu yõl 600 bin klima satõlacağõnõ öngördük. Biz 1998 yõlõnda 120 milyon dolarlõk bir şirkettik. 2008 yõlõnda 220 milyon dolar ciro yapar hale geldik. Bizim büyümemiz ülkenin büyü- mesine, fert başõna düşen milli gelirin artmasõna bağlõ. İnşaat, turizm, büyük iş merkezleri , alõşveriş merkezleri yatõrõm- larõ bizim sektörün en büyük müşterileri... İnşaat yavaşlayõnca doğal olarak bizim işler de yavaşlõyor. 1948 yılında Ayvalık’ta doğan Önder Şahin, ODTÜ Mühendislik Fakültesi Maden Bölümü’nden mezun oldu. 1975 yılından beri Alarko Grup’ta farklı şirket ve kademelerde görev yapan Şahin, 1995 yılından beri Alarko Carrier’in genel müdürü. Evli ve bir kızı var. PORTRE ‘Büyük olma ama saygõn ve sağlam ol’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear