Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2009 SALI
10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
İttifakõneskiSivilTemsilcisiÇetin’egöreAfganistan’dabaşarõsõzlõkterörekarşõdünyanõnyenilgisianlamõnagelir:
NATO’nuntekşansõbaşarmak
MİNE ESEN
NATO’nun eski Afganistan Sivil
Temsilcisi, eski Dõşişleri bakanla-
rõndan Hikmet Çetin, ittifakõn Af-
ganistan’da başarmak dõşõnda başka
seçeneği olmadõğõnõ belirterek aksi
bir durumun global teröre karşõ dün-
yanõn yenilgisi anlamõna geleceğini
söyledi. Başarõsõzlõğõn, NATO’nun
bundan sonraki işleri, ne yapacağõ ko-
nularõnda sorgulanmaya başlanma-
sõna da yol açacağõnõ kaydeden Çe-
tin, Pakistan sorunu çözülmeden
Afganistan’da sonuç elde etmenin
zor olduğu görüşünde.
Rasmussen’in ittifakõn yeni genel
sekreteri olma sürecinde yaşananla-
rõn, NATO’nun ciddi yara almasõna
neden olduğunu söyleyen Çetin, Ta-
liban’õn tüm uluslararasõ müdahale-
lere karşõn hâlâ etkin oluşunun ne-
denleri, “ek asker gönder” baskõsõna
direnen Türkiye’nin Afganistan’a
bunun dõşõnda nasõl katkõ sağlayabi-
leceğine ilişkin Cumhuriyet’in so-
rularõnõ yanõtladõ.
- ABD güçlerinin Afganistan’a
girerek köktendinci Taliban yö-
netimini devirmesinin üzerinden 8
yıl geçti. Ancak bugün gelinen
noktada gerek ABD liderliğinde-
ki çokuluslu güç gerekse NATO
birlikleri, Taliban’a karşı kesin bir
başarı elde etmiş değil. Afganistan
dipsiz bir kuyu mu?
HİKMET ÇETİN - NATO’nun
Afganistan’da sorumluluk almasõn-
dan bu yana 6 yõl geçti. Çok zor bir
ülke. 2001’in sonlarõnda ülkede dev-
leti devlet yapan hiçbir kurum, hiç-
bir fiziki altyapõ yoktu. 28 yõllõk sa-
vaşta hepsi yok olmuş. Bunun ya-
nõnda kadõnlar sosyal hayattan dõş-
lanmõş, eğitime darbe vurulmuş ve
dünyanõn en yoksul ülkelerinden.
Bunun ötesinde adõm adõm terörün
yönettiği bir devlet haline dönüştü.
Sovyetler’le savaş, kendi iç savaşla-
rõ, güvenliğin ortadan kalkmasõ, is-
tikrarsõzlõk bunlar Taliban’õ tüm Af-
ganistan’õ yönetir hale getirdi.
El Kaide destekli bir Taliban terör
devleti oldu. Bu noktada ABD li-
derliğindeki güçler 2001’de Afga-
nistan’a girdi. 8 yõlda başarõlar var,
başarõsõzlõklar var. Başarõlõ tarafõ, Ta-
liban iktidardan uzaklaştõrõldõ; tari-
hinde ilk defa cumhurbaşkanõnõ halk
seçti, parlamento oluştu. Ve kurum-
lar yavaş yavaş yerlerine oturuyor.
Ekonomik ve sosyal alanda önemli
adõmlar atõldõ. Sadece başkent Kâ-
bil’le sõnõrlõ olmaksõzõn yollar, köp-
rüler ve hastaneler yapõldõ. Yeterli
mi tabii değil. Ama Taliban döne-
minde dõşarõ çõkmalarõ bile yasak
olan kõzlarõn durumuna bakarsak şu
anda ilköğretimde 6 milyonun üze-
rinde öğrencinin 2 milyona yakõnõ kõz
çocuklar. Bu bile önemli bir adõmdõr.
Bu adõmlara karşõn Afganistan hâlâ
ekonomik ve sosyal göstergeler açõ-
sõndan dünyanõn en yoksul ülkele-
rinden birisi. Bu süre içinde ülkede
terör önlenemedi.
Asıl sorun komşu
Pakistan
- Başarısızlığın nedenleri neler?
- Uluslararasõ yardõmõn yetersiz ol-
duğu ve verimli kullanõlmadõğõ bir
gerçek. Sanõrõm benim görev yap-
tõğõm sõrada olduğu gibi hâlâ yõlda
ortalama 2.5 milyar dolar ekonomik
alanda kullanõlõyor. Yardõm için
söz, vaat çok. Benim kanaatime
göre, ülkenin uzun yõllar yõlda 4-5
milyar dolara ihtiyacõ var. İkincisi,
gerektiği zaman gerektiği kadar as-
ker sağlanamadõ. NATO üyesi ül-
kelerden, komutanlarõn ihtiyaç duy-
duğu asker sayõsõna ve araç gereç-
lere ya geç yanõt verildi ya da bu ta-
lepler karşõlanamadõ. Diğer neden
Afgan yönetimi Kâbil dõşõnda çok
etkili olamadõ. Bunlarõn ötesinde so-
run komşu Pakistan. Aslõnda tüm
olumsuzluklara karşõn eğer Pakis-
tan’õn etkisi olmasaydõ teröre karşõ
büyük başarõ sağlanõrdõ.
Bir kez taviz verirseniz,
gerisi gelir
- Pakistan sorunu çözülmeden
Afganistan’da başarı sağlamak
mümkün mü?
- 2005’e kadar olan süre içinde Ta-
liban yeniden örgütlendi, yeni finans
kaynaklarõ buldu. Bu kaynaklar çok
değişik. Bazõ ülkelerin kurumlarõndan,
vakõflarõndan, uyuşturucudan kay-
nak sağlõyor. Büyük ölçüde finans du-
rumlarõnõ çözdüler. Bir de tak-
tik değiştirdiler. NATO askeriyle sa-
vaşmada başarõlõ olamayacağõnõ bili-
yor. Karşõ karşõya gelmek yerine in-
tihar saldõrõlarõ, yol kenarõna mayõn,
bomba yerleştirerek uzaktan patlat-
mak gibi yöntemlere başvurmaya
başladõlar. Bu tür saldõrõlar hem ucuz
hem de dünyada çok ses getiriyor. Pa-
kistan’da vahim olay Svat Vadi-
si’nden başladõ. Şunu anlamak lazõm,
radikal terör veya radikal İslami ha-
reketler, El Kaide destekli. Hedefle-
ri bir tane yeri alayõm, tek orada ya-
şayalõm, değil, tüm yönetime el koy-
mak ve yeni yönetim biçimini oluş-
turmak. O yüzden bir kez taviz ver-
meye başladõnõz mõ olaylarõn yayõla-
cağõ belliydi. “Sadece o vadide şeriat
uygulayayım bir daha böyle şeyler
yapmam” düşüncesinde değiller, ak-
sini düşünmek büyük bir hata.
Ayrõca, Pakistan ve Afganistan ara-
sõnda uzun zamandõr güven bunalõmõ
da var. Bölgede birçok aktör var. Hin-
distan, İran, eski SSCB ülkelerinin sõ-
nõrdaşlõğõyla dolaylõ Rusya ve tabii
uyuşturucu meselesi. Zannedildi ki Pa-
kistan’a yapõlacak yardõmla İslama-
bad yönetimi bu sorunu orada çözer
ama olmadõ daha da büyüdü. Dün-
yadaki birçok terör örgütleri o taraf-
lara kaydõ. İki ülke arasõnda sõnõr 2 bin
500 km. Sõnõrõn iki tarafõnda da ay-
nõ kabileler, Peştunlar yaşõyor. Bu
arada Pakistan’õn kuzeyinde binler-
ce medrese var. Bu medreselerde fi-
zik, matematik öğretilmiyor. Dünya-
nõn tüm İslam ülkelerinden oraya ra-
dikal gruplar geliyor. Türkiye’den de
gidenler var. Onlar orada bir anlam-
da cihat eğitimi görüyorlar. Pakis-
tan’õn orada kontrolü yok, medrese-
ler bir anlamda Taliban üretiyor. Af-
ganistan’daki Taliban da Pakistan’daki
eğitimleri ve kamplarõyla yeniden
örgütlendiler. Pakistan sorunu çö-
zülmeden Afganistan’a barõş ve is-
tikrar gelmez. Pakistan ve Afganistan
işbirliği yaparak birlikte hareket et-
medikleri sürece başarõlõ olunamaz.
Pakistan ve Afganistan birlikte ele
alõnmalõ, sõnõr bölgesinde beraber
hareket edilmelidir.
B
aşarõsõzlõğõn, NATO’nun
bundan sonraki işleri, ne
yapacağõ konularõnda
sorgulanmaya başlanmasõna yol
açacağõnõ kaydeden Çetin’e göre
Pakistan çözülmeden
Afganistan’da sonuç elde etmek
zor. NATO’nun eski Afganistan
Sivil Temsilcisi Hikmet Çetin,
“Pakistan’õn kuzeyinde binlerce
medrese var. Bu medreselerde
fizik, matematik öğretilmiyor.
Dünyanõn tüm İslam ülkelerinden
oraya radikal gruplar geliyor.
Türkiye’den de gidenler var.
Onlar orada bir anlamda cihat
eğitimi görüyorlar. Pakistan’õn
orada kontrolü yok, medreseler
bir anlamda Taliban üretiyor”
diyor.
ABD ve İttifak
çıkış stratejisi
hazırlamalı
-Afganistan’da başarı için tek başına askeri
operasyonlar yeterli mi?
HİKMET ÇETİN -İnsanlarõn gönlünü ve des-
teğini kazanmadan terörle başarõlõ olamazsõnõz.
Operasyonlarda sivillere karşõ çok dikkatli davra-
nõlmadõ. Bu Afgan halkõnõn ve dünyanõn desteği ba-
kõmõndan oldukça önemli. Sivil kayõplar oldu. En
dikkat edilecek konu sivillere zarar gelmemesi. NA-
TO güçleri bu konuda dikkatliydi ancak Amerikan
askerlerinin olduğu bölgelerde zaman zaman olum-
suzluklar yaşandõ. Bu da hem Afgan halkõnõn hem
yönetiminin tepkisini çekti. Sanõrõm ABD son za-
manlarda daha dikkatli.
- Washigton’ın yeni stratejisi sonuç getirir mi?
- Afganistan’da yeni bir stratejiye ihtiyaç var.
ABD Başkanõ Obama’nõn ortaya attõğõ strateji doğ-
ru bir stratejidir. Bir şansõ yanõnda ulusal güvenlik
danõşmanõ benim de yakõn dostum olan General Ja-
mes Jones var. Jones, benim de Afganistan’da gö-
rev yaptõğõm dönemde NATO komutanõydõ. Zan-
nedersem bu yeni stratejinin oluşmasõnda da büyük
katkõsõ oldu. Yine benimle aynõ zamanlarda Afga-
nistan’da bulunan dönemin koalisyon güçlerinin ko-
mutanõ Karl W. Eikenberry de şimdi ABD’nin ye-
ni Afganistan büyükelçisi. Bu kişiler bölgeyi bilen
deneyimli kişiler. Bir adõm atabilirler. Afgan hal-
kõ, özellikle genç nesil savaşõ unutmak istiyor.
- Yeni stratejinin ittifaka yansıması nasıl olur?
Afganistan’da istikrar için ne yapmak gerek?
- Afganistan, NATO’nun kuruluşundan bu yana
yaptõğõ en önemli operasyonu. NATO’nun başarmak
ötesinde başka bir seçeneği yok. Çünkü başarma-
masõ ya da bõrakõp gitmesi 2 önemli sonucu ortaya
çõkarõr. Birincisi, bu global teröre yenilgidir. Sadece
o bölgeye yönelik değil, radikal teröre karşõ dünyanõn
yenilgisi olur. İkincisi, NATO’nun bundan sonra-
ki işleri, ne yapacağõ konularõ sorgulanmaya başlanõr.
Bu nedenle NATO başarmak zorunda. Özellikle Av-
rupalõ üyelerinin hepsinin bu konunun bilincinde ol-
masõ lazõm: NATO’nun komutanõnõn duyduğu as-
ker, araç gereç zamanõnda sağlanmalõdõr. Afga-
nistan’la ilgili NATO ve ABD bir çõkõş stratejisi ha-
zõrlamalõdõr. Ayrõca Afgan polisinin en iyi biçim-
de eğitilmesi gerek. Ağustostaki seçim sonrasõnda
Afganistan’õn da stratejisini gözden geçirmesi lazõm.
Kâbil ve dõşõnda da verimli ve etkili bir yönetim ya-
põlandõrmasõ lazõm. Yolsuzluk ve uyuşturucuyla cid-
di mücadele gerekiyor.
- NATO Afganistan konusunda hazırlıksız mı
yakalandı? İttifak için Afganistan’dan hâlâ çı-
kamamanın özeleştirisi ne olabilir?
- NATO şunu görmeli: Artõk Soğuk Savaş dönemi
NATO’su değil. İttifak kendi değişimini, reformlarõnõ
çok hõzlandõrmalõdõr. Aslõnda Afganistan NATO için
bir test. Soğuk Savaş döneminde bir silah atmadan
caydõrõcõ gücüyle etkin oldu. Balkanlar’da Bosna’da
hava harekâtõ yaptõ. Ama ilk kez terörle karadan mü-
cadele ediyor. NATO’nun ortak bütçeye dönüşmesi
lazõm, ortak fona ihtiyaç var. Her ülkenin kendi ola-
naklarõyla ihtiyaçlarõnõ karşõlama döneminin bitmesi
gerek. “Bu operasyonu yürütmek için ne kadar
süreye, bütçeye ve askere ihtiyaç var?” diye bir
stratejiyi masaya yatõrmalõsõnõz. Maalesef NATO,
Afganistan’da, belli bir strateji yapmadan olanõ dev-
raldõ. Çünkü öbür türlü yürümeyeceği görüldü.
NATO siyasi karar aldõktan sonra, askeri kana-
dõna daha fazla esneklik verilmesi lazõm. NATO ka-
rargâhõna doğrudan hareket etme esnekliği verilmeli.
NATO’nun doğrudan göndereceği bir birlik olu-
şumuna da gitmek lazõm.
Çatışma bölgesine asker zor
- Afganistan NATO’nun imajını bozdu mu?
- Operasyon uzadõğõ için orada birlikleri bulunan
ülkelerin kamuoyunda, parlamentolarõnda ciddi
rahatsõzlõklar başladõ. NATO’nun başarõsõyla ilgi-
li en önemli konu ulusal çekincelerin ya tamamõy-
la kaldõrõlmasõ ya da minimuma indirilmesi. Yok-
sa NATO başarõlõ olamaz. Ulusal çekince 2 türlü
var. Bir görev çekincesi; şu görevi yapar, şu gör-
evi yapamaz diye. İkincisi, coğrafi çekince. Ben şu
bölgede görev yaparõm, o bölgede yapmam. Bunun
ortaya çõkardõğõ sorunu yaşadõm. Örneğin Hz.
Muhammed’e ilişkin karikatür krizinde, başka ba-
zõ olaylarda Kâbil’in içinde gösteriler oldu. NATO
komutanõnõn Kâbil’in içindeki bir bölgeden diğe-
rine asker sevk etme yetkisi yok. Merkezden onay
almasõ gerekiyor. Böyle başarõlõ olamazsõnõz.
- NATO ve ABD’nin Türkiye’ye yönelik ek as-
ker konusunda ısrarlı talepleri var...
- Birçok ülke gibi Türkiye’nin de çekinceleri var.
Sõcak çatõşma bölgesine asker göndermeme kara-
rõ var. Kâbil ve çevresinde görev yapõyor. Geçmişte
çatõşma bölgelerine asker göndermeyeceğini söy-
lemişti, ileride gönderir mi, bana göre yine zor. Ken-
disinin de terörle mücadele yürüttüğünü belirterek
göndermedi. Ama bunun yanõnda Afganistan’da Tür-
kiye’ye yönelik büyük bir sevgi ve beklenti var. Tür-
kiye başka katkõlar yapabilir. Vardak’ta olduğu gi-
bi ikinci bir imar takõmõ oluşturabilir. Bunlardan da-
ha da önemlisi askerin ve polisin eğitimine daha faz-
la katkõ yapabilir. 2 taburu Türkiye’de sõfõrdan eği-
tilip araç gereçle geri göndermek gibi. Ayrõca da-
ha fazla sivil ve askeri öğrenciyi Türkiye eğitebi-
lir, ekonomik yardõmõnõ da arttõrabilir.
Abbas
Türkiye’ye
geliyor
TEL AVİV (AA) -
Filistin Yönetimi Devlet
Başkanõ Mahmud
Abbas’õn, perşembe
günü Türkiye’yi ziyaret
edeceği bildirildi.
Abbas’õn cuma günü
Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan
ve Dõşişleri Bakanõ
Ahmet Davutoğlu ile bir
araya geleceği de
öğrenildi. Abbas’õn
beraberindeki heyette,
Başkanlõk Sözcüsü
Nebil Ebu Rudeyna ile
Filistinli Baş
Müzakereci Saib Erekat
da yer alacak. Abbas’õn
Türkiye’deki
temaslarõnda, Ortadoğu
barõş sürecinin ele
alõnacağõ belirtiliyor.
Filistin-İsrail
söz düellosu
TEL AVİV (AA) -
Filistin Yönetimi Devlet
Başkanõ Mahmud Abbas
ile barõş görüşmelerinin
yeniden başlamasõ
halinde İsrail tarafõnõn
başkanlõğõnõ yapmasõ
beklenen ve aşõrõ sağcõ
görüşleriyle tanõnan
İsrail Dõşişleri Bakanõ
Avigdor Lieberman
arasõnda gerginlik
artõyor. Abbas,
Lieberman’õn Dõşişleri
Bakanlõğõ görevine
atanmamasõ gerektiğini
söylerken, Lieberman da
Abbas’õn otoritesinin ve
meşruiyetinin giderek
kaybolduğunu öne
sürerek “Filistinlilerin
ancak yarõsõnõ temsil
ediyor” dedi. “İsrail
başbakanõ olsaydõm,
Lieberman’õn yerine
muhalefet lideri,
Kadima Başkanõ Tzipi
Livni’yi atardõm” diyen
Abbas, Livni’nin
koalisyonda bulunmasõ
halinde durumun daha
farklõ olacağõnõ söyledi.
Lieberman ise “Biz
Filistin Yönetimi ile bir
anlaşma imzaladõk. Biz
bu anlaşmayõ tüm
Filistinlileri temsil eden
Filistin Yönetimi ile
yaptõk. Ama bugün Batõ
Şeria’da Fetihland,
Gazze’de ise
Hamasistan var” diye
konuştu.
İsviçreli rehine
serbest
Dış Haberler Servisi
- El Kaide’nin Kuzey
Afrika kanadõnõ
oluşturan İslami Magrip
örgütünün Nijer’de
rehin aldõğõ 6 Batõlõ
turistin sonuncusu olan
İsviçreli Werner
Greiner’in serbest
bõrakõlmasõ için örgüte 3
milyon Avro ödendiği
bildirildi. Cezayir
gazetesi El Haber’in
haberine göre fidye,
Nijer’in kuzeyinde bir
Berberi aracõlõğõyla
birkaç gün önce ödendi.
Greiner, Malili
yetkililere teslim
edilirken fidyenin
kimler tarafõndan
ödendiğiyle ilgili
açõklama yapõlmadõ.
Japonya’da
hükümet krizi
Dış Haberler Servisi
- Japonya’da ana
muhalefet partisi,
başbakan ve kabinesine
karşõ parlamentoya
güvensizlik önergesi
sundu. Japonya
Demokratik Partisi
sözcüsü Toshiaki
Oikawa, önergenin diğer
muhalefet partileriyle
birlikte sunulduğunu
söyledi. Önerge,
Başbakan Taro Aso’nun
parlamentoyu gelecek
hafta feshedip erken
seçimlere gideceğini
açõklamasõnõn ardõndan
geldi. Aso’nun partisi,
hafta sonunda yapõlan
Tokyo belediye
seçimlerinde ağõr
yenilgi almõştõ.
İttifak Rasmussen’de yara aldõ
- İlk kez Danimarka’da ya-
yımlanan Hz. Muhammed kari-
katürlerinin yol açtığı krize kar-
şın NATO Genel Sekreterliği’ne
eski Danimarka Başbakanı Ras-
mussen’in seçilmesini nasıl yo-
rumluyorsunuz?
HİKMET ÇETİN - Aslõnda ge-
nel sekreterlik konusu başõndan so-
nuna kadar yanlõş götürüldü. Ras-
mussen değerli bir devlet adamõ.
Bu olayda “Ben basın özgürlüğü-
ne müdahale edemem” dedi. Ama
bunu Afganistan’da anlatamazsõnõz.
Orada öyle bir özgürlük yok. Ve ka-
rikatür krizi nedeniyle bir Danimar-
ka tepkisi oldu. O nedenden yanlõş-
tõ. Ama bu Türkiye’nin meselesi
değil. Bunun ikili mesele haline dö-
nüşmesi de doğru değildi. NATO ko-
nuyu yanlõş götürdü. Şimdiye kadar
NATO Genel Sekreterliği, görüş-
melerle uzlaşma sağlanmadan açõk-
lanmazdõ. Daha tüm ülkelerin onayõ
alõnmadan isim ortaya atõldõ. Başka
bir hata da Almanya-Fransa AB’nin
adayõ, hatta bizim adayõmõz dediler,
kimse buna tepki göstermedi aslõn-
da. NATO, AB’nin altõnda bir kurum
ya da savunma örgütü değil, o yüz-
den AB’nin adayõ olamaz. Türki-
ye’nin itirazõ oldu. Türkiye, daha iti-
razõmdan vazgeçtim demeden res-
men başvuru haline getirildi.
Bu bana göre Türkiye’ye karşõ
yapõlan bir saygõsõzlõk ve haksõz-
lõktõ. Resmen açõklandõktan sonra
da Türkiye’nin vetosunu devam et-
tirmesi, NATO bakõmõndan yanlõş
olurdu. Orada bence doğrusu ya-
põldõ. NATO çok yara aldõ. Türki-
ye vetosunu sürdürseydi daha çok
yara alõp bir çõkmaza girerdi. Bun-
lar şimdi geride kaldõ. Artõk başa-
rõlõ olmasõ için Türkiye dahil NA-
TO’nun prestiji açõsõndan herkesin
destek olmasõ lazõm. Aslõnda, Tür-
kiye benim bir adayõm var da di-
yebilirdi. Bunu neden demiyor,
onu da bilmiyorum. Dünya da ba-
kardõ bunun da bir adayõ var diye…
Nitekim daha yeni üye olmuş Bul-
garistan’õn adayõ vardõ, sonra geri
çekti başka. Nedense biz böyle
uluslararasõ kurumlarda kendi gü-
cümüzün gerektirdiği etkinliği gös-
teremiyoruz zaman zaman. Tali-
ban, Rasmussen’in seçilmesini bir
propaganda aracõ olarak zaman
zaman kullanacaktõr. Ama bunu sa-
dece Türkiye’nin değil diğerlerinin
de düşünmesi lazõmdõ.
Musavi İslami rejimin
dışında değil
- İran’da seçimlerin ardından
yaşananları nasıl değerlendiri-
yorsunuz?
- İran’daki son olaylar ilginç. Bir
yanlõşlõk yapmamak gerekiyor.
Musavi, İslami rejimin dõşõnda
bir şey düşünen biri değil. Zaten
Humeyni’nin ekibindendi. Aslõn-
da bunlar iyi yetişmiş elit bir grup.
Orada iki olay var. Hile yapõldõğõ
anlaşõlõyor. Ne boyutta, ne kadar
yapõldõ bunu bilemem, ancak yu-
karõda ciddi iktidar mücadelesi ol-
duğu anlaşõlõyor.
Ama sokaktaki insanõn meselesi
bu değil, onlar daha fazla özgür-
lük ve demokrasi istiyor. Yani Mu-
savi başa gelse bile onlarõn talebini
karşõlayabileyeceğini sanmõyo-
rum. Bu, Humeyni geldiği zaman
da, Hatemi geldiği zaman da
böyle oldu. Ama bu olaylar İran
halkõnõn aslõnda bir değişimin öz-
lemi içinde olduğunu gösteriyor.
Bu tohum atõldõ aslõnda.
Ahmedinejad’õn bu dönemi bir
önceki kadar kolay olmayacaktõr.
Komşu ülke umarõm olmaz ama
sorunlarla karşõ karşõya. Çünkü
kamplaşmaya doğru gidiliyor.
Hikmet Çetin Temmuz 2005’te Kâbil’de Atatürk Hastanesi’nin açılış töreninde, çevredeki köylerden
gelen Afgan kadınlarıyla sohbet ederek, sorunlarını paylaşmıştı. (Fotoğraf: AA)