24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2009 SALI 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B İttifakõneskiSivilTemsilcisiÇetin’egöreAfganistan’dabaşarõsõzlõkterörekarşõdünyanõnyenilgisianlamõnagelir: NATO’nuntekşansõbaşarmak MİNE ESEN NATO’nun eski Afganistan Sivil Temsilcisi, eski Dõşişleri bakanla- rõndan Hikmet Çetin, ittifakõn Af- ganistan’da başarmak dõşõnda başka seçeneği olmadõğõnõ belirterek aksi bir durumun global teröre karşõ dün- yanõn yenilgisi anlamõna geleceğini söyledi. Başarõsõzlõğõn, NATO’nun bundan sonraki işleri, ne yapacağõ ko- nularõnda sorgulanmaya başlanma- sõna da yol açacağõnõ kaydeden Çe- tin, Pakistan sorunu çözülmeden Afganistan’da sonuç elde etmenin zor olduğu görüşünde. Rasmussen’in ittifakõn yeni genel sekreteri olma sürecinde yaşananla- rõn, NATO’nun ciddi yara almasõna neden olduğunu söyleyen Çetin, Ta- liban’õn tüm uluslararasõ müdahale- lere karşõn hâlâ etkin oluşunun ne- denleri, “ek asker gönder” baskõsõna direnen Türkiye’nin Afganistan’a bunun dõşõnda nasõl katkõ sağlayabi- leceğine ilişkin Cumhuriyet’in so- rularõnõ yanõtladõ. - ABD güçlerinin Afganistan’a girerek köktendinci Taliban yö- netimini devirmesinin üzerinden 8 yıl geçti. Ancak bugün gelinen noktada gerek ABD liderliğinde- ki çokuluslu güç gerekse NATO birlikleri, Taliban’a karşı kesin bir başarı elde etmiş değil. Afganistan dipsiz bir kuyu mu? HİKMET ÇETİN - NATO’nun Afganistan’da sorumluluk almasõn- dan bu yana 6 yõl geçti. Çok zor bir ülke. 2001’in sonlarõnda ülkede dev- leti devlet yapan hiçbir kurum, hiç- bir fiziki altyapõ yoktu. 28 yõllõk sa- vaşta hepsi yok olmuş. Bunun ya- nõnda kadõnlar sosyal hayattan dõş- lanmõş, eğitime darbe vurulmuş ve dünyanõn en yoksul ülkelerinden. Bunun ötesinde adõm adõm terörün yönettiği bir devlet haline dönüştü. Sovyetler’le savaş, kendi iç savaşla- rõ, güvenliğin ortadan kalkmasõ, is- tikrarsõzlõk bunlar Taliban’õ tüm Af- ganistan’õ yönetir hale getirdi. El Kaide destekli bir Taliban terör devleti oldu. Bu noktada ABD li- derliğindeki güçler 2001’de Afga- nistan’a girdi. 8 yõlda başarõlar var, başarõsõzlõklar var. Başarõlõ tarafõ, Ta- liban iktidardan uzaklaştõrõldõ; tari- hinde ilk defa cumhurbaşkanõnõ halk seçti, parlamento oluştu. Ve kurum- lar yavaş yavaş yerlerine oturuyor. Ekonomik ve sosyal alanda önemli adõmlar atõldõ. Sadece başkent Kâ- bil’le sõnõrlõ olmaksõzõn yollar, köp- rüler ve hastaneler yapõldõ. Yeterli mi tabii değil. Ama Taliban döne- minde dõşarõ çõkmalarõ bile yasak olan kõzlarõn durumuna bakarsak şu anda ilköğretimde 6 milyonun üze- rinde öğrencinin 2 milyona yakõnõ kõz çocuklar. Bu bile önemli bir adõmdõr. Bu adõmlara karşõn Afganistan hâlâ ekonomik ve sosyal göstergeler açõ- sõndan dünyanõn en yoksul ülkele- rinden birisi. Bu süre içinde ülkede terör önlenemedi. Asıl sorun komşu Pakistan - Başarısızlığın nedenleri neler? - Uluslararasõ yardõmõn yetersiz ol- duğu ve verimli kullanõlmadõğõ bir gerçek. Sanõrõm benim görev yap- tõğõm sõrada olduğu gibi hâlâ yõlda ortalama 2.5 milyar dolar ekonomik alanda kullanõlõyor. Yardõm için söz, vaat çok. Benim kanaatime göre, ülkenin uzun yõllar yõlda 4-5 milyar dolara ihtiyacõ var. İkincisi, gerektiği zaman gerektiği kadar as- ker sağlanamadõ. NATO üyesi ül- kelerden, komutanlarõn ihtiyaç duy- duğu asker sayõsõna ve araç gereç- lere ya geç yanõt verildi ya da bu ta- lepler karşõlanamadõ. Diğer neden Afgan yönetimi Kâbil dõşõnda çok etkili olamadõ. Bunlarõn ötesinde so- run komşu Pakistan. Aslõnda tüm olumsuzluklara karşõn eğer Pakis- tan’õn etkisi olmasaydõ teröre karşõ büyük başarõ sağlanõrdõ. Bir kez taviz verirseniz, gerisi gelir - Pakistan sorunu çözülmeden Afganistan’da başarı sağlamak mümkün mü? - 2005’e kadar olan süre içinde Ta- liban yeniden örgütlendi, yeni finans kaynaklarõ buldu. Bu kaynaklar çok değişik. Bazõ ülkelerin kurumlarõndan, vakõflarõndan, uyuşturucudan kay- nak sağlõyor. Büyük ölçüde finans du- rumlarõnõ çözdüler. Bir de tak- tik değiştirdiler. NATO askeriyle sa- vaşmada başarõlõ olamayacağõnõ bili- yor. Karşõ karşõya gelmek yerine in- tihar saldõrõlarõ, yol kenarõna mayõn, bomba yerleştirerek uzaktan patlat- mak gibi yöntemlere başvurmaya başladõlar. Bu tür saldõrõlar hem ucuz hem de dünyada çok ses getiriyor. Pa- kistan’da vahim olay Svat Vadi- si’nden başladõ. Şunu anlamak lazõm, radikal terör veya radikal İslami ha- reketler, El Kaide destekli. Hedefle- ri bir tane yeri alayõm, tek orada ya- şayalõm, değil, tüm yönetime el koy- mak ve yeni yönetim biçimini oluş- turmak. O yüzden bir kez taviz ver- meye başladõnõz mõ olaylarõn yayõla- cağõ belliydi. “Sadece o vadide şeriat uygulayayım bir daha böyle şeyler yapmam” düşüncesinde değiller, ak- sini düşünmek büyük bir hata. Ayrõca, Pakistan ve Afganistan ara- sõnda uzun zamandõr güven bunalõmõ da var. Bölgede birçok aktör var. Hin- distan, İran, eski SSCB ülkelerinin sõ- nõrdaşlõğõyla dolaylõ Rusya ve tabii uyuşturucu meselesi. Zannedildi ki Pa- kistan’a yapõlacak yardõmla İslama- bad yönetimi bu sorunu orada çözer ama olmadõ daha da büyüdü. Dün- yadaki birçok terör örgütleri o taraf- lara kaydõ. İki ülke arasõnda sõnõr 2 bin 500 km. Sõnõrõn iki tarafõnda da ay- nõ kabileler, Peştunlar yaşõyor. Bu arada Pakistan’õn kuzeyinde binler- ce medrese var. Bu medreselerde fi- zik, matematik öğretilmiyor. Dünya- nõn tüm İslam ülkelerinden oraya ra- dikal gruplar geliyor. Türkiye’den de gidenler var. Onlar orada bir anlam- da cihat eğitimi görüyorlar. Pakis- tan’õn orada kontrolü yok, medrese- ler bir anlamda Taliban üretiyor. Af- ganistan’daki Taliban da Pakistan’daki eğitimleri ve kamplarõyla yeniden örgütlendiler. Pakistan sorunu çö- zülmeden Afganistan’a barõş ve is- tikrar gelmez. Pakistan ve Afganistan işbirliği yaparak birlikte hareket et- medikleri sürece başarõlõ olunamaz. Pakistan ve Afganistan birlikte ele alõnmalõ, sõnõr bölgesinde beraber hareket edilmelidir. B aşarõsõzlõğõn, NATO’nun bundan sonraki işleri, ne yapacağõ konularõnda sorgulanmaya başlanmasõna yol açacağõnõ kaydeden Çetin’e göre Pakistan çözülmeden Afganistan’da sonuç elde etmek zor. NATO’nun eski Afganistan Sivil Temsilcisi Hikmet Çetin, “Pakistan’õn kuzeyinde binlerce medrese var. Bu medreselerde fizik, matematik öğretilmiyor. Dünyanõn tüm İslam ülkelerinden oraya radikal gruplar geliyor. Türkiye’den de gidenler var. Onlar orada bir anlamda cihat eğitimi görüyorlar. Pakistan’õn orada kontrolü yok, medreseler bir anlamda Taliban üretiyor” diyor. ABD ve İttifak çıkış stratejisi hazırlamalı -Afganistan’da başarı için tek başına askeri operasyonlar yeterli mi? HİKMET ÇETİN -İnsanlarõn gönlünü ve des- teğini kazanmadan terörle başarõlõ olamazsõnõz. Operasyonlarda sivillere karşõ çok dikkatli davra- nõlmadõ. Bu Afgan halkõnõn ve dünyanõn desteği ba- kõmõndan oldukça önemli. Sivil kayõplar oldu. En dikkat edilecek konu sivillere zarar gelmemesi. NA- TO güçleri bu konuda dikkatliydi ancak Amerikan askerlerinin olduğu bölgelerde zaman zaman olum- suzluklar yaşandõ. Bu da hem Afgan halkõnõn hem yönetiminin tepkisini çekti. Sanõrõm ABD son za- manlarda daha dikkatli. - Washigton’ın yeni stratejisi sonuç getirir mi? - Afganistan’da yeni bir stratejiye ihtiyaç var. ABD Başkanõ Obama’nõn ortaya attõğõ strateji doğ- ru bir stratejidir. Bir şansõ yanõnda ulusal güvenlik danõşmanõ benim de yakõn dostum olan General Ja- mes Jones var. Jones, benim de Afganistan’da gö- rev yaptõğõm dönemde NATO komutanõydõ. Zan- nedersem bu yeni stratejinin oluşmasõnda da büyük katkõsõ oldu. Yine benimle aynõ zamanlarda Afga- nistan’da bulunan dönemin koalisyon güçlerinin ko- mutanõ Karl W. Eikenberry de şimdi ABD’nin ye- ni Afganistan büyükelçisi. Bu kişiler bölgeyi bilen deneyimli kişiler. Bir adõm atabilirler. Afgan hal- kõ, özellikle genç nesil savaşõ unutmak istiyor. - Yeni stratejinin ittifaka yansıması nasıl olur? Afganistan’da istikrar için ne yapmak gerek? - Afganistan, NATO’nun kuruluşundan bu yana yaptõğõ en önemli operasyonu. NATO’nun başarmak ötesinde başka bir seçeneği yok. Çünkü başarma- masõ ya da bõrakõp gitmesi 2 önemli sonucu ortaya çõkarõr. Birincisi, bu global teröre yenilgidir. Sadece o bölgeye yönelik değil, radikal teröre karşõ dünyanõn yenilgisi olur. İkincisi, NATO’nun bundan sonra- ki işleri, ne yapacağõ konularõ sorgulanmaya başlanõr. Bu nedenle NATO başarmak zorunda. Özellikle Av- rupalõ üyelerinin hepsinin bu konunun bilincinde ol- masõ lazõm: NATO’nun komutanõnõn duyduğu as- ker, araç gereç zamanõnda sağlanmalõdõr. Afga- nistan’la ilgili NATO ve ABD bir çõkõş stratejisi ha- zõrlamalõdõr. Ayrõca Afgan polisinin en iyi biçim- de eğitilmesi gerek. Ağustostaki seçim sonrasõnda Afganistan’õn da stratejisini gözden geçirmesi lazõm. Kâbil ve dõşõnda da verimli ve etkili bir yönetim ya- põlandõrmasõ lazõm. Yolsuzluk ve uyuşturucuyla cid- di mücadele gerekiyor. - NATO Afganistan konusunda hazırlıksız mı yakalandı? İttifak için Afganistan’dan hâlâ çı- kamamanın özeleştirisi ne olabilir? - NATO şunu görmeli: Artõk Soğuk Savaş dönemi NATO’su değil. İttifak kendi değişimini, reformlarõnõ çok hõzlandõrmalõdõr. Aslõnda Afganistan NATO için bir test. Soğuk Savaş döneminde bir silah atmadan caydõrõcõ gücüyle etkin oldu. Balkanlar’da Bosna’da hava harekâtõ yaptõ. Ama ilk kez terörle karadan mü- cadele ediyor. NATO’nun ortak bütçeye dönüşmesi lazõm, ortak fona ihtiyaç var. Her ülkenin kendi ola- naklarõyla ihtiyaçlarõnõ karşõlama döneminin bitmesi gerek. “Bu operasyonu yürütmek için ne kadar süreye, bütçeye ve askere ihtiyaç var?” diye bir stratejiyi masaya yatõrmalõsõnõz. Maalesef NATO, Afganistan’da, belli bir strateji yapmadan olanõ dev- raldõ. Çünkü öbür türlü yürümeyeceği görüldü. NATO siyasi karar aldõktan sonra, askeri kana- dõna daha fazla esneklik verilmesi lazõm. NATO ka- rargâhõna doğrudan hareket etme esnekliği verilmeli. NATO’nun doğrudan göndereceği bir birlik olu- şumuna da gitmek lazõm. Çatışma bölgesine asker zor - Afganistan NATO’nun imajını bozdu mu? - Operasyon uzadõğõ için orada birlikleri bulunan ülkelerin kamuoyunda, parlamentolarõnda ciddi rahatsõzlõklar başladõ. NATO’nun başarõsõyla ilgi- li en önemli konu ulusal çekincelerin ya tamamõy- la kaldõrõlmasõ ya da minimuma indirilmesi. Yok- sa NATO başarõlõ olamaz. Ulusal çekince 2 türlü var. Bir görev çekincesi; şu görevi yapar, şu gör- evi yapamaz diye. İkincisi, coğrafi çekince. Ben şu bölgede görev yaparõm, o bölgede yapmam. Bunun ortaya çõkardõğõ sorunu yaşadõm. Örneğin Hz. Muhammed’e ilişkin karikatür krizinde, başka ba- zõ olaylarda Kâbil’in içinde gösteriler oldu. NATO komutanõnõn Kâbil’in içindeki bir bölgeden diğe- rine asker sevk etme yetkisi yok. Merkezden onay almasõ gerekiyor. Böyle başarõlõ olamazsõnõz. - NATO ve ABD’nin Türkiye’ye yönelik ek as- ker konusunda ısrarlı talepleri var... - Birçok ülke gibi Türkiye’nin de çekinceleri var. Sõcak çatõşma bölgesine asker göndermeme kara- rõ var. Kâbil ve çevresinde görev yapõyor. Geçmişte çatõşma bölgelerine asker göndermeyeceğini söy- lemişti, ileride gönderir mi, bana göre yine zor. Ken- disinin de terörle mücadele yürüttüğünü belirterek göndermedi. Ama bunun yanõnda Afganistan’da Tür- kiye’ye yönelik büyük bir sevgi ve beklenti var. Tür- kiye başka katkõlar yapabilir. Vardak’ta olduğu gi- bi ikinci bir imar takõmõ oluşturabilir. Bunlardan da- ha da önemlisi askerin ve polisin eğitimine daha faz- la katkõ yapabilir. 2 taburu Türkiye’de sõfõrdan eği- tilip araç gereçle geri göndermek gibi. Ayrõca da- ha fazla sivil ve askeri öğrenciyi Türkiye eğitebi- lir, ekonomik yardõmõnõ da arttõrabilir. Abbas Türkiye’ye geliyor TEL AVİV (AA) - Filistin Yönetimi Devlet Başkanõ Mahmud Abbas’õn, perşembe günü Türkiye’yi ziyaret edeceği bildirildi. Abbas’õn cuma günü Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu ile bir araya geleceği de öğrenildi. Abbas’õn beraberindeki heyette, Başkanlõk Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyna ile Filistinli Baş Müzakereci Saib Erekat da yer alacak. Abbas’õn Türkiye’deki temaslarõnda, Ortadoğu barõş sürecinin ele alõnacağõ belirtiliyor. Filistin-İsrail söz düellosu TEL AVİV (AA) - Filistin Yönetimi Devlet Başkanõ Mahmud Abbas ile barõş görüşmelerinin yeniden başlamasõ halinde İsrail tarafõnõn başkanlõğõnõ yapmasõ beklenen ve aşõrõ sağcõ görüşleriyle tanõnan İsrail Dõşişleri Bakanõ Avigdor Lieberman arasõnda gerginlik artõyor. Abbas, Lieberman’õn Dõşişleri Bakanlõğõ görevine atanmamasõ gerektiğini söylerken, Lieberman da Abbas’õn otoritesinin ve meşruiyetinin giderek kaybolduğunu öne sürerek “Filistinlilerin ancak yarõsõnõ temsil ediyor” dedi. “İsrail başbakanõ olsaydõm, Lieberman’õn yerine muhalefet lideri, Kadima Başkanõ Tzipi Livni’yi atardõm” diyen Abbas, Livni’nin koalisyonda bulunmasõ halinde durumun daha farklõ olacağõnõ söyledi. Lieberman ise “Biz Filistin Yönetimi ile bir anlaşma imzaladõk. Biz bu anlaşmayõ tüm Filistinlileri temsil eden Filistin Yönetimi ile yaptõk. Ama bugün Batõ Şeria’da Fetihland, Gazze’de ise Hamasistan var” diye konuştu. İsviçreli rehine serbest Dış Haberler Servisi - El Kaide’nin Kuzey Afrika kanadõnõ oluşturan İslami Magrip örgütünün Nijer’de rehin aldõğõ 6 Batõlõ turistin sonuncusu olan İsviçreli Werner Greiner’in serbest bõrakõlmasõ için örgüte 3 milyon Avro ödendiği bildirildi. Cezayir gazetesi El Haber’in haberine göre fidye, Nijer’in kuzeyinde bir Berberi aracõlõğõyla birkaç gün önce ödendi. Greiner, Malili yetkililere teslim edilirken fidyenin kimler tarafõndan ödendiğiyle ilgili açõklama yapõlmadõ. Japonya’da hükümet krizi Dış Haberler Servisi - Japonya’da ana muhalefet partisi, başbakan ve kabinesine karşõ parlamentoya güvensizlik önergesi sundu. Japonya Demokratik Partisi sözcüsü Toshiaki Oikawa, önergenin diğer muhalefet partileriyle birlikte sunulduğunu söyledi. Önerge, Başbakan Taro Aso’nun parlamentoyu gelecek hafta feshedip erken seçimlere gideceğini açõklamasõnõn ardõndan geldi. Aso’nun partisi, hafta sonunda yapõlan Tokyo belediye seçimlerinde ağõr yenilgi almõştõ. İttifak Rasmussen’de yara aldõ - İlk kez Danimarka’da ya- yımlanan Hz. Muhammed kari- katürlerinin yol açtığı krize kar- şın NATO Genel Sekreterliği’ne eski Danimarka Başbakanı Ras- mussen’in seçilmesini nasıl yo- rumluyorsunuz? HİKMET ÇETİN - Aslõnda ge- nel sekreterlik konusu başõndan so- nuna kadar yanlõş götürüldü. Ras- mussen değerli bir devlet adamõ. Bu olayda “Ben basın özgürlüğü- ne müdahale edemem” dedi. Ama bunu Afganistan’da anlatamazsõnõz. Orada öyle bir özgürlük yok. Ve ka- rikatür krizi nedeniyle bir Danimar- ka tepkisi oldu. O nedenden yanlõş- tõ. Ama bu Türkiye’nin meselesi değil. Bunun ikili mesele haline dö- nüşmesi de doğru değildi. NATO ko- nuyu yanlõş götürdü. Şimdiye kadar NATO Genel Sekreterliği, görüş- melerle uzlaşma sağlanmadan açõk- lanmazdõ. Daha tüm ülkelerin onayõ alõnmadan isim ortaya atõldõ. Başka bir hata da Almanya-Fransa AB’nin adayõ, hatta bizim adayõmõz dediler, kimse buna tepki göstermedi aslõn- da. NATO, AB’nin altõnda bir kurum ya da savunma örgütü değil, o yüz- den AB’nin adayõ olamaz. Türki- ye’nin itirazõ oldu. Türkiye, daha iti- razõmdan vazgeçtim demeden res- men başvuru haline getirildi. Bu bana göre Türkiye’ye karşõ yapõlan bir saygõsõzlõk ve haksõz- lõktõ. Resmen açõklandõktan sonra da Türkiye’nin vetosunu devam et- tirmesi, NATO bakõmõndan yanlõş olurdu. Orada bence doğrusu ya- põldõ. NATO çok yara aldõ. Türki- ye vetosunu sürdürseydi daha çok yara alõp bir çõkmaza girerdi. Bun- lar şimdi geride kaldõ. Artõk başa- rõlõ olmasõ için Türkiye dahil NA- TO’nun prestiji açõsõndan herkesin destek olmasõ lazõm. Aslõnda, Tür- kiye benim bir adayõm var da di- yebilirdi. Bunu neden demiyor, onu da bilmiyorum. Dünya da ba- kardõ bunun da bir adayõ var diye… Nitekim daha yeni üye olmuş Bul- garistan’õn adayõ vardõ, sonra geri çekti başka. Nedense biz böyle uluslararasõ kurumlarda kendi gü- cümüzün gerektirdiği etkinliği gös- teremiyoruz zaman zaman. Tali- ban, Rasmussen’in seçilmesini bir propaganda aracõ olarak zaman zaman kullanacaktõr. Ama bunu sa- dece Türkiye’nin değil diğerlerinin de düşünmesi lazõmdõ. Musavi İslami rejimin dışında değil - İran’da seçimlerin ardından yaşananları nasıl değerlendiri- yorsunuz? - İran’daki son olaylar ilginç. Bir yanlõşlõk yapmamak gerekiyor. Musavi, İslami rejimin dõşõnda bir şey düşünen biri değil. Zaten Humeyni’nin ekibindendi. Aslõn- da bunlar iyi yetişmiş elit bir grup. Orada iki olay var. Hile yapõldõğõ anlaşõlõyor. Ne boyutta, ne kadar yapõldõ bunu bilemem, ancak yu- karõda ciddi iktidar mücadelesi ol- duğu anlaşõlõyor. Ama sokaktaki insanõn meselesi bu değil, onlar daha fazla özgür- lük ve demokrasi istiyor. Yani Mu- savi başa gelse bile onlarõn talebini karşõlayabileyeceğini sanmõyo- rum. Bu, Humeyni geldiği zaman da, Hatemi geldiği zaman da böyle oldu. Ama bu olaylar İran halkõnõn aslõnda bir değişimin öz- lemi içinde olduğunu gösteriyor. Bu tohum atõldõ aslõnda. Ahmedinejad’õn bu dönemi bir önceki kadar kolay olmayacaktõr. Komşu ülke umarõm olmaz ama sorunlarla karşõ karşõya. Çünkü kamplaşmaya doğru gidiliyor. Hikmet Çetin Temmuz 2005’te Kâbil’de Atatürk Hastanesi’nin açılış töreninde, çevredeki köylerden gelen Afgan kadınlarıyla sohbet ederek, sorunlarını paylaşmıştı. (Fotoğraf: AA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear