26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 9 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Siz Cumhurbaşkanı Olsaydınız... Bugün, doğrudan okurların görüşünü almak amacıyla, gazi üsteğmen avukat Serdar Öztürk’ün dünkü Cumhuriyet’te yer alan öyküsüne değinmek istiyorum. Savcının talebi ile nöbetçi mahkeme tarafından, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Öztürk, 1994 yılında Silopi’de mayına basarak bir gözünü yitirdiği için Silahlı Kuvvetler’den ayrılmak zorunda kalmış bir gazi. Yaşamının bundan sonraki aşamasında, hukuk öğrenimini tamamlayarak avukatlığa başlıyor. O arada da Cumhurbaşkanı tarafından Dev- let Övünç Madalyası ile onurlandırılıyor. Öykünün derin tarafını Öztürk’ün savunmasını üstlenen avukatı Hasan Gürbüz’ün açıklama- sından öğreniyoruz. “Bir insan, hem devletin övüncüne mazhar ol- muş bir kahraman, hem de terör örgütü üyesi ola- maz. Hizmetim, feda ettiğim gençliğim ve sağlı- ğım devletime helaldir” gerekçesinin yer aldığı bir dilekçeye eklediği madalyasını, özel bir kurye eli ile Cumhurbaşkanlığı’na geri gönderiyor Silivri Ce- zaevi’nin bilmem kaçıncı tutuklusu gazi avukat üs- teğmen Serdar Öztürk. Bu davranış, yani devlet onur madalyasının terör suçlaması ile bağdaş- mayacağı gerekçesi ile, devletin en üst katına ge- ri gönderilmesi, ani bir tepkinin sonucu mudur? Yoksa o madalyanın simgelediği devlet onurunu koruma amaçlı bir duyarlılık mıdır? Bence herkesin, ama en başta o madalyayı o gazi üsteğmenin göğsüne takmış olan Türkiye Cumhurbaşkanı’nın düşünüp yanıtlaması gere- ken soru budur. Devletin gösterdiği gerekçe Madalya, Serdar Öztürk’e Genelkurmay Baş- kanlığı’nın önerisi ile Bakanlar Kurulu’nun Cumhurbaşkanı’na yaptığı bir başvuru sonu- cunda verildi. “Yurt içinde veya dışında gösterdiği sorumlu- luk ve görev anlayışı içinde, feragat ve feda- kârlık, başarı ve yararlılık dolu çalışmalarıyla Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti adına haklı gurur kaynağı teşkil ederek malul olan- lara ve şehit olan kişilerin ... yasal mirasçıları- na” verilen o övünç madalyasını aldığı zamanki duygularını, eminim bugün sıradan bir terör tu- tuklusu durumuna sokulan o gazi üsteğmen, avu- katına “Bu madalyamı bu dilekçe ile Çankaya’ya gönderin” dediği anda da yeniden yaşamıştır. Ucu açık bir terör soruşturmasının en yeni mağ- duru Öztürk’ün tutukluluğunun hangi gerekçeye dayandığını bilmiyorum. Ama tutuklama işleminin ceza usul yasamızda, daha çok bir tedbir anlamı taşıdığını, hukuk fakultesindeki öğrencilik yılla- rımdan bu yana kim bilir kaç kez sanık ya da avu- kat olarak yargıçlara söyledim. Parlamento ko- nuşmalarında ya da yazılarımda yineledim... Kafamdaki zor sorular... Bugün o konuya da yeniden eğilmeyi düşün- müyorum. Benim bu yazıdaki amacım bambaşka bir kay- gıdan kaynaklanıyor. O madalyayı Öztürk’e veren makamın bugün- kü sahibi, kendisine sunulan dilekçeyi okuduktan ve kadife kutusu içindeki onur madalyasına bak- tıktan sonra sizce ne yapmıştır? Bu da Gül’e düşen tarihi fırsat Dilekçe sahibinin “Bir insan hem devletin övün- cüne mazhar olmuş bir kahraman; hem de terör örgütü üyesi olamaz” feryadı karşısında Sayın Cumhurbaşkanı ne düşünmüş olabilir. “Haklısın” mı der? Yoksa hadi oradan diye dilekçeyi dos- yasına mı koydurtur? Ya o kadife kutu içindeki ma- dalya ne yapılır? Karşılaştığı davranıştan ötürü kendisini teselli için dilekçesini, “Hizmetim, feda ettiğim gençliğim ve sağlığım devletime helaldir” sözleri ile bitiren tu- tuklu gaziye, “Derdini bana değil, itirafçı gizli ta- nıklara anlat” mı denilir? Yoksa, “Benim, başbakanın çocukları hiç ma- yın döşenmiş yerlerde görev alıyorlar mı” türün- den bir yanıt yazılması için Cumhurbaşkanlığı Ge- nel Sekreteri’ne talimat mı verilir? Sizler Çankaya’da oturan kişinin yerinde ol- saydınız bu “tarihi fırsat”ı nasıl değerlendirir ve bir gaziye ne tür yanıt verirdiniz? Umarım Öztürk, itirafçı gizli tanıkların savlarının aksine teröre bulaşmayan bir kişi olarak tez za- manda aklansın ve yeniden işine, evine dönsün. Geri gönderilmiş o madalya da, devletin bir ib- ret belgesi olarak, şayet varsa Çankaya Müze- si’nde gelecek kuşaklara gösterilmek üzere ser- gilensin... Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net İLHAN TAŞCI ANKARA - Türkiye Barolar Birli- ği (TBB) Başkanõ Özdemir Özok, AKP’nin 12 Eylül Anayasasõ’na bile ta- hammül edemediğini ve Cumhuriye- tin kazanõmlarõnõ savunamadõğõnõ vur- gulayarak “AKP dikensiz gül bah- çesine dönüşmüş bir toplum ve si- yasal düzeni hedefliyor” dedi. Hu- kukun ayaklar altõnda olduğuna işaret eden Özok, Ergenekon soruşturmasõ- nõn, savcõlõk kurumunun yetki ve gö- revlerinin tartõşõlmasõnõ zorunlu hale ge- tirdiğini söyledi. TBB’nin başkanlõğõ- na yeniden seçilen Özok’un sorularõ- mõza verdiği yanõtlar şöyle: - Son dönemde hukuk devletinin yoksunluğuna ilişkin yakınmalar öne çıkıyor. Hukuk devletinden ne anlaşılmalı, iktidar bu anlayışa sahip mi? - TBB kurulduğu günden bu yana ek- siksiz demokrasi, insan haklarõ ve hu- kuk devleti ilke ve kavramlarõnõn Tür- kiye’de yaşama geçmesi için durak- samadan mücadele vermiştir. Herkesin kendisi için demokrat olduğu, kendi- si için insan haklarõ ve özgürlüklerini istediği bir süreçte bunu tabana yaymak ve hukuk devleti anlayõşõnõ toplumun her bireyine hissettirmek gereklidir. Herkes hukuk devletinden bahsediyor. Hukuk devleti demek yönetenlerin de yönetilenler kadar kendisini hukukla bağlõ hissettiği bir devlet anlayõşõdõr. Her şeyin güvencesi hukuktur. Asla ve asla tebaa ve kul yoktur. Burada özgür birey vardõr. Ama her geçen gün itaat ve biat kültürünün geliştiği toplumsal yapõda hukuk devletini yeniden ayağa kaldõrmak, hukuk devletini bütün ku- rum ve kurallarõyla işletmek son derece güç. Bu noktada TBMM, hukuku ye- niden ayağa kaldõrma misyonunu üst- lenmişti. ‘HUKUK DEVLETİ YOK’ - Hukuk ayaklar altında mı? - Maalesef bugün Türkiye’de hukuk istediğimiz, özlediğimiz, beklediği- miz noktada değil. Hukuk devleti iş- lemiyor, çalõşmõyor, hukuk devleti yok. Hukuk devleti insanlarõn hukuki güvenliğini sağlayan devlet demektir. Bugün Türkiye’de hukuk devletinden söz etmeye olanak yoktur. Mardin’de bir gece ansõzõn 44 kişi katledildi. Kim bunun sorumlusu? Bireysel utan- ma, sõkõlma duygusu ülkemize ne za- man geri gelecek? Yaptõğõmõz işin so- nucunun, öncelikle kendi kendimize hesabõnõ vermeliyiz. Hukuk devleti insanlarõn kendisini güvende hissettiği bir devlettir. Tür- kiye’de son yõllarda maalesef bunu kay- bettik. Hukuku yeniden ayağa kaldõr- mak zorundayõz. - Tüm yurttaşların izlenmesine yönelik dinleme kararları ortaya çıktı. Soruşturmalarda dinleme is- tisna olmasına karşın genel kural gi- bi uygulanıyor... - Yargõtay 8. Ceza Dairesi’nin peş peşe verdiği kararlar, telefon dinle- melerin özel haberleşme özgürlüğünü nasõl engelendiğini çok net biçimde or- taya koymakta. Biz davalarõn isimle- riyle uğraşmõyoruz. Ergenekon dava- sõ da olabilir, Deniz Feneri de, başka- ca bir kaçakçõlõk davasõ da. Ergenekon davasõnda başõndan beri hukuk ilkele- ri egemen olsun, ilkelere uygun so- ruşturma ve kovuşturma yapõlsõn isti- yoruz. ‘HUKUK DEVLETİ NUTUK MALZEMESİ DEĞİLDİR’ - Sizce Ergenekon soruşturması ve davasında hukuk ilkeleri yok mu sa- yılıyor? - Yargõtay’õn kararõnõ Ergenekon davasõna bakan yüce mahkeme heye- ti en iyi şekilde değerlendirecektir. Av- rupa İnsan Haklarõ Mahkemesi dinle- meyi kabul ediyor ama bir koşulla; bu tür dinlemelerin istisnai başvurulma- sõ gereken yöntem olarak kabul ediyor. Düşünebiliyor musunuz, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili dinleniyor, ağõr ceza mahkemesi başkanõ dinlen- memek için odasõnda dinlemeyi kese- cek alet kullanõyor. Sade yurttaştan en sorumlu kamu görevlisine kadar din- lenme kuşkusunu taşõyan bir toplum- da hukuk devletinden söz edebilir mi- siniz? Kürsülerde söylenen nutuk mal- zemesi gibi bir hukuk devleti değil, yö- netenlerin de yönetilenler kadar ken- disini hukukla bağlõ hissettiği hukuk devletini ayağa kaldõrmak zorundayõz. ‘AKP dikensiz gül bahçesi istiyor’- Nasıl bir anayasa değişikliği ya- pılmalı, ilke olarak ve iktidar tek başına bunu yapabilir mi? - Türk ulusu olarak gerçekten çok anayasa yapmõş, arayõşlarõ içinde ol- muş bir toplumuz. Bir toplumun böyle sõkça anayasa değişikliği yapma ihti- yacõnõ hissetmesi demokrasi için sağ- lõklõ bir gösterge değil. Demek ki o toplumda hâlâ bazõ evrensel ilke ve kavramlar yeterince oturmamõş. AKP yöneticileri 1982 Anayasasõ’na bile tahammül edemiyor. Başlangõç hü- kümlerindeki demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ve Cumhuriyetin getir- diği kazanõmlarõ dahi savunup onun arkasõnda duramõyorlar. Böylesi bir anlayõşõ ortaya koyan siyasal iktidarõn geniş kitlelerin, toplumun tamamõnõn güvenini, onayõnõ, desteğini alacağõ bir anayasa yapabileceğine inanmak mümkün mü? Öncelikle AKP yöneti- mi net şekilde ülkenin aydõnlõk, çağ- daş, uygar, demokratik, sivil toplum geleceğine inandõğõ konusunda geniş kitlelere güven vermelidir. Maalesef iktidarõn zaman zaman ortaya koydu- ğu uygulamalar bu güven bunalõmõna neden olmaktadõr. Bunu yalnõzca biz değil, muhafazakâr, liberal birçok ke- sim dahi bu tespiti paylaşõyor. 12 Ey- lül Anayasasõ’nõn Türkiye’nin başõna çok badireler açacağõnõ söylemişiz. Bugün değil 2-3 Ekim 1982 günlü toplantõlarda. Dolayõsõyla 12 Eylül Anayasasõ’nõ savunmamõza olanak var mõ? 12 Eylül müdahalesi siyaseti al- tüst etti. 12 Eylül hukukunun ve ko- şullarõnõn getirdikleri, 2002’de AKP’yi iktidara taşõdõ. Hukuku, de- mokrasiyi yalnõzca kõsa mesafedeki çõkarõ için değil tüm toplumun yararõ olarak görmek, ona göre bir anayasa değişikliği hazõrlamak gerekir. - Anayasa Mahkemesi’ne Mec- lis’ten üye seçilmesi, parti kapatma davaları için Meclis’in onay koşulu şeklinde değişiklikler tartışılıyor... - Bunlarõ üst üste koyduğumuzda AKP, bundan önceki FP’nin, MSP’nin yaşadõğõ süreci tümden orta- dan kaldõracak, engelleyecek bir ana- yasal düzeni, dikensiz gül bahçesini, toplumsal ve siyasal düzeni hedefli- yor. Döner sorarlar, hepsini yapõyor- sun da son derece önemli kavram ve kurumlar var, aynõ heyecanõ onlar için niye göstermiyorsun? İktidar güven tazelemezse yapõlan hiçbir anayasa değişikliği toplumun tümüne yapõlmõş kabul edilemez. Eğer tek başõna ya- parsa bu AKP’nin siyasal yaklaşõmõnõ temsil eder. Azõnlõkta, muhalefette ka- lanlarõn da mutlaka yeniden yapõlacak anayasada yer almasõ ve benim anaya- sam diyebilmesi lazõm. - Size göre yargı siyasallaşmış mıdır? Danıştay kara- rına tepki gösterip ulemaya sorulmasını isteyenler, Er- genekon soruşturmasına yönelik eleştiriler yöneltenleri yargıya saygıya davet ediyor. Yargı mı siyasallaşıyor, iktidar mı kendi yargısını yaratmaya çalışıyor? - Maalesef ikisi de var. Bugünkü düzen bu sonucu do- ğuruyor. Türkiye’de kuvvetler ayrõlõğõna kesinlikle uyul- malõ. Çünkü hukuk devletinin olmazsa olmazõ. Uygula- mada yasama ile yürütme çoğu kez başbakanlarõn teke- linde kullanõlõyor. Bu gücün karşõsõnda durmak mümkün değil. Örgütlenmiş demokratik toplumsal yapõ da yok. Bu boşluğu kendi gücüyle anayasal düzeni, hukuk devletini ve demokratik sistemi yaşatmak ve koruma görevi de yargõya kalõyor. Yargõ, iktidarõn hukuk dõşõ tutum ve dav- ranõşlarõnõ hukuka uygun hale getirmek için olağanüstü çaba sarf ediyor. Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kuru- lu’nda adalet bakanõ ve müsteşar oldukça, adalet bakanõ- nõn emriyle harekete geçen teftiş kurulunun korunduğu bir düzende, siyasal iktidarlarõn yargõya müdahalesini ön- lemeye olanak yok. Yüksek yargõçlar hariç, Türkiye’deki 81 il başsavcõsõ ve tüm yargõçlar ile savcõlar için soruştur- ma başlatmak adalet bakanõnõn iki dudağõnõn arasõnda. Bu yetki kullanõldõğõ sürece bağõmsõz yargõdan ve yargõç güvencesinden söz etmeye olanak yok. Yargõ bağõmsõzlõ- ğõnõ tam gerçekleştirebilmemiz için çoğu zaman yürüt- menin de gücünü arkasõna alan savcõlõk kurumunu mutla- ka yeniden masaya yatõrmak mecburiyetindeyiz. Hak ve yetkilerini, görevlerini tartõşmak ve konuşmak zorunda- yõz. En sade yurttaşõn dahi vicdanõnõ rahatsõz eden, kirle- ten, vicdan azabõ çekmesine sebep olan hukuk ihlallerinin olduğu, herkesçe dillendirilen Ergenekon davasõnda çok net şekilde ortaya çõktõ. Savcõlõk kurumunun mutlak su- rette yargõdaki etkinliği, gücü, yetkisi ve görevi yeniden tanõmlanmalõdõr. - Yetki kısıtlamasına mı gidilmeli? - Kõsõtlanmalõ mõdõr, yoksa Adalet Bakanlõğõ’na bağlõ, kamu adõna dava açan bir iddia makamõ olarak yargõ ile iç içe, hükümetle iç içe pozisyonundan mutlaka kurtarõl- malõ. ‘TALİHSİZ AÇIKLAMA’ - Başbakan, Ergenekon soruşturmasına gönderme yaparak iktidar olmazdan önce ‘çeteyi’ bildiğini, ikti- dara gelince de düğmeye basıldığını söyledi. Bu soruş- turma iktidarın bir rövanş alma duygusunun yansı- ması olabilir mi? - Bunu hangi amaçla ve nedenle Başbakan söylemiştir bilemiyorum. Bunu iktidara gelmeden önce biliyoruz de- mek, en azõndan Ergenekon davasõyla ilgili yargõlanan in- sanlar ve yargõlama açõsõndan çok talihsiz. Ne kadar iyimser yorum yaparsanõz yapõn, akla gelen daha önce- den bilinen, düşünülen, yapõlmasõ istenen bir kurguymuş gibi değerlendirilir. Çok iyi niyetli, ilkeli ve hukuka uy- gun yargõlama yapma durumunda olan mahkemeyi de zan altõnda bõrakõr. Yargõnõn üzerine gölge düşürür. Kim ne yapmõşsa hukuk devleti ilkeleri içerisinde yargõlanõp hak ettiği cezayõ alsõn. Çok önceden kurgulanmõş, düşü- nülmüşse bunun adõna bağõmsõz, yansõz yargõ denilemez. Biz bunun ülkemizde yaşama geçmesini istiyoruz. - Ergenekon soruşturması siyasallaşmış mıdır? - Onun için çok net bir yargõya varmak güç diye düşü- nüyorum. Çünkü yargõçlar ve savcõlar iktidarõn payandasõ değildir. Olayõ tespit etsem bile tanõmlayamayacak kadar bu konuda yargõya inanan, yargõnõn objektifliğine inanan biriyim. Ergenekon olarak adlandõrõlan soruşturmada, hu- kuka, vicdanõna uygun işlemler yapan insanlarõ belirli bir statünün içine hapsetmemeye, hâlâ onu yapmamaya özen gösteriyorum. Bir yargõç arkadaşõn, demek dõşarõdan biz böyle anlaşõlõyoruz, demesini asla istemem. ‘Savcõlõkyetkilerimasayayatõrõlmalõ’ ‘Yeni plan tadilatı yapar satarız’ İstanbul Haber Ser- visi - İBB Başkanõ Kadir Topbaş, Dubai Şeyhi El Maktum’un şirketi Saba Dubai’ye satõlan ancak bedeli tahsil edilemeyen Levent’teki İETT arazi- siyle ilgili yargõ süreci- nin devam ettiğini belir- terek bir sonuç çõkmadõ- ğõ takdirde gerekçeleri dikkate alarak yeni bir plan tadilatõ yapõp arsayõ imarlõ bir şekilde sata- caklarõnõ söyledi. Top- baş, “Belediyenin plan yapma yetkisi kõsõtlan- mamalõdõr” dedi. Seyhan Soylu ifade verdi İstanbul Haber Ser- visi - “Ergenekon” so- ruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõndõktan sonra serbest bõrakõlan “Sisi” lakaplõ Seyhan Soylu, soruşturmayõ yü- rüten savcõlarla görüştü. Soylu, “Cumhuriyet Kadõnlarõ Projesi”nin yer aldõğõ bilgisayarla- rõn, CD’lerin ve evrak- larõn suç unsuru bulun- madõğõ için kendisine iade edileceğini, ayrõca soruşturma savcõlarõna medya grup başkanõ ol- duğu Kanal T televiz- yonunda bugün başla- yacak bir programla il- gili danõştõğõnõ belirtti. Perinçek’e suikast iddiası ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - İP Ge- nel Başkanvekili Meh- met Bedri Gültekin, Er- genekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan İP Genel Başkanõ Doğu Perinçek’in oğlu Meh- met Perinçek’e yönelik suikast hazõrlõğõ olduğu- nu ileri sürdü. Gültekin, suikast ihbarõnõn bir gü- venlik yetkilisi tarafõn- dan İP avukatlarõndan Osman Aydõn Şahin’e yapõldõğõnõ kaydetti. Kılıçdaroğlu’na tuhaf suçlama MUĞLA (Cumhu- riyet) - AKP Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hõdõr, bir mitingde “O belgeleri Sayõn Baş- bakan’õn alnõna çivile- rim” diyen CHP Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğlu’nun Baş- bakan’õ ölümle tehdit ettiğini ileri sürerek savcõlarõ göreve çağõrdõ. Hõdõr, “Alnõna çivilerim ifadesi deyim değildir. Gönlünden geçen ama yapamadõğõ bir tehdit unsuru taşõyor” dedi. Maliye’ye yeni müsteşar ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Ma- liye Bakanlõğõ Müste- şarlõğõ’na Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü Naci Ağbal vekâleten atandõ. Ağbal’õn Maliye Bakanlõğõ Müsteşarlõ- ğõ’na asaleten getirilme- sine ilişkin kararname- nin de hazõrlanarak im- zaya gönderildiği öğre- nildi. Ağbal, YÖK Ge- nel Kurulu ve THY Yö- netim Kurulu üyelikle- rini de yürütüyor. TBB Başkanõ Özok, Ergenekon soruşturmasõnõn, savcõlarõn yetkilerini tartõşmayõ zorunlu hale getirdiğini söyledi. AKP’nin Cumhuriyet kazanõmlarõna sahip çõkmadõğõnõ belirten Özdemir Özok, ‘Ergenekon vicdanõ yaralõyor’ dedi ‘Hukuk ayaklar altõnda’ - Yargı reformunun yapılmasına yöne- lik çalışmalar da var. Hazırlanan taslağın mahkemelerden önce AB yetkililerine su- nulması tepkiye neden olmuştu. Yargıda nasıl bir reform yapılmalı? - Bugün yapõlan yargõ reformu çalõşmalarõ tamamen AB’nin zorlamasõ ile sureti haktan yapõlan çalõşmalardõr. Siz eğer kendi ülke- nizde halkõnõz, ulusunuz için yargõ reformu istiyorsanõz, gerçekten güvenilir bir tam ba- ğõmsõz yargõ, güvenceli yargõ istiyorsanõz, hukuk fakültelerinden başlayacaksõnõz. Sil baştan hukuk devletinin önünü açacak, her bireye güvence olacak bir anlayõşõ yeniden baştan aşağõ yapmak lazõm. Yoksa beş on ta- ne temel yasada değişiklikle yargõ reformu gerçekleştirmeye olanak yok. Yargõ refor- mundan bahsedebilmek için yasama, yürüt- me ve yargõ arasõndaki dengeyi çok net, so- mut şekilde ortaya koymak gerekir. ‘AB’NİN ZORLAMASIYLA’ TBB Başkanı Özok, sade yurt- taştan en sorumlu kamu görevlisine kadar dinlenme kuşkusunu taşı- yan bir toplumda hukuk devletin- den söz edileme- yeceğini söyledi. (FotoğrafLAR: NECATİ SAVAŞ) ZİYARETÇİ YASAĞI DEVAM EDİYOR Manisalı’nın tedavisi sürüyor İstanbul Haber Servisi - Sol göğsündeki kanser- li kitle nedeniyle Haseki Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde geçen hafta ameliyat edilen ga- zetemiz yazarõ, iktisatçõ Prof. Dr. Erol Mani- salı’nõn tedavisine 2. Genel Cerrahi Klini- ği’nde devam ediliyor. Ameliyat sonrasõ onko- lojik araştõrmalarõ devam eden Manisalõ’ya ne tür bir tedavinin uygulanacağõ önümüzdeki haftalarda belli olacak. Doktorlarõn olasõ en- feksiyon riskine karşõ Manisalõ’ya getirdiği zi- yaretçi yasağõ da sürüyor. Yüz felci geçirerek geçen hafta Haseki Eği- tim ve Araştõrma Hastanesi’ne kaldõrõlan eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun tedavisi Kulak Burun Boğaz (KBB) Kliniği’nde devam ederken İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde anjiyo olan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’õn da tedavisi sürüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear